4.
MİKROORGANİZMALAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER II
Farklı Mikrobiyel Populasyonlar Arasındakiİlişkiler
Rekabet
Amensalizm Parazitizm Mutualizm Yırtıcılık
Mutualizm
İki populasyon arasında gerçekleşen her iki populasyonun da yararına olan
zorunlu bir ilişkidir.
Populasyonlar arasında fiziksel bir yakınlık vardır.
Bu ilişki sonucu mikroorganizmalar, tek başlarına yaşayamayacakları
habitatlarda birlikte yaşayabilirler.
Mutualistik ilişkiler evrimde de anahtar
rol oynar (endosimbiyotik teori).
Mutualizm
Likenler (Fungus + alg yada siyanobakteri) organik bileşik
Primer üretici tüketiciden
(fikobiyont/fotobiont) (mikobiyont)
mineral madde + gelişme faktörleri
Azot fikse eden fikobiyont azot çevredeki bitkiler
Kükürt dioksit fikobiyont inhibisyonu
mutualistik ilişki sonlanır.
Liken Bakterileri (bakteriobiont)
Liken bakteri ilişkisi liken oluşumunun başlangıcından beri vardır.
Likenlerdeki bakteriyel çeşitlilik bölge ve iklim koşullarına göre farklılık gösterir.
Likenlerin yeni habitatlara
adaptasyonlarında ve liken
funguslarının çeşitliliğinde bakteriler
etkindir.
Liken bir holobionttur
Simbiyotik ilişkilerle (mikroorganizma ve virüslerle birlikte) yaşayan bir
makro organizma holobiont olarak adlandırılır.
Simbiyotik yaşamdaki her grup biont
olarak,
olarak, bu biont ların tümü de gözle görülür bir holobiont olarak
adlandırılır.
Fotobiont + Mikobiont + Bakteriobiont = Holobiont (Liken)
İnsan da bir holobionttur.
Mutualizm
Protozoa endosimbiyontları Alg + protozoa
organik madde ve oksijen
Chlorella Paramecium
su, CO2, bazı gelişme faktörleri ve koruma
protozoa ışıklı anaerobik habitatlara gider.
Mutualizm
Bakteri + Protozoa
Bakteri gelişme faktörleri Protozoa
Coedibacter (toksin üretir) Paramecium aurelia (öldürücü özellik)
Bakteriler ise besinsel açıdan protozoaya bağlıdır.
Rumende yaşayan protozoalar metanojenik arkeler
Arkeler, protozoanın yüzeyine yapışıp
üretilen hidrojeni direk olarak kullanırlar.
Mutualizm
Lizojen bakteriler ve temperent fajlar arasında da mutualistik ilişkiler vardır.
Bakteri genomuna bağlanan faj genomu bakteriye çeşitli özellikler kazandırır.
Faj ise uzun süre canlılığını korur.
Konsorsiyum (bakteri + bakteri)
Tatlı su göllerinde mikroorganizmalar konsorsiyum olarak adlandırılan mutual ilişkilerin olduğu topluluklar halinde
yaşar. Bu mutual ilişkide fotosentez
yapan hareketsiz yeşil sülfür bakterileri (epibiont), hareketli kemoheterotrof
çubuk şeklindeki partnerleri ile stabil bir morfolojik yapı (varil, fıçı şeklinde)
oluşturur.
Epibiont: bir mikroorganizma hücresi
üstünde yaşayan ve o mikroorganizma ile
kommensal ilişkiler kuran organizmadır .
Rekabet
Rekabette her iki populasyon arasında negatif bir ilişki vardır.
Her iki populasyon da birbirlerinin canlılık ve gelişmelerinden etkilenir.
Rekabet halindeki populasyonların gelişme
oranları, tek başlarına olduklarında
ulaştıkları gelişme oranlarından daha
düşüktür.
Sınırlayıcı bir besin kaynağı için rekabet
Aynı habitatda bulunan ve aynı kaynak
için rekabet eden populasyonların
sadece biri bu rekabeti kazanacağı için
iki populasyonun aynı nişi işkal etmeleri
önlenir.
Rekabetin olmadığı şartlar
Aynı habitatı ve gıda kaynağını kullanan türlerde, habitat iki türün birlikte var olmalarını sağlayacak şekilde farklılık gösteriyorsa bu türler arasında rekabet olmaz.
Çevre şartlarındaki değişimler rekabet
eden populasyonların aynı habitatda
birlikte canlı kalmalarını sağlar.
Doğal ortamlardaki rekabet oldukça komplekstir.
Kaynak - oran teorisi
Her tür için sınırlayıcı kaynak miktarı + ölüm oranı
R = m K
s/ (μ
max- m)
R = Gelişmeyi sınırlayıcı kaynak konsantrasyonu
K
s= Maksimum gelişmedeki kaynak konsantrasyonu
μ
max= Kaynak doygunluğundaki maksimum gelişme oranı
m = Ölüm oranı
Çevresel strese tolerans
Kurak şartlara toleranslı populasyonlar daha az toleranslı populasyonların yerini kolayca alır.
Aynı şekilde yüksek sıcaklık ve tuz
konsantrasyonları gibi stres şartlarına
toleranslı türler rekabette üstünlük sağlar.
Mo rekabet yeteneklerine etkili özellikler
1. Büyüme hızları
2. Çevresel değişimlere tolerans gösterme 3. Abiyotik faktörlere tolerans gösterme
4. Sınırlayıcı besin maddelerini hücresel yapı taşlarına dönüştürme etkinliği
5. Büyüme faktörlerine olan gereksinim
6. Hücre içinde besin maddelerini depolayabilme özelliği
7. Hareket etme yetenekleri
8. Düşük konsantrasyondaki sınırlayıcı madde
konsantrasyonunda gelişme özelliği
Amensalizm
Birbirleriyle rekabet eden populasyonlarda, bir populasyon diğer populasyonlara inhibitör etki eden bir substrat ürettiğinde, bu
populasyonlar arasındaki ilişki amensalizm olarak adlandırılır.
Bu ilişkide inhibitör substratlardan
etkilenmeyen populasyonlar rekabetsel avantaj kazanırlar.
Antibiyosis ve Allelopati
Habitata yeni mikrobiyel
populasyonların girmesi önlenir.
Sülfürik asit üreten Thiobacillus thiooxidans türünün ortam pH’sını 1-2’ye düşürmesi,
Mo’larca oksijen üretimi yada tüketimi,
amonyum üretimi,
derideki doğal floranın patojenlerin gelişimini engelleyen yağ asitlerini üretmesi,
vajinada mo’larca üretilen asitler,
mayaların ürettiği alkol,
etanolün Acetobacter türlerince asetik asite (sirke) çevrimi,
süt ürünlerindeki laktik ve propiyonik asitler
Amensalizm
Mikroorganizmalar tarafından üretilen inhibitör maddeler, doğal ortamlarda bulunan organik bileşiklerin çok fazla parçalanmasını önleyip habitatı koruyucu bir görev de görürler.
Örneğin toprakta selüloz parçalanması
sonucu oluşan organik asitlerin ortamda
birikmesi selülozun kontrollu parçalanmasını
sağlar.
Antibiyotikler amensal ilişkilere sebep olurlar.
Antibiyotikler, sekonder metabolitlerdir.
Yoğun substrat konsantrasyonları mo gelişmesini arttırdığında antibiyotik üretilir.
Doğada antibiyotikler birikmiş halde bulunmaz.
Parçalanıp, akuatik habitatlarda etkisiz konsantrasyonlara dilüe edilirler.
Toprakta kil yada diğer partiküllere bağlanarak inaktive edilirler.
Antibiyotik üreten mikroorganizmalar
genellikle toprakta dominanttır.
bakteriyosin
Plazmid yada transpozonlarda kodlanan bakteriyosin üreten mikroorganizmalar kendilerine yakın olan türlerin membran fonksiyonlarını bozarak onların ölümüne sebep olurlar.
Bakteriyosinlerin ekolojik önemi antibiyotiklerden daha fazladır.
Bakteriyosin üreten türlerin aynı ekolojik
nişdeki türler üzerinde rekabetsel bir
avantajı vardır.
Parazitizm
Parazitizmde faydalanan populasyon yani parazit, besinsel gereksinimlerini
konukçudan sağlayarak ona zarar verir.
Konukçu parazit ilişkisinde direk fiziksel ve metabolik bir ilişki vardır.
Genellikle parazit konukçudan küçüktür.
Parazit eğer hücre dışındaysa ektoparazit,
hücre içindeyse endoparazit olarak
adlandırılır.
Bdellovibrio spp.
Gram negatif konukçuda gelişir, kendisi de G- dir.
Hareketli, konukçunun periplazmik boşluğuna (ektoparazit) girer.
Konukçu yuvarlaklaşır (bdelloplast)
Periplazmik boşlukta konukçu hücre içeriğini kullanarak uzun bir filament halinde gelişir.
Konukçu hücre içeriği tükendiğinde, filament tek hücrelere bölünür ve her hücrede flagella oluşur.
Oluşan Bdellovibrio sayısı konukçu hücre
büyüklüğüne bağlıdır. Küçük E. coli 4 adet,
büyük Spirillum serpens 20 adet
Doğada kil partiküllerinin olduğu bir ortamda E.
coli hücrelerinin çevresi kil paktikülleriyle
kaplandığından, Bdellovibrio hücreleri E. coli hücrelerini enfekte edemez.
Ektoparazitik diğer mikroorganizmalar ise konukçu hücrelerle direk temas kurmadan konukçu hücrelerin lize olmasına sebep olmaktadırlar.
Örneğin Myxobacteria türleri Gram pozitif ve
negatif bakterileri salgıladıkları ekzoenzimleriyle parçalayıp hücre materyallerini gıda olarak
tüketirler.
Benzer şekilde Cytophaga türleri de bazı algleri parçalayan enzimler üretir.
Bazı bakteriler ise fungal hücreleri etkileyen kitinaz ve selülaz enzimleri üretir.
Bazı mikroorganizmalar ektoparazitlerden spor
ve sist gibi yapılar oluşturarak korunurlar.
Hiperparazitizm
Kendileri parazit olan mo’lar, diğer parazitler için konukçu hücre olarak da görev görebilirler.
Hiperparazitizm olarak bilinen bu olayda
Bdellovibrio hücreleri parazit fajlar için konukçudur
Parazitizm populasyonların kontrolünde etkin rol oynamaktadır.
parazitler, konukçu yoğunluğunu azaltır
Konukçunun kullanacağı kaynaklar birikir ve yenilenir.
Konukçu yoğunluğu azaldığında, uygun besin bulamayan parazit populasyon yoğunluğu da azalır.
Parazit ortamdan tamamen uzaklaşınca konukçu
tekrar gelişmeye başlayabilir.
Yırtıcılık
Mikroorganizmalarda parazitizm ve yırtıcılık arasında kesin bir fark yoktur.
Bazı araştırıcılar tarafından Bdellovibrio Gram negatif bakteri ilişkisi yırtıcılık olarak kabul edilir.
Teorik olarak yırtıcılık, yırtıcı bir organizmanın bir avı yutup sindirdiği zaman oluşur.
Normalde yırtıcı av ilişkisi kısa sürelidir ve yırtıcı
avdan daha büyüktür.
Yırtıcılık
Yırtıcı av ilişkisinde yırtıcı ve av populasyon yoğunlukları düzenli dalgalanmalar yapar. Av populasyon yoğunluğu artarken yırtıcı yoğunluğu azalır.
Yırtıcı Tetrahymena pyriformis ve av Klebsiella pneumonie bakterisiyle yapılan çalışmalarda, her iki türün de ortamda canlı kalmasını sağlayan stabil bir ilişkinin olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Bakteri yırtıcıdan katı yüzeylere bakterinin daha etkin tutulmasını sağlayan kapsül üreterek kaçabilmektedir.
Av bulamayan yırtıcı populasyon yoğunluğu hızla azalınca da bakteri hızla gelişmesine devam etmektedir.