Ş İ İ R
105
ŞUBAT 2020 TÜRK DİLİ
Yağmur kuşlarının göğü tırmıklayan şöleninde, Kadırgalar teğet geçiyor dalgaları
Mor kızıl bir kehanet basıyor tetiğe
Kaçıyor bütün kediler, kaçıyor nüfus müdürü zabıta tarafına Namlular kesişiyor üç ev arasında
Harp çınarına yakın, belki yüz metre aziz çeşmeye
Top mermisi patlıyor, kadınlar gök gürlüyor sanıyor önce Korkudan kanıyor rahimleri, kanıyor kaçarken ayakları Güneş batarken köpürüyor gölgeler
Şair tek kelimeyle öldürürken en güzel şiirini, Hürlüğün ibadetine secde ediyor bütün dinler Keten çadır ve tüylü bulutlar,
Şehvetle sığınıyor kuşatma altındaki kentlere Urganlar salınıyor yerden göğe
Ve balmumundan insanlara bakarak
Balmumundan insanlara urganlar sarılıyor
Bu arada, kâğıt helvalarını yiyerek yaşamı öğreniyor hayta liseliler Bir iniltiyle kükrüyor denizler özgürlüğe
Homurdanıyor kulpsuz kapılarda akşamcılar Asmara’da garip bir haber yayılıyor
Tanrı Ra’nın güneşe diz çöküşünü sergiliyor ressamlar Çiriş ve arapsaçı etraf, güneşli sıcak
Misliyle ayrık otu ve ışkın toprak
Baharın isteksiz misafiri, giderken beyaz karlı izler bırakan kış Doruklarda ateşli çiçekler açacak yavaş yavaş
ÇEŞITLI SESLER
Ş İ İ R
106 TÜRK DİLİ ŞUBAT 2020
Nana dönüşecek un, her sabah ve her akşam Kibir ustaları çırakları azarlayacak elbet yine, Siğil ve damar tepsisi içinde,
Damağın istencinde umut, umuttan güzellik doğacak bize Tellaklar tellaklar, tel örgülerde çığlık çığlık sevinç naraları atacak o gün
Erzak atıkları karışacak toprağa, suya ve çamura
Yağmurun delirttiği kızlar şiir okuyacak ırmaklar boyunca Unuttuklarımız geri dönecek, dönecek elbet çerçi
Deri gemlerini dişleyerek dönecek mutlaka kısraklar Dönecek mutlaka atlar
Haydar Şahinbay