• Sonuç bulunamadı

EĞİTİM BİLİMLERİ 4A KPSS

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EĞİTİM BİLİMLERİ 4A KPSS"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

5. Soru turunda öğrenciler boş kâğıtlara konuyla ilgili sorularını ya da üzerin- de durulmasını istedikleri kavramları yazar. Her öğrenci kâğıdını sol tara- fındaki arkadaşına iletir. Öğrenciler kendilerine gelen soru ya da kavram- la ilgili düşüncelerini kâğıda yazar.

Cevap C 6. Aslı Öğretmen’in ipucu ve pekiştireç

kullanımına en uygun yöntem soru cevaptır. Veysel Öğretmen’in birey- sel hıza dayanan yöntem tekniklere ağırlık vermesi gerekiyor çünkü öğ- rencilerin öğrenme düzeylerini dik- kate almak istiyor. Programlı öğretim bu amacına ulaşması için ideal bir yöntemdir. Sosyal becerileri geliş- tirmek isteyen Ece Öğretmen’e ise kubaşık (işbirlikli) öğretime dayanan öğretim süreçleri önerilebilir.

Cevap D 7. Derslik dışı yöntemlerde her zaman

gönüllülük aranmaz. Sadece isteyen öğrencilerin etkinliklere katılması, hedeflere ulaşma noktasında yeter- sizliklere neden olur.

Cevap D 8. Çember tekniği dersin başında ön

bilgileri harekete geçirmek ve konu- ya ilgi çekmek için, dersin sonunda öğrenilen bilgileri tekrar ve özet yapmak için kullanılabilir. Öğrenciler sırayla konu hakkında kısa süreli olarak konuşur, bir yazıcı konuşulan- ları not alır. Grup başkanı öğretmen olabileceği gibi bir öğrenci de olabilir.

Cevap C 9. Özellikle son cümledeki “Herhangi

bir problem ile bu probleme neden olan unsurlar arasındaki ilişkinin kurulmasını sağlayan bir grafik yön- temdir” ifadesi paragraftaki en önem- li ipucudur. Neden sonuç ilişkisi ya da nedenler alt nedenler arasındaki ilişkiyi içeren balık kılçığı, grafiksel bir yöntemdir.

Cevap C 10. I, II ve III doğrudur. IV numaralı ifa-

de yanlıştır çünkü öncelikle gönüllü öğrencilere soru sorulur. V yanlıştır çünkü sorular oturma sırası ya da

numara sırasıyla sorulursa öğrenci kendine sıra gelene kadar dersten kopar. VI yanlıştır çünkü soru cevap tekniği sözlü sınavdan tamamen ay- rıdır.

Cevap D 11. C seçeneğindeki “iyi bir ekip çalış- ması gerektirme” ifadesi bir olanak değil, bir zorluk, bir dezavantaj du- rumudur.

Cevap C 12. Soruda dikkat edilirse ne, nasıl, ne

zaman, nerede, kim soruları sorul- muştur. Bu sorular 5N1K tekniğinde kullanılır.

Cevap B 13. Öğretmenin öğrencilerine içlerinden

nasıl geliyorsa öyle davranmalarını, kendilerine özgü şekillerle konuyu canlandırmalarını söylemesi yaratıcı dramadır.

Cevap D 14. Öğretmen eşit sayıda öğrencilerden

oluşan gruplar oluşturur (bu soruda iki kişilik gruplar). Her bir öğrenci birer dakika konuşarak gruptaki öğ- renci sayısı kadar tartışma süresi be- lirlenmiş olur (Bu soruda iki öğrenci birer dakika konuşarak 2 dakikalık tartışma süresi belirlenmiştir). Aynı anda tüm gruplar konuyu kendi için- de tartışır. Grup sözcüsü veya lideri, grubun fikirlerini sınıfla paylaşır. An- latılan bu teknik vızıltı (fısıltı) tekni- ğidir.

Cevap D 15. Balık kılçığı tekniğinde ilk aşama,

problemin bir kutucuğun içine (balı- ğın kafası) yazılmasıdır. Yapılandırıl- mış beyin fırtınası (yaratıcı düşünme) ile öğrenciler problemin sebeplerine ulaşır. Bu sebepler sınıflandırılır ve önem sırasına konulabilir.

Cevap D 16. Güncel, ilgi çekici bir konunun, çe- şitli yönlerden aydınlatılması için, bir topluluk önünde, sohbet havası içinde tartışılmasına panel denir. Pa- nelde dinleyicilerin soru sormasına imkân tanınır.

Cevap B 1. Tümevarımsal düşünme süreciy-

le ele alınan araştırmalarda veriler toplanır, ortak yönler belirlenerek genellemelere ulaşılır. Zehra Hanım kavramlardan (yani parçalardan) yola çıkarak, bu kavramları karşılaş- tırmış ve genellemelere (yani bütüne) ulaşmıştır.

Cevap D 2. Vee diyagramı araştırma inceleme

stratejisine uygundur ve fen bilim- lerinde araştırma sonuçlarının tek bir sayfada özetlenmesinde etkilidir.

Problem durumunun planlı hale geti- rilerek her bir aşamanın görülmesini sağlar. Üç basamaktan oluşur; plan- lama, uygulama ve değerlendirme.

Planlama (hazırlık) basamağında problem durumu ya da araştırma konusu diyagramın ortasına yazılır.

Uygulama basamağında problem ya da araştırmayla ilgili tanımlar, ilkeler, formüller (yani problemin çözümünde kullanılabilecek bilgiler) diyagramın sol kısmına yazılır. Değerlendirme basamağında ise problemin çözümü ya da araştırma sonucu diyagramın sağına yazılır. Bütüncül bir şekilde işlem adımları görüldüğünden kav- ram yanılgılarının belirlenmesinde etkilidir.

Cevap D 3. Yaratıcı düşünce ile zeka arasında

pozitif ancak düşük bir korelasyon vardır. Yani yaratıcılık için belirli bir zekâ düzeyine sahip olmak gerekli- dir; ancak yüksek yaratıcılığa sahip bir kişinin yüksek düzeyde bir zekâ seviyesine sahip olması gerekme- mektedir.

Cevap D 4. Eşit başarı fırsatı ilkesine göre öğ- renciler yeterlilikleri ölçüsünde gruba katkılarıyla ele alınır. Öğrenci mate- matikle ilgili bir ödeve kendi yeterliliği ölçüsünde çaba göstererek katılıyor- sa diğer öğrencilerin yanında onun da pekiştirilmesi gerekir.

Cevap B

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

informalyayinlari@gmail.com

www.informalyayinlari.com

(0543) 614 01 88

Yayınevi Kurumsal İletişim

4A

KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ

DENEME SINAVI ÇÖZÜM KİTAPÇIĞI

(0539) 775 48 50 Kurumsal Deneme

Teknik Destek Sorumlusu

Sınav sonuç ve analizlerine www.karakutuyayin.comadresinden ulaşabilirsiniz.

(2)

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN 17. Argümantasyon tekniği, bir fikri, bir

hipotezi veya bir düşünceyi deliller ve ispatlar kullanarak savunma ve açıklamaya çalışmadır. Bu açıklama- larda kullanılan ispat ve deliller ise argümanlardır.

Cevap E 18. Sokrates’e göre insanın özünde

doğuştan tüm bilgiler vardır ancak üstü kapalıdır. Bunu ortaya çıkarmak eğitimin görevidir. Bu amaçla soru cevap yöntemi kullanılır.

Cevap C 19. Bilgisayar destekli öğretimde kullanı- lan eğitsel yazılımlar; bire bir öğretim yazılımları, alıştırma ve tekrar yazı- lımları, benzetim yazılımları, eğitsel oyun yazılımları, değerlendirme ya- zılımları, problem çözme yazılımla- rıdır. Örnek olay bilgisayar destekli öğretimde kullanılan bir yazılım türü değildir.

Cevap E 20. Fikir taraması tekniği derse dikkat

çekmek, ilgi uyandırmak, canlılık getirmek için kullanılan bir tekniktir.

Öğrencilerin sıkıldığını fark eden öğ- retmen birkaç öğrenciyi 5-10 dakika konu hakkında tartıştırır. Beyin fırtı- nasıyla karıştırmamak gerekir çünkü beyin fırtınasında asıl amaç yaratıcı düşünmeyi geliştirmekken fikir ta- ramasında asıl amaç sınıfa canlılık getirmektir. Ayrıca fikir taramasında ele alınacak konunun beyin fırtına- sındaki gibi probleme dayalı olması- na gerek yoktur.

Cevap A 21. Etkili öğrenme için önemli noktalar- dan biri öğrencilerin başarıyı birlikte elde edeceklerine inanmış olma- larıdır. Olumlu bağlılık, bir grubu oluşturan her üyenin, gruptaki diğer üyelerin öğrenmesinden sorumlu ol- duklarının bilincinde olmasıdır. Yani gruptaki her öğrenci kendi çabasının grubun diğer üyelerine ve gruptaki her üyenin çabasının da kendisine yararlı olduğunun bilincindedir. Böy- lelikle gruptaki üyelerden herhangi birinin başarısızlığı tüm grubu olum- suz yönde etkileyeceği gibi birinin başarısı tüm grubu olumlu yönde etkileyecektir. Grup üyeleri arasında en üst düzeyde güdülenmeyi sağla- yacaktır. "Ya birlikte batarız ya birlik- te yüzeriz", "birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" sözleriyle vurgu yapılan işbirlikli öğretim özelliği olumlu bağ- lılıktır.

Cevap E 22. Öğretim programının ögelerinden

hedef ögesinin belirlenmesi, kendin- den sonra gelen ögelerin belirlenme- sine yön verir. D seçeneğinde verilen

“yöntem ve materyallere kaynaklık etme” bununla ilgilidir. Yöntem ve materyaller eğitim durumları ögesi- nin değişkenleridir. E seçeneğinde verilen “sınama ögesi” de hedeften sonra gelen ve hedeften etkilenen ögelerden biridir. Ayrıca hedefler, eğitim çalışmalarının planlı ve sis- temli olmasını sağlar (A seçeneği) ve hedeflerin yazılması, amaçların so-

mut, açık ve anlaşılır olmasını sağlar (B seçeneği). A seçeneğinde verilen ifade yanlıştır çünkü ihtiyaç analizi, hedef belirlemenin öncesinde yapılır ve hedefe yön verir. Yani hedeflerin belirlenmesi, kendinden önce yapı- lan ihtiyaç analizini etkilemez.

Cevap A 23. İlerlemecilik eğitim felsefesinin ana noktası okulla hayatı birleştirmektir.

“Okul hayatın kendisidir” anlayışın- dan yola çıkarak okulda öğrenilen bilginin gerçek yaşamda öğrencinin ihtiyacını karşılaması amaçlanır.

Bunun için de hedeflerin öğrenci ih- tiyaçlarına ve beklentilerine uygun olarak belirlenmesi gerekir.

Cevap A 24. Tutarlılık, hedeflerin birbirini des- teklemesi, birbirine tezat olmaması anlamına gelir. Bir ders için yazılan hedefler arasında kendi içinde man- tıksal tutarlılık aranır. Paragrafta verilen hedeflerin birbiriyle olan zıt- lığı, tutarlılık ilkesine uyulmadığını gösterir. Ayrıca tutarlılık ilkesi gereği ünitelerin hedeflerinin; hem özel he- deflerle, hem genel hedeflerle, hem de uzak hedeflerle tutarlılığı ve kay- naşıklığı aranır.

Cevap C 25. 2005 sonrası yenilenen ilköğretim

programlarında ilerlemecilik eğitim felsefesinin etkisiyle tematik ve sar- mal içerik düzenleme yaklaşımları benimsenmiş, böylece farklı içerikler arasında bağ kurulması sağlanmış- tır. Bu yaklaşımlar “Okul hayatın ken- disidir.” anlayışıyla okulda öğrenilen bilgiyle çevre arasında ilişki kurulma- sını ve okulda öğrenilenlerin hayata transferini sağlar. Öğrenci merkezli olduklarından öğrencilerin motivas- yonlarını arttırır ve yaparak yaşaya- rak öğrenmeye katkı sağlar. Ancak yenilenen ilköğretim programlarının ve dolayısıyla sarmal ve tematik yaklaşımların dersleri kolaylaştırmak gibi bir amacı yoktur. Aksine yenile- nen eğitim programlarında bazı ders içerikleri eskisinden daha zor hâle gelmiştir.

Cevap D 26. Duyuşsal alanın değer verme ba- samağında; bir şeyin değerini kabul edip ona kuvvetli bağlılık gösterme, başkalarından da o değere önem vermelerini isteme, değeri kabulle- nip önemseme, değeri tercih etme (önem veriyor ki tercihi ondan yana kullanıyor) gibi durumlar devreye girer. Soruda verilen örnekte Ömer Bey’in tercihinden, sınava önem ver- diğinden ve başkalarının da önem vermesine yönelik konuşmalar yap- tığından bahsedilmiştir.

Cevap C 27. Yaşantı konisine göre zaman sabit

tutulmak şartıyla insanlar; okudukla- rının %10’unu, işittiklerinin %20’sini, gördüklerinin %30’unu, hem görüp hem işittiklerinin %50’sini, söyledik- lerinin %70’ini, yapıp söylediklerinin

%90’ını hatırlamaktadır. Buna göre seçenekler arasında en az kalcı olan

öğrenmeler; bir kitaptan konunun okunmasıyla gerçekleşir.

Cevap A 28. Vurgu yapmak için olsa bile yazıların tümü büyük harfle yazılmaz. Büyük harfler birbirlerine benzediğinden göz erken yorulur ve dikkat dağılır.

Sadece ana başlıklarda ve 2-3 keli- meyi geçmeyecek şekilde tümü bü- yük harfle yazılabilir.

Cevap E 29. Verilen eğitim süresinde kullanışlılığı

düşürmez, aksine kullanışlılığı artırır ve zamandan tasarruf sağlanır. Di- ğer seçeneklerin hepsi araç ve gereç kullanmanın faydalarını ifade eder.

Cevap B 30. Bütünlük: Bir görseli meydana geti- ren öğelerin bir bütün olarak görün- mesini sağlayan öğeler arasındaki ilişkidir.

Cevap A 31. Görsel bir materyalin ögelerinden biri alan ögesidir. Bir görsel materyal üzerinde resimler, yazılar, grafikler ve her türlü görselle dolu olan alan- lara kapalı alan denir. Dolu olmayan alanlara ise açık alan denilir.

Cevap A 32. Sınıfta ortaya çıkan istenmeyen dav- ranışlara karşı eylem adımları şun- lardır; görmezden gelme, uyarma, doğru davranışı gösterme, umursa- mama, fiziksel müdahale, derste de- ğişiklik yapmak, sorumluluk vermek, öğrenciyle konuşmak, okul yönetimi rehberlik servisi ve aile ile iletişim kurmak, ceza. Öğrencilerin arala- rında konuştuğunu fark eden öğret- men, davranışı görmezden gelemez çünkü bu yaklaşım istenmeyen dav- ranışın devam etmesine yol açar.

Uyarmak, böyle bir durumda öğret- mene yapılabilecek en uygun öne- ridir. Bu uyarının sözlü olarak yapıl- ması, öğrencilerin derse olan ilgisini azaltabileceğinden bu uyarının göz temasıyla yapılması öncelikle tercih sebebidir. Bunun işe yaramaması durumunda sözlü uyarıya geçilebilir.

Cevap A 33. Bazı hatalı öğrenci davranışları süreklilik göstermez ve durumsal koşullara bağlı olarak ortaya çıkar.

Hastalık ve öğrencinin elinde olma- yan sebepleri bir problem gibi algı- lamak doğru değildir. Burada dikkat edilecek nokta öğretmenin görmez- den geldiği davranışı pekiştirmekten kaçınmasıdır. Derste öğrencinin has- talık nedeniyle sınıfta kısa süreli ola- rak uyuyakalması, öğrencinin elinde- ki kâğıdı çöp kutusuna atarken yere düşürmesi, ardından durumu fark edip kâğıdı çöp kutusuna atması, devamlılık arz etmeyen, öğrencinin elinde olmayan sebeple derse geç gelmesi, hata yapan öğrencinin ha- tasından pişman olması ve hatasını giderme yoluna gitmesi; görmezden gelinebilecek davranışlardır. Ancak D seçeneğinde verilen durumda ku- ral ihlali ilk defa yapılıyor olsa da sınıf atmosferinin bozulması, öğretmenin

(3)

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN 38. Değerlendirme yapılırken kullanılan

ölçüt, değerlendirmeden önce be- lirlenmiş, kesin, gruba göre değiş- miyorsa mutlak değerlendirme; aksi halde ölçüt ölçmeden sonra gruba göre belirlenmiş ve kesin değilse bağıl değerlendirme söz konusudur.

Bu açıklamaya göre Dilek Öğretmen I. yargıda mutlak, II ve III. yargıda bağıl ölçüt ile bağıl değerlendirme yapmıştır.

Cevap E 39. İşe alım sınavları sürecin başın- da yapılıp ön koşul durumlar tespit edilerek sonraki sürecin tahmini gerçekleştirilir. Bu durum yordama geçerliğine uygundur. Çünkü yorda- ma geçerliğinde mevcut sonuçtan sonraki sürecin tahmini yapılır.

Cevap B 40. Sorunun doğru cevabı E şıkkıdır.

Şıkları tek tek ele alırsak;

Sorunun güçlüğü, kazanımlara ulaş- ma düzeyi ve doğru cevaplama yüz- desi hakkında bilgi sunar. A Seçene- ğinde sorunun güçlük durumu ifade edildiğinden;

Madde güçlüğü(Pj)=(Maddeye doğru cevap veren öğrenci sayısı)/Toplam öğrenci sayısına oranıdır;

Pj=(Dü+Da)/N=(31+23)/100=0,54 0.19 ve altındaki maddeler ÇOK ZOR

0.20 ile 0.39 ZOR

0.40 ile 0.59 ORTA GÜÇLÜKTE 0.60 ile 0.79 KOLAY

0.80 ile +1.00 ÇOK KOLAY Sorunun düzeltilmesi, kullanılıp kul- lanılmaması ve geçerliği ile ilgili yo- rumlar madde ayırt ediciliği hesapla- narak tespit edilir.

rj=(Dü-Da)/(N/2)=(31-23)/50=30,5 0-19 ve altındaki maddeler TEST- TEN ATILMALIDIR.

0.20 İLE 0.29 arasındaki maddeler DÜZELTİLMELİDİR.

0.30 İle 0.39 arasındaki maddeler İYİ KABUL EDİLİR.

0.40 İle +1.00 arasındaki maddeler ÇOK ÇOK İYİ BİR MADDE.

E çeldiricisi beklenen yönde çalışmış bir çeldiricidir. Çünkü bir çeldirici üst grubu az, alt grubu çok sayıda çel- dirmelidir. E çeldiricisi de bu kurala uygundur.

A çeldiricisi beklenen düzey ve yön- de çalışmamıştır. Çünkü üst grubu fazla alt grubu az sayıda çeldirmiştir.

D çeldirici hem güçlü hem de iyi bir çeldirici değildir. Bir çeldiricinin güç- lü olması; doğru cevap dışında üst grup ve alt grup cevaplayıcı toplamı en fazla olmalıdır. Ancak D seçene- ğinde toplamda 15 kişi çeldirilirken, C seçeneğinde 17 kişi çeldirilmiştir.

Ayrıca bir çeldiricinin iyi çeldirici ol- ması için alt cevaplayıcı sayısından üst grup cevaplayıcı sayısı çıkarılır sonuç pozitif ve ne kadar büyük ise o ölçüde iyi çeldirici olunur. Ancak D seçeneğinde -5 çıkmaktadır ki bu durum çeldiricinin ters çalıştığını ve mutlaka değiştirilmesi gerektiğini ifa- de eder.

Cevap E 41. Sorunun çözümü için önce puanların

orta noktası hesaplanıp bulunma- lı sonra tabloda alttan üste doğru toplanıp birikimli yazılan toplamlı frekanslar ∑f frekans tablosu haline getirilmelidir.

Soruda tepe değer (mod) yani tekrar sayısı (frekans) en büyük olan puan sorulduğu için mod 42’dir.

Ayrıca soruda sınavın en yüksek puanı ile en düşük puanı arasındaki fark olan dizi genişliği yani Ranj so- rulmuştur. Ranj gruplanmış verilerde en büyük grup orta noktası ile en küçük grup orta noktası arasındaki farktır. Yani 92 – 42 = 50 dir.

Cevap A 42. Sorunun çözümü için önce normal dağılım eğrisi (çan eğrisi) üzerinde Z ve T standart puanlarının yerleri- ni bilmeliyiz. Çan eğrisinde standart sapma(Sx) ve Z, T puanlarının değe- ri şu şekildedir.

Puan Aralığı

Puan Orta Noktası

∑f f

90-94 92 25 2

85-89 87 23 2

80-84 82 21 2

75-79 77 19 3

70-74 72 16 2

65-69 67 14 1

60-64 62 13 2

55-59 57 11 3

50-54 52 8 1

45-49 47 7 3

40-44 42 4 4

Sx Z T

-3 -3 20

+1

%68

%95

%99

%2,14 %2,14

%13,59 %13,59

%34,13 %34,13

+1 60 -2

-2 30

+2 +2 70 -1

-1 40

+3 +3 80 0

0 50 müdahalesini gerektirir. Sınıf atmos-

ferini bozmayan kural ihlallerinde ise görmezden gelinebilir.

Cevap D 34. Seçenekleri tek tek inceleyelim;

✔ “Kimyasal denklemler konusun- da gereken bilgiye sahip olup, bu konunun öğretiminde problem çözme yöntemini kullanabilmesi”

Kimyasal tepkimeler konusunda gereken bilgiye sahip olmak alan bilgisidir. Problem çözme gibi fark- lı yöntem teknik, model ve strate- jileri dersinde kullanabilmek ise öğretmenlik bilgisidir.

✔ “Kimyasal denklemler konusun- da öğrencilere bilgi verirken fizik ve biyoloji disiplinlerinden de faydalanması” Konuyla ilgili bilgi vermek alan bilgisidir. Dersin yan alanlarından haberdar olmak ise genel kültür bilgisidir.

✔ “Kimyaya dair günümüz güncel gelişmelerini TV ve internetten takip etmesi” Güncel gelişmeleri takip etmek genel kültürdür.

✔ “Kimya öğretimi dışında folklor, jim- nastik, gitar çalma faaliyetlerine ka- tılması” Alanı dışında farklı alanlarla ilgilenmek genel kültürdür.

✔ “Sınıfta gerçekleştirdiği büyük grup tartışması öncesinde, öğ- rencilere günümüz iletişim tekno- lojilerinin özelliklerini anlatması”

Günümüz popüler kültürünü ve güncel teknolojileri takip etmek genel kültürdür.

Tüm bunlara göre doğru cevap A şık- kıdır.

Cevap A 35. Öğretmenler sınıf defterini ders so- nunda, işlenmiş olan konuya yönelik olarak doldurmalıdır. Sınıfta sorulan soruların tüm öğrenciler tarafından cevaplandırılmasına gerek yoktur ve zaman kaybına yol açar. Soyut ve ön bilgilerin yetersiz olduğu durumlarda öğrenci merkezli yaklaşımlarla sonuca ulaşmak zor olabilir. Bu tür durumlarda öğretmen merkezli sunuş stratejisi ter- cih edilebilir. Öğrenme güçlüğü çeken ya da arkadaşlarından daha geç öğre- nen öğrencilere konuların ödev olarak verilmesi, kolaycı bir yaklaşımdır. Bu tür öğrencilerle bireysel olarak ilgilenmek gerekir. Öğrencilerin etkin katılımına fır- sat veren ortamlar oluşturulması, etkili ve kalıcı öğrenmeler sağlar ve çağdaş eğitim yaklaşımlarına uygundur.

Cevap E 36. Belli öğrencilere özel ilgi göstermek

çağdaş yaklaşıma aykırıdır.

Cevap C 37. Ölçme bir niteliğin doğrudan ya da

dolaylı gözlemlenerek gözlem sonuç- larını sayı ya da semboller ile ifade edilmesidir. Değerlendirme ise ölçme ile belirlenmiş tanımlanmış farkların bir ölçüt ile kıyaslanarak yorum yapılıp karara varılmasıdır. Bu açıklamalara neticesinde; I – III ölçme işlemi diğer ifadeler değerlendirmedir.

Cevap D

(4)

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN Yukarıdaki çan eğrisi standart bilgile-

rine göre tabloda Z puanları görülüp karşısına gelen T standart puanları aşağıdaki tablo şeklinde oluşur. Bu bilgilere göre aşağıdaki tablo çıkar ve sorunun cevabı B şıkkıdır.

Öğrenci Z Puanı T Puanı T Puanı

Mehmet -0,5 I. 45

Sultan -1 II. 40

Tülay 1 III. 60

Bülent 0 IV. 50

Serkan 0,5 V. 55

Cevap B

43. Yukarıda verilen üç yargıdaki açık- lamalar sınav sonuçlarının hatasız değerlendirilmesine yani güvenirli- ğini sağlayarak sınavın amaca hiz- met etmesini sağlamaya yöneliktir.

A çeldiricisinde puanlama anahtarın- dan söz edilmektedir. Bu yargılarda puanlamanın nasıl yapılacağına vur- gu yoktur. B seçeneğinde öğrenme eksiklikleri ifade edilmiş ancak soru öncüllerinde buna değinilmemiştir.

Aynı şekilde D ve E çeldiricilerindeki ifadeler de soru öncülünde ifade edil- memiştir. Buna göre sorunun cevabı C şıkkıdır.

Cevap C

44. Testin geçerliğini belirlemek için kul- lanılan ölçüt, testin uygulamasından sonra geliyorsa yordama geçerliğidir.

Yordama, genellikle bir testten alınan puanlara dayanılarak, bireylerin belli bir programdaki ya da işteki başarıla- rını önceden kestirme işlemidir. Seç- me sınavı olan ÖSYM'nin seçebilme özelliği incelenmeye çalışılıyor. Ölçüt gelecekte ortaya çıkan bir durum ol- ması nedeniyle cevap yordama ge- çerliği olacaktır.

Cevap B

45. Şıkları tek tek incelersek;

✔ A seçeneğinde öğrencilerin/guru- bun başarı durumu ifade edilmiş bunun için testin ortalama güçlüğü

=testlerden alınan puanların orta- laması, soru sayısına bölünür.

Yani;

P ( ) =

, , , , ,

,

, , , , ,

,

, , , , ,

,

, , , , ,

,

, , , , ,

, P

P P P P

1 5

0 40 0 55 0 80 0 75 0 50 0 60 2 0 50 0 00 0 85 0 40 0 605 0 47

3 5

0 70 0 55 1 00 0 75 0 85 0 77

4 0 20 0 25 0 35 0 50 0 405 0 34

1 5

0 35 0 25 0 70 0 15 0 05 0 30

- = + + + +

=

- = + + + +

=

- = + + + +

=

- = + + + +

=

- = + + + +

= aritmetik ortalama(x)

soru sayısı(K)

Testin ortalama güçlüğü P( ) 1.00’a yaklaştıkça sorular öğrenciler için kolaydır ve grup başarılır. Buna göre öğrencilerin en başarısız olduğu test 5. testtir.

Yukarıdaki ortalama güçlük hesapla- masında 2. testin ortalama güçlüğü 0,47 iken 4. testin ortalama güçlüğü 0,34'tür. Buna göre 2. test 4. testten zor değildir.

3. testin 3. maddesinin güçlüğü 1.00’dır. Madde güçlüğü 1.00 oldu- ğunda madde ayırt ediciliği 0.00 olur.

Bu açıklama doğrudur.

4. testin 4. maddesinin güçlüğü 0,50 yani idealdir. İdeal madde en güve- nilir ve geçerli yani ayırt ediciliği en fazla olan maddedir ve açıklama doğrudur.

5. testin ortalama güçlüğü A seçene- ğinde hesaplandığı gibi 0,30’dur ve doğrudur.

Cevap B 46. Verilen açıklamada öğretim yılı başı

vurgusu ve öğrencilerin önceden fen ve matematik derslerine karşı tutum düzeyini belirleme amacı ifade edildi- ğinden tanılayıcı değerlendirme söz konusudur. Ayrıca tutum ölçeği ha- zırlanan sorularla öğrenci tutumları dolaylı ölçüldüğü için dolaylı ölçme vardır. Buna göre sorunun cevabı E şıkkıdır.

Cevap E 47. Verilen soru öncülünde sözlü yok- lamanın kullanımı için temel bilgiler verilmiş bu bilgiler doğrultusunda A, B, C, E seçeneğinde verilen ifadeler sözlü yoklamanın yetersizliği olarak kabul edilir. Ancak D seçeneğinde verilen ifade sözlü yoklamanın yeter- liği yani üstün özelliklerinden biridir.

Cevap D

48. Bu tip sorularda önce madde güçlük indeksi hesaplanır. Madde güçlük indeksi bulunurken; maddeye doğru cevap veren üst grup ile alt grubun cevaplayıcı sayısı toplanır elde edi- len sonuç toplam kişi sayısına bölü- nür. Yukarıdaki sorunun doğru ceva- bı B seçeneği olduğu için;

Pj=(n(ü)+ n(a))/N=(45+25)/200=0,35 madde güçlük indeksidir.

Bu sonuç bize;

Sorunun güçlüğü 0,35 olduğu için

“zor” sorudur.

Soruyu öğrencilerin %35’i doğru ce- vaplamıştır (Px).

Soruyu öğrencilerin %65’i yanlış ce- vaplamıştır (qx).

Soru başvuran kişinin çok, alınacak kişinin az olduğu durumlarda kullanı- lır.

Sorunun güvenirliği düşüktür. Çünkü güçlüğü 0,50 ve yakın değerlerin gü- venirliği yüksektir.

Sorunun ilgili olduğu hedef davranış- ları, öğrencilerin %35’i kazanmış ve

%65’i kazanmamıştır.

Soru zordur. Dolayısı ile yoklanan kazanımlar öğrencilerce yeterli dü- zeyde edinilmemiştir.

Cevap E

49. Bir öğrenme konusu ne kadar dikkatli çalışılırsa çalışılsın, ne kadar tekrar edilirse edilsin; sonuçlar hakkında bilgi edinme (geri bildirim, dönüt) yapılmazsa öğrenmeler eksik ka- lacaktır. Paragrafta verilen örnekte öğretmen Emel'e okuduğu kitaplarla ilgili geri bildirimde bulunmuş, böyle- ce Emel hatalarını düzeltme imkânı bulmuştur. Sonuçlar hakkında bilgi edinme, dönüt düzeltme şeklinde yapılabileceği gibi ipuçlarıyla destek- leme olarak da yapılabilir.

Cevap D

50. Garcia, klasik koşullanmadaki “bi- tişiklik” ilkesine karşı çıkmıştır.

Garcia’ya göre koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasında bitişiklik olmadan da koşullanma gerçekleşe- bilir. Garcia bunu tat üzerine yaptığı deneylerle ortaya koymuştur ve buna Garcia etkisi (olumsuz tat koşullan- ma) adı verilir. Soruda verilen örnek de Garcia etkisine uygundur ve E seçeneğindeki açıklama Garcia etki- sinin açıklamasıdır. A seçeneğindeki açıklama gölgelemedir. B seçeneğin- deki açıklama uyarıcı genellemesi, C seçeneğindeki açıklama ayıt etme, D seçeneğinki açıklama birleşik koşul- lanmaya ait açıklamalardır.

Cevap E

51. Çevreye ilgiyi artırıcı etki, gözlemci- nin dikkatini modelden gördüklerinin etkisiyle çevresindeki bir nesneye yöneltmesidir. Bu sayede gözlemci modelden, çevrenin ve eşyaların nasıl kullanılacağını ya da nelerin kullanılacağını öğrenebilir. Alışveriş esnasında ihtiyacımız olan bir ürü- nü alırken, ünlü kişilerin reklamlarda tanıttıkları ürünleri satın alma eğili- mimizin olması çevreye ilgiyi artırıcı etkiyle açıklanabilir.

Cevap B

52. Yaratıcı düşünmenin değerlendirme (doğrulama, gerçekleme) aşamasın- da bir önceki aydınlanma aşamasın- da ortaya çıkan çözümün ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı belirlenir. İlk aşama olan hazırlık aşamasındaki saptanmış ölçütlere uygunluk değer- lendirilir. Mantıklı düşünmenin dev- reye girdiği ve fikirlerin daha ayrıntılı hale getirildiği bu evre “doğrulama”

ya da “gerçekleme” olarak da bilinir.

Gerektiğinde çözümü uygulamak için bazı değişiklikler yapılır.

Cevap E

(5)

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN 53. Unutma türleri; yanlış yerleştirme,

bozulma, güdüsel unutma (bastır- ma), ket vurma, bilgiyi değiştirme, organik etkenlere bağlı unutma ve karışmadır. Bastırma yani güdülen- miş unutma, kişiyi rahatsız eden şey- lerin bilinç dışına itilerek unutulması ve böylece kişinin bu rahatsız edici durumdan uzaklaşmasıdır. Öğret- men futbol maçlarını sevmemektedir ve istemeye istemeye öğrencilerin davetini kabul etmiştir. Bu durum öğretmenin bastırma mekanizmasını kullandığı anlamına gelir.

Cevap A 54. Bilgilerin, bilinen çevrenin fiziksel

özellikleriyle ilişkilendirilerek akılda tutulması yöntemi yerleştirmedir. Er- tuğrul akılda tutmak istediği isimleri bilindik bir mekâna yerleştirerek yer- leşim yöntemini kullanmıştır.

Cevap D 55. Thorndike’a göre öğrenmenin en

temel formu deneme yanılma öğren- mesidir. İnsan ya da hayvan olsun, öğrenme durumunda olan organiz- ma, belli bir problemle karşılaştı- ğında kendisini amaca götürmeyen başarısız tepkileri eler. Haz ile so- nuçlanan, başarıya götüren tepkiler kalıcı hale gelir. Thorndike bu duru- ma deneme yanılma ya da seçme ve bağlama adını vermektedir. A seçeneğinde verilen örnekte kadın kek yapmayı bilmemektedir ve her seferinde deneyip yanılarak istenen özelliğe daha yakın sonuçlar almak- tadır. Bu durum deneme yanılma öğ- renmesidir. C ve D seçeneklerindeki durumlar zihinsel ilişkilendirmeyle ilgilidir. Deneme yanılma öğrenme- sinde Thorndike zihinsel süreçlere yer vermez. B ve E seçeneklerindeki örnekler sistematik duyarsızlaştırma ve kademeli yaklaşıma örnektir.

Cevap A 56. Bağ kuramının etki yasasına göre bir

uyarıcıya karşı yapılan tepki tatmin edici, haz verici bir sonuç yaratırsa, uyarıcı-tepki bağı güçlenir. Tepki tatmin yaratıcı bir sonuç yaratmaz- sa (cezalandırılırsa) uyarıcı-tepki bağının gücüne hiçbir etkisi olmaz.

Yani pekiştirilen tepkinin gücü art- makta, cezalandırılan tepkinin gücü ise azalmamaktadır. Ödül cezadan daha etkilidir. Çünkü ceza davranışı söndürmez, sadece bastırır. Buna göre öğretim görevlisi özellikle ceza ile korkutarak etki yasasına uygun olmayan bir anlayış benimsemiştir.

Cevap A 57. D seçeneğinde verilen örnek sonun- culuk ilkesiyle ilgili değildir. Sonun- culuk, birey belli bir durumda son olarak hangi davranışı göstermişse, aynı durumla tekrar karşılaştığında aynı davranışı gösterme eğilimidir.

Hasan daha önce oynadığı maçtan sonra takdir edilseydi ve bir sonraki maç sonrasında da takdir bekleseydi sonunculuk ilkesine uygun olurdu.

Cevap D

58. Abdullah Bey ilk önce kendisi çaba- layarak öğrenmeye çalışmış ve şifre- sini girerek belli bir yere kadar gel- miştir. Bu durumu deneme yanılma ile gerçekleştirmiştir. Ancak parasını çekemeyince diğer bireylerin para çekimlerini izleyerek bunu da öğren- miştir. Bu kısım da sosyal öğrenme ile gerçekleşmiştir.

Cevap D

59. Çocuk, annesiyle her hafta sonu sinemaya giderek annesinin bilet almak için nasıl davrandığına tanık olmuş ve nasıl bilet alınacağını öğ- renmiştir. Annesinden gördüğü şekil- de bilet kuyruğuna girer, belli işlem adımlarını takip ederek biletini alır.

Tolman’ın kuramında bu durum biliş- sel senaryo olarak açıklanır. Kişinin yaşadığı çevre içinde başkalarının nasıl davrandığına tanıklık etmesiyle gerçekleşen; bilet alma, sipariş ver- me, söz hakkı isteme, sıraya girme gibi davranışlar bilişsel senaryodur.

Cevap A

60. İnsan birçok uyarıcının etkisi altın- dadır. Ancak bu uyarıcılar arasında dikkatini belli bir uyarıcıda toplama- sına ve onları algılamasına algıda seçicilik denir. Soruda verilen örnek algıda seçicilikle ilgilidir. Algıda se- çiciliği sağlayan süreç dikkattir ve dikkati etkileyen faktörler (bireysel ve çevresel faktörler) algıda seçiciliği de etkiler. KPSS adayının romanlara değil de KPSS kitaplarına yönelmesi ilgi ve ihtiyacından kaynaklanır.

Cevap C

61. Sorunun cevabı D şıkkıdır. Kritik dönem; organizmanın farklı gelişim dönemlerinde öğrenmeye veya ge- lişmeye en çok eğiliminin olduğu ve çevrenin etkilerine daha duyarlı (en açık ve alıcı) olduğu zaman bölümü- dür. Kritik dönemlerde kazanılama- yan beceriler ve yaşantılar ilerleyen dönemlerde kazanılamaz veya çok zor ya da çok az kazanılır. Soruda çocuğunu bir jimnastik kursuna yaz- dırmak isteyen Nalan Hanıma, gittiği kursta antrenör kendisine “Çocuğu- nuz 17 yaşına gelmiş bu yaştan son- ra vücudu esnemez. Esnemeyen bir vücut ile de jimnastik yapılamaz. Ço- cuğunuza maalesef jimnastik ile ilgili becerileri kazandırmamız mümkün değildir çünkü çocuğunuzun jimnas- tiği için çok geç kaldınız.” demiştir.

Burada antrenör, jimnastik öğrenmek için geç yaş olduğunu ve bu yaştan (17 yaş) sonra jimnastik becerilerinin kazanılmasının mümkün olmadığını vurgulayarak kritik döneme vurgu yapmaktadır.

Cevap D

62. Okul öncesi eğitimi alan Neslihan’ın, ablasına göre daha büyük oyun- caklar ve materyaller kullanması, Neslihan’ın ince ve küçük kaslarının yeterince gelişmemiş olmasından kaynaklıdır. Büyük ve kaba motor ge- lişimi ön planda olduğu için, kullan- dığı oyuncaklar ve materyaller daha büyük olacaktır. Buna göre sorunun cevabı D şıkkıdır.

Cevap D 63. Futbol oynamakta zorlanan Arda’ya

nasıl futbol oynanacağını abisinin öğretmesi yakınsak gelişim alanıdır.

Yakınsal gelişim alanı çocuğun tek başına yapmakta zorlandığı veya ba- şarılı olamadığı durumlarda, başka- larının rehberliğinde onu öğrenmesi durumudur. Yakınsak gelişim alanın- da çocuğa bu öğrenmede yardımcı olanlar genelde ebeveynler, öğret- menler ve arkadaşlardır. Buna göre sorunun cevabı A şıkkıdır.

Cevap A 64. Odaklanmacılık nedeniyle çocuklar bir etkinlik dizisi yaşadıkları zaman bu etkinliğin tek bir anına (en çok dikkat çeken kısmına veya son za- mana) odaklanabilirler. Karşıdan karşıya geçerken sadece tek yöne dikkatini vermesi ve her iki yöne bak- maması odaklanmacılıktır. Nitekim ağabeyi onu bu konuda “tek yöne değil her iki yöne de bakmalısın di- yerek” uyarmıştır. Buna göre soru- nun cevabı A şıkkıdır.

Cevap A 65. Sıcaktan bunalan Sabri, babasına kazağını çıkarması için “Baba kazak!”

diyerek iki kelimeyi birleştirmiş fakat eksik bir cümle kurmuştur. İki farklı sözcüğün birleştirildiği, gramer yapıla- rına uymayan (Özne, yüklem, bağlaç, ekler gibi ögelerin bazılarının eksik kul- lanıldığı) cümlelerin kurulduğu dönem telgrafik dönemdir. Telgrafik dönemde kurulan cümlelerde özne-yüklem ilişki- si genel olarak yoktur. Buna göre soru- nun cevabı A şıkkıdır.

Cevap A 66. “Girişimciliğe karşı suçluluk” evresin- de çocuk çevresinde olup bitenlere daha duyarlı ve meraklı hale gelmiş- tir. Çocuk çevresindeki olayları anla- yabilmek için sık sık sorular (özellikle cinsellikle ilgili) sorar, keşfetmeye ve araştırmaya yönelik bir takım gi- rişimlerde bulunmak ister. Keşfetme ve araştırmaya yönelik girişimlerde çocuk enerjisini çeşitli etkinliklerle ortaya koymak ister.

Sorudaki parçada açıkça çocuğun kullanacağı oyuncağın merak uyan- dırması gerektiği ve onu problem çözmeye yönlendirmesi gerektiği belirtilmiştir. Yani çocuğun problem çözmesi için araştırması, keşfetmesi istenmektedir. Buna göre sorunun cevabı B şıkkıdır.

Cevap B

(6)

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN 67. Rafet Bey, çevresinde hep arzu ettiği

gibi entelektüel biri olarak görülmek istediği için klasik müzik dinlemiş ve müzik konserlerine gitmiştir. Yani Rafet Bey’in klasik müzik dinleme- sinin ve müzik konserlerine gitme- sinin temelinde çevresi tarafından saygın biri olarak görülmek istemesi yatmaktadır. Bu nedenle Rafet Bey öncelikle saygı basamağını karşıla- maya çalıştığı için sorunun cevabı B şıkkıdır.

Cevap B

68. Melek’in annesinden ayrılığa tepki vermemesi ve annesi onu almaya geldiğinde de annesiyle hiç iletişi- me geçmemesi annesiyle iletişim- den kaçındığını gösterir. Buna göre Melek’in güvensiz-kaçınan bağlan- ma stiline sahip olduğu söylenebilir ve sorunun cevabı C şıkkıdır.

Cevap C

69. Bu durumun diğer bir karşılığı saf çıkarcı eğilimdir. Çıkarcılık ön plan- dadır. Araçsal ilişkilerde önemli olan yarardır. Kaz gelen yerden ta- vuk esirgenmez düşüncesi vardır.

Barış'ın arkadaşlarının da araçsal ilişki döneminde olduğu söylenebilir.

Cevap B

70. Ahlaki gerçeklik evresine göre; işle- nen suçun önem derecesini, suça bağlı olarak ortaya çıkan fiziksel sonuçlar belirler. Sonuçta daha faz- la zarara yol açan suçlar, daha az fiziksel zarara yol açan suçlara göre daha kötüdür. Yani sonuç önemlidir.

Soyut olduğu için içsel niyetleri dik- kate alamazlar. Bu nedenle niyet önemli değildir. 11 yaşına (soyut dö- neme) kadar davranışın arkasındaki niyeti göz önüne olarak karar vere- mezler. Onlar için sadece yapılan yanlış vardır ve bu davranış otomatik olarak ceza gerektirir.

Soruda C şıkkında Sinem hastadır ve beden eğitimi dersinde hasta ol- duğu için hareketleri yapamaması geçerli bir mazerettir, yani kötü bir ni- yet (bilerek hareketleri yapmamazlık) yoktur, ortada bir zorunluluk sebebiy- le beden eğitimi dersinde hareketleri yapamaması söz konusudur. Bu ne- denle öğretmeninin kendisine kızma- yacağına inanmaktadır. Buna göre Sinem’in ahlaki gerçeklik evresinde olduğunu söyleyebiliriz ve sorunun cevabı C şıkkıdır.

Cevap C

71. Soru öncülü incelendiğinde özel bir şirketin revirinde çalışan Mehmet Bey, kendisine müracaat eden ve sağlık taramasından geçmesine rağ- men halen daha vücudunda bulaşıcı hastalıklarının olduğunu söyleyen hastaya sağlık kontrolleri yapması sağlık hizmeti ile alakalıdır. Sağlık hizmetlerinde, ihtiyaçlara dönük her türlü işleyiş ve eğitim bu hizmetler kapsamındadır.

Cevap A

72. Tüm rehberlik hizmetlerinin temelin- de, demokratik ve insancıl bir anlayış vardır. Bu anlayış her bireyi değerli ve biricik kabul eder. Bu anlayışın bir uzantısı olarak her bireyi koşulsuz kabul (saygı) eder. Demokratik ve in- sancıl bir anlayışa göre her birey seç- me, kararlar alma ve kendini gerçek- leştirme özgürlüğüne (özerkliğine), gücüne ve potansiyeline sahiptir. Bu nedenle rehberlik hizmetlerinde birey adına karar verilmez ve problem çö- zülmez. Rehberlik yardımının esası, bireylerin kendi kişiliklerini daha iyi anlamaları ve problemlerine çözüm yolları bulmada kendi kendilerine yeter bir duruma gelmelerini sağla- maktır. Buna göre sorunun cevabı D şıkkıdır.

Cevap D

73. Öğrencilerin eğitsel, mesleki veya kişisel-sosyal konularda ihtiyaç du- yabileceği her türlü bilgiyi toplayarak bunları öğrencilerle paylaşma adı- na yapılan çalışmalar, bilgi toplama ve yayma hizmeti kapsamına girer.

Verimli ders çalışma ve test çözme teknikleri ile ilgili pek bir şey bilme- yen Uğur’a bu konuda okul psikolojik danışmanı Burcu Hanım'ın, bilgi ve- rerek bilgi ihtiyacını gidermesi tipik bir bilgi toplama ve yayma hizmeti çalışmasıdır. Bu nedenle sorunun cevabı E şıkkı bilgi toplama ve yay- ma hizmetidir.

Cevap E

74. Müşavirlik hizmeti dolaylı bir hizmet- tir. Yani doğrudan öğrenciye sunu- lan bir hizmet değildir. Buna göre A şıkkındaki “Okuldaki ve çevredeki eğitsel ve kültürel etkinlikler hakkın- da öğrencilere bilgiler verme” müşa- virlik kapsamında verilmez, bu bilgi- ler oryantasyon kapsamında verilir.

Buna göre sorunun cevabı A şıkkıdır.

Cevap A

75. Soru öncülü incelendiğinde Lale Öğ- retmen, öğretmenler kurulu toplantı- sında okulun çevresindeki durumdan bahsetmiş ve okula madde bağımlı- lığı ile ilgili seminer düzenlenmesini ve bununla ilgili bir ders saati konul- masını istemiştir. Lale Hanım okulun ve öğrencinin ihtiyaçlarına cevap verdiği için, öğrenciyi merkeze alan ve toplumun beklentilerini öğrenci davranışıyla örtüşür duruma getiren bir anlayış sergileyerek programda düzenleme yapılmasını amaçlamış- tır. Programlarda yapılan bu düzen- lemeler rehberliğin ayarlayıcı işlevi ile ilgili bir durumdur. Buna göre so- runun cevabı B şıkkıdır.

Cevap B

76. Bireyselleştirilmiş eğitim planını (BEP) sınıf rehber öğretmeni tek başına hazırlamaz. BEP, Özel Eği- tim Değerlendirme Kurulu (RAM) ve BEP geliştirme biriminin (Okul/

kurum) iş birliğiyle hazırlanır. Sınıf rehber öğretmeni okulda kurulan BEP geliştirme biriminin bir üyesidir ve BEP hazırlanmasında görev alır (yardımcı olur).

Cevap B

77. Özellikle okul öncesi dönem ve il- köğretimde uygulanan bu teknikte öğrencilerin doyurulmamış ihtiyaç- larını, açığa vurulmamış duygularını ve umutlarını ortaya çıkarmak ama- cıyla düzenlenen sorulardan oluşur.

Soruda da Barış Öğretmen'in öğren- cilere “denizde balıklarla yaşasaydı- nız neler olurdu?” sorusunu sorarak öğrencilerde ortaya çıkarmak istediği duyguları yazmalarını istediği bireyi tanıma tekniği arzu listesidir.

Cevap E

(7)

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN 78. Sorunun cevabı olan (A şıkkı) ‘’Kim-

dir bu?’’ tekniği, birbirlerini tanıyan bir grup içindeki bireylerin diğer grup üyeleri hakkındaki görüşlerini ve be- lirli özellikleri olan tipleri belirlemek amacıyla kullanılmaktadır.

‘’Kimdir bu?’’ tekniğinde, bireylerin

“kendilerini” nasıl gördüklerine ilişkin bilgilerle, gruptaki diğer bireylerin,

“başkalarının” onları nasıl gördük- lerine ilişkin bilgiler elde edilir ve gruptaki bireylerin birbirlerine ilişkin tavır, anlayış ve gözlemleri ortaya çıkar. Böylece bireyin kendini görüşü ile başkalarının onu görüşü karşı- laştırılarak arasındaki tutarlık (bağ- daşım düzeyi) ile tutarsızlık (farklar) belirlenebilir. Kimdir bu tekniğinin amacı, kendi arkadaşlarının gözüyle bireylerin temel kişilik özelliklerinin belirlenmesidir. Bu amaçla, bu tek- nikte, bireylere ilişkin bir dizi olumlu- olumsuz kişilik özelliği veya belirgin davranışları olan tiplerin özellikleri betimlenmekte ve grupta bu betim- lemeye en çok uyan kişinin adının yazılması istenmektedir.

Soruda kafa karıştırıcı olabilecek

‘’Kime göre ben neyim?’’ tekniği ise;

bireyin benlik algısını yani bireyin kendisinin ve başkasının gözünde kendini nasıl gördüğünü belirlemek amacıyla uygulanan tekniktir. Burada birey başkaları tarafından nasıl biri olarak algılandığını kendisi değerlen- dirir. Diğer kafa karıştırıcı olabilecek sosyodramada ise betimlenen özel- likler listesi yoktur.

Cevap A

79. A şıkkındaki “Özel eğitime ihtiyacı olan tüm bireyler; yetersizlikleri doğ- rultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır.” ifade- si yanlıştır. Çünkü özel eğitime ihti- yacı olan tüm bireyler; yetersizlikleri doğrultusunda özel eğitim hizmetle- rinden yararlandırılmaz. Özel eğiti- me ihtiyacı olan tüm bireyler; eğitim ihtiyaçları, ilgi, yetenek ve yeterlilik- leri doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır.

Buna göre sorunun cevabı A şıkkıdır.

Cevap A

80. Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri yürütme komisyonu okul müdürünün başkanlığında aşağıdaki üyelerden oluşturulur:

✔ 1) Müdür başyardımcısı, sınıf ve şubelerden sorumlu müdür yar- dımcıları ve pansiyondan sorumlu müdür yardımcıları ile rehberlik hizmetlerinden sorumlu müdür yardımcısı

✔ 2) Rehberlik öğretmenleri

✔ 3) Sınıf rehber öğretmenlerinden her sınıf düzeyinden seçilecek en az birer temsilci

✔ 4) Ortaöğretim kurumlarında Di- siplin Kurulu ve Onur Kurulundan;

ilköğretim kurumlarında ise Öğ- renci Davranışları Değerlendirme Kurulundan birer temsilci

✔ 5) Okul-aile birliğinden bir temsilci

✔ 6) Okul öncesi eğitim kurumları hariç okul öğrenci temsilcisi Buna göre “Rehberlik ve Araştırma Merkezinden en az bir temsilci” üye değildir. Bu nedenle C şıkkındaki bil- gi yanlıştır.

Cevap C

(8)

İNFORMAL

DENEME

SINAVLARI İNFORMAL

DENEME

SINAVLARI

İnformal Yayınları

İnformal Yayınları

(0543) 614 01 88

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca özel gereksinimli bireylerin süreçten en fazla etkilenen gruplardan biri olduğu düşü- nüldüğünde (Kara, 2020; Karip, 2020) ve eğitimlerinin özel materyal,

 Genel eğitim ortamlarının, görme yetersizliği olan öğrenciler için uygunluğu belirlenmiş olmalıdır.  Sınıf öğretmeni ve özel eğitim öğretmeni ve destek

• Yetişkin çocuğun ne istediğini gözler ve çocuğun istediğe duruma model olur, çocuk yanıt verirse yanıtı genişletir. • Yetişkin çocuğun ne istediğini gözler ve

ÇOKLU YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLERİN NASIL EĞİTİM ALABİLİRLER.

Yarık dudak, yarık damak gibi sorunlar sesletim bozukluklarına

Ülkemizde 2018 yılında yayımlanmış olan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde ise özel eğitim “Bireysel ve gelişimsel özellikleri ile eğitim yeter- lilikleri

• İşitme yetersizliği olan çocuk için, işaret dili kullanıyorsa işaret diliyle yönerge veriniz.. • Fiziksel yetersizliği olan çocuk için, içi çok az dolu içecek kutusu

Akademik platformda ve sınav yayıncılığı alanında tartışılmaz lider ve temel başvuru kaynağı olan PEGEM Yayınları’nın zengin yayın yelpazesine eklenen