ABBASİLER-KÜLTÜR VE
MEDENİYET II
Medâinî (ö. 225/840), Câhız (ö.255/869), İbn Kuteybe
(ö.276/889), Belâzurî (ö.279/892), Ebû Hanîfe ed-Dineverî (ö.
282/895), Ya’kubî (ö.292/904), Taberî (ö.310/922), Mes’udî
(ö.346/957), İbnü’n-Nedîm
(ö.385/995), İbn Miskeveyh (ö.
420/1030)
Tasavvuf: Züht ve takva temeline dayalı tasavvuf hareketinin gelişmesi de Abbâsîler dönemine rastlar. Tasavvufun gerçek
kurucuları sayılan Ma’rûf el-Kerhî (ö.815),
Zünnûn el-Mısrî (ö.246/861), Cüneyd-i Bağdâdî (ö.298/911), Bâyezîd el- Bistâmî (ö.261/875), Sehl b. Abdullah et-Tûsterî (ö.283/896),
Hüseyin b. Mansûr el-Hallâc (ö.309/922) gibi sufilerin birçoğu Abbâsî döneminde yaşamıştır.
Haris b. Esed el-Muhasibî (ö.243/837) er-Ri’âye li Hukûkillâh adlı eseri ile tasavvuf ilmînin
temellerini attı ve bu eser daha sonraki
yazarlara bir model teşkil etti.
İslam Felsefesi: Tercüme faaliyetleri İslâm felsefesinin oluşumunda önemli rol oynadı. Bu dönemin en ünlü filozoflarından Kindî
(ö.261/873), Farabî (ö.339/950) ve İbn Sina (ö.466/1073) din ile felsefeyi uzlaştırma
yolunda çabalar vererek eserler yazmışlardı.
Dil ve Edebiyat: Abbâsîlerin ilk dönemlerinde dil (nahiv) alanında Basra ve Kûfe ekolleri
oluşmuş ve bu ekollere bağlı olarak birçok dil bilgini yetişmişti. Basra ekolünün başlıca
temsilcileri arasında Sîbeveyh, el-Müberred ve
Zeccâc; Kûfe ekolonun temsilcileri arasında ise
Kisâî ve Ferrâ vardı.
Binbir Gece Masalları’nın ilk
taslağı Irak’ta kaleme alınmıştır.
Cehşiyarî (ö.331/ 942) tarafından hazırlanan bu taslağın esasını,
Hindistan kaynaklı Hezar Efsane
(Bin Efsane) adı altında İran’da
yazılmış bir hikâye kitabı teşkil
etmiştir.
Beytü’l-Hikme:Beytü’l-Hikme’de felsefî ve çeşitli ilim dallarıyla ilgili kitapların tercüme faaliyetlerinin yanı sıra;
istinsah, okuma ve te’lif de yapılmakta, seminer ve konferansların düzenlendiği görülmektedir Müstensih, mütercim,
yazar ve okuyucuların ayrı ayrı yerlerinin bulunduğu Beytü’l-Hikme’de; âlimler ve felsefeciler tam anlamıyla bir hürriyet
içerisinde çeşitli din ve mezheplerle ilgili
münazaralar düzenlemiş ve tartışmıştır.
İdarî Yapı:
Halifelik
Vezirlik
Hâciblik
Divânlar: Abbasîler, Emevîlerden daha ayrıntılı bir idarî sistem oluşturmuşlardı. Emevîler
döneminde merkezde yer alan Divânü’l-çeyş, Divânü’l-harâc, Divânü’r-resâil, Divânü’l-hâtem, Divânü’l-berîd’in aynı şekilde Abbasîler
döneminde de varlığını devam ettirdiği ancak, bu dairelere ilave olarak, Divânü’l-ezimme, Divânü’l- mezâlim, Divânü’n-nafakât, Divânü’-diyâ,
Divânü’t-tevki’yi kurmuşlardı.
Divânü’l-ezimme,devletin gelir ve giderlerinin kontrolü ve muhasebe işleri ile ilgili dairesiydi.
Divânü’l-mezâlim, yüksek devlet görevlilerinin, etkili kişilerin ve harâc memurlarının devlet alehine veya
halka karşı işledikleri suçlar ve onlarla ilgili şikayetlerle ilgilenen hukuk kurumu idi. Kadıların bakmaktan aciz kaldıkları her davaya mezâlim mahkemelerinde, bu kadılardan daha yetkili sâhibu’l-mezâlim denilen hâkimler bakarlardı. Divânü’n-nafakât, saray
harcamaları ile ilgili daireydi. Divânü’d-diyâ ise savâfi denilen devlet arazilerinden şahıslara ıktâ (işletilmek üzere verilen toprak parçası) edilen geçimlik olarak verilen arazilerin öşrünü toplama işlerini yürütürdü.
Divânü’t-tevki, resmi yazıları çok öz ve veciz bir hale getirildiği daire idi.