NİTEL ARAŞTIRMA PARADİGMASI ve
DİN
NİTEL ARAŞTIRMANIN TAŞIDIĞI BELLİ BAŞLI ÖZELLİKLER
Bugün, genelde toplumsal bilimler, özelde sosyoloji literatüründe, bu bilim dallarının ya da özellikle sosyolojinin nasıl bir bilim oldukları, bunların doğa bilimleri karşısında nasıl bir konumda bulundukları türünden konularda iki ana paradigmanın ya da iki farklı sosyolojinin varlığından söz edilmektedir.
Burada nitel çerçeveden hareket edilecektir.
➔ Nicel Paradigmalar
➔ Nitel Paradigmalar
➔ Nitel araştırma yoluyla günübirlik yaşamın dokusu ve örülüşü de dahil, toplumsal dizinin çok geniş bir seri boyutunu; araştırmamıza katılanların anlayış, deneyim ve tahayyüllerini, toplumsal süreçlerin, kurumların, söylem ve ilişkilerin işleyiş şekillerini ve bunların ortaya çıkardığı anlamların önemini keşfedebiliriz.
➔ Nitel araştırmada hemen dikkat çeken yönlerden biri belirsizliktir. Nitel yaklaşım fenomenolojik, hümanist, indirgemecilik karşıtı, bütünsel,
bağlamsal, temellendirilmiş, etkileşimci, düşünümsel, yorumsamacı, öznel ya da anlamacı şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Nitel araştırmacılar, kendi farklılıklarından kaynaklanan zenginliği, görüş birliğinin kesinliğine tercih etmektedirler.
➔ Nitel araştırma alanı, geniş bir dizi entelektüel ve disipliner gelenekten büyümüştür. Nitel araştırmanın muhtemelen en çok bağlantılı görüldüğü çerçeve, yorumlamacı sosyolojik gelenektir. Bunlardan da fenomenoloji, etnometodoloji ve simgesel etkileşimcilik ön plana çıkmaktadır.
➔ Nitel araştırma yaklaşım itibariyle, içeriden dışarıya doğru, katılım gösteren kişilerin bakış açılarından yaşam dünyalarını betimleme iddiasını
taşımaktadır.
Nitel araştırmada birtakım sayıltıların varlığı söz konusudur.
Bir sınıflandırmaya göre;
1. Toplumsal gerçeklik, anlamlara ilişkin paylaşılmış bir ürün ve atıf/nitelik taşımaktadır.
2. Toplumsal gerçekliğe ilişkin olarak süreçsel doğa ve düşünümsellik (reflexivity) nitelikleri varsayılmaktadır.
3. ‘Nesnel’ yaşam koşulları, bir yaşam dünyası için öznel anlamlarla önemli hale gelmektedir.
4. Toplumsal gerçekliğin iletişimsel doğası, araştırma için başlangıç noktası
oluşturacak şekilde, toplumsal gerçekliğe ilişkin inşaların yeniden kurulması için izin vermektedir.
Yaygın bir sınıflandırma olarak;
1. Ontolojik Sayıltılar
2. Epistemolojik Sayıltılar 3. Metodolojik Sayıltılar
NİTEL ARAŞTIRMANIN DİNİN
TOPLUMSAL İNCELEMESİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
Bugünkü, sömürge sonrası ve postmodern ortamda akademisyenler özeli
genele, yoğun betimlemeyi büyük kurama, gelecek hakkında spekülasyonlarda bulunmayı hazırdaki duruma yakın bir dikkat göstermeyi tercih eder hale
gelmişlerdir. Bu durum, din ile ilgili konulardaki toplumsal araştırmalarda yeni yaklaşımlar ya da bakış açıları geliştirilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Robert Wuthnow dine ilişkin arştırmalarda ‘Kartezyen ikicilik’ olarak nitelediği yaklaşımın yol açtığı en ciddi sorunlardan birinin indirgemeci tutumlar olduğu belirtilmektedir. Wuthnow’a göre sörvey tekniğine başvurarak dini fenomenleri inceleyen araştırmaların büyük bir çoğunluğu, anlam sistemlerinden çok, inanç sistemleri ya da dünya görüşleri üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Brink; dini, yaşamın sadece bir dilimi ya da parçasına indirgeme ihtimalinin ortaya çıkardığı sakıncalar karşısında, nitel yaklaşımın zorunlu bir ek
oluşturduğunu belirtmektedir.
Nitel araştırmanın din sosyolojisi bakımından yeri etrafında dikkat edilmesi gereken bir nokta da, bütün nitel çalışmaların aynı metafizik nesneyi
araştırmakta oluşudur. Spickard bu bakımdan nitel teknikler temelinde din sosyolojisine katkıları ele almaktadır. Ona göre her bir tekniğin farklı bir şeyin peşine düşmesi söz konusudur. F
Toplumsal Fenomenoloji
• Fenomenolojik yaklaşımda insanların deneyimleri felsefi incelmenin merkezine yerleştirilmektedir.
• Fenomenolojinin hedefi, dünyadaki öznel yönelime ilişkin evrensel yapıların betimlenmesidir.
• Fenomenolojistin tasarısı, bu evrensel deneyimlerin öznel biçimin ayrıntılarıyla ortaya koymaktır
• Fenomenoloji deneyim boyutuna odaklanarak, bunlara eklenen fikirleri paranteze alarak ve fikirlerin dışında bırakıldığı, bulunan tipik örüntüleri yeniden inşa ederek çalışmaktadır.
• Fenomenolojiyi diğer nitel türlerden ayıran şey ise, amaçlamakta olduğu nesne, yani deneyimdir.
Yorumsamacı Görüşme
• Yorumsama, sosyolojideki pozitivist paradigmanın hakim ve yaygın hale gelmesi sonucunda uzun bir süre fazla bir kullanım alanı bulamamıştır.
• Din sosyolojisinde yorumsamacı uygulamanın güttüğü hedef, çeşitli
durumların anlamını yorumun önüne koymak ve bu anlamalrı, ilgili insanların kendi zihinsel dünyalarının unsurları bakımından yakalamaya çalışmak
şeklinde ortaya çıkmaktadır.
• Bu açıdan bakıldığında ise, dini inançlara ilişkin açıklamanın, bir doğru
yorumlama meselesi olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Yani inançların anlamalrı, kendi toplumsal bağlamında anlaşılacaktır.
• Yorumsamacı görüşme, insanların kendi yaşamlarına ilişkin yine kendi anlayışlarının yakalanmaya çalışılması esasına dayanmaktadır.
• Yorumsamacı görüşmeye dayalı araştırmada yorum devreye girmektedir.
• Clifford Geertz, veri olarak adlandırılan şey, aslında başkalarının yaptıkları hakkındaki kendi inşalarına dair, araştırmacının kendi yeniden inşaları olmak durumundadır.
Anlatı ve Söylem Çözümlemesi
• Görüşmelerde cevaplayıcılardan toplanan kişisel anlatıların yanı sıra yazılı metinler, mektuplar, gazete makaleleri, hatta romanlar ve televizyon şovları da anlatı biçimini alabilmekte ve bunların hepsi dinler hakkında bilgi
sağlayabilmektedir.
• Bu veriler iki yoldan incelenmektedir; ilk olarak, anlatıların açık anlamı
üzerinde odaklanılmakta ve kişilerin cevaplayıcılarının betimledikleri dünyayı canlandırmanın yolları aranmaktadır. İkinci olarak, öyküler, derin anlamlara ilişkin göstergeler için çözümlenmektedirler.
• Foucaultgil ve postmodern toplumsal kuramda önemli kavramlardan biriside
«söylem»dir. Söylem, düşünmenin kurumsallaşmış bir yolu olup, dile gömülü halde bulunmaktadır ve insanların düşünce ve davranışlarını
şekillendirmektedir.
Etnografi
• Etnografi, toplumsal hayatın dışarıdan genel tarzda incelenmesine karşı, içeriden ve yeni bir bakıştan hareketle, daha küçük ölçekteki toplumsal
oluşumların ele alınmasına imkan veren bir araştırma tarzını işaret etmektedir.
• Etnografik araştırma zaman içerisinde önemli değişikler yaşamıştır. Bu alanda klasik/realist etnografiden pstmodern/temsili etnografiye doğru bir geçiş ya da değişim söz konusudur.
• Geleneksel haliyle gözlemlerde bulunma, sayımlar yapma, gizli örüntüler arama vb. durumlarla ilgili olagelmişse de, çağdaş etnografinin ayırt edici yönü onun öz-düşünümsel oluşunda yatmaktadır.
Sonuç
• Nitel boyutun din araştırmalarındaki yeri önceden beri tartışma ve şüphe konusu olmuştur.
• Başlangıçta ve 20. yüzyılın sonlarına dek, her ne kadar, toplumsal bilimler alanında tek tip bir çizgi olmamışsa da, bu dönem zarfında pozitivist olarak adlandırılan bilim anlayışı büyük ölçüde geçerlilik ve yaygınlık elde etmiş görünmektedir.
• Ancak, bilim, felsefe ve kültür alanlarındaki değişmeler ve bunlarla etkileşim halindeki toplumsal süreçler sonucunda «paradigma» düzeyinde tartışmalar öne çıkmış ve eski kabuller büyük meydan okumalarla karşılaşmıştır.
• Yukarıda bahsedilen gelişmeler, din alanında nitel çalışmaların önemi ve hatta zorunluluğunu ortaya koymaktadır.