• Sonuç bulunamadı

XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print)

A Tribute to Prof. Dr. Şerafettin Turan, Volume 6 Issue 3, p. 71-87, April 2014

JHS

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü

State and Tariqas in the Sixteenth Century Istanbul: The Role of Ruling Elite in the Construction of Khalwatiyya Convents

AyĢe BölükbaĢı Doktora Öğrencisi- İTÜ

Öz: Bu çalışma XVI. yüzyıl İstanbul'unda Halveti tekke bâniliğini inceleyerek, bânilik üzerinden Halvetî tarikatının devletle ilişkilerini ortaya koymakta, Halvetilerin ehlisünnet dairesinde olmaları nedeniyle devlet idarecilerince desteklendiklerini ve böylelikle büyük tekkelere sahip olduklarını tespit etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Halvetilik, bânilik, tekke, tarikat, İstanbul

Abstract: This article examines the patronage of the Khalwatiyya convents in sixteenth century Istanbul and sheds lights on the relationships between the state and the Sufi order of Khalwatiyya.

The article argues that because the Khalwatiyya order is a branch of mainstream Sunni Islam, many Khalwatiyya convents were constructed with the support of the ruling elite.

Keywords: Ottoman Empire, Khalwatiyya, patronage, convent, Sufi orders, tariqa, Istanbul

Giriş

Osmanlı Devleti'nin kuruluĢ sürecinde önemli rol oynayan tarikatlar, siyasî ve sosyal düzenin tesisinde de etkili olmuĢtur. Tarikatların tesiri ve gücü imparatorluğun varlığını sürdürdüğü uzun asırlar boyunca devam etmiĢtir. Onların bu etkisine mukabil, devletin takip ettiği siyaset de tarikatların yayılıĢ ve geliĢiminde belirleyici olmuĢtur. Bu karĢılıklı etkileĢim kriz dönemlerinde daha da artmıĢ ve genellikle devletin lehine güç kazanmıĢtır. XVI. yüzyılın baĢlarında Safevî tehlikesinin ortaya çıkıĢı da bu türden bir kriz dönemini baĢlatmıĢtır.

Osmanlı Devleti'nin dinî-tasavvufî siyasetinin büyük bir meydan okumaya maruz kaldığı bu dönemde, devlet kullandığı çeĢitli enstrümanlarla tehlikeyi en aza indirmeye çalıĢmıĢtır. Söz konusu enstrümanlardan bir tanesi de sünnî akideye mensup tarikatların desteklenmesidir. Bu desteğin vücut bulduğu baĢlıca alan ise tekke bâniliğidir.1

XVI. yüzyılın baĢlarında Osmanlı dünyasında yaĢanan büyük buhranın hemen öncesinde bizzat devrin padiĢahı II. Bayezid'in desteğiyle Ġstanbul'a giren Halvetilik kısa sürede payitahtta etkin hale gelmiĢtir.2 XVI. yüzyıl boyunca artarak süren bu etkinlik, bazıları önemli

1 Ahmet YaĢar Ocak, Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler (15-17. Yüzyıllar), Tarih Vakfı, Ġstanbul 1998, s.

71-105; Bu dönemde devlet sadece sünnî eğilimli tarikatları desteklemekle kalmamıĢ, daha geniĢ bir çerçevede çok yönlü bir politika izlemiĢtir. Dimetoka'dan getirilen Balım Sultan'ın BektaĢiliğin NevĢehir'deki merkezi âsitanesinde posta oturtulması ve devletin menfaatleri doğrultusunda BektaĢilik tarikatından da istifade edilmesi bu hususa iyi bir örnektir (Ahmet YaĢar Ocak "BektaĢilik" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.5, Ġstanbul 1992, s. 373- 379).

2 ReĢat Öngören, Osmanlılarda Tasavvuf, Anadolu’da Sufiler Devlet ve Ulema (16. Yüzyıl), Ġz Yayıncılık, Ġstanbul 2000, s. 27-116.

(2)

XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü

JHS 72

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

külliyelerin bünyesinde yer alan çok sayıda tekkenin Halvetilere tahsis edilmesiyle mümkün olmuĢtur. Söz konusu tekkelerin bânilerinin kimliklerinin incelenmesi devlet katında Halvetiliğin ne ölçüde desteklendiğini gözler önüne sermekte, ayrıca tarikatın bütün kollarının devlet tarafından aynı ölçüde desteklenip desteklenmediğini göstermektedir. Öte yandan bânilerin dönemin yönetici eliti içindeki yerlerinin belirlenmesi, padiĢah ve hanedan mensuplarıyla iliĢkilerinin incelenmesi ve idarede ne ölçüde etkili olduklarının tespit edilmesi de büyük önem taĢımaktadır. Yönetici sınıfına mensup olmayan bânilerin kimlerden oluĢtuğu ise ayrıca mühimdir.

Ġran bölgesinde ortaya çıkan ve XV. yüzyılda Anadolu'da yayılmaya baĢlayan Halvetilik II. Bayezid'in cülusuyla birlikte Ġstanbul'a girmiĢtir.3 ġehzadeliği döneminde Amasya'da ünlü Halvetî Ģeyhi Çelebi Halife'yle yakın iliĢki kuran Bayezid, kardeĢi Cem Sultan ile giriĢtiği çetin taht mücadelesinde Halvetilerin desteğini sağlamıĢtır. Bazı kaynaklarda menkıbevi bir surette anlatılan bu desteğin taht mücadelesinin sonucundaki etkisi azımsanamayacak ölçüdedir.4 II. Bayezid'in tahta cülusuyla birlikte verdikleri desteğin adeta ödülünü alan Halvetiler Ġstanbul'a adım atmıĢlardır. PadiĢahın bizzat daveti üzerine Çelebi Halife çok sayıda müridiyle birlikte Ġstanbul'a gelmiĢ, Kızlar Kilisesi diye bilinen ve daha sonra Koca Mustafa PaĢa Külliyesi olarak anılacak olan tekke-camiye yerleĢmiĢtir. Böylelikle Halvetilik Ġstanbul'a girmiĢ, Osmanlı tarihinin en etkili ve yaygın tarikatlarından biri olmasını sağlayacak imkanlara kavuĢmuĢtur.5 Koca Mustafa PaĢa Tekkesi'nin Halvetilere tahsisinin ardından Ġstanbul'daki Halvetî tekkesi sayısı hızla artmıĢ, XVI. yüzyılın sonuna kadar yirmi dokuz tanesi yönetici sınıf mensuplarınca yaptırılmıĢ olan toplam kırk üç tekkeye ulaĢmıĢtır.6

1-) Yönetici Sınıfa Mensup Bâniler

Osmanlı toplumsal yapısında malî gücü elinde bulunduranlar genellikle yöneticilerdi. Bu durumun doğal bir sonucu olarak XVI. yüzyılda yaptırılan Halvetî tekkelerinin dörtte üçüne yakını yönetici sınıf mensuplarınca yaptırılmıĢtı. Bu sayısal üstünlük bir yana, idarecilerin yaptırdığı tekkeler diğerlerine göre daha büyük ve ihtiĢamlıydı. Halvetiler sarayda yaĢayan hanedan mensuplarından baĢlayarak, sadrazam, vezir, darüssaade ağası, babüssaade ağası, mimarbaĢı gibi yönetici sınıfın her kesiminden kudretli kiĢilerin desteğini almıĢtı. Ancak devlet idarecileri Halvetiliğin bütün kollarını desteklemek yerine bazılarını ön plan açıkarmıĢlardı. Özellikle Cemalî/Sünbülî kolu yöneticilerin desteğine daha çok mazhar olmuĢtur. Yöneticiler tarafından yaptırılan yirmi dokuz tekkeden yalnızca yirmi beĢinin hangi kola bağlı olduğu bilinmektedir. Bu yirmi beĢ tekke içinde, ağırlık ilk ikisinde olmak üzere, yirmi bir tanesi Cemalî, Sünbülî, ġabanî, UĢĢakî, Ramazanî gibi ehlisünnet dairesindeki kollara bağlıydı.7

a-) Hanedan Mensubu Bâniler

Yöneticiler tarafından yaptırılan Halvetî tekkelerinin on tanesi yani üçte birinden fazlası hanedan mensuplarınca inĢa ettirilmiĢti. Bunların arasında padiĢah, valide sultan, hanım sultan

3 Halvetiliğin doğuĢu ve geliĢimi için bakınız; Yusuf Sinaneddin b. Yakup, Menâkıb-ı Şerif-i ve Tarikat-name-yi Piran ve Meşayih-i Tarikat-ı Aliyye-i Halvetiyye, Ġstanbul 1290; Mahmud Cemaleddin Hulvi, Lemazat-ı Hulviyye ez Lemazat-ı Ulviyye, haz. M. Serhan TayĢi, Semerkand Yayınları, Ġstanbul 2013.

4 Mecdî Mehmed Efendi, Hadaiku’ş-Şakaik, neĢreden: A. Özcan, Çağrı Yayınları, Ġstanbul 1989, s. 284–286;

Abdurrahman Câmî, Nefahatü'l-Üns, Evliya Menkıbeleri, Tercüme ve ġerh: Lâmî Çelebi, Hazırlayanlar: S. Uludağ, M. Kara, Marifet Yayınları, Ġstanbul 1998, s. 706-710.

5 Tahsin Yazıcı, “Fetihten Sonra Ġstanbul‟da Ġlk Halvetî ġeyhleri: Çelebi Muhammed Cemaleddin, Sünbül Sinan ve Merkez Efendi” İstanbul Enstitü Dergisi, Ġstanbul 1956, II, s. 57-113.

6 Bu konuda ekte yer alan bâniler tablosuna bakılabilir.

7 aynı yer.

