• Sonuç bulunamadı

347 3 - 1972

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "347 3 - 1972"

Copied!
50
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

X

*

M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K , T U R İ Z M D E R G İ S İ

ıpmtBg

Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası binası

347

3 - 1 9 7 2

Y I L - X L I I İ S T A N B U L

F i v ı f ı • ıt\ nn t ı

| rnüzi kjj t e l

k ü t ü p h a n e memur

gırısi muhavele

merkezi muhaberat

servisi havuz.

gardrop'

söför

odası vezne

özel

otopark oturma

nişleri

banka girişi

(2)

B M C K a m y o n F a b r i k a s ı T O E F a b r i k a s ı

T ü r k T r a k t ö r F a b r i k a s ı

U z e l T r a k t ö r F a b r i k a s ı

ndan sonra

Otomotiv Endüstrisine Yeni Bir Hizmetimiz:

OYASC- RENAULT FABRİKASI

OYAK-RENAULT'da yaptığımız tesisler:

Isıtma • Klima • Soğutma - Soğutma prosesi • Su şartlandırma • Su soğutma kulesi • Artık suların değerlendirilmesi Akaryakıt ve yakma • Otomatik kontrol • Tazyikli hava • Tazyikli havayı kurutma • Saç kaplı izolasyon • Isı santralı• Makina montajı- Boru donanımı • ve özellik arz eden tesisler.

ISITMA — KLİMA - SOĞUTMA ENDÜSTRİ TESİSLERİ

Fabrika Satış Merkezi Ankara Şubesi İzmir Şubesi

Tikveşli Yolu, Topçular 10, Rami — İstanbul T e l . : 23 21 2 0 / 5 hat Necatibey Caddesi 84, Karaköy — istanbul T e l . : 49 14 0 0 / 5 hat Anbarlar Yolu 4 / 1 , Sıhhiye — Ankara T e l . : 12 19 57 - 12 27 39 Gümrük İş hanı, Güm. Meyd., Konak — İzmir Tel. : 32 997

ARK —

(3)

L'ARCHITECTE THE ARCHİTECT

P E R I O D I Q U E D ' A R C H î T E C T U R E D ' U R B A N I S M E e t d e T O U R I S M E

P E R I O D I C A L P U B L I C A T I O N ON A R C H I T E C T U R E , T O W N P L A N N I N G A N D T O U R I S M

İ Ç İ N D E K İ L E R :

1972 — No.347

• Haberler, 98 • Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası Genel Müdürlük Binası, Mimarı: Metin HEP- GÜLER, Mimar İ.T.Ü. 100 • İzmit Fuarında İPRAŞ Paviyonu, Mimarları: Y. SAĞLIKOVA Mimar İ.T.Ü. Yalçın SAĞLIKOVA Mimar D.G.S.A. 107 • Vallauris 3. Biennali 1. ödülü, A. GALATALI, 109 • Bir İdarî Büro kompleksi, Ankara Mimarları: Y. TEZCAN, Mimar İ.T.Ü. E. BOLAK Mimar İ.T.Ü. 110 • Şakir Zümre aile mezarı, Mimarı: M. TÜRKMEN Prof. Mimar D.G.S.A. 117 • W.

C.C. dünya el sanatları derneği kongresi, Yazan: N. ARIKOĞLU Mimar D.G.S.A. 119 • Ünilever İş - Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. depo ve imalât binası, Mimarları: T. ALTON Mimar D.G.S.A.

A. ATAMAN Mimar D.G.S.A. T. ÇAVDAR Mimar Politecnico di Milano, 120 • Sur Kapıları, İ.

TUNAY, Sanat tarihçisi 124 • İstanbul Arkeoloji Müzesi, IHI), M. İ. TUNAY, Arkeol. 127 • Samsun Belediye hizmetleri binası mimarî proje yarışması, 2. ödül, 131 • Uluslararası Kitap yılı, İ.T.Ü. yayınları, 134 • Bibliografya 136 • Yapı malzemeleri fiyat cetveli.

S O M M A İ R E :

• Nouvelles 98 • Direction generale de la banque du developpement industriel de Turquie, M.

HEPGÜLER, Architecte 100 • Le pavillon İPRAŞ â la foire d'İzmit, Y. SAĞLIKOVA - Yalçın SAĞ- LIKOVA, Architectes 107 • Premier prix du troisieme Biennale de la ceramique â Vallauris, A. GALATALI, Ceramiste 109 • İmmeuble de bureaux administratifs â Ankara, Y. TEZCAN - E. BOLAK, Architectes 110 • Le tombeau Familial Şakir Zümre, Prof. M. TÜRKMEN, Arch. 117

• W.C.C. Congres İnternational du travail manuel â Istanbui, Par N. ARIKOGLU, Arch. 119

• Depot et bâtiment de production de ÜNİLEVER - İŞ Societe de Commerce et İndustrie, T.

ALTON - A. ATAMAN - T. ÇAVDAR, Architectes 120 • Quelques anciennes portes enceintes, İ. TUNAY, Hist. d'Art 124 • te Musee dArchelogie d'İstanbul [III). M. İ. TUNAY - Archeol.

127 Q Second prix du projet de concours pour la bâtiment et ses annexes de la Mu- nicipalite de la ville Samsun (Mer - Noire 131 • A propos de l'annee internationale du livre 134 • Bibliographie 136 • Liste des prix de materiaux de construction.

C O N T E N T S :

• News 98 • General Headquarters Building of the İndustrial Development Bank of Turkey, M.

HEPGÜLER Arch. 100 • İPRAŞ pavillion at the İzmit Fair, Y. SAĞLIKOVA - Yalçın SAĞLIKO- VA, Architects 107 • İst prize of Vallauris 3rd. Biennale, A. GALATALI 109 • An administrati- ve - bureau compl ex in Ankara, Y. TEZCAN - E.BOLAK Architects 110 Q Şakir Zümre Family graveyard, M. TÜRKMEN Prof. Arch. 117 • The VV.C.C. [World Craft Council) Congress in İstanbul, By N. ARIKOĞLU, Arch. 119 • TheUnilever Trade İndustries Ltd. Depot and produ ction building, T. ALTON - A. ATAMAN - T. ÇAV-DAR Architects 120 • The doors of the surro unding city vvalls of İstanbul, İ. TUNAY Art His-torinn 124 • The Archeology Museum of İstanbul

M. İ. TUNAY, Archeol. 127 • The second prizeof Samsun City Hail and its annexes 131 • 1972 the Book Year 134 • Bibliography 136 • Themarket prices of Construction Materials.

