• Sonuç bulunamadı

XVI. Yüzyıl Sonlarında Tomarza,

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "XVI. Yüzyıl Sonlarında Tomarza,"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

Tomarza at the End of 16

th

Century, Oghuzs Around Tomarza and Kayseri

XVI. Yüzyıl Sonlarında Tomarza, Tomarza ve Kayseri Çevresinde Oğuzlar

Selim Hilmi ÖZKAN*

Özet

Oğuzların Orta Asya’dan Batıya doğru hareketleri ile birlikte Anadolu’ya doğru büyük bir Türk göç dalgası yaĢandı. Bu göçler sonucu Anadolu’ya gelen Türk kabile ve boyları, gelmiĢ oldukları yerleri vatan olarak kabul edip yerleĢmeye baĢladılar. Bunun sonucu Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi Tomarza ve Kayseri çevresine de Oğuz boyuna mensup Türkler yerleĢerek, buraların TürkleĢmesini ve ĠslamlaĢmasını sağladılar. Bu TürkleĢme ve ĠslamlaĢma ile birlikte Anadolu’da, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Devleti gibi cihan devletleri baĢta olmak üzere birçok Türk devleti kurulmuĢtur.

Anadolu’da kurulan devletlerin bırakmıĢ oldukları kültürel değerler günümüze kadar kesintisiz gelmiĢtir.

Osmanlı dönemi için tahrir defterlerindeki veriler bu konuda bizlere gerekli bilgi ve belgeleri sunmaktadır. Tahrir defterlerinden Anadolu’ya gelen boyların iskân durumları baĢta olmak üzere nüfus ve ekonomik durumlarını, bölgenin etnik yapısını ve bunların yetiĢtirdikleri ürünleri öğrenmekteyiz.

Anahtar Kelimeler: Kayseri, Tomarza, Oğuz, Osmanlı Devleti

Abstract

As a result of the westward movement of Oghuzs from Central Asia, a great immigration of Turks spread to Anatolia. Turkish tribes and clans, who came to Anatolia, regarded the places they settled as their homeland and started to live there. During this period, like many places in Anatolia, Kayseri and Tomarza were Turkificated and Islamized by the Oghuz Turks. As a consequence of Turkification and Islamization, several Turkish states established in Anatolia, among which universal states of Ottomans and Seljuks are the most important.

The cultural values which they created have reached to the present day without interruption. The data in the Ottoman Tahrir books provides us with the necessary information and documents on this issue. We can learn a variety of subjects from Tahrir books such as the population of the region, ethnic structure, economic status, and manufactured products.

Key Words:Kayseri, Tomarza, Oghuz, Ottomans

GĠRĠġ

Milletlere yaĢama sevinci veren ve geliĢme imkânı sağlayan unsurların baĢında, geçmiĢteki medeniyetleri ve tarihî zenginlikleri gelir. Sürekli olma, daha geliĢmiĢ medeniyetler

* Yrd. Doç. Dr., Giresun Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü - Giresun

(2)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

kurma ve yeryüzünde daima itibarlı yer tutma azmindeki milletler, kendilerine intikal eden tarihi zenginlikleri temel dayanak almaktadırlar. Milletlere asırlarca canlılık ve süreklilik veren bu tarihi kaynak, milletlerin üzerinde yaĢadıkları ve vatan yapmak için sahiplendikleri toprak parçalarına vurduğu damga ile ortaya çıkar. Tarihi değerler ancak yaĢandığı ve yaĢatıldığı müddetçe baki kalacaktır. Bugün Türk kültürünü aynen hissedebiliyorsak atalarımızın Orta Asya’dan getirmiĢ oldukları değerleri ve isimleri Anadolu’da yaĢatmalarına borçluyuz. Oğuz Türkleri ana yurtlarından birlikte getirdikleri kültürlerini ve geleneklerini Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi Tomarza ve Kayseri çevresinde de aynen devam ettirmiĢlerdir1.

Bu çalıĢmamızda Tomarza merkezli olarak Kayseri ve çevresindeki Oğuzların, bilhassa Tomarza ve Tomarza’ya komĢu ilçelerin XVI. Yüzyıl sonlarındaki durumlarını ve Oğuz yerleĢim yerlerini inceleyeceğiz. Bu sayede çalıĢmamızın, Tomarza ve çevresi tarihinin bir kısmına ıĢık tutacağı kanısındayım.

1. Oğuzların Anadolu'ya GeliĢleri ve Anadolu'da Oğuz Boyları

Büyük Selçuklular döneminde Anadolu’nun fethi ile birlikte Anadolu’ya doğru büyük bir göç dalgası yaĢandı. Bu göçler sonucu Anadolu’ya gelen Türkler, gelmiĢ oldukları yerleri vatan olarak kabul edip yerleĢmeye baĢladılar. Göçler ile birlikte baĢta Anadolu Selçuklu Devleti olmak üzere Anadolu’da birçok Türk devleti kuruldu2. Kurulan bu Türk devletleri, Anadolu’ya gelen Türk boylarını düzenli bir Ģekilde Ģehir hayatına alıĢkın olanları Ģehirlere, köy ve yayla hayatına alıĢkın olanları köy ve yaylalara iskân ettiler. Sığmayanlar içinde yeni yerleĢim yerleri kuruldu3.

Anadolu’ya gelen Türkler arasında, Orta Asya’da çok eski zamanlardan beri köy hayatına hatta Ģehir hayatına geçmiĢ olanlar mevcut idi. Bunlar yeni geldikleri yerlerde aynı hayat Ģartlarını devam ettiriyorlardı. Göçebeler, göçebeliklerine devam ediyor, köylüler ise derhal köy kurarak zirâat faaliyetlerine baĢlıyorlardı. ġehirliler ise Ģehirlere yerleĢme yoluna gidiyorlardı4. Mesela Osmanlı Devleti kuruluĢ döneminde konar-göçerleri zirâat sahalarında (mezra’) küçük çapta tarımla uğraĢmaya zorlarken, bir yandan da onların köyler kurarak yerleĢik vaziyete geçmelerine zemin hazırlamıĢtır5. Bu durumun doğal bir sonucu Anadolu’da Ģehir iskânından farklı olarak sadece tarım ile uğraĢanların ve geçimlerini buradan temin edenlerin oluĢturdukları küçük iskân birimleri olarak köyler kurulmuĢtur. Bazı köylerde değirmen ve tahînhâne gibi küçük iĢletmelerde bulunmaktadır. Bu durum bize köylerin kendi ihtiyaçlarını karĢılayacak kadar da olsa sanayi tesirsilerine de sahip olduğunu göstermektedir6. Bunun yanı sıra Türk köylüleri anayurtlarından Anadolu’ya eski yaĢam kültürlerinden bir

1 Faruk Sümer, Oğuzlar, Türk Dünyası AraĢtırmaları Vakfı Yayınları, Ġstanbul, 1992, s. 2.

2 Osman Turan, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, Ġstanbul, 1973, s. 232; A. Zeki Velidi Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş, Enderun Kitabevi, Ġstanbul, 1981, s. 195; Akdes Nimet Kurat, Türk Kavimleri ve Devletleri. Ankara, 1972, s. 293; Osman Turan, Selçuklular Tarihî ve Türk İslam Medeniyeti, Turan NeĢriyat, Ġstanbul, 1969, s. 77.

3 M. Fuad Köprülü, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1994, s. 88.

4 Fuad Köprülü, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu, Ötüken Yayınları, Ankara, 1994, s. 54.

5 Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar, (1453-1650), TTKY, Ankara, 2009, s.

XV.

6 Alaaddin Aköz, “XVI. Asırda Lârende Kazâsı Hakkında”, I.Uluslararası Osmanlı Tahrir Defterleri Kongresi, Konya, Ekim 1992, (Yayın: Osmanlı Araştırmaları/ The Journal Of Ottoman Studies XIII, 106, Ġstanbul, 1993).

(3)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

takım Ģeyler getirerek daha önce yaĢamıĢ oldukları yerlerdeki anane ve kültürlerini Anadolu'da da devam ettirmiĢlerdi7.

2. Osmanlıların Bölgeyi Fethi ve Oğuzlar

Kayseri ve çevresi birinci defa Anadolu Türk birliğinin büyük oranda sağlandığı 1395 yılında Yıldırım Beyazid döneminde Osmanlı yönetimine katıldı. Fakat Osmanların bölgeyi almasından kısa bir süre sonra Kadı Burhaneddin tekrar Kayseri ve çevresine hâkim oldu.

Daha sonra 1398 yılında ikinci defa Yıldırım Beyazıt’ın orduları tarafından Sivas ve Kayseri Osmanlı yönetimine bağlandı8. Tabi’i ki bu yönetim dönemi de fazla uzun sürmedi. Çünkü Timur’un Anadolu seferi sonrası birçok Anadolu Ģehri gibi Kayseri ve çevresi de Osmanlı hâkimiyetinden çıktı. Kayseri’nin tam anlamı ile Osmanlı yönetimine girmesi Fatih Sultan Mehmed dönemine rastlar. Bu dönemde Kayseri ve çevresi Karaman Beylerbeyliğine bağlı bir sancak merkezi haline gelir. Kat’i olarak Osmanlıların eline geçen Kayseri’de 1476 yılında

“Vilayet-i Karaman Liva-i Kayseriye ve Ġçel” olarak ilk tahrir yapılır. Bundan sonra Kayseri ve çevresi, bir Osmanlı Ģehri olarak varlığını devam ettirecektir9.

3. XVI. Yüzyılda Tomarza ve Çevresi

Tomarza, XVI. yüzyıl içerisinde Cebel-i Erciyes Nahiyesine bağlı bir karye(köy) merkezi durumundadır. Bu dönemin baĢlarında Tomarza karyesinde gayr-ı Müslim nüfus çoğunluktadır. Fakat XVI. yüzyılın sonlarına doğru yarı göçebe Yörüklerin, çeĢitli cemaat ve boyların yerleĢmesi ile bu yapı değiĢmeye baĢlamıĢtır. Çünkü Tomarza’nın, XVI. yüzyılın sonlarına doğru biri gayr-ı Müslim mahallesi olmak üzere yedi mahallesi vardır. Köyün nüfusu ise tahminen 1840 kiĢi civarındadır10.

7 Tuncer Baykara, Türk Kültür Araştırmaları, Ġzmir, 1997, s. 70; Hüseyin Namık “Orkun, Isparta’da Türk Boyları”, Ün, S. 112, s. 1543.

8 Hoca Sadettin Efendi, Tacü’t Tevarih, C. I, (NeĢr. Ġsmet Parmaksızoğlu), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Anakara, 1979, s. 206.

9 M. T. Gökbilgin, “XVI. Asır BaĢlarında Kayseri ġehri ve Livası”, Z. V. Togan Armağanı, Ġstanbul, 1950, s. 93.

10 TKA, TD, 136; (Bu defter tarafımızdan da incelenmiĢ olup tez olarak yapıldığı için tez kısmı dipnotta kaynak gösterilecektir.) Nilüfer Yetkin, “136 Numaralı Tahrir Defterine Göre XVI. Yüzyıl Sonlarında Kayseri”, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2007, s. 55.

(4)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

Tablo 1: XVI. yüzyıl kayıtlarına göre Tomarza köyüne bağlı bulunan mahalleler S.N Mahalle Adı Bennâk11 Nim Çift Caba Ekünlü Toplam

1. Karatasan Mahallesi12 32 12 8 52

2. ÇalıĢ Mahallesi13 34 24 21 79

3. Çartı Mahallesi14 12 16 12 40

4. Küçük Mahallesi15 33 15 17 1 66

5. KeĢmir Mahallesi 16 6 5 27

6. Kirkar Mahallesi16 30 8 9 47

7. Bulamasun Mah.17

-Müslüman 18 1-çift 3 22

-Gebran 22 3 10 35

TOPLAM 197 85 85 1 368

XVI. yüzyılda Tomarza köyünde arpa, buğday gibi tahıl üretiminin yapıldığını, tarım faaliyetlerinin yanı sıra hayvancılık ve arıcılığında önemli bir geçim kaynağı olduğunu anlamaktayız. Köyde sekiz adet değirmen, iki adet bezirhane vardır. Köyün XVI. yüzyıldaki hâsılı 30000 akçedir ki o dönem için çok büyük bir miktar kabul edebiliriz18.

XVI. yüzyılda Köstere (Göstere)19 ve Malya nahiyelerine bağlı köyler bugünkü Tomarza ilçesi ve çevresini içine almaktadır. XVI. yüzyıl içerisinde Göstere Nahiyesine 33 köy ve 20 mezra bağlıdır. Bu köy ve mezralardan bazıları isimlerini bu gün aynen korumaktadırlar. Bazıları ise ortadan kalkmıĢtır. Göstere nahiyesine tabi olan köylerden alınan vergi hâsılı XVI. yüzyıl sonları itibari ile 80708 akçeydi. Mezralardan alınan vergi hâsılı toplamı ise 14205 akçeydi. Göstere nahiyesinin hane sayısı 1132, muaf 15, toplam nüfusu ise 5735 civarındadır. Bu nüfusun 1122 hanesi Müslüman 10 hanesi de gayr-ı Müslim’dir20.

XVI. yüzyıl baĢlarında Malya Nahiyesi olarak adı geçen yerleĢim yerinde 31 cemaatin varlığından söz edebiliriz21. Bu yüzyılın sonlarına doğru nahiyeye 11 köy ve 1 mezra’nın kayıtlı olduğunu görmekteyiz. Bu köy ve mezralardan bazıları diğer yerler gibi isimlerini bu gün de korumaktadırlar. Bazıları ise yukarıda da zikrettiğimiz gibi ortadan kalkmıĢtır. Malya nahiyesinden alınan vergi hâsılı XVI. yüzyıl sonlarında 36631 akçe iken mezralardan alınan

11 Bennâk, çiftliği olmayan evli raiyyetlere denilmektedir. Bennâklar nim çiftlerden az yerleri tasarruf etmektedirler.

12 9 nim babasının yerine, 1 nim kardeĢleriyle beraber babalarının yerine kaydolmuĢtur.

13 13 nim babasının yerine yazılmıĢtır.

14 6 nim babasının yerine yazılmıĢtır.

15 4 nim babasının yerine 2 nim kardeĢleriyle birlikte babasının yerine yazılmıĢtır.

16 3 nim babasının yerine, 1 nim kardeĢleriyle beraber babalarının yerine yazılmıĢtır.

17 81 adet zemin bulunmaktadır.

18 Nilüfer Yetkin, agt., s. 55-56.

19 Tomarza’nı diğer bir ismi de Köstere veya Göstere’dir.

20 Nilüfer Yetkin, agt., s. 87-103.

21 Mehmet ĠnbaĢı, XVI. Yüzyıl Başlarında Kayseri, Kültür Müdürlüğü Yayınları, Kayseri, 1992, s. 114.

(5)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

vergi hâsılı toplamı 8262 akçedir. Malya nahiyesinin hane sayısı 933, muaf ise 6 kiĢidir. Bu duruma göre toplam nüfusu 4695 kiĢi civarındadır. Bu nahiyenin tamamı Müslüman hanelerden oluĢmaktadır. Bugünkü Tomarza ilçesi ve çevresini kapsayan her iki nahiyede de tarım ve hayvancılık yapılmakta idi. Ayrıca bağ, bostan, meyve üretimi ve arıcılığın da yapıldığını söyleyebiliriz22.

4. Bölgedeki Oğuz YerleĢmeleri 4.1. Beğdilli

XVI. yüzyıldaki kayıtlara göre Anadolu genelinde yirmi üç yerleĢim yerinin ismi Beğdili adını taĢımakta olup bunlardan ikisi kayseri sancağında biri bugünkü Tomarza sınırları içerisindedir. Bugün Türkiye genelinde dokuz yerin ismi Beğdilli ismini taĢımakta olup bunlardan Kayseri ve Tomarza çevresinde bu ismi taĢıyan yer ismi yoktur.

Bugünkü Tomarza ilçesi sınırlarını içerisine alan Göstere nahiyesine bağlı Beğdil köyü XVI. yüzyıl içerisinde mezra iken Kaman cemaatinden bazılarının yerleĢmesi ile köye dönüĢtürülmüĢtür. Bu köyde tapulu toprağı olan 25, topraksız 10, bennâk 8 olmak üzere toplam 43 hane vergi nüfusu bulunmaktadır. Köyün nüfusu yaklaĢık 215 kiĢidir. Ayrıca 1 imam bulunan köyde tahıl üretimi ile birlikte hayvancılık ve arıcılığın yapılmakta olduğunu anlamaktayız. Bir adet değirmen de bulunan köyden alınan vergi hâsılı 1200 akçe iken malikânesi 450 akçedir.

Kayseri’nin Kuzeydoğusunda Kızılırmak’ın doğusunda bulunan Karakaya nahiyesine bağlı Beğ-dili, mezra iken PaĢalu cemaatinin yerleĢmesi ile köye dönüĢtürülmüĢtür. Bu köyde tapulu toprağı olan 8, topraksız 10, bennâk 3 olmak üzere toplam 21 hane vergi nüfusu kaydolmuĢtur. Köyün nüfusu 105 kiĢi civarındadır. Arpa, buğday üretimi yapılan köyde hayvancılık ve arıcılık da yapılmaktaydı. Köyden alınan vergi hâsılı 5200 akçe iken malikânesi 4090 akçedir23.

4.2. Yazırlar

Yazırlar, Anadolu'nun fetih ve iskânında oldukça mühim rol oynamıĢlardır. XVI.

yüzyıla ait kayıtlarda Anadolu’daki yirmi dört yerin adı Yazırlara aittir24. Ali Dağı ve Erciyes Dağı çevresi Yazırların göç yolu üzerindedir. Bugünkü Tomarza ilçesi sınırlarını kapsayan Cebel-i Ali ve Cebel-i Erciyes nahiyelerine bağlı Yazır mezrasının, XVI. yüzyılın sonlarında hâsılı 600 akçe iken malikânesi 570 akçe idi25.

4.3. Afşarlar

AfĢarlar, Anadolu'nun fetih ve iskânında Kayı ve Kınıklar gibi birinci derecede rol oynamıĢlardır. Anadolu’da birçok köy adı bu boyun ismini taĢıdığı gibi, bir kısım dağ, yayla ve akarsu adları da bu boy adı ile ilgilidir. Bunlardan XVI. yüzyıla ait kayıtlara göre 86 yerin ismi AfĢar olarak geçmektedir. Bugün bu sayı 53 adettir. XVI. yüzyıl kayıtlarına göre Kayseri de beĢ yerin ismi AfĢar iken bu sayı bugün de beĢtir. Bunlar, Tomarza’nın doğu komĢusu PınarbaĢı ilçesine bağlı AfĢarpotuklu, AfĢarkaraboğaz ve AfĢarsöğütlü’dür. Sarız ilçesine bağlı Büyüksöbüçimen köyünün eski ismi de AfĢar’dır. Yahyalı ilçesine bağlı AfĢar KuĢçu isimli

22 Nilüfer Yetkin, agt., s. 103.

23 Nilüfer Yetkin, agt., s. 63, 88.

24 Faruk Sümer, Oğuzlar, s. 430.

25 Nilüfer Yetkin, agt., s. 63.

(6)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

köyde bunlardandır. Bu köylerin dıĢında Bünyan, Develi, Felâhiye, Hacılar, Ġncesu, Kocasinan, Melikgazi, Sarıoğlan, Talas, Yahyalı, YeĢilhisar ve Tomarza ilçelerine AfĢar obaları iskân edilmiĢtir. Bunlardan bugünkü Tomarza sınırları içerisinde olanları Toklar ve çevresindeki köylere dağılmıĢ Ģekildedir26. Tomarza ilçesi ve çevresi PınarbaĢı ve Sarız ilçesi ile birlikte AfĢar hattı olarak adlandırılmaktadır.

XVI. yüzyılda Kayseri’nin kuzeydoğusunda bulunan Koramaz nahiyesinde27 AfĢar isimli köyde 4 hane bennâk, 5 hane toprağı olmayan, 1 hane nim, 2 hane tapulu arazisi olan olmak üzere toplam 12 hane vergi nüfusu kaydolmuĢtur. Ayrıca köyde bir kiĢi de pir-i fani kaydedilmiĢtir. Köyden alınan vergi hâsılı 1000 akçedir28. KarataĢ nahiyesine29 bağlı AfĢar mezrasının hâsılı 1050 akçe, malikânesi 1000 akçe; Ġslamlu30 nahiyesine bağlı Kal’a-i AfĢar mezrasının hâsılı 500 akçe, malikânesi 480 akçe; AfĢar Viranı mezrasının hâsılı 2100 akçe, malikânesi 1848 akçeydi. Bugünkü Tomarza ilçesi sınırlarını kapsayan Malya Nahiyesi’nin 200 akçe gelirli AfĢar isimli mezrası kayıtlıdır.

4.4. Bayatlar

Bayatlar, Anadolu'nun fethi ve iskânında mühim rol oynamıĢlardır. XVI. yüzyılda Anadolu'da 42 yerin ismi bu boyun adını taĢırken, bugün bunlardan otuz ikisi zamanımıza kadar gelebilmiĢtir31. XVI. yüzyılda Kayseri ve çevresinde Bayatların yaĢadığı bilinmektedir.

Bugün Bünyan ElbaĢından baĢlayarak Tomarza’ya kadar uzanan hat arasına Bayat boyuna mensup oğuzlar yerleĢmiĢlerdir. Bayat boyuna mensup Kuzugüdenli oymağı ise Tomarza AkkıĢla çevresine yerleĢmiĢtir32.

4.5. Yüreğir

XVI. yüzyılda Karakaya nahiyesine bağlı Yüreğir mezra iken PaĢalu cemaatinin yerleĢmesi ile köye dönüĢtürülmüĢtür. Bu köyde tapulu arazisi olan 10, toprağı olmayan 16, bennâk 4 olmak üzere toplam 30 hane vergi nüfusu kaydolmuĢtur. Ayrıca 1 imam bulunan köyde arpa, çavdar ve buğday üretiminin yapıldığını söyleyebiliriz. Hayvancılık ve arıcılığında önemli bir geçim kaynağı olduğu bu köyden alınan vergi hâsılı ve malikânesi 4000 akçedir33.

4.6. Yıva

Tomarza sınırında bulunan Bünyan’a bağlı Güllüce köyü Yuvalı Yörüklerinin yerleĢmesi ile oluĢmuĢtur. XVI. yüzyılın sonlarında bu köy mezra iken Yuvalı Yörüklerinden Molla Vekil cemaatinin yerleĢmesi ile köye dönüĢtürülmüĢtür. Bu köyde tapulu arazisi olan 17, arazisi olmayan 20, bennâk 4 olmak üzere toplam 41 hane vergi nüfusu kaydolmuĢtur.

26 Muharrem Eren, Kocaavşar Köyü ve Tarihte Avşarlar, MEB Yayınları, Ġstanbul, 1992, s. 242-250.

27 Kayseri Ģehrinin Kuzeydoğusunda bulunan Koramaz Dağı nedeniyle nahiye bu ismi almıĢtır.

28 Nilüfer Yetkin, agt., s. 50.

29 Kayserinin güneybatısında bulunan KarataĢ nahiyesi bugün mevcut değildir. Bu nahiye bugünkü Ġnce Su ilçesi ve çevresindeki bölgeyi kapsamaktaydı.

30 XVI. yüzyılın baĢında Kenar-ı Irmak nahiyesi hudutlarında yer alan İslamlu Yörükleri yüzyılın sonunda karsımıza nahiye olarak çıkmaktadır.

31 Faruk Sümer, age., s. 226-231, Faruk Sümer, Bayatlar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C. IV, S. 4, Ġstanbul, 1952, s. 374-379; Mehmet Aydın, Bayat Boyu ve Oğuzların Tarihi, Hatipoğlu Yayınevi, Ankara, 1960 s. 63-65.

32 http://www.burhanettinakbas.com/2007/12/21/kayseride-oguz-boylarinin-dagilimi/

33 Nilüfer Yetkin, agt., s. 64.

(7)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

Arpa, buğday, bağ ve bostan üretimi yapılan köyde hayvancılık ve arıcılık da yapılmaktaydı.

Köyden alınan vergi hâsılı 4000 akçe iken malikânesi 2716 akçeydi34. 4.7. Bayındırlar

Bayındırlar, Anadolu'nun fetih ve iskânında en mühim rolü oynayan Oğuz boylarından birisidir. XVI. yüzyıla kadar Anadolu'da elli iki yerin ismi Bayındır iken bugün Anadolu'da yirmi sekiz yerin ismini Bayındır olarak görmekteyiz35. XVI. yüzyıldaki Kayıtlara Göre;

Kayseri sancağından bir yerin ismi Bayındırdır. Bugün Bünyan elbaĢından baĢlayarak Tomarza’ya kadar uzanan hat arasına Bayındır boyuna mensup oğuzlar yerleĢmiĢlerdir36.

4.8. Kargınlar

XVI. yüzyıla ait kayıtlarda Anadolu’da Kargın isimli yer adlarının sayısı altmıĢ iki olmakla beraber bu yer adlarından otuz dördü bize kadar gelebilmiĢtir. XVI. yüzyıl kayıtlarında Kayseri sancağında da Kargınların yaĢadığını görmekteyiz37. Tomarza ilçesinin komĢularından Bünyan’a bağlı Girveli köyü Karkın boyuna mensup bir yerleĢim yeridir.

4.9. Döğer

Kayseri’de tespit edilen Döğer isimli bir oymağın bir kolunu Felâhiye, Özvatan ve Sarıoğlan hattında görürken diğerinin Tomarza’da Kösedöğer köyünü kurduklarını görüyoruz.

Döğer Boyu’nun bugün Kayseri, Felâhiye, Sarıoğlan, Özvatan ve Tomarza çevresine yerleĢtiklerini söyleyebiliriz38.

4.10. Salurlar

XVI. yüzyıldaki kayıtlarda Anadolu’da elli bir yerin ismi Salur olarak geçer. Bugünkü kayıtlara göre, bu elli bir yer adından yirmi ikisi zamanımıza kadar gelebilmiĢtir39. XVI.

yüzyılda Kayseri Ģehrinin kuzeydoğusunda bulunan ve büyük bir kısmı bugün merkez ilçeye bağlı olan ova köylerini kapsayan Sahra nahiyesine bağlı Salur köyü mevcuttur. 1500 yılında 42 hane olan köy, 1520’de 68 hanedir. XVI. yüzyılın sonlarında ise 121 vergi nüfuslu köy haline gelmiĢtir. Köyde yetiĢtirilen ürünler arasında arpa, buğday, bostan ve sebze vardır.

Arıcılık da yapılmakta olan köyün vergi hâsılı 1500’de 14799, 1520’de 17073 XVI. yüzyılın sonlarında ise 15973 akçedir. Köyün malikânesi de 11676 akçedir40.

4.11. Eymurler

Eymürler de Anadolu'da önemli bir yerleĢme yapmıĢlardır. XVI. yüzyıla kadar Anadolu'da yetmiĢ bir yerin ismi Eymür idi41. Bugün ise, Anadolu'da yirmi sekiz yerin ismi Eymürdür42. XVI. yüzyıldaki kayıtlara göre; Kayseri sancağında iki yerin ismi Eymür’dür.

34 Nilüfer Yetkin, agt., s. 61.

35 Faruk Sümer, age., s. 315-319, 441-442; Köylerimiz, s. 93, 777; Türkiye'de Meskûn Yerler Kılavuzu, BaĢbakanlık Devlet Matbaası, Ankara, 1946, s. 135.

36 http://www.burhanettinakbas.com/2007/12/21/kayseride-oguz-boylarinin-dagilimi/

37 Hasan Eroğlu, SuĢehri’ndeki “Oğuz Damgaları ve Türk Boyları”, Türk Kültürü Dergisi, S.123, 1973, s. 146; Köylerimiz, s. 265, 428, 429.

38 http://www.burhanettinakbas.com/2007/12/21/kayseride-oguz-boylarinin-dagilimi/

39 Türkiye’de Meskûn Yerler Klavuzu, C. II. (muhtelif sayfalar)

40 Nilüfer Yetkin, agt., s. 30.

41 Faruk Sümer, age., s. 450.

(8)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

Kayserinin kuzeybatısında ve Kızılırmak’ın geçtiği yerlerdeki yerleĢim birimlerinin bulunduğu Kenar-ı Irmak nahiyesine bağlı Eymür köyü mezra iken Tagar cemaatinin yerleĢmesi ile köye dönüĢtürülmüĢtür. Bu köyde tapulu arazisi olan 56, arazisi olmayan 88, bennâk 43, nim 2, çift 11, imam (bennâk) 1 olmak üzere toplam 202 hane vergi nüfusu kaydolmuĢtur. Ayrıca 1 müezzin kaydedilmiĢ olan köyde arpa ve buğday üretiminin yanı sıra hayvancılık ve arıcılığın da yapıldığını görmekteyiz. Köyün vergi hâsılı ve malikânesi 7300 akçe kaydolmuĢtur.

Kayserinin Güneybatısında bugünkü Ġnce Su ilçesi ve çevresindeki bölgeyi kapsayan KarataĢ nahiyesine bağlı Gökçe Eymür Köyü mezra iken Sarım Hacılu cemaatinin yerleĢmesi ile köye dönüĢtürülmüĢtür. Bu köyde tapulu arazisi olan 8, toprağı olmayan 6 ve bennâk 6 olmak üzere toplam 20 hane vergi nüfusu kayıtlıdır. Ayrıca 1 imam bulunan köyde arpa, buğday üretilmekte olup hayvancılık ve arıcılık da yapılmaktaydı. Köyden alınan vergi hâsılı 1000 akçe iken malikânesi 610 akçeydi43.

4.12. Iğdırlar (Ġğdir)

Ġğdirler de Anadolu'nun fetih ve iskânında oldukça mühim rol oynamıĢlardır. XVI.

yüzyıldaki kayıtlarda Anadolu’da Ġğdir ismini taĢıyan 43 yer mevcuttur. Bunlardan zamanımıza kadar on dördü gelebilmiĢtir. Kayseri’de XVI. yüzyılda Kızılırmak boylarında Kenar-ı Irmak Nahiyesi’ne bağlı Eğdir mezrasının hâsılı 2500 akçe, malikânesi 2500 akçedir.

4.13. Kınık

Kınık, Büyük Selçuklu Devleti’ni çıkaran boyun ismidir44. XVI. yüzyıla kadar Anadolu'da seksen bir yerin ismi Kınık idi45. Bugün ise Anadolu'da kırk altı yerin ismi Kınık adını taĢır46. Kayseri ve çevresinde Kınık ismi ile yerleĢim yeri olmamakla birlikte Kınıklar, Develi, PınarbaĢı ve Sarız çevresine yerleĢmiĢlerdir.

4.14. Çepni

Tomarza ve çevresinde Çepni kolundan Türkler de yerleĢmiĢtir. Çepniler, genellikle Felâhiye, Özvatan, Sarıoğlan hattından Sivas’a kadar uzanan bir hatta yerleĢmiĢlerdir.

Bunlardan küçük bir kol da Tomarza’ya yerleĢmiĢtir. XVI. yüzyıl kayıtlarında Kenar-ı Irmak nahiyesine bağlı Yazıçepni mezrasının hâsılı ve malikânesi 290 akçedir.

4.15. Kızık

Kızıklar, Kayseri de ve Develi’de Kızık isimli iki ayrı köy teĢkil etmiĢlerdir. Kızık boyu Tomarza ve Develi çevresine yerleĢmiĢtir. XVI. yüzyılda Sahra nahiyesine Bağlı Kızık köyünde 37 caba, 7 çift, 38 bennâk, 29 nim olmak üzere toplam 111 vergi nüfusu bulunmaktaydı. Köyde üretilen mahsuller içinde arpa, buğday, meyve, bağ, ceviz ve bostan vardır. Arıcılık ta köyün geçim kaynakları arasındadır. Bunların dıĢında köyde 1 adet bezir- hane de bulunmaktaydı. Vergi hâsılı ise 5040 akçe olarak kaydedilmiĢtir.

42 Köylerimiz, s. 250.

43 Nilüfer Yetkin, agt., s. 60-74.

44 Faruk Sümer, “Üç-Oklu Oğuz Boylarına Mensup TeĢekküller”, İktisat Fakültesi Mecmuası, XI, No.

1-4, .s. 475-476, 5O5-506; Faruk Sümer, Oğuzlar, s. 371.

45 Faruk Sümer, age., 458-460.

46 Köylerimiz, s. 461-462; Türkiye’de Meskûn Yerler Klavuzu, s. 681-682.

(9)

History Studies

Volume 2 / 3 2010 4.16. Büğdüz

Bügdüzler de Anadolu’nun fetih ve iskânında oldukça mühim katkılarda bulunmuĢlardır. Anadolu'da XVI. yüzyılda bu boyun ismini taĢıyan yirmi iki yer adı mevcud iken, bunlardan bugün zamanımıza kadar üçü gelebilmiĢtir. Kayseri Bünyan’a bağlı Büyük Bürüngüz köyü bunlardan biridir. XVI yüzyıl kayıtlarında Koramaz nahiyesine bağlı olan Büyük(Ulu) Bürüngüz köyünde 3 mahalle kaydedilmiĢti. Merkezde 30 hane bennâk, 9 hane topraksız, 4 hane tapulu toprağı olan, 5 hane nim olmak üzere toplam 48 hane vergi nüfusu kaydolmuĢtur. Ayrıca 1 pir-i fani, 1 müezzin, 1 imam, 1 a’ma bulunmakta olan köyde 7 tane de hariç yerden galen hane kaydedilmiĢtir. Karlu mahallesinde 13 hane nim, 31 hane bennâk, 24 hane topraksız, 5 hane tapulu toprağı olan olmak üzere toplam 73 hane vergi nüfusu kaydedilmiĢtir. Ayrıca 5 nim babasının yerine, 1 nim kardeĢleriyle birlikte babalarının yerine kaydedilmiĢ olup bu mahallede bir de hariçten gelen kiĢi kaydedilmiĢtir. Orta mahallesinde 18 hane nim, 29 hane bennâk, 15 hane topraksız, 7 hane tapulu toprağı olan olmak üzere toplam 69 hane vergi nüfusu bulunmaktaydı. Ayrıca 6 nim babasının yerine kaydedilmiĢtir. Güçeri mahallesinde 46 hane bennâk, 25 hane toprağı olmayan, 16 hane nim, 5 hane tapulu toprağı olan, 2 hane çift olmak üzere toplam 94 hane vergi nüfusu bulunmaktaydı. Ayrıca 2 çift, 5 nim babasının yerine, 1 nim kardeĢleriyle beraber babalarının yerine kaydedilmiĢlerdir. Bu mahallede 23 hane hariç yerden gelen olarak kaydedilmiĢtir. Arpa, buğday, bağ, meyve ve ceviz mahsullerinin üretildiği köyde hayvancılık ve arıcılık da yapılmaktaydı. 4 adet bezir- hane bulunan köyden alınan vergi hâsılı 15000 akçe iken malikânesi 9330 akçeydi. Küçük Bürüngüz köyünde ise 11 hane nim, 7 hane topraksız, 15 hane bennâk olmak üzere 33 hane vergi nüfusu ve hariçten gelen 6 hane kayıtlıdır. Köyde arpa, buğday, bağ ve bahçe ürünleri ile meyve, bostan ve sebze üretilen mahsuller arasındadır. Hayvancılık ve arıcılık da yapılan köyde 2 adet bezir-hane bulunmaktaydı. Köyden alınan vergi hâsılı 4000 akçe iken malikânesi 2860 akçeydi. Bugün Küçük Bürüngüz adını taĢıyan köy merkez ilçeye bağlıdır47.

47 Nilüfer Yetkin, agt., s. 47-50.

(10)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

Tablo 2: Yer Adları Sırasına Göre Oğuz Boyları XVI. Yüzyıl ve Bugün Boyun Adı

XVI.

Yüzyıl Anadolu

Bugün Anadol

u

XVI. Yüzyıl Kayseri

XVI. Yüzyıl Tomarza

Bugün Kayseri

Bugün Tomarza

Kayı 94 25

AvĢar 86 55 5 4

Kınık 81 46

Eymür 71 28 2

Kargın 62 34

Bayındır 52 28 1

Salur 51 22 1 1

Yüreğir 44 9 1 1

Çepni 44 36

Ġğdir 43 14

Bayat 43 32

Alas-Yuntlu 29 1

Kızık 28 21 2

Yazır 24 19 1 1

Dodurga 24 12

Beğ-dilli 23 9 2 1

Büğdüz 22 6 2

Çavundur 21 17

Yıva 19 (?) -

Döğer 20 6 1

Kara-Evli 8 6

Çarıklı 6 5

Peçenek 4 10

Alka-Evli - -

Sonuç

Kayseri ve onun bir ilçesi olan Tomarza, tarih boyunca birçok devletin hâkimiyetinde kalmıĢtır. Osmanlılardan önce bölgeye Beylikler, Selçuklu ve Timur hâkim olmuĢtur. Kayseri ile birlikte Tomarza ve çevresi Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra ise Osmanlı idari yapısı içerisinde ĢekillenmiĢtir. Fakat bu gün bir ilçe merkezi olan Tomarza, Osmanlı idari mekanizması içerisinde köy statüsündedir. Bu günkü Tomarza ilçesine bağlı köylerde o günkü Köstere ve Malya nahiyelerinin sınırlarını oluĢturmuĢtur.

Bu bölgeye oğuz yerleĢmeleri Selçuklular döneminden baĢlayarak Osmanlılar dönemine kadar devam etmiĢtir. Kayseri ile birlikte Tomarza ve çevresine yerleĢen Oğuzlar, yerleĢtikleri yerlere kendi adlarını verdikleri gibi orta Asya’dan getirmiĢ oldukları kültürlerini de devam ettirmiĢleridir. ĠncelemiĢ olduğumuz XVI. yüzyıl ve günümüz isimlerinin tutmamasının nedenleri, bazı köy ve mezraların zamanla göç vererek ortadan kalkması ve bir kısmının da isminin değiĢtirilmiĢ olmasındandır. 24 Oğuz boyunun hemen hemen tamamının

(11)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

Tomarza ilçesini de içine alacak Ģekilde Kayseri ve çevresine yerleĢmiĢ olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan bir kısmı isimlerini aynen korumaktadırlar.

ĠncelemiĢ olduğumuz dönem itibari ile Tomarza ilçesinde arpa ve buğday baĢta olmak üzere tahıl üretiminin yapılmakta olduğunu söyleyebiliriz. Tarım faaliyetlerinin yanı sıra bölgede hayvancılık ve arıcılığında önemli bir geçim kaynağı olduğu tahrir kayıtlarından anlaĢılmaktadır.

BĠBLĠYOĞRAFYA ArĢiv Belgeleri

1. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ArĢivi, TD, 136.

Diğer

1. AKÖZ, Alaaddin, “XVI. Asırda Lârende Kazâsı Hakkında”, I.Uluslararası Osmanlı Tahrir Defterleri Kongresi, Konya, Ekim 1992, (Yayın: Osmanlı Araştırmaları/ The Journal Of Ottoman Studies XIII, 106, Ġstanbul, 1993).

2. ARSAL, Sadri Maksudî, Türk Tarihi ve Hukuk, C. I, Ġstanbul, 1947.

3. BANGUOĞLU, Tahsin, “Oğuzlar ve Oğuz Eli Üzerine, Türk Dili AraĢtırmaları Yıllığı”, Belleten, S. 180.

4. BAYKARA, Tuncer, Türk Kültür Araştırmaları, Ġzmir, 1997.

5. EREN, Muharrem, Kocaavşar Köyü ve Tarihte Avşarlar, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ġstanbul, 1992.

6. EROĞLU, Hasan, “SuĢehrindeki Oğuz Damgaları ve Türk Boyları”, Türk Kültürü Dergisi, S.123, 1973.

7. HALAÇOĞLU, Yusuf, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar, (1453-1650), TTKY, Ankara, 2009.

8. ĠNBAġI, Mehmet, XVI. Yüzyıl Başlarında Kayseri, Kültür Müdürlüğü Yayınları, Kayseri, 1992.

9. KAFESOĞLU, Ġbrahim, Türkmen Adı Manası ve Mahiyeti Jean Deny Armağanı, Ġstanbul, 1958.

10. KÖPRÜLÜ, M. Fuad, Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu, Ötüken Yayınları, Ġstanbul, 1994.

11. KÖPRÜLÜ, Fuad, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu, Ötüken Yayınları, Ankara, 1994.

12. KÖPRÜLÜ, M. Fuad, “AvĢar”, İ.A, MEBY, Ġstanbul, 1993.

13. KURAT, Akdes Nimet, Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara, 1972.

14. ORKUN, Hüseyin Namık, “Isparta’da Türk Boyları”, Ün, S. 112.

15. SÜMER, Faruk, “Bayatlar”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C. IV, S. 4, Ġstanbul 1952.

(12)

History Studies

Volume 2 / 3 2010

16. SÜMER, Faruk, “Bayındır”, Türk Ansiklopedisi, C.V, Ġstanbul, 1991.

17. SÜMER, Faruk, Anadolu'ya Yalnız Göçebe Türkler mi Geldi? Belleten XXIV, s. 567- 594.

18. SÜMER, Faruk, Bozoklu Oğuz Boylarına Dâir, DTCFD, XI/I, Ankara, 1953.

19. SÜMER, Faruk, Çukur-Ova Tarihi Hakkında Araştırmalar, Tarih AraĢtırmaları Dergisi, S. 1, Ankara, 1963.

20. SÜMER, Faruk, Oğuzlar, Türk Dünyası AraĢtırmaları Vakfı Yayınları, Ġstanbul, 1992.

21. SÜMER, Faruk, Üç-Oklu Oğuz Boylarına Mensup Teşekküller, ÎFM, XI/1-4, Ġstanbul 1949-1950.

22. TEKĠNDAĞ, M.C. ġehabeddin, Anadolu’da Türk Tarihi ve Kültürü, Trabzon, 1967.

23. TOGAN, A. Zeki Velıdi, Umumi Türk Tarihine Giriş, C. I, Ġstanbul, 1970.

24. TURAN, Osman, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, Ġstanbul, 1973.

25. TURAN, Osman, Selçuklular Tarihî ve Türk İslam Medeniyeti. Ġstanbul, 1971.

26. Türkiye’de Meskûn Yerler Klavuzu, Ġç ĠĢleri Bakanlığı Yayınları, C.II.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Gıda israf tanımı ile ilgili katılımcıların %42,9’unun (n=87) “Gıda israfı, bir öğün tüketiminden sonra atılan (örn. Artıklar, yiyecek artıkları veya bozulmuş

Çinko Oksite % 0,6 Kobalt Katkılı Numunenin Sıcaklığa Bağlı İletkenlik Sonuçları Sinterleme sıcaklığının iletkenliğe etkisinin anlaşılabilmesi amacıyla % 0,6 kobalt

Bergmann’s (2000: 194) way of formulating the deontological thought is that DJC is satisfied by S’s belief that p if and only if, in believing that p, S does not (or “would not

Does the evidence thus interpreted in fact suffice to support the idea of the Mycenaeans being enticed chiefly by this factor, and, secondly, does it support the notion that

Görüldüğü gibi Ahmet Midhat Efendi tercüme edilecek eserleri se- çerken bunların okuyucular için her bakımdan faydalı olmalarını istemektedir.. Onun, meselenin bu tarafına

不要抽菸或過量喝酒:

• Bu çalışmada, küresel ve küresel olmayan malzemelerin akışkanlaşması için lineer olmayan regresyon yöntemi ile elde edilen denklemler (Denk. 5.4) yüksek