(3)

Ayşe Bölükbaşı

JHS 73 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

ve damat vezirler vardı.8 Tekke bâniliği konusunda saray bir odak noktası özelliği taĢıyordu.

Bânilik faaliyetleri padiĢahların en yakınındaki kiĢilerden baĢlayarak çevreye yayılıyor, seçkinler bu konuda maiyetlerindeki kiĢilere örnek oluyordu. Ancak Osmanlı padiĢahları bizzat Halvetî tekkesi inĢa ettirmeyi genellikle tercih etmemiĢlerdir. Bânilik rolünü doğrudan üstlenmeyen padiĢahlar, etraflarındaki yönetici seçkinlerin tekke inĢa faaliyetlerini özendirmiĢ ve himaye etmiĢlerdir. Bu nedenle padiĢahların tekke inĢasındaki rolü, bânilikle hâmilik arasında bir noktaya tekabül eder. Öte yandan padiĢahların saltanatları döneminde Halvetilerle iliĢkileri, Ģehzadelikleri dönemine göre daha mesafeliydi. Özellikle kendileri için yaptırdıkları muazzam külliyelerde Halvetî tekkelerine yer vermemiĢlerdi. Bu durum belli bir tarikata daha fazla yakınlık göstererek diğer tarikatlara mensup olan geniĢ toplumsal kesimleri gücendirmek istememelerinden kaynaklanıyor olmalıdır.

II. Bayezid Ģehzadeliği dönemindeki yakın iliĢkisine ve tahta çıkıĢındaki desteklerine rağmen yaptırdığı külliyelerin hiç birinde Halvetî tekkesine yer vermemiĢtir.9 Ancak Bayezid devri devlet ricalinden pek çok önemli isim Halvetiler için tekke yaptırmıĢtır. Bu bânilerden biri olan Babüssaade Ağası Hüseyin Ağa'ya Küçük Ayasofya kilisesi camiye çevrilmek üzere padiĢah tarafından tahsis edilmiĢtir. O da kiliseyi Ġslamî bir külliye dönüĢtürmüĢ, içinde yer alan tekkeyi de Halvetilerin tasarrufuna vermiĢtir. Hüseyin Ağa'nın bânilik faaliyetini himaye eden padiĢah Ġstanbul ve çevresindeki birçok araziyi külliyenin masraflarının karĢılanabilmesi için Hüseyin Ağa‟ya temlik etmiĢtir. Bu mülklerin gelirleri sayesinde binaların giderleri karĢılanabilmiĢ, ayrıca padiĢah bir miktar da nakit para vermiĢtir.10 Küçük Ayasofya Külliyesi'nde yer alan tekkenin Halvetilere tahsis biçimi, bâniliği doğrudan üstlenmekten kaçınan padiĢahların hâmilik konusunda oldukça cömert davrandığını açıkça gösterir.

Yavuz Sultan Selim'in Ģehzadeliği ve saltanatı sırasında Halvetilerle çok yakın iliĢkiler kurduğunu söylemek mümkün değilse de, Halvetî meĢayihiyle hiç iliĢkisi olmadığını da söyleyemeyiz.11 Halefi Kanuni Sultan Süleyman ise Halvetilerle daha sıcak iliĢkiler kurmuĢtur.

ġehzadeliği döneminde Manisa'da ünlü Halvetî Ģeyhi Merkez Efendi'yle çok yakındı.

PadiĢahlığı sırasında da bu iliĢki sürmüĢ, hatta Korfu Seferi'ne çıkarken Merkez Efendi'yi askerin maneviyatını yükseltmesi için yanında götürmüĢtür.12 Kendi yaptırdığı külliyelerde yer almasa da, devrinde çok sayıda Halvetî tekkesi yapılmıĢtı. Bunları yaptıran bâniler arasında kız kardeĢi ġah Sultan, Saray Tercümanı Yunus Bey, Hassa Mimar BaĢı Mimar Acem Ali ve Sadrazam Semiz Ali PaĢa‟nın kethüdası Ferruh Kethüda gibi isimler vardı.

Sultan II. Selim de babası gibi Ģehzadeliği döneminde Halvetilerle yakın iliĢkiler kurmuĢ, Manisa sancağında valiyken Aydın Tire‟de faaliyet gösteren Merkez Efendi‟nin halifelerinden ġemseddin Ahmet Efendi için Ġzmir‟de bir zaviye inĢa ettirmiĢtir.13 II.Selim‟in, Halvetî Ģeyhleriyle yakınlığı sadece bunlarla sınırlı değildir. Sadrazamı Sokullu Mehmet PaĢa‟nın, Zigetvar‟da babası Sultan Süleyman‟ın türbesi yanında inĢa ettirdiği camiye ve Halvetî tekkesine yakın ilgi göstermiĢtir. Nitekim Zigetvar valisine gönderdiği bir fermanla, çalıĢanların maaĢlarının arttırılmasını emretmiĢ, Bosna valisine gönderdiği bir diğer fermanda

8 aynı yer.

9 Semavi Eyice "Beyazıt II Camii ve Külliyesi" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 6, Ġstanbul 1992, s.

40-42; "Beyazıt II Camii ve Külliyesi" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 6, Ġstanbul 1992, s. 42-45;

"Beyazıt II Camii ve Külliyesi" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 6, Ġstanbul 1992, s. 45-49.

10 Küçük Ayasofya Külliyesi'nin vakfiyesi için bakınız: TSMA, Defter no: 6900 ve 6977.

11 Yusuf Sinaneddin b. Yakup, age, s. 90.

12 Mahmud Cemaleddin Hulvi, age, s. 444.

13 Nev„izade Atâî, Hadaiku’l- Hakaik fi Tekmileti’l-Şakaik, nĢr. A. Özcan, Çağrı Yayınları, Ġstanbul 1989, s. 193.

(4)

XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü

JHS 74

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

ise Halvetî Ģeyhi Nureddinzade‟nin öğrencilerinden Mevlana ġeyh Ali‟nin Zigetvar‟daki tekkeye Ģeyh olarak gönderilmesini emretmiĢtir.14

Sultan III. Murad ise Halvetiler için Ġstanbul'da tekke bina ettiren ilk padiĢahtır.

Halvetilerle iliĢkisi Ģehzadeliği döneminde gördüğü bir rüya ile baĢlamıĢ, rüyasını tabir eden Halvetî Ģeyhi ġüca Efendi O'na padiĢah olacağını müjdelemiĢtir. Müjdenin bir süre sonra gerçekleĢmesi üzerine padiĢah ġüca Efendi'yi saraya davet etmiĢ, kısa zamanda “hünkâr şeyhi” olarak ün kazanan ġeyh ġüca birçok kiĢinin intisabıyla mürid halkasını geniĢletmiĢtir15. Sultan III. Murad‟ın Ġstanbul‟da Halvetiler için yaptırdığı tekkeler ise Nalinci Memi Dede Tekkesi ve Hüsâmeddin UĢĢâki tekkeleridir.16

XVI. yüzyılda padiĢahlar doğrudan bânilik rolünü nadiren üstlenmiĢse de hanedan mensupları arasında tekke yaptıran baĢka kimseler vardı. Bunların baĢında padiĢah anneleri gelir. Ancak dönemin valide sultanları arasında Ġstanbul'da Halvetî tekkesi inĢa ettiren tek kiĢi Sultan III. Murad'ın annesi Nurbanu Sultan'dı. Üsküdar'da Mimar Sinan'a inĢa ettirdiği muhteĢem külliyesinde Halvetiler için bir tekkeye yer vermiĢ, tekkenin meĢihatını ünlü Halvetî/ġabanî Ģeyhi ViĢne Mehmet Efendi üstlenmiĢti.17 Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan ise Ġstanbul'da tekke yaptırmamıĢ, fakat Manisa'da inĢa ettirdiği külliyede Halvetiler için bir tekke bina ettirmiĢti. Tekkenin meĢihatı için Ġstanbul'daki ünlü Halvetî Ģeyhi Sünbül Efendi'den bir müridini görevlendirmesini istemiĢ, bunun üzerine Merkez Efendi Ģeyhi tarafından Manisa'ya gönderilmiĢti. Böylece Hafsa Sultan oğlu ġehzade Süleyman'ın Halvetilerle münasebet kurmasına ve bu iliĢkiyi saltanatı döneminde de Ġstanbul'a taĢımasına vesile olmuĢtu.18 XVI. yüzyılda yaĢamıĢ padiĢah anneleri arasında en meĢhuru olan Hürrem Sultan'da - her ne kadar oğlunun saltanatına yetiĢemese de - Halvetiler için Ġstanbul'da herhangi bir inĢa faaliyetine giriĢmemiĢtir. Ancak Merkez Efendi‟nin doğum yeri olan Denizli‟ye bağlı Sarı Mahmutlu köyünde yaptırdığı cami-tekkeye ve Merkez Efendi‟nin oğlu ġeyh Ahmet‟in UĢak‟ta yaptırdığı tekkeye vakıflar tahsis etmiĢti.19

Hanedan mensupları arasında Halvetiler için tekke yaptıran bir diğer grup ise padiĢah kızları ve damat vezirlerdir. PadiĢahların damatlarını vezirler arasından seçmesi geleneğinin Kanuni Sultan Süleyman devrinde baĢladığı literatürde genel olarak tekrar edilir. Ancak bunun doğru olmadığını, söz konusu geleneğin ilk tohumlarının II. Bayezid devrinde atıldığını biliyoruz. Bu devirden itibaren giderek artan bir oranda padiĢahlar damatlarını paĢalar arasından seçmeye baĢlamıĢtır. Sultan II. Bayezid‟in baĢlattığı bu gelenek, Kanuni Sultan Süleyman devrinde iyice güç kazanmıĢtır. Bu dönemde hanedan mensubu kadınların neredeyse tamamı kudretli paĢalarla evlendirilmiĢtir. Kanuni‟nin dokuz sadrazamından yalnızca üç tanesinin damat olmaması bu çarpıcı gerçeği açık bir Ģekilde ortaya koyar.20 Kanuni Sultan Süleyman devrinde nüfuzlu vezirlerle evlenen padiĢah kızları sahip oldukları iktidarı yansıtan binaları diledikleri gibi yaptırmıĢlardır. Bu binalar sadece onların değil, aynı zamanda vezir

14 Gülru Necipoğlu, The Age of Sinan- Architectural Culture in The Ottoman Empire, London 2005, s. 347.

15 Hasan Beyzâde Ahmed PaĢa, Hasan Bey-zâde Târîhi (926-1003/1520-1595), hz. ġevki Nezihi Aykut, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2004, C.II, s. 422; Peçevi Ġbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, hz. Bekir Sıtkı Baykal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, C. II, s. 31.

