• Sonuç bulunamadı

ISBN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ISBN"

Copied!
248
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

İstanbul 2016 [1866-68]

Eski Yunancadan Çeviren Evangelinos Misailidis

Önsöz

Sayın Derkon Metropoliti Apostolos Yayıma Ηazırlayan

Haris Rigas, Stefo Benlisoy Kapak ve İç Tasarım

Fivos Nomikos Ahmet Andrea Özgüneş’in

şahsi teşebbüsü ve hamiliğiyle basılmıştır.

istos yayın Mumhane Cad. No: 39

Aziz Andrea Manastırı Hanı Kat 5 Karaköy-İstanbul Tel: +90 212 243 41 61

www.istospoli.com info@istospoli.com Sertifika No: 25219

ISBN 978-605-4640-46-1

Baskı

Figür Grafik ve Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti Yıldırım Oğuz Göker Cad., Nilüfer Sk. 5.

Gazeteciler Sitesi, No: A 19/5 Akatlar-İstanbul Tel: +90 212 282 77 01

Sertifika No: 14746

(3)

ΙΣΤΑΝBΟΛΔΑ ͵Βιϛ΄ ⁜ İSTANBUL 2016 [1866-8]

Ἀνατολὴ Γαζέταση μüυελλιφὶ Κούλαλη Εὐαγγελινὸς Μισαηλίδησδεν ἀδὶ Τουρκὶ λισανηνὰ τερδζουμὲ, βὲ κyαφέϊ Ἀνα-

τοληλὴ Ὀρθόδοξος Χριστιανλαρὴν μουταλyαασὴ ἰτζοὺν τάbb-ου

τεμσὶλ ὀληνμούşδηρ.

İNCİL-İ ŞERİF

İOANİS ve MATTHEOS KAVLİNCE Anatoli Gazetası müellifi Kulalı Evangelinos Misailidisden adi Turki

lisanına tercume, ve kâffe-i Ana- tolili Orthodoksos Hristiyanların

mutalâası içun tabb-u temsil olınmuşdır.

(4)
(5)
(6)

ÖNSÖZ

Önsözünü yazma şerefine nail olduğum bu kitap, son yıllarda yayımcılığın yönelimlerine yeni boyutlar kazandırıyor. Bu yayını yeni kılan, dilsel özgünlüğüdür; bu kitap Karamanlıcada, yani Yunanca harflerle yazılmış Türkçeyle yayımlanmıştır ve İsa’nın Büyük Kilise- si’nde sene boyunca okunan İncil alıntılarını içermektedir.

Bu kitabın ilk baskıları, 1866 ve 1868 yıllarında, İstanbul’da, Patrik Sofronios’un ve Anadolu Metropolitlerinin himayelerinde ya- yımlanmıştır. İNCİL-İ ŞERİF İOANİS ve MATTHEOS KAVLİNCE [ΙΝΔΖΙΛΙ ŞΕΡΙΦ ΙΩΑΝΝΗΣ βὲ ΜΑΤΘΑΙΟΣ ΚΑΒΛΙΝΔΖΕ] başlığıy- la neşredilen kitabın önsözü Patrik Sofronios ve Anatoli gazetesi yayın yönetmeni Evangelinos Misailidis tarafından kaleme alınmıştır.

Türkdilli Şark’ta tercümeler vasıtasıyla Batılı ve Helen eğitim unsurlarının bütünleştirilmesinin uzun erimli olduğunu not etmek gerek. Aynı zamanda Türkdil Ortodoksların basılı yayın üretiminin büyük kısmının kayıt altına alınmasının öncü araştırmacılar E. Dalle- gio, S. Salaville ve Osmanlı tarihçisi Evangelia Balta ve başkalarının zahmetli emekleriyle başarıldığını da vurgulamak gerekiyor.

Sözü edilen İncillerin yayımlanması, bu basılı yayın üretimi bağ- lamında gerçekleşmiştir. Aynı zamanda bu, Ekümenik Patrikhane’nin Osmanlı İmparatorluğunun Türkdilli Karamanlı Hıristiyanlarının da bir parçası olduğu uhdesindeki Hıristiyanlara rehberlik etmekteki sa- mimi ve devamlı ilgisini ortaya koymaktadır. Ekümenik Patrikhane bu ilgi ve çabasının bir neticesi olarak en kutsal metinlerin Karamanlı- caya çevrilmesini her şekilde destekler. Böylece Türkdil Ortodokslar ilahi kelama kendi lehçelerinde ulaşma imkânı bulmuş olurlar.

Muhterem Patrikhanemizin bu çalışmaları, Yeni Ahit’in Kutsal Ruh’un yönlendiriciliği altında İncil ve Mektupları dönemin lingua franca’sı olan Helenistik dönem Yunancasına çeviren ilahi yazarların-

(7)

ca temellenmiş geleneği sürdürmüş olmaktadır. İsa Mesih’in Büyük Kilisesi İncil’i, kadim Slav dilini kullanarak Slav topluluklara kazan- dıran Aziz Kirilos ve Aziz Methodios’un çizdiği yolda da devam et- mektedir.

Böylece Ekümenik Patrikhane, İsa’nın Büyük Kilisesi olarak, ırksal, dilsel ve ulusal farklılıkları ne olursa olsun tüm müminleri ku- caklamakta ve onlara yol göstermektedir.

Günümüzde beş yüzyılda yayımlanmış olan Karamanlıca kitap- ların önemi ve bunların Karamanlıların ulusal ve dinsel aidiyetleri- nin oluşumu hakkındaki sorulara verebilecekleri cevapların çokluğu vurgulanmaktadır. Bu hususlara ek olarak, Karamanlıcanın bizlere çağdaş Yunan hayatının çeşitli nedenlerle gün yüzüne çıkmamış ve ka- ranlıkta kalmış yarımküresini, Osmanlı İmparatorluğu’nun Türk dilli ahalisini aydınlattığı vurgusu eklenmelidir.

Bu noktada desteğiyle bu eserin basılmasını sağlayan, değerli Andreas Özgüneş’e teşekkür etmek ve söz konusu eserin özenli basımı için istos yayın’ı tebrik etmeyi istiyorum.

† Derkon Metropoliti Sayın Apostolos

(8)

KARAMANLILAR VE KARAMANLICA

Başta Ortodoks Hıristiyanlar olmak üzere ‘Bizim Anado- lu’daki [Kath’imas Anatoli] ahalinin büyük bir bölümünün kültürünü ilgilendiren çok önemli ve zihin açıcı bir mesele Karamanlıcadır.

Karamanlıca, Türkçe (Osmanlıca) konuşan, ama konuştukları dili Yunanca harflerle yazan Karamanlıların yazılarında ve anıtlarında kullandıkları dildir. Dolayısıyla Karamanlıca dilinden bahsedemeyiz, ama Karamanlıca metinlerden bahsedebiliriz.

‘Karamanlılar’ tabiri, Küçük Asya’nın tarihi ve ruhani Ka- padokya bölgesinden doğmuştur. Bu bölge XIII. yüzyılın sonundan XV. yüzyıla kadar bölgede hâkimiyet kurmuş olan Karamanoğulları Beyliği’nden dolayı ‘Karamania’ olarak adlandırılmaya başlamıştı.

Bu devlet Orta Anadolu’nun güney kısmında, Türkmenler tarafın- dan, Karaman Bey liderliğinde kurulmuş ve II. Mehmet hükümdar- lığı döneminde Osmanlı Devleti hâkimiyeti altına girmiştir. Beylik, en güçlü olduğu dönemde, Akdeniz bölgesinin tüm orta bölümüne –yaklaşık olarak Antik Kilikya’nın bulunduğu bugünkü Antalya’nın doğusunun ve Mersin’in batısının bulunduğu alana da– hâkimdi.

Bölgenin Osmanlı Devleti topraklarına dahil olmasının ardından Karamanoğulları’nın bıraktığı iki isim günümüze kadar varlığını sürdürdü: Orta Anadolu’da bulunan, beyliğin başkentliğini yapmış olan ve bugün hâlâ aynı adı taşıyan Karaman şehri ile Karamanlı ahalisi. Burada Karamanoğulları’nın Müslüman, Karamanlıların ise Türkçe konuşan Hıristiyan bir ahali olduğunu belirtmek isterim.

Bu sebepledir ki, Karamanlıların pek çok üyesi 1920’lerdeki nüfus mübadelesiyle Yunanistan’a göç etmek zorunda kalmışlardır.

Başlangıçta Orta Anadolu’da var olmuş olan Karamanoğulları

(9)

Beyliği’nin sakinlerine ‘Karamanlılar’ adı verilmişken, daha sonrala- rı bu tabir yalnızca Kapadokya bölgesinde yaşayan ve Türkçe konu- şan [Türkdilli] Ortodoks ahali için kullanılagelmiştir. Sonuç olarak ise, bu tanımlama tüm Türkdilli Ortodokslar için kullanılmaya baş- lamıştır.

Türkçe konuşup Yunanca harflerle yazımın çelişkisini Kara- manlılar kendi dillerinde (ve kendi yazım biçimlerinde) tarif ederler:

Gέρδζι Ροὺμ ἴσεκδε ρούμδζα bιλμὲζ τüύρκδζε σοϊλέριζ.

Νὲ τούρκδζε γyαζὰρ ὀκούρουζ νέδε ρούμδζα σοϊλέριζ.

Ὀϊλὲ bὶρ μαχλούδη χάττη ταρικατημήζ βάρδηρ Χουρουφουμὴζ Γyονανίδζε τüύρκδζε μερὰμ ἐϊλέριζ.

Bu metin şu anlama gelir:

Gerçi Rum isek de Rumca bilmez Türkçe söyleriz.

Ne Türkçe yazar okuruz ne de Rumca söyleriz.

Öyle bir mahludi hatt-ı tarikatımız vardır Hurufumız Yonanice, Türkçe meram eyleriz.

Bu durumu açıklayan çeşitli tezler vardır. Biz, Küçük Asya’nın bir medeniyetler beşiği, çeşitli halkların geçiş, buluşma, karşılaşma ve yerleşme mekânı olduğunu söylemekle yetineceğiz. Bu halkların çoğunun izleri ve eserleri geleneklerde, kültürde ve özellikle de dilde yaşamaktadır. Çünkü Kapadokyalıların dili yalnızca Karamanlıca değildir. N. S. Rizos ve Kapadokya diyalektleri araştırmacısı Mark Janse’ye göre, Suriyeli Kapadokyalılar ya da Beyaz Suriyeliler Hitit- ler’in soyundan gelmektedir, bu sebepten dolayı da dilleri Hitit diliyle akrabalık gösterir. Frigyalıların, Sümerlerin ve Medlerin egemenlik- lerinin yanı sıra Ermeniler ve Araplar gibi çeşitli halklarla kurulan temasların ardından, kabul gören etkileşimlere göre çeşitli yerel dil- ler oluşmuştur. Küçük Asya’nın Büyük İskender tarafından fethinin ardından Yunanca dili yayılmaya ve aşamalı olarak özerk halkların dilleri yok olmaya başlamış. Roma döneminde Hıristiyanlığın Elen-

(10)

leşmesiyle birlikte artık hem eğitimde hem de dini faaliyetlerde Yu- nanca hâkim olmaya başlamıştır. Bizans döneminde, yalnızca Küçük Asya’da değil, tüm Doğu Akdeniz bölgesinde Hıristiyanlık Yunanca üzerinden yayılmış, tüm bunlara rağmen ise bu yerel diyalektler ve anadiller konuşulmaya devam etmiştir.