1972 — No. 347

1972 — No. 347

(4)

AR Ki TEKİ

M İ M A R L I K , ŞEHİRCİLİK VE T U R İ Z M D E R G İ S İ Her üç ayda bir yayınlanır.

Adres : Anadolu Han 33 — İstanbul Tel : 22 13 07 Kuruluşu : 1931

Cilt: 41 No. : 347 İmtiyaz sahibi ve umumî neşriyatı

idare eden : Dr. ZEKİ S. SAYAR

Mimar, D.G.S.A.

Neşriyat Müdürü : Mahmut İlhan G Ö N E N

Mimar İ. T. Ü.

S E K R E T E R : Keti Ç A P A N O Ğ L U M f l h a b i r l e r i :

B. Almanya : Dr. Y. Müh. Arslan Terzioğlu Mimar A.I.V. — F r a n s a : Halûk TOGAY Mimar D.G.S.A. — isviçre : Seyfi SONAD Mimar D.G.S.A. — italya : Dr. Baran ÇAĞA Mimar — İsveç : Radi BİROL Mimar D.G.S.A.

A b o n e ş a r t l a r ı :

Yıllığı : , 7 5 — TL.

öğrenci abonesi : 50.— TL.

Bu s a y ı : 20— TL.

Yabancı memleketler için : 85.— TL.

İlân tarifemiz talep üzerine gönderilir.

Yazı foto; resim ve abone bedelleri ARKİTEKT'in adresine posta ile gönde- rilmelidir. Basılmayan yazılar iade edilir.

Adreslerini değiştiren abonelerin en geç bir ay içinde idarehanemizi haberdar etme- leri lâzımdır. Aksi takdirde kaybolan der- gilerden mesuliyet kabul edilmez.

Subscription rates :

Annual subscription Dollars 7,50 Single copy D o l l a r s 2 ) 00 All subscriptions, letters, photos, articles

»dvertisements tec. Should be addressed.

T o : A R K I T E K T

Anadolu Han No. 33 Eminönü / İSTANBUL T U R K E Y Abonnements pour l'etranger 1 an 7,50 D o h Prix de ce num£ro 2,00 Dollars Pour tout payement et demande des ren-

«eignements, ainsi que pour tout envoi dea documents, tels que photos, articles, annon- ce«, bibliographie â inserer, s'adresssr â la Direction:. A R K I T E K T .

Anadolu Han No. 33 Eminönü İstanbul -

Turquio

haberler oiaySar

Cumhuriyetin 50. Yıldönümü ve

İstanbul Festivali

Turizm ve Tanıtma Bakanı Erol Yıl- maz Akçal, 1972 yılı turizm mevsimini a- çarken, ana konular hakkında basına ver- diği bilgiler arasında, istanbul festivaline de temas etmiş ve şu bilgileri vermişti:

Yurdumuzun turistik potansiyelinin ne ölçüde yüksek olduğu hepimizce bilinen bir gerçektir. Bu potansiyelden tam yarar- lanabilme amacına yönelmiş Bakanlığımız çalışmalarından biri de istanbul Kültür ve Sanat Şenlikleri hazırlıklarıdır.

Önümüzdeki yıl yapılacak Cumhuri- yetimizin 50 nci kuruluş yıldönümünü kut- lama töreniyle aynı döneme rastlayacak biçimde organize edilmekte olan Şenlik- lerde, Bakanlığımız düzenleyici ve destek- leyici bir rol oynamaktadır. Bu amaçla Medenî Kanunun 13.7.1967 tarihli ve 903 sayılı Kanunla değişik 73 - 8 1 / B madde- leri çerçevesinde bir İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı senedi hazırlanmıştır.

Vakfın temel amacı; yurdumuzun tu- ristik potansiyelinden tam yararlanmaya yönelmede, istanbul'un dış ülkelerde tem- sil ettiği tarihsel ve kültürel görünümden faydalanılarak, ulusal kültürümüz bütün dallarını, devrimlerimizin ulaştırdığı düze- yi dünya kamu oyuna tanıtmak amacıy- la^ ön plânda İstanbul'da ve alabildiği ölçüde de turistik potansiyeli yüksek yö- relere öncelik vererek yurdun öteki böl- gelerinde, belirli tarih ve sürelerde ulus- lararası nitelikte, kültür ve sanat şenlik- leri düzenlemektedir.

1973 İstanbul Kültür ve Sanat Şen- likleri uluslararası bir festival niteliğinde olacak, müzik, opera, bale, tiyatro ve p fiştik sanatlar alanlarındaki gösterileri kapsayacaktır. Festivalin ağırlık noktası ulusal kültürümüzü tanıtacak yolda değer- lendirilecektir. Geleneksel T ü r k sanatları ve elişleri ile ilgili tarihsel değer taşıyan eserleri kapsayan sergiler de düzenlenecek gösteriler arasında yer alacaktır.

istanbul festivalinin hazırlıklarına ha- len başlanmış bulunmaktadır. Bu konuda.

Milliyet baş yazarı Abdi İpekçi, İstanbul kültür ve san'at vakfı başkanı doktor Nejat Eczacıbaşı ile 24 Temmuz'da bir ropörtaj yaparak yayınlanmıştır.

Bay N. Eczacıbaşı'nın ifadesine gö- re, İstanbul festivali teşebbüsü, eski olup

1964 de başlamış, o zamandan beri bir çok mütehassısların fikrine müracaat e- dilmiş ve bazıları İstanbul'a davet edile- rek görüşmeler yapılmıştır.

Çağrılan mütehassısların hemen hep- si san'at ve kültür zenginliği bakımından Istanbulun bir festival için gerekli potan- siyele sahip olduğunu söylemişlerdir.

İstanbul'u gezen bu mütehassıslar şen- liklerin nerelerde yapılabileceğini de aşağı yukarı tayin ve tesbit etmişlerdir.