16 Mehmet AkkuĢ, “Hüsâmeddin UĢĢâki”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 18, Ġstanbul 1998, s. 515.

17 Nurbanu Sultan vakfiyesi için bakınız: VGMA, Defter no: 2113, s. 281-308. Tekkenin meĢihatını üstlenen ViĢne ġeyh Mehmet Efendi için bakınız: Nev„izade Atâî, age, s. 361.

18 Hafsa Sultan vakfiyesi için bakınız: VGMA, Defter no: 576, s. 31; Yusuf Sinaneddin b. Yakup, age, s. 48-49.

19 Necipoğlu, age, s. 271.

20 Leslie P. Peirce, Harem-i Hümayun, Osmanlı İmparatorluğu’nda Hükümranlık ve Kadınlar, Tarih Vakfı, Ġstanbul 1996, s. 77-106.

(5)

Ayşe Bölükbaşı

JHS 75 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

olan eĢlerinin gücünü de yansıtıyordu.21 Bu tür evliliklerle padiĢahlar kendilerine daha sıkı bağlı bir paĢalar ağı oluĢturmuĢ oluyordu. Mesela ġehzade Selim‟in tahta geçeceği kesinleĢtikten sonra, Kanuni Sultan Süleyman veliahdının kızları Ġsmihan, Gevherhan ve ġah Sultan'ı istikbali parlak vezir veya vezir adaylarıyla evlendirmiĢtir. Bunlardan ikisinin eĢi Halvetilerle yakın iliĢki kurmuĢtur. Ġsmihan Sultan sonradan sadrazamlığa kadar yükselecek ve Halvetilerle yakın temas kuracak olan Sokullu Mehmet PaĢa‟yla; Gevherhan Sultan ise kaptan- ı deryalığa kadar yükselecek olan ve Ġstanbul–KasımpaĢa‟da yaptırdığı külliyesinde Halvetî tekkesi de yer alan Piyale PaĢa‟yla evlendirildi.22

Vezirlerle hanım sultanlar arasındaki evliliklerin kime daha büyük faydalar sağladığı tartıĢması bir yana, konumuz dâhilinde vurgulanması gereken asıl nokta, damat vezirlerin ve hanımlarının dikkate değer sayıda Halvetî tekkesi inĢa ettirmiĢ olmasıdır. Damat vezirlerle eĢleri hanım sultanların ortak mimari giriĢimlerine en iyi örnek II. Selim'in kızı Ġsmihan Sultan'la kocası Sokullu Mehmet PaĢa'nın Ġstanbul Kadırga semtinde yaptırdığı külliyedir.

Ġsmihan Sultan külliyenin camisini, Sokullu Mehmet PaĢa ise tekke ve medresesini yaptırmıĢtır.23

II. Selim'in diğer bir damadı olan Piyale PaĢa ve hanımı Gevherhan Sultan'da benzeri bir mimari giriĢimde bulunmuĢtu. Ancak burada durum biraz karıĢıktır. Piyale PaĢa Ġstanbul KasımpaĢa‟da bir külliye yaptırmıĢtı. Fakat külliyeye ait iki vakfiyede de külliye içindeki tekkeden ve medreseden bahis yoktur.24 Ancak külliyeyle ilgili çalıĢmalar yapan mimarlık tarihçileri, örneğin Baha Tanman, külliyenin içinde tekke ve medresenin kesin olarak var olduğunu ifade ederler. Tanman iki vakfiyede de bahsedilmemiĢ olmasını, bu birimlerin 1573‟ten sonra paĢanın vakfettiği gayrimenkullerin gelirleriyle inĢa ettirilmesi ihtimaliyle açıklamaktadır.25 Gülru Necipoğlu ise 1573 tarihli vakfiyede Mevlana DerviĢ bin Abdullah el- imam ve ġeyh Mahmud el-hatib adlı iki kiĢinin bulunmasını külliyenin içinde tekke olduğuna kanıt olarak göstermektedir.26 Necipoğlu temas etmiyorsa da aslında 1565 tarihli ilk vakfiyede de DerviĢ bin Abdullah el-imam adındaki Ģahitten bahsedilmektedir.27 Ayrıca Koruklu tekkesini anlatan baĢka bir kaynakta Piyale PaĢa‟nın camisine imam ve hatip olarak Cerrah PaĢa ġeyhi diye tanınan Ġbrahim Efendi‟nin tayin edildiği belirtilmektedir. Piri Mehmet PaĢa‟nın inĢa ettirdiği Koruklu Tekkesi, Halvetî tekkesi olduğundan, Piyale PaĢa Tekkesi‟nin de Halvetî tekkesi olduğunu düĢünmek yerinde olacaktır. Bu değerlendirmeye Necipoğlu da katılmaktadır. PadiĢah kızlarının vezir kocalarıyla birlikte bina yaptırması hususu, Piyale PaĢa Külliyesi'ndeki Halvetî tekkesinin, Piyale PaĢa‟nın eĢi Gevherhan Sultan tarafından yaptırılmıĢ olma ihtimalini de akla getirmektedir. Nitekim Piyale PaĢa‟dan sonra Cerrah Mehmet PaĢa ile evlenen Gevherhan Sultan Cerrah PaĢa külliyesindeki medresenin yapımını üstlenmiĢtir. Bu da üzerinde durduğumuz ihtimali daha da kuvvetlendirmektedir. Ayrıca Gevherhan Sultan‟ın ilk eĢi Piyale PaĢa‟nın yaptırdığı caminin imamlığını ve hatipliğini üstlenen ġeyh Ġbrahim Efendi,

21 Bu konuda çeĢitli değerlendirmeler için bakınız: AyĢe Çıkla (BölükbaĢı), Architectural Patronage of Women in Early Ottoman Era, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul 2004.

22 Peirce, age, s. 90.

23 Ġsmihan Sultan vakfiyesi için bakınız: VGMA, Defter no: 572, s. 134-146; Sokullu Mehmet PaĢa vakfiyesi için bakınız: VGMA, Defter No: 572, s. 27-63; Külliyenin ortak bir mimari giriĢim olduğu konusunda değerlendirmeler için bakınız: Ayvansarayi Hüseyin Efendi, Ali Sâtı Efendi, Süleyman Besin Efendi, Hadikat’ül Cevami (İstanbul Camileri ve Diğer Dini Sivil Mimari Yapılar), haz. Ahmet Nezih Galitekin, ĠĢaret Yayınları, Ġstanbul 2001, s. 258.

24 Piyale PaĢa'nın vakfiyeleri için bakınız: EV.VKF, 4/34; VGMA, Defter no: 573, s. 111–115.

25 Baha Tanman, "Piyale PaĢa Külliyesi'nin YerleĢim Düzeni ve Mimarisi" Piyale Paşa Cami 2005-2007 Restorasyonu, Ġstanbul 2001, s. 99-131.

26 Necipoğlu, age, s. 425-549.

27 VGMA, Defter no: 573, s. 111–115.

(6)

XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü

JHS 76

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

Gevherhan Sultan'ın ikinci eĢinin yaptırdığı caminin de hatipliğini üstlenmiĢtir. Bu durum bahsi geçen Ģeyhin Gevherhan Sultan ile yakın iliĢkisi bulunabileceğini düĢündürmektedir.28

Bu konuda bir diğer örnek de Ferhad PaĢa ile Kanuni Sultan Süleyman'ın erken yaĢta vefat eden Ģehzadesi Mehmed'in kızı Hüma Hatun'un evliliği sonucu ortaya çıkmıĢtır. Ferhad PaĢa Ġstanbul Kumkapı‟daki Musalla Tekkesi‟nin bânisidir. Rivayete göre ünlü Halvetî Ģeyhi Ramazan Efendi‟nin müridi Mehmet Efendi‟ye gidip istikbalini soran Ferhad Ağa'ya, Mehmet Efendi ilerde saraya damat ve vezir olacağını haber vermiĢ, bu söyledikleri gerçekleĢince Ferhad PaĢa da Musalla Mescit-Tekkesi‟ni inĢa ettirmiĢtir.29 Ġsmihan Sultan ve Sokullu Mehmet PaĢa'nın kızı olan Safiye Sultan'la evlenen Cafer PaĢa da Eyüp‟te içinde Halvetî tekkesi barındıran mütevazı bir külliye yaptırmıĢtır. Bu külliye kayınpederiyle yakınlığını gösterir Ģekilde, Sokullu Mehmet PaĢa‟nın külliyesinin hemen yanı baĢındaydı.30

PadiĢah kızları arasında Halvetiler için en çok tekke yaptıran kiĢi ise Yavuz Sultan Selim'in kızı ve Sadrazam Lütfi PaĢa'nın karısı ġah Sultan'dı. ġah Sultan Eyüp Bahariye'de yer alan külliyesinin içindeki tekkeyi; Yenikapı'daki Merkez Efendi tekkesini ve DavutpaĢa'da bir tekkeyi Halvetiler için yaptırmıĢtı.31 ġah Sultan'ın Halvetilere yakınlığı konusunda rivayetler o kadar ileri noktalara ulaĢır ki, Sultan'ın Merkez Efendi'yle evlendiği bile söylenmektedir. Bu her ne kadar zayıf bir rivayet olsa da dikkat çekicidir.32 Ayrıca ġah Sultan Merkez Efendi'den sonra Halvetilerin en önemli Ģeyhlerinden biri olan Yakub Germiyani'nin de müritleri arasına girmiĢtir. EĢi Lütfi PaĢa'nın Yanya Valiliği esnasında baĢlayan bu Ģeyh-mürit iliĢkisi ġah Sultan'ın DavutpaĢa mahallesinde bir camii ve bir tekke bina ettirip, buranın meĢihatını üstlenmesi için Yakub Efendi‟yi Yanya'dan Ġstanbul‟a davet etmesiyle iyice güçlenmiĢtir.33

b-) Yönetici Sınıfa Mensup Diğer Bâniler

XVI. yüzyıl Ġstanbul'unda tekke yaptıran bâniler arasında hanedan mensubu olmayan, fakat yönetici sınıftan olan baĢka kimseler de vardı. Bunlar içinde Ģüphesiz sadrazamların ayrı bir önemi vardır. PadiĢahın mutlak vekili ve devletin en mühim idarecisi olan sadrazamlar büyük bir kudret ve malî güce sahipti. Halvetî tekkesi yaptıran sadrazamlardan Sokullu Mehmed PaĢa damat olduğu için bir önceki bölümde anlatılmıĢtı. Diğer sadrazam bâniler ise XVI. yüzyılın baĢlarında görev yapan Koca Mustafa PaĢa, Atik Ali PaĢa, Piri Mehmet PaĢa'ydı.

Her ne kadar tekkesini sadarete gelmeden önce yaptırdıysa da, sadrazam bâniler arasında Koca Mustafa PaĢa'nın çok özel bir yeri vardır. Amasya'da Ģehzade olduğu dönemden beri II.

Bayezid'in yanında yer alan, Ģehzadenin Halvetî Ģeyhi Çelebi Halife ile münasebetlerinde önemli rol oynayan, Çelebi Halife Ġstanbul'a geldiğinde O'nu ve müritlerini Gül Cami civarındaki sarayında ağırlayan, onlar için Bizans dönemine ait Hagios Andreas en te Krisei Manastırı'nı 1486-1490 yılları arasında cami-tekkeye dönüĢtüren kiĢi Mustafa PaĢadır. O'nun tesis ettiği külliye Halvetilerin Ġstanbul'daki merkezi asitanesi olarak her zaman önemini

28 Menâkıb-ı Meşayih-i Zaviye-i Koruklu, Kastamonu Ġl Halk Kütüphanesi, ArĢiv no: 37 Hk 1012/21, vr. 340b- 342a; Necipoğlu, age, s. 425; Yusuf Halaçoğlu, "Cerrah Mehmed PaĢa" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 7, Ġstanbul 1993, s. 415.

29 Nev„izade Atâî, age, s. 194; Ömer Lütfi Barkan- E. Hakkı Ayverdi, İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri 953 (1546)Tarihli, Ġstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, Ġstanbul 1970, s. 144.

30 Ayvansarayi, age, s. 302.

31 ġah Sultan'ın vakfiyesi için bakınız: BOA, EV.VKF, 9/20.

32 Yusuf Sinaneddin b. Yakup, age, s. 90; Emel Esin “Merkez Efendi ile ġah Sultan Hakkında Bir HaĢiye”, Türkiyat Mecmuası, 19,1980, s. 65-92.

33 Yusuf Sinaneddin b. Yakup, age, s. 62-64.

(7)

Ayşe Bölükbaşı

JHS 77 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

korumuĢtur. Dolayısıyla Halvetiliğin Ġstanbul'a giriĢi O'nun bâniliği sayesinde mümkün olmuĢtur.34

II. Bayezid döneminde yaĢamıĢ bir diğer sadrazam olan Atik veya Hadım olarak tanınan Ali PaĢa ise ÇemberlitaĢ'ta yer alan külliyesi içinde Halvetiler için bir tekke yaptırmıĢtır.35 Atik Ali PaĢa Tekkesi, yukarıda bahsettiğimiz kiliseden dönme olanları hariç tutarsak, büyük külliye içerisinde tümüyle yeni inĢa edilen Halvetî tekkelerinden ilkidir. Devrin Ģartları ve beliren Safevi tehlikesi düĢünüldüğünde Atik Ali PaĢa ve bahsedilen diğer devlet adamlarının ehlisünnet kaidelerine riayet eden Halvetiliği desteklemesi gayet doğaldır. Kaderin garip bir cilvesi olsa gerek Halvetilerin ve sünnî tarikatların en büyük hamilerinden biri olan Ali PaĢa, ġahkulu Ġsyanı'nı bastırmaya çalıĢırken Ģehit olmuĢtur.36

XVI. yüzyıldaki bâniler arasında en çok dikkat çeken kiĢilerden biri de Sadrazam Piri Mehmet PaĢa'dır. Karaman asıllı olan ve daha sonra Amasya'ya yerleĢen ailesi burada Ģehzade Bayezid ile irtibat kurmuĢtur. Önce Amasya'daki II. Bayezid külliyesinde vaiz ve kürsü Ģeyhi olan babası, daha sonra II. Bayezid'in Ġstanbul'daki külliyesinin vaizliğini üstlenmiĢtir. Piri Mehmed'in Ġstanbul'a geliĢi de bu vesileyle olmuĢtur.37 Devlet hizmetine girdikten sonra en üst makamlara kadar çıkan Piri Mehmed PaĢa Soğukkuyu ve Koruk tekkelerini yaptırmıĢtır.

Ancak bunları devrin genel eğiliminin aksine Halvetiliğin Cemalî/Sünbülî koluna değil, kendisinin de amcası olan Cemaleddin Ġshak Karamani'nin temsil ettiği Karamani koluna tahsis etmiĢtir.38

Sadrazamları takiben bânilik faaliyetinde öne çıkan bir diğer zümre de vezirlerdi. Tekke yaptıran vezirlerden biri Tiryaki Hasan PaĢa'ydı. Gazi Tiryaki Hasan PaĢa zamanla harap olan ve aslında darülhadis olan Eyüp‟teki Balçık Tekkesi‟ni Hicri 1000 (Miladi 1591-1592) tarihinde mescit olarak ihya etmiĢ, imamlığına Halvetî-Sünbülî tarikatından ġeyh Mahmud Efendi'yi (ö. 1609) getirmiĢ, böylece bina bir mescit-tekke niteliğine kavuĢmuĢtur. Ünlü Halvetî Ģeyhi Yakub Efendi'nin halefi olan ġeyh Mahmud Efendi burada Halvetî tarikatına bağlı olarak irĢat faaliyetlerini sürdürmüĢtür.39

Dönemin önemli devlet adamlarından biri olan ġemsi Ahmed PaĢa'nın yaptırdığı tekke de enteresan bir bânilik örneğidir. Bir tarafı Ġsfendiyaroğulları Beyliği soyuna, diğer tarafı Osmanlı hanedanına dayanan ġemsi Ahmed PaĢa, çeĢitli eyaletlerde valilik yaptıktan sonra Sultan II. Selim devrinde Üsküdar‟da yaptırdığı sarayında yaĢamaya baĢlamıĢtı. Bu dönemde II. Selim ve III. Murad‟ın musahibi olmuĢ, nüfuzu payitaht ve sarayda zirveye çıkmıĢtı.40 Sahip olduğu serveti kullanarak sarayının yanında bir külliye inĢa ettirmiĢti. Literatürde Üsküdar‟daki külliyesinde tekke olduğundan bahsedilmesine rağmen, külliyeye ait vakfiyede bundan söz edilmemekte, on iki hücreli bir darülhadisin varlığı zikredilmektedir. Ayrıca literatürde ġemsi PaĢa Tekkesi‟nin Ģeyhi ile darülhadis muhaddisinin aynı kiĢi olduğu

34 Feridun Emecen, “Koca Mustafa PaĢa”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 26, Ankara, 2002, s. 131–

133; John J. Curry, “The Intersection of Past and Present in the Genesis of an Ottoman Sufi Order: The Life of Cemâl El-Halvetî (D. 900/1494 Or 905/1499) and The Origins of The Halvetî Tarîqa”, Journal of Turkish Studies, vol 32/I, 2008, yay. C. Kafadar, G. A. Tekin, in memoriam of ġinasi Tekin III, s. 121–141; Yazıcı, agm, s. 57-113.

35 Atik Ali PaĢa Vakfiyesi için bakınız: Süleymaniye, Esad Efendi, nr. 3673, vr. 18b–23a.

36 Mehmet ĠpĢirli, “Lütfi PaĢa”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 27, Ankara 2003, s. 234.

37 Ġ. Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Niğde Aksaray Tarihi, Ġstanbul 1975, 2547-2589; Gelibolulu Mustafa Ali Efendi, Kitabü’t Tarrih-i Künh’ül Ahbâr, I. cilt, II. kısım, hz. Ahmet Uğur, Mustafa Çuhadar, Ġbrahım Hakkı Çuhadar, Ahmet Gül, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri 1997, s. 1205.

