• Sonuç bulunamadı

ULUSLARARASI TEBLİGATA İLİŞKİN ULUSLARARASI HUKUK DÜZENLEMELERİ. I. Giriş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ULUSLARARASI TEBLİGATA İLİŞKİN ULUSLARARASI HUKUK DÜZENLEMELERİ. I. Giriş"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ULUSLARARASI TEBLİGATA İLİŞKİN ULUSLARARASI HUKUK DÜZENLEMELERİ

I. Giriş

Tebligat, dava ile ilgili kişilerin, özellikle davaların taraflarının, davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, usulüne uygun bir biçimde bir yazı ile veya ilan yolu ile yapılan bir belgeleme işlemidir.1 Tebligat için belgeli teslimat diyebiliriz.

Tebligat işlemi sayesinde davalı açılan davadan haberdar olacak ve kendisini savunma imkanına sahip olacaktır. Bundan dolayı tebligat şeklen usulüne uygun olarak hazırlanmış olmalıdır. Ayrıca usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmalıdır. Tebligat ile ilgili mevzuatta bulunan bütün hükümler kesinlikle uygulanmalıdır, aksi halde usulüne uygun tebliğ yapılmamış olur. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile, delillerin noksansız olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile mümkündür.2 Tebligat evrakının davalıya ulaşabilmesi için davalının gerçek ve doğru olan ad ve soyadı kullanılmalıdır.

Dava ile ilgili olan kişilerin davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması duruşma gün ve saatinin bildirilmesi gerekmektedir.

Asıl olan tebligatın muhataba tebliğ edilmesidir. Tebligat, tebliğ memurunun ve tebellüğ edenin imzasını taşımalıdır. Tebligat Kanunu madde 10’ a göre; tebligat, tebliğ

1 REİSOĞLU, Kemal Notlu İçtihatlı Tebligat Kanunu, Ankara 1959

2 OSKAY, Mustafa , ‘’Tebligat Hukuku İle İlgili Sorunlar ‘’ , Yargıtay Dergisi , Cilt 21 ,Sayı 4, Ekim 1995, s. 500

(2)

yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Ayrıca bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır şeklinde bir düzenleme getirmiştir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının mahkeme veya icra dairesi tarafından tespiti halinde bir istisna oluşmakta ve muhatabın MERNİS adresi olması koşulu ile ilk tebligat bilinen en son adres yerine MERNİS adresine doğrudan fakat Tebligat Kanunu madde 21/2 hükmüne göre çıkartılmaktadır.

Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Tebligat Kanunu madde 11’ de vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanunu’nun3, “kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır “ diyerek vekile tebligat bu şekilde düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu4 ve Tebligat Tüzüğü’nde Türkiye’den yabancı ülkelere ve yabancı ülkelerden Türkiye’ye yapılacak tebligata ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Bu hükümler yanında, tebligat konusunda Türkiye ile yabancı ülkeler arasında iki taraflı veya çok taraflı sözleşmeler mevcuttur.5 Sözleşme bulunmayan durumlarda ise tebligat işlemleri, milletlerarası nezaket kuralları çerçevesinde yürütülmektedir.

II. Yurt Dışında Bulunan Bir Kişiye Yapılan Tebligat

Yurt dışında bulunan bir kişiye yurt dışı tebligatı yapılır. Ancak bu durum oldukça uzun ve zaman alıcı bir yoldur. Bu yüzden yurt dışına tebligat hukukçuların korkulu rüyasıdır diyebiliriz. Örneğin Avusturya’da 3-4 ay, Belçika’da 3-4 ay, Brezilya’da 12- 18 ay, Bulgaristan’da 9 ay, İngiltere’de 4 ay, Danimarka’da 3-4 ay, Finlandiya’da 3 ay, İsviçre 3-4 ay, Türkiye’de 6 aylık süre zarfında yapılmaktaydı.6 Bu durumu gören Avrupa Birliği soruna köklü bir çözüm bulmak amacı ile 29 Mayıs 2000 tarih ve

3 Yürürlükten kaldırılmıştır.

4 Resmi Gazete’de 7201 Sayılı Kanun olarak 19/ 02/ 1959 ‘ de yayımlanmıştır.

5 ÇELİKEL, Aysel, Milletlerarası Özel Hukuk, Genişletilmiş 6. Bası, İstanbul 2000, s. 312

6 GEIMER, Gregor, Neuordnung des Internationalen Zustellungsrecht, Berlin 1999

(3)

2000/1348 sayılı Tüzüğü kabul etti. Böylece tebligat konusundaki problemler ve zaman kaybı önemli ölçüde azalmış oldu7.

Yurt dışında bulunan ve tebligat yapılacak kişi, Türk vatandaşı veya yabancı devlet vatandaşı olabilir. Tebliğ işlemi muhatabın Türk vatandaşı veya yabancı devlet vatandaşı olması esasına göre esas itibarıyla farklılık gösterir.

A. Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarına Tebligat

Tebligat Kanunu madde 25 uyarınca” yabancı memlekette tebliğ o memleketin yetkili makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister denilmektedir.” “Ayrıca yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak ise, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu vekalet vasıtasıyla Dışişleri Bakanlığına, oradan da memuriyet havzası nazarı itibara alınarak ilgili Türkiye Elçiliğine veya Konsolosluğuna gönderilir” şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. Ek fıkra ile “Dışişleri Bakanlığının aracılığına gerekli görülmeyen hallerde tebligat evrakının, ilgili Bakanlıkça doğrudan doğruya o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya Başkonsolosluğuna gönderilebilir” şeklinde bir düzenleme yapmıştır.

Siyasi temsilcilik aracılığıyla yabancı ülkedeki Türk vatandaşlarına tebligat ise madde 25/ a ile düzenlenmiştir. Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı ise tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir. Bu halde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapacaktır. Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir. Ancak 7021 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesine eklenen ek fıkra ile8 daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan

7 Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni , Prof. Dr. Aysel ÇELİKEL ‘e Armağan, Sayı 1-2 , İstanbul 1999- 2000 , s.249-262

88 7021 sayılı Tebligat Kanunu, Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti başlıklı 35.madde , ek fıkra 6099 sayılı , 11.1.2011 tarihli ,m.9/ Yürürlük/m.18ç

(4)

adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır şeklinde bir düzenleme getirilmiştir. Yeni düzenlemenin adres kayıt sistemi ile anlatmak istediği MERNİS adresi sistemidir. Bu ek fıkra ile zaten kullanılmakta olan MERNİS yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarına tebligat uygulamasında da yer bulmaktadır. Getirilen bu yeni düzenleme ile yurt dışında bulunan Türk vatandaşları bakımından 35. maddenin uygulama alanı belirlenmiş olup, daha önce yurt dışında kendisine tebligat yapılan kişinin adres değişikliğini belirtme yükümlülüğü getirilmiştir. Kendisine usulünce tebligat yapılan kişi adres değişikliğini belirtmediği takdirde daha önce adres kayıt sistemindeki adrese bakılacaktır. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının da adres kayıt sisteminde açık adresleri tutulmaktadır.9

Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. Muhatap Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır.

Evrak bekletilmeksizin merciye iade edilir.

Ek fıkra ile bu maddeye göre kazaî merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilir.

Tebligat Kanunu madde 26 ise anlaşmalar hükümleri ve mütekabiliyet esasları saklı kalmak şartıyla, Türkiye'de mukim yerli ve yabancı şahıslara tebliğ edilmek üzere yabancı bir memleketin elçiliğinden veya havzasında bulunduğu valilik kanalı ile konsolosluğundan Dışişleri Bakanlığına tevdi olunan evrak, ilgili vekalet kanalı ile yetkili merciye gönderilir ve tebliğ muamelesinin ifasını mütaakip tasdikli olarak aynı yollardan iade edilir diyerek Türkiye’deki elçilik veya konsolosluklardan tevdi olunan tebligat evrakını düzenlemiştir.

Aynı zamanda yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarına iki taraflı veya çok taraflı sözleşme hükümleri ya da uluslararası adli yardımlaşma kuralları çerçevesinde de tebligat yapılması mümkündür. Ancak bu yolla yapılan tebligatın mutlaka yabancı devletin yetkili makamı aracılığıyla yapılması ve evraka tercüme eklenmesi gerekir.

9 < ‘’http://www.e-uyar.com/portal_KanunBilgilendirmesi.aspx?HaberId=11 ‘’ erişim tarihi 20.10.2014 >

(5)

B. Yurt Dışında Resmi Bir Görevle Bulunan Türk Vatandaşlarına Tebligat

Yabancı bir memlekette resmi bir vazife ile bulunan Türk memurlarına tebligatın, Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla yapılacağı Tebligat Kanunu madde 27 ile düzenlenmiştir.

Yabancı memleketlerde bulunan askeri şahıslara yapılacak tebligat bağlı bulundukları Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Kumandanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı vasıtasıyla yapılacaktır. Tebligat Tüzüğü’nde de bu hususlara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.

C. Türkiye’de Bulunan Yabancı Devlet Diplomatik Temsilcileri İle Bu Temsilciliklerde Çalışan Türk Vatandaşlarına Tebligat

Diplomatik ayrıcalığı bulunan misyon mensupları ile elçilik veya konsolosluklarda görevli kişilerle ilgili dava ve icra takiplerinde, Türkiye’nin de taraf olduğu Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin10 22,30,31 ve 37. madde hükümleri ile Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin11 hükümleri göz önünde tutulmalıdır. Birleşmiş Milletler’e yapılacak tebligatlarda ise, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletlerin Ayrıcalık ve Muafiyetleri’ne Dair Sözleşmenin12 hükümleri dikkate alınmalıdır. Yabancı misyonlara ve Birleşmiş Milletler temsilcilik ve kuruluşlarına karşı yürütülecek tebligat işlemleri Dış İşleri Bakanlığı aracılığı ile yapılır.

Yabancı devlet temsilciliklerinde çalışan Türk Vatandaşlarına tebligat ise , çalıştıkları yabancı devlet temsilciliği adresinde tebligat ;Tebligat Kanunu hükümlerince yapılsa da, muhatabın tebligatı almaması ya da adresinde bulunamaması halinde , yabancı devletin Büyükelçilik veya Başkonsolosluk binaları ve diğer çalışma yerleri diplomatik dokunulmazlığa sahip olduğundan Kanunun diğer özel hükümlerine göre

10 Resmi Gazete ‘de 24/ Aralık / 1984 tarihinde 84/8724 Karar Sayısı ile yayımlanmıştır.

11 Resmi Gazete’ de 27/ Eylül7 1975 tarihinde 7/ 10222 Karar Sayısı ile yayımlanmıştır.

12 Resmi Gazete ‘de 21/03/ 1950 tarihinde 7462 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(6)

işlem yapılamaz. Bu sebeple yabancı devlet temsilciliklerinde çalışan Türk Vatandaşlarına veya diplomatik ayrıcalığı olmayan diğer kişilerle ilgili dava ve icra takiplerinde, tebliğ evrakının diplomatik kanaldan ilgili yabancı devlet temsilciliğine iletilmek üzere Bakanlığa gönderilmesi gerekmektedir.

III. Milletlerarası Sözleşmeler Çerçevesinde Yurt Dışına Yapılacak Tebligat

7021 sayılı Tebligat Kanunun 25, 26, 27. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü’nün 36 ile 45’nci maddeleri Türkiye’den yabancı ülkelere ve yabancı ülkelerden Türkiye’ye yapılacak tebligata, yani milletlerarası tebligata ilişkin hükümler içerir.13

Bu çerçevede Türkiye, tebligat veya tebligatı da içeren adli yardım konusunda bazı ülkelerle ikili sözleşmeler yapmış ve aynı zamanda çok taraflı milletlerarası sözleşmelere de taraf olmuştur. İki taraflı veya çok taraflı sözleşmelere katılmayan ülkeler arasında milletlerarası tebligat işlemleri , milletlerarası karşılıklı nezaket ve yardımlaşma kuralları çerçevesinde yürütülmektedir. Ancak Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan 63/3 nolu Genelgeye göre mevzuattaki değişiklikler ve uygulamada karşılaşılan sorunlar dikkate alınarak 01.03.2008 tarihli ve 63/1 sayılı Genelge’nin14 tebligata ilişkin hükümleri yerine Uluslararası alanda Uluslararası Adli Tebligat İşlemleri konulu genelge yürürlüğe girmiştir.

A. İki Taraflı Sözleşmeler Çerçevesinde Tebligat

Türkiye’nin iki taraflı sözleşme yapmış olduğu birçok ülke bulunmaktadır.

Tebligatın yapılacağı ülke ile Türkiye arasında bu konuda yalnız iki taraflı bir anlaşmanın bulunması halinde tebligat, tarafları bağlayan bu iki taraflı anlaşma hükümlerine göre yapılacaktır. İki taraflı adli yardımlaşma anlaşmalarına göre yapılacak tebligat talebinde; evrak Türkçe düzenlenir, talep edilen devletin dilinde veya anlaşmada yazılı dillerden birinde yapılmış onaylı tercümeleri eklenir. Türkiye ile tebligatın yapılacağı devlet arasında aynı zamanda ikili anlaşma ve çok taraflı sözleşme

13 NOMER Ergin, Devletler Hususi Hukuku , 19. Bası , İstanbul 2011 , s. 435

1401/03/2008 tarih ve B.03.0.UİG.0.00.00.06/010.06.02/1-1 sayılı 63/1 numaralı Genelge

(7)

varsa, kural olarak çok taraflı sözleşmenin uygulanması; ancak ikili anlaşmada çok taraflı sözleşmelere nazaran tebligatı kolaylaştıran ayrı ve özel bir hükmün bulunması halinde ikili anlaşma hükümleri uygulanmalıdır.Tereddüt halinde ise yine ikili anlaşmaya göre işlem yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.15

B. Çok Taraflı Sözleşmeler Çerçevesinde Tebligat

Türkiye çok taraflı sözleşmelere de taraf olmuştur. Bu sözleşmelerden ilki 1 Mart 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair La Haye Sözleşmesi 16 olup, bu sözleşme ile yurt dışına tebligatın yanında istinabe, teminat , adli müzaheret gibi diğer usul ile ilgili konuları da düzenlemektedir.

Tebligat konusunda çok taraflı ve geniş uygulama alanı olan 15 Kasım 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair La Haye Sözleşmesi’ne17 Türkiye taraf olup bu sözleşme ile tebligatın daha çabuk ve daha kolay yapılmasını sağlamak amaçlı düzenlemeler yer almaktadır.

1954 tarihli Sözleşmeye göre tebligat usulü genelge18 ile düzenlenmiştir.

Sözleşmeye taraf devletlerden bazıları Almanya, Avusturya, İsviçre, İsveç Danimarka’dır. Türkiye, Sözleşmenin 6. maddesine koyduğu çekince ile bu maddede bildirilen tebliğ usullerini reddetmiştir. Ancak diplomatik memurlar veya konsolosluk görevlilerinin, sadece kendi vatandaşlarına tebliğ yapabileceğini kabul etmiştir.

Sözleşmenin 1 ve 7. maddelerine düzenlenen tebligat hükümlerine göre Sözleşme kapsamında yabancı devlet yetkili makamlarına gönderilecek tebligat talebine esas olmak üzere, talep eden makamın adı, olayın mahiyeti, tarafların isim ve adresleri, talebin yerine getirilmesi için gerekli diğer bilgilerin yer aldığı talep yazısı ve ekindeki belgeler iki nüsha düzenlenip yabancı devletin diline tercüme edilmiş onaylı örnekleri Bakanlığa gönderilmesi gerekmektedir. Talep yazısı, talep eden makam tarafından düzenlenerek imzalanır ve resmi mühür taşır.

15 OSKAY, Mustafa , ‘’Tebligat Hukuku İle İlgili Sorunlar ‘’ , Yargıtay Dergisi , Cilt 21 ,Sayı 4, Ekim 1995, s. 501

16 Resmi Gazete 23.05.1972, Sayı 14194

17 Resmi Gazete 17-06-1972, Sayı 14218

18 Hukuki Alanda Uluslararası Tebligat İşlemleri 16/ 11/ 2011 tarihli düzenlemesi.

(8)

1954 tarihli Sözleşmenin 1 ve 7. maddeleri arasında tebligat konusu düzenlenmiştir.

Ancak 1965 tarihli Sözleşme, her iki Sözleşmeye taraf olan devletler arasında özel nitelikte hükümler taşımaktadır. Bu nedenle anılan Sözleşmelere taraf olan devletler bakımından tebligat işlemleri 1965 tarihli Sözleşmeye göre yerine getirilir.

1965 tarihli Sözleşmede kabul edilen tebligat yöntemi kural olarak merkezi makam aracılığı ile olup 8. madde ile taraf devletlere konsoloslukları aracılığı ile sadece kendi vatandaşlarına tebligat yapma imkanı sağlamaktadır. Sözleşmenin tanıdığı bir diğer tebligat yöntemi de doğrudan posta yolu ile tebligattır. Bu yöntem Sözleşmenin 10.

maddesinde düzenlenmiş olup çekince koymayan devletler açısından geçerlidir.

Sözleşme’nin 10/a maddesi uyarınca devletler ülkelerindeki muhataplara doğrudan posta yolu ile tebligatı kabul etmişlerdir. Buna göre tebliği çıkaracak yetkili mercii tarafından tebliği istenen belgelerin Türkçesi ile muhatabın dilinde yapılmış çevirisi talepname ekinde Bakanlık aracı kılınmaksızın iadeli taahhütlü posta yolu ile doğrudan muhatabın adresine gönderilebilir.

1965 tarihli Sözleşmeye göre tebligat usulünden bahsedecek olursak Türkiye Sözleşmenin 8 ve 10. maddelerine çekince koyarak, diplomatik memurların ve konsolosluk görevlilerinin sadece kendi vatandaşlarına tebliğ yapabilme yetkilerini kabul etmiş ve 10.maddede belirtilen tebliğ usullerini ise reddetmiştir.10. maddeye çekince koymayan devletlere bu sözleşme, adli belgelerin yabancı ülkedeki kişilere doğrudan doğruya ulaştırılması konusunda muhtariyet tanımıştır. Ancak Almanya, Çek Cumhuriyeti, Kıbrıs, Norveç, İsviçre, Polonya, Türkiye gibi ülkeler çekince koyarak bu hükmün uygulanmasına engel olmuşlardır. Japonya, İngiltere, İsrail bu maddedeki çekincelerini kaldırmışlardır.

Sözleşmenin 2. maddesi uyarınca, tebligatın daha çabuk ve kolay yapılmasını sağlamak, taraf devletlerin tebliğ taleplerini kabul etmek ve 3 ile 6. maddeleri hükümlerine göre işlem yapmak amacıyla taraf devletlerde Merkezi Makamlar ihdas edilmiştir. Bakanlık Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü anılan Sözleşmenin uygulanmasında Merkezi makam olarak görev yapmaktadır.

Bu makam 2992 sayılı Adalet Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkındaki Kanun’un 13/ A

(9)

maddesinde düzenlenmiştir. Uluslararası Antlaşmalar ve belgelerle ilgili olarak, gerektiğinde Bakanlığın ilgili diğer birimlerine de danışarak görüş bildirmek, yapılan çalışmalara ve görüşlere katılmak, bu anlaşma ve belgeleri Türkçe’ye çevirtmek, derlemek, arşivlemek gibi görevlerinin yanında adli yardımlaşma, tebligat, istinabe gibi işlemleri yapma gibi görevleri yer almaktadır.

C. Türkiye İle İki Taraflı ve Çok Taraflı Sözleşmelere Taraf Olan Ülkeler Açısından Tebligat

Türkiye tarafından iki taraflı sözleşme yapılan ülkeler aynı zamanda Hukuk Usulüne Dair Sözleşmeye ve 1965 tarihli sözleşmeye taraf olmuşlarsa bu durumda hangi sözleşmeye göre tebligat yapılmalıdır?

1965 tarihli Sözleşmenin 25. maddesinde bu konuya ilişkin hüküm yer almaktadır aynı zamanda Adalet Bakanlığı bu konu ile ilgili tebliğ yayımlamıştır. Yapılan idari nitelikteki bu düzenleme ile yurt dışına yapılacak tebligat, tebligat yapılacak ülke ile Türkiye arasında bu konuda ikili veya çok taraflı bir anlaşma bulunması halinde tebligat ikili anlaşma hükümlerine göre yapılacaktı. Tebligattan amaç adaletin kısa sürede gerçekleşmesini sağlamaktır. Ancak böyle bir düzenlemenin yerinde olduğunu söyleyemeyiz. Örneğin Türkiye ile Almanya arasında19 uzun zaman önce bir ikili anlaşma yapılmıştır. Almanya aynı zamanda 1965 tarihli sözleşmeye de taraf bir ülkedir. Bugün Almanya ya çok taraflı sözleşme hükümlerine göre tebligat yapılacaktır.

Ancak 63/ 3 sayılı Genelge’de belirtildiği üzere ikili anlaşma çok taraflı sözleşmeye nazaran kolay hüküm sağlıyorsa uygulanır şeklinde bir düzenleme getirerek bu olumsuz düzenlemeyi ortadan kaldırmıştır.

D. İkili ve/veya Çok Taraflı Sözleşme Bulunmaması Halinde Tebligat Usulü

Tebligat talebinin iletileceği devlet ile Türkiye arasında bu konuda herhangi bir anlaşma veya sözleşme yoksa tebliğ, uluslararası adli yardımlaşmanın esasını teşkil eden karşılıklılık ilkesi çerçevesinde 7021 sayılı Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Tebligat Kanunu madde 25 Dışişleri Bakanlığının aracılığına

19 Resmi Gazete 04.06.1930 , Sayı 1511

(10)

gerek görülmeyen hallerde tebligat evrakı, ilgili Bakanlıkça doğrudan doğruya o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya Başkonsolosluğuna gönderilebilir şeklinde bir düzenleme yapmıştır.

SONUÇ

Türkiye Cumhuriyeti 1965 tarihli Sözleşme ‘de yer alan 10. maddedeki çekinceyi kanımca kaldırmalı ve doğrudan doğruya posta yolu ile tebligat yolunu açmalıdır.

Ayrıca günümüz koşulları dikkate alınarak Türkiye’de internet yolu ile tebligat yapılabilmesi için sistem hazırlanmalıdır. İnternet yolu ile uluslararası tebligat yapılabilmesi için 1965 tarihli Sözleşmeye ek bir Protokol hazırlanmalı ve ülkelerin imzasına sunulmalıdır. Bu konu ile ilgili bir anlaşma hazırlanması gerektiğini düşünmekteyim. Elektronik tebligat yapılmasına dair yasal düzenleme 19.01.2013 tarihinden bu yana yürürlüktedir ancak henüz ulusal düzeyde yapılan bir elektronik tebligat bulunmadığından20 uluslar arası bir tebligat yapılması beklenemez. Ancak elektronik tebligat uygulamasına geçilmesinin gelişen ve değişen dünyaya ayak uydurmak bakımından oldukça önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir.

Her ne kadar yasal düzenlemeler ile tebligat süreci kısaltılmak istense de günümüzde bu adımlar yetersiz kalmaktadır. Bu sebeple Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Türkiye’den yurt dışına gönderilecek tebligat konusunda devreden çıkmalı tebligatı yapacak makamlar doğrudan yabancı ülkedeki merkezi makamlara tebligat evrakını göndermesi gerektiği kanısındayım. Bu makam sadece yurt dışından tebliğ edilmek için Türkiye’ye gelen evrakın tebliği işleminde merkezi makam görevini ifa etmeye devam etmelidir. Yapılan yasal düzenlemeler gerçekten uygulamada kullanılabildiği ve günümüz ihtiyaçlarına cevap verdiği ölçüde yararlıdır.

Av. Ekin Tuna

20 <SALGIRTAY, Teoman, Tebligat Kanununda Yapılan Değişiklikler Ve Bir Yargıtay Kararı Işığında ( Yargıtay 12 H.D. E. 32459 K. 2013/ 3328 S.11.02.2013 T. ABD. 2012/3 s.370 vd. ) Tebligat Kanunu Uygulamaları ‘’ http://www.inisiyatif.net/document/91.pdf ‘’ erişim tarihi 17.10.2014>

(11)

KAYNAKÇA

ÇELİKEL, Aysel : Milletlerarası Özel Hukuk, Genişletilmiş 6. Bası, İstanbul 2000, s. 312

GEIMER , Gregor : Neuordnung des Internationalen Zustellungsrecht, Berlin 1999

NOMER, Ergin : Devletler Hususi Hukuku , 19. Bası , İstanbul 2011 , s. 435

Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni ,

Prof. Dr. Aysel ÇELİKEL ‘e Armağan, Sayı 1-2 , İstanbul 1999- 2000 , s.249-262

OSKAY, Mustafa : ‘’Tebligat Hukuku İle İlgili Sorunlar ‘’ , Yargıtay Dergisi , Cilt 21 , Sayı 4, Ekim 1995, s. 500

REİSOĞLU, Kemal : Notlu İçtihatlı Tebligat Kanunu, Ankara 1959

SALGIRTAY, Teoman : Tebligat Kanununda Yapılan Değişiklikler Ve Bir Yargıtay Kararı Işığında ( Yargıtay 12 H.D. E. 32459 K. 2013/ 3328 S.11.02.2013 T. ABD.

2012/3 s.370-403) Tebligat Kanunu Uygulamaları ‘’

http://www.inisiyatif.net/document/91.pdf ‘’ erişim tarihi 17.10.2014

http://www.e-uyar.com/portal_KanunBilgilendirmesi.aspx?HaberId=11 ‘’ erişim tarihi 20.10.2014

Referanslar

Benzer Belgeler

Uluslararası İnsancıl Hukuk, söz konusu savaş veya silahlı çatışmalar sırasında uygulanması gereken kuralları koyan hukuk dalıdır.. Carl von Clausewitz gibi

(1) Bir yargının İstenilen Devlet tarafından yerine getirilmesi, ancak, hakkında ceza yargısı verilmiş olan eylemin, bu Devlet ülkesinde işlenmiş, olması halinde kendi

Eğer hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak

Son olarak, Chicago Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesi’nin 11, 12 ve 15 nolu Ekleri ile uçuş güvenliği amacıyla Hava trafik denetimi hizmeti, Uçuş bilgi

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) anonim şirketler hukuku dairesinde yönetim kurulunun ibrası kurumu ise şirket yönetim kurulunun ilgili hesap dönemi sonunda genel

29-32 (Maluwa, Chiu’ya da atıfla, otomatik ardıllığı kabul etmemekte ve tıpkı Chiu gibi bu durumun bir uygunluk veya zaruretten kaynaklandığını.. Uluslararası örgütler

Müracaatta bulunulan adlî veya idarî makam, müracaattan itibaren 6 hafta içinde karar vermezse, talep eden veya talep edilen Devletin merkezî makamı kendi girişimi

Doğu Karadeniz Dağları’nın incelenen bölümünde Pleistosen buzullaşmasından arta kalan aktüel buzulların görüldüğü bir diğer alan da Bulut-Altıparmak