XIV. yüzyılda Kapadokya Karamanoğulları’nın egemenliği altında bulunduğu esnada dönemin egemeni Mehmet Bey tarafın- dan ev hayatı ve dini ibadet de dahil olmak üzere Türkçeden başka dil konuşulması yasaklanır. Böylece sadece yasaktan ötürü değil ama pratik nedenler ve eğitimin noksanlığı nedeniyle de, artık Karamanlı olarak anılan bölge sakinleri Yunan dilini veya lehçelerini kaybetme- ye başlarlar.

Karamanlılar dillerini kaybetseler de, yazılı iletişim ve başka pratik nedenlerden ötürü Yunan alfabesini muhafaza ederler. Aynı şekilde asıl olarak dinsel içerikli bir dizi Yunanca kelimeyi de muha- faza ederler. Doğal olarak Türkdilli bölgelerde Kapadokya lehçeleri- nin (Misti, Uluağaç, Farasa vb yerlerdeki Yunanca lehçeler) konuşul- duğu bazı adacıklar muhafaza edilir. N. S. Rizos, özellikle Yunandilli kendi vatanı Sinasos [Mustafapaşa] olmak üzere, bölgedeki her şeh- rin ve köyün eğitim düzeyi ve dilsel durumundan bahseder.

Türkdilli Ortodoks nüfusun ruhani olarak desteklenmesi için çok erken dönemlerden itibaren İnciller, aziz biyografileri, imana ve ibadete ilişkin kateşizm eserleri gibi dinsel içerikli eserler Yunan harfli Türkçe olarak yayımlanmaya başlar. Bu eserlerden bir kısmı, Yunan- ca ve Karamanlıca olarak çiftdillidir, bazılarıysa sadece Karamanlıca olarak basılmıştır, 1817 yılına ait bir kateşizm kitabında olduğu gibi bazılarıysa Yunanca önsözlere sahiptir. Anılan kitabın önsözünden bir bölüm aşağıda sunulmaktadır:

“Dolayısıyla bütün bunlardan ötürü tüm Ortodoksla- rın müşterek validesi, tüm evlatlarının istifadesini gözeten ve çabalayan Hz. İsa’nın Büyük Kilisesi, bir çok vakitte sadece basit gündelik konuşulan dilde bazı didaktik kitapları neşr etti, fakat Küçük Asya’nın Yunanca sade lehçesinin konu-

(11)

şulmadığı kısımlarında oturan Ortodoksların istifadesi için Türk lehçesinde Yunan hurufatlı eserler de neşr etmiştir, bu elinizdeki kitap da bunlardandır, yani gençler ve başka dilli Ortodoks evlatlarımız için Ortodoks imanımızın kateşizmini ihtiva etmektedir, Apostolos’a göre bizden Elen ve barbar da istifade etmektedir.”

Fakat Karamanlılar arasındaki iletişim, bilginin yayılması ve malumat değiş tokuşu ihtiyacı dinsel kitaplar dışında gazeteler, der- giler, şarkı listeleri, halk hikâyeleri, tarih ve coğrafya kitapları ve aynı zamanda dönemin Avrupa literatüründen çeviriler de yayımlanmaya başlamasının ardında yatan nedeni oluşturur. Aynı zamanda çok sa- yıda cemiyet ve uhuvvet de o dönemde yaşananlara ilişkin muazzam bir bilgi kaynağı oluşturan çeşitli salnâmeler yayımlamaktaydılar.

Karamanlıca sözlü abideler, şarkılar ve halk hikâyelerine olan ilgi XIX. yüzyılın sonunda Ch. Texier gibi yabancı araştırmacılarca başlamış ve devamında Dersaadet Rum Edebiye Cemiyeti, P. Karoli- dis, A. Levidis, E. Misailidis gibi isimlerce geliştirilmiştir. O dönemde çok sayıda Karamanlının yaşadığı İstanbul, İzmir ve başka büyük şehirlerde önemli bir yayımcılık faaliyetinin geliştiğini not edelim.

Bütün bu yayımcılık faaliyeti, keşfedilmelerine kadar çok az şey bili- nen Karamanlıların bölgesi hakkında çok sayıda unsuru gün ışığına çıkarmaktadır.

Örnek olarak bu yayımlardan bazılarını zikrediyoruz:

1) Patrik Gennadios Sholarios, “Ekthesis tis Hristianikis Pisteos [Hıristiyan İnancına Dair]”, Martinus Crucius yay., Turcograecia, Ba- sel, 1584. (Karamanlıca)

2) Kitabı Mukaddes, Palea ke Keni Diathiki [Kitabı Mukaddes, Eski ve Yeni Ahit] (Karamanlıca), 1884.

3) Ekümenik Patrik Neofitos, Vivlion Psihofelestaton is tin Aplin Karamanlikin dialekton [Karamanlıca Diyalektine Dair Faydalı Kitap], 1889.

4) Digloso Efchologio se Ellinika ke Karamanlidika [Yunanca ve Ka- ramanlıcada Çiftdilli Dua Kitabı], 1782.

(12)

5) Martinus Crusius, Turcograecia, Basel, 1584.

6) O Prosorinos Kanonismos ton 10 Vulefton tis Protevusis, sta Karaman- lidika [Başkentin 10 Mebusuna Dair Geçici Nizamnâme] (Karaman- lıca), 1877.

7) Kapadokiki Ekpedeftiki Adelfotis, Organikos Aftis Kanonismos [Ka- padokya Eğitim Kardeşliği Nizamnamesi (çiftdilli)], Konstanti- noupoli, 1872.

8) Aleksandros Dumas, O arhon tu kosmu [Dünyanın Hâkimi]

(Karamanlıca), 1884.

9) Leonidas Melas, Yerostathis (Karamanlıca), 1866.

10) Mikrasiatikon imerologion sta karamanlidika [Karamanlıca Küçük Asya Salnâmesi], Astir, 1913.

11) I Evropaiki (do, re mi fa, sol, la, si) ke i Vizandini (pa, vu, ga, di, ke, zo, ni) mousiki klimaka [Avrupa (do, re, mi, fa, sol, la, si) ve Bizans (pa, vu, ga, di, ke, zo, ni) Müzik Notaları] (Karamanlıca), 1872.

Yazar, mütercim ve yayımcı olarak Karamanlıca lisanının ya- yılmasında katkı sunan birçok kişi arasında, daha sonra Ankara Met- ropoliti olacak Pisidyalı Serafim ve “Türkdilli Yunanların Korais’i”

olarak tanımlanacak, 1840’ta İstanbul’daki ilk Karamanlıca gazete Anatoli’nin yayımcısı Evangelinos Misailidis’i anmak gerekir.

Son on yıllarda Yunan, Türk ve hatta yabancı araştırmacılarca bu alanın, hâlâ var olabilecek ve araştırılabilecek abidelerinin araştı- rılması ve kayda geçirilmesi çabasının yoğunlaştığını söylemek gere- kiyor. Aynı zamanda Küçük Asya Araştırmaları Merkezi ve Parnasos Filoloji Cemiyet gibi değişik kuruluşlarca çevrilen ya da yayımlanan Karamanlıca kitapların bulunduğunu da not etmek gerekmekte.

Son olarak bu kısa önsözümüzü, Karamanlıca kitap ve türlü basılı eserlerin koleksiyonlarını bulup araştırabileceğimiz değişik ku- ruluşların kütüphaneleri ve koleksiyonlarını sıralayarak bitiriyoruz.

Atina Akademisi Kütüphanesi ve Selanik’teki Efkseinos Kulübü ve diğer bazı kuruluşlar bu tür eserleri ihtiva etmektedir. Son olarak, Balkan Yarımadası Araştırma Merkezi (İMHA), Girit Üniversitesi Dijital Kütüphanesi, Anemi-Digital Library of Modern Greek Stu- dies, İstanbul’da bulunan Sismanoglio Merkezi-Sakulidis Kütüpha-

(13)

nesi, Veria [Karaferye] Merkezi Kamu Kütüphanesi, Küçük Asya Araştırmaları Merkezi-Karamanlıca Yazıda Yayınlar, Prof. Dr. Evan- gelia Balta’nın kişisel internet alanı ve Ulusal Araştırma Merkezi’nin Modern Helen Araştırmaları Bölümü dijital ortamda Karamanlıca yayımlara sahiptirler.

† Derkon Metropoliti Sayın Apostolos

(14)
(15)

Ταρίκ, βὲ χακικάτ, βὲ χαγyὰτ bὲν ἴμ.

(Ἰωάννησιν ὄν δüρδüυνδζὶ bαbηνὴν ἀλτηνδζὴ bενδινδέ) Tarik ve hakkikat ve hayat ben im.

(İoanis’in on dördünci babının altıncı bendinde)

(16)

Γyάνι

ΚΑΙΣΑΡΕΙΑΣ ΠΑΪΣΙΟΣ ΕΦΕΣΟΥ ΠΑΪΣΙΟΣ ΚΥΖΙΚΟΥ ΝΙΚΟΔΗΜΟΣ ΝΙΚΟΜΗΔΕΙΑΣ ΔΙΟΝΥΣΙΟΣ

ΝΙΚΑΙΑΣ ΙΩΑΝΝΙΚΙΟΣ ΧΑΛΚΗΔΟΝΟΣ ΓΕΡΑΣΙΜΟΣ

ΑΜΑΣΕΙΑΣ ΣΩΦΡΟΝΙΟΣ ΠΡΟΥΣΗΣ ΚΩΝΣΤΑΝΤΙΟΣ ΝΕΟΚΑΙΣΑΡΕΙΑΣ ΙΕΡΟΘΕΟΣ

ΙΚΟΝΙΟΥ ΝΕΟΦΥΤΟΣ ΠΙΣΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙΣΑΡΙΟΣ ΤΡΑΠΕΖΟΥΝΤΟΣ ΚΩΝΣΤΑΝΤΙΟΣ

ΑΓΚΥΡΑΣ ΙΩΑΝΝΙΚΙΟΣ ΦΙΛΑΔΕΛΦΕΙΑΣ ΜΕΛΕΤΙΟΣ

ΧΑΛΔΙΑΣ ΓΕΡΒΑΣΙΟΣ ΡΟΔΟΠΟΛΕΩΣ ΓΕΝΝΑΔΙΟΣ Ἐφένδιλερ νάμη şεριφλερινὲ μüυτερδζιμ

ταραφηνδὰν τενμὶκ ὀληνμούşδηρ.

(17)

Yani

KAYSERİ Metr. PAİSİOS EFES Metr. PAİSİOS AYDINCIK Metr. NİKODİMOS

İZMİT Metr. DİONİSİOS İZNİK Metr. İOANİKİOS KADIKÖY Metr. YERASİMOS

AMASYA Metr. SOFRONİOS BURSA Metr. KONSTANDİOS NİKSAR Metr. İEROTHEOS

KONYA Metr. NEOFİTOS PİSİDYA Metr. KESARİOS TRABZON Metr. KONSTANDİOS

ANKARA Metr. İOANİKİOS ALAŞEHİR Metr. MELETİOS

HALDİA Metr. YERVASİOS RODOPOLİS Metr. YENADİOS Efendiler namı şeriflerine mütercim

tarafından tenmik olunmuşdır

(18)

Φαζηλετλοὺ Ἐφένδιλερ!

