________________ TARTIŞMA
Eyüp ‘Sultan’ im dir?
mJSBSSSSSSkm
...II ı ı ıı ■ ın.ı— ■■ ■■■■ ıBurada kabri bulunan muhteremin ismi ‘H alid’ olmasına
karşın kendi sıfatına eklenen oğlu ‘Eyyub’un’ ismi hem de
tek başına Eyüb olarak yerleşmiştir.______________________
26 mayıs pazar günü Eyüb Lisesi’nin ge leneksel ‘Pide Günün’de liseden yetişenler bir olup-bitti ile karşılaştı; kırk yıllık Eyüb Lisesi’nin adının Eyüb ‘Sultan’ Lisesi ola rak değiştirilmiş olduğu bildirildi.
Son yıllarda böylesi yer, anıt-bina isim değişikliklerinin moda haline geldiğine ta nık olmaktayız. 1980’lerde ne kadar ‘Ev- ren’li yerimiz olduğunu bilmeyen yoktur. Bu arada eski, Bizans veya Rum isimlerini de millileştirmeye başladık, örneğin bir yö re adını eski Rum sözcüğüdür diye değişti rip ‘Yalı’ köyü koydular. Oysa, ‘yalı’ da Rum kökenli bir sözcüktür.
Bugün “ azınlık” olarak kalan eski İstan bullular iyi bileceklerdir; Eyüb, İstanbul’ un en eski yerleşim alanlarından biri oldu ğu kadar, softa ve bağnazlıktan uzak, di- nibütün ilim-irfan sahibi, medeni bir “ cemaatin” yaşadığı yöreydi. Eyüb’te, yal nızca, “ Halid-i Bin Zeyd Eba Eyyub El Ensar” hazretlerinin kabri ve camii değil, nice sayılı padişah, vezir, ulema, musikişi nas, şair, devlet adamının kabri ve ünlü Fransız şair ve romancısı, Pier Loti’nin ya şadığı ev de vardır.
İşte böyle manevi özellikleri ve bir za manlar eşsiz tabiat güzellikleri olan bu il çe, İstanbul’un her yerini, kanser hastalığı gibi saran çarpık kentleşmeden nasibini al mış; giderek fabrikalara teslim olmaktan kurtulamamıştır. Son olarak İstanbul ve Haliç’in kurtarıcısı eski belediye başkanı- nın yıkımı sonucunda da büsbütün tanın maz hale gelmiştir.
Eyüb adı ise nedense eskiden beri yalnış olarak kullamlagelmiştir. Çünkü, Eyüb Ca mii avlusunda türbesi bulunan “Halid-i Bin
rf W ^
w
'
Zeyt Eba Eyyub El Ensar”dır. Arapça olan bu ada göre Hz. Muhammed’in bayrakta rı olan ve İstanbul’un kuşatılması sırasın da şehit düşen zatın asıl adı “ HALİD” tir. Arapçadan gelen bu isme göre Halid-i Bin Zeyd; Zeyid’in oğlu ve Eba Eyyub; Eyyub’ un babası, El Ensar da Medineli demektir. Kısaca dilimize göre söylersek; Zeyid’in oğ lu, Eyyub’un babası Medineli Halid.
Burada kabri bulunan muhteremin ismi ‘Halid’ olmasına karşın kendi sıfatına ek lenen oğlu ‘Eyyub’un’ ismi hem de tek ba şına Eyüb olarak yerleşmiştir. Hz. Halid’- in oğlu Eyyub’un ve babası Zeyd’in burayla ilgisi olmadığı gibi burada mezarları da yoktur.
‘Sultan’ sözcüğüne gelince;‘Sultan’ ne demektir? Sultan, padişah sanlarından (sı fatlarından) biridir. Din büyükleri için bu nu bir sıfat olarak kullanmak doğru değil dir. Saraylı hanımlar için (Hürrem Sultan,
-
(
q
'fl
-Valide Sultan- gibi) kullanılmasının doğ ru olduğu bile kuşkuludur. Günümüzde de ğerli hanım sanatçılarımıza “ sultan” den mesi ise (Türkân Şoray’a, ‘Türkân Sultan’ denilmesi gibi) sadece bir ‘nükteli deyiş’tir.
Gerçi öteden beri, Eyüb’e gidenler, “Eyüb Sultan’a gidiyorum” , “ Eyüp Sul tan Camii’ne ziyarete gittim” gibi sözler sarf ederler. Ama Eyüb Lisesi, kuruluşun dan bu yana (35 yıldır) sadece ‘Eyüb Lisesi’ diye anılmıştır. ‘Eyüb Sultan Lisesi’ den diğine tanık olan yoktur.
Eyüb Lisesi’ne, Eyüb Sultan Lisesi adı nı uygun görenlerin amaçlarının, tarihi bir doğruyu veya alışılagelen bir olguyu belir lemek olmadığı açıktır. Bu girişimin ama cı Eyüp Sultan Camii ile Eyüp Lisesi ara sında bir çağrışım yaratmak ve sonuçta, okul-cami ayrımını ortadan kaldırmaktır.
Eyüb Lisesi’nin, asıl kurucusu Sultan Re şat’tır. Okulun yanında Sultan Reşat’ın tür besi de bulunmaktadır. “ Reşadiye” olarak yapılan tarihi Rüştiye Okulu (Bugünkü or taokul) binası daha sonra Eyüb Lisesi ola rak adlandırılmış, kısa bir süre önce de bu bina yetersiz bulunarak eski askeri alana yapılan (Bahariye’deki) yeni binasına taşın mıştır. işte şimdi okul oradadır ve adı da ‘Eyüp Lisesi’dir.
Kimbilir, bazıları Batılı anlamda okul aç tığı için Sultan Reşat’ı sevmiyor herhalde. Atatürkçü ve laik olduğu iddiasında olan Sayın Milli Eğitim Bakanımız sayesinde kadrolaşan, Türkçe, tarih ve hatta din bil gileri eksik insanlar, şimdi eyleme geçip, Medine’nin sade vatandaşı Eyyub’u ‘sultan’ yapmaya kalkıyorlar. Eskiden dol muş kâhyaları “ Fener, Balat, Eyüb” diye bağırırlardı, bundan böyle “ Haydi Sultan’a bir-iki” diye bağırırlarsa şaşırmayın; bilin ki dolmuş Eyüb’e gider!
NEJAT HAMLACIBAŞI Avukat/Taksim
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi