KAVRAM
KAVRAM YANILGISI KAVRAMSAL DEĞİŞİM
Dr. Hasan YOLCU
Bir kavramın tanımını
birkaç örneğinin vermenin ilgili kavramı öğrenilmesi için yeterli olduğunun düşünüldüğü,
kavramın öğrenilmesindeki başarısızlığın nedeninin çoğu kez öğrencinin kendinde aradığı,
öğretmenlerin de kavram öğretimi konusundaki kuramsal bilgiden yoksun olması kavram öğretimindeki problemli durumlardır.
Kuramsal bilgi öğretmenin bir kavramın gerçekte ne olduğunu görmesi ve kavramı doğru anlamasını sağlayacak bilgidir.
Ne olduğunu anlamadan fen’i
kullanabilirsiniz, daha da kötüsü fen’i hiç anlamadan öğretmenize izin verilebilir.
(King 2002)
Bir canlının yaşamını sürdürebilmesi, canlının dış dünyanın çok
çeşitli özellikleri karşısında gerçekleştirdikleri şu üç temel biyolojik etkinliğe bağlıdır.
Ayırt etme
Tanıyıp öğrenme Ayıklayıp seçme.
Evrenin en zeki canlıları olarak bizler, çok karmaşık zihinsel işlemleri yapabilmemizi soyutlama becerisine borçluyuz. Bu beceri en üst düzeyde dil aracılığıyla biçimlenir.
Dil zihni kavramlar yoluyla biçimlendirir.
Yapay zeka üzerine çalışan bilimin isanlarının aşmaya çalıştıkları bir dizi temel sorun arasında en önemlisinin nesne tanıma
problemi olduğu belirtilmiştir.
Bir robota gözlük kabıyla cep telefonunu ayırt etmeyi öğretmek gibi çok önemsiz görülen bir problemin çözümünün çok güç
olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Kavram ??
Olay, obje ve olguların, sınırlı sayıda da olsa gözlemler
sonucunda, ortak özelliklerinden yola çıkılarak bir genellemeye varılır, bu genellemenin insan zihninde oluşturduğu yapı (imaj) KAVRAM’ dır.
Kavram ???
Kavramlar gerçek dünyada değil, düşüncelerimizde vardır. Gerçek dünyada kavramların ancak örnekleri bulunabilir.
Kavramlar olay, olgu ve nesnelerin benzer özelliklerini toparlayıp özetleyen bilgilerdir
Kavramlar bilgilerin yapı taşlarını oluşturur.
İnsan zihnindeki kavramsal öğrenme ve
yeniden yapılanma süreci her yaşta sürüp
gider.
Kavramlara örnekler verelim ?
Kavramlara örnek olmayanları söyleyelim ?
Bir anda ayırt etme ve tanıma yeteneklerinizi yitirdiğinizi düşünün.
Dünya bir anda karmaşanın egemen olduğu bildiğimiz zihinsel düzenlemelerin hiçbirini yapamayacağımız bir gezegene dönüşür, çünkü her şey birbirine karışır.
KAVRAMLAR OLMASAYDI ???
Bu bir kaos olurdu, sistemli bir edinim veya bilgi olmazdı.
Hayvanları, sıvıları, katıları, teknolojileri veya kaynama
olaylarını düşünelim, teker teker yüzlercesiyle karşılaşmış olabiliriz.
KAVRAMLAR OLMASAYDI ???
Kavram Öğretimine Önem Verilmesinin Nedenleri
1. Kalıcı öğrenmede kavram öğretiminin daha etkili olması 2. Bilgilerin yeni durumlara uygulanabilmesinin kavramsal
öğrenmeyi gerektirmesi
3. Bilgilerin gelişimi ve değişimi öylesine hızlı olmaktadır ki, bu
insanın algı sınırını aşmaktadır. Bundan dolayı, kavramsal olarak temel bilgiler kazanmak daha önemli hale gelmektedir.
KAVRAM ÖĞRETİMİ
Eğitimimiz boyunca çeşitli bilim dallarına ait çok sayıda tanım öğreniriz. Bu tanımlar ilgili bilim dallarında çalışan uzmanların araştırmaları sonucu oluşturulurlar. Öğretmenlerden
beklenen kavramların ilgili bilim dalının ortaya koyduğu biçimiyle öğrenilmesinde öğrencilere yardımcı olmaktır.
KAVRAM ÖĞRETİMİ
Çoğumuzun doğrudan tanık olduğu biçimde;
öğretilmesi gereken kavram gerek sınıf
ortamında gerekse ders kitaplarında daha çok
sözlü biçimde dile getirilmekte ve çoğu kez
öğrenciye eksik aktarılmaktadır.
KAVRAM ÖĞRETİMİ
Bir ders kitabı çok iyi de yazılmış olsa(genellikle çok iyi yazılmaz) içerdiği bilgiler eksiksiz olamaz.
Örneğin bir kavramın bütün örneklerini, ilişkili
olduğu diğer kavramlarla bir ders kitabında
göstermek olanaksızdır.
KAVRAM ÖĞRETİMİ
Biyoloji dersi kapsamında mantar kavramını öğrenmesi gereken öğrencilerin ders kitaplarında genellikle mantarların tanımı, türleri ve birkaç mantar türünün de fotoğrafı yer alır.
Bu çok sınırlı bilgi nedeniyle birçok farklı türü, rengi,
şekli, yaşam koşulu olan ve zehirli ve zehirsiz olarak
belirtebileceğimiz mantarlar hakkında yeterli düzeyde
bilgi sahip olması beklenemez.
Mantarlar konusunda zihninde doğru sınıflamalar
oluşturmasını istediğimiz öğrencinin örneğin hiçbir
mantar türünün besinini kendisi üretmediğini, bütün
mantar türlerinin besinlerini dışarıdan aldığını bilmesi
gerekir.
Mantarların dışarıdan besin aldığını öğrenen
kişi doğru sınıflama yapabilmesi için bazı
mantarların canlı bazılarının da cansız besin
kaynaklarından beslendiklerini ve türlerine göre
farklı yaşam alanlarına sahip olduklarını bilmesi
gerekir.
Görüleceği gibi, mantar kavramının doğru
biçimde öğrenilmesinde önemli rol oynayan
bilgilerden bazıları mantarların ayırtedici
özellikleri bazıları da ayırtedici olmayan
özellikleri ilgilidir.
Öğretilmek istenen kavramın ayırtedici özellikleriyle ayırt edici olmayan özelliklerinin öğrenciye doğru ve açık biçimde gösterilmemesi durumumun da
öğrencinin kavram hakkında doğru düşünceye sahip
olmayactır.
Tanım
Bir kavram sınıfının bütün üyelerinin yalnızca ortak
özelliklerini içeren önermedir.
TANIM
Efradına cami, ağyarini mâni’ olmalıdır.
EFRADINI CAMİ: Cami kelimesi cemaatten gelir, toplamak demek. Yani onda olan özelliklerin hepsini toplamak demek.
AĞYARINI MANİ: Mani, dışarıda bırakmak anlamında kullanılmış. onda olmayan özellikleri dışarıda bırakmak demek.
Kısacası ne bir eksik ne de bir fazla demektir.
Her zaman böyle tanımlar yapmak kolay değildir.
Dokunarak, işiterek, tadarak, koklayarak edindiğimiz
sayısız anlamı söze dökemediğimiz, bunları ifade
edecek terimler bulamadığımız veya yanlış anlamalar
oluşturduğumuz durumlar hiç de az değildir(Özellikle
Fen Öğretiminde)
Her zaman böyle tanımlar yapmak kolay değildir.
Edinmiş olduğumuz pek çok anlamın tam-eksik, doğru-yanlış, nesnel-öznel olup olmadığı üzerinde durmayız .
Belli belirsiz anlamlara konuşma ve düşünmek bizim belirgin bir özelliğimizdir.
Tam ve doğru olmayan anlamalara dayanan zihinsel işlemler, doğal olarak yanlış veya eksi anlamlar üretmemize neden
olur.
Bilimde anlatım aracı olarak seçilen dilin açık, seçik ve kesin olması istenir ancak; günlük dil, sözcüklerin çoğu kez anlam belirsizliği taşıması ya da çok anlamlı olması nedeniyle açık, seçik ve kesin olma özelliklerini taşımamakta; bilimsel amaç yönünden elverişsiz ve yetersiz kalmaktadır.
Bir bilim alanını ilgilendiren kavramı tanımlamak ve açık seçik hale getirmek bilim adamının en önemli görevidir.
Tanımları yapanların konu alan bilgisinin yetersiz
olması, tanımlar yapılırken küçük yaştaki öğrencilerin
bu özellikleri anlamayacakları düşüncesiyle tanımın
az sayıda özelliğinin belirtilmesi veya tanımların
birkaç özelliği içeren daha genel bir terimle
belirtilmesi ve ayırtedici özelliklerin yer verilmemesi
öğretimini zorlaştırmaktadır.
Öğretmenin kavram analizi yapabilmesi için, belli bir konu alanının kavramları, bu kavramlar arasındaki ilişkiler ve yine bu kavramların kullanımı konusunda uzman olması
gerekmektedir; çünkü, kavramların tanımlayıcı özellikleriyle ilgili belirsizlikleri gidermek için yeterli bilgiye uzmanlar
sahiptir.
Kavram geliştirme süreçleri
Kavramların geliştirilmesinde önemli zihin süreçlerinden biri genelleme sürecidir.
Kişi kavramlarını çoğu halde sınırlı sayıda gözlem ve deneyimlerden genellemelere giderek geliştirir.
Aynı şekilde önceden tasarlanmış deneylerden bir takım
sonuçlar çıkararak bir genel ilkeye varmak da genellemedir.
Çocuk birçok kuşu gözledikten sonra onların ortak özellikleri olan ‘tüylü olmak’, ‘uçmak’, ‘yumurtlayarak üremek’ gibi
niteliklerden genellemeye varırsa zihninde ‘kuş’ kavramı oluşur.
Ancak, genellemelerin hatalı olabileceği de unutulmamalıdır. Bu süreçte ilgilendiğimiz varlıkların hepsine ulaşmamız mümkün
değildir. Bir kategoriye dahil varlıkların ancak bir kısmını gözleriz, fakat kategorinin tümüne ilişkin bir genellemeye varırız.
Kategoriye dahil olmayacak varlıkları da kategorideymiş gibi düşünmeye gereğinden fazla genelleme denir.
Bir kategoriye dahil olması gereken bir varlığı dışarıda bırakmak da gereğinden az genelleme olur.
‘Sıvı’ kavramını dikkate alalım. Çocuk sıvılarla ilgili deneyimlerini süt, çay, su, vb. gibi ‘içilen’ örneklerle kazandıysa, ‘şampuan’ onun için sıvı değildir. Bu, sıvı sayılması gereken bir örneği kategori dışı bırakmaktır; ‘içilmeyen sıvılar olamayacağı’ gibi yanlış bir düşünceye götürür.
Çocuk sıvıların ‘akıcılık’, ‘bulunduğu kabın şeklini alma’, v.b. gibi özelliklerinden hareket ederek ince kumu da bulundukları kabın şeklini aldıkları için sıvı sayarsa, gereğinden fazla genelleme
hatasına düşmüş olur.
Buharlaşma ve yoğuşma kavramlarını farkında olmadan
yalnız suyun buharlaşması ve yoğuşmasıyla ilgili örneklerle anlatan bir öğretmenin, bu kavramları öğretirken hemen akla gelebilecek şu kolay ve açık örnekleri kullandıklarını düşünün.
1. İçi soğuk su dolu şişenin dışında su damlacıklarının oluşması.
2. Meyve dolu bir poşeti buzdolabına koyduğumuzda poşetin içinde su damlacıklarının oluşması.
3. Yağmurun oluşması.
4. Kışım camların iç taraflarında su damlacıklarının oluşması.
5. Kaynatılan suyun buharlaşması.
6. Yazın sıcaklık nedeniyle, denizlerdeki ve göllerdeki
suyun buharlaşması.
Örnekler yermede yöntem
1. Örnekler çok tipik olandan az tipik olana doğru dizilmeli.
2. Örnek olanlar kadar örnek olmayanlarda verilmeli.
3. Tipik örneklere bazı açılardan benzeyen örnek
olmayanlar verilmeli.
Herhangi bir kavramın ayırtedici özellikleri, o kavram
sınıfının her örneğinde aynı kalan, örnekten örneğe
değişmeyen özelliklerdir . Bu niteliğiyle ayırtedici
özellikler, bir kavram sınıfını öteki kavram sınıfından
ayırır.
Bir kavramın tanımında ayırtedici olmayan özelliğin
yer alması çoğu kez kez kavramın her örneğinin
ayırtedici olmayan bu özelliği taşıması gerektiği
düşüncesine yol açarak öğrenciyi yanıltmaktadır.
Yalnızca bu örneklerle karşılaşmış olan öğrencilerin
sudan başka maddelerin de buharlaşıp
buharlaşmadığı, yoğuşup yoğuşmadığı konusunda
bilgi edinmeleri olanaksızdır çünkü verilen örneklerin
hepsi suyun buharlaşması ve yoğuşması ile ilgilidir.
Öğretmen örnek sayısını ne kadar çoğaltırsa
çoğaltsın, başka maddelerin de buharlaşıp
buharlaşmadığını gösteren örnekler vermediği
sürece, öğrencilerin zihninde buharlaşma ve
yoğuşma kavramlarının eksi veya yanlış
oluşmasına neden olacaktır.
Ayırımları yapabilmek genelleme yapmak kadar kolay değildir.
Ayırımlar kavramlarımızda netleşmeye ve bilgilerimizde kesinleşmeye götürür.
Ayırımlara ulaşılmayan hallerde kavramlarımızın anlamı genel kalır, bazen de hatalı olur.
Kavram geliştirmede kullanılan diğer bir zihin işlemi tanımlamadır. Aslında bilinmeyen bir kavramı tanımlama, onu bilinen diğer kavramlarla anlatma demektir.
Tanımlar da hatalı olabilir. Bir tanım bir kavramı oluşturan kategorinin gerçek elemanlarından birini dışarıda bırakıyorsa kavramın anlamını daraltır.
Birçok kavramda tanımlayıcı nitelikler ve ayırt edici
nitelikler açıkça belirlenemez. Böyle hallerde
tanımın kapsadığı kategorinin tüm elemanlarını
değil, kavrama en çok uyan elemanı tanımlamaya
çalışırız.
KAVRAM YANILGISI
Kavram Yanılgısı Nedir ?
Kavram yanılgısı bireyin doğru olarak kabul edip birçok beceriyi sergilemede kaynak olarak kullandığı yanlış
kavramlar ya da kavramalardır.
Uzman kişilerin kabul ettiği bilgilere ters düşen açıklamalardır.
Kavram Yanılgısı Nedir ?
Kavram yanılgıları rastgele yapılan hatalardan farklı özellikler gösterir. Kişi yaptığı hatayı ufak bir uyarı ile farkedebilir ve düzeltebilir.
Ancak belirli bir kavram yanılgısına sahip birey bu
sebepten dolayı hata yaptığı zaman ve birisi tarafından uyarıldığı zaman once kendini savunmaya geçer. Kişiyi tatmin edemediğiniz takdirde bildiğinden vazgeçmez.
Kavram yanılgısı, öğrencilerin herhangi bir konuda o konunun uzmanlarından farklı olarak düşünmeleri şeklinde tanımlanabilir.
Kavram yanılgısı zihinde bir kavramın yerine oturan fakat bilimsel olarak o kavramdan farklı yapı demektir.
Öğrenciler, hatalarının doğru olduğunu sebepleri ile birlikte açıklıyorsa ve ısrar ediyorlarsa o zaman kavram yanılgıları var diyebiliriz.
50
Kavram Yanılgısı
Okul öncesindeki yaşam döneminde ya da ilköğretim, Ortaöğretim, Üniversite ve
lisansüstü eğitim olmak üzere örgün
eğitimin her seviyesinde de şekillenebilir.
Öğrencilerdeki kavram yanılgıları sınav yaparak, deney yaparak veya ev ödevi vererek düzeltilemez.
Öğrenci sahip olduğu kavram yanılgılarını kullanarak karşılaştığı problemleri çözdüğü veya çözdüğünü düşündüğü sürece kavram yanılgıları zihinde kalmaya devam eder.
52
Öğrenci sahip olduğu kavram yanılgısı ile yüzleşmediği ve bu bilgi ile açıklayamayacağı olay ve problemlerle karşılaşmadığı sürece zihinde kalmaya devam eder.
53
1. Ödüllendirilen kavram yanılgıları kalıcıdır. Bazı sınav soruları öyle hazırlanır ki öğrenci kavram yanılgısına sahip olsa dahi doğru cevap verebilir.
Bu durumda öğrencinin kavram yanılgısı ödüllendirilmiş olur.
2. Benzetmeler ve modellemeler yapılırken hedef ile model arasındaki ortak yönler ve ortak olmayan farklı yönler mutlaka belirtilmelidir.
54
Oluşum nedenleri:
1. Birçok kavram yanılgısı ise derinliğine inmeyen yüzeysel açıklamalardan kaynaklanmaktadır.
Bu açıklamalar ilk bakışta zaman kazancı gibi görünse de aslında öğrencizihnine ekilen kötülük tohumlarıdır.
2. Bu öğrencilerin
bazı test sorularını çözmeleri için
“etki, tepkiye eşittir” gibi sloganlar yeterli oluyor
ve bu şekilde kavram yanılgıları ödüllendiriliyor.55
Oluşum nedenleri:
Kavram Yanılgılarının Nedenleri
1. Öğretmen faktörü: Öğretmenini sahip olduğu yanlış bilgiler 2. Kitaplarda doğrudan yanlış bilgilerin verilmesi
3. Kitaplarda bazı kavramların kapsamlarının dar tutulması 4. Kitaplarda kullanılan dil
6. Kullanılan dilden kaynaklanan
7. Gündelik hayatta kullanılan bazı kelimelerini bilimde farklı anlamalara gelmesi
8. Genellemelerden kaynaklanan kavram yanılgıları
9. Kullanılan öğretim yönteminden kaynaklı kavram yanılgıları 10. Kullanılan benzetme ve analojiler
11. Modeller kullanma
Kavram Yanılgılarının Nedenleri
Fisher (1985) kavram yanılgılarının aşağıda belirtilen ortak özellikleri taşıdığını ileri sürmektedir :
a) Kavram yanılgıları beraberinde alternetif inanışlar yaratabilmektedirler.
b) Çoğu kavram yanılgısı en azından geleneksel metotlarla ortadan kaldırılamayacak kadar
ısrarcıdırlar.
c) Bazı kavram yanılgıları bireyin çok eski geçmişinde yaşadığı deneyimlere dayanmaktadır.
Öğrenciler okullara boş beyinler olarak gelmezler(Resnick, 1983). Hayatı anlamlandırma ve ifade etmede kullanılan bu düşünme sistemlerinin bazıları hatalı ya da eksik olabilmektedir.
İşte bunlar kavram yanılgıları ya da kavram yanılgılarının temelleridir (Mestre, 1987).
Kavram yanılgıları genellikle iki sebepten dolayı problem yaratır:
1. Özellikle öğrencilerin bunları kullanarak yeni deneyimleri
yorumlamaya ve anlamlandırmaya çalıştıkları zamanlarda sorun olmakta ve öğrenmeye sekte vurmaktadırlar.
2. Genellikle kavram yanılgılarını öğrenciler kendi algı biçimlerine göre kişisel olarak geliştirdikleri için bunları ortadan kaldırmak çok zor
olmakta ve büyük çaba gerektirmektedir.
• Yeni bir kavramı öğrenebilmek için öğrenciler
mevcut düşünme sistemlerini kendi aktif katılımları
ile yeniden şekillendirme ve yeniden yapılandırma
süreci içerisine sokulmalıdır.
Kavramsal değişim yaklaşımında :
1. Mevcut kavramlardan rahatsızlık duyulmalıdır.
2. Yeni kavram akla yakın, mantıklı, olmalıdır.
3. Yeni kavram birçok durumu çözme ve anlamlandırma sözü veren bir yapıda olmalıdır
Kavramsal değişmeyi meydana getirme yönünde tasarlanan öğretim aşağıdaki özellikleri taşıyabilir :
1. Bilişsel zıtlık yaratan öğretim ortamları yaratın (Stavy &
Berkovitz, 1980)
2. Öğretimi öğrencilerin sahip oldukları kavram yanılgılarını ortaya çıkarıcı yönde organize edin (Posner et al., 1982) 3. Öğrencilerin sahip oldukları kavram yanılgılarını ortadan
kaldırmada yardımcı olacak stratejiler geliştirin (Postner &
Gertzog, 1982).
Bilişsel zıtlık birçok yolla sağlanabilir:
1. Kişinin beklentilerine ya da tahminlerine uymayan bir sonuç yaratılabilir.
2. Kişinin kavram repertuvarında boşluklar ve eksiklikler olduğu hissi yaratılabilir.
3. Kişi mevcut bilgileriyle çözmeyeceği ve dengesizlik,
tutarsızlık yaşayacağı bir duruma sokulabilir.
Kavramlara örnek verme
1. Bir kavramın örnekleri verilirken sayısına karar vermek ve örnek olmayanlarla ilişkisini vurgulamak ise öğretmenin ders sırasında gerçekleştireceği bir etkinlik olmayıp çok dikkatli bir çaba gerektirmektedir.
2. Öğretmenlerin çoğunun ders anlatırken, öğrencilerin
kolayca anlayabilecekleri basit örnekleri seçtikleri iki veya üç örneği yeterli buldukları söylenebilir.
3. Bu durum öğrencilerde dar genellemeye neden olmaktadır.