Ἴşbου Κιτάbη şερὶφ Ραbbινὰ Ἰησοῦς Χριστὸς ἐφένδιμιζ χαζρετλερινὶν τερδζουμέϊ χαλί, βὲ Δίνι μουστακημημηζὴν ἐσασὴ ὀλοὺb, λέϊλ-ου νιχὰρ μου- ταλyαὰ ἰτμὲκ üὐζερὲ πὲ χὲρ Ὀρθόδοξος Χριστιανδὰ bιρὲρ σουρετὶ bουληνμὰκ şὰρτ βὲ φὰρζ ἰσέδε, bιλμέγιζ ἄρτηκ νὲ ἐφκyαρὲ μεbνὶ φάκατ ἀζὶζ Κίλσελερδε bουληναρὰκ, Λαϊκὸς ὀλὰν Ὀρθόδοξος Χριστιανλὰρ şüϊλὲ δουρσοὺν, bέλκι ρουεσάϊ Δίν-ου μεζχεbιμίζ ὀλὰν Ρουχbὰν ζüυμρεσινδὲ δαχὴ bουληνμὰζ δεσὲκ δζαίζδιρ.

Πὲ χὲρ ἀδὲμ ἰσε ζαχὶb ὀλδηγὴ μεζχεbὶν ἀκαῒδ βὲ şεραϊτινὲ ἀşινὰ ὄλ- μαμακ, βὲ Δίνι μουστακημημηζὴν ἐσασὴ ὀλὰν büϊλὲ bὶρ κιταbὴ bὶλμεμεκ Μι- λέτι γάϊρι Ἰησεβιεγyὲ νισbέτλε πὲκ ἀγὶb ὀλδηγηνδὰν, βὲ ἴşbου Ἰνδζίλι şεριφὶν ἰbτιδάϊ τεbşιρινδὲν, βὲ ἀζὶζ Ἐκκλησίαμηζην τεεσισινδὲν bεροὺ Ἀνατολὴ κητ- τασηνδὰ bουληνὰν Ὀρθόδοξος Χριστιάν καρηνδαşλαρημηζὴν ἀνλαγyάbιλεδζεγι ἀλεσ-σεβὶ Τουρκὶ λισανηνδὰ Ἐκκλησιαστικὸν Εὐαγγέλιονην τερδζουμεσὶ bου- λούνμαδηγηνδαν, bοὺ κουλλαρὴ χὲμ βατανλαρημὰ şοὺ χηζμετὶν δαχὴ ἰφασηνὴ ζιμμετιμὲ δεγὶν βὲ φὰρζ ἀδδὶ ἰλὲ ἄσλη σουρετὶ Ρουμίδζε ἰλὲ bεραbὲρ ἀλεσσεβὶ Τουρκὶ λισανηνὰ τερδζουμὲ ἐγλεδίμ.

Ἐββὲλ ἐμιρδὲ Ἰωάννησιν, σάνια Ματθαῖοσην, σάλισα Λουκασήν, ράbια Μάρκοσουν ἀζιζ Πάσχαμηζ Κυριακησινδὲν bαşλαγyαράκ, Βαΐα Κυριακησινέδεκ bὶρ σενὲ ζαρφηνδὰ Κυριακηλὲρ βὲ ἀδὶ gyüυνλὲρ Εὐαγγέλιονλαρηνη, βὲ γίνε ζήκρ ὀληνὰν 4 Εὐαγγελιστησλερὶν büγyüὺκ χαφταγyὰ δαὶρ Εὐαγγέλιαλαρηνη, βὲ bὲ χὲρ Κυριακὴ gyüυνλερινὶν Ἑωθινὰ Εὐαγγέλιαλαρηνη, βὲ Σεπτέμβριοσδαν bαşλα- γyαρὰκ, 12 ἄϊ ζαρφηνδὰ ζουχοὺρ ἰδὲν ἀζιζλερὶν βὲ ἀδὶ gyüυνλερὶν Εὐαγγέλιαλαρη- νη, βὲ Μελαϊκλερὶν, Πεϊγαμbερλερὶν, Ρεσουλλερὶν, Şεχιδλερὶν, Ἱεράρχησλεριν, Ἱερομάρτυρεσλεριν, Ὅσιοσλαρην, Ὁσιομάρτυρεσλεριν ἐγyάμη ρεσμιελερινδέ, χάσηλ ἐλ κελὰμ χὲρ gyüνὲ χαδζὲτ βὲ διλεκδὲ κηραατὴ λyαζὴμ gελὲν Εὐαγγέλιονλαρη Ἐκκλησιαστικὸν Εὐαγγέλιονην ἀϊνινὲ τατbίκαν τανζὴμ βὲ τερδζουμὲ ἐγλεδίμ.

Büϊλὲ bὶρ κιτάbη şερὶφ ἰσὲ ζίρι ἰδαρέϊ ρουχανιενιζδὲ bουληνὰν ἀλyά- βου ἐδνὰ κyαφφέϊ Ὀρθόδοξος Χριστιανλαρὴν μüυταλyαασὴ ἰτζοὺν χὲρ bαbδὲ ἐλζὲμ ὀλδηγηνδὰν, ἔλbεττε χüύσνι καbοὺλ ἰλὲ δζüύμλεγyε ταβσιὲ ἰδεδζεγινιζὲ

(19)

Faziletlu Efendiler!

İşbu Kitab-ı şerif Rabbina İisus Hristos efendimiz hazretlerinin tercüme-i hali, ve Din-i mustakımımızın esası olub, leyl-u nehar mütalâa itmek üzere be her Orthodoksos Hristiyanda birer sureti bulınmak şart ve farz ise de, bilmeyiz artık ne efkâre mebni fakat aziz Kilselerde bulınarak, Laikos olan Orthodoksos Hristiyanlar şöyle dursun, belki rüesa-i Din-u mezhebimiz olan Ruhban zümresinde dahı bulınmaz desek caizdir.

Beher adem ise zahib oldığı mezhebin akaid ve şeraitine aşina olmamak, ve din-i mustakımımızın esası olan böyle bir kitabı bilmemek Milet-i gayri İseviyeye nisbetle pek ayıb oldığından, ve işbu İncil-i şerifin ibtidai tebşirinden, ve aziz Eklisiamızın teesisinden beru Anatoli kıttasında bulınan Orthodoksos Hristiyan karındaşlarımızın anlayabileceği ales sevi Turki lisanında Eklisiastikon Evangelionın tercümesi bulınmadığından, bu kullar-ı hem vatanlarıma şu hızmetin dahı ifasını zimmetime deyin ve farz addi ile asl-ı sureti Rumice ile beraber al-es-sevi Turki lisanına tercüme eyledim.

Evvel emirde İoanisin, saniya Mattheosın, salisa Lukasın, rabia Markosun aziz Pashamız Kiryakisinden başlayarak, Vaia Kiryakisine dek bir sene zarfında Kiryakiler ve adi günler Evangelionlarını, ve yine zikr olınan 4 Evangelistlerin böyük haftaya dair Evangelialarını ve beher Kiryaki günlerinin Eothina Evangelialarını, ve Septemvriosdan başlayarak, 12 ay zarfında zuhur iden azizlerin ve adi günlerin Evangelialarını, ve Melaiklerin, Peygamberlerin, Resullerin, Şehidlerin, İerarhislerin, İeromartireslerin, Osiosların, Osiomartireslerin eyam-ı resmiyelerinde, hasıl el kelam her göne hacet ve dilekde kıraatı lazım gelen Evangelionları Eklisiastikon Evangelionın aynine tatbikan tanzim ve tercüme eyledim.

Böyle bir kitab-ı şerif ise zir-i idare-i ruhaniyenizde bulınan alâ vu edna kâffe-i Orthodoksos Hristiyanların mütalâası içun her babde elzem oldığından, elbette hüsn-i kabul ile cümleye tavsiye ideceğinize zerrece

(20)

ζέρρεδζε şüυbχὲ ὀληνάμαζ· χεμὰν ἀζὶζ δοαλερινὶζ üὐζεριμιζδὲν ἐξὶκ ὄλμα- γyαρακ, büϊλὲ Δινδαşλαρημὴζ χακκηνδὰ γάϊετ φαϊδελοὺ κιταbλαρὴν ταbb ου νεşρινὲ δζüύμλενιν γαϊρετινὶ ταχρίκ-ου τεşβὶκ ἐγλεσούν!

1865, Ἰανουάριος. Ἰστανπόλ.

Ρουχανὶ ἐβλαδηνήζ

Εὐαγγελινὸς Μισαηλίδης Κούλαλη

Μüυελλίφι Γαζετάϊ Ἀνατολή.

Σωφρόνιος Πατριάρχης καβλίνδζε Ἰωάννης Εὐαγγελιστησὶν τερδζüυμέϊ χαλὶ bεγyανινδέ.

Ζεβεδαῖοσουν βὲ Σαλώμηνιν μαχδουμὶ, βὲ ἐφένδιμιζ δζεφαλερινδὲν σόνρα Ἡρώδησιν κὰτλ ἰτδιγὶ ἀζὶμ Ἰάκωβοσουν bιραδερὶ βὲ ἐφένδιμιζιν πὲκ μουχιbbὶ Ἰωάννης Εὐαγγελιστὴς Ἀσία Ἐπίσκοποσλαρηνδαν τεşβὶκ ὀληναρὰκ· Εὐαγγέ- λιονηνη ὄ bιρ üὔτζ Εὐαγγελιστησλερδὲν σόνρα καλεμὲ ἀλδὴ, şüϊλέ κι ὄ ἐσναδὲ Κήρινθος νὰμ βὲ σάϊρ bὶρ τακὴμ ραφαζηλὰρ; βέ Ἰησοῦς Χριστὸς Μαρίαδαν μεβλοὺδ ὄλμαδη κηγyασηνδὰ bwληνὰν Ἐμβιωνὶτ üὐνβανλὴ bὶρ νὲβ· μεζχέπ ζw- χοὺρ ἰτδιγινδὲν, ἐφένδιμιζιν τεβελλούδι şεριφινὶ ζὴκρ, βὲ Ματθαῖος βὲ Μάρκος βὲ Λουκᾶς Εὐαγγελιστησλερὶν τεελιφκερδεσὶ ὁλὰν Εὐαγγέλιαλαρη bὶλ κηραὰτ, τασδὶκ ἐγλεδί· φάκατ ὄ bιρ üὐτζλερὶν ζὴκρ ἰτμὶc ὀλδηγὴ bὶρ σενελὶκ βουκουατὴ γyάνι Ἰωάννης Πρόδρομος Ἡρώδησδεν μαχπεσὲ ἰλκὰ ὀληνμαζδὰν ἐββελκὶ bὶρ σενεὶ bὲρ ταρὰφ ἰδερὲκ, κwσοὺρ βουκουατὴ καλεμὲ ἀλδὴ, ἀνὴν ἰτζοὺν bάζηλαρη Ἰωάννησιν Εὐαγγέλιονη ὄ bιρ üὐτζλερνκινdεν φαρκλήδηρ κηγyὰς ἰδερλὲρ ἰσέδε, δηκκὰτ ἰλὲ μüυταλyαὰ ἰδενλὲρ bοὺ φαρκὴν ὄ ζὴκρ ὀληνὰν bὶρ σενεδὲ ὀλδηγηνὶ ἰδρὰκ ἰδεbιλουρλέρ· bουνδὰν bαşκὰ üὔτζ κηττάδα οὐμουμὶ ναμελὲρ γyαζδή.

Ἴμδι 96 σενεσινδὲ Δομετιανὸς Παδιşαχὴν ἀσρινδὲ Πάτμος üζεζιρεσινὲ νεφὶ ὀληναρὰκ, ὀνδὰ Ἀποκάλυψισι (Ἰλχαμὰτ κιταbηνὴ) καλεμὲ ὀλδή. Βὲ Δομετιανὸς Παδιşὰχ ἐμελyάτη νὰ μερζιεσὶ βὲ χαρεκyάτη βαχşιεσὶ σεbεbὲ κὰτλ ὀληνδηκδὰ, Νέρβανην ἀσρινδὲ Ἀγyασουλουγὰ (Ἔφεσοσα) gιτδὶ, βὲ Τραϊανὸς Παδιşαχὴν ἀσρινέδεκ ὀνδὰ ἰκαμὲτ bίρλε, Ἀσίανην κyαφφέϊ Κε- λίσαλαρηνη bινὰ βὲ τεεσὶς ἐγλεδὶ, βὲ 95 σενὲ καδὰρ γyαşαγὴb, νίχαϊετ

(21)

şübhe olınamaz; heman aziz doaleriniz üzerimizden eksik olmayarak, böyle Dindaşlarımız hakkında gayet faidelu kitabların tabb-u neşrine cümlenin gayretini tahrik-u teşvik eylesun!

1865, İanuarios İstanbol

Ruhani evladınız

Evangelinos Misailidis Kulalı

Müellif-i Gazeta-i Anatoli

Sofronios Patriarhis kavlince İoanis

Evangelistisin tercüme-i hal-i beyâninde

Zevedeosun ve Salominin mahdumi, ve efendimiz cefalerinden sonra İrodisin katl itdiği azim İakovosun biraderi ve efendimizin pek muhibbi İoanis Evangelistis Asia Episkoposlarından teşvik olınarak, Evangelionını o bir üç Evangelistislerden sonra kaleme aldı, şöyle ki o esnade Kirinthos nam ve sair bir takım rafazılar, ve İisus Hristos Mariadan mevlud olmadı kıyasında bulınan Emvionit unvanlı bir nev mezheb zuhur itdiğinden, efendimizin tevelludi şerifini zikr, ve Mattheos ve Markos ve Lukas Evangelistislerin telifkerdesi olan Evangeliaları bil kıraat, tasdik eyledi fakat o bir üçlerin zikr itmiş oldığı bir senelik vukuatı yani İoanis Prodromos İrodisden mahbese ilka olınmazdan evvelki bir seneyi ber taraf iderek, kusur vukuatı kaleme aldı, anın içun bazıları İoanisin Evangelionı o bir üçlerinkinden farklıdır kıyas iderler ise de, dikkat ile mütalâa idenler bu farkın o zikr olınan bir senede oldığıni idrak idebilurler; bundan başka üç kıttada umumi nameler yazdı.

İmdi 96 senesinde Dometianos Padişahın asrınde Patmos ceziresine nefi olınarak, onda Apokalipsisi (İlhamat kitabını) kaleme aldı. Ve Dometianos Padişah emmelât-ı na merziyesi ve harekât-ı vahdiyesi sebebe katl olındıkda, Nervanın asrinde Ayasuluğa (Efesosa) gitdi, ve Traianos Padişahın asrınedek onda ikamet birle, Asianın kâffe-i Kelisalarını bina ve tesis eyledi, ve 95 sene kadar yaşayıb, nihayet

(22)

Τραϊανὸς Παδιşαχὴν ἀσρινδὲ γyüυζüυνδζὶ σενεδὲ ἐδζελὶ ἰλὲ ρουχηνὴ Ράbbιε τεσλὶμ ἐγλεδί.

Βέ Σοὺρ (Τύρος) Ἐπίσκοποση Δωρόθεος καβλίνδζε, Τραϊανὸς Παδι- şαχδὰν Πάτμος δζεζιρεσινέ νεφὶ ὀλδηκδὰ, Εὐαγγέλιονη Ἀσίαγyε τεbşὶρου νιδὰ ἐγλεδὶ, βὲ Εὐαγγέλιονη ὀνδὰ καλεμὲ ἀλαράκ, Ἁγyασουλουκδὰ μισαφὶρ ὀλδηγὴ χανὲ σαχηbὶ Διάκονος Γάϊος μαριφετὶ ἰλὲ νὲşρ ἐγλεδί· βέ Τραϊανοσοὺν βε- φατινδέν σόνρα Πάτμος δζεζιρεσινδὲν Ἁγyασουλουγὰ τεβαττοὺν ἰδερὲκ, 120 γyαşηνδὰ ὀλδηγὴ ἀνδὲ ὀνδὰ Ἀλλαχὴν ἐμρὶ üὐζερὲ διρὶ ὀλδηγὴ χαλδὲ κενδüυσινὶ δὲφν ἐγλεδί· bάζηλαρη Πάτμος δζεζιρεσινέ δεγὶλ Τραϊανοσοὺν ἴλλα Οὐεσπεσι- ανὸς ὀγλοὺ Δομετιανὸς Παδιşαχὴν ἀσρινδὲ νεφὶ ὀλδὴ διμὲκ ἰστερλέρ.

(23)

Traianos Padişahın asrinde yüzünci senedi eceli ile ruhını Rabbiye teslim eyledi.

Ve Sur (Tiros) Episkoposı Dorotheos kavlince, Traianos Padişah- dan Patmos ceziresine nefi oldıkda, Evangelionı Asiaye tebşir-u nida eyledi, ve Evangelionı onda kaleme alarak, Ayasulukda misafir oldığı hane sahıbi Diyakonos Gaios marifeti ile neşr eyledi; ve Traianosun vefa- tinden sonra Patmos ceziresinden Ayasuluğa tevattun iderek, 120 yaşın- da oldığı ande onda Allahın emri üzere diri oldığı halde kendusini defn eyledi; bazıları Patmos ceziresine değil Traianosun illa Uespesianos oğlu Dometianos Padişahın asrinde nefi oldı dimek isterler.

(24)

Aziz İncil yazarı İoanis

(25)

Aziz İncil yazarı Mattheos

(26)

ΙΝΔΖΙΛΙ ŞΕΡΙΦ

ΙΩΑΝΝΗΣ ΚΑΒΛΙΝΖΕ

ΠΑΣΧΑΝΗΝ ΑΖΙΖ ΒΕ ΑΖΙΜ ΠΑΖΑΡ GΙÖΥΝΙΝΔΕΝ BΑŞΛΑΡ.

ΠΑΣΧΑ ΚΥΡΙΑΚΗΣΙΝΔΕ ΛΕΙΤΟΥΡΓΙΑΔΕ Ἰωάννης ἀχδηνδὰ γyαζηλμὴc Ἰνδζίλι şεριφὶν

κηραατηνὰ δηκκὰτ ἰδελὶμ.

bτιδαδὲ κελὰμ βὰρ ἰδὶ, βὲ κελὰμ Ἀλλαχὴν κατηνδὰ ἰδί· βὲ κελὰμ Ἀλ- λὰχ ἰδί. ὄλ ἰbτιδαδὲ Ἀλλαχήν κατηνδά ἰδί. Χὲρ şέϊ ἀνήνλε γyαραδηλδή·

βὲ χὶτζ bὶρ μαχλοὺκ ἀνσὴζ χὰλκ ὀλούνμαδη, ὀμüὺρ ἀνὴν ἰτζινδὲ ἐδὶ, χὲμ fμüὺρ ἀδεμλερὶν νουρὶ ἰδί. Νοὺρ δαχὴ καρανληκδὲ ζιγyὰ ἐγιλὲρ, καρανλὴκ ἰσὲ ἀνὴ ἰδρὰκ ἴτμεδι. Ἀλλαχδὲν ἰρσὰλ ὀλουνμοὺς bὶρ ἀδὲμ βὰρ ἠδή κι, ἀνὴν ἀδὴ Ἰωάννης ἰδί. Bοὺ şαχαδὲτ βερμεγὲ gελδὶ, τά κι νουρδὰν fτüυρüὺ şαχαδὲτ βερὲ, κὶ χέπισι ἀνὴν σεbεbὶ ἰλὲ ἰμὰν gετιρελέρ. ὄ κενδουσὶ νοὺρ δεγὶλ ἰδὶ, ἔμμα τά κι νουρδὰν fτwρüὺ şαχαδὲτ βερέ. ὄ νοὺρ χὰκκ ἠδή κι, bοὺ δüυνγyαδὲ ἰδὶ, βὲ δüυνγyὰ ἀνήνλε γyαπηλμήşδηρ, βὲ δüυνγyὰ ἀνὴ bίλμεδι. ὄ κενδουνινκιλερὲ gελδὶ, βὲ κενδουνινκιλερὶ ἀνὴ καbοὺλ ἴτμεδιλερ. Ἔμμα Ἄλλαχὴν ὀγουλλαρὴ ὀλουνμαγὰ κουδρετινὶ ἀνλερὶν δζüύμλεσινε βερδί κι, ἀνὴ καbοὺλ ἰδοὺb ἰσμινὲ ἰμὰν gετουρελέρ· Κὶ ἀνλὲρ βὲ νὲ κανδὰν βὲ νὲ νὲφς ἀρζουσηνδὲν, βὲ νὲ ἐρὶν şεχβετινδεν, ἴλλα Ἀλλαχδὰν δογμουşλάρδηρ. Βὲ κελὰμ δζεσὲδ ὀλδοὺ, χὲμ λοὺτφ βὲ χακηκατδὲν δολοὺ ἰκὲν ἀραμηζδὰ μεκyὰν τουτδοὺ, (βὲ bὶζ ἀνὴν δζε- λαληνὴ gyüρδüὺκ bαbαδὰν δογμούς πίριδζικ ὀγουλοὺν δζελαλὴ gιbί.) Ἰωάννης ἀνὴν χακκηνδὰ şαχαδὲτ ἰδὲρ, βὲ νιδὰ ἰδοὺπ, ὀλ ἀκαπίμδζε gελὲν, bενδὲν ἑββὲλ ὀλουνμούşδουρ δεδιγὶμ bούδουρ δεδί· ζίρα bενδὲν ἐββὲλ ἰδί. Βὲ bὶζ χέπιμιζ ἀνὴν γανιμετινδὲν χὲμ λοὺτφ ἰτζοὺν λοὺτφ ἀλδήκ. Ζίρα τεβρὰτ Μωϋσῆς ἰλὲ βεριλδὶ, ἔμμα λοὺτφ βὲ χακηκὰτ Ἰησὰ ἐλ Μεσὶχ ἰλὲ ὀλδού.

(27)

İNCİL-İ ŞERİF

İOANİS KAVLİNCE

PASHANIN AZİZ VE AZİM PAZAR GÜNİNDEN BAŞLAR.

PASHA KİRYAKİSİNDE LİTURYİA’DE İoanis ahdında yazılmış İncil-i Şerif ’in

kıraatına dikkat idelim.

İ

btidade kelam var idi, ve kelam Allahın katında idi; ve kelam Allah idi. Ol ibtidade Allahın katında idi. Her şey anınle yaradıldı; ve hiç bir mahluk ansız halk olunmadı, ömür anın içinde idi, hem ömür ademlerin nuri idi. Nur dahi karanlıkde ziya eyiler, karanlık ise anı idrak itmedi. Allahden irsal olunmuş bir adem var idi ki, anın adı İoanis idi.

Bu şahadet vermeye geldi, ta ki nurdan ötürü şahadet vere, ki hepisi anın sebebi ile iman getireler. O kendusi nur değil idi, emma ta ki nurdan ötürü şahadet vere. O nur hakk idi ki, bu dünyaya gelen her ademi nurlandırır. Dünyade idi, ve dünya anı bilmedi. O kenduninkilere geldi, ve kenduninkileri anı kabul itmediler. Emma Allahın oğulları olunmağa kudretini anlerin cümlesine verdi ki, anı kabul idub ismine iman getureler.

Ki anler ve ne kandan ve ne nefs arzusınden, ve ne erin şehvetinden illa Alahtan doğmuşlardır. Ve kelam cesed oldu, hem lutf ve hakikkatden dolu iken aramızda mekân tutdu, (ve biz anın celalını gördük babadan doğmuş biricik oğulun celali gibi). İoanis anın hakkında şahadet ider, ve nida idub, ol akabimce gelen, benden evvel olunmuşdur dediğim budur dedi; zira benden evvel idi. Ve biz hepimiz anın ganimetinden hem lutf içun lutf aldık. Zira Tevrat Moisis ile verildi, emma lutf ve hakikat İsa el Mesih ile oldu.

(28)

ΠΑΣΧΑΝΗΝ ΑΖΙΖ ΒΕ ΑΖΙΜ ΚΥΡΙΑΚΗΣΙΝΔΕ Ἀχşὰμ δοασηνδά. Ἰωάννης καβλίνδζε.

χşὰμ ὀλούνδζε χέμαν ὄλ gywνδὲ κὶ χαφτανὴν bαşὴ ἰδὶ, βὲ şαγιρδλὲρ δζὲμ ὀλδουκλαρὴ γyερὶν καπουλαρὴ Γyαχουδιλερὶν κορκουσουνδὰν κα- παλοὺ ἰκὲν, Ἰησοῦς gελὶb ἀραλαρηνδὰ δουρδοὺ, βὲ ἀνλερὲ, σελὰμ σιζὲ, δεδί. Bουνοὺ δεδικδὲ, ἀνλερὲ ἐλλερινὶ βὲ büγρwνüὺ gyüστερδί. Ἴμδι şαγιρδλὲρ Ραbbὶ gyüροὺπ σεβινδιλέρ. Βὲ Ἰησοῦς ἀνλερὲ τέκραρ, σελὰμ σιζὲ, bαbὰμ bενὶ ἰρσὰλ ἰτδιγὶ gιbὶ, bὲν δαχὴ σιζὶ ἰρσὰλ ἰδέριμ, δεδί. Bουνοὺ δεδιγὶ gιbὶ, ἀνλερὲ üὐφλεδὶ, βὲ Ροὺχ ἔλ κουδουσὶ ἄλην, δεδί. Κιμέ κι gywναχλερινὶ bαγηşλαγyάσηνηζ, bαγηşλανμὴc ὀλουρλάρ· βὲ κιμὲ κι ἀλὴ κογyάσηνηζ, ἀληκονμοὺc ὀλουρλάρ. Βὲ ὄν ἰκιδὲν bιρὶ, ἐκὶζ δεδικλερὶ Θωμᾶς, Ἰησοῦς gελδιγὶ ζεμὰν ἀνλὲρ ἰλὲ bιλὲ δεγὶλ ἰδί. Ἴμδι σάγιρ şαγιρδλὲρ ἀνὰ, bὶζ Ραbbὶ gyüρδüὺκ δεδιλὲρ, ἔμμα ὄ ἀνλερὲ δεδί κι, τὰ bὲν ἐλλερινδὲ ἐκσερλερὶν νιşανηνὴ gyüρμεγίνδζε, βὲ ἐκσερλερὶν νιşανηνὰ παρμαγημὶ, χὲμ bογρwνὲ ἐλιμὶ σόκμαγίνδζε χὶτζ ἰνανάμαμ.

Πασχαλyὰ χαφτασηνὴν παζὰρ ἐρτεσί gyüυνί.

Ἰωάννης ἀχδηνδά γyαζηλμήc Ἰνδίλιρ şερίφδιρ.

λλαχὴ χὶτζ κίμσε gyüρμεμίσδιρ· πεδερὶν κουδζαγηνδὰ ὀλὰν bίριδζικ ὀγλοὺ ἀνὴ bεγιάν ἐγιλεδί. Βὲ Ἰωάννησιν şαχαδετὶ bούδουρ, χάτζαν κι Για- χουδιλὲρ Κούδους şεριφδὲν Κyαχινλὲρ βὲ Λευϊλὲρ gyüνδüυλέρ κι, ἀνὰ, σὲν κίμσιν, δεγ£ὺ σουὰλ ἰδελέρ· ὄλ δαχὴ ἰκρὰρ ἰδοὺb, ἰνκyὰρ ἴτμεδί· βὲ bὲν Μεσὶχ δεγίλιμ δεγ£ὺ ἰκρὰρ ἐγιλεδί. Ἀνλὲρ δαχὴ ἀνὰ σορδουλάρ κι, Ἴμδι σὲν κίμσιν, Ἠλί- αμησην; ὄλ δαχὴ δεγίλιμ, δεδί· πεϊγαμbέρμισιν; γyὸκ δεδί. Ἴμδι ἀνὰ κίμσιν, δεδιλὲρ, τά κι bιζὶ gyüνδwρενλερὲ δζεβὰb βεριλίμ· gενδοὺ χακκηγγδὰ νὲ δέρσιν; ὄλ δαχὴ δζεβὰb βιρὶb δεδί κι, bεριγyεδὲ νιδὰ ἰδενὶν ἀβαζή ἰμ· Ράbbην γ£λουνοὺ δογρούλ- δουν· νίδζε κι Ἠσαΐα πεϊγαμbὲρ σüϊλεδί. Βὲ ὄλ gyüνδüυρüυλὲν κιμέσνελερ Φαρισι- λερδὲν ἰδιλέρ· Χὲμ ἀνλὲρ ἀνὰ σουὰλ ἰδοὺb, δεδιλέρ κι, ἴμδι τζοὺν βὲ νὲ Μεσὶχ, βὲ νὲ Ἠλία, βὲ νὲ Ἠλία, βὲ νὲ Πεϊγαμbέρσιν, νίτζουν τααμὶδ ἰδέρσιν; Ἰωάννης δαχὴ δζεβὰb βερὶb δεδί κι, bὲν σοὺ ἰλὲ τααμιὶδ ἰδέριμ· ἔμμα ἀρανηζδὰ bὶρ κίμσε βάρ κι, σὶζ ἀνὴ bιλμέζσινιζ· Bενὶμ ἀκαbίμδζε gελὲν κιμέσνε, bενδὲν ἐββὲλ ὀλουνμούşδουρ κι, bὲν ἀνὴν παπουτζλαρηνὴν τασμασηνὴ τζüζμεγὲ καδὶρ δεγίλιμ. Bοὺ νεσνελὲρ Ἰορδὰν fτεσινδὲ ὀλὰν Βηθαβαραδὲ βακὴ ὀλδουλὰρ, κὶ ὀραδὲ Ἰωάννης τααμὶδ ἰδέριδι.

(29)

PASHANIN AZİZ VE AZİM KİRYAKİSİNDE Ahşam doasında. İoanis Kavlince

A

hşam olunce heman ol günde ki haftanın başı idi ve şakirdler cem oldukları yerin kapuları Yahudilerin korkusundan kapalu iken, İisus gelib aralarında durdu, ve anlere selam size, dedi. Bunu dedikde, anlere ellerini ve böğrünü gösterdi. İmdi şakirdler Rabbi görüp sevindiler.

Ve İisus anlere tekrar, selam size, babam beni irsal itdiği gibi, ben dahi sizi irsal iderim, dedi. Bunu dediği gibi, anlere üfledi, ve Ruh el kudusi alın, dedi. Kime ki günahlerini bağışlayasınız, bağışlanmış olurlar ve kime ki alıkoyasınız, alıkonmuş olurlar. Ve on ikiden biri, ekiz dedikleri Thomas, İisus geldiği zeman anler ile bile değil idi. İmdi sayir şakirdler ana, biz Rabbi gördük dediler, emma o anlere dedi ki, ta ben ellerinde ekserlerin nişanını görmeyince, ve ekserlerin nişanına parmağımi, hem böğrüne elimi sokmayince hiç inanamam.

Paskalya haftasının Pazar ertesi güni.

İoanis ahdında yazılmış İncil-i şerifdir.

A

llahı hiç kimse görmemiştir pederin kucağında olan biricik oğlu anı beyan eyiledi. Ve İoanisin şahadeti budur, haçan ki Yahudiler Kudüs şerifden Kâhinler ve Leviler göndürdüler ki, ana, sen kimsin, deyu sual ideler; Ol dahi ikrar idub, inkâr itmedi ve ben Mesih değilim, deyu ikrar eyiledi. Anler dahi ana sordular ki, imdi sen kimsin, İlia mısın? Ol dahi değilim, dedi; peygamber misin? Yok dedi. İmdi ana kimsin, dediler, ta ki bizi gönderenlere cevab verilim; gendu hakkında ne dersin? Ol dahi cevab virib dedi ki, beriye de nida idenin avazıyim. Rabbin yolunu doğruldun nice ki İsaia peygamber söyledi. Ve ol göndürülen kimesneler Farisilerden idiler. Hem anler ana sual idub, dediler ki, imdi çun ve ne Mesih, ve ne İlia, ve ne Peygambersin, niçun taamid idersin? İoanis dahi cevab verib dedi ki, ben su ile taamid iderim; emma aranızda bir kimse var ki, siz anı bilmezsiniz. Benim akabimce gelen kimesne, benden evvel olunmuşdur ki, ben anın papuçlarının tasmasını çözmeye kadir değilim. Bu nesneler İordan ötesinde olan Bithavarade vaki oldular, ki orade İoanis taamid ider idi.

(30)

Πασχαλyὰ χαφτασηνὴν σαλὶ gyüνί Λουκᾶς ἀχδηνδὰ γyαζηλμὴc Ἲνδζίλι şερίφδιρ.

λ βακητδὰ Πέτρος καλκὴb μεζαρὰ σεγιρτδὶ, βὲ ἐγιλὶπ, ὂραδε γyα- τὰν κεφινλερδὲν γάϊρι νεσνὲ gyüρμεμέκλε, ὀλ βακὴ χαλδὲν κεν- δοὺ κενδουδὲ τααδζὶπ ἰδοὺb gιτδί. Βὲ ἰşτὲ ἀνλερδὲν ἰκισὶ χέμαν ὀλ gyüυνδὲ Κούδους şεριφδὲν ἀλτμὴc γαλβὲ ἰρὰκ ὀλὰν Ἐμμαοὺς νὰμ bὶρ καργyεγyὲ gιδέρ ἰκεν, Bιλ δζούμλε bοὺ βακὴ bουλὰν ἐχβαλὶ bὶρ bιρίλε σüγιλεşιρλέριδι. Βὲ ὀλδού κι, σοχbὲτ βὲ μουbαχεσὲ ἰδέρ ἰκεν, Ἰησοῦς κενδουσὶ γyαναşοὺb, γ£λδὰc ὀλδού. Βὲ ἀνλερὶν gyüζλερὶ ἀνὴ τανημακδὰ καμαşὴκ ἠδηλάρ. ὄλ δαχὴ ἀνλερὲ δεδί κι, γyὸλ ἐσνασηνδὰ bὶρ bιρινίζιλε σüγιλεşδιγινὶζ λακηρδὴ νὲ ἰδί; βὲ νίτζουν μαχσούνσουνουζ; Βὲ bιρί κι ἀνὴν ἀδὴ Κλεόπα ἰδὶ, δζεβὰb βερὶb ἀνὰ δεδί κι, σὲν γyάληνηζ Κούδους şεριφδὲ γαρίbμισιν κὶ, bοὺ gyüυνλερδὲ ἀνδὲ βακὴ ὀλὰν şεϊλερὶ, δεδί· βὲ ἀνλὲρ ἀνὰ δεδιλέρ κι, Ναζαρετλοὺ Ἰησουσοὺν μαδζαρασηνὴ, κὶ πεϊγαμbὲρ gιşὶ ὀλοὺb, Ἀλλαχὴν βὲ δζüύμλε χαλκὴν χουζουρουνδὰ ἀμελδὲ βὲ κελαμδὲ καβὶ ἰδί. Βὲ νὲ βέδζχιλε bὰς κyαχινλεριμὶζ βὲ ζαbιτλεριμὶζ ἀνὴ κατλὲ χὸκμ ὀλουνμαγὰ τεσλὶμ ἰδοὺb, χατζὰ τζηκαρδηλάρ. Bὶζ ἰσὲ οὐμάρδηκ κι Ἰσραηλὶ κουρταραδζὰκ ὄ ἰδί· ἔμμα bουνλαρδὰν μααδὲ, bοὺ χαλλὲρ ὀλαλὴ, bοὺ gyüὺν üὐτζüυνδζὶ gyüύνδüυρ. Βὲ δαχὴ ἀραμηζδὰ ὀλὰν bάζη ἀβρετλὲρ bιζὶ μουτεχαγὶρ ἰτδιλέρ· ζίρα δζὶν σαbὰχ μεζαρὰ βαρὴb, Βὲ τενινὶ bούλμαγ£υb, gελδιλὲρ, βὲ μελεκλερὶν ζουχουρινὶ gyüρδüύκ κι, ὄ διριλδὶ, δεδιλέρ. Βὲ bιζίμλε ὀλανλαρδὰν bάζηση μεζαρὰ βαρδηκδὰ, ἀβρετλερὶν δεδιγὶ gιbὶ bουλδουλὰρ, ἔμμα Ἰησουσοὺ gyόρμεδιλερ. ὄ ζεμὰν ὄ ἀνλερὲ δεδί· ἔϊ ἀκηλσηζλὰρ, βὲ πεϊγαμbερλερὶν σüγιλεδικλερὶ δζüύμλε νεσνελερὶ ἰνανμαγὰ gὲτζ gyüνüυλλüυλέρ. Μεσὶχ bοὺ νε- σνελερὶ τζεκὶb κενδοὺ ἰζζετινὲ gιρμὲκ λαζὴμ δεγίλμι ἰδί; Βὲ Μωϋσηδὲν bαşλαγὶb δζüύμλε πεϊγαμbερλερδὲν κενδοὺ χακκηνδὰ χὲπ γyαζηλανλαρὴ ἀνλερὲ bεγyὰν ἐγιλεδί. Βὲ βαρ αδζακλαρὴ κyὸγyὲ γyακὴν gελδικλερὶ ζεμὰν, ὄ δαχὴ οὐζὰκ γyερὲ gιδὲρ gιbὶ ὀλδού. Ἒμμα ἀνλὲρ ἀνὰ τεκλὶφ ἰδοὺb δεδιλέρ κι, bιζίμλε κὰλ, ζίρα βακὴτ ἀχşάμδηρ, βὲ gyüὺν ζαβαλδέδιρ· ἴμδι ὄ κοναγὰ gιρίb ἀνλὲρ ἰλὲ καλδή.

Βὲ ἀνλὲρ ἰλὲ σουφραδὲ ὀτουρούρ ἰκεν, ἐτμεγὶ ἀλὴb, bερεκὲτ δουασηνὴ ἰτδὶ, βὲ ἀνὴ παρελεγὶπ ἀνλερὲ τακσὶμ ἰτδὶ. Βὲ ἀνλερὶν gyüζλερὶ ἀτζηλοὺb ἀνὴ τανηδηλάρ·

ἔμμα ἀνλερδὲν γαγὶb ἀλδού. Βὲ ἀνλὲρ bὶρ bιρινέ δεδιλὲρ, γyüυρεγιμὶζ ἰτζιμιζδὲ γyανμάζμη ἰδὶ, χάτζαν κι bιζὲ γ£λδὰ σüγιλιγιb κιταbλερὶ τεφσὶρ ἰδέρδι; Βὲ ὀλ σαατδὲ καλκοὺb, Κούδους şεριφὲ δüνδüυλὲρ, βὲ ὄν bὶρ şαγιρδλερὶ, χὲμ bιλὲ

(31)

Paskalya haftasının salı güni Lukas ahdında yazılmış İncil-i şerifdir.

O

l vakitda Petros kalkıp mezara seğirdti ve eğilip orade yatan kefinlerden gairi nesne kormemekle ol vaki halden kendu kendude taacip idup kitti. Ve iste anlerden ikisi heman ol kiunde Kudüs şerifden altmış galve irak olan Emmaus nam bir karyeye gider iken, bil cümle bu vaki bulan ehvali bir birile söyileşirler idi. Ve oldu ki, sohbet ve mubahese ider iken, İisus kendusi yanaşub, yoldaş oldu.

Ve anlerin gözleri anı tanımakda kamaşık ıdılar. Ol dahi anlere dedi ki, yol esnasında bir birinizile söyileşdiğiniz lakırdı ve ne idi? Ve niçun mahsunsunuz? Ve biri ki anın adı Kleopa idi, cevab verib ana dedi ki, sen yalınız Kudüs şerifde garip misin ki, bu günlerde ande vaki olan şeyleri bilmezsin? Ol dahi anlere, ne asıl şeyleri, dedi; ve anler ana dediler ki, Nazaretlu İisusun macarasını, ki peygamber kişi olub, Allahın ve cümle halkın huzurunda amelde ve kelamde kavi idi. Ve ne vechile baş kâhinlerimiz ve zabitlerimiz anı katle hökm olunmaya teslim idub, haça çıkardılar. Biz ise umardık ki İsraili kurtaracak o idi; emma bunlardan maade, bu haller olalı, bu gün üçünci gündür. Ve dahi aramızda olan bazı avretler bizi mutehayir itdiler; zira cin sabah mezara varıb, Ve tenini bulmayub, geldiler, ve meleklerin zuhurini gördük ki, o dirildi, dediler. Ve bizimle olanlardan bazısı mezara vardıkda, avretlerin dediği gibi buldular, emma İisusu görmediler. O zeman o anlere dedi, ey akılsızlar, ve peygamberlerin söyiledikleri cümle nesneleri inanmağa geç gönüllüler. Mesih bu nesneleri çekib kendu izzetine girmek lazım değil mi idi; Ve Moisiden başlayıb cümle peygamberlerden kendu hakkında hep yazılanları anlere beyan eyiledi. Ve varacakları köye yakın geldikleri zeman, o dahi uzak yere gider gibi oldu. Emma anler ana teklif idub dediler ki, bizimle kal, zira vakit ahşamdır, ve gün zavaldedir; imdi o konağa girib anler ile kaldı. Ve anler ile sufrade oturur iken ekmeği alıb, bereket duasını itdi, ve anı pareleyip anlere taksim itdi. Ve anlerin gözleri açılub anı tanıdılar emma anlerden gayıb oldu. Ve anler bir birine dediler, yüreğimiz içimizde yanmaz mı idi, haçan ki bize yolda soyileyib kitablari tefsir iderdi? Ve ol saatde kalkub, Kudüs şerife döndüler, ve

(32)

ὀλανλαρὴ δζὲμ ὀλουνμοὺc bουλδουλὰρ, Κὶ ταχκήκαν Ράbbι διριρλδὶ, βὲ Σίμωνα gyüρüυνδüὺ, δερλὲρ ἰδί. Ἀνλὲρ δαχὴ γ£λδὰ βακὴ ὀλὰν χαλὶ χικyαγyὲτ ἐγιλεδιλὲρ, βὲ νίδζε κι ἀνὴ ἐτμὲκ παρελεμεσινδὲ τανηδηλάρ.

Πασχαλyὰ χαφτασηνὴν δζαχαρşενbὲ gyüυνὶ Ἰωάννης ἀχδηνδὰ γyαζηλμὴc Ἰνδζίλι şερίφδιρ.

λ βακητδὰ Ἰωάννης κενδοὺ şαγιρδλερινδὲν ἰκισὶ ἰλὲ ὀραδὲ bουλουνδοὺ.

Βὲ Ἰησοῦς ὀραδὰ gεζέρ ἰκὲν γyüυζüυνὲ bακὴb, ἰşτὲ Ἀλλαχὴν κουζου- σοὺ, δεδί. Βὲ ὄλ ἰκὶ şαγιρδλὲρ ἀνὴν σüϊλεδιγινὶ ἐşιτδιλὲρ, βὲ Ἰησουσοὺν ἀρδήνδζε gιτδιλέρ. Ἰησοῦς δαχὴ δüνüὺb, βὲ ἀνλερὶν ἀρδήνδζε gελδικλερινὶ κyüρüὺb, νὲ ἀράρσηνηζ, δεδί. Ἀνλὲρ δαχὴ ἀνά, γyὰ Ραββὶ (κὶ τερδζουμὲ ὀλουνσὰ, γyὰ χὸδζα, δεμέκδιρ), νέρεδε ὀτουρούρσουν; δεδιλέρ. ὄλ δαχὴ ἀνλερὲ gέλιν bάκην, δεδί·

ἀνλὲρ δαχὴ βαροὺb νέρεδε ὀτουρδουγουνοὺ gyüρδüυλέρ· βὲ ὀλ gyüὺν γyανηνδὰ δουρ- δουλὰρ, βὲ ὄ ζεμὰν σαὰτ ὀνὰ γyακὴν ἰδί. Σίμων Πέτροσουν καρηνδαşὴ Ἀνδρέας ὀλ ἰκιδὲν bιρί ἰδί κι ὀλ σüζüὺ Ἰωάννησδεν ἐşιδὶπ, Ἰησουσὰ ταbὶ ὀλδουλάρ. Bοὺ ἔββελα Σίμων νὰμ κενδοὺ καρηνδαşηνὴ bουλοὺπ, ἀνὰ δεδί κι, bὶζ Μεσιχὶ, κὶ τερδζουμεδὲ Χριστὸς τεσμιγὲ ὀλοὺρ, bουλδούκ. Βὲ ἀνὴ Ἰησουσὰ gyüτüυρδüύ· Ἰησοῦς δαχὴ ἀνὴν γyüυζüυνὲ bακὴπ δεδί· σὲν Ἰωνὰ ὀγλοὺ Σίμωνσουν· σανὰ Κηφᾶς δενιλὲ, κὶ τερδζουμὲ ὀλουνσὰ Πέτρος δεμέκδιρ. Ἲρτεσὶ gyüὺν Ἰησοῦς Δζελιλὲ gιτμὲκ ἰστέρικεν, Φίλιππο- σου bουλδοὺ, βὲ ἀνὰ ἀρδήμδζα gὲλ δεδὶ. Φίλιππος ἰσὲ Βηθσαϊδαδὲν δογμὰ ἰδὶ, κὶ Ἀνδρέασην βὲ Πὲτροσουν şεχρὶ ἰδί. Βὲ Φίλιππος Ναθαναηλὶ bουλοὺπ, ἀνὰ δεδί·

bὶζ ὀλ κιμσεγὶ bουλδούκ κι Μωϋσῆς ἀνὴν χουσουσουνοὺ τεβρατδὲ βὲ ἐνbιγὰ δαχῆ γyαζδηλὰρ, γyάνι Ἰωσηφὶν ὀγλοὺ Ναζαρετλοὺ Ἲησουσού. Ναθαναὴλ δαχὴ ἀνὰ δεδὶ κι, Ναζαρετδὲν bὶρ ἐγ£ὺ şέϊ τζηκμὰκ καπίλμιδιρ; Φίλιππος ἀνὰ gὲλ bὰκ, δεδί. Βὲ Ἲησοῦς Ναθαναηλὶν κενδουγyὲ gελδουγινὶ gyüρüὺπ, ἀνὴν χακκηνδὰ δεδί· ἰşτὲ χακι- κάτι χαλδὲ bὶρ Ἰσραηλλοὺ, κι ἀνδὲ χὶτζ χιλὲ γyόκδουρ. Ναθαναὴλ ἀνὰ δεδί· bενὶ νεδὲν bιλίρσιν; Ἰησοῦς δαχὴ δζεβὰb βερὶπ ἀνὰ δεδί κι, Φίλιππος σενὶ τζαγηρμαζδὰν ἐββὲλ bὲν σενὶ ἰνδζὶρ ἀγαδζηνὴν ἀλτηνδὰ gyüρδüύμ. Ναθαναὴλ δζεβὰb βερὶπ ἀνὰ δεδί κι, γyὰ χόδζα σὲν ἰbνουλλάχσην, Ἰσραηλὶν παδιşαχὴ σένσιν δεδί. Ἰησοῦς δαχὴ δζεβὰb βερὶπ δεδί κι, bὲν σενὶ ἰνδζὶρ ἀγαδζηνὴν ἀλτηνδὰ gyüρδüὺμ σανὰ δεδιγὶμ ἰτζοὺν, ἰμανάμη gελδίν; bουνδὰν ἀζὶμ şεϊλὲρ δαχὴ gyüρεδζέκσιν. Βὲ ἀνὰ δεδί· χάκκα σιζὲ δέριμ κι şιμδὲν σονρὰ gyüγüὺ ἀτζὴκ βὲ ἴbνιλ ἰνσανὴν χουζουρηνὰ τζικοὺπ ἐνὲν Ἀλλαχὴν μελεκλερινὶ gyüρέσιζ.

(33)

on bir şakirdleri, hem bile olanları cem olunmuş buldular, Ki tahkikan Rabbi dirildi, ve Simona göründü derler idi. Anler dahi yolda vaki olan hali hikâyet eyilediler, ve nice ki anı ekmek parelemesinde tanıdılar.

Paskalya haftasının Çaharşenbe güni İoanis ahdında yazılmış İncil-i şerifdir.

O

l vakıtda İoanis kendu şagirtlerinden ikisi ile orade bulundu. Ve İisus orada gezer iken yüzüne bakıb, işte Allahın kuzusu, dedi.

Ve ol iki şagirdler anın söylediğini eşitdiler, ve İisusun ardınce gittiler. İisus dahi dönüb, ve anlerin ardınce geldiklerini görüb, ne ararsınız, dedi. Anler dahı ana, ya Ravvi (ki tercüme olunsa, ya hoca, demekdir). Nerede oturursun? dediler. Ol dahi anlere gelin bakın, dedi; anler dahi varub nerede oturduğunu gördüler; ve ol gün yanında durdular, ve o zeman saat ona yakın idi. Simon Petrosun karındaşı Andreas on ikiden biri idi ki ol sözü İoanisden eşidip, İisusa tabi oldular. Bu evvela Simon nam kendu karındaşını bulup, ana dedi ki, biz Mesihi, ki tercümede Hristos tesmiye olur, bulduk. Ve anı İisusa götürdü İisus dahi anın gözüne bakıb dedi; sen İona oğlu Simonsun sana Kifas denile, ki tercüme olunsa Petros demekdir. İrtesi gün İisus Celile gitmek ister iken Filiposu buldu, ve ana ardımca gel dedi. Filipos ise Vithsaidaden doğma idi, ki Andreasın ve Petrosun şehri idi. Ve Filipos Nathanaili bulup, ana dedi; biz ol kimseyi bulduk ki Moisis anın hususunu tevratde ve enbiya dahi yazdılar yani, İosifin oğlu Nazaretlu İisusu. Nathanail dahi ana dedi ki, Nazaretten bir eyu şey çıkmak kabil midir? Filipos ana gel bak, dedi. Ve İisus Nathanailin kenduye gelduğini görüp, anın hakkında dedi;

işte hakikat-i halde bir İsraillu, ki ande hiç hile yokdur. Nathanail ana dedi; beni neden bilirsin? İisus dahi cevab verip ana dedi ki, Filipos seni çağırmazdan evvel ben seni incir ağacının altında gördüm. Nathanail cevab verip ana dedi ki, ya hoca sen ibnullahsın, israilin padişahı sensin dedi. İisus dahi cevab verip dedi ki, ben seni incir ağacının altında gördüm sana dediğim içun, imana mı geldin? Bundan azim şeyler dahi göreceksin. Ve ana dedi; hakka hakka size derim ki şimdem sonra göğü açık ve ibnil insanın huzurına çikup enen Allahın meleklerini göresiz.

(34)

Πασχαλιὰ χαφτασηνὴν πὲντζ şενbὲ gyüυνί.

Ἰωάννης ἀχδηνδὰ γyαζηλμὴc Ἰνδζίλι şερίφδιρ.

λ βακητδὰ Φαρισιλερδὲν Γyαχουδιλερὶν ἐşραφινδὲν Νικόδημος νὰμ bὶρ ἀδὲμ βάριδι. Bοὺ Ἰησουσὰ gεδζεδὲ gελὶπ, ἀνὰ δεδί κι, γyὰ Ῥαββὶ bὶζ bιλίριζ κι σὲν Ἀλλὰχ ταραφηνδὰν gελμὶc bὶρ χότζασην· ζίρα χὶτζ κίμσε, Ἀλλὰχ κενδουσί ἰλε ὀλμαδήκδζε, σενὶν ἰτ- διγὶν μουδζιζατλαρὴ ἰτμεγὲ καδὶρ δεγίλδιρ. Ἰησοῦς δαχὴ δζεβὰb βερὶπ δεδί κι, χάκκαν χάκκαν σανὰ δέριμ κι, ἔγερ bὶρ κίμσε γyενιδὲν δογμάζσα με- λεκywτουλλαχὴ gyüρέμεζ. Νικόδημος ἀνὰ δεδί· bὶρ ἀδὲμ κοδζὰ ἰκὲν νίδ- ζε δογὰ bιλίρ; τεκρὰρ ἀνασηνὴν καρνηνὰ gιρὶπ δογμαγὰ καδίρμιδιρ; Ἰησοῦς δζεβὰb βερδί· χάκκαν χάκκαν σανὰ δέριμ κι, bὶρ κίμσε σουδὰν βὲ ρουχδὰν δογμαγίνδζα μελεκyüυτουλλαχὲ gιρέμεζ. Ἐτδὲν δογὰν ἔτδιρ, ἔμμα Ῥουχδὰν δογὰν ῥούχδουρ. Τααδζοὺb ἴτμε κι bὲν σανὰ τεκρὰρ δογμὰκ λαζήμδηρ δεδίμ.

Ῥουζκyὰρ ἰστεδιγὶ γyερὲ ἐσέρ δε σὲν ἀνὴν σεσινὶ ἐşιδίρσιν, ἔμμα νέρεδεν gελ- διγινὶ, βὲ νέρεγyε gιτδιγινὶ bιλμέζσιν· Ῥουχδὰν δογὰν κὶμ ἰσὲ δαχὴ bὸγιλέδιρ.

Νικόδημος δζεβὰb βερὶπ ἀνὰ δεδὶ κι bοὺ νεσνελὲρ νίδζε ὀλμὰκ γαbίλδιρ;

Ἰησοῦς δζεβὰb βερὶπ ἀνὰ δεδί· σὲν Ἰσραηλὶν χόδζασησήν δε bοὺ νεσνελερὶ bιλμέζμισιν; Χάκκαν χάκκαν σανὰ δέριμ κι, bὶζ bιλδιγιμιζὶ σüϊλέριζ, βὲ gyüρδüυγüυμüυζὲ şαχαδὲτ ἰδέριζ, ἔμμα σὶζ şαχαδετιμιζὶ καbοὺλ ἰτμέζσι- νιζ. Bὲν σιζὲ ἀρζὲ δαῒρ νεσνελὲρ σüϊλεδίμδε ἰνανμάζσηνηζ, γyὰ σιζὲ σεμαβὶ νεσνελὲρ σüϊλέρσεμ, νίδζε ἰνανάσηνηζ; gyüγὲ κίμσε τζήκμαδη, ἴλλα gyüγδὲν ἐνμὶς ὀλὰν ἴbνιλ ἰνσὰν, κὶ ὄ gyüγδέδιρ. Βὲ νίδζε κι Μωϋσῆς γιλανὴ bεριγεδὲ καλδηρδὴ ἰσὲ, ἴbνιλ ἰνσάνδα ὀϊλὲ καλδηρηλμὰκ gερέκδιρ· Τά κι ἀνὰ ἰμὰν gετουρὲν, χελὰκ ὄλμαγyα, ἴλλα ἐbέδι γyαşαγyά.

Πασχαλyὰ χαφτασηνὴν δζουμὰ gyüυνί Ἰωάννης ἀχδηνδὰ γyαζηλμὴc Ἰνδζίλι şερίφδιρ.

λ βακητδὰ Ἰησοῦς βὲ ἀνασὴ, χὲμ καρηνδαşλερὶ βὲ şαγιρδλερὶ Καπερναουμὲ ἐνδιλὲρ, βὲ ὄραδε bὶρ κὰτζ gyüὺν δουρδουλάρ.

Βὲ Γyαχουδιλερὶν φασὶχ bαγιραμὴ γyακὴν ὀλμάγηλε, Ἰησοῦς Κούδους şεριφὲ τζηκδή. Βὲ χεϊκελδὲ fκyüυζλὲρ βὲ κογ£υνλὰρ χὲμ gyügερδ- ζινλὲρ σατανλαρὴ, βὲ ὀτουρὰν σαῤῥαφλαρὴ bουλδού. Βὲ οὐργανδὲν καμτζὴ,

(35)

Paskalya haftasının penç şenbe güni İoanis ahdında yazılmış İncil-i şerifdir.

O

l vakıtda Farisilerden Yahudilerin eşrafinden Nikodimos nam bir adem varidi. Bu İisusa gecede gelip, ana dedi ki, ya Ravvi biz biliriz ki sen Allah tarafından gelmiş bir hocasın; zira hiç kimse, Allah kendusi ile olmadikce, senin itdiğin mucizatları itmeye kadir değildir. İisus dahi cevab verip dedi ki, hakkan hakkan sana derim ki, eğer bir kimse yeniden doğmazsa melekûtullahı göremez. Nikodimos ana dedi; bir adem koca iken nice doğa bilir? Tekrar anasının karnına girip doğmağa kadir midir? İisus cevab verdi, hakkan hakkan sana derim ki, bir kimse sudan ve ruhdan doğmayınca melekütullahe giremez. Etden doğan etdir, emma Ruhdan doğan ruhdur. Taacüb itme ki ben sana tekrar doğmak lazımdır dedim. Rüzgâr istediği yere eser de sen anın sesini eşidirsin, emma nereden geldiğini, ve nereye gitdiğini bilmezsin; Ruhdan doğan kim ise dahi boyiledir. Nikodimos cevab verip ana dedi ki bu nesneler nice olmak gabildir? İisus cevab verip ana dedi;

sen İsrailin hocasısın de bu nesneleri bilmez misin? Hakkan hakkan sana derim ki, biz bildiğimizi söyleriz, ve gördüğümüze şahadet ideriz, emma siz şahadetimizi kabul itmezsiniz. Ben size arze dair nesneler söyledim de inanmazsınız, ya size semavi nesneler söylersem, nice inanasınız?

göye kimse çıkmadı, illa göyden enmiş olan ibnil insan, ki o köydedir. Ve nice ki Moisis yilanı beriyede kaldırdı ise, ibnil insanda öyle kaldırılmak gerekdir Ta ki ana iman geturen, helak olmaya, illa ebedi yaşaya.

Paskalya haftasının cuma güni İoanis ahdında yazılmış İncil-i şerifdir.

O

l vakıtda İisus ve anası, hem karındaşleri ve şagirtleri Kapernaume endiler, ve orade bir kaç gün durdular. Ve Yahudilerin fasih bayiramı yakın olmağıle, İisus Kudüs serife çıkdı. Ve heykelde öküzler ve koyunlar hem göğercinler satanları, ve oturan sarrafları buldu. Ve urganden kamçı, yapdıda, anleri öküzleri ve koyunleri ile heykelden taşraye kovdu, ve sarrafların akçelerini tepti dökdü, hem

(36)

γyαπδήδα, ἀνλερὶ fκyüυζλερὶ βὲ κογ£υνλερὶ ἰλὲ χεϊκελδὲν ταşραγyὲ κοβδοὺ, βὲ σαῤῥαφλαρὴν ἀκτζελερινὶ τεπτὶ δüκδüὺ, χὲμ τζεκμεδζελερινὶ bὰς ἀşαγὰ ἐγιλεδί. Βὲ gyüρgερτζινλερὶ σατανλαρὰ δεδί· καλδήρην bοὺ şεγιλερὶ bουρα- δὰν, βὲ bαbαμὴν χανεσινὶ παζὰρ χανεγyὲ δüνδέρμεν. Βὲ şαγιρδλερὶν χα- τηρηνὲ gελδί κι, μεστούρδουρ κι, σενὶν ἐβινὶν γαϊρετὶ bενὶ γyεδί. Ἀνὴν ἰντζούν Γyαχουδιλὲρ ἀνὰ σüζ ἀτὴπ δεδιλέρ κι, bιζὲ νὲ ἀλyαμὲτ gyüστερίρσιν, κὶ bοὺ νεσνελερὶ ἰδέρσιν; Ἰησοῦς δαχὴ δζεβὰb βερὶπ, bοὺ χεϊκελὶ γίκηνδα, bέν ἀνὴ üὔτζ gyüὺν ἰτζινδὲ καλδηραγὶμ, δεδί. Βὲ Γyαχουδιλὲρ δεδιλέρ κι, bοὺ χεϊκὲλ κὴρκ ἀλτὴ γιλδὰ γyαπηλδήδα, σὲν ἀνὴ üὔτζ gyüνδὲ καλδηράσην; ὄ ἰσὲ κενδοὺ δζεσεδινὶν χεϊκελὶ ἰτζοὺν σüγιλὲρ ἰδί. Ἴμδι fλüυλερδὲν ἰχγyὰ ὀλουνδουκδὰν σονγρὰ şαγιρδλερὶν χατιρινὲ gελδί κι, ὄ ἀνλερὲ bουνοὺ σüγιλεδὶ ἰδὶ· βὲ κιταbὲ χὲμ Ἰησουσοὺν σüγιλεδιγὶ σüζλερινὲ ἰνανδηλάρ.

Πασχαλιὰ χαφτασηνὴν δζουμὰ ἐρτεσί gyüυνί.

Ἰωάννης ἀχδηνδὰ γyαζηλμὴc Ἰνδζίλι şερίφδιρ.

λ βακητδὰ Ἰησοῦς κενδοὺ şαγιρδλερὶ ἰλὲ Γyεχούδα βιλαγyετινὲ gελδὶ, βὲ ὀραδὲ ἀνλὲρ ἰλὲ δουροὺπ τααμὶδ ἰδέρδι. Ἰωάννης δαχὴ Σαλειμὲ γyακὴν ὀλὰν Αἰνωνδὲ τααμὶδ ἰδέρδι, ζίρα ὀλ γyερδὲ σουλὰρ τζὸκ ἰδὶ, βὲ gελενλὲρ τααμὶδ ὀλουνουρλάρηδη. Ζίρα Ἰωάννης χένουζ ζινδανὲ κονούλμαδη ἰδί. Ἴμδι Ἰωάννησιν şαγιρδλερὶ ἰλὲ Γyαχουδιλερὶν bεγι- νινδὲ πακλενμὲκ χουσουσουνδὰ bὶρ μüυδζαδελὲ δüυşδüύ. Βὲ Ἰωάννησε gελὶπ δεδιλέρ κι, γyὰ χόδζα ἰşτὲ ὄλ σενίνλε Ἰορδανὴν fτὲ γyακασηνδὰ ὀλὰν κιμέσνε, κὶ σὲν ἀνὰ şαχαδὲτ gετουρδὶν, τααμὶδ ἰδὲρ, βὲ χέπισι ἀνὰ gελιρλέρ. Ἰωάννης δζεβὰb βερὶπ δεδί κι, ἀδὲμ bὶρ şέϊ ἀλμαγὰ καδὶρ δεγίλδιρ, μέγερ ἀνὰ gyüγδὲν βεριλδὶ ἰσέ. Σὶζ κενδουλερινὶζ bανὰ şαχαδλάρσηνηζ, κὶ bὲν Μεσὶχ δεγίλ ἰμ, ἴλλα ἀνὴν fνüύνδζε ἰρσὰλ ὀλουνδοὺμ, δεδίμ. Κιμὶν gελινὶ βάρισε, gyüβεγὶ ὀδοὺρ, ἒμμα gyüυβεγινὶν δοστού κι χαζὴρ ὀλοὺb, ἀνὴ ἐşιδὶρ, gyüυβεγινὶν ἀβαζηνδὰν πὲκ μεσροὺρ ὀλούρ· ἀνὴν ἰτζοὺν bοὺ bενὶμ σουρουροὺμ τεμὰμ ὀλ- δού. ὄ ἰζδιγyὰδ üὐζρέδιρ, βὲ bὲν ἐκσιλμὲκ üὐζρὲ ὀλσὰμ geρέκδιρ. Γyüκαρηδὰν gελὲν, χέπισινε üὔστδüυρ· ἀρζδὲν ὀλὰν ἀρζλήδηρ, βὲ ἀρζιγyὰτ σüγιλέρ· ἔμμα gyüγδὲν gελὲν χέπισινε üὔστδουρ. Βὲ gyüρδüυγüυνὲ βὲ ἐşιτδιγινὲ şαχαδὲτ ἰδέρ·

ἔμμα şαχαδετινὶ κίμσε καbοὺλ ἰτμέζ. Ἀνὴν şαχαδετινὶ καbοὺλ ἰδὲν, Ἀλλαχὴν χὰκκ ὀλδουγουνὰ μüχοὺρ bασδή.

(37)

çekmecelerini baş aşağa eyiledi. Ve göğercinleri satanlara dedi;

kaldırın bu şeyileri buradan, ve babamın hanesini Pazar haneye döndermen. Ve şakirdlerin hatırıne geldi ki, mesturdur ki, senin evinin gayreti beni yedi. Anın içun Yahudiler ana söz atıp dediler ki, bize ne alâmet gösterirsin, ki bu nesneleri idersin? İisus dahi cevab verip, bu heykeli yikın da, ben ani üç gün içinde kaldırayım dedi.

Ve Yahudiler dediler ki, bu heykel kırk altı yılda yapıldı da, sen anı üç günde kaldırasın? O ise kendu cesedinin heykeli içun söyiler idi.

İmdi ölülerden ihya olundukdan songra şakirdlerin hatirine geldi ki, o anlere bunu soyiledi idi; ve kitabe hem İisusun soyilediği sözlerine inandılar.

Paskalya haftasının cuma ertesi güni İoanis ahdında yazılmış İncil-i şerifdir.

O

l vakıtda İisus kendu şakirdleri ile Yehuda vilayetine geldi, ve orade anler ile durup taamid iderdi. İoanis dahi Salime yakın olan Ainonde taamid iderdi, zira ol yerde sular çok idi, ve gelenler taamid olunurlarıdı. Zira İoanis henüz zindane konulmadı idi. İmdi İoanisin şakirdleri ile Yahudilerin beyininde paklenmek hususunda bir mücadele düşdü. Ve İoanise gelip dediler ki, ya hoca işte ol seninle İordanin öte yakasında olan kimesne, ki sen ana şahadet geturdin, taamid ider, ve hepisi ana gelirler. İoanis cevab verip dedi ki, adem bir şey almaya kadir değildir, meğer ana göğden verildi ise. Siz kenduleriniz bana şahadlarsınız, ki ben Mesih değilim illa anın onünce irsal olundum, dedim. Kimin gelini varise, güveyi odur, emma güveyinin dostu ki hazır olub, ani eşidir, güveyinin avazından pek mesrur olur; anın içun bu benim sururum temam oldu. O izdiyâd üzredir, ve ben eksilmek üzre olsam gerekdir. Yokarıdan gelen, hepisine üstdür; arzden olan arzlıdır, ve arziyat söyiler; emma göğden gelen hepisine üstdür. Ve kördüğüne ve eşitdiğine şahadet ider; emma şahadetini kimse kabul itmez. Anin sahadetini kabul iden, Allahın hakk olduğuna möhür basdı.

Referanslar

Benzer Belgeler

•• Genelde bir gerçeklerden kaçış, bir oyalama sineması olan Amerikan sinemasında, Büyük Bunalım'ı izleyen yıllarda özellikle gelişme gösteren 'kaçış sineması'

Özellikle yeni medya teknolojilerinin gelişimi ile birlikte iletişim kavramı güçlü bir şekilde bir kez daha teknolojiye paralel biçimde düşünülmüştür.. Yeni

[r]

A) Sivas - İstanbul arasında uçak, İstanbul - Avşa arasında ise deniz otobüsü B) Sivas- İstanbul arasında otobüs, İstanbul - Avşa arasında ise deniz otobüsü C) Sivas

Şemsettin Sami gibi başlangıçta roman ve oyunları, değişik konulardaki kitapları ile yazın hayatına giren, daha sonra kendisini Arapça, Türkçe,

Zamanın aşındırmasına hiçbir üzüntü dayanamaz.» Richard o zaman, onun bildiklerinin kendi bildiklerinden çok daha değerli olduğunu anladı. «Çok uzun süre

Sokaklar, meydanlar, parklar, açık alanlar kent- linin toplanacağı, birbirleriyle karşılaşacağı, kaynaşacağı, bireysel veya birlikte kendini ifade edecekleri,

ler, en uzun orgazm, en uzun vajina, en çok vajina, en kısa klitoris, en yüksek cinsel ihtiras, kızlarda en genç cinsel iliş-. —