Silikozis hastalığına yakalanan kot kumlama işçileri, maluliyet haklarının yasada yer alması için bir haftadır Petrol-İş Ankara Şubesi'ndeler. Oksijen tüpü ile ayakta duran işçilerin durumu giderek kötüleşirken, yaptıkları basın
açıklamasında oldukça duygulu anlar yaşandı. Oksijen tüpüne bağlı hastalarla birlikte yapılan açıklamada işçiler bütçe görüşmeleri nedeniyle Torba yasa tasarısının Ocak ayına ertelendiğini belirterek Ankara'dan ayrılacaklarını ama tasarı Genel Kurula gelmeden yeniden Ankara'da olacaklarını bildirdi.
İşçiler adına açıklama yapan sanatçı Yasemin Göksu, yıllardır mücadele eden işçilerin ciğerlerini, nefeslerini, gençliğini, hayatlarını kaybettiğini belirterek, arkalarında kalanların haklarını kaybetmesin diye mücadele ettiklerini hatırlattı.
'Ancak ölüm raporlarımızla kayıt altına alınıyoruz'
Göksu, "Küçük izbe insanlık dışı atölyelerde kot ağarttık. Birileri moda yarattı, başka birileri o modaya uydu.Ve aslında milyonlarca dolar para kazandı. Tek kaybeden biz olduk: Kotlar ağardı ama hayatlarımız karardı" dedi. O atölyelerin ölüm makinesi olduğundan habersiz olduğunu kaydeden Göksu, tek habersiz olanın kendileri olduğunu çok sonradan öğrendiklerini, sigortalı olmadıklarını, kayıt dışı çalıştıklarını belirterek, "çalışırken giremediğimiz kayıtlara 'ölüm raporlarımızla' girebiliyoruz ancak" dedi. Ciğerlerinin yarısının olmadığı için malulen emekli olmak istediklerini ifade eden Göksu, öldükten sonra güvencesiz, tek aşına kalacak ailelerinin ne günahı olduğunu sordu. Yıllardır
mücadele ettiklerini hatırlatan Göksu, Sağlık Bakanlığı'nın kot kumlamayı yasakladığına ve silikozis hastalarına ücretsiz sağlık hizmeti verdiğine işaret etti. Şimdi TBMM'de görüşülen Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmekte olan Torba Yasa Tasarısının bir maddesini silikozis hastalarına ayrılmasını önemli olduğunu belirterek, "Ancak bu maddenin bizleri özürlü kapsamına alması, hem teknik olarak, hem hukuksal olarak hem de insani olarak yanlıştır. Biz özürlü değiliz. Devletin denetim görevini yapmaması nedeniyle yıllarca açık kalan, hem kayıt dışı, hem yasa dışı çalışan atölyelerde hastalandık biz" dedi. Sigortasız olduğu halde iş kazası geçirdiğinde malulen emekli edilen işçiler gibi emekli olma haklarını istediklerini ifade eden Göksu, aileleri, eşleri ve çocuklarıyla sosyal güvenlik kapsamına girmek istediklerini bildirdi. Öldükten sonra ailelerinin sigortaları olmasını istediklerini ifade eden Göksu, bu maddenin düzeltilmesi için bir haftadır Ankara'da olduklarını ama bütçe görüşmeleri nedeniyle tasarının
görüşülmesinin Ocak ayına kaldığını ifade ederek gideceklerini ama tasarı Genel Kurula gelmeden tekrar Ankara'ya geleceklerini belirtti.
'Hastayız. Yeter bize işkence etmeyin'
Silikozis hastası Yılmaz Kartal da, çalışarak hastalandıklarının altını çizerek, sürünerek ölmek istemediklerinin tek taleplerinin geride bırakacakları ailelerinin sosyal güvenlik haklarının tanınması olduğunu belirtti. Bir daha Ankara'ya gelmek istediklerini ifade eden Kartal, "Benim bildiğim hastalar ziyaret edilir. Biz hastayız. Bakın nefes alamıyoruz. Takadimiz yok. Sesimizi duyun, çığlığımızı duyun istiyoruz. çalıştık hastalandık. Sigortanın olup olmadığını
ispatlayacak olan da işverenlerdir biz değil. Yeter bize işkence etmeyin" diye seslendi. Hastaneden çıkarak Ankara'ya gelen Fethullah Şahin, "Burada olsam da olmasam da aynı işkenceyi yaşıyorum. Burada da evde de nefes
alamıyorum. Ciğerimiz paramparça, yaşamlarımız sıkıntı dolu, evimize tek bir ekmek götüremiyoruz. Yatalak olan insana kim iş verir. Elinizi vicdanınıza koyun, bizi görün" diye seslendi.