Bu bağımsız vakfın genel müdürlü- ğüne eski Büyükelçilerden Muharrem Nur

Birgi getirilmiş, çalışmalar kültür sanat ve idarî bölümler diye ikiye ayrılmıştır.

Kültür sanat işlerinin başına mimar Ley- lâ Turgut, idarî bölümüne Akdeniz Olim- piyat Oyunlarının düzenlenişinde büyük bir başarı sağlayan Turgut Atakcl getiril- miştir.

İstanbul Festivali Yönetim Kurulu Başkanlığına Dr. Nejat Eczcıbaşı getiril- miştir. Devlet Bakanlığı Kültü:: Müsteşarı Mehmet ö n d e r , Dışişleri Kültür işleri Ge- nel Müdürü Semih Günver, Maliye Ba- kanlığından temsilci olarak şair - yazar Cemal Süreyya Seber, Millî Eğitim Ba- kanlığından Turizm ve Ticar?t Öğretim Genel M ü d ü r ü Kâzım Eke, Turizm Ba- kanlığından Turizm Genel Müdürü Cengiz Altuğ kurulan Hazırlık Komitesine seçil- mişlerdir. Ancak, Yönetim Kurulu adına işleri Aydın Gün, Cüneyt Gökçcr, Müker- rem Berk ve Bülent Tarcan yönetecekler- dir.

1973 yılı Haziran - Temmuz ayların- da yapılacak olan İstanbul Festivali, üç h a f t a sürecek ve dünyadaki diğer ünlü fes- tivaller gibi her yıl tekrarlanacaktır. Top- kapı Sarayı, Açıkhava Tiyatrosu, Atatürk Kültür Merkezi, Harbiye Tiyatrosu, Ru- melihisarı, Spor ve Sergi Sarayı, Y'ıldız Sarayı Parkı, Arkeoloji Müzesi avlusu, Haseki Hamamları, Yedikule ve Galata Mevlevihanesi gibi önemli yerler, göste- rilere sahne olacaktır.

(5)

olaylar haberler

Uluslararası değerde bir çok ünlü kül- tür ve sanat adamlarının bulunduğu onur kurulunda, Leonard Bernstein (orkestra şe- fi) Nadia Boulanger, (besteci ve müzik öğ- retmeni) Pablo Casals (viyolonsenist), Prof.

Cari Ebert (rejisör), Janos Ferenscık (or- kestra şefi), Zino Francescatti (viyolonist), E^nesto Halfftrfr (besteci), Herbert Von Karajan (orkestra şefi), Lord Kinross (ya- zar), Andre Malraux (yazar, Fransa eski Kültür Bakanı), Zubin Mehta (orkestra şe- fi), Prof. Cari Orff (besteci), Arthur Ru- binstein (piyanist), Leopold Stokowski (or- kestra şefi), Dame Ninette de Valois (ba- le uzmanı) Muhsin Eıtuğrul, Yakup Kadri Karaosmancğlu, Cemal Reşit Rey gibi sa- natçılar yer almaktadır.

İstanbul Festivalinin sanat ve Tek- nik Danışma Kuruluna, Adnan Saygun, Fureya Koral, Nurullah Berk, Zühtü Mü- ridoğlu, Haldun Taner ve Nevid Kodallı.

Prof, Sedat Eldem. Prof. Ekrem Akurgalı seçilmişlerdir.

N. Eczacıbaşı, Abdi lpekçi'nin, halk kitlesinin festivalden ne oranda faydala- nabileceği sorusuna şu cevabı vermiştir.

— Çeşitli zevk ve eğilimlere hitap eden programlar olacak, her gece üç, dört yerde gösteriler yapılacaktır. Organizas- yon hakkında A. lpekçi'nin sorularına ce- vap veren N. Eczacıbaşı, yabancı san'at- çılarla geniş bir işbirliğine girildiğini de söylemiş, dünyaca tanınmış bir çok şahsi- yetlerin şeref misafiri olarak davet edi- leceklerini belirtmiş, festival programının hazırlanmasında bir çok yerli fikir ve san'at adamının görev aldıklarını ve ba- zılarının istişarî yardımda bulunacaklarını sözlerine eklemiştir. Şimdiden mevcut bir programa göre bazı binaların onarılma- sına başlanmıştır.

Verilen bilgiye göre, bu işin malî portesi 8 - 10 milyon lira olacaktır.

• Devlet Bakam İsmail Arar, İs- tanbul Kültür Sarayının, ekim 1973

de hizmete gireceğini açıklamıştır.

Kültür Sarayı onarım işi ve diğer kültür müsteşarlığı konuları ile ilgi- li tetkiklerde bulunmak üzere bugün İstanbul'a gideceğini bildiren Bakan, bu gezisi hakkında şunları söylemiş- tir:

«Kültür Müsteşarlığı konularında tet- kiklerde bulunmak üzere yarın (bu- gün) İstanbul'a gideceğim. Bu gezim- de yanan ve halen onarım işi devam eden Kültür Sarayında, konservatu- arda ve yeni kurulan Devlet Senfoni Orkestrası ile diğer kültür tesislerin-

de incelemelerde bulunacağım.

Kültür Sarayını onarım işi hızla de- vam etmektedir. Programa göre. Kül- tür Sarayı tekrar 1973 ekiminde İs- tanbulluların hizmetine girecektir.»

İstanbul Kongre Şehri!

I ! Bu yaz İstanbul'da Uluslararası altı Kongre toplanmış, ve mevsim çok hareketli geçmiş yabancı uzman ve delegeler şehHmize akın etmişlerdir.

Yakın tarihlere tesadüf eden bu kon- greler nedenile toplantı binası sıkın- tısı ve zorluk meydana gelmiştir.

Toplanan kongreler sırasile şunlar- dır:

Halk el san'atları kongresi, Akdeniz güneş enerjisi kongresi, Akdeniz kan- ser araştırmaları Tıp kongresi, Asya - Afrika sigorta reasürörleri Federasyo- nu (FAİR) Kongresi Atlantik ittifa- kı politik, askerî ve ekonomik ince- lemeler toplantısı ve uluslararası bi- limsel turizm kongresidir.

