• Sonuç bulunamadı

I. ULUSLARARASI COĞRAFYA ÇALIŞMALARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "I. ULUSLARARASI COĞRAFYA ÇALIŞMALARI"

Copied!
21
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Yuzuncu Yıl University, Department of Geography Baku State University, Department of Geography Tiflis State University, Geology and Geography Faculty

I. ULUSLARARASI

COĞRAFYA ÇALIŞMALARI

(Pleistosen ve Günümüzde Anadolu ve Kafkaslar’ da Yüksek Dağlık Alanlar)

SEMPOZYUMU

THE SYMPOSIUM OF FIRST INTERNATIONAL STUDIES OF GEOGRAPHY

(The Mountainous Areas of Caucasus and Anatolia On Pleistocene and today)

09-13 June 2003

Y.Y.U. VAN / TURKEY - 2006

(3)

Bu kitap, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Coğrafya Bölümü, Bakü Devlet Üniversitesi Coğrafya Fakültesi ve Tiflis Devlet Üniversitesi Jeoloji ve Coğrafya Fakültesi’nin 9-13 Haziran 2003 tarihlerinde, Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde ortaklaşa düzenlediği “I.

ULUSLAR ARASI COĞRAFYA ÇALIŞMALARI (Pleistosen ve Günümüzde Anadolu ve Kafkaslar’ da Yüksek Dağlık Alanlar) SEMPOZYUMU” bildirilerinden oluşmaktadır.

(4)

Yuzuncu Yıl University, Department of Geography Baku State University, Department of Geography Tiflis State University, Geology and Geography Faculty

I. ULUSLARARASI

COĞRAFYA ÇALIŞMALARI

(Pleistosen ve Günümüzde Anadolu ve Kafkaslar’ da Yüksek Dağlık Alanlar)

SEMPOZYUMU

THE SYMPOSIUM OF FIRST INTERNATIONAL STUDIES OF GEOGRAPHY (The Mountainous Areas of Caucasus and Anatolia On Pleistocene and today)

09- 13 June 2003

Editors

Ali Fuat DOĞU Orhan DENİZ

Y.Y.U. VAN TURKEY - 2006

(5)

Head of The Symposium

Prof. Dr. Ali Fuat DOĞU

The Symposium Co-ordinators

Prof. Dr. Ali Fuat Doğu

Doç. Dr. Galib Kerimov Prof. Dr. Ramin Gobejishvili Prof. Dr. Museyib Museyibov

Prof. Dr. Bayram Aleskerov

Technic Redaction and Orthography

Yrd. Doç. Dr. Orhan Deniz

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Saraçoğlu

Lid

Yrd. Doç. Dr. Orhan Deniz

Secretary

Arş. Gör. Ebru Akköprü

(6)

DOĞU KARADENİZ DAĞLARI’NIN GLASYAL MORFOLOJİSİ

Çiçek, i*., Gürgen, G*., Tunçel, H**., Doğu, A. F***.

* Ankara Üniversitesi

**Fırat Üniversitesi

*** Yüzüncü Yıl Üniversitesi

Özet

Doğu Karadeniz Dağları uygun jeomorfolojik–klimatolojik koşullar nedeniyle Pleistosen’de yoğun şekilde buzullaşmaya uğramıştır. Bunun izleri 1800-2000 m.den yüksek vadilerinde yaygın olarak görülmektedir. Yöredeki Pleistosen klimatik (bölgesel) kalıcı kar sınırı 2600 m.dir. İncelenen dağlık alan üzerinde barındırdığı 10 adet aktüel buzul ile ülkemizin önemli bir buzullaşma alanını oluşturmaktadır. Yöredeki aktüel buzullaşma sınırı 3000-3100 m civarındadır.

Abstract

Due to the proper geomorphologic and climatologic conditions, glaciers developed at Eastern Black Sea Mountains in Pleistocene. Traces of these glaciers are seen in valleys with 1800-2000 m height. In this region, the Pleistocene climatic permanent snow line is 2600 m. The investigated region is an important glacial area of Turkey with 10 recent glaciers. The recent permanent snow line of the area is about 3000-3100 m.

Giriş

Anadolu, coğrafi konumu nedeniyle doğal olarak Pleistosen’deki buzullaşmadan, Kuzey Avrupa’ya göre, çok daha az etkilenmiştir. Ancak yine de ülkemizin yüksek dağlık kesimlerinde Pleistosen’e ait buzul topografyası şekilleri azımsanmayacak ölçülerdedir. Fakat ülkemiz aktüel buzullar bakımından zengin değildir, sadece Ağrı (5137 m.) Cilo (Buzul) Dağı (4116 m.), Süphan (4058 m.), Kaçkar (3932 m.), Erciyes (3917 m.) Karadağ (3331 m) gibi az sayıdaki yüksek dağlık alanda aktüel buzul vardır.

(7)

29 Doğu Karadeniz Dağları ülkemizi kuzeyden kuşatan dağ sırasının en yüksek kesimini oluşturur. Samsun gerisinde yüksekliği 2000 m civarında olan bu dağ sırası Orta Karadeniz Bölümü’nden doğuya gidildikçe yükselmeye başlar ve Kaçkar Dağları’nda en yüksek seviyesine ulaşır. Kaçkar Dağı’ndan daha doğuya doğru gidildikçe yükseklik tekrar alçalmaya başlar. Orta Karadeniz Bölümü’nde batı-doğu yönlü uzanışa sahip olan dağ sırası doğuya gidildikçe yön değiştirir ve güneybatı-kuzeydoğu yönlü bir uzanışa sahip olur. Doğu Karadeniz Dağları’nın bu en yüksek kesimi çalışma alanımızın konusunu oluşturmaktadır (Şekil:1). Bu kesimde Doğu Karadeniz Dağları kıyı gerisinde birden bire yükselerek yaklaşık 20-30 km mesafede 3000 metrenin üzerine çıkar.

Dağların uzanış yönü, kıyı gerisinden itibaren hızla yükselmesi, yüksek yarılma derecesi, hava kütlelerinin geliş yönü ve buna bağlı sıcaklık ve yağış koşulları Pleistosen’de buzul topografyasına ait şekillerin oluşmasını sağlamış, oluşan buzulların küçük bir bölümü ile buzul şekilleri günümüze kadar ulaşmıştır.

Şekil 1: İnceleme alanın yeri ve sınırları

Bu çalışmada Doğu Karadeniz Dağları’nın 4 büyük dağ kütlesi incelenmiştir.

Bunlar batıdan doğuya doğru sırası ile Üçdoruk (Verçenik), Göller (Hunut), Kaçkar ve Bulut-Altıparmak dağlarıdır (Şekil:2-4-5-6-7). İnceleme alanının kuzey kesimi Fırtına

(8)

Deresi havzasının yukarı kesimini oluşturmaktadır. Güney kesim ise Çoruh havzası içerisinde kalmaktadır.

Şekil 2: Doğu Karadeniz Dağları’nda incelenen dağlık alanların konumları.

Doğu Karadeniz Dağları’nda Pleistosen Buzul Şekilleri

Bu çalışmada 4 dağ ünitesinde toplam 18 adet buzul vadisi incelenmiştir. Buzul vadilerinin topografik konumları incelendiğinde, Hastaf ve Dübe Buzul Vadileri dışında hepsi dağın kuzey yamaçlarında bulunmaktadır. Dağın kuzeyinde bulunan buzul vadilerinin uzanışı genelde güneyden kuzeye doğrudur. Ancak doğuya doğru gidildikçe dağların genel uzanışına bağlı olarak buzul vadilerinin uzanışı da güneydoğu-kuzeybatı yönüne döner. Bu uzanış üzerinde buzullaşma öncesindeki havzanın hidromorfolojik özellikleri ile dağların orografik uzanışı önemli rol oynamıştır. İnceleme alanındaki en uzun buzul vadisi 12 km uzunluğundaki Elevit teknesidir (Şekil 5). Ancak, incelenen buzul vadilerinden 4 tanesinin uzunluğu 10 km yi aşmaktadır. Buzul vadilerinden 5 tanesinin uzunluğu 5 km’den az, 9 tanesinin ise 5 ile 10 km arasındadır (Tablo:1). Doğu Karadeniz Dağları’nın incelenen bölümündeki buzul vadilerinin ortalama uzunluğu ise

(9)

31 yaklaşık 7 km dir (Foto:1). Buzul vadilerinin ortalama eğimleri genellikle % 10 ile 15 arasında değişmektedir. Ancak ortalama eğimin % 20’ye yaklaştığı vadiler de vardır.

Vadilerin uzunlukları arttıkça ortalama eğimleri azalmaktadır. Buzul vadilerinin yukarı kesimlerinde, özellikle sirkler bölümünde eğim çok daha fazla iken aşağı kesimlerine doğru indikçe azalır. Eğim kırıklıklarının görüldüğü yerlerde cilalı ve çizikli yüzeylere rastlanmaktadır.

Buzul vadileri taban yükseltileri 3400 ile 2800 m arasında değişen sirklerle başlamaktadır. Sirkler, yamaç ve sürgülerin çok belirgin olduğu basamaklı bir yapıdadır.

Basamakların oluşmasında buzulların aşamalı olarak geri çekilmesinin rolü olmakla birlikte yapısal farklılıkların da önemli bir payı vardır. Sirkler bakı koşulları nedeniyle daha çok kuzeye bakan yamaçlar üzerinde yer almaktadır. Güney yamaçlarda ise az sayıda sirk bulunmaktadır (Şekil 4-7). Bunlar daha çok nivasyon sirkleri şeklindedir ve çoğunlukla ana buzul vadisine bağlanamamakta, asılı sirk karakteri göstermektedir. Aynı özelliği güneşlenme süresinin farklılığı nedeniyle güney-kuzey yönlü vadilerde de görmek mümkündür. Bu buzul vadilerinin doğuya bakan yamaçlarında batı yamaçlarına oranla sirkler çok daha fazladır. Sirk tabanlarında büyüklü küçüklü pek çok göl bulunmaktadır.

Foto 1: Tekne yapısı ile Palovit vadisi Doğu Karadeniz Dağları’ndaki karakteristik buzul vadilerinden biridir.

Buzul vadileri dağların bakı koşullarına ve yarılma derecelerine göre 1800-2000 metreler civarında sonlanırlar. Buzul vadilerinin sonlandığı kesimlerde tekne vadi (U) profilinden fluvial vadi (V) profiline geçiş belirgindir. Yine, buralarda vadilerin boyuna profilindeki belirgin eğim kırıklığı buzul vadisinin sonlandığını gösterir.

(10)

İncelen buzul vadilerin bir kısmında (Hacıvanak, Palovit, Verçenik, Avucur vadileri), iki farklı seviyede yan moren sırası saptanmıştır (Şekil 4-5-7). Bunlar, yörede iki dönem buzullaşma oluştuğunu göstermektedir. Ancak yörede buzullaşma dönemleri konusunda mutlak yaş tayinleri yapılamadığından buzullaşma safhalarının hangi dönemlere ait oldukları tam olarak belirlenememiştir. Ancak, moren sıralarındaki tazelik, içlerindeki ince unsurların yıkanmamış olması gibi morfolojik gözlemler bunların çok yeni olduklarını düşündürmektedir. Bu nedenle yöredeki buzullaşmanın Würm’deki farklı fazlara ait olduğunu kabul etmek pek yanlış olmaz. Ülkemizde buzul morfolojisi üzerine yapılan çalışmaların pek çoğunda buzullaşmaların Würm dönemine ait olduğu belirtilmektedir. Bu değerlendirmeler de yörede buzullaşma yaşının Würm’e ait olabileceği şeklindeki yargıları kuvvetlendirmektedir.

Dağın Adı Vadi Adı

Vadinin Uzanış

Yönü

Vadi Uzunluğu

(km)

Sirk Taban Yüksekliği (m)

Pleistosen Kalıcı Kar Sınırı (m)

KAÇKAR

Hastaf GB-KD 5 3100-3400 2835

Dübe GB-KD 5 3100-3200 2725

Çeymakcur G-K 3 2750-2800 2675

Kavran G-K 7 2850-2900 2635

GÖLLER

Elevit G-K 12 3000-3200

2525

Hacıvanak GD-KB 4.5 3100

Trovit G-K D-B 10,5 3050

Palovit G-K 11 3000-3050 2600

ÜÇDORUK

Tatos G-K 7,5 2850-3000 2650

Sarincof G-K 3,5 2800 2775

Verçenik G-K 10 2800-2900 2640

Çermec-Cimil GB-KD 9,5 2580

ALTIPARMAK

Palakcur GD-KB 4,5 2900 2550

Avucur GD-KB 6,5 2900 2645

Kaçkar GD-KB 8,5 2900 2470

Boconus G-K B-D 4 2830-2880

Topluca G-K 6 2800 2385

Ergusu G-K 7 2850 2530

Tablo 1: İncelen buzul vadilerinin topografik özelikleri

Yörede, Pleistosen’e ait klimatik (bölgesel) kalıcı kar sınırı yaklaşık 2600 m. dir (Şekil:3, Tablo:2). Ancak, yöredeki buzul vadilerinin klimatik kar sınırları hesap edildiğinde kalıcı kar sınırının 2385 ile 2835 metre arasında değiştiği görülür. Bunda özellikle vadilerin yarılma derecesi ile bakı koşulları önemli rol oynamaktadır. Bakı

(11)

33 koşullarının etkisi ile özellikle dağın kuzey ve güney yamacı kalıcı kar sınırının farklılışmasına neden olmaktadır. Dağın güney yamacındaki Hastaf Buzul Vadisi’nde kalıcı kar sınırı 2835 m, Dübe Buzul Vadisi’nde ise 2725 m.dir. Bu sınır dağın kuzey kesimindeki Topluca Buzul Vadisi’nde 2385 m.ye kadar iner. Yani bakı koşulları Pleistosen kalıcı kar sınırının 350 metreden daha fazla değişmesine neden olmuştur.

Dikkati çeken bir diğer nokta ise kuzey kesimde incelenen alan içerisinde, batıdan doğuya doğru gidildikçe kalıcı kar sınırının alçalmasıdır. Bunda, dağın kuzeydoğuya doğru yönelmesi önemli bir rol oynamaktadır. Dağın uzanışındaki değişiklik doğuya doğru gidildikçe denizel koşulların etkisinin artmasını sağlamış, bu da, kalıcı kar sınırın alçalmasına neden olmuştur.

Şekil 3: Doğu Karadeniz Dağları’nda Pleistosen ve aktüel kalıcı kar sınırları

Dönem Pleistosen Günümüz

Kalıcı Kar Sınırı (m) 2600 3000-3100 Buzul Dili (m) 2000 3000-3100

Tablo 2: Doğu Karadeniz Dağları’nda Pleistosen ve aktüel kalıcı kar sınırları

(12)

Doğu Karadeniz Dağları’nda Aktüel Buzullar

Doğu Karadeniz Dağları ülkemizin az sayıda aktüel buzul barındıran alanlarından biridir. Doğu Karadeniz Dağları’nın incelenen bölümü aktüel buzulların en yoğun olarak bulunduğu bölümüdür. Bu alanda aktüel buzullar bakımından en önemli alan Kaçkar Dağları’dır. Bu alanda da Kavran Buzul Vadisi barındırdığı 5 adet buzulla dikkatleri üzerine toplamaktadır. Kaçkar Dağı’nın kuzeybatısında yer alan vadi, güneyden kuzeye doğru uzanır. Kavran Buzul Vadisi’nin en önemli kolu, Kaçkar Dağı zirvesinin kuzeybatısında, içerisinde gelişkin aktüel buzulların varlığı ile dikkati çeken bölümdür.

Bu vadi kökündeki sirklerin içerisinde irili ufaklı 5 tane buzul bulunur. Söz konusu buzullardan birbirine çok yakın mesafelerde bulunan dördü, Kaçkar doruğunun kuzeybatısına yerleşmiştir (Foto 2). Diğer buzul ise doruğun kuzeydoğusundaki başka bir sirk içindedir (Şekil:6). Kuzeydoğudaki bu buzulun dili 3200 m.dedir. Vadi buradan itibaren buzul dilinin önünde düzenli sıralar halinde genç cephe morenleri ve hörgüç kayalarla devam ederek bir eşikle diğer buzulların oluşturduğu vadiye kavuşur.

Foto 2: Kaçkar doruğunun (3932 m), kuzeyindeki buzullar ile bunların önündeki genç moren depoları.

Kaçkar doruğunun kuzeybatısındaki buzulların boyutları ve dillerinin ulaştıkları seviyeler farklıdır. Bunlardan en uzun olanı 1250-1300 m uzunluğunda ve bu sistem içerisindeki tek vadi buzuludur. Dik bir yamaç önünde, tipik bir geri yarığı ile 3600 m.den başlayan bu buzul, 3000 m.ye kadar iner. Buzul dilinin son 100 m.si yamaçlardan dökülen enkaz örtüsü ile kaplanmıştır. Diğer buzullar vadi buzulunun doğusunda ve

(13)

35 batısında yer alırlar. Batıda yer alan buzulun dili ise 3100 m.ye kadar iner. Erinç’e göre (1949), kuzeydeki III nolu buzulun dili 3000 m, vadi buzulu (I nolu) 2850 m, vadi buzulunun doğusundaki II nolu buzul 2940 m, vadi buzulu batısındaki buzulun dili ise 2900 m.dir. Batıda yer alan buzul ile vadi buzulu arasında küçük bir buzul daha vardır.

Buradaki buzulların önünde genç moren yığınları geniş bir alan kaplayan büyük bir set oluşturur. Moren yığınları önündeki bir eşikten sonra vadi, Pleistosen buzullaşmasından arta kalan yan moren sıraları, hörgüç kayalar, cilalı yüzeyler ve bir gölden oluşan çeşitli şekil gruplarıyla devam ederek asılı şekilde Kavran tekne vadisine kavuşur.

Kaçkar Dağı’nın güney yamacında yer alan sirkler içerisinde de birbirinden farklı büyüklükte aktüel buzullar yer almaktadır. Bunlardan büyük olanı, kuzeye bakan yamaca yamanmış, eğimi fazla bir sirk içersindedir (Şekil:6). Yalçınlar (1951)’ın Krenek’ten nakline göre 3700-3550 m.ler arasında bir buzul yer alır. Buzulun hemen kuzeyinde bulunan doğu-batı yönlü küçük bir asılı buzul vadisinin sirk kısmında yer alan diğer buzul ise 3500-3480 m.lerdedir. Bu buzulun önünde küçük bir dil çanağı gölü de vardır.

Kaçkar Dağı ünitesindeki bir diğer buzul dağın doğuya bakan yamaçlardaki sirklerle başlayan Dübe Buzul Vadisi’ndedir. Bu vadinin kökünde, taban seviyesi 3130 m olan sirkin kuzeye bakan yamacında küçük bir buzul vardır.

Doğu Karadeniz Dağları’nın incelenen bölümünde Pleistosen buzullaşmasından arta kalan aktüel buzulların görüldüğü bir diğer alan da Bulut-Altıparmak Dağı’dır.

Aktüel buzullardan bir tanesi Avucur Buzul Vadisi’nin kök kısmında kuzeye bakan sirk içerisinde yer almaktadır (Şekil:7). Bu sirk Altıparmak Dağı’nın en yüksek zirveleri tarafından çevrelenmektedir. Bu sirk alanındaki üç küçük sirkten ortadaki içerisinde küçük bir buzul vardır. Buzulun önündeki kaya buzulları çok belirgindir. Bir diğer aktüel buzul yukarıda belirtilenin buzulun doğusunda bulunan bir sirk içerisinde yer almaktadır.

Bu buzul Lazgediği Tepe’nin (3353 m) batısında kuzeydoğuya bakan bir sirkin içerisinde, sirk yamacında kadar çekilmiştir. Buzulun geri yarığı çok belirgindir. Buzulun önünde belirgin cephe morenleri bulunmaktadır. Buzul belirgin bir eşikle Libler Gölü’nün de içerisinde yer aldığı sirk tabanına açılmaktadır.

Pleistosen’den günümüze Doğu Karadeniz Dağları’nda, diğer yerlerde olduğu gibi Bulut-Altıparmak Dağı’ndaki buzullar da sirk yamaçlarına kadar çekilmişlerdir. Bu nedenle boyutları çok küçüktür ve buzul dilleri 3000 m.ler civarında sonlanmaktadır.

Doğu Karadeniz Dağları’nın, incelenen bölümünde irili ufaklı toplam 10 adet buzul tespit edilmiştir. İncelenen buzulların çoğu sirk yamaçlarına çekilmiş olduğundan kalıcı kar sınırını tespit için sirk tabanları metodu ile çevre-dil metotlarını kullanmak mümkün değildir. Bu nedenle burada kalıcı kar sınırını tespit etmek için buzulların en alt sınırları alınmıştır. Buzulların en alt sınırları dikkate alındığında aktüel kalıcı kar sınırı 3000-3100

(14)

m.ler civarından geçmektedir. Bu durum kalıcı kar sınırının son buzullaşma döneminden beri 400-500 m kadar yükseldiğini göstermektedir (Şekil 3, Tablo:3).

Yörede aktüel buzullar dışında periglasyal şekiller de dikkati çeker. Periglasyal şekiller en yaygın olarak Göller (Hunut) Dağı ünitesi içerisindeki Elevit ve Hacıvanak Buzul vadilerinde görülmektedir (Şekil:5). Yörede gözlenen periglasyal şekiller;

girlandlar, soliflüksiyon taraçaları ve taş halkalarından ibarettir. Bu şekiller genellikle 2000-3300 m.ler arasında yayılışa sahiptirler. Periglasyal şekillerin en fazla görüldüğü alan, Hacıvanak vadisinin kuzeyindeki Elyak Geçidi çevresidir. Burada, güneye bakan yamaçlar üzerinde yaygın olarak girland ve soliflüksiyon taraçaları görülmektedir (Foto:3).

Foto 3: Doğu Karadeniz Dağları’nda belirli alanlarda periglasyal şekillere rastlanmaktadır.

Fotoğrafta Hacıvanak vadisindeki girland taraçaları görülmektedir.

Sonuç

Doğu Karadeniz Dağları’nın en yüksek kesimlerini oluşturan 4 dağ ünitesindeki 18 adet buzul vadisinin incelenmesi sonrasında şu sonuçlara ulaşılmıştır:

Yöredeki buzul vadileri Karadeniz’e bakan yamaçlarda, daha çok güney-kuzey yönlüdür. Ancak orografik nedenlere bağlı olarak güneydoğu - kuzeybatı uzanımlı buzul vadileri de vardır. Doğu Karadeniz Dağları’nın güneyindeki vadiler kuzey-güney ve batı- doğu yönünde uzanmaktadır. İncelenen vadilerin uzunluğu 12 km ile 3.5 km arasında değişmektedir. Ortalama uzunluk 7 km civarındadır.

(15)

37 Yöredeki Pleistosen klimatik (bölgesel) kalıcı kar sınırı 2600 m.dir. Dağın kuzey yamaçlarında, orografik (yerel) kalıcı kar sınırı bakı, yarılma derecesi, denizellik gibi koşullara bağlı olarak 2530-2775 m arasında değişmektedir. Dağın güney yamacında karasallığın artmasına bağlı olarak kalıcı kar sınırı yükselmektedir.

Yöredeki bazı buzul vadilerinde iki farklı seviyede yan moren dizileri belirlenmiştir. Bu, yörede iki farklı buzullaşma yaşandığını göstermektedir. Yan moren sıralarının tazeliğini muhafaza etmesi, bu buzullaşmaların Würm’ün iki farklı fazına ait olduğunu düşündürmektedir.

Doğu Karadeniz Dağları’nın incelenen bölümünde 10 adet aktüel buzul saptanmıştır. Bunlar genellikle sirk yamaçlarına kadar çekilmişlerdir. Yöredeki aktüel kalıcı kar sınırı 3000-3100 m.ler arasında değişmektedir.

Yörede 2000-3300 m.ler arasında periglasyal şekiller görülmektedir. Periglasyal şekillerden girland ve soliflüksiyon taraçaları yaygındır. Ancak eğimin az olduğu yerlerde taş halkalarına da rastlanmaktadır.

Kaynaklar

Akkan, E., Tuncel, M., 1993, “Esence (Keşiş) Dağlarında Buzul Şekilleri” A.Ü. Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi , 2, 225-240, Ankara.

Atalay, İ., 1984, “Mescit Dağının Glasiyal Morfolojisi” Ege Coğrafya Dergisi 2, 129-138, İzmir.

Bilgin, T., 1969, Gâvur Dağı Kütlesinde Glasiyal ve Periglasyal Topografya Şekilleri İst. Üniv.

Coğ. Ens. Yay. 58, İstanbul.

Bilgin, T., 1972, Munzur Dağları Doğu Kısmının Glasiyal ve Periglasiyal Morfolojisi İst. Üniv.

Yay. 1757, Coğ. Ens. Yay. 69, İstanbul.

Doğu, A.F., 1993, “Sandıras Dağının Buzul Şekilleri” A.Ü. Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 2, .263-274. Ankara.

Doğu, A.F., Somuncu, M., Çiçek, İ., Tunçel, H., Gürgen, G., 1993, “Kaçkar Dağında Buzul Şekilleri, Yaylalar ve Turizm” A.Ü. Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 2, 157-184. Ankara.

Doğu, A.F., Çiçek, İ., Tunçel, H., Gürgen, G., Somuncu, M., 1994, “Göller (Hunut) Dağında Buzul Şekilleri, Yaylalar ve Turizm” A.Ü. Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 3, 193-218. Ankara.

Doğu, A.F., Çiçek, İ., Gürgen, G., Tunçel, H., 1996, “Üçdoruk (Verçenik) Dağında Buzul Şekilleri, Yaylalar ve Turizm” A.Ü. Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 5, 29-52 Ankara.

Doğu, A.F., Gürgen, G., Tunçel, H., Çiçek, İ., 1997, “Bulut-Altıparmak Dağlarında Buzul Şekilleri, Yaylalar ve Turizm (Doğu Karadeniz Bölümü)” A.Ü. Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 6, 63-92, Ankara.

(16)

Doğu A.F., Çiçek, İ., Gürgen G., Tunçel H., 2000, “Akdağ’ın Buzul ve Karst Jeomorfolojisi (Fethiye-Muğla)” Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Cumhuriyetin 75. Yıldönümü Yerbilimleri ve Madencilik Kongresi Bildiriler Kitabı I, s:371-385 , Ankara.

Doğu A.F., Çiçek, İ., Gürgen G., 2000, “Demirkapı Dağı ve Uzungöl Çevresinin Jeomorfolojisi” Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Cumhuriyetin 75. Yıldönümü Yerbilimleri ve Madencilik Kongresi Bildiriler Kitabı I, s:387-399 Ankara

Erinç, S., 1945, Doğu Karadeniz Dağlarında Buzul Morfoloji Araştırmaları: İst. Üniv. Ed. Fak.

Yay. Coğ. Ens. Dok. Tez. Ser. 1, İstanbul.

Erinç, S., 1949, “Kaçkardağı Grubunda Diluviyal ve Bugünkü Glasyasyon (Eiszeitliche und gegenwartige Vergletsche-rung in der Kaçkardağ-Gruppe)” İst. Üniv. Fen Fak. Mec. Seri B. C. XIV. S.3 s.243-245, İstanbul..

Gattinger, T. E., 1962, 1/500.000 Ölçekli Jeoloji Haritası Trabzon Paftası İzahnamesi: M.T.A.

Yay., Ankara.

Gürgen, G., 2001, “Karadağ (Gümüşhane) Çevresinin Glasyal Morfolojisi ve Turizm Potansiyeli”. A.Ü. Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi S:8, s:109-131, Ankara.

İzbırak, R., 1951, Cilo Dağı ve Hakkari ile Van Gölü Çevresinde Coğrafya Araştırmaları: AÜ.

DTCF Yay., 67, Coğ. Ens. Yay.,4, Ankara.

Louis, H., 1944, “Die Spuien Eiszeitlicher vergletsherung in Anatolien. Diluvial-Geologie und Klima” Geologische Rundschau, Band 34, Heft 7/8, p. 447-481, Stuttgart.

Löffler, E., 1970, Untersuchungen Zum Eiszeitlichen und Rezenten Klimagenetischen Formenschatz in den Gebirgen Nordostanatoliens: Heidelberg Geographische Arbeiten Heft :27, Heidelberg.

Onur (Sür) A., 1962. “Türkiye’de Daimi Kar Sınırı Hakkında” A.Ü.,.DTCF. Der. C.XX, S.1-2, s:119-121, Ankara.

Planhol, X de., Bilgin, T., 1961, “Karagöl Kütlesi Üzerinde Pleistosen ve Aktüel Glasiyasyon ile Periglasiyal Topografya Şekilleri” İst. Üniv. Coğ. Ens. Der. 6, 12.127-146, İstanbul.

Tandoğan, A., 1977 “Çayeli ve Pazar İlçelerinde Yerleşme-Mesken Tipleri ve Nüfus” A.Ü.

DTCF Der. C.XXVIII, S.3-4, s.99-155, Ankara.

Tandoğan, A., 1988. “İncesu Vadisinde (Çayeli) Coğrafya Gözlemleri”. A.Ü., DTCF Coğ. Arş, Der. S.11, s.91-110, Ankara.

Tunçel, H., 1990 “Doğal Çevre Sorunu Olarak Çığlar ve Türkiye'de Çığ Olayları” Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Coğrafya Bilim ve Uygulama Kolu, Coğrafya Araştırmaları Der. Cilt: 1, Sayı: 2, s.43-70, Ankara.

Yalçınlar, İ,1951, “Soğanlı-Kaçkar ve Mescit Dağı Silsilelerinin Glasyasyon Şekilleri” İst. Üniv.

Coğ. Ens. Der. I, 2,.82-88, İstanbul.

(17)

39

Şekil 4: Verçenik Dağı’nın Jeomorfoloji Haritası

(18)

Şekil 5: Göller (Hunut) Dağı’nın Jeomorfoloji Haritası

(19)

41

Şekil 6: Kaçkar Dağı’nın Jeomorfoloji Haritası

(20)

Şekil 7:Bulut-Altıparmak Dağlarının Jeomorfoloji Haritası

(21)

Referanslar

Benzer Belgeler

Buzul çağında kuzey karaları buzul örtülerin etkisi altında kalmış ve buzul aralarında uyanmış ve çağında kuzey karaları buzul örtülerin etkisi altında

Ruhi Su’nun sazı türkülerine eşlik aracı olarak seçmesinde Anadolu halkının saza duyduğu saygı, sazın yüzyıllar içinde türkülerle oluşturduğu bü­ tünlük ve

Kâğıt: Şema da gösterildiği gibi atık kâğıt ürünleri toplandıktan ve geri dönüşüme hazır hâle getirildikten sonra (1), öncelikle özel bir sıvı içerisine

Willmann (1931) sensillus’un en azından botridiyumlar’ın aralarındaki mesafe kadar olduğunu belirtmiş, örneklerin bazılarında sensillus’un uzunluğu

Başlangıç HMF, serbest asit ve lakton miktarı fazla olan ballarda ısı işlemi ve muhafaza sonrası daha fazla HMF oluştuğu, başlangıç protein, prolin ve katalaz miktarı

:( Şimşir Ormanları ziyretimizi tamamladıktan sonra Gito Yaylası'na doğru yola çıkıyoruz.. Yaklaşık 40-50 dakikalık bir yolculukla 2050 metre yükseklikteki Gito

Bu grubun üçüncü çalışması ise, “Doğu Karadeniz Bölgesi Halk Hekimliğinde Isırgan Otu” başlıklı başka bir halk kültürü çalışmasıdır ve Doğu

Sultan Reşat'ın torunu Emel Hanım Sul­ tan, Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa'nın to­ runu Prenses İkbal Moneim ve Enver Pa- şa'nın tek oğlu Ali Enver'in kızı