38 Piri Mehmed PaĢa'nın vakfiyeleri için bakınız: VGMA, Defter no: 747, s. 466-477; 481-501.

39 Ayvansarayi Hüseyin Efendi, age, s. 362; Nev„izade Atâî, age, s. 599.

40 Necipoğlu, age, s. 492.

(8)

XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü

JHS 78

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

kaydedilmektedir. Bu durum darülhadisin aynı zamanda tekke fonksiyonu taĢıyor olabileceğini düĢündürmektedir.41

ġemsi PaĢa'nın akrabası olan Doğancı Ahmed PaĢa da Üsküdar‟da ġemsi PaĢa külliyesiyle yan yana olan sarayının yakınında bir tekke yaptırmıĢ, bu tekkeyi Halvetî derviĢlerin kullanımına vermiĢtir. Gülru Necipoğlu literatürde ġemsi Ahmed PaĢa Tekkesi diye anılan yapının Doğancı Ahmed PaĢa Tekkesi olduğunu ileri sürmektedir. Ancak ġemsi PaĢa Tekkesi‟nin dönemin diğer Halvetî tekkeleriyle birlikte düĢünüldüğünde darülhadis-tekke türünde bir yapı olduğunu, Doğancı Ahmed PaĢa‟nın tekkesinin ise PaĢa‟nın konağının bahçesi içerisinde, daha küçük bir tekke olması gerektiğini söyleyebiliriz. Doğancı Ahmed PaĢa'nın konağı ile tekkesi o kadar bütünleĢmiĢtir ki, vakfiyesinde türbedar odasının bahsi tekkenin birimlerinin anlatıldığı kısımda değil de, PaĢa‟nın konağının anlatıldığı kısımda geçmektedir.42

Tekke bâniliği konusunda saray efradı ve üst düzey paĢalar bir odak noktası özelliği taĢıyordu. Hanedan mensuplarından baĢlayan bânilik faaliyetleri, sarayın en yakınından daha uzağa doğru çevreye yayılıyordu. Devlet ricali kapı halkı tarafından taklit ediliyordu. Bu etkileĢim zinciri içerisinde bulunan gruplardan biri de sadrazam kethüdalarıydı. Semiz Ali PaĢa‟nın kethüdası Ferruh Kethüda ile Sokullu Mehmet PaĢa‟nın kethüdası Yahya Kethüda, Halvetî tekkesi inĢa ettiren en ünlü sadrazam kethüdalarıdır. Ferruh Kethüda söz konusu tekkeyi Semiz Ali PaĢa‟nın sadrazam olduğu dönemde yaptırmıĢtı. Bugün tekkenin tevhidhâne olarak kullanılan cami dıĢındaki diğer birimleri yaĢamamaktadır. Ferruh Kethüda‟nın vakfiyesinde bahsedildiği üzere, caminin karĢısında bir de saray bulunmaktaydı.43 Halvetî tekkesi inĢa ettiren diğer bir sadrazam bir kethüdası olan Sokullu Mehmet PaĢa‟nın kethüdası Yahya Kethüda ise KasımpaĢa Camii yakınında bir mescit ile bir tekke ve altmıĢ hücreli bir han inĢa ettirmiĢtir. Ayvansarayi cami ve tekkeye ek olarak bir mektep ve Ģadırvanın da bulunduğunu belirtmektedir.44

Saraydan baĢlayan bânilik zincirinin bir diğer halkası da Darüssaade ve Babüssaade ağalarıydı. Halvetî tekkesi inĢa ettiren iki ünlü Babüssaade ağası, XIV. yüzyılın baĢlarında yaĢamıĢ Hüseyin Ağa ve Mustafa Ağa'ydı. 1510 tarihli vakfiyesinde adı Hüseyin Ağa bin Abdülhay olarak geçen Hüseyin Ağa, Sultan Ahmet yakınlarındaki Küçük Ayasofya olarak bilinen Sergios ve Bakhos Kilisesi'ni camiye dönüĢtürmüĢtür. Vakfiyesinde kilise olan binayı tamir ettirerek camiye dönüĢtürdüğü, bitiĢiğine de “sofuhane” Ģeklinde tabir edilen bir tekke yaptırdığı belirtilmektedir. Ayrıca caminin yakınında yaptırdığı bir hamam ve iki handan da bahsedilmektedir.45 Mustafa Ağa ise Tophane semtinde, daha sonra Kılıç Ali PaĢa Camisi‟nin yapılacağı yerin karĢısında bir Halvetî mescit-tekkesi yaptırmıĢtır.46 Halvetî tekkesi bina ettiren darüssaade ağası ise III. Murad döneminde görev baĢına gelmiĢ olan HabeĢi Mehmed Ağa'dır. ÇarĢamba‟da inĢa ettirdiği külliyesi YayabaĢızade Hızır Ġlyas Efendi adlı Halvetî

41 ġemsi PaĢa'nın vakfiyesi için bakınız: VGMA, Defter no: 1489, s. 105-122; Zaten burada muhaddis olan YayabaĢızade Hızır Ġlyas Efendi, aynı zamanda meĢhur bir Halvetî Ģeyhiydi (Cahit Baltacı, XV ve XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri, Ġstanbul 1976, s.591).

42 Doğancı Ahmed PaĢa vakfiyesi için bakınız: VGMA, Defter no: 503, s.331.

43 Ferruh Kethüda vakfiyesi için bakınız: VGMA, Defter no: 570, s. 57-60.

44 Yahya Kethüda vakfiyesi için bakınız: VGMA, Defter no: 633, s. 158-169; Ayvansarayi Hüseyin Efendi, age, s.

400.

45 Hüseyin Ağa vakfiyesi için bakınız: TSMA, Defter No: 6900, 6977.

46 Baha Tanman, İstanbul Tekkelerinin Mimari ve Süsleme Özellikleri, Tipoloji Denemeleri, Ġstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, BasılmamıĢ Doktora Tezi, dan. Semavi Eyice, Ġstanbul 1990, s. 263.

(9)

Ayşe Bölükbaşı

JHS 79 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

Ģeyhi için yaptırılmıĢ bir Halvetî tekkesi de barındırmaktaydı. Söz konusu külliye tekkenin dıĢında cami, darülhadis ve medrese de ihtiva etmekteydi.47

Halvetiler için tekke bina ettiren baĢka saray görevlileri de vardır. Bunlardan biri II.

Bayezid‟in mirahuru Ġlyas Bey'dir. Yedikule‟deki Studios Manastırı‟nın bir parçası olan Ayios İoannes Prodromos (Vaftizci Yahya) Kilisesi‟ni 1486 yılı civarında cami ve tekkeye dönüĢtürmüĢtür.48 Saray tercümanı Yunus Bey'de Halvetî tekkesi yaptıran bir diğer bânidir.

Rum asıllı bir mühtedi olan Yunus Bey, Kanuni devrinde Osmanlı-Venedik iliĢkilerinde üstlendiği görevlerle öne çıkmıĢ, ünlü bir Osmanlı diplomatıdır. Tercüman Yunus Bey Fatih ÇarĢamba‟da Hicri 948 (Miladi 1541-1542) tarihinde cami-tekke ve mektepten oluĢan bir külliye yaptırmıĢtır.49 Saraya mensup bânilerden bir diğeri ise haremde yetiĢtikten sonra çerağ olunarak Arap Ahmet PaĢa (ö.1586) ile evlendirilen Perizad Hatun'dur. Perîzad Hatun‟un miras bıraktığı paradan Halvetiler için yaptırılan mescit-tekke Arap Ahmet PaĢa‟nın Fındıklı‟daki sarayının yanına inĢa ettirilmiĢtir.50 Tekke yaptıran bir diğer kadın ise Kanuni Sultan Süleyman devrinin mühim Ģahsiyetlerinden olan Maktul Ġbrahim PaĢa'nın karısı olan Muhsine Hatun'dur. Hasan Zaifi için inĢa ettirdiği tekkenin yanındaki camiyi ise Ġbrahim PaĢa yaptırmıĢtır.51

Halvetî tekkesi yaptıran bâniler arasında birde mimarbaĢı vardır. Mimar Sinan'ın selefi olan ve vakfiyesinde ismi Alaüddin Ali Bey bin Abdülkerim olarak geçen Mimar Acem Ali, Melevihane-i Yenikapı yakınında, cami, mektep ve tekkeden oluĢan bir külliye yaptırmıĢtı.

Ayrıca tekke civarında Ģeyhin, cami yanında ise imamın ikameti için birer ev vardı.52

Yönetici sınıf mensubu bânilerden bir diğeri ise sarayda çizmecibaĢı olduğu rivayet olunan Bedreddin Ağa'dır. Ancak hakkında KabataĢ civarında Çizmeciler tekkesi adıyla Halvetiler için bir tekke inĢa ettirdiği dıĢında bilgi yoktur. Bu tekkeden bahseden Evliya Çelebi ise burada büyük bir mutfak olduğunu ve bin kiĢiye yemek verildiğini zikreder.53 Katip Mehmed Efendi adlı bâni ise Pazar Tekkesi adıyla bilinen tekkeyi Ümmi Sinan'ın damadı ve halifesi olan Hariri ġeyh Mehmed Efendi için yaptırmıĢtır. Onun da hakkında elle tutulur bir bilgi bulunmamaktadır.54

2-) Yönetici Sınıfa Mensup Olmayan Bâniler

Osmanlı toplumsal yapısında malî gücü elinde bulunduranlar genellikle idari sınıf mensuplarıydı. Bu durumun doğrudan bir sonucu olarak Halvetî tekkesi yaptıranların büyük bir kısmı da yöneticiydi. Ancak bâniler arasında nispeten düĢük sayıda olmakla birlikte yönetici sınıf dıĢından kimselerde mevcuttu. Bunlardan on tanesi Ģeyh, iki tanesi esnaf, biri de

47 Mehmed Ağa Külliyesi‟ndeki Halvetî tekkesi bugün ayakta değildir. Ancak Mehmet Ağa‟nın vakfiyesinde, tekke hakkında bilgi verilmektedir. HabeĢi Mehmet Ağa vakfiyesi için bakınız: TSMK, Emanet Hazinesi, no: 3028.

48 Ġmarahor Ġlyas Bey vakfiyesi için bakınız. VGMA, Defter no: 747, s. 331–334.

49 Bilgin Aydın, “Divan-ı Hümayun Tercümanları, Osmanlı Kültür ve Diplomasisindeki Yerleri”, Osmanlı Araştırmaları, XXIX, Ġstanbul, 2007, s. 49–53; Necipoğlu, age, s. 486.

50 Perizad Hatun vakfiyesi için bakınız: VGMA, Defter no: 570, s. 213-219; Ayvansarayi Hüseyin Efendi, age, s.

479.

51 Ayvansarayi Hüseyin Efendi, age, s. 68-69; Mahmud Cemaleddin Hulvi, age, 540.

52 Külliyenin bugün elimizde olmayan vakfiyeleri hakkında Kunter'in bir incelemesi mevcuttur. Buna göre 1524 ve 1536 tarihli iki ayrı vakfiyesi bulunan Acem Ali'nin ilk vakfiyesinde zaviyeden bahsedilmemekte, ikinci vakfiyede ise caminin karĢısında yer alan zaviyeden söz edilmektedir. AnlaĢılan Acem Ali camisini yaptırdıktan on iki yıl sonra tekkesini inĢa ettirmiĢtir (Halim Baki Kunter, “Mimar Ali Bey‟in Bilinmeyen Ġki Vakfiyesi”, V. Türk Tarih Kongresi, III. Seksiyon, Bildiriler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1960, s.438-443).

53 Ayvansarayi Hüseyin Efendi, age, s. 486; Evliya Çelebi bin DerviĢ Muhammed Zilli, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, haz. Orhan ġaik Gökyay ve Hey‟et, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Ġstanbul 1996, c. I, s. 216.

54 Baha Tanman, "Osmanlı Mimarisinde Tarikat Yapıları: Tekkeler" Osmanlı Uygarlığı I, haz. H. Ġnalcık, G. Renda, Ġstanbul 2003, s. 303.

(10)

XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü

JHS 80

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

ilmiye mensubuydu. XVI. yüzyıl içinde yapılan kırk üç tekkenin yirmi dokuzunu yöneticiler yaptırırken, yönetici olmayanlar on üç tekke yaptırabilmiĢti. Bu sayısal farktan daha önemli olan husus, yönetici olmayanların yaptırdığı binaların diğerlerine göre oldukça mütevazı büyüklükte olmalarıydı.

a-) Şeyh Bâniler

Yüksek gelirli has ve zeametler ile büyük tahsisatlara malik devlet adamlarına göre Ģeyhler oldukça mütevazı imkanlara sahipti. Arkalarında devletin ve devlet adamlarının parasal desteği olmadan bir Ģeyhin kendi imkânlarıyla tekke yaptırması oldukça zordu.55 Bir Ģeyhin tekkesinin masraflarına yetecek miktarda akarlar tahsis edebilmesi ise neredeyse imkansızdı.

ġeyhlerin yaptırdıkları tekkelerin vakıfları, 1546 ve 1600 tarihli Ġstanbul vakıf tahrir defterleri esas alınarak incelendiğinde bu durum açıkça görülebilir. Bu nedenle tekkeler iĢleyiĢlerini sürdürebilmek için baĢkaları tarafından tahsis edilen ilave gelir kaynaklarına ihtiyaç duymuĢlardır.56

Devlet idarecilerinin en çok desteklediği kol olmasına rağmen Halvetiliğin Cemalî/Sünbülî kolu, Ģeyhlerin bina ettirdikleri tekkelere de sahipti. Halvetiliğin Cemalî/Sünbülî koluna bağlı Ģeyhlerin bâniliğini üstlendikleri toplam beĢ tekke vardır.

Bunların üç tanesi II. Bayezid, biri Kanuni Sultan Süleyman, diğeri ise muhtemelen II. Selim devrinde inĢa ettirilmiĢtir. II. Bayezid devrinde ġeyh Süleyman Ekmeleddin, ġeyh Kefevi Alâeddin ve ġeyh Sevindük ġücaeddin Efendi tekke inĢa ettirmiĢtir.57 Kanuni devrinde ise ġeyh Sinan Erdebili tekke yaptırmıĢtır. Sinan Erdebili Ġstanbul‟da Çelebi Halife'ye intisap etmiĢ ve onun halifesi Sünbül Sinan Efendi'den hilafet alarak kendi tekkesini kurmuĢtur.58 Halvetiliğin Cemalî koluna bağlı tekke yaptıran bir diğer Ģeyh ise II. Selim devri meĢayihinden SarhoĢ Bali Efendi'dir.59

Temsil ettikleri tasavvufî düĢünce devlet idarecilerinin nazarında yeterince muteber olmadığı için olsa gerek Sinanî ve GülĢeniler Ģeyhlerin yaptığı tekkelerle yetinmek zorunda kalmıĢlardı Yöneticilerin yaptırdığı tek Sinanî tekkesi varken, Ģeyhlerin yaptırdığı Sinanî tekkesi sayısı üçtü. XVI. yüzyılda Ġstanbul‟da Sinanî tekkesi yaptıran Ģeyhler Pir Ġbrahim Ümmi Sinan (ġehremini‟ndeki Ümmi Sinan Tekkesini), Ümmi Sinan‟ın halifelerinden Nasuh Dede (Nasuh Dede Tekkesi'ni), Ümmi Sinan‟ın bir diğer halifesi Seyyid Nizamoğlu mahlasını kullanan ġeyh Seyyid Seyfullah Kasım Efendi'ydi(Emirler Tekkesi).60

Tekke bânisi olan GülĢenî Ģeyhi ise tarikatının piri ġeyh ibrahim GülĢenî‟nin halifelerinden ġeyh Hasan Zarifi Efendi'ydi. Bebek‟te DurmuĢ Dede Tekkesi adıyla bilinen tekkeyi 1528 yılında yaptırmıĢtı.61 Ayrıca bir de Yavuz devrinde tekke inĢa ettiren NakkaĢ

55 Bu husus araĢtırmacılar için çok enterasan olmakla birlikte, Ģeyhler tarafından yaptırılan tekkelerin çoğunun vakfiyesi arĢivlerde mevcut değildir. Sadece Sinan Erdebili ve Alaeedin Kefevi tekkelerinin vakfiye ve bazı vakıf belgeleri elimizde vardır.

56 Süleyman Halife Tekkesi‟nde Süleyman Halife‟nin kurduğu vakıf dıĢında, baĢkalarının kurduğu 7 tane vakıf;

Alaüddin Halife Tekkesinde ise Alaüddin Halife'nin kendi vakfı dıĢında 11 tane vakıf vardır. AnlaĢılan bu Ģeyhlerin kurduğu vakıflar küçük boyutludur ve baĢka vakıflarca desteklenmeye muhtaçtır (Barkan, Ayverdi, age, 310-313;

Mehmet Canatar, İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri 1009(1600) Tarihli, Ġstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, Ġstanbul 2004, s. 489-491).

57 AE.SBZT.I, I/48; Barkan, Ayverdi, age, s. 312; Nev„izade Atâî, age, s. 79.

58 Sinan Erdebili vakfiyesi için bakınız: VGMA, Defter no: 571, s. 1; Ayvansarayi Hüseyin Efendi, age, s. 48.

59 Nev„izade Atâî, age, s. 208-212; Öngören, age, 47.

60 M. Baha Tanman “Sinanilik”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.7, Ġstanbul 1994, S. 6-7; M. Baha Tanman “Ümmi Sinan Tekkesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.7, Ġstanbul 1994, s. 336-337.

61 M. Baha Tanman “DurmuĢ Dede Tekkesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.3, Ġstanbul 1994, s. 106.

(11)

Ayşe Bölükbaşı

JHS 81 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

Baba adlı bir Ģeyh vardır. Yavuz Tebriz seferinden dönerken yanında getirdiği bu Ģeyhin inĢa ettirdiği tekke Karamanî tekkesiydi.62

b-) İlmiye Sınıfına Mensup Bâniler

Cemali/Sünbüli koluna mensup Ģeyhlerin ulemayla iyi iliĢkilerine rağmen her konuda mutabık olduklarını söyleyemeyiz. Özellikle zikir esnasındaki sema ve devran gibi uygulamaları ulema tarafından eleĢtirilmiĢtir. Bu mesele büyük tartıĢmalara konu olmuĢ, hatta pek çok risale yazılmıĢtır.63 Bu tür anlaĢmazlıkların da etkisiyle olsa gerek ulemadan XVI.

yüzyılda Halveti tekkesi bina ettiren kiĢi sayısı yok denecek kadar azdır. Tespit edebildiğimiz kadarıyla II. Bayezid devri ulemasından olan, müderrislik ve kadılık yaptığı rivayet olunan Saçlı Emir Tebrizli Muhyiddin Efendi, Halvetî tarikatı için Aydınoğlu tekkesini yaptırmıĢtır.

Tekkeyi yaptıran müderris hakkında baĢka hiç bir bilgi mevcut değildir.64 c-) Esnaf Bâniler

XVI. yüzyılda Halvetî tekkesi yaptıran bâniler arasında esnaf olan yalnızca iki kiĢi vardır.

Bunlardan ilki kasap ustası Hacı Evhad, diğeri ise Bezzazistan-ı Atik Kethüadası Hacı Hüsrev‟dir. Hacı Evhad cami-tekkesi yapıldığı zamandan bugüne bânisinin ismiyle anılmaktadır. Ancak Bezzazistân-ı Atik Kethüdası Hacı Hüsrev‟in yaptırdığı tekke hiçbir zaman bânisinin adıyla anılmamıĢtır. Tekke yapıldığı zamandan bugüne ilk Ģeyhi Ramazan Efendi‟nin adıyla anılmaktadır. ġeyh efendinin Ģöhreti, bâninin adının önüne geçmiĢtir. Hacı Evhad cami-tekkesi 1575 yılında inĢa ettirilmiĢtir. Yedikule‟de civarında bânisinin yürüttüğü meslekle iliĢkili bir yerde, mezbahaneler civarında yapılmıĢtır.65

Bezzazistan-ı Atik kethüdası Hüsrev, Koca Mustafa PaĢa'da, Arabacı Beyazıt Mahallesi'nde bugün Ramazan Efendi Sokağı/Bezirgan Odaları Sokağı olarak anılan sokak tarafından kuĢatılan arsa üzerinde bir cami ve bir tekke inĢa etmiĢtir. Hacı Hüsrev‟in tanzim ettirdiği vakfiyede tekkenin Ramazan Efendi için yaptırıldığı açıkça kaydedilmektedir. Hacı Hüsrev, Ramazan Efendi‟nin müritlerinden olmalıdır.66

d-) Diğer Bâniler

Mahmud Ağa veya Sütlüce tekkesi olarak bilinen tekkenin banisi ile ilgili bilgiler ise oldukça karmaĢıktır ve birbirini tutmaz. Neredeyse muteber tek bilgi Cemaleddin Ġshak Karamani'nin bir dönem burada Ģeyhlik yaptığı yönündeki rivayettir.67

Sonuç

Osmanlı siyasi ve toplumsal hayatının neredeyse her alanında karĢımıza çıkan tarikatların devletle münasebetleri incelendiğinde, oldukça öğretici sonuçlara ulaĢılır. Bu çalıĢmada söz konusu iliĢki, XVI. yüzyıl Ġstanbul'unda Halvetî tekkelerinin inĢası incelenerek ele alınmıĢtır.

Devlet idarecilerinin Halvetî tekkelerinin inĢasında önemli rol oynadığı, bunu bilinçli bir siyaset dahilinde gerçekleĢtirdikleri, ehlisünnet akidesine uygun buldukları Halvetiliği destekleyerek o devirde ortaya çıkan birtakım dini-siyasi tehlikelerle mücadele etmeye

62 Öngören, age, s. 44.

63 Öngören, age, s. 369-384.

64 Ayvansarayi Hüseyin Efendi, age, s. 71.

65 Necipoğlu, age, s. 502; Ayvansarayi Hüseyin Efendi, age, s. 71.

66 Hüsrev Kethüda vakfiyesi, VGMA.D, nr. 1592; Mahmud Cemaleddin Hulvi, age, s. 596 – 597.

67 Kissling, Hans Joachim, "Halvetiye Tarikatı I" Bilim ve Sanat Vakfı Bülteni, çev. M.S. TayĢi, 1993-1994; 5/32, s.28-42.

(12)

XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü

JHS 82

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

çalıĢtıkları vurgulanmıĢtır. Bütün bânilerin yalnızca bu amaç etrafında birleĢtiği iddia edilemezse de, Osmanlı Devleti'nin üzerinde yükseldiği temel değerlere yönelik tehditle mücadelenin önemli bir faktör olduğu da inkar edilemez. Üstelik bu politika iktidarın merkezinde yer alan aktörlerden çevreye doğru yayılarak, merkezin çevreyi özendirip yönlendirdiği bir strateji çerçevesinde yürütülüyordu. Öte yandan Halvetliğin bütün kolları yöneticiler tarafından aynı ölçüde desteklenmemiĢ, yöneticiler tekke yaptırırken seçici davranmıĢlardır. Bu nedenle devlet idarecilerince desteklenmeyen kollar, Ģeyhlerin yaptırdığı tekkelerle yetinmek zorunda kalmıĢtır. Ekteki tablo incelendiğinde bu durum daha açık olarak anlaĢılacaktır.

Kaynakça

1-) Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA)

a-) Ali Emiri, Sultan Beyazıt I (AE.SBZT.I): 1/48.

b-) Evkaf-Vakfiyeler (EV.VKF): 4/34; 9/20.

2-) Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi (VGMA)

a-) Defterler: 503, 570, 571, 572, 573, 576, 633, 747, 1489, 1592, 2113.

3-) Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi (TSMA) a-) Defterler: 6900, 6977.

4-) Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi (TSMK) a-) Emanet Hazinesi: 3028.

5-) Süleymaniye Kütüphanesi a-) Esad Efendi: 3673, vr. 18b–23a.

6-) Kastamonu İlk Halk Kütüphanesi

a-) Menâkıb-ı Meşayih-i Zaviye-i Koruklu, ArĢiv no: 37 Hk 1012/21, vr. 340b-342a;

Kitap ve Makaleler

Abdurrahman Câmî, Nefahatü'l-Üns, Evliya Menkıbeleri, Tercüme ve ġerh: Lâmî Çelebi, Hazırlayanlar: S. Uludağ, M. Kara, Marifet Yayınları, Ġstanbul 1998.

AKKUġ, Mehmet “Hüsâmeddin UĢĢâki”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.

18, Ġstanbul 1998, S. 515.

AYDIN, Bilgin “Divan-ı Hümayun Tercümanları, Osmanlı Kültür ve Diplomasisindeki Yerleri”, Osmanlı AraĢtırmaları, XXIX, Ġstanbul, 2007, s. 49–53.

Ayvansarayi Hüseyin Efendi, Ali Sâtı Efendi, Süleyman Besin Efendi, Hadikat’ül Cevami (İstanbul Camileri ve Diğer Dini Sivil Mimari Yapılar), haz. Ahmet Nezih Galitekin, ĠĢaret Yayınları, Ġstanbul 2001.

BALTACI, Cahit, XV ve XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri, Ġrfan Matbaası, Ġstanbul 1976.

CANATAR, Mehmet, İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri 1009(1600) Tarihli, Ġstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, Ġstanbul 2004.

BARKAN, Ömer Lütfi, E. Hakkı Ayverdi, İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri 953 (1546)Tarihli, Ġstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, Ġstanbul 1970.

(13)

Ayşe Bölükbaşı

JHS 83 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

CURRY, John J., "The Intersection of Past And Present in The Genesis of an Ottoman Sufi Order: The Life of Cemâl El-Halvetî (D. 900/1494 Or 905/1499) and The Origins of The Halvetî Tarîqa”, Journal of Turkish Studies, vol 32/I, 2008, yay. C.

Kafadar, G. A. Tekin, in memoriam of ġinasi Tekin III, s. 121–141.

ÇIKLA, AyĢe (BölükbaĢı), Architectural Patronage of Women in Early Ottoman Era, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul 2004.

EMECEN, Feridun, “Koca Mustafa PaĢa”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.

26, Ankara, 2002, S. 131–133.

ESĠN, Emel, “Merkez Efendi ile ġah Sultan Hakkında Bir HaĢiye”, Türkiyat Mecmuası, 19,1980, s. 65-92.

Evliya Çelebi bin DerviĢ Muhammed Zilli, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, haz. Orhan ġaik Gökyay ve Hey‟et, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Ġstanbul 1996, c. I, s.

216.

EYĠCE, Semavi, "Beyazıt II Camii ve Külliyesi" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 6, Ġstanbul 1992, S. 40-42.

EYĠCE, Semavi, “Beyazıt II Camii ve Külliyesi" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 6, Ġstanbul 1992, S. 42-45.

EYĠCE, Semavi, "Beyazıt II Camii ve Külliyesi" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 6, Ġstanbul 1992, S. 45-49.

Gelibolulu Mustafa Ali Efendi, Kitabü’t Tarrih-i Künh’ül Ahbâr, I. cilt, II. kısım, hz.

Ahmet Uğur, Mustafa Çuhadar, Ġbrahım Hakkı Çuhadar, Ahmet Gül, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri 1997.

Hasan Beyzâde Ahmed PaĢa, Hasan Bey-zâde Târîhi (926-1003/1520-1595), hz. ġevki Nezihi Aykut, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2004, II c.

HALAÇOĞLU, Yusuf, "Cerrah Mehmed PaĢa" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 7, Ġstanbul 1993, S. 415.

ĠPġĠRLĠ, Mehmet, “Lütfi PaĢa”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 27, Ankara 2003, S. 234.

KISSLING, Hans Joachim, "Halvetiye Tarikatı I" Bilim ve Sanat Vakfı Bülteni, çev. M.S.

TayĢi, 1993-1994; 5/32, s.28-42.

KONYALI, Ġ. Hakkı, Abideleri ve Kitabeleri ile Niğde Aksaray Tarihi, Ġstanbul 1975.

KUNTER, Halim Baki, “Mimar Ali Bey‟in Bilinmeyen Ġki Vakfiyesi”, V. Türk Tarih Kongresi, III. Seksiyon, Bildiriler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1960, s.438-443.

Mahmud Cemaleddin Hulvi, Lemazat-ı Hulviyye ez Lemazat-ı Ulviyye, haz. M. Serhan TayĢi, Semerkand Yayınları, Ġstanbul 2013.

Mecdî Mehmed Efendi, Hadaiku’ş-Şakaik, neĢreden: A. Özcan, Çağrı Yayınları, Ġstanbul 1989.

NECĠPOĞLU, Gülru, The Age of Sinan - Architectural Culture in The Ottoman Empire, London 2005.

(14)

XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü

JHS 84

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

Nev„izade Atâî, Hadaiku’l- Hakaik fi Tekmileti’l-Şakaik, nĢr. A. Özcan, Çağrı Yayınları, Ġstanbul 1989.

OCAK, Ahmet YaĢar, Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler (15-17. Yüzyıllar), Tarih Vakfı, Ġstanbul 1998, s. 71-105.

OCAK, Ahmet YaĢar,"BektaĢilik" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.5, Ġstanbul 1992, s. 373-379.

ÖNGÖREN, ReĢat, Osmanlılarda Tasavvuf, Anadolu’da Sufiler Devlet ve Ulema (16.

Yüzyıl), Ġz Yayıncılık, Ġstanbul 2000.

Peçevi Ġbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, hz. Bekir Sıtkı Baykal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, C. II.

PEIRCE, Leslie P., Harem-i Hümayun, Osmanlı İmparatorluğu’nda Hükümranlık ve Kadınlar, Tarih Vakfı, Ġstanbul 1996.

TANMAN, M. Baha, İstanbul Tekkelerinin Mimari ve Süsleme Özellikleri, Tipoloji Denemeleri, Ġstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, BasılmamıĢ Doktora Tezi, Ġstanbul 1990, s. 263.

TANMAN, M. Baha, “Sinanilik”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.7, Ġstanbul 1994,s. 6-7.

TANMAN, M. Baha, “Ümmi Sinan Tekkesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.7, Ġstanbul 1994, s. 336-337.

TANMAN, M. Baha, “DurmuĢ Dede Tekkesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.3, Ġstanbul 1994, s. 106.

TANMAN, M. Baha, "Osmanlı Mimarisinde Tarikat Yapıları: Tekkeler" Osmanlı Uygarlığı I, haz. H. Ġnalcık, G. Renda, Ġstanbul 2003, s. 303.

TANMAN, M. Baha, "Piyale PaĢa Külliyesi'nin YerleĢim Düzeni ve Mimarisi" Piyale Paşa Cami 2005-2007 Restorasyonu, Ġstanbul 2001, s. 99-131.

YAZICI, Tahsin “Fetihten Sonra Ġstanbul‟da Ġlk Halvetî ġeyhleri: Çelebi Muhammed Cemaleddin, Sünbül Sinan ve Merkez Efendi” İstanbul Enstitü Dergisi, Ġstanbul 1956, II, s. 57-113.

Yusuf Sinaneddin b. Yakup, Menâkıb-ı Şerif-i ve Tarikat-name-yi Piran ve Meşayih-i Tarikat-ı Aliyye-i Halvetiyye, Ġstanbul 1290.

Zâkir ġükrî Efendi, Mecmu’a-ı Tekaya, Hazırlayan: Mehmet Serhan TayĢi- Klaus Kreiser, Berlin 1980.

(15)

Ayşe Bölükbaşı

JHS 85 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

68 Tabloda yer alan tekke ve bânilerle ilgili kaynaklar makale içinde verilmiĢtir. Tekkelerin mensup olduğu kollar için bakınız: Zâkir ġükrî Efendi, Mecmu’a-ı Tekaya, 1980 ve Nev„izade Atâî, age.

Ek-I: Bâniler Tablosu68 Tekkenin

Adı

Bâni Adı Bâninin Mensup

Olduğu Sınıf Tekkenin Mensup Olduğu Kol 1 Küçük

Ayasofya

Hüseyin Ağa Yönetici Cemalî

2 Ġmrahor Ġlyas Bey

Ġmrahor Ġlyas Bey Yönetici Cemalî 3 Atik Ali PaĢa Atik Ali PaĢa Yönetici Cemalî 4 KarabaĢ

Tekkesi

KarabaĢ Mustafa Ağa

Yönetici Cemalî

5 Piyale PaĢa Piyale PaĢa Yönetici Cemalî

6 Yahya Kethüda

Yahya Kethüda Yönetici Cemalî

7 Koca

Mustafa PaĢa

Koca Mustafa PaĢa Yönetici Sünbülî

8 Acem Ali Acem Ali Yönetici Sünbülî

9 ġah Sultan ġah Sultan Yönetici Sünbülî

10 Eyüp ġah Sultan

ġah Sultan Yönetici Sünbülî

11 Merkez Efendi

ġah Sultan Yönetici Sünbülî

12 Tercüman Yunus Bey

Tercüman Yunus Yönetici Sünbülî

13 Balat Tekkesi Ferruh Kethüda Yönetici Sünbülî 14 Sokullu

Mehmed PaĢa

Sokullu Mehmed PaĢa

Yönetici Sünbülî

15 Balçık Tekkesi

Gazi Tiryaki Hasan PaĢa

Yönetici Sünbülî

16 KeĢfi Cafer Efendi

Perizad Hatun Yönetici Sünbülî

17 Atik Valide Nurbanu Sultan Yönetici ġabanî 18 ġemsi PaĢa ġemsi Ahmed PaĢa Yönetici ġabanî

19 Mehmed Ağa Mehmed Ağa Yönetici ġabanî

20 Musalla Ferhad PaĢa Yönetici Ramazanî

21 Hüsameddin UĢĢakî

III. Murad Yönetici UĢĢakî

22 Muhsine Hatun

Muhsine Hatun Yönetici GülĢenî

23 Soğukkuyu Pirî Mehmed PaĢa Yönetici Karamanî

24 Koruk Pirî Mehmed PaĢa Yönetici Karamanî

25 Pazar Katip Mehmed Efendi

Yönetici Sinanî

(16)

XVI. Yüzyıl İstanbul'unda Devlet ve Tarikatlar: Halvetî Tekkelerinin İnşasında Devlet İdarecilerinin Rolü

JHS 86

H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

26 Nalinci Dede III. Murad Yönetici ?

27 Cafer PaĢa Cafer PaĢa Yönetici ?

28 Doğancı Ahmed PaĢa

Doğancı Ahmed PaĢa

Yönetici ?

29 Çizmeciler Tekkesi

Bedreddin Ağa Yönetici ?

30 Alaaddin Efendi Tekkesi

Alaaddin Efendi ġeyh Sünbülî

31 Süleyman Ekmeleddin

Süleyman Ekmeleddin

ġeyh Sünbülî

32 Koğacı Dede Tekkesi

ġeyh Sevündük ġücaaddin Efendi

ġeyh Sünbülî

33 Sinan Erdebilî

Sinan Erdebilî ġeyh Sünbülî

34 Altuncuzade Tekkesi

SarhoĢ Bali Efendi ġeyh Cemalî

35 DurmuĢ Dede

ġeyh Hasan Zarifi ġeyh GülĢenî

36 NakkaĢ Baba NakkaĢ Baba ġeyh Karamanî

37 Ümmi Sinan Ümmi Sinan ġeyh Sinanî

38 Nasuh Dede Nasuh Dede ġeyh Sinanî

39 Emirler ġeyh Seyyid Nizamoğlu

ġeyh Sinanî

40 Hacı Evhad Hacı Evhad Esnaf Sünbülî

41 Ramazan Efendi

Hüsrev Kethüda Esnaf Ramazanî

42 Aydınoğlu Saçlı Emir Tebrizli Muhyiddin Efendi

Ġlmiye Mensubu ? 43 Mahmud Ağa

veya Sütlüce Tekkesi

? ? Karamanî

(17)

Ayşe Bölükbaşı

JHS 87 H i s t o r y S t u d i e s Volume 6 Issue 3

April 2014

68%

23%

5%

2% 2%

Ek-II: Kırk üç Adet Tekke Bânisinin Sınıflarına Göre Dağılımı

Yönetici Şeyh Esnaf

İlmiye Mensubu Bilinmeyen

Referanslar

Benzer Belgeler

Mehmet Ali’nin çocuk istediğini, ama karısının hastalığını bildiği için üstelemediğini Gülsüm de biliyor.. Gerçi Mehmet Ali’nin doktorların tembihinden

Ne Gülsüm’ün ya da Mehmet Ali’nin yüzü ne de Devran bebeğinki, yalnızca monitörde giderek seyrekleşen ve duran kalp sesi.. Bir de rüyada bile olsa o sesin Devran bebeğin

yüzyılda Kayseri’nin kuzeydoğusunda bulunan Koramaz nahiyesinde 27 AfĢar isimli köyde 4 hane bennâk, 5 hane toprağı olmayan, 1 hane nim, 2 hane tapulu arazisi olan olmak

A) Mahalleliler elektrik kesintisinden çok şikâyet ediyordu. B) Türk milleti her zaman mazlumlara kucak açar. C) Ders çalışmak için aldığım yapraktestleri unutmuşum. D)

a) Gerçek Özne: Yüklemde bildirilen işi kendisi yapan özne. Ahmet eve girince çoraplarını çıkardı. b) Sözde Özne: Yüklemin bildirdiği işi kendisi yapmayan özne..

Şakir ptaşa bu tenkid üzerine İzmirin işga­ line karşı kolordunun mukavemet et­ mesi ve birkaç çarpışmadan sonra Anadolu içine çekilmesi hakkında Vükelâca

DMAH tedavisi ile taburcu olan hasta yaklaşık 3-4 ay sonra kontrole geldiğinde çekilen toraks Anjıo bilgisayarlı tomografisinde, pulmoner arter dallarında emboli ile uyumlu

Çalışmamızda elde edilen gövde ekstansör kaslarının izometrik kasılması sırasında sporcu ve sedanter bireylerin agonist ve antagonist kaslarının MF değerlerinin