Tarabya Otelinde toplanan turizm kongresinde profesörler seviyesinde yapılan bilimsel toplantıda Paris Üni- versitesi profesörlerinden Bayan Bar- baza, Akdeniz ve Ege'deki tatil köy- lerini eleştirmiş, bu köylerin turisti bölge halkından ayırdığını, halbuki halk ile turist'in o kasaba ve köy- lerde beraber yaşamasının gerekli ol- duğunu ifade etmiş ve Türk halkı tu- riste, turistin de bölge halkına alış- ması lâzımdır, demiş ve ilâveten, Türkiye'nin, turizmin gelişmesinde en tabiî yatırımı güneşi ve denizidir. Bu- na arkeolojik varlığını da eklerseniz, parlak bir geleceğe namzettir, demiş- tir.

Kongrelerin çoğalmasile İst. Kongre binasının bitirilmesi bir zaruret ol- muştur. Turizm ve Tanıtma Bakanı, 1972 Turizm mevsimini açarken, İs- tanbul'un bir kongre şehri olacağı- na temas etmiş,

İstanbul'un bir kongre turizmi mer- kezi haline getirilmesi için yapılan çalışmaların başında bir kongre sa- rayı inşasını gerçekleştirmek gelmek- tedir. Bu konuda İstanbul Özel İda- resince başlanmış olan kongre sarayı inşaatı için Başkanlığımızca 10. mil- yon TL. lık bir katkıda bulunulması kararlaştırılmış ve gerekli ödemede bulunulmak üzere teşebbüse geçilmiş- tir. demiştir.

r j Prof. F. A kozan tekrar D.G.S. Aka- demisi Başkam seçildi.

Devlet Güzel San'atlar Akademisi Başkanlığına yeniden Prof. Feridun Akozan seçilmiştir. Kendisine başarı- lar dileriz.

• A N K A R A , (aja) — Millî Eğitim Bakanı İsmail Arar, Türkiye'de 325 bin 884 adet arkeolojik eser bulun- duğunu açıklamıştır.

İçel bağımsız milletvekili Celâl Kar- gılı'nın konuya ilişkin bir sorusunu cevaplandıran Arar, yurdumuzda 86 müze mevcut bulunduğunu belirtmiş ve şu bilgileri vermiştir:

«Türkiye'de Bakanlığımıza bağlı ola- rak 86 müze bulunmaktadır. Bu mü- zelerde, 325 bin 884 arkeolojik ve 104 bin 681 adet etnografik eser bu- lunmaktadır. Ayrıca, bu müzelerde çeşitli tarihî devirlere ait 98 bin 443 tablet yer almaktadır. Bu arada, 34 bin 130 arşiv vesikası ile 6 bin 642 Osmanlılara ait mahkeme sicilleri ve 180 bin 325 adet kitap bulunmakta- dır. Tarihî devirlere ait ve gayet kıymetli bir de «sikke» koleksiyonu mevcuttur.»

• A N K A R A , (a.a) — Ressam Oya

„ Katoğlu, Fransa'nın Vichy şehrinde açılan «Uluslararası Kadın Ressamlar Sergisi» nde birincilik ödülünü ka- zanmıştır.

Merkezi Fransa'da bulunan Kadın Kültür ve Sanat Birliği Derneği'nin dâveti üzerine ressam Oya Katoğlu, Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Ge- nel Müdürlüğünün aracılığıyla, «Çar- şı Sokağı» adlı yağlıboya tablosuyla Vichy'de 24 Temmuz'da açılan bu sergiye katılmıştır.

Jüri ressamımızın «Çarşı Sokağı» ad- lı tablosunu en iyi resim olarak seç- miş ve birincilik ödülünü vermiştir.

Oya Katoğlu, tanınmış ressamları- mızdan Turgut Zaim'in kızıdır.

• Dünya El Sanatları 5. Kongresi Ta- rabya Otelinde Turizm ve Tanıtma Bakanı Erol Yılmaz Akçal'ın yaptığı açış konuşması ile 21.8.972 de açıl- mıştır.

Dünya El Sanatları Konseyi 1964 yı- lında Bayan Vanderbilt Webb tarafın- dan 'kurulmuş ve bütün dünyadaki sanatçıların refahı ile ilgilenen bir örgüttür. Dünya El Sanatları Konse- yi gayriresmî bir teşekkül olup yal- nızca UNESCO'nun üyesidir. Konse- ye üye 72 devlet bulunmaktadır. İs- tanbul'da yapılan Beşinci Genel Ku- rul toplantısına 40'tan fazla ülkenin 300 delegesi katılmıştır.

| | Yarışmalar:

Sivas hükümet konağı proje yarışma- sı ilan edilmiştir.

Proje teslim tarihi 27.1i.1972 dir.

(6)

Türkiye sınai kalkınma bankası umum müdürlük binası

Proje-Kontrol:

Y. Müh. Mimar Metin H E P G Ü L E R Dekorasyon:

Metin H E P G Ü L E R — Alev H E P G Ü L E R Statik Proje:

Y Inş. Müh. Prof. Yusuf B E R D A N Tesisat Proje:

Selnikel A.Ş. Adına

Yük. Mak. Müh. Fikret TAŞANG1L Elektrik Proje:

Elek. Müh. Erol E R C A N

Sınai Kalkınma Bankasının yeni U- m u m Müdür'lük binası, Kabataş, Fındıklı arasında Meclisi Mebusan caddesi üzerin- de 2400 m2 lik bir sahada inşa edilmiştir.

Bina, çift kademeli bir bodrum, açık otoparkı havi bir zemin ve dört normal kat ile mutfak ve kafeterya olarak hizmet gören bir teras kattan oluşmuştur. Cep- hede güneş problemi ve Boğaz istikame- tinde yatay tesiri kuvvetlendirecek tarzda

ön ve tali yan yola, yükselîn kat başına artan çıkıntılar halinde tani'.im edilmiştir.

Yatay kaset ve modüler akslarda tekerrür eden düşey alüminyum elemanlarla bilhas- sa batı güneşi önlenmiştir. Doğramalar alü- minyum olup temizli-k esnasında açılacak vasistas tarzındadır. Dış cephe kaplamasın- da, koyu yeşil diabaz mermeri ve f ü m e alüminyum levhalar kullanılmıştır. Zemin kat döşemesi söğüt beji mermer, diğer tüm kat döşemesi gergi halı kaplıdır. Bölme panoları mannesmann taşıyıcı kotnstrüksi- yon üzerine monte edilmiş düşey modüler fugalı teak kaplama ahşap lambridir. Bi- nada bütün hacimlerde perfore alüminyum asma tavan uygulanmıştır. Tavan tahliye- lerinden 20 cm. düşük olan asma tavan arasından ve bütün tavan sathından, bina klimatize edilmiştir. Asma tavanda kulla- nılan cam yünü, zemin halısı ve bölme panoları konstrüksiyonunda alınan tedbir- lerle, bina akustik problemleri halledilmiş- tir.

