• Sonuç bulunamadı

Dogumsal Nazolakrimal Kanal Tikanikhginda Lavaj-Sonda U ygulamas1 Sonu~larimiz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dogumsal Nazolakrimal Kanal Tikanikhginda Lavaj-Sonda U ygulamas1 Sonu~larimiz "

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T. Oft. Gaz. 33, 98-102,2004

Dogumsal Nazolakrimal Kanal Tikanikhginda Lavaj-Sonda U ygulamas1 Sonu~larimiz

Haydar Erdo,~an (* ), M. itker Taker(*), M. Kemal AnCT (** ), Makbule Akbulut (*** ), AY§en Topalkara (**)

OZET

Amac;: 12 aydan biiyiik dogumsal nazolakrimal kana! t1kamkhg1 olan olgularda lavaj-sonda uygulamasmm sonuc;lanm degerlendirmek.

Yontem:

~ah§mada

May1s 1998-0cak 2002 tarihleri arasmda dogumsal nazolakrimal ka- na! tikamkhgi tams! konan, ortalama ya§lan 20.2 ay (14-78 ay) olan, sondalama sonras1 ortala- ma 7.4 ay (5-14 ay) takip edilen, 76 olgunun 96 gozii (20'si bilateral) retrospektif olarak deger- lendirildi.

Bulgular: Birinci lavaj-sonda uygulamas1 ile 96 goziin 67'sinde (%69.8) ba§anh, 29'unda ba§ansJz olundu. Bu 29 ba§ansiz gozi.in 9'unda ikinci lavaj-sonda uygulamas1 ile ba§an saglan- ch. Sonuc;ta 96 goziin 76'smda (%79.2) ba§anh, 20'sinde (%20.8) ba§ansiz olundu. Ba§ansiz olunan 20 goze ise bikanalikiiler silikon ti.ip entiibasyonu uyguland1. Komplikasyon olarak 7 ol- guda cerrahi ba§ansizhk nedeniyle nazolakrimal kanala sonda ile girilemedi, 4 olguda burundan beklenenden fazla kanama ile kar§Ila§Ildi.

Sonuc;: Dogumsal nazolakrimal kana! t1kamkhg1 tedavisinde, ilk 12 ayda kese bolgesine et- kin hidrostatik masaj uygulamasma ragmen ac;Ilmayan olgularda, lavaj-sonda uygulamas1 etkin ve komplikasyonlan az olan bir tedavi yontemidir.

Anahtm· Kelimeler: Dogumsal nazolakrimal kana] tJkamkhg1, lavaj, sonda

SUMMARY

Our Results of Probing Application In Congenital Nasolacrimal Duct Obstruction Purpose: To evaluate results of probing application in the patients older than 12 months with congenital nasolacrimal duct obstruction.

Method: Ninety-six eyes of 76 patients with congenital nasolacrimal duct obstruction were evaluated retrospectively between May 1998 and January 2002. The mean age of the patients was 20.2 months (14-78 months). Probing was applied for the aim that treatment to the patients and the patients were followed along the mean time of7.4 months (5-14 months).

Results: After first probing in 67 eyes (69.8%) and after second probing in 9 eyes (9.4%), in totally 76 eyes (79.2% ), the success was ensured. In 20 eyes (20.8% ), the process was failed and bicanalicular silicone tube intubations were applied these eyes. In 7 eyes, nasolacrimal duct

(*) Yrd. Doc,;. Dr. Cumhuriyet Onivcrsitcsi Tip Fak. Gi:iz ABD, Sivas (**) Doc,;. Dr. Cumhuriyet Oniversitesi Tip Fak. Gi:iz ABD, Sivas (***) Aq. Gor. Cumhuriyet Oniversitesi Tip Fak. Gi:iz ABD, Sivas

Yazi~ma adresi: Dr. Haydar Erdogan, Cumhuriyet Oniversitesi Ttp Fakliltesi Giiz ABO, 58140 Sivas e-mail: h_erdogan@ttnet.net.Ir, herdogan@cumhuriyet.edu.tr

Mecmuaya Geli§ Tarihi: 28.02.2003 Diizeltmeden Geli§ Tarihi.· 05.01.2004 Kabul Tarihi: 30.01.2004

(2)

Dogumsal Nazolakrimal Kana! Ttkamkhgmda Lavaj-Sonda Uygulamas1 Sonuylanmtz 99

were not entered with the probe because of surgical failure. In 4 eyes, the haemorrhage that mo- re than suggested was seen from their noses.

Conclusions: In congenital nasolacrimal duct obstruction treatment, probing application is

an effective treatment method that has less complication in the patients who their nasolacrimal ducts were not opened although the effective massages were applied to lacrimal sac area.

Key Words: Congenital nasolacrimal duct obstruction, irrigation, probing

GiRi~

Dogumsal nazolakrimal kana! tikamkhgt (DNKT) lakrimal sitemin en stk gori.ilen anomalisi olup ortalama yeni doganlann %5-6'smda ortaya r;tkmaktadtr. Nazo- lakrimal kana! (NLK) stkhkla alt meatus bi:ilgesinde ince mukozal bir membranla veya Hasner valvi.ili.i ile ttkah- dtr. Olgular stkhkla birinci ayda, epifora, kirpik kenarla- nnda biriken mukoid sekresyon, konjonktivit, kese i.ize- rine dijital bask! ile punktumlardan mukoid sekresyon refli.isli ve zaman zaman akut ataklar sonucu kese bi:ilge- sinde hiperemi semptomlan ile kar§Imtza gelirler. Olgu- larm r;ogunlugunun ilk 6 ay ir;inde masaj gibi konserva- tif yakla§tmlarla veya kendiliginden di.izeldigi bilinmek- tedir (1-3).

Bu r;ah§mada amar;, tedavi uygulanmami§ veya et- kin tedaviye ragmen ttkamkhgt ar;I!mamt§, 12 aydan bi.i- ylik DNKT olgulanna ilk tedavi ser;enegi olarak lavaj- sonda uygulamasmm sonur;lanm, komplikasyonlanm degerlendirmek ve diger r;ah§malarla kar§Ila§tmnakttr.

YONTEM ve GERE<;

<;ah§mada Mayts 1998-0cak 2002 tarihleri arasmda Cumhuriyet Universitesi Ttp Faki.iltesi Hastanesi Goz Poliklinigine epifora nedeniyle ba§vuran ve DNKT tam- S! konan 76 olgunun 96 gozi.i retrospektif olarak deger- lendirildi. Olgulannuz ilk 12 ayda tibbi tedavi uygulan- mami§ ve klinigimize bu ya§tan sonra ba§vuran veya goz ya§I kesesi bolgesine masaj ve antibiyotik tedavisine ragmen semptomlannda gerileme olmayan ve tikamkhgt ar;Ilmayan, ya§lan 12 aydan bi.iyi.ik olgulardi. Tam ama- Ciyla ti.im olgulann kese bolgesine basmr; uygulanarak punktumlardan mukopi.iri.ilan S!Vll1ln geri geldigi gori.il- di.i. Aynca ttim olgulara flurosein kaybolma testi uygu- landi. Boy a alt fornikse damlat!ldtktan sonra 2, 5 ve I 0 dakika ara ile gozde kalan ve burundan drene olan fluro- sein gozlenerek tam teyit edildi.

Lavaj-sonda i§leminden once, burun bo§lugu ve alt meatus bolgesinde ameliyat sonrast ba§anmiZI etkileye- cek herhangi bir patoloji olup olmadtgmm tespiti ama- ctyla, tUm olgulann KBB servisince muayeneleri yaptt- nldi. Herhangi bir patoloji tespit edilen olgulara oncel- likle bu patolojileri giderildikten sonra lavaj-sonda i§le-

mi uyguland1. Lavaj-sonda giri§imi gene! anestezi altm- da (inhalasyon anestezisi), endoskopi kullamlmadan ve list punktumdan yap!ld1. i§lemden once mukoza dekon- jesyonu ve hemorajinin az olmast ir;in burun bo§luguna

%2'1ik pantokain ve %0.05 adrenalin emdirilmi§ pamuk konularak yakla§tk 20 dakika tutuldu. Lavaj-sonda i§le- mi strasmda her iki punktum dilate edildi, tikamkhk olan tarafm burun deligine, alt meatus bolgesinde olacak

§ekilde, pamuk spanr; yerle§tirildi ve metilen mavisi ile list punktumdan lavaj yapt!di. Pamuk spancm boya ile boyanmadtgt ve boyanm diger punktumdan geri geldigi gori.ili.ip tam kesinle§tirildikten sonra lavaj-sonda i§lemi- ne ger;ildi. Lavaj-sonda i§lemi, alt kanalikiili.i travmatize etmemek ir;in, list kanaliki.ilden yap!lch. 00 nolu Bow- man sonda ile, punktumdan kanaliki.ile girilip yatay ko- numda ilerletilerek kese ir; duvanna temas ettikten sonra yakla§tk 1 mm kadar geri r;ekilerek 90° a§agt ve hafifr;e dt§a-arkaya yonelerek NLK'a girildi. Sonda NLK dan, llkamkhk yeri ger;ilinceye kadar (ger;i§ masmda klik sc- si almarak) ilerletilerek kanahn en alt ucundan r;tkdtp alt meatusa ula§I!dtktan sonra geri r;ekildi. Sondamn r;ekil- mesinden sonra, metilen mavisi kullamlarak tekrarlanan lavaj Slfasmda boyamn bmundan geldigi gorlilerek i§le- me son verildi. Ttkamkhgt r;ift tarafh olan olgularda la- vaj-sonda her iki goze aym seansta uygulandt. i§lemden sonra olgulara bir hafta si.ireyle antibiyotikli damla ve buruna steroidli-dekonjanstanh sprey tedavisi uyguland1.

ilk bir hafta ve bir ayhk kontrollerden soma 3 ay ara ile kontrolleri yaptldi. Kontrollerde olgulann epiforas1 ch-

§l!1da, flurosein kaybolma testi tekrarlanarak t1kamkhgm devam edip etmedigi degerlendirildi.

ilk lavaj-sondaya ragmen ttkamkhgm ar;IImachgi ol- gulara yakla§tk 1-2 ay sonra lavaj-sonda i§lemi tekrar- landi. iki lavaj-sonda i§lemine ragmen t1kamkhgm ar;Il- madigi olgulara bikanalikiiler silikon ti.ip enti.ibasyonu uygulandi.

BULGULAR

Ortalama ya§I 20.2 ay (14-78 ay) olan, 43'i.i klz ve 33'i.i erkek toplam 76 olgunun 96 gozi.i r;ah§ma kapsamt- na almd1. Ortalama takip si.iresi 7.4 ay (5-14 ay) idi. Na- zolakrimal kana! ttkamkhgt 56 olguda tek tarafhyken 20 olguda r;ift tarafliydi.

(3)

100 Haydar Erdogan, M. ilker Taker, M. Kemal Anct, Makbule Akbulut, Ay§en Topalkara

Birinci lavaj-sonda giri§imi sonucunda 96 goziin 67'sinde (%69.8) ba§an saglamrken, 29'unda (%30.2) ba§anh olunamad1. ikinci lavaj-sonda giri§imi sonucun- da bu 29 ba§anstz goziin 9'unda (%9.4) ba§an saglamr- ken, 20'sinde (%20.8) ba§anh olunmad1. ikinci lavaj- sonda giri§ime ragmen ba§anstz olunan 20 goziin tiimii- ne bikanaliki.iler silikon ti.ip enti.ibasyonu uyguland1 ve bunlann 13'iinde (%13.5) ba§an saglamrken, 7'sinde (%7.3) ba§anh olunamad1. Bikanalikiiler silikon tiip en- ttibasyonuna ragmen ba§anh olunmayan bu 7 goze ise dakriyosistorinostomi giri§imi uyguland1. Sonu~ olarak lavaj-sonda uygulamas1 sonras1 96 goziin 76'smda (% 79.2) ba§an sagland1.

Lavaj-sonda uygulamas1 Sirasmda geli§en kompli- kasyonlar; 7 olguda yanh§ pasaj olu§umu, 4 olguda bu- run bo§lugundan beklenenden fazla kanama olarak tespit edildi. Olgulann sonu~lan tabloda gosterilmi§tir.

TARTISMA

DNKT goz ya§I bo§altim siteminin en s1k goriilen anomalisi olup, prevalans1 kimi ~ah§malarda %5-6 ora- nmda bildirilirken kimi ~ah§malarda %6-20 arasmda bildirilmektedir (1 ,2,4,5). T1kamkhgm nedeni en s1k ola- rak Hasner valviilii civannda veya NLK'm geli§imi sira- smda, kanalm distal ucunda metus nazi inferiora a~Ildtgi

yer yakmlannda geli§en membranoz tikamkhktir (6).

Klinikte kendini epifora, zaman zaman kirpiklerde c;a- paklanma-yapi§Ikhk, pi.iriilan sekresyon ve konjonktivit ile gostermektedir. %95'i hayatm ilk aymda semptoma- tik hale gelirken, yakla§Ik %96'si ilk 12 ayda kendiligin-

Tablo: 0/gulann sonw.;lan

Toplam giiz 96

ilk sondalamamn ba§anst 67(%69.9)

ikinci sondalama yap1lan 29(%30.2)

ikinci sondalamamn ba§anst 9(%9.4)

Toplam ba§an 76(%79.2)

Silikon ttip implantasyonu 20(%20.8)

Silikon ttip ba§anst 13(%13.5)

Silikon tlip ba§anstshgt 7(%7.3)

Hemoraji 4(%4.2)

NKT: Nazolakrimal kana/ tlkamkilgi

I

den ac;Ilmaktadtr. T1kamkhgm ilk haftalarda kendiligin- den veya t1bbi tedavi ile a~Jlma olas1hgmm yiiksek ol- masma ragmen bazt olgularda tJkamkhg1 ac;mak amaCiy- la lavaj-sonda i§leminin uygulanmas1 gerekmektedir (4,7). Bu c;ah§mada ya§lan 12 aydan bi.iyiik, daha once tedavi uygulanmayan veya uygulanan tedaviye ragmen tikamkhgi ac;I!mayan, DNKT olan 76 olguya uygulanan lavaj-sonda i§leminin sonu~lan degerlendirildi. ikinci uygulamadan sonra 96 goziin 76'smda (%79.2) ba§an el- de edildi.

Giiniimiizde olgulann ya§lanna gore DNKT'mn te- davisin de c;e§itli se~enekler uygulanmaktad1r. Genellik- le ilk 12 ayda onerilen tedavi yakla§Il111 kese bolgesine basmc;h hidrostatik masaj uygulamas1 olup, konservatif tedavi ile olgulann %95 gibi yiiksek bir oramnda ba§an- h olunmaktad1r (3,4,8). 12 aydan bi.iyiik olgularda ba- smc;h lavaj-sonda uygulamas1 tercih edilirken, genellikle iki defa lavaj-sonda uygulamasma ragmen ac;1lmayan ol- gulara bikanalikiiler silikon tiip enti.ibasyonu (9-11 ), ha- lon kateter dilatasyon (12) ve dakriyosistorinostomi ameliyat1 tedavi sec;enekleri arasmdad1r (13-15).

Lavaj-sonda i§leminin zamanlamas1 yoniindeki tar- ti§malar giini.imi.izde halen devam etmektedir. Kimi c;a- h§malarda ya§ ve lavaj-sonda arasmda negatif bir kore- lasyon bulundugu ve ya§ artttkc;a lavaj-sondamn ba§an oramnm azalmakta oldugu bildirilmi§tir. Hayatm ilk 12 aymda %92 ba§an elde edilebilirken, bu oran 24 ayda

%89, 36 ayda %80, 48 ayda %71 ve 60 ayda ise %42'ye kadar dii§mektedir. Ya§la birlikte ba§an oranmm dii§me- sine ragmen lavaj-sonda ileri ya§larda da ilk tedavi sec;e- negi olabilmektedir (16). Hayatm ilk 12 ayt i~erisinde

erken donemde lavaj-sonda uygulamas1 ile oldukc;a ba-

§anh sonuc;lar almabilirken, 12 aydan biiyi.ik olgularda uygulanan lavaj-sonda ile de ba§anh sonuc;lar almabildi- ginden 13 ay ve iisti.indeki olgularada uygulanmas1 one- rilmektedir (5,17). Havins c;ah§masmda DNKT' olan 8 ay dan ki.ic;i.ik olgulannda lavaj-sonda-lavaj ile %94 ba-

§an elde ederken, 18 ay iistiindeki olgu1annda %56 ba-

§an bildirmi§tir (18). Honavar ya§ ortalamas1 24 aydan biiyi.ik DNKT olan 60 olguluk bir serisinde, lavaj-sonda uygulamas1 sonucu %80 ba§an oram bildirmi§tir ( 19).

<;ah§mamiza dahil ettigimiz olgulann ya§ ortalamasmm biiyiik (20.2 ay) ve ba§an orammizm %79.2 olmas1 ne- deni ile sonuc;lanmiZ, Honavar'm sonuc;lan ile uyumlu olup, lavaj-sonda i§leminin ileri ya§larda da uygulanabi- lecegini desteklemektedir.

Robb (20) DNKT olan 303 gozii kapsayan c;ah§ma- smda, bir ya§mdan biiyi.ik olgularda lavaj-sonda uygula- masi ile yi.iksek ba§an elde ettigini, bir ya§mdan biiyi.ik olgularda ise lavaj-sonda uygulamasmm ba§an oram ile artan ya§ arahklan arasmda anlamh bir ili§ki olmadtgmi

(4)

Dogumsal Nazolakrimal Kana! Ttkamkltgmda Lavaj-Sonda Uygulamast Sonu\lanmtz 101

bildirmi§tir. Aym <;:ah§mada toplam ba§an oram %92 olup, 3 ya§a kadar degi§ik ya§ arahklannda bu oran

%88.9-96.8 arasmda degi§mektedir. Bu sonu<;:larla uyumlu olarak Zwaan (23) bir ya§ altmdaki DNKT ol- gulannda lavaj-sonda ba§an oramm %97 bildirirken, 1-2 ya§ arasmda %88, 2 ya§ tizerinde ise %93 olarak tespit etmi§ ve bir ya§ tisttindeki olgularda bir ya§. iisttindeki olgulara gore lavaj-sonda uygulamasmm komplikasyon ve ba§anstzhklarmda artt§ olmadtgmt bildirmi§tir. bte yandan bu gorii§e kar§I <;:tkan <;:ah§ma sonu<;:lan da var- dtr. Katowitz (21) DNKT olan 572 gozii kapsayan <;:ah§- masmda, 13 aydan kii<;:iik olgularda %97 ba§an, 13 ay- dan biiyiik olgularda ise %54.7 ba§an oram elde etmi§- tir. Ya§ gruplarma gore bu oran, 13-18 ay arasmda

%76.4 ve 24 aydan biiyiik olgularda ise %33.3'dtir. Ya- zar ya§ ile lavaj-sonda uygulamas1 arasmda ters bir oran oldugunu ve ilk lavaj-sonda giri§iminin semptomlann

§iddeti ve ailenin §ikayetleri goz online almarak 13 ay- dan once uygulanmast gerektigini bildirmi§tir. Yurdu- muzda ise Demirci (24) ilk lavaj-sonda uygulamast ile 0-6 ay arast olgularda %100, 6-12 ay arasmda %80, 12 aydan btiytiklerde ise %53, ikinci uygulama somas1 6-12 ay arasmda %95, 12 ay ve somast i<;:in %69 toplam ba-

§an oram bildirmi§tir. Elibol (25) ise 2 ya§ altmdaki ol- gularda sondalamanm, 2 ya§ tisttindeki olgulara gore da- ha ba§anh oldugunu gostermi§tir. bte yandan <;:ah§ma- nHzda olgulanmtzm ya§ ortalamasmm 20.2 ay ve agtr- hkh olarak kti<;:iik ya§ grubunda olmast nedeniyle ya§

gruplanna gore aytrmadan degerlendirilerek toplam ba-

§an oram verilmi§tir. Bununla birlikte sonu<;:lanmtz Robb'un 3 ya§ alti, Katowitz'in 13-18 ay arast ve Zwa- an'm 1-2 ya§ arast sonu<;:lan ile uyumlu goztikmektedir.

Lavaj-sonda uygulamast gene! anestezi altmda ya- ptlmakla birlikte, se<;:ilmi§ olgularda sedasyon yaptlma- dan (26), ofis ko§ullannda (27), hatta hi<;:bir sedatif ve analjezik kullanmadan ba§anh sonu<;:lar elde edilebilece- gi bildirilmi§tir (28). Ancak maniptilasyonumuzu daha kolayla§tlrdtgt ve klinik tecrtibelerimiz de bu yonde ol- dugu i<;:in, ttim olgulanmtza lavaj-sonda i§lemini gene!

anestezi (inhalasyon anestezisi) altmda uyguladtk ve anesteziye bagh herhangi bir komplikasyon ile kar§tla§- madtk. Lavaj-sonda i§lemi endoskopi altmda uygulana- bilecegi gibi endoskopi olmadan da ba§anh sonu<;:lar al- mak olastdtr. Endoskopi, meatus nazi inferior bolgesini ve sondamn <;:tkl§Inl gormemizi saglaytp yanh§ pasaj olu§turmamlZI engelleyerek, lavaj-sonda uygulamasmm ba§an oramm arttlrmada onemli bir avantaja sahiptir (24). Aynca burun tabam ve septumuna travmayt, a§m hemoraji geli§imini ve mukoza altmda pasaj o1u§mastm engeller (29). ilk lavaj-sonda i§lemine ragmen a<;:tlma- yan veya tekrarlayan ve se<;:ilmi§ olgularda endoskopi kullamlabilir (30). <;ah§mamtzda endoskopi kullanma-

makla birlikte, eger endoskopi mevcut ise kullamlmast- nm uygun olacag1 dii§tintildti.

Dogu§tan nazolakrimal kana! ttkamkhgt olgulannda gene! yakla§Imtmtz, 12 aydan kti<;:tik olgularda gerekirse topikal antibiyotik ile birlikte kese bolgesine basm<;:h hidrostatik masaj uygulayarak 12. aya kadar beklemek, masajla dtizelmeyen ve 12 aydan biiytik olgularda gene!

anestezi altmda lavaj-sonda uygulamakttr. Aynca 3 ay masaja ragmen dtizelmeyen olgulara ya§lan 12 aydan kii<;:tikte olsa lavaj-sonda uygulamaktaytz. ilk lavaj-son- da uygul~mast ile ttkamkhgt a<;:tlmayan olgulanmtza yakla§tk 1-2 ay soma ikinci lavaj-sonda uygulamastm uygun bulmaktaytz. Bu <;:ah§mamtzda sadece, ya§lan 12 aydan btiytik ve lavaj-sonda uyguladtg11mz olgulanmt- zm sonu<;:lanm, ya§ gruplanna aymnadan degerlendir- dik. Birinci ve ikinci lavaj-sonda uygulamast sonucu toplam ba§an orammtzt %79.2 olarak tespit ettik.

Sonu<;: olarak, 12 aydan bilyiik dogu§tan nazolakri- mal kana! t!kamkltgt olgulannda gene! anestezi altmda lavaj-sonda uygulamastmn etkin bir yontem oldugu, ilk uygulama ile a<;:tlmayan olgulara 1-2 ay soma uygulanan ikinci lavaj-sonda ile daha invazif giri§imlere gerek kal- maksizm <;:ogu olguda ba§anh sonu<;:lar almabilecegi fik- rine vanldt.

KAYNAKLAR

I. Lavrich JB, Nelson LB: Disorders of the lacrimal appara- tus. Pediatric Clin of North Am 1993; 40: 772

2. Robb RM: Congenital nasolacrimal duct obstruction.

Ophthalmol Clin North Am 2001; 14(3): 443-6

3. Peterson RA, Robb RM: The natural course of congenital of the nasolacrimal duct obstruction. Ophthalmology

1985; 92: 246-250

4. MacEwen CJ, Young JD: Epiphora during the first year of life. Eye 1991; 5:596-600

5. Paul TO, Shepherd R: Congenital nasolacrimal duct obs- truction: natural history and the timing of optimal inter- vention. J Pediatr Ophthalmol Strabismus 1994; 31: 362- 367

6. Seve! D: Developmental and congenital abnormalities of the nasolacrimal apparatus. J. Pediatr Ophthalmol Strabis- mus 1981; 18: 13-19

7. MacEwen CJ, Young JD, Barras CW, Ram B, White PS:

Value of nasal endoscopy and probing in the diagnosis and management of children with congenital epiphora. Br J Ophtalmol2001; 85: 314-318

8. Kanski JJ: Disorders of the lacrimal drainage system, in:

Clinical Ophthalmology Butterworth-Heinemann Ltd, Oxford, London. 1999; 43-54

9. Ratliff CD, Meyer DR: Silicone entiibation without intra- nasal fixation for treatment of congenital nasolacrimal duct obstruction. Am J Ophthalmol 1994; 118: 781-785

(5)

102 Haydar Erdogan, M. ilker Toker, M. Kemal Anc1, Makbule Akbulut, Ay§en Topalkara

10. Ural F, Uzun H, Firat E, Asyah ~A: Dogumsal nazolakri- mal kana! tikamklannda endoskopik intranazal ttip uygu- lamasi. T. Oft. Gaz. 2000; 30: 211-214

11. Dortzba<=h RK, France TD, Kushner BJ, Gonnering RS:

Silicone intubation of the nasolacrimal duct in children.

Am J Ophthalmol 1982; 94: 585-590

12. TaoS, Meyer DR, Simon JW, Zobai-Ratner J: Success of balloon catheter dilatation as a primary or secondary pro- cedure for congenital nasolacrimal duct obstruction. Oph- thalmology 2002; 109: 2108-2111

13. Vanderveen DK, Jones DT, TanH, Petersen RA: Endos- copic dacryocystorhinostomy in children. J AAPOS 2001;

5: 143-147

14. Barnes EA, Abou-Rayyah Y, Rose GE: Pediatric dacr- yocystorhinostomy for nasolacrimal duct obstruction.

Ophthalmology 2001; 108: 1562-1564

15. O'Donnell BA, Adenis JP, Linberg JV, Rose GE, Sullivan TJ, Wobig JL: The failed probing. Clin Experimental Ophthalmol2001; 29:276-280

16. Mannor GE, Rose GE, Frimpong-Ansah K, Ezra E: Fac- tors affecting the success of nasolacrimal duct probing for congenital nasolacrimal duct obstruction. Am J Ophthal- moll999; 127:616-617

17. El-Mansoury J, Calhoun JH, Nelson LB, Harley RD: Re- sults of late probing for congenital nasolacrimal duct obs- tmction. Ophthalmology 1986; 93: I 052-4

18. Havins WE, Wilkins RB: A useful alternative to silicone intubations in congenital nasolacrimal duct obstructions.

Ophthalmic Surg 1983; 14: 66-70

19. Honavar SG, Prakash VE, Rao GN: Outcome of probing for congenital nasolacrimal duct obstruction in older children. Am J Ophthalmol 2000; 130: 42-48

20. Robb RM: Success rates of nasolacrimal duct probing at time intervals after 1 year of age. Ophthalmology 1998;

105: 1307-1309

21. Katowitz JA, Welsh MG: Timing of initial probing and irrigation in congenital nasolacrimal duct obstruction.

Ophthalmology 1987; 94: 698-705

22. Young JD, MacEwen CJ, Ogston SA: Congenital naso- lacrimal duct obstruction in the second year of life: a mul- ticentre trial of management. Eye 1996; 10: 485-491 23. Zwaan J: Treatment of congenital nasolacrimal duct obs-

truction before and after the age of I year. Ophthalmic Surg Lasers 1997; 28: 932-936

24. Demirci KYF, Demirci H, Bilgin KL. Dogumsal nasolak- rimal kana] ukamkhgi tedavisinde lavaj-sonda. T Oft Gaz

1995; 25: 365-368

25. Elibol 0, Giiler C, Topalkara A, Demircan S: Konjenital nazolakrimal kana] tikamkhgi. T Klin Oftalmoloji 1994;

3: 273-276

26. Goldblum T A, Summers CG, Egbert JE, Letson RD: Of- fice probing for congenital nasolacrimal duct obstruction:

a study of parental satisfaction. J Pediatr Ophthalmol Strabismus 1996; 33: 244-247

27. Ba§ar E, Ozdemir H, Cicik E, Mirzata§ <;, Ba§erer T, Ta- mdir R: Outcome of office probing and irrigation for epiphora in children. European Society of Ophthalmic Plastic and Reconstructive Surgery. 17th meeting abstract book, 1999, 109

28. Stager D, Baker DJ, Frey T, Weakley DR, Birch EE: Of- fice probing of congenital nasolacrimal duct obstruction.

Ophthalmic Surg 1992; 23: 482-484

29. Yagc1 A, Karel B, Ergezen F: Probing and bicanalicular silicone tube intubation under nasal endoscopy in conge- nital nasolacrimal duct obstruction. Ophthal Plast Re- constr Surg 2000; 16: 58-61

30. Orhan M, <;alP, Onerci M, irkev M: Conventional or en- doscopic probing for congenital nasolacrimal duct obs- truction. Eur J Ophthalmol 200 I; II: 2 I 5-2 I 7

Referanslar

Benzer Belgeler

Objective: This study aims to compare the retrospective results of patients on whom silicone intubation was performed using either the monocanalicular or bicanalicular method and

Conclusion: The Winograd technique (surgical matrixectomy) has low recurrence, low complication and high satisfaction rates in all pediatric age groups even with advanced

Although they were first introduced for the treatment of urethral hypermobility and non-complicated stress urinary incontinence, MUS's are now being applied in more complex cases

In conclusion, our 76.9% success rate, especially 88.2% for the postsac delays, confirms that our approach is efficient for the management of patients with epiphora and

Although free vascularized bone grafts are a more popular and sophisticated method, NVFGs is still an effective method in short segment upper extremity defects, especially because

Records of patients who underwent nasolacrimal duct (NLD) probing, silicone tube intubation or endoscopic dacryocystorhinostomy (DCR) for congenital nasolacrimal duct

Presently described is the case of an 89-year-old male patient who was treated with laparos- copy and visualization of the common bile duct (CBD) was achieved using a 10-mm

Contractions in the setting of soft compact metric spaces which generalizes the results of Sayyed