• Sonuç bulunamadı

OKUL-ÖNCESİ ÇOCUKLARDA SOSYOMETRÎK YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI*

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "OKUL-ÖNCESİ ÇOCUKLARDA SOSYOMETRÎK YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI*"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI*

Emine G. Kapcı **, Aybike Çorbacı-Oruc ***

Ö ZET

A m a ç : B u a raştırm an ın am acı, y u r t dışın d a ok u l-ö n cesi çocu klarda y a y g ın olarak ku llan ılan derece­

lem e ve sınıflandırm a yö n tem lerin i gü ven irlik ve geçerlik gib i p s ik o m e trik özellikler açısın dan değer­

len d irm ek v e çeşitli özelliklerini belirlem ektir. Y ö n te m : A ra ştırm a ya d ö rt a n aoku lu n dan 1 0 7 çocu k k a tılm ış tır (Kız=53; E rkek=54; Yaş X = 6 0 .2 a y ss= 9.4). H er ik i s o s y o m e tr ik y ö n te m e ilişkin bilgiler ço­

cu klardan alınm ıştır; öğretm en ler d e sınıflarındaki h e r ço cu k için O ku l-ön cesi davran ış ölçeğiî n i dol­

du rm u şlardır. S o n u ç: Bulgular, h e r ik i y ö n te m in de ku llanılabileceğini g ö sterm ek le birlikte, derece­

lem e yö n tem in in , sınıflandırm a y ö n te m in e göre gü ven irlik ve geçerlik özelliklerinin dah a güçlü oldu ­ ğu k o n u su n d a ipu çları verm ektedir. T a rtışm a : S o syo m etrik y ö n te m le r ok u l-ö n cesi d ön em den itib a ­ ren dışlan an çocukları belirlem e v e m ü d a h a le çalışm alarında kullanılabilir.

A n a h ta r s ö z c ü k le r : Çocuk, sosyom etri, o ku l öncesi, akran k a b u lü

SUMMARY: THE COM PARISON OF SOCIOM ETRIC M ETHODS IN PRE-SCH OOL CHILDREN O b je c tiv e : The aim o f th is research is to a s s e s s a n d id e n tify th e different p s y c h o m e tric p ro p e rtie s o f two sociom etric m eth o d s, n a m e ly ra tin g a n d n om in ation m e th o d s in p re sc h o o l children. M e th o d : A to ta l o f 1 0 7 children, a tte n d in g fo u r p re sh o o l edu cation al in stitu tio n s, p a rtic ip a te d in th e s tu d y (Girls=53; B oys=54; A ge X = 6 0 .2 m o n th s sd=9.4). The inform ation w ere a cq u ired b y a p p lyin g th e two m e th o d s to children. The teach ers filled in th e ¡Pre-school beh a vio u r c h e c k li s t for each ch ild in th e­

ir cla sses. R e s u lts : E ven though th e findings im p ly th a t both m e th o d s co u ld b e u se d in stu d y in g p resch o o l children's p e e r relation sh ip, th e p sy c h o m e tric p ro p e rtie s o f th e ra tin g m e th o d se e m s to be m o re favoru able than th e n om in ation m eth o d . D is c u s s io n : S ociom etric m e th o d s co u ld b e u se d both to id e n tify a n d in terven e u n p o p u la r children in th e p resch o o l period.

K e y w o rd s: Child, sociom etry, pre-sch ool, p e e r a ccep ta n ce

GIRIŞ

Çocukların birbirleriyle etkileşim kurm a girişim­

leri oldukça erken yaşlardan itibaren gelişmeye başlar. Örneğin, 3 aylık bebekler diğer bebeklere, yetişkinlere baktıklarından daha u zun süre ba­

karlar. Ayrıca, bebeklerin sosyal etkileşimleri

"yaklaşık-12 aylık oluncaya kadar” tek yönlüdür;

genellikle diğerinin ne yaptığından bağımsız bir şekilde bir diğer bebeğe yaklaşma davranışı gös­

terirler (Smith ve Cowie 1988). iki yaşından iti­

baren ise çocukların oyunlarında karşılıklılık, sı­

ra alma, rol değişimi, uzlaşma, işbirliği, bilgi paylaşımı, em pati becerileri ve arkadaş özellikle­

ri hakkında konuşm a gibi davranışlar ve özellik­

ler gözlenir (Hortaçsu 2003, Schaffer 1997).

Arkadaş ya da akran gruplarının kişinin davra­

nışları ve tutum ları üzerinde oldukça önemli et­

* B u ça lışm a n ın bir b ö lü m ü IV. U lusal Ç ocuk K ültürü K o n g re sin d e su n u lm u ştu r.

**Yrd. Doç. Dr., A n k a r a Ü niversitesi Eğitim Bilim leri Fa­

kültesi, A n k a r a

***Araş. Gör., A n k a r a Ü n iversitesi E ğ itim B ilim leri F akültesi, A n k a ra

kisi olduğu ve akran ilişkilerinin yalnızca çocuk­

luk ve ergenlik dönem inde değil, kişinin tüm yaşamı boyunca genellikle önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir (Giddens 1993). Akranlar­

la ilişki kurabilmeyi ve akranlarla çıkan çatışma­

larla nasıl başedebileceğini öğrenm e sosyal bece­

rilerin gelişimi için oldukça önemlidir. Ayrıca akranlarla ilişki kurm a becerisi erken çocukluk dönem inin gelişimsel görevleri arasında yer al­

m aktadır (Shantz 1987).

Son on yılda yapılan araştırmalar, akranlarla ku­

rulan ilişkinin çeşitli davranış bozuklukları ile ilişkili olduğunu gösterm ektedir (Blachman ve Hinshaw 2002). Ek olarak, akran ilişkilerinin da­

ha sonraki akadem ik ve psikososyal işlevleri yordadığı, davranım bozuklukları, antisosyal davranışlar ve saldırganlık gibi dışayönelim güçlükleriyle ilişkili olduğu görülm ektedir (Par­

ker ve Asher 1987). Ayrıca yukarıdaki araştırma sonuçlarıyla tutarlı biçimde, kimi araştırm alar da okul öncesi dönem deki çocukların davranış problemleriyle akran sosyal statüsü ya da akran

Ç ocuk ve G ençlik R u h Sağlığı D ergisi : 10(3) 2 0 0 3

(2)

popülerliği arasında bir bağlantı olduğunu gös­

term ektedir. Ö rneğin, W ood ve arkadaşları (2002), söz-dinlememe, hiperaktiflik ve sosyal içedönüklükle saldırganlığın "yalnızca erkek ço­

cuklarda" akran dışlamasıyla bağlantılı olduğu­

nu göstermişlerdir.

Çocuklarda akran ilişkilerini ilk çalışan kişiler­

den biri M oreno'dur (aktaran Dökmen 1995) ve geliştirdiği sosyometrik test, sosyal ilişkilerin gelişimini çalışmada kullanılan temel araçlardan biri olm uştur. M oreno'nun çalışmalarını izleyen yıllarda çok çeşitli sosyometrik teknikler gelişti­

rilmiştir. Örneğin, popüler olma - popüler olma­

m a gibi tek boyutlu sosyometrik tekniklerde, uç noktalardan biri akran kabulünü diğer uç boyut ise akran reddini göstermektedir. Çok boyutlu sosyometrik tekniklerde ise, çocuklar a) kabul gören-popüler b) dışlanan c) ihmal edilen ç) or­

talam a ve d) çelişkili gibi boyutlarda değerlendi­

rilm ektedir (Coie ve ark.1982). Popüler çocuklar­

d an grubun çoğunluğu hoşlanırken, dışlanan ço­

cuklardan grubun çoğunluğu hoşlanm amakta- dır. ihmal edilen çocuklar ise göz ardı edilen, grupta varlıkları ya da yoklukları genellikle fark edilmeyen çocuklardır. Ortalama grup, popü­

lerlik açısından ortalarda yer alm aktadır. Son olarak, çelişkili gruptaki çocuklar ise, akranları tarafından uç noktalarda değerlendirilm ektedir­

ler.

Sosyometrik araştırm aların neredeyse hepsi de­

receleme (rating) ya da sınıflama (nomination) tekniklerine dayanm aktadır. Dereceleme tekni­

ğinde, çocuktan içinde b ulunduğu gruptaki (ay­

nı sınıf ya da aynı cinsiyet gibi) her bir arkadaşı­

nı belli bir durum a göre derecelemesi-sıralaması istenir. Örneğin, çocuk arkadaşıyla oyun oyna­

m aktan ya da birlikte olm aktan ne kadar hoşlan­

dığını dereceler. Sınıflama tekniğinde ise, ço­

cuktan içinde b ulunduğu grupta oyun oyna- m ak ta n /b irlik te olm aktan hoşlandığı ya da oyun oynam aktan/birlikte olm aktan hoşlanm a­

dığı "her bir çocuğu değil"belli sayıda çocuğu be­

lirlemesi istenir. Kimi sosyometrik çalışmalar ise öğretm en değerlendirmelerine göre akran ilişki­

lerini çalışmaktadır (Crick ve ark. 1997).

Asher ve arkadaşlarının (1979) dört yaşındaki

çocuklarla yaptıkları bir araştırm ada dereceleme tekniğinin 4 haftalık test-tekrar test istatistiği ile sınıflama tekniğinden daha güvenilir olduğu gösterilmiştir. Sonuç olarak da Asher ve arka­

daşları (1979) küçük çocuklarla yapılan sosyo­

m etrik çalışmalarda dereceleme tekniğinin kul­

lanılmasını önermişlerdir. Dört, beş ve altı yaşla­

rındaki okul-öncesi gruptaki çocuklarla yapılan sosyometrik araştırm alar incelendiğinde kimi çalışmalarda dereceleme tekniğinin, (Black ve H azen 1990, Miller ve Olson 2000, Rubin ve H ubbart 2003), kimi çalışmalarda sınıflama tek­

niğinin (Howe ve Parke 2001) kimi çalışmalarda ise hem dereceleme hem de sınıflama teknikleri­

nin bir arada kullanıldıkları görülm ektedir (Va­

ughn ve ark. 2001).

Sosyometrik çalışmalarda çok farklı tekniklerin kullanıldığını gözleyen Terry ve Coie (1991), il­

köğretim çağındaki çocuklarla yaptıkları bir araştırm ada dört farklı sosyometrik tekniği gü­

venirlik ve geçerlik gibi psikom etrik özellikleri açısından karşılaştırmışlardır. Terry ve Coie'nin (1991) araştırmaları, her bir sosyometrik ölçü­

m ün farklı bir psikom etrik özellik açısından güç­

lü olduğunu, araştırm anın amacına bağlı olarak kullanılması gereken sosyometrik tekniğin deği­

şebileceğini göstermiştir.

Yukarıda sözü edilen araştırm aların tüm ü yurt dışında gerçekleştirilmiştir. Türkiye'de okul-ön­

cesi dönem çocukların akran grubundaki pozis­

yonlarını belirlemede kullanılabilecek herhangi bir sosyometrik yöntem in geçerlik ve güvenirlik gibi psikom etrik özelliklerini değerlendiren ya da okul öncesi çocukların sosyal pozisyonlarının psikososyal değişkenlerle ilişkisini çalışmaya yönelik herhangi bir araştırm aya rastlanm am ış­

tır. Bu araştırm anın amacı, 4, 5 ve 6 yaşlarındaki okul öncesi çocuklarla gerçekleştirilecek sosyo­

m etrik araştırm alarda kullanılabilecek derecele­

me ve sınıflandırm a tekniklerini güvenirlik ve geçerlik açısından değerlendirm ek ve her ikisi­

nin de özelliklerini belirlemektir.

YÖNTEM

Katılımcılar: A nkara'daki bir devlet üniversite­

(3)

sine bağlı olarak açılan üç anaokulundan yedi sı­

nıf ve bir özel anaokulundan üç sınıf olmak üze­

re toplam on sınıftan 112 çocuğa ulaşılmış, beşi­

nin ana-babası çocuklarının katılmasını izin ver­

m ediklerinden bu araştırm aya toplam 107 çocuk katılmıştır. Çocukların yaş ortalam ası 60.2 aydır (SS=9.46). Araştırm aya toplam 54 kız ve 53 erkek çocuk katılmıştır. Kızların ve erkeklerin yaş orta­

laması sırasıyla 59.2 ve 61.4 aydır. En küçük ço­

cuk 45.0 ve en büyük çocuk 79.0 aylıktır. H er bir sınıftaki çocuk sayısı 7 ile 17 arasında değiş­

m ektedir (Tablo I).

Ö lçüm ler

Sınıflam a yöntem i: Çocuklara, sınıflarındaki bütün arkadaşlarının fotoğraflarının bulunduğu bir poster gösterilmiş ve fotoğraftaki çocukların adları sorulm uştur. Daha sonra çocuklardan - toplam üç çocuk belirleninceye kadar- a) birlik­

te olm aktan hoşlandıkları bir çocuğun ve b) bir­

likte olm aktan hoşlanm adıkları bir çocuğun fo­

toğrafını gösterip adını söylemesi istenmiştir.

Derecelem e yöntem i: Üzerinde m utlu, üzgün ve nötr duygu ifadelerinin olduğu çocuk resimleri

Tablo 1: Çocuklara ilişkin demografik bilgiler

C insiyet H er sınıftaki çocuk sayısı

n Kız Erkek 4 yaş 5 y afl 6 yaş

Anaokulu I 7 6 1 7 - -

Anaokulu II 31 12 19 8 15 8

Anaokulu III 40 21 19 17 15 8

Anaokulu IV (Özel) 29 15 14 9 12 8

İşlem

Uygulama gerçekleştirilmeden önce, ana-baba­

lara araştırm a hakkında yazılı bilgi verilmiş ve yazılı onayları alınmıştır. Beş çocuğun ana-baba- sı çocuğunun katılmasını istememiştir (%5.6).

Ana-baba izin formları alındıktan sonra, çocuk­

ların fotoğrafları uygulam ayı gerçekleştiren ve çocuklarla çalışmada deneyimli araştırmacı tara­

fından çekilmiş ve o gruptaki tüm çocukların fo­

toğraflarının bulunduğu bir poster hazırlanm ış­

tır. Her bir çocuk araştırm a için ayrılan odaya te­

ker teker alınarak uygulam a gerçekleştirilmiştir.

Kısa bir sohbetten sonra, çocuklara arkadaşları­

nın fotoğraflarının gösterileceği ve bazı sorular sorulacağı söylenmiştir. Ayrıca, verdikleri ce­

vapların gizliliği konusunda çocuklara güvence verilmiştir. Dereceleme ve sınıflama sosyomet- rik yöntem ler sıraları değiştirilerek uygulanm ış­

tır. işlem bitirildikten sonra her bir çocuğa çok çaba gösterdiği söylenmiş ve işbirliğinden dola­

yı teşekkür edilmiştir.

15x15 cm'lik üç ayrı kutuya yapıştırılmıştır. Ço­

cukların sevdikleri, az sevdikleri ve hiç sevme­

dikleri sebze, meyve, dondurm a gibi yiyecekler ve farklı çiçeklerin bulunduğu kartlar gösterile­

rek çocuktan sevdiği nesnenin kartını m utlu ku­

tuya, az sevdiği nesnenin kartını nötr kutuya ve hiç sevmedikleri nesnenin kartını üzgün kutuya atması istenerek örnek uygulam a yapılmıştır.

Daha sonra çocuklardan m utlu yüz ifadesinin o çocuğu çok sevdiği, üzgün yüz ifadesinin o ço­

cuğu pek fazla sevmediği, nötr yüz ifadesinin ise o çocuğu bazen sevip bazen de sevmediği ya da biraz sevdiği anlam ına geldiği söylenmiştir. Son olarak çocuktan posterdeki her bir çocuğun fo­

toğrafını alıp teker teker bu üç kutudan birine at­

ması istenmiştir.

Ö ğretm en S ınıflandırm ası : Anaokulu öğret­

m enlerinden sınıflarındaki her bir çocuğu kaç çocuk tarafından sevildiği ve kaç çocuk tarafın­

dan sevilmediğini bir listede belirtmeleri isten­

miştir.

(4)

O kul Öncesi D avranış Ölçeği (ODÖ): McGuire ve Richman (1986), tarafından geliştirilen bu öl­

çek 2-5 yaş aralığında duygusal ve davranışsal problemleri olan çocukları belirlemek amacıyla geliştirilmiştir. Ölçek çocuğu tanıyan biri "genel­

likle öğretm eni"tarafından d o ld u ru lu r. Lynn (1990) tarafından da 6 yaş grubundaki çocuklara da uygulanabileceği gösterilmiştir. Bu ölçeğin Türkiye'deki 2-6 yaş arasındaki çocuklara ilişkin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Kapçı (1999) tarafından yapılmıştır. Toplam 24 m addeden oluşan bu ölçekteki m addeler 0, 1 ya da 2 olarak puanlanm aktadır. Puan artışı duygusal-davra- nışsal sorunlarda artışı yansıtmaktadır. Kesim puanı 14' tür. Popüler olm a/k abu l görme ve po­

püler olm am a/ kabul görmeme sosyometrik de­

ğerlendirmesi çocuklarda d u ygusal/davranış- sal sorunlarla bağlantılı olabileceğinden (Blach- m an ve H inshaw 2002, Rubin ve H ubbart 2003), ODÖ sonuçlarıyla arkadaş değerlendirm esi ara­

sındaki ilişkiye geçerlik çalışmasının bir boyutu olan ölçüt geçerliği olarak bakılacaktır.

O D Ö'nün ikinci m addesi sosyometrik değerlen­

dirm eyle ilgili olduğundan geçerlik çalışmasın­

da bu m addeden de yararlanılm aktadır: ikinci m addenin seçenekleri ( a) diğer çocuklar tarafın­

d an sevilir görünüyor, b) bazı çocuklar tarafın­

d an sevilmez ve c) çocukların çoğunun O'nu sevmediği görülüyor).

İstatistiksel Analiz:

Dereceleme ve sınıflandırma yöntem lerinin gü­

venirlik ve geçerlik gibi psikom etrik özelliklerini

belirlemek ve değerlendirm ek amacıyla korelas­

yon katsayısı, gruplar arasındaki farkların an­

lamlılığına ilişkin korelasyon ve bağımsız grup ­ lar için yapılan t-testi istatistiklerinden yararla­

nılm ıştır. Sınıftaki çocuk sayısı akran kabu- lü /a k ra n dışlam asında oldukça önemli oldu­

ğundan, her bir sınıf için elde edilen veriler z p u ­ anına dönüştürüldükten sonra ilgili istatistikler yapılmıştır. Örneğin, toplam beş kişilik bir sınıf­

ta, bir çocuğun sınıfın tüm ü tarafından tercih (dört kişi) edilmesiyle, 25 kişilik bir sınıfta bir çocuğun toplam dört kişi tarafından tercih edil­

m enin anlamı oldukça farklıdır. Bu nedenle bul­

gular bölüm ündeki sosyometrik yöntemlere iliş­

kin bütü n istatistikler z dönüşüm ünden sonra el­

de edilmiştir.

BULGULAR

G üvenirlik Bulguları

Sosyom etrik ölçüm ler arasındaki güvenirliği saptam ak amacıyla Pearson m omentler çarpımı korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. Hem dere­

celeme hem de sınıflandırma ölçüm lerinden elde edilen verilerin güvenirliğine/kararlılığına, dört haftalık test-tekrar test korelasyon katsayısıyla bakılmıştır.

Dereceleme yöntem inde .89 (p< .01) olum lu sı­

nıflandırm a .62 (p< .01) ve olum suz sınıflandır­

m a .61 (p<.01) olarak bulunm uştur.

Ek bir istatistiksel analiz de, sıralama ve sınıfla­

m a yöntemlerine ilişkin elde edilen korelasyon katsayıları arasındaki farkın anlamlılık testidir.

Tablo 2: Sosyometrik ölçümlerin test-tekrar test değerlendirm e korelasyonları İkinci Ölçüm

O lum lu Sınıflandırm a O lum suz Sınıflandırm a

İlk Ölçüm Dereceleme (Sevilme Sayısı) (Sevilmeme Sayısı)

Dereceleme .89** .41* -.17

Olum lu Sınıflandırma .20 .62** -.41*

(Sevilme Sayısı)

O lum suz Sınıflandırma -.28 -.54** .61**

(Sevilmeme Sayısı)

*p < .05 **p<.01

(5)

Sonuçlar, dereceleme yöntem i korelasyon katsa­

yısının hem olum lu hem de olumsuz sınıflama yöntemleri korelasyon katsayılarından anlamlı olarak farklı olduğunu göstermektedir, z=4.92;

p<.01.

Sosyometrik değerlendirm elerde akran görüşü yerine öğretm en görüşüne de başvurulabileceği önerildiğinden ( W u ve ark. 2001, Ollendick ve ark. 1989), bu araştırm ada aynı zam an diliminde

”4 hafta ara ile”öğretm enlerden sınıftaki çocukla­

rının olum lu ve olum suz değerlendirilm e bilgi­

leri alınmıştır. Bu bilgilere dayanarak test-tekrar test güvenirlik analizleri yapılmıştır. Öğretm en görüşüne göre olum lu sınıflandırma korelasyon katsayısı anlamlı değildir (p>.05). Olum suz sı­

nıflandırm a korelasyon katsayısı ise .94 (n=21;

p<.001) olarak bu lu n m u ştu r. Ö ğretm enlerin olum suz sınıflandırm a kararlılığı oldukça yük­

sek iken olum lu sınıflandırma kararlılığının ise düşük olduğu görülmektedir.

G eçerlik Bulguları

Derecelem e Y öntem inin Ö lçüt Geçerliği Bul­

guları

Sosyometrik yöntem lerin ölçüt geçerliği birkaç aşam ada incelenmiştir:

Dereceleme yöntemiyle ilgili olarak ilk önce, de­

receleme yöntemiyle olum lu ve olum suz öğret­

m en sınıflandırması arasındaki korelasyonlara bakılmıştır. Bu korelasyonlar sırasıyla .36 (n=99;

p<.01) ve -.50 (n=76; p<.01) olarak bulunm uştur.

Bu bulguya göre, dereceleme yöntemiyle belirle­

nen popülerlik düzeyi arttıkça, öğretm en görü­

şüne göre çocuğun tercih edilme sayısı artm akta, popülerlik düzeyi azaldıkça da yine öğretm en görüşüne göre çocuğun tercih edilmeme düzeyi artm aktadır.

ikinci bir geçerlik çalışması olarak okul-öncesi davranış ölçeğinin (ODÖ) 2. m addesiyle derece­

leme yöntem ine göre elde edilen puanların fark­

lı olup olmadığı değerlendirilmiştir. O D Ö'nün 2.

m addesi çocukların arkadaşları tarafından sevi­

lip sevilmemesiyle ilgilidir. ODÖ' ye göre sevi­

len çocuk sayısı 81 iken sevilmeyen çocuk sayısı

14 tür (c seçeneğinde 2 çocuk bulunduğundan ODÖ 2. m addenin b ve c seçenekleri birleştirile­

rek çocuklar iki gruba ayrılmıştır). Arkadaşları tarafından sevilen ve sevilmeyen çocukların de­

receleme ölçüm puanları açısından farkına ba­

ğımsız gruplar için yapılan t testi ile bakılmıştır.

Ortalam a ve standart sapm a değerleri her sınıf için z puanına dönüştürülm üştür [ Sevilen ço­

cuklar: X: 2.91, ss: 1.43 ; sevilmeyen çocuklar:

X: 1.92, ss: 1.12. t(93)= 2.51; p< .01 ]. ODÖ 2.

m addeden elde edilen bu bulgu da dereceleme yöntem inin geçerliğini destekler niteliktedir.

Dereceleme yöntem inin son ölçüt geçerliği çalış­

ması olarak, okul-öncesi davranış ölçeği kesim puanına göre duygusal/davranışsal sorunu olan ve olmayan çocukların, dereceleme yöntemine göre elde ettikleri puanlar açısından farklı olup olmadıklarına bakılmıştır. ODÖ'ye göre 96 ço­

cuktan 19'u duygusal/davranışsal sorunlar ya­

şarken 77'si yaşam am aktadır Bu iki grup çocuk dereceleme ölçüm puanları açısından karşılaştı­

rıldığında, bağımsız gruplar için yapılan t testi analizi gruplar arasında anlamlı bir fark olduğu­

nu göstermektedir. [ Sorun yaşayan çocuklar X: - .57, ss:.89; sorun yaşam ayan çocuklar X:.14, ss .94; t (94)=2.99; p<.01]. Duygusal-davranışsal so­

runları olan çocuklar arkadaşları tarafından da­

ha az tercih edilmekte, sorunları olmayan çocuk­

lar ise daha çok tercih edilmektedirler. Derecele­

me yöntemi puanıyla ODÖ toplam puanı arasın­

daki korelasyon da istatistiksel olarak anlam lıdır (r= -.36;n=96; p<.01). Duygusal davranışsal so­

runlar arttıkça, arkadaş tercih derecesi azalmak­

tadır.

Sınıflam a Y öntem inin Ö lçüt Geçerliği Bulguları

Bilindiği gibi sınıflama yöntemi olum lu ve olum ­ suz sınıflama olmak üzere iki boyutta ele alın­

m aktadır. O lum lu sınıflama çocuğun toplam kaç çocuk tarafından tercih edildiği, olum suz sınıfla­

m a ise çocuğun toplam kaç çocuk tarafından ter­

cih edilmediği bilgisini vermektedir. Sınıflama yöntem inin ilk geçerlik çalışması olarak, sırasıy­

la olumlu ve olumsuz sınıflama ile öğretm en de­

ğerlendirmesine göre tercih edilen ve tercih edil­

(6)

m eyen çocuklar arasındaki korelasyona bakıl­

mıştır, ilk korelasyon .54 (n=99; p<.01), ikinci ko­

relasyon ise . 51'dir (n=76; p< .01). Bu korelas­

yonlar sınıflama yöntem inin geçerliğini destek­

ler niteliktedir.

O D Ö'nün 2. m addesine göre gruplanan çocuklar yine olum lu sınıflama ve olum suz sınıflama p u ­ anları açısından karşılaştırılm ıştır. Bağımsız gruplar için yapılan t testi, olum lu sınıflama açı­

sından gruplar arasında anlamlı bir farklılık ol­

m adığını göstermiştir [Arkadaşları tarafından sevilen çocuklar X:-.09, ss:.95; arkadaşları tara­

fından sevilm eyen çocuklar X:.29, ss: .97;

t(93)=1.55; p>.05 ]. O lum suz sınıflama açısından ise anlamlı bir fark bulunm uştur [Arkadaşları tarafından sevilen çocuklar X: -.19, ss:.84; arka­

daşları tarafından sevilmeyen çocuklar X:.70, ss:

.99; t(93)=-3.22; p<.01]. Burada dikkati çeken bir nokta, kararlılık korelasyonunda ve öğretm en değerlendirm esinde de olum lu değerlendirm e­

den çok olumsuz değerlendirm elerde korelasyo­

n un daha yüksek olduğudur.

Son olarak ODÖ kesim puanına göre duygu- sal/davranışsal sorunu olan ve olmayan çocuk­

ların olum lu ve olumsuz sınıflama ölçüm puan­

ları açısından fark olup olmadığı değerlendiril­

miştir. Bağımsız gruplar için yapılan t testi so­

nuçları olum lu sınıflama açısından gruplar ara­

sında fark olmadığını, [Sorunu olan çocuklar X:- .15 ss: .95; sorunu olmayan çocuklar X: .54, ss:

.81; t(94)=.80; p>.05 ], olum suz sınıflama açısın­

d an ise fark olduğunu gösterm ektedir [Sorunu olan çocuklar X:--.39, ss: .96; sorunu olmayan ço­

cuklar X: .20 , ss: .90; t(94)=-2.85; p<.01].

Bu analiz sonuçlarına dayanarak okul öncesi ço­

cuklarla yapılan sosyometrik çalışmalarda sınıf­

lama yöntem ine ilişkin geçerlilik bulgularının, olum suz sınıflama boyutunda güçlü olduğunu, olum lu sınıflama boyutunda ise daha az güçlü olduğunu göstermektedir. Bir diğer anlatımla, arkadaşları tarafından tercih edilme durum u, d u y g u sa l/ davranışsal sorunlar açısından bir fark yaratm am akta, ancak arkadaşları tarafın­

d an tercih edilmeme duru m u farklılık yaratm ak­

tadır.

TARTIŞMA

Özellikle son on yılda yapılan araştırmalar, ak­

ran sosyometrik değerlendirm elerinin çocuklar­

da içe yönelim ve dışa yönelim bozukluklarıyla (Keiley ve ark., 2000), katı anne baba disipliniy­

le, çocuk ihmal ve istismarıyla (Bolger ve Patter­

son, 2001) ya da eşler arası çatışmalarla bağlantı­

lı olabileceğini (Lindsey ve ark. 2002) göstermek­

tedir. Bu sonuçlar, akran sosyometrik değerlen­

dirm elerinin olabildiğince erken yaşlarda belir­

lenm esinin ve önleyici çalışmaların gerekliliğini göstermektedir.

Bu araştırm ada okul öncesi çocuklarla yapılacak sosyom etrik çalışm alarda kullanılabilecek iki yöntem karşılaştırılmıştır. Dereceleme yönte­

m inden elde edilen verilere bakıldığında, Asher ve arkadaşlarının (1979) okul öncesi çocuklarla 4 hafta ara ile yaptığı araştırm anın test tekrar test sonuçlarına benzer sonuçlar elde edilmiştir. As­

her ve arkadaşları (1979) test-tekrar test korelas­

yonu n u derecelem e yöntem inde .81 (n=17), olum lu sınıflandırma yöntem inde .56 ve olum ­ suz sınıflandırm a yöntem inde .42 olarak bul­

m uşlardır. O lum suz sınıflandırm a test-tekrar test güvenirliğinin istatistiksel olarak anlamlı ol­

m adığını belirtmişlerdir. Bu çalışmada ise hem dereceleme hem de olumlu ve olum suz sınıflan­

dırm a yöntemleri istatistiksel olarak hem anlam ­ lı bulunm uş, hem de Asher ve arkadaşlarının (1979) elde ettiği korelasyonlardan daha yüksek bir korelasyon katsayısı göstermişlerdir.

Kabul g ö rm eyen/p o püler olm ayan çocuklara ilişkin korelasyon katsayısı da p o p ü ler/kabul gören çocukların korelasyon (kararlılık) katsayı­

sına göre daha yüksek bulunm uştur. Asher ve Dodge (1986)'nin yaptığı bir araştırm ada benzer bir sonuç elde edilmiştir; örneğin, sözü edilen bu araştırm ada dışlanan çocukların hiç biri 5 ay sonra tekrar değerlendirildiklerinde popüler grupta yer almamışlardır. Güvenirlikle ilgili bu bulgular okul öncesi çocuklarda öncelikle dere­

celeme, daha sonra ise sınıflandırma yöntem inin tercih edilebileceğini göstermektedir. Bu araştır­

m ada, çocuklarda görülen d u ygusal/davranış- sal sorunlarla, akranlar arasında kabul görme ya da dışlanm a arasında yüksek bir korelasyon kat­

(7)

sayısı elde edilmiştir. Ayrıca, dereceleme yönte­

miyle belirlenen popülerlik düzeyi arttıkça, öğ­

retm en görüşüne göre çocuğun tercih edilme sa­

yısı artm akta, popülerlik düzeyi azaldıkça da yi­

ne öğretm en görüşüne göre çocuğun tercih edil­

meme düzeyi artm aktadır. Bu bulgular derecele­

me yöntem inin geçerliğine ilişkin diğer araştır­

m a bulgularıyla tutarlılık gösterm ektedir (Rubin ve H ubbart 2003, Bolger ve Patterson 2001, Bla- ham ve H inshaw 2002).

Sınıflama yöntem ine ilişkin geçerlilik bulguları değerlendirildiğinde, olum suz sınıflama boyu­

tu n u n daha güçlü olduğu, olum lu sınıflama bo­

yu tu nu n ise daha az güçlü olduğu görülm ekte­

dir. Bir diğer anlatımla, sınıflama yönteme göre, arkadaşları tarafından tercih edilme durum u, d u y g u sa l/ davranışsal sorunlar açısından bir fark yaratm am akta ancak arkadaşları tarafından tercih edilmeme durum u duygusal davranışsal sorunlar için bir risk faktörü olabilmektedir. Ke- iley ve ark. (2000) yaptıkları boylamsal bir araş­

tırm ada bu bulguyu destekler nitelikte sonuçlar elde etmişlerdir. Bu araştırm ada çocuklar anası- nıfından 7. sınıfa kadar izlenmişler, içe yönelim ve dışa yönelim bozukluklarının dışlanan çocuk­

larda, dışlanm ayan çocuklardan daha fazla ol­

duğu ve bu bozuklukların yaşla birlikte arttığı görülm üştür. Sınıflama yöntemiyle öğretm en değerlendirm eleri arasındaki korelasyon ince­

lendiğinde, olum lu ve olum suz sınıflamayla, olum lu ve olum suz öğretm en değerlendirmeleri arasındaki korelasyonların anlamlı olduğu gö­

rülm üştür. Ayrıca tercih edilmeme, tercih edil­

m eden daha kalıcı bir özellik olarak bulunm uş­

tur.

Sonuç olarak, bu iki sosyometrik yöntem in ge­

çerlik ve güvenirlik gibi psikom etrik özellikleri değerlendirildiğinde, hem dereceleme hem de sınıflama yöntem lerinin kullanılabileceği, ancak dereceleme yöntem inin güvenirlik ve geçerlik bulgularının daha güçlü olduğu, dolayısıyla bu yöntem in öncelikle tercih edilmesi önerilebilir.

Okul öncesi çocuklarda popüler o lm a/kabul görme ya da dışlanm a boyutlarının hangi d uy ­ g u sa l/ davranışsal sorunlarla bağlantılı olduğu, bu boyutları ve boyutlardaki değişimi yordayan

değişkenlerin neler olduğu, akran kabulünü er­

ken yaşlardan itibaren arttırm aya yönelik hangi uygulam aların daha etkili olduğu gibi sorular ise bundan sonra bu alanda yapılacak önlem ve m üdahale araştırm alarının temel konuları ola­

bilir.

Son olarak, bu araştırm anın en temel sınırlılığın­

dan da söz etm ek gerekmektedir. Bu sınırlılık, araştırm anın yalnızca okul-öncesi kurum lara devam eden çocukları kapsam asıdır. Bilindiği gibi, okul-öncesi eğitim kurum larından yarar­

lanan çocukların oranı Türkiye'de %15 dolay­

larındadır (MEB 2002). Araştırm a bulguları bu bilgi ışığında değerlendirilmeli ve bundan son­

raki araştırmalar, akran kabulü ve akran dış­

lam asında okul-öncesi eğitim k u ram ların a devam etm eyen çocukları da kapsayacak biçim­

de düzenlenmelidir.

KAYNAKLAR

A s h e r SR, Singleton LC, T in sley B R ve ark. (1979) A re­

liable sociom etrics m e a su re fo r p reschool children. D ev P sychol 15: 443-444.

B la c h m a n DR, H in sh a w SP (2002) P atterns o f fr ie n d s ­ hip am ong girls w ith a n d w ith o u t a tten tio n -d eficit/h yp e- ractivity disorder. J A b n o rm Child P sychol 30: 625-640.

B la c k B, H a ze n NL (1990) Social s ta tu s a n d p a tte rn o f com m unication in a cq u a in ted a n d u n a cq u a in te d p re s c ­ hool children. D ev P sychol 26: 379-387.

Bolger K E ve P a tterso n J C ( 2001) D evelopm ental p a th ­ w a y s fr o m child m a ltrea tm en t to p e e r rejection. Child D ev 72: 549-5 6 8 .

Coie JD, D odge KA, Copotelli H (1982) D im en sio n s a n d ty p e s o f social s ta tu s: a cross-age p ersp ective. D ev P sychol 4: 557-5 7 0 .

Crick NR, C a sa s J F (1997) R elational a n d o vert a g re s­

sio n in preschool. D ev P sychol 33: 579-588.

D ö km en İ (1995) S a n a tta ve G ündelik Y a ş a m d a iletişim Ç atışm aları ve E m pati. (2. B a skı) S is te m Yayıncılık, A n ­ kara.

G id d en s A (1993) Sociology. (2. B a skı) Polity P ress.

C am bridge.

H o rta çsu N (2003) Ç o cu klu kta İlişkiler. İm ge Y ayınevi, A n ka ra .

H o w e RT, P arke DR (2001) F riendship quality a n d soci­

om etric s ta tu s: b e tw e e n group d ifferen ces a n d lin k s to loniliness in severely a b u s e d a n d n o n a b u s e d children.

C hild A b u s e N egl 25: 5 8 5 -6 0 6

K apçı EG (1999) T h e reliability a n d validity o f th e presc-

(8)

hool behavior c h ecklist to T u rk ish n u rsery children.

E arly C hildhood D ev Care 1 50 : 43-51.

K eiley KM, B a te s JE , D odge A K ve ark. (2000) A cross d o m a in gro w th a n a ly sis: externalizing a n d internalizing behaviors during 8 y e a r s o f childhood. J A b n o rm Child P sychol 28: 161-179.

L in d s e y EW, C am pbell J , Lew is-M acK innon C ve ark.

(2002) M arital conflict a n d b o y’s p e e r relationships: the m ediating role o f m other-son em otional reciprocity. J F a m P sychol 16: 466-4 7 7 .

L y n n R (1989) A n a s s e s s m e n t o f em otional a n d b eh a vi­

oral p ro b lem s in reception c la s s children. Y a y ın la n m a ­ m ış m a ste r tezi. In s titu te o f E ducation, L o n d ra İniversi- tesi.

M EB (2002). T.C. Milli E ğitim B akanlığı. D eğerlendirm e Raporu. A n ka ra .

Miller LA, O lson LS (2000) E m otional e x p re s siv e n e s s d u ­ ring p e e r conflicts: a predictor o f social m a la d ju s tm e n t a m ong high-risk preschooler. J A b n o rm Child P sychol 28: 339-352.

O llendick TH, O sw a ld DP, Francis G (1989) V alidty o f te ­ a ch er n om inations in identifiying a g ressive, w ith d ra w n a n d p o p u ler children. J Clin Child P sychol 18: 221-229.

P arker JG , A s h e r S R (1987) P eer relations a n d later p e r ­ so n a l a d ju stm e n t: are low a ccep ted children a t risk?

P sychol B ull 102: 357-389.

R u b in MR, H u b b a rd J A (2003) C hildren's verbalisations a n d cheating behavior during g a m e playing: th e role o f sociom etric s ta tu s , a g ressio n a n d gender. J A b n o rm C hild P sychol 31: 65-78.

S c h a ffe r H R (1997) Social D evelopm ent. B la ckw ell P ub­

lishers. G lasgow .

S m ith PK, C ow ie H (1988) U nderstanding H u m a n D eve­

lopm ent. B la ckw ell P ublishers. N e w York. USA

S h a n tz CU (1987) Conflicts b e tw e e n children. Child D ev 58: 283-305.

Terry R, Coie JD (1991) A com parison o f m e th o d s f o r d e ­ fin in g sociom etric s ta tu s a m ong children. D ev P sychol 5:

867-8 8 0 .

V a u g h n BE, Colvin N, A zria MR ve ark. (2001) D ydactic a n a ly s e s o f fr ie n d s h ip in a sa m p le o f p reschool a g e children a tten d in g h e a d start: correspondance b e tw e e n m e a su re s a n d im plications o f social com petence. Child D ev 72 : 862-8 7 8 .

W ood J J , C o w a n PA, B a k e r B L ve ark. (2002) B ehavior p ro b lem s a n d p e e r rejection in p reschool b o y s a n d girls.

J G en P sychol 163: 72-88.

W u X , H art CG, D raper T W ve ark. (2001) Peer a n d tea c­

h er sociom etrics f o r preschool children: cross-inform ant concordance, tem poral sta b ility a n d reliability. Merrill P alm er Q 4 7 : 4 1 6 -4 4 3

Referanslar

Benzer Belgeler

Eleştirel sosyal bilimin amacı sadece sosyal dünyayı incelemek değil, aynı zamanda onu değiştirmektir. Eleştirel sosyal bilim, pozitivist bilimi dar, anti-demokratik olmakla

Bilimsel yaklaşım, bulguların deneysel gerekçesini göstermek için gerekli standart ve yöntemleri içerir.. Olgular arasındaki uygunluk veya benzerlikleri, dünyada olmakta

 En az bir nicel bir de nitel yöntem içeren ve hiçbir yöntemin araştırma paradigmasına doğrudan bağlı olmayan çalışmalar (Greene, Caracelli ve Graham,

Anahtar sözcükler: Conners Anababa Dereceleme Ölçeği, doğrulayıcı faktör analizi, geçerlik, güvenirlik SUMMARY: CONNERS’ PARENT RATING SCALE LONG FORM-REVISED: FACTOR

Çalışmamızda kliniğimizde Caldwell girişimi eklenerek endoskopik yaklaşımla opere ettiğimiz antrokoanal po/ip/i olguların.. retrospektif olarak incelenmesi

biyoeşdeğerlik, biyoyararlanım çalışmalarında, farmakokinetik bilgilerin değerlendirilmesi ve yorumlanmasında, ilaç etken maddelerinin nitel ve nicel.. analizlerinde,

Baskın ideoloji özgürlük, hak, sağlık, eğitim gibi temel kavramları da halkla ilişkiler teknikleri aracılığıyla yaşama sunmaktadır. Burada temel amaç

Bu araştırmanın ana materyalini, DAP (Doğu Anadolu Projesi) kapsamında süt sığırcılığı yapan Bingöl iline bağlı Merkez’e bağlı 2 köy, Genç ilçesine bağlı 3