Bina iç aydınlatması asma tavan sat- hında ön cepheye paralel bantlar halinde tanzim edilmiştir.

Bina betonarme karkas olup, kat tah- liyeleri 23 cm. kirişsiz döşemedir. Bina arkasında dört sıra beton kazık üzerine 9,5 m irtifada betonarme bir istinat du-

varı yapılmış ve kademe üstleri bitki ör- tüsü ile dekore edilmiştir. Deniz seviyesi altındaki klima santralım havi bodrum, betonarme istinad duvarı içinde tertiplen- miş ve çift perde arasında izolasyon ted- biri alınmıştır. Isıtma ve air kondition projeleri Selnikel A.Ş. tarafından hazır- lanmış Sulzer Firması müşavir olarak ça- lışmıştır.. .

Bina klima tesisatı sistemi yüksek ba- sınçlı hava ile yapılmış olup, yazın soğut- mayı, kışın ise ısıtmayı ve bürolarda ica- beden vantilasyonu sağlıyacak şekildedir.

Klimatize hava perfore tavandan veril- mekte ve koridor tavanından resirküle edilmektedir. Bürolar için 90.000 m 3 / h hava veriminde ve 212 m m statik basınçlı selnikel imalatı özel tip bir klima cihazı kullanılmıştır. Klima tesisatı elektro-pnö- matik kontrol sistemi ile otomatik olarak ayarlanmaktadır.

Binanın inşasını kaba yapı ola- rak AEA. Inş. Koli.. Şti. deruhte etmiş, klima ve sıhhî tesisatını Selnikel Isıtma ve Klima Cihazları Sanayii A.Ş., Ahşap iş- lerini Ankara A Ğ A Ç ve M E T A L İŞLERİ O L G U N L A Ş M A ENSTİTÜSÜ ve Efes Mobilya Firması. Aluminyum ve asansör işlerini T Ü R K E L İ firması. Elektrik işlerini ETA Firması deruhte etmiştir.

(7)

Foto: Göktıığ Vensürel banka holü

irndııstria!

d e v e l o p t m a n t b a n k o f t u r k e y

Project - Control:

Metin H E P G Ü L E R , Arch. Eng, M.S.

Decoration:

Metin H E P G Ü L E R — Alev H E P G Ü L E R Statics Project:

Prof. Yusuf B E R D A N , Const. Eng., M.S.

Installations Project:

Tn the name of Selnikel A.Ş.

Fikret T A Ş A N G I L , Mech. Eng., M.S.

Electric Installations Project:

Erol E R C A N , Electrical Eng., M.S.

The new service building of Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası A.Ş. (Industria) Development Bank of Turkey) has been constructed on a plot of 2400 m2 on the Meclisi Mebusan Avenue between Kaba- taş and Fındıklı, İSTANBUL.

The building is composed of a double basement, a ground flodr with garage, four normal floors and a studio floor con- taining the kitchen and the cafeteria. The front of the building is exposed to excessive sunshine. In order ta eliminate this, the outside of the building has been construc- ted with horizontal projections stepped up every floor and îying in the direction of the Bosphorus to increase the horizontal effect and looking onto the main avenue and the side road.

With the horizontal cassets and mo- dules and the vertical alııminum cons- truction materials repeated on the axes.

the sunshine particularly f r o m the western direction has been prevented. The window frames are of aluminum and the windows are the transom type that can be opened f o r cleaning. The outside surface of the building is coıvered with dark green diabase marble and smoke-gray aluminum sheets.

The ground floor is paved with salicaceae- beige marble and the other floors are co- vered with wall-to-wall carpeting. The partition panels are veneered with teak with vertical modular spacings över man- nesmann f r a m e construction. Ali the cei- lings are false ceilings of perforated alu- mir.um. Betvveen the concrete ceiling base

(8)

and the false ceiling there is a space of 20 cm. through wich the air conditicining connections of the building pass. By using glass wool in the false ceiling> carpeting on the floor and with the measures taken in the partition panel construction, the acoustics problems have beea solved.

The internal lighting of the building has been provided by using Iamps in baııds on the ceiling parallel to the f r o n t of the building.

The building is of framed reiııforced concrete and the floor concrete bases are 23 cm. without beams. A retaining wall which is 9.5 meters high has been cons- tructed on four rows of concerete columns behind the building and the top of each

layer has been decorated vvith plants. The basement which is below sea level and has the air conditioning plant is within the reinforced concrete retaining wall and has double layer insulation. The heating and the air conditioning projects have been re- alized by Selnikel A.Ş. and the firm Sul- zer has acted as a consultant.

The air conditioning system of the building is based on pressurized air and will provide cooling during the summer and heating during the winter as well as the necessary ventilation in the offices.

The climatized air is blown through the perforated ceiling and recirculated in the corridor ceilings, A special air conditio- ning ıınit manııfactured by Selnikel with

90.000 m 3 / h o u r air yield and 212 mm.

static pressure has been used for the offices The air conditioning system is adjusted automatically by the electro - pneumatic control system.

The main constructor for the cons- truction of the building is A E A înşaat Kollektif Şirketi. The a,ir conditioning system and the sanitary ınstallations have been installed by Selnikel Tsıtma ve Klima Cihazları Sanayii A.Ş., the woodwork has been prepared by Ağaç ve Metal İşleri Ol- gunlaşma Enstitüsü and Efes Mobilyacılık Firması. The aluminum work and elev?.- tors have been undertaken by the firm T Ü R K E L Î . the electric installations by the firm ETA.

m

teras katı planı

(9)

banka holu

(10)
(11)

n

toplantı salonu

(12)

merdiven

1 1

havuz

(13)

Yapıyı üç ana elemana ayırmak müm- kündür:

1. Çelik ışık ağacı

2. Alt yapı (kârgir, teşhir duvarla- rı - döşeme)

3. Çelik gergiler üzerine tespit edi- ten çadır örtüsü. Projede, görüntüsü dış yan duvara aksettirilen bir de açık sinema mevcuttur.

