• Sonuç bulunamadı

DİL GELİŞİM DÖNEMLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DİL GELİŞİM DÖNEMLERİ"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DİL GELİŞİM DÖNEMLERİ

Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN

(2)

DİL GELİŞİM DÖNEMLERİ

Dil gelişimi için öğrenme gerekli olmakla birlikte, olgunlaşma da şarttır. Bu bakımdan dil gelişimi süreç içerisinde ortaya çıkar. Dil gelişim dönemleri çevresel şartlara, bireysel özelliklere ve gelişimsel farklılıklara bağlı olarak, çocuktan çocuğa farklı seyirler gösterebilir.

Ancak, çocukların içerisinde bulundukları haftalık veya aylık dönem içerisinde gözlenebilen bir takım beceri ve davranışlar mevcuttur.

Bu bakımdan çocukların dil gelişimleri temel olarak

“konuşma öncesi dönem”

ve

“konuşma dönemi”

şeklinde iki temel kategori altında incelenebilir.

Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN

(3)

DİLİN KAZANILMASI

KONUŞMA ÖNCESİ DÖNEM KONUŞMA DÖNEMİ

1-Yeni Doğan Dönemi(Ağlama)(0-3 hafta) 1-Ses Sözcük Dönemi (11-13 Ay) 2-Agulama Dönemi (3-6 Hafta) 2-Tek Sözcük Dönemi (14-18 Ay)

3-Gığıldama Dönemi (6 hafta- 3 ay) 3-İki Sözcüklü İfadeler (Telegrafik Konuşma) (18-24 Ay)

4-Mırıldanma Dönemi (3-6 ay) 4- Üç ve Daha Fazla Sözcüklü İfadeler (2- 3 Yaş)

5-Mırıldanmanın Tekrarı Dönemi (6 -9 ay) 5-Gramer Kurallarına Uygun Konuşma Dönemi

Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN

(4)

Konuşma Öncesi Dönem

Yeni doğan dönemi (Ağlama) (0-3 hafta)

Yeni doğan dönemindeki bebekte istem dışı ses çıkarmalar görülür. Refleksif olan bu sesler, ses tellerinden geçen ve ciğerlerden atılan hava ile oluşan seslerdir.Konuşma mekanizmasının bu dönemdeki asıl görevi nefes alma ve vermedir.

İlk üç haftada çıkarılan bu sesler, farklılaşmamış seslerdir ve amaçsız veya anlamsız bir şekilde çıkarılır. Bu dönemde bebeğin soğuğa, açlığa ve acıya karşı farklılaşmış tepkileri yoktur. Sesler henüz gereksinimleri karşılamaya yönelik olarak çıkarılmamaktadır.Bu nedenle, doğumdan üç haftaya kadar olan dönem “farklılaşmamış ağlama dönemi” olarak da adlandırılır.

İkinci ayın sonundan itibaren önceki dönemlere oranla daha az ağlamaya rastlanır ve bebekler cıvıldamaya, bir diğer ifadeyle kumru gibi ses çıkarmaya başlarlar. Bu sesler, gerçek dile yakın olmayan ve zihinsel gelişim niteliği taşımayan sözel anlatımlardır. Genellikle bebeğin rahat ve hoşnut olduğu zamanlarda çıkardığı sesli harflerden oluşur

(5)

Konuşma Öncesi Dönem

Agulama Dönemi (3-6 hafta)

Bu dönemde bebekler agulama olarak nitelendirilen “oooo” veya “aaaa” gibi açık ünlülerden oluşan sesleri çıkarmaya başlarlar.

Bu dönemde çıkarılan sesler öğrenilmemiş seslerdir. Öğrenilmemiş sesler tüm dünya çocuklarında, işitme yeteneğinden ve çevreden duyulan seslerden bağımsız olarak görülür.

Bebek, sesleri zevk aldığı için tekrarlar, kendi sesini dinlemekten hoşlanır ve kendi sesine gülümser. Bu dönemdeki bebekler “ce-e” oyunu oynamaktan çok hoşlanırlar.

Bu dönemde bebeğin ağlama tınıları da ihtiyaçlarına göre değişiklik göstermeye başlar. Bu nedenle, üç-altı hafta arasındaki dönem “farklılaşmış ağlama dönemi” olarak da ifade edilir. Hatta dikkatli bakım verenler çocuğun ağlama tınılarından ihtiyacının ne olduğunu anlayabilirler. Bebekler ağlamanın dikkat çekmek için bir yöntem olduğunu da üç aylıktan itibaren anlamaya ve kullanmaya başlarlar.

Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN

(6)

Konuşma Öncesi Dönem

Gığıldama dönemi (6 hafta- 3 ay)

Bebekler iki aylık olduklarında, ağız kasları kontrolleri daha gelişmiş hale gelir ve ağız hareketlerini başlatıp, durdurabilir düzeye ulaşırlar.

Gülme ve gığıldama dönemi olarak adlandırılan bu dönemde bebek, “s, k, g” gibi yumuşak damak ve gırtlak seslerini çıkartabilir ve “a, o, u” gibi sesleri uzatabilir.

Çıkarılan seslerin çoğu, tekrarlanmaz ve ses üretimi hala büyük ölçüde refleksiftir

Bu dönemde çıkarılan sesler anlam yönünden, hoşnutluğu ve hoşnutsuzluğu ifade edebilir. Bebek başkalarının çıkardığı seslere tepki verirken, birincil bakım vereninin sesine de gülümser.

Sağır bebeklerin de hemen hemen aynı sesleri çıkardıkları görüldüğünden, gığıldama döneminin doğuştan getirildiği düşünülmektedir.

Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN

(7)

Konuşma Öncesi Dönem

Mırıldanma dönemi (3-6 ay)

Bebeğin ses üretimi artık refleksif değildir. Çıkardığı sesleri bilinçli olarak tekrar ettiği ve uzattığı görülür. Çıkarılan sesler amaçlı hale gelir.

Ses çıkarma için uyaran kendisidir. Bu dönemde bebek, ünlü ve ünsüz sesleri üreterek, tekrar eder. Buna vokal jimnastik denir.

Ünsüz harf sesleri bebek ancak 6-7 aylık olduğunda yani kaslarını ünlü harfleri ünsüz harflerle birleştirebilecek kadar denetleyebildiğinde ortaya çıkar.

Bebeğin tekrar etmekten hoşlandığı bu sesler “ma-ma-ma”, “ba-ba-ba” gibi seslerdir.

Bunlar babıldama veya cıvıldama olarak da adlandırılır. İlk cıvıldama sesleri dadadada, nanananana ya da yayayayayaya gibi aynı seslerin art arda yinelenmesinden oluşur.

Bu dönemde “b, m, p” gibi dudak sesleri ve uzun oyun sesleri ile çığlıklar ortaya çıkar. Dudaktan çıkarılan “bu”, “vu” gibi sürtünme seslerine rastlanır.

(8)

Konuşma Öncesi Dönem

Mırıldanma dönemi (3-6 ay)

Cıvıldama diğer bir açıdan da konuşma diline yönelik hazırlığın önemli bir parçası olarak kabul edilir çünkü gelişim bilimciler bebeklerde cıvıldamanın giderek işittikleri dilin tonlama örüntüsüne büründüğünü gözlemlemiştir. Bu süreç ‘‘sözcüklerden önce ses tonunu öğrenme’’olarak tanımlanır.

Ayrıca çocuklarda dil konusunun en önde gelen kuramcı ve gözlemcilerinden olan Lois Bloom (1998) yetişkinlerin cıvıldama seslerini daha önceki bebek seslerinden çok daha kolay taklit edebildiğini çünkü cıvıldamanın yetişkin konuşmasındaki ritim ve sese daha yakın olduğunu belirtir.

Cıvıldama ile ilgili olarak önemli bir diğer bulgu ve erken sinaptik bağlantılar ve budama çalışmalarına kanıt niteliğindedir. Bebekler cıvıldamaya ilk başladıklarında tipik olarak her türlü sesi kullanarak cıvıldarlar. Bu seslerden bazıları işittikleri dilin bir parçası değildir.

Daha sonra 9 yada 10. aylardan itibaren bebeklerin ses repertuarı giderek dinledikleri seslerin oluşturduğu kümeye doğru kaymaya, işitmedikleri sesler de elenmeye başlar.

(9)

Konuşma Öncesi Dönem

Mırıldanmanın Tekrarı dönemi (6-9 ay)

Bu dönemde ağız hareketlerinde artan bir çeşitlilik görülür. Bununla beraber çocukların çıkardıkları seslerin türünde ve sayısında da artış gözlenir.

Başlangıçta p, b, d gibi dudaksı ve diş eti patlamalı sesler çoğunluktadır.

Yaklaşık yirmi beşinci ile ellinci haftalar arasında belirgin bir şekilde görülen tekrarlayıcı mırıldanmalarda; ünlü değişebildiği halde, değişmeyen bir ünsüzden oluşan tekrarlayıcı bir ünsüz-bir ünlü serisi oluşturulur.

Giderek bu hecelerin birbirleriyle kaynaşarak hece tekrarına doğru geliştiği ve “ba-ba-ba”, “ma- ma-ma”, “de-de-de” gibi hece tekrarlarının yapıldığı görülür.

Bu heceler bebekler için, diğer insanlarla iletişim ve etkileşim kurmanın bir yoludur, seslerin dikkat çekme ve sosyalleşme için kullanıldığı, hoşnut olunan bir durum karşısında yeniden ortaya çıktığı görülür.

Bebek, ses üretimi ile işitmeyi birleştirerek işitilen sesleri tekrar eder ve tekrarlama için uyarım olarak taklit yapar. Bu taklit etme, bebeğin dil gelişimi ve beraberinde sosyal becerilerin kazanılması açısından önemli bir göstergedir.

Bu durumlar değerlendirildiğinde; mırıldanmanın tekrarının görülmemesi, bebekte işitme kaybı, zihinsel yetersizlik veya duygusal yoksunluk gibi durumların bir işareti olabilir.

(10)

Konuşma Dönemi

Ses sözcük dönemi (9-12 ay)

Bu dönem “çeşitlenmiş mırıldanma dönemi” olarak da adlandırılır. Bu dönemde

“jargon”

adı verilen anlamsız ve akıcı olma özelliğine sahip olan sesler çıkarılır ve bu sesler düz cümleye veya soruya benzeyen acele mırıltılar şeklinde duyulur.Bu dönemde çıkarılan sesler anadile ait seslerdir. Ses sözcükler sadece tek bir ünsüz ve ünlüden veya sadece tek bir ünlüden oluşabilir.

Bu dönemde bebeklerin çıkarılan seslerin yanında biz dizi hareketle «jest dili»

oluşturdukları da gözlemlenmektedir. Duygu ve isteklerini sesler eşliğinde kullandıkları jest dili ile belirtirler. Örneğin istediği bir oyuncağa uzanarak ağlamaya benzer bir ses çıkarması bebeğin isteğini dile getiriş biçimidir. Bebeklerde en sık kullanılan jest «elle gösterme»’dir.

Dönemin en önemli özelliklerinden biri de 9 ya da 10. aylarda görülen bebeğin kendisine söylenen bağımsız sözcükleri anladığını ortaya koyan belirtilerdir. Bebek isteklerini dile getirmeden önce dili anlayabilmektedir. Bu durum alıcı dil olarak ifade edilir.

Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN

(11)

Tek sözcük dönemi (12-18 ay)

Tek sözcük üretimi, kız çocuklarında genellikle yedinci ve sekizinci aylarda, erkek çocuklarında on birinci-on ikinci aylarda gerçekleşir. Bunun yanı sıra, tek sözcüklü cümlecikler dönemi on ikinci-on sekizinci aylarda ortaya çıkar ve ilk sözcüklerin devamlı olarak tekrarlandığı görülür.

Tek sözcükler; genellikle bir veya iki hecelidir ve nitelik yönünden aile bireyleri, yiyecek, nesne, hayvan isimleri gibi çocuğun yakın çevresinden ve bildiği dünyadan örnekleri içerir. Tek sözcük döneminde çocuğun anladığı sözcük sayısı (alıcı dil), ürettiği sözcük sayısından (ifade edici dil) daha fazladır

Tek sözcük döneminde, çocuklarda anlam genişletme (genelleme) veya anlam daraltma (yetersiz uzatma) şeklindeki dil kullanım süreçlerine rastlanır.

“Anlam genişletme”; kavramın anlamına uygun olmayan uyarıcılar için kullanılması,

“anlam daraltma” da anlamı geniş olan kavramın sınırlı şekillerde kullanılması demektir.

Örneğin;

“anlam genişletme” çocuğun “kedi” kelimesini “koyun” ve “köpek” gibi hayvanların yerine kullanması,

“anlam daraltma” ise çocuğun kendinden küçük kardeşine “bebek” derken, komşunun yeni doğan bebeğine bebek dememesi olarak ifade edilebilir.

Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN

(12)

İki sözcüklü ifadeler dönemi (Telgrafik konuşma) (18-24 ay)

İki sözcüklü yapılar on sekiz ay civarında ortaya çıkar ve tek sözcüklü ifadelerden ayırt edilebilir. Bu dönemde bebek anlamlı olarak 20-100 civarında sözcük kullanır ve iki-üç kelimelik cümleler kurmaya başlar.

Ancak, bunlar genellikle birbirini izleyen tek sözcüklerin birleşimi şeklindedir. Bu sözcüklerin çoğunluğunda genellemelerin yapıldığı görülür. Örneğin; çocuk bütün yiyecekler için “mama”

sözcüğünü kullanabilir.

Daha önceki dönemlerde istediğini işaretle gösterirken, bu dönemde daha çok sözcükle kendini ifade edebilir. İlk girişimler “anne ditti”, “baba bak” gibi düşünceyi ifade etmektedir.

Burada çocukların kullandıkları iki-üç kelimelik kısa cümleler telgraf ifadesine benzediği için, bu dönem telgrafik konuşma dönemi olarak da adlandırılır. Kural hataları olarak bilinen “aşırı kurallaştırma” ve “eksik kurallaştırma” görülmeye başlar.

(13)

Üç ve daha fazla sözcüklü ifadeler dönemi (2-3 yaş)

Bu dönem üç-dört sözcüğün bir araya getirildiği dönemdir. Çocuklar iki buçuk yaş civarında, ikiden fazla kelime içeren cümleler kurmaya başlarlar.

18-22 aylık dönemde birçok iki sözcüklü birleşimlerin ve birkaç üç sözcüklü birleşimlerin, 22-24 aylık dönemde üç sözcüklü birleşimlerin ve birkaç dört sözcüklü birleşimlerin üretildiği görülür.

Üç sözcüklü cümleler, özne-nesne-fiil yapısının kurulması ile başlar. Bu cümleler gramer açısından yetişkinlerinden farklı olsa da, kendilerine özgü bir sistemi vardır.

Çocukların üç sözcüklü birleşimleri kullanma oranı yükseldikçe, birleşimden çok cümle yapısı özelliğine geçildiği dikkati çeker.

İki buçuk yaşında “ben”, “sen” zamirlerinin anlamlarını anlamaya başlayan çocuk, üç yaşına geldiğinde zamirleri sürekli olarak kullanmaya başlar.

Üç yaş çocuğu isimleri, fiilleri, sıfatları içeren ya da daha fazla sözcükten oluşan yönergeleri anlar ve kısa basit cümleler kurabilir.

Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN

(14)

Gramer kurallarına uygun konuşma dönemi (3-6 yaş)

Üç yaş grubundaki çocuğun dört sözcüklü cümleler kurabildiği ve çevresindeki kişilerle sohbet edebildiği görülür.

Üç-dört yaşına geldiğinde, çocuk duygularını/düşüncelerini sözel ifadelerle anlatabilir ve hayali oyunlarda dili kullanır.

Üç-dört yaş dönemi çekim kurallarının görülmeye başladığı bir dönemdir. Çocuk geçmiş, şimdiki ve geniş zaman eklerini kullanır.

Üç-dört yaşındaki çocuk “mi” ekini alan soru cümlelerini kurabilir ve “-ler, -lar” çoğul eklerini yerinde kullanabilir.

Üç-dört yaş grubu çocuklar yaptıkları aktiviteleri heyecanla anlatır ve yaşadıklarını yetişkinlerle paylaşırlar.

Üç-dört yaşındaki çocukların sıklıkla “Babam nerede?”, “Bu kim?” gibi sorular sorduğuna rastlanır . Bu kapsamda, dört yaşındaki çocukların “Neden?”, “Ne zaman?”, “Nasıl?”, “Niçin?” sorularıyla sözcüklerin anlamlarını sorguladıkları görülür.

Dört yaş döneminde, çocuk birkaç çocuk şarkısını/şiirini ezbere söyleyebilir. Ayrıca, konuşmasında dilbilgisi kurallarına uyar.

Buna paralel bir şekilde, dört yaşındaki çocuklar yetişkinlerin kullandıkları soru formlarını içeren cümleleri kurmaya başlarlar.

Beş-altı yaş çocuğu az-çok, biraz, en az, en çok gibi kavramların anlamlarını bilir ve gösterilen nesneler arasından istenen özellikteki nesneyi seçebilir.

Günlük deneyimlerini anlatır ve karşılaştığı kavramları özelliklerine göre açıklayabilir. Bu süreçte dün-yarın gibi zaman kavramlarını yerinde ve anlamlı bir şekilde kullanabilir ve uygun bir şekilde zıt anlamlı kelimeleri ifade

(15)

Dil Gelişiminde Bireysel ve Gruplar Arasındaki Farklılıklar

Bireysel farklılıklar arasında en sık gözlemlenen farklılık hızda farklılıktır. Örneğin bazı bebekler ilk

sözcüklerini kullanmaya 8. ayda başlarken bazıları 18. ayda başlayabilir ve yine 2 yaşındaki çocukların sözcük dağarcıkları arasındaki farklar ise ortalama 10 ila birkaç yüz sözcük arasında değişim gösterebilir. Yine

çocukların iki sözcüklü ya da üç sözcüklü döneme geçişlerinde de farklılıklar görülmektedir.

Bu hız farklılıkları; kalıtım ve çevre bağlamında açıklanabilmektedir. Tıpkı diğer gelişim alanlarında olduğu gibi dil gelişiminde de gen havuzundaki bireylerle benzerlikler görülmektedir. Bu benzerliklere ikiz çalışmaları ile kanıtlar sunulmuştur. Bununla beraber yapılan evlatlık çalışmalarında genetik faktörden bağımsız olarak çocukların içinde bulundukları ailenin dil gelişim düzeyinden de etkilendikleri görülmektedir.

Kültürel farklılıklarda ise dillerin yapısının etkisinden söz etmek mümkündür. Örneğin İngilizcede cümle sonunda genelde adlar olduğu için bebekler adları kullanmayı daha erken öğrenirken Çin’de konuşulan

Mandarin dilinde ya da Türkçe gibi dillerde sonda fiil bildiren sözcükler bulunduğundan bebekler hem adları hem de fiilleri daha erken dönemde öğrenmektedirler.

Yine kültürel farklılıklar dolayısıyla bükümlü olmayan iki sözcüklü basit kullanma evresi yaşanmayabilir

Örneğin Türkçe öğrenen çocuklar tüm temel ad ve fiil çekimlerini 2 yaşında öğrenirler ve bükümsüz sözcükleri kullanma evresinden geçmezler. Kullandıkları dil basit olmakla birlikte yetişkin dili bakış açısıyla gramer

hatalarından uzaktır.

(16)

KAYNAKLAR

Angın, E., Yazıcı, Z., Kaçan, O.M., Kanak, M., Kılıçgün, Y.M., Oral, T., Pekdoğan, S., Samur, Ö.A. ve Yapıcı, M. ( 2016), Erken Çocukluk Döneminde Gelişim, ( Ed.Arslan, E.), Eğiten Kitap: Ankara.

Aral, N. (2011) Dil Gelişimi. Çocuk Gelişimi. (Edit: N. Aral, G. Baran), (163-192). İstanbul: YA- PA

Aksoy, P. ve Baran, G. (2020). Dil Gelişimi. A. Köksal Akyol (Ed.) Erken Çocukluk Döneminde Gelişim kitabı içinde (143-167 ss). Ankara: Anı Yayıncılık.

Aral N., Baran, G., Çimen, S. ve Bulut ,Ş. (2001). Çocuk Gelişimi. Ya-pa Yayıncılık: İstanbul.

Aydın, A., (1999). Gelişim ve öğrenme psikolojisi.Anı Yayıncılık: Ankara.

Aydoğan, Y., Özyürek, A. ve Gültekin Karaduman, G. (2018). Erken Çocukluk Döneminde Gelişim. Vize Yayıncılık: Ankara.

Bee,H. ve Boyd, D. (2009). Çocuk Gelişim Psikolojisi. İstanbul: Kaknüs Yayınları.

Deniz, E.,M. (2017). Erken Çocukluk Döneminde Gelişim, Pegem Yayıncılık: Ankara.

Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN

(17)

Didin, E. ve Köksal-Akyol, A. (2017). Bilişsel Gelişim. Aysel Köksal-Akyol (Ed.). Erken Çocukluk Döneminde Gelişim I kitabı içinde (242-262 ss.). Anı Yayıncılık: Ankara.

Kandır, A. (2007). Bilişsel Gelişimde Dilin Kazanılması. E. Ömeroğlu ve A. Kandır (Ed.). Bilişsel Gelişim kitabı içinde. (131-149 ss). Morpa: İstanbul.

Kasten, H. (2017), 0-3 Yaş Çocuk Gelişimi: Gelişim Psikolojisinin Esasları ( Çev. Çalışkan, Z., Ulutaş, A., Sağlam, M.), Anı Yayıncılık: Ankara.

Küçükkaragöz, H. (2002). Bilişsel Gelişim ve Dil Gelişimi. B. Yeşilyaprak(Ed.).Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi kitabı içinde. (76-107 ss.). Pegem: Ankara.

San Bayhan, P. ve Artan, İ. (2004). Çocuk gelişimi ve eğitimi. Morpa Kültür Yayınları:İstanbul.

Yıldız Bıçakçı, M. ve Aral, N. (2017). Dil Gelişimi. Neriman Aral ve Tayyip Duman (Ed.) Eğitim Psikolojisi kitabı içinde (132-150 ss.). Pegem Akademi: Ankara

Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN

Referanslar

Benzer Belgeler

Başlıca nedeni yüksek süt verimli ineklerin gebelik döneminde aşırı beslenmesi ve doğumdan sonra enerji eksikliği sonucu hızlı kilo kaybı ve

Although vancomycin resistance was detected from none of the enterococci isolates in our study by using phenotypic testing, the VanB gene was found in 11 (19%) of

It was also demostrated that both peripheral and systemic administration of amitriptyline induced antiallodynic effect in rat model of painful diabetic neuropathy

Konuşma eğitimi açısından Türkçe öğretmeni adaylarının ikna edici konuşmalarında kullandıkları ikna

Ramazan ayında çocukların, sabahtan öğlene kadar yada öğleden akşama kadar veya daha kısa bir süre için oruç tutmalarına denir. Ramazan ayında çocukların, sabahtan

Ahlaki gelişim düzeyleri hakkında yapılan bazı çalışmalarda beden eğitimi dersinin çocuğun ahlak gelişimine etkisi (Güler, 2006), ailesiyle yaşayan ve çocuk

Sonuç olarak, ülkemizde diflhekimleri ve yard›mc› sa¤l›k personeli hepatit B ve C için normal popülasyona göre daha fazla risk alt›nda de¤ildir.. Buna ra¤men, gerek

[r]