Cilt Xi: 1-2,2000 805
HENOCH SCHÖNLEİN PURPURALI HASTALARıN 4 YILLIK
RETROSPEKTİF DEGERLENDİRİLMESİ
Gülay
ÇİLERERDAG
i,Selda BOYLU
2,Ayça
VİTRİNEL 3Gülnur TOKUÇ
4,Zelal
BİRCAN 5,Yasemin AKIN
61996-2000 yılları arasında Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği'nde ilk kez Henoch Schönlein purpurası tanısı alan 37 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. 17'si kız (%46). 20'si (%54) erkek olan hastaların yaş ortalaması 9.49 yıl (2-14 yıl) olarak saptandı. Olgular kliniğimize başvuru şikayetleri ve başvuruları sırasında yapılan fizik muayenedeki sistem tutulumları; laboratuar bulguları; izlem sırasıııda gelişen renal tutulum ve
diğer komplikasyonların sıklığı açısıııdan değerlendirildi. Sonuç olarak, Henoch Schönlein purpurasınııı prognozu iyi olmakla birlikte kimi zaman atipik seyirle gidebilen ve kimi zaman da ölümle sonuçlanabilecek kadar ağır komplikasyonlara yol açabilen bir hastalık olduğu; akut dönemde hastaların komplikasyonlar açısından çok yakın izlemi ve olabilecek nüksler ve özellikle böbrek tutulumu açısından uzun süreli izlemlerinin son derece gerekli olduğu görüşüne varıldı.
Anahtar Kelime/er: Henoch Sclıönlein Purpurası, Pulmoner Hemaraji, Proteiniiri, Hematiirİ.
THE RETROSPECTIVE EVALUATION OF PATIENTS DIAGNOSED AS HENOCH SCHONLEIN PURPURA 37 patients diagnosed as HSP for the lirst time between 1996 and 2000 in the Pediatrics Clinic of Kartal Training and Research Hospital were evaluated retrospectively. 17 (46%) of these 37 patients were female; whereas 20 (54%) of them were male. Average age of the patients were 9.49. Patients were evalualed according lo their admission complaints, physical examination, systemic involvement, Iaboratory values, renal involvemcnt and complaints which occured during follow-up. Wc concluded Ihat, although HSP has a good prognosis; Ihe course of the disease sometimes can be atypical with life threatening complications. In acute phase of the disease patienls should be closely observed for complications; whereas long-term follow-up is necessary for renal involvemenı
and recurrenee.
Key Words: Henoclı Selıonfeiıı Purpııra, Pıı[moııary Hemorrlıage, Proteiııuria, Hemlillirili
Henoch Schönlein
Purpurası(HSP), çocukluk
çağındaözellikle de 10
yaşın altında sıkgörülen,
başlangıçta sıklıkladeri döküntüleri ile ortaya
çıkmaklabirlikte sindirim sistemi, eklem, böbrek ve sinir sistemini de tutabilen bir vaskülitik
sendromdurı.Bu
çalışmadason dört
yıliçinde
kliniğimizdeHSP
tanısıile izlenen
hastaların başvuru şikayetleri,
fi zik muayeneleri ve izlemleri
sırasındasaptanan s istem
tutulumlarıve
komplikasyonları
gözden geçirildi. Ek olarak
HSP'nın,çocukluk
yaşgrubunda son derece nadir görülen bir komplikasyonu olan "pulmoner hemaraji" nedeniyle exitus olan bir hasta üzerinde duruldu.
GEREÇ VE YÖNTEM
Bu
çalışma,\. 1.1996 - 1.1.2000 tarihleri
arasında,Kartal
Eğitimve
AraştırmaHastanesi Çocuk
Sağlığıve
Hastalıkları Kliniği'ndeilk kez Henoch Schönlein
Purpurası tanısı
alan 37
hastanın dosyalarınınretrospektif olarak
değerlendirilmesiyle yapıldı.Hastaların başvuru şikayetleri; başvuruları sırasındaki
fizik muayene ve laboratu ar
bulguları; geçirilmişÜSYE öyküsünün
varlığı;hastanede
yatışsüreleri ; izlemleri
sırasında gelişen komplikasyonlarıve uygulanan tedavileri
değerlendirildi.Böbrek tutulumu olan hastalar için her mikroskop ik alanda 5 veya daha fazla eritrosit görülmesi hematüri, idrarda protein
Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlıqı ve Hastalıkları Kliniği 1 1. Çocuk Asistanı, 22. Çocuk Asistanı, 1. Çocuk Şefi, Doç.Dr. 42. Çocuk Şefi, Doç.Dr. 5 Organ Nakli ve Hemodializ Ünitesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. 6 1. Çocuk Şef Yardımcısı
atılımının
4-40 mg /m
2/saat
olmasıorta düzeyde proteinüri ; 40 mglm
2/saat'in üze rinde
olmasınefrotik proteinüri olarak
tanımlandı.BULGULAR
Çalışmaya alınan
37 HSP'li
hastanıni 7'si (%46)
kız,20'si (% 54) erkekti
(erkek/kız=1. i8).
Hastaların yaşları2-14
arasında değişmeklebirlikte
yaş ortalaması9.49
yılolarak saptandı.Bunlardan 14 (%37.83) ha sta 2-8
yaşları arasında;23 (%62. 17) hasta 8-14
yaşları arasındaydı(Tab l o I) .
Hastaların
34'ü (%91.9) ciltte döküntü ; 16'sl (%43.2)
karın ağrısı;
20'si (%54) eklem
ağrısı; 6'sı(% 16.2)
bulantı
ve kusma; ikisi (%5.4) testis lerde
şişmeve
ağrı;
biri (%2.7)
kanlıidrar ya pma; biri de (%2.7)
kanlı
gaita yapma
şikayetiyle kliniğimize başvurdu(Tablo II).
Hastaların başvuruları sırasında yapılanfizik muayenelerinde 34 (%9 1.9) ha stada deri tutulumu ; 20 (%54.0) hastada gastro intes tinal sistem
"GIS" tutulumu; 12 (%32.43) hastada eklem tutu lumu;
iki (%5.4) has tada testis tutulumu
saptandı.Santral
sinir sistemi tutulumu saptanan hasta
olmadı(Tablo II. )
Hastaların28'inde (%75.67) öyküde
geçirilmişÜSYE
öyküsü mevcuttu. 13 (%35.0) hastada ASO 200 Todd
Ü'nün üzerinde
saptandı. İki(%5.4) hastada
boğazkültüründe A grubu beta hemo litik streptokak üredi .
Hastalarda ortalama hemoglabin
değeri11 .2
gr/dı;806
Tablo ı. Yaş
ve cinsiyetIerine göre hasta
dağılımı 2-8 Yaş 9-14 YaşErkek 8 (%21.62) 12 (%32.43)
Kız 6 (%16.21) II (%29.72
Tablo Il. Hastaların başvuru şikayetleri
ve fizik muayene
bulguları
Şikayetler Erkek Kız Toplam %
Ciltte Dökünıü 19 15 34 91.9
Eklenı Ağrısı ii 9 20 54.0
Karın Ağrısı 7 9 16 43.2
Bulantı-Kusl11a 2 4 6 16.2
Testislerde Şişıne 2 - 2 5.4
Kanlı idrar 1 - 1 2.7
Kanlı Gaita 1 - 1 2.7
Fizik Muayene
Deri Tutu!uITIlı 18 16 34 91.9
OIS Tutulumu 12 8 20 54.0
Eklem Tutulumu 3 9 12 32.4
Testis Tutulumu 2 2 5.4
löko sit 1211 4
/mm3(%63
.85PN L) ; trombosit
328
.000/mm3;CRP 58.7 mgr/ I; sedimentasyon
hızı54.74/saat bulundu (Tablo III) .
Serum C
3dü zey i 32(%86.5) hastada norm al,
beş(%13) hastad a yüksek bulundu. ANA , Anti DNA, RF
değerlerihastalann hepsinde normal
sınırlariçinde
saptandı.
29 (%78.37) hastaya döküntüden ci lt biopsisi
yapıldı,
29'unda da (%100) lökositoklastik vaskülit
saptandı.
Has taned e
yattıklarısüre boy un ca 17 (%45.94) hastad a ren al tutulum
gelişti.Bu
olguların%68 'ind e h ematüri (mikroskopik), %3Tsinde orta düzeyde proteinüri (idrarda protein
kaybı4
-40 mgr/m2/saat),
% 18. Tsinde nefrotik proteinüri (>40
mgr/ın2/saat) saptandı.Bir hastada (%6) hematüri ile birlikte
hipeıtansiyon
da
mevcuttı!.Akut bö brek
yetmezliğiiki (% 11 .7) hastada
gelişti.Birincisinin
yapılanböbrek
Tablo i Il. Hastaların
ortalama laboratuvar
değerleriHcmoglobin 11.2 gr/dı
Lökosit 12.114/mm3
Troınbasit 328.000/mm3
CRI' 58.7 mgr/I
Sedimanıasyon 54.74/saat
Kartal Eğitim ve Araştınna Hastanesi Tıp Dergisi
ultrasonunda so lda ç ift
toplayıcısistem ve çift böbrek
olduğu
ve tüm böbreklerin ödemli
olduğu saptandı.Böbrek biops isi planlanan has ta kendi
isteğiile hastanemizden taburcu ed ildi .
Diğer
hasta (5
yaş,erkek) ise hastanemi ze idrar renginde
koyulaşma,vücudunda
şişmeve döküntü
şikayetleri
ile
başvurmuştu.Makroskopik hematürisi gözlenen
hastanınfizik muayenes inde TA: 120175 mmHg (95.p: ii 0175 mmHg) idi. Dinlemekl e her iki
akciğerbazellerinde
yaygın krepiıanralleri mevcutlu.
Tansiyo n
değerleridiüretikle ko ntrol
altına alınan,pnömonisi
açısındansulbaktam-ampisi lin
başlanan hastanınlaboratuar
sonuçlarında:üre: 127
mg/dı,kreatinin 1.1 8
mg/dı,K+:5.9 mEq/l olarak
saptandı.Hematürisi ve n efro tik proteinürisi de bulunan (45 mg/ m
2/saat) hastanınC
3,C
4 ,pANCA, cANCA
değerleri
norm ald i.
Hastanınböbrek bi opsis inin
planlandığı
gün , solunum
sıkıntısının başlaması,ve genel
durumımun kötüleşmesin eden iy le biopsisi
yapılamadı.Ure değerinin
124
mg/dı;krea tinin
değerinin
1.3
mg/dı,K+
değerinin7.3 mEq/dl; kan
gazında pH'nın7.14
olmasıü zerine biopsid en vazgeçi
lerek intra venöz metilprednisolon tedavisine başlandıve hemod iali ze
alındı. Aynıgece so lunum
sıkıntısı derinleşen
ve PA
akciğergra fi si nd e ya ma
tarzında
infiltratif gö rün üml e ri saptanan h asta pulmoner kanama sonucu kaybedildi
.GIS tutulumu pozitif o larak
değerlendirilen14 (%37.83)
hastanın tamamında(% i 00)
karın ağrısı şikayetime vc utke n i O (%7 1.4) ha stada
batındaha ssasiyet tesp it edildi.
Beş(%35.7) hastada gai tada gizli kan po zitif o larak
saptandı.Tipik döküntüleri öncesinde iki (% 14.28) hasta akut
batınneden iy le opere edi
ldi; bir (%7.14) h astada izlemi
sırasındainvajinasyon
gelişti.Artr it
bulgularıgözlenen 12 (%32.4)
hastanın10'u nda (% 83
.3)diz ek lemi nin
tutulduğugözlendi.
İzlemi sırasında beş(% 13.5) hasta ya GTS tutulumu nede ni y
lesteroid tedavisi (metilpredni solo n: 2 mg/ kg/g ün); i O (%27) hastaya artrit
bulgularınedeniyle a nti enfl ama tuar tedavi
başlandı. Hastalarınortalama
yatışsüresi
i 0.74gün olarak
saptandı.TARTIŞMA
HSP her
yaştagörül eb ilen, a ncak çocukluk
çağındaö zellikle de 2 - 8
yaşları arasındadaha
sık karşılaşılan ve erkeklerde
kızlardandaha
sıklıkla iizlene n bir sendrom olarak
tanımlanmaklabirlikte italya'da
yapılanbir
çalışmada2HSP
tanısıylaizlenen 98
lıastanın
50'si (% 51) erkek
;48'i (% 49)
kız,Tay
land'daki başkabir
çalışmada3ise 4 1
hastanııı2 0 's i (%48) erkek, 2 i
'i (% 52)
kızo larak
tanımlanmıştır.
Bizim
çalışmamızdada, 37 HSP'Ii
hastanın
20'si (% 54) erkek
, i Tsi (% 46)
kızolarak
saptandı.
Patoloji s i k ü çük
damarların vas kül
iti ola rak
özet
lenebilecek HSP, bu damarlarıntutulu
m yerineCilt Xi: 1-2,2000
göre deri döküntüleri, eklem, böbrek ve gasrointestinal sistem
bulgularıile seyredebilmektedir.
Tanımlanan vakalarınhemen hepsinde deri tutulumu
bildirilmiştir.Bizim
çalışmamızdada 34 (%91.9) hastada,
başvuru sırasındacilt tutulumu
saptanmış,kalan üç hastada ise
yatışlarınınilk dört günü içinde tipik döküntü ortaya
çıkmıştır.HSP
tanısıalan
çocukların2/3'ünde artrit
bulgularının gözlendiği,büyük eklemlerde özellikle diz ve dirseklerde tutulurnun
olduğuve
semptomlarınhasar
bırakmadan iyileştiği
bildirilmektedir. Tayland'da
yapılan çalışmada3artrit
sıklığı%66,
İtalya'daki2 çalışmada%68, Polonya'daki
4bir
çalışmadaise
%41,8 olarak
bildirilmiştir. Yaptığımız çalışmada,12 (%32.4) hastada artrit
bulguları saptandı.Diz eklerni, %83
sıklıklaen
sıktutulan eklerndi.
GIS
bulgularınınbarsak
duvarındakivaskülite
bağlı olduğu, tanıkonulan
hastaların yarısından fazlasında gözlendiği; sıklıklakolik
tarzında karın ağrısıylakendini
gösterdiği;kusma ve
kanlıgaita
şikayetlerinesebep
olabileceğive kimi zaman gereksiz cerrahi müdahaleyle sonlanabilecek akut
batıntablosuna, hatta nadiren de olsa invajinasyon, obstrüksiyon, infarkt ve barsak perforasyonu gibi ölümcül komplikasyonlara da yol
açabileceğibilinmektedir
l .Lin ST, Choc HC, HSP'nin GIS
bulgularıile ilgili olarak Tayvan'da
yaptıkları çalışmada%77
sıklıklaperiumblikal
ağrı,%51 .9 kusma, %29.6 diare, %22.2 apandisiti taklit eden
ağrı,% 14.8
kanlıgaita ve 3üç hastada gereksiz laparotomi
sıklığı bildirınişlerdir 5.Biz de
çalışmamızda,16 (%43.2) hastada GIS tutulumu
saptadık. Bunların16'sl (% i 00)
karın ağrısı;6'sl (%37.5)
bulantı-kusma;biri (%6.25)
kanlıgaita yapma
şikayetiile
başvurınuştu. İkihasta (% 12,5) akut
batınnedeniyle opere edildi. Bir hasta (%6.25) ise invajinasyon
gelişmesisebebiyle çocuk cerrahisi
807
servisine devredildi.
HSP'nin en ölümcül ve nadir
komplikasyonlarındanbiri olan pulmoner hemoraji
erişkinlerdeve adolesanlarda
bildirilmiştir.Çocuk hastalar
arasındabildirilen çok az vaka
bulunmaktadır.1999
yılı başınakadar bildirilen toplam i O
vakanın6'sl 14-17
yaşlar arasındave sadece dördü pre-pübertal (4.5 -
LO yaş) yaş grubundadırii,7Bizim
çalışmamızdasözü edilen
beş yaşındaki
erkek hasta da HSP'nin nadir görülen bu komplikasyonu nedeniyle ek s itus
olmuştur.Sonuç olarak; Henoch Schönlein
purpurasıspontan
iyileşebilen,
ancak kimi zaman ölümle sonuçlanabilecek kadar
ağırkomplikasyonlara yol açabilen ve kimi zaman da atipik seyirle gidebilen bir
hastalıktır.Akut dönemde
hastalarınkomplikasyonlar
açısındançok
yakınizlerni ve olabilecek nüksler ve özellikle böbrek tutulumu
açısından
uzun süreli izlemleri son derece gereklidir.
KAYNAKLAR
i. Nelson WE. Textbook of Pediatrics. i 5th edition. The W B Saunders Company, Philedelphia 1996; 677-8.
2. Sticca M, Barco S, et aı' Schönlein -Henoelı syndrome: elinical -epideıniological analysis of98 cases. Pediatr Med Chir
1999; 21(1):9-12.
3. Wananukul S, Watana D, Pongprasit P. Henoelı Schonlein Purpura in Tahiland: Review of 4 i children. J Med Assoc Thai 1997; 801 (I i): 686 -92.
4. Styczynski l, et aı' The course ofSchonlein - Henoch disease in children. Wia Lek 1997; 50(4): 94-9.
5. Lin SJ, et aL. Gastrointestinal involvement as the initial manifestation in children with Henoelı -Schonlein purpura:
clinical analysis of27 cases. Pediatr Med China 1999; 2 i (I ):9- 12.
6. Kolyani RV, et aL. Henoelı -Schonlein purpura and pulmonary hemorrhage: a report and Iiterature review. Pediatr Ncrhral 1999;
13: 530-4.
7. Cazzato S, et aı' Pulmonary function abnonnalities in children with Henoch-Schonlein purpura. Eur Respir 1 1999 ; 13(3): 597 -601.