Pavyonda aydınlatma iki tarz yapıl- maktadır:

1. İşık ağacından direkt aydınlatma (genel aydınlatma, müzik ile ritmik ya- nıp sönen)

2. Teşhir panoları üzerinde endirekt aydınlatma Pavyonu teşkil eden eleman- ların imalat, montaj, boya, tesisat, ve teş- hir işlerinin yapılması 25 gün içinde ger- çekleştirilmiştir.

ıpraş pavyonu

İ Z M İ T F U A R I

Proje — kontrollük: :Yıldırım Sağlık- ova. Mimar Î.T.Ü.

Yalçın Sağlıkova Mimar D.G.S.A.

Tatbikat : Güngör Akkan

Proje Ipraş yetkili elemanlarının is- tekleri ve verilerine göre hazırlanmıştır.

Tema müessesenin 4 ayrı kuruluşu olan Ipraş - lgsaş - Rafinaş - İhracat konu- larından meydana gelmiştir. Projede bu dört konuya ayrı birer dilim verilmiştir.

Bu dört konu, petrol kulesini sembolize eden ışık ağacında birleşmektedir. Planın ışınsal bir plana sahip olması bu anlayış- tan doğmuştur.

(14)

m m m

pavyondan muhtelif görünüşler

(15)

1. ödül

Atilla Galatalı

Vallauris uluslararası 3. seramik biennale'i

8 Temmuzdan Eylül sonuna kadar süren, Vallauris Seramik biennalini Picas- so'nun başkanlığında, dünya seramik Aka- demisi her iki yıllık kongresi sonunda dü- zenlenmektedir. Sergiye iştirak serbest- tir. Ünlü san'at eleştiricilerinden kurulu jüri, kabul edilecek eserleri ve ödülleri değerlendirmektedir. 1972 de gelen eser- lerin üçte ikisi reddedilerek belli başlı 26 devletten 157 san'atçının 480 eseri kabul edilmiş, biennalin ikinci bölümü gençlere, üçüncü bölümü Picasso'nun yeni eserleri- ne ayrılmıştı.

Üç Fransız san'at eleştiricisinin yer aldığı jüri'nin seçmesi, sergiyi büyük öl- çüde etkileyip, değerlendiriyor. San'ata dö- nük (plâstik) biribirinden güçlü eserlerin yer aldtğı yegâne uluslararası biennaleler yapılırken seramiği olumlu bir şekilde plâstiğe dcğru iteliyor. Nitekim, daha iddialı düzenlenen Londra sergisi, jüri'nin yeteneksizliği sonunda şimdiki 'zavallılığı içine düşmüş oldu.

Vallauris sergisini başarılı kılan, or- ganizasyon yanında jürinin üstünlüğü idi.

Uç Fransız eleştirici yanında L o n d r a - Paris - Tokyo modern san'at müzeleri di- rektörleri yer alıyordu. Bunlara İtalya - Fransa modern seramik müzeleri direk- törleri de katılmıştı.

Ödül alan, özellikle ilk beşle ikinci beşte, ödül alanlar, bariz bir kişilik gös- teren san'atçılar. Bu san'atçılar ilk anda modadan ayrı olduklarını duyuruyorlar.

Diğer altın - gümüş şeref diplomaları mo- daya uymuş, kişiliği olmayan fakat ba- şarılı yapıtlara dağıtılmış. İlk beş ödülü san'atçılara vermişler, sonraki ödüller e- serlere. T ü m ü ile başarılı bir organizas- yon, başarılı bir biennale'di. Binlerce lira ya, kilolarca, dünyanın dört bir ucundan gönderilmiş seramiklerin üçte ikisini red- detme cesareti gösterilmiş. Jürinin ve gel- memesine rağmen Picasso'nun varlığından gelen başarı idi. Biribirinden güçlü ya- pıtlar sergileniyor, bir başarı oluyor san'- atçının bu sergiye kabulü Jürice.

(16)

Atilla Galatahnın diğer panosu

Vallauris, Süper Cannes'de - Cannes'- den 20 dakika yukarıda - bir seramik ken- ti, şehrin yansı seramik yapıyor, yarısı pazarlıyor. Ünlü seramist, Giraud - Cos- tanda - Capron'un atölyeleri burada - İtal- yan ve Japon san'atçılar yerleşiyor. Esa- sen Picasso'da bu yüzden burada yerleş- ti. Bu seneki üçüncü biennal'le daha da ilgiyi çekiyor bu küçük kent üzerine!..

Sergi, 8 Temmuz'da açıldı. Açılıştan 5 saat önce Fransa kültür işleri Devlet Bakanı M.R.G. Thomasjin başkanlığında ödül merasimi yapıldı. Merasimde, Dış İşleri Bakanlığının ilgisi ile gittiğimiz eşim Ruzin ve benimle birlikte 5 yabancı san'- atçı vardı. Yalnız başlarına ödül almağa gelmişler. Japonlar Konsolosları ile grup halinde bir otobüsle geldiler. Televizyon- ları için seremoniyi tümü ile filme aldı- lar. Devlet Kültür Bakanlarının mesajını klâsik bir espri ile M. Thomas'a okuya- rak ilettiler. Alabildiğine yararlandılar.

İbret verici ve ilginçti.

J(aponlar Vallauris şehri manevî 1.

cilik ödülü almıştı.

Finlandiya ise yine Vallauris .şehri I. ci ödülünü - Ben Fransa san'at hare- ketleri 1. ci ödülünü «3000 Frank», ayrı- ,ca, Jüri, manevî 1. ci ödülünü bir Fran- sız san'atçı Fransa san'at hareketleri 2.

cilik ödüllerini «1000 Frank» iki san'at- çı aralarında paylaşmışlardı. Bu ödüller tüm eserleri ile san'atçılara verilmişti. Son-

raki ödüller eserlere dağıtılmıştı. İkinci 5 ödülden sonra altın ve gümüş madalya ile şeref diploması nisbeten bir yenilik getirebilen, modadan kaçabilen eserlere dağıtılmış, Fransa'ya hiç gitmemiştim, Ba- tıya'da. İlk kez bir ödül almağa gittim.

