• Sonuç bulunamadı

Doğal olarak böyle bir merkezin Pa- ris'in çevresinde değil, Paris'in göbeğin- de bulunması şarttı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğal olarak böyle bir merkezin Pa- ris'in çevresinde değil, Paris'in göbeğin- de bulunması şarttı"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kültür merkezinin Renard sokağındaki cephesi

derleyen: Ertuğrul Menteşe mimar D.P.L.G.

Dünyamızda yaşama koşulları deği- şince, vaktiyle birer kültür ve festivaller merkezi olan kentler, bugün bir trafik ve yaşam mücadele merkezleri haline dö- nüştüler. Sanayi devri, kent'i yok etmekle kültürün önemini de ortadan kaldırdı. Bu gün çevremizde çok sayıda kültürsüz in- sanlarla karşılaşmamızın nedeni işte bun- Michel Ragon: L'ART. POVROUOİ FAIRE?

(«Sanat mı? Neye yarar») kitabından XX. ci yüzyılın yeni atılımlarının özü- nü Paris'te kurulacak yeni bir yapıtla top- lamak Fransız hükümetinin ve sabık Cum- hurbaşkı «Pompidou»nun gayesi olmuş- tur. Pompidou Milli Sanat ve Kültür Mer- kezinden beklenen: yaratma kabiliyetinde olan kişilere ilham verebilecek nitelikte yeni buluş örneklerini en elverişli türde halka gösterilebilmesi, kamu oyunun il- gisini sürekli olarak ayakta tutabilmek.

Doğal olarak böyle bir merkezin Pa- ris'in çevresinde değil, Paris'in göbeğin- de bulunması şarttı... Pek uzun araştırma ve tartışmalar sonunda seçilmiş olan yer, XVI cı asırdan kalma lüks malikhanelerin ve «LE Marais» olarak adlandıran meskûn

bir mahallenin ortası. Fransız başkentinin en merkezî bir noktasının seçilmesine bil- hassa dikkat edilmiş olup bir yapı ada- sının bir noktasının seçilmesine bilhassa dikkat edilmiş olup bir yapı adasının is- timlâkine kadar gidildi. Altı yıl süren bu ön çalışmalardan sonra sıra, iki asmaaltı bir yarışma programının esasların tesbi- tine geldi. Yarışma uluslararası bir yarış- ma olacaktı. Jüri de uluslararası bir jüri.

Bu programın ön sözü Cumhurreisi Pompidou tarafından ele alınmıştır. Prog- ramın ruhunu, özetini teşkil eden ön sö- zü aşağıda okuyalım:

«11 aralık 1969 yılında, Hal binaları varoşlarında «Beaubourg» düzlüğünde Pa- ris'in ortasında zamanımızın sanat merke- ziyle bütün bilim dallarını içerecek büyük bir kitaplık inşa edilmesine karar veril- miştir. «geleneksel» sanat ile kültür e- saslarının pek çok tartışma konusu ya- pıldığı bu günlerde böyle bir karara var- mış olmamız büyük değer taşır. Fakat gayemiz gerilerden gelerek envantere benzer bir sıralaç, bir toplama yapmak değil, gayemiz yarınlar için iddiada bu- lunmak da değil. İsteğimiz kendi çelişme- leri arasından sıyrılmış olan «yaratıcılığı»

tüm zenginlikleri ve yönü ile gösterebil- mek, açığa kavuşturabilmektir. Ve böyle- ce insan zekâsından meydana çıkan bu- luşların, insanın yaratma hüneri ile or- taya koyduğu ürünlerin sür'atli ve kolay türde topluma aksettirmekle bu dilinin en kolay kavranan dil olduğunu is- patlamış olmaktır.

Esasen kitap, plastik sanat, mimar- lık, müzik, sinema ve sanayiye ait buluş- ların bir çatı altında teşhir edilmek üze- re toplanmış olmaları sanırım bir yenilik olarak kabul edilebilir. Zira bu tür karış- malı sergileme usulü büyük Kitleye şunu telkin edebilir: «Yaratıcılığın insana ver- miş olduğu bir nev'î bağımsızlık, tek ba- şına hareket edebilme duyğusu ile, sa- nat ifadesindeki var olduğu sanılan kıy- met dereceleri bunlar hepsi itibarî şey- lerdir. Aksine, güncel formlarla toplum ürünleri arasındaki ilişkiler köklüdür».

(2)

takriben 8000 m- bir saha teşkil eden kat planı Esasen tasavvur edeceğiniz yapının

gerçekleşmesi sonunda Paris kentsel ve mimarî bir bütün kazanmış olacaktır; ya- pının programa uyğunluğu sağlanabildiği takdirde eseriniz, ekonomik açıdan da dev- rimizin mihenk taşı olacaktır». [G. Pom- pidou].

49 ülkeden gelen 681 teklif arasından bir İngiliz iki İtalyandan ibaret mimarlar, grubunun projesi birinci olmuştur. 9 jüri üyesinden sekizi (8) oylarını bu teklife vermişlerdir. İki aşamalı olan yarışmada ilk teklif 2.ci aşamada aynı prensipler dairesinde tekâmmül ettirilmiş olunca, me- sele hal oldu.

Jüri raporunun son bölümünü okuya- lım seçim nedenlerini öğrenmiş oluruz:

«Beaubourg merkez yapının uluslar- arası yarışma sonuçları bizlere (jüri üye- lerine) şu gerçekleri gösteriyor; son za- manlarda sadece Fransada değil bütün dünya ülkelerinde bir tereddütler ve tec- rübeler devri geçiriyoruz. Bu dönemin be- lirgin yönü, kişisel yaratıcılık yerine ko- lektif yaratıcılığın tercih edilmesidir. Han- gi açıdan bakılırsa bu gerçek, bazen kuş- ku verici, bazen tehlikeli olarak kabul e- dilebilir; veya tam aksine umut dolu bîr tutum olarak kabul edilir. Bundan böyle yukarda sözü edilen geçiş döneminde bi- ribirinden çok farklı değerde teklifler a- rasından ve bazen zıt düşünceli olanlar yanında çok iddialı veya basit projeler a- rasından jürimiz eleme yaparak programa uygun ve yeni yollar aramayı tercih eden az sayıda projeler üzerinde durmayı doğ- ru bulmuştur.»

Jüri çalışmaları bu demet teklifleri üzerinde sürdürülürken tercihler süratle ve tereddütsüz olarak İtalyan - İngiliz gru- bu projesinde toplandı.

Jüri raporunun bu proje hakkında a- çıklaması:

«Yapı, Beaubourg düzlüğün yarısını kaplamıştır; diğer yarısı sokağa nazaran (—3,20) mt. daha alçakda bulunanğ tanzi- mi gereken bir uzun dörtgen biçimi bir meydana bırakılmıştır.

Bu geniş alan [Reynie] alanı ile bir- leşip Batı'da [St. Martin] sokağı kenarında sıralı konut dizisine kadar uzandıktan son- ra, [Renard] sokağı altından devam eder;

Hal binaları yöresinden [Marais] mahallesi ve yeni yapı alanı arasında yaya ulaşım sistemi böylece sağlanmış olur.

Teklif sahipleri yaya ulaşım ağının ta- mamlanması için ayrıca Beaubourg düzlüğü boyunca [St. Martin] sokağında motörlü trafiğin yasak edilmesini öneriyorlar. Pro- jede ayrılmış bulunan «alan» çok canlı, ha- reketli faaliyetlere sahne olacaktır. Ayrıca bu alan yeni yapıtı toptan görebilme im- kânını sağlar.

Kazanan proje irade ve zekâ kuvve- tiyle düzenlenmiştir. Yapı yüksekliği 50 m, uzunluğu 150 m, eni 50 m. şeffaf bir kitledir. Müellifler kitlenin ağır görünme- sini önleyebilmişlerdir. Kitlenin altı boş- tur ve dikey ayaklar üzerine oturtulmuş- tur.

Bu teklifte görülen diğer başarılı noktalar yapı iskeletinin sadeliği, jeomet- rik intizami, cephe görünümlerdekî hafif- lik ve yaratılan şeffaflıktır.»

«Sanat ve Kültür merkezin dış görü- nüşüne gelince; çok canlı ve hareketli ol- ma niteliğini taşır. Zira montsarj, asansör ve «eskalator» gibi araçlar, ziyaretlerin gi- riş çıkışlarını, malzemenin veya teşhir e- dilecek eserlerin taşınmasına yarayacak- ları gibi zaman zaman esas cephenin ha- reketlenmesini de sağlayacaktır. Aynı camlı cephede projeksiyonla yapı içinde ve dışında cereyan edecek gösteri ve

programların reklamları aksettirilecektir.»

«Programa uygun olarak teklif edilen yapıtla ihtiyaçlara göre, istenildiği zaman değişik kullanma imkanları düşünülmüştür.

Netekim orta kısımlarında tek bir direk bulunmayan,. 50 m X 150 m yekpare kat döşemeleri her tür ilâve ve bölmeler ya- pılmasına müsaittirler. İç hacimleri değiş- tirme olanağı vardır. Bundan başka 60. m yükseklikte 2 çelik boru arasına sığdırıl- mış üç buutlu hacimlerin projenin espri- sini zedelemeden değiştirilmeleri de mümkündür.»

«Projenin teknik uygulamasının iyi şartlar dairesinde yapılabileceği de an- laşılmıştır:

— Zemine fazla derine inilmemesi, kofraj işlerinde, kazı işinde kolaylık ve

ucuzluk sağlanmıştır.

— Yapının çelik iskelet sistemi kolayca yerine takılır görünümdedir.

— Taşıyıcı sistemde tübler, içinden geçi- rilen su sayesinde yangına karşı önle- me çaresi olarak iyi bir buluştur...

Sonuç; dış hatları itibariyle başa gelen proje, kuşkusuz büyük bir sadelik ve düz- gün, temiz hatlarla, hatta disayn'in se- bep verdiği bir kurulukla meydana getiril- miştir. Buna rağmen bu yapıtda her şey yaşamı kendine çekmek, yaşamı kamçı- lamak, yaşamı benliğinde devamlı kılmak üzere ele alınmış ve muvaffak olunmuş- tur.

Jüri üyeleri:

Başkan: J. Prouve (Fr.), mimar.

2 ci Başkan: G. Picon (Fr.) Eski san- nat ve edebiyat işleri gen. direktörü E.

Aillaud (Fr.) mimar.

Sir F. Francis (Ing.) British Museum fahri başkanı. P. Johnson (A.B.D.) mimar M. Laclotte (Fr.) Louvre müzesi re- sim bölümü Md.

(3)

bir çelik konstruksiyon detayı Oscar Niemeyer (Bresil) mimar.

W. Sandberg (Hol.) Stedelijk Museum eski Md.

H. Liebaers, (Bel.) Belçika Kralliyet Kitaplığı Md.

H.P. Maillard (Fr.) mimar, yedek üye.

Eiffel kulesinden iki kat ağır bir ya- pıt, fakat hafif 'görünümlü.

1972 ilk baharında temeller kazıldı;

100.000 m- toprak çıktı: Yer altında 700 araç için bir otopark (3 katlı), sanat mer- kezine mahsus atölyeler, teknik odalar, depolar, enformasyon ve öğretimi yararlı (audio-visuel) bölümlerinden başka 650 kişilik değişik gösterilere elverişli bir sahne ve salon vardır.

Esas yapıyı oluşturan kitle 166 mt u- zunluğunda, 60 mt. eninde ve 42 mt. yük- sekliktedir. (evvelce 60 mt olan yüksek- lik çevreye uyum ve müşterilerin rahatı i- çin sonra 42 mt.ye indirildi.

Taşıyıcı sistem karşılıklı dikey a- yaklara asılı 50 mt portesi olan 13 kiriş- ten ibarettir. Döşeme parçaları vinçle kal- dırılıp bu kirişler üzerine oturulduktan sonra, arada hiç bir direk ve bölme gö- rünmeyen tamamen yekpare 7500 m- lik birer köprü döşeme meydana getirilmiş olur. [Bak. Şekil A]. Bu sistemin ufku- yetini temin ve zedelenmesini önleyebil- mek gayesiyle «bergerette» olarak adlan- dırılan ikinci bir emniyet tertibatı da, ya- pının en dış kenarlarında vücut bulmuş- Yapı dahilinde dış ayaklara dayandı- rılan 50 mt. boyunda ve 3 mt yükseklik- teki kocaman kirişler iç iskeletin ana ak- samlarıdır. Bunlar hem yapının enine bağ-

lantısını sağlarlar hem de her katta dö- şemeler arası 7 m. irtifada ferah iç hacim- ler temin ederler. Çatısına kadar birbirine takmak çelik parçalarla yükseltilmiş bu yapı ayakda durunca, karşımıza kocaman bir makine gibi duran 14.000 tonluk bu kitle insanı şaşırtır. Eiffel kulesinin 2 kat ağırlığında olmasına karşın hafif bir gö-

Çelik parçaların işlenmesi Bu ağırlıkta bir madenî iskeletin in- şası çok güç bir iştir; beklenmedik prob- lemler karşınıza çıkar. Bereket versin bu kez parlak çözümler bulunmuştur. Her de- virde madenî parçaların eklenmesi deği- şir; bu çelik iskeletimizde, ne cıvata, ne kaynak...

İki çare vardı; kaynak veya dökme.

Kaynak usulü çelik parçalarının zerafeti- ni, inceliğini temin edemediği nedeniyle müellif mimarlar dökme usulüne baş vur-

Dökme usulde kızğın çelik kum taba- kası ile kaplı ahşap kapların içine dökü- lüp orada çeliğe istenilen şekil verilir. Ve netice mükemmeldir. Fransada bu usul daha henüz uygulanmadığından iş Alman Krupp fabrikalarının bir koluna yaptırıldı.

Bu güne kadar alışılmamış bir mima- Bugüne kadar bir yapıda, insanların katlara ulaşabilmeleri ve her katdan in- dirilecek veya her kat'a götürülmesi gere- ken malzeme, yapının orta yerinde ayrıl- mış merdiven ve asansör boşluğu saye- sinde hal olurdu. Oysa bu kez tam ter- sine «sirkülasyon» bölümleri yapının dış tarafına yerleştirilmiş olması bir yana;

klima tesisat boruları, elektrik teçhizatı ve monşarj gibi aksam, doğu cephede (Renard sokağı) dikine ve boyalı borular halinde adete bir dekaration motofi olarak uygulandı. Tenkitlerin en acısı bu cephe

uslubûna yöneliktir. Dolayısıyla acı ten- kitler bütün yapıya sirayet etmiş oluyor.

Kimi milli sanat merkezini daha ziyade fabrika ve petrol rafinerisini benzetirken bazı eleştiriciler bu koca oyuncak maki- nenin tek kalitesi var, o da üzerine baş- ka bir kılıf takılabilme umudu, der [mim.

Rob Krier (Vienne)]. Barcelona dan mimar Ricardo Bofill: Pombidou müzesi 1960 yı- lı mimarisinin sembolüdür; o devrin top- lumu büyüme çağında olarak tarif edile- bilir; o zaman ortam teknolojiye inanan tüketim esasına dayanan bir ortamdı.

Şimdi 1970'lere geldik, bedbinlik devresi ve yaşamın kaliteli olması arzusu devre- sidir... Mimariyi yine Politika ve Ekonomi yönetiyor fakat, kültürel, tarihî ve gün- lük yaşamı incelemek suretiyle yeşil sa- ha, meydanlar veya sokak vs. planları düzenleniyor. Proje üretme usulü pek de- ğişmedi. Kollektif bir yaratıcılık sistemi- ne henüz erişemedik. Dolayısiyle Pom- pidou merkezi denen bu azametli araca itimadım yok.

Burada bütün lehte ve aleyhte eleş- tirileri sıralayacak değiliz. Ne denirse densin, bu yeni yapıt (Pompidou Sanat ve Kültür Merkezi) mimarîde bir devrim ya- ratmıştır, bu yapıda ileride faydalanabi- lecek çözümler ortaya konmuştur. Uygu- lama o kadar kolay olmadı, çünkü buna benzer yapı daha evvel hiç yapılmamış- dı. Herşeye rağmen güçlüklere çözüm bu- lundu ve müelliflerin fikirleri de pekala uygulanabildi. Mahallen de gördüğüm bu eser hakkında şahsım adına beyanatta bulunmadan diyebilirim ki, genellikle bu bir başarı sayılmalıdır. Çünkü dökme çelik usulü ile yeni yapım tekniğine yol açıl- mıştır. Genç mimarlar bu yeni teknikle de göze hoş görünen kullanışlı fonksiyona uygun eserler vermeye devam edecek- lerdir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak bilinmeyen sayısı fazla olursa veya bir göl havzasındaki degişik katmandaki ve farklı yaştaki yeraltı suyundan beslenme söz konusu olursa, bir radioaktif

Türk motifleriyle süslü, gül ağacından yapılmış 500 koltuklu, localı bir salona sahip olan bina, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk operalarının sahnelenmesi, ilk dil ve

Biraz daha ileri gidilecek olursa, buradan çıkan sonuç kültürün, sıradan insanların her gün yaşadığı şeyler değil, daha çok boş zamanları dolduran, festivallerde

ZEYTİNBURNU KÜLTÜR SANAT Etkinliklerimizi YouTube kanalımız üzerinden canlı olarak takip

KÜLTÜR SANAT Etkinliklerimizi YouTube kanalımız üzerinden canlı olarak da takip

Günümüzde adaletin bir elinde k›l›ç, di¤er elinde terazi ile gözleri ba¤- l› tanr›ça Justitia taraf›ndan sembolize ediliyor olmas› da bu üç temel ilkenin

Pandemi kurallarına uygun şekilde yerinde veya sosyal medya hesapları üzerinden canlı olarak izlenebilir....

Nefesinizi kesecek iç ve dış tasarımıyla sportif ve dinamik bir görünüm kazanan Yeni Polo, standart olarak sunulan çok çeşitli donanım özellikleriyle herkesi