Japonların bir san'at olayını devletlerarası bir san'at olayı haline getirmesi, M.R.G.

Thomas'in biennale 4 arabada 15 polis koruyuculuğunda gelmesi ne kadar ilginç ise, batıya san'atın anahtarını almadan o- radan I. cilik gibi, hem de Fransa'dan ve Kültür Bakanından ödülümü almam çok daha ilginç olsa jerek. Ama en küçük bir ilgiyi sağlayabilmek için eserlerim üstüne olan uğraşdan binlerce kerre daha fazla uğraş gerekiyor.

Japonlar bir saatlik seremoniyi tele- vizyon için filme aldılar. Bizim televizyon sadece eseri göstermeyi bile reddetti. Ja- ponlar, mimarları |ile bahçecilerile, res- samları ile seramistleri ile - Sanayı'cileri, tüccarları, politikacıları ile, tümü ile ba- tıyı kuşatıyorlar, başarıdan başarıya ko- şuyorlar. Başarıları ile övünüyor - yayı- yor, duyuruyor, diğerlerini teşvik ediyor, kendilerini daha güçlendiriyorlar. Biz ise, böyle bir olayı duyurmayı diğer sanatçı- larımızı teşvik edecek, cesaret verecek bir

olay »uyamıyoruz da, en adîsinden bir temizleme tozu, detarjan reklâmı sayıyo- ruz olayı duyurmayı. ,

Atilla Gaıatalı

(*) Kendi ağzından Atilla Galatalı- nın kısa biyografisi:

1936 yılında doğdum. Tahsilimi Trab- zon lisesi (1955) nde yapdım.

1955 - 1960'a kadar resim,

1960 dan bu yana seramik yapıyorum.

Günde çalışma sürem 8 saat 365 gün olmak üzere, 1957 - 1958 Bedri Rahmi'nin atölyesinde özel çıraklık yaptım, Kendi kendimi yetiştirdim. 1960 dan bu yana seramik malzemesi dışında tek bir mal- zeme kullanmadım, özenmedim.

Çağdaş diye modaya yönelmedim. Da- ima yenilerim kendimi, fakat kendi bildi- ğimi yapıyorum. Çağdaşım diye bir iddi- am yok, fakat çağımda kendimce yaşama gayretindeyim.

Batıya ilk kez gittim. Paris, Güney Fransa'dan başlıyarak Cannes - Nis - Pa- ris - Londra - Edinburg - Şilling (İskoç- yanın kuzeyi) olmak üzere tüm batı Av- rupa müzelerini gezdim. Gezim san'atın anahtarı için olmadı. Kendisi için oldu.

En ilginci Edinburg müzesi oldu.

İşitme duyğumu 1957 - 56 yılında tecriden kaybettim. Bu yetişme devremde büyük bir engel oldu. Ama, bir yönden de yararı oldıı. Sosyal bağlardan uzak- laştıkça san'ata yöneldim. Kendi öğreni- mimde Akademik kurallar içinde kalma- ğa önem verdim. Yarı Akademik kural- larla yetiştirdim kendimi!

(17)

bir idarî

büro kompleksi

ankara I. BÖLÜM

Proje ve Kontrol :

Yalçın Tezcan — Esen Bolak Y. Müh.

mimar.

Statik : Yalman Odabaşı.

Tesisat : Eteni Mağden.

Elektrik :

Bülent Cedetaş Y. mühendis t.T.U.

Kontrol şefi :

Ergin Gürmen, Yılmaz Gedik.

Tesisat : Metin Aıkut.

Elektrik : Ergün Sur

İşveren :

MKE Kurumu Genel Müdürlüğü - Ankara Kaba yapı yüklenici :

Esat Engin .

İnce yapı, yüklenici : H. Ayduk Koray

Ahşap doğramalar, yüklenicisi : MKE Marangoz Fabrikası.

Ahşap imalât, yüklenicisi : M.E.B. Ağaç İşleri Enstitüsü.

inşa edilen bloklardan biri

vaziyet planı k \

(18)
(19)

Kompleks iki bölümden meydana gel- mektedir. Bunlardan birincisinin yapımı tamamlanmış olup, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak hizmete açılmıştır. İkin- ci bölüm ise ihale evrakı dahil olarak pro- jelendirilmiştir. Birinci bölümü Sosyal, Teknik ve Kültürel yan hizmetler yönün- den tamamlamakta; ayrıca araştırma üni- teleri için sâkin büro alanları sağlanmak- tadır. Ancak ödenek yokluğu nedeniyle yapımına geçilememiştir.

Burada her iki bölüme ait ayrı ayrı açıklamafar yapılmış, proje ve makette kompleksin tümü gösterilmiş; Yapımı bi- ten bölümden bazı fotoğraflar sunulmuş- tur.

PROGRAM :

M K E Kurumu Genel Müdürlüğü, An- kara'da, imalâtının sergilenip satışının ya- pılacağı hir mağaza projelerini elde et- mek üzere 6.5.1967'de bir sınırlı yarışma açmıştı. Programda, imar kurallarının ge-

Hûl ve Merdiven

zemin kat planı

(20)
(21)

İ İ İ S İ İ

...

İ İ İ İ İ İ İ İ İ 8 İ I 8 İ ;

j i j i i i i i i i i i i i i ' K i i i i i i i i i â i i i : j i i i â n i l i i i i i i YımMmmmm-

paaaaaaaaaaai

i i i i a i i i i i â i i : i â i f l i i l l i i i i l .

' ' ' I - - — İ H I V

S İ I I I I I I u i i i a a i A

^ I d ı >ı i J i İ M İ !

İ L İ İ Ş I I K İ I I K I I İ U

L i! K ü l l ü fitili

I E M K

laaaa

A

iaaifl aaaaa aaaaa aaaaa

a a a a a :

(22)

OENEL MÜOÜRLÜK

TTT-T^fliiiiiili

: İİİİİİ

rektirdiği sonraran inşa edilebilecek bir büro binası da bulunmaktaydı. Teklif pro- jemiz 30.5.1967'de Kurum'a teslim edilmiş ve kesin sonuç 28.7.1967'de belli olmuş;

ancak imar durumundaki değişiklik (ga- barinin 21,50 m. ye indirilmesi) nedeniyle yeni bir avan proje hazırlamak gerekmiş ve proje hizmetleri sözleşmesi 24.8.1967 de imzalanabilmiştir. Sözleşmeye göre prog- ramda, sergileme ve satış salonları, ilgi- li depolar, satış büroları ve serbest ha- cimli rezerv bürolar ön görülüyordu. An- cak proje hizmetlerinin tamamlandığı sı- rada programda önemli bir değişiklik ya- pılmış ve rezerv büroları ihtiva eden blo- kun M K E K u r u m u Genel Müdürlüğü o- larak planlanmasına karar verilmiştir. (10,

1.1968). Yerleşme ve tadilât projelerinin yapılması ve daha sonraki yapım sırasın-

da K u r u m kuruluşundaki değişiklikler ne- deniyle program da birkaç defa önemli değişikliklere uğramıştır.

Son olarak ise, 1971'de yapımın bi- timine yakın Büro binasının tamamı Sa- nayi ve Teknoloji Bakanlığı'na devredil- miş, tabiatiyle program da baştanbaşa de- ğişmiştir. Tek bir kuruluşa ait olarak planlanmış ve inşa edilmiş olan binaya iki ayrı kuruluşu yerleştirmek, binanın bünyesine uymayan birtakım zorlamalar rp.eydana getirmiştir.

Y E R L E Ş M E :

Arsa, Ankara'da Gazi Mustafa Ke- mal Bulvarı üzerinde olup Kurluma ait yapı adasının köşebaışını işgal etmekte- dir. imar planına göre bu köşede geniş bir cadde Bulvara bağlanmaktadır. Bu

nedenle, sergileme salonu ve satış mağa- zası hem Bulvar hem de caddeye cephe verecek şekilde yerleştirilmiş, mağaza esas girişi cadde tarafında düşünülmüştür. De- poya inen rampaya da bu caddeden ula- şılmaktadır. Büro binası ise, önceden ku- le tesirli yüksek bir yapı iken, gabarinin İmar Müdürlüğünce azaltılması üzerine Kuzeydoğu - güneybatı istikametinde u- zanan ve beş normal, bir çekme kat ih- tiva eden bir kütle haline gelmiştir. Da- ha sonra, yedi normal, bir çekme kat, son olarak ise, sekiz normal kata ulaşan bü- ro binasının girişi Bulvar üzerindedir.

P L A N L A M A V E K O N S T R Ü K S İ Y O N : Büro blokunda 1.50 m. lik modül e- sas alınmıştır. Bu ölçü yerleştirme ve bö- (Devamı 135. sayfada)

(23)

U m u m î görünüş

şakır zümre aile mezarı

İ S T A N B U L — Z İ N C İ R L Î K U Y U Prof. Y. MİMAR S. M U H L İ S T Ü R K M E N Fotoğraflar: Y. Mimar Tııa! Göral ve Gültekin Çizgen.

4 x 5 metre ebadında bir sahayı kap- layan mezarın çevresi 20x20 cm ebadın- da ve 2.40 metre yüksekliğinde 14 adet masif beyaz mermer şutunla tutulmuş bulunulmaktadır. Sutunların herbiri tama- men bağımsız olarak mezar platosu dışın- da yeşil saha üzerine oturmakta ve iste- nilen mimarî mekânı çevrelemektedir.

Plâto ön parça ve mezarlar olarak iki bölümden oluşur. Ön parçada siyah mermerden giriş basamağı, oturma kısmı, suluk, isim taşı yer alır.

İki kişilik olan mezar bölümünde ise orta kısım küçük bir gül bahçesidir.

Girişteki açıklığa mukabil baş taşı arkasındaki sutunların orta boşluğu yeşil mermerle sade bir şekilde motiflendirile- rek tezyini bir pano haline getirilmiştir.

Mezar mütemadi bir betonarme temel üze- rine oturtulmuş olup sutunlar bu temel içine derinlemesine tesbit edilmişlerdir.

Proje 1969 yılı nisan ayında tatbik edil- miştir.

(24)

V A ^ f a ' U S T fl

D

LAM

I |wılum ]lü % | Ş , f • \ 8 m

O O o o o o

SAdS YAK M M ^ U I ^

v o

I

(25)

KONGRELER :

dünya el sanatları derneği kongresi

w.c.c.

World C r a f t Counsul

Nezahat A R I K O Ğ L U Mimar D.G.S.A.

Dünya el san'atçıları derneği bü yıl 20 - 25 ağustos arasında Istanbulda Ta- rabya otelinde toplantısını yaptı. Mimar arkadaşların bundan haberleri olduğunu zannetmiyorum. Toplantıda misafir olarak bile hemen hiç birine rastlayamadım. Sa- dece bir başka yabancı mimarın mimar- lar ile el sanatçılarının yakın bağı olduğu nu ve böyle bir birliğin kurulmasının ica bettiğini Hocamız Kemal Ahmet bey ile tartıştığını biliyorum. Diğer bir İrlandalı mimar: «Desmond Fitzgerald'ın» da ayni fikirde olup toplantıya katıldığım görerek sevindim.

Bu konu beni çok yakından ilgilen- dirdiği için üç sene önce U.S.A el san'at- çılarının Bennigton'da yaptığı toplantı ve sergiye de gitmiş bu uzak dünya sanatçı- larının neler üzerinde uğraştıklarım göre- bilmiştim.

Memleketimiz el san'atlarının henüz bozulmamış bir yuvasıdır. Bu konuda he- men herkes beraberdir. Eski ve kullanmak- ta olduğumuz eşyalara bakmak bunun için kâfi sebeptir. Girdiğimiz kapılar - oturdu- ğumuz evler, bastığımız halı ve kilimler el ile yapılmış bezemelerle doludur - Kaşık- larımız, testilerimiz, bakır çanaklarımız mes'ud Türk halkının güler yüzünü yansı- tır. İşlemelerimiz ise bugün dünya yüzün- de en olgun en içli en hassas ifadeler ta- şıyan el san'atlarından sayılırlar, bu böy-

le iken, Beton sert yüzeyler, taklid ve kalpsiz ifadeleri ile binaları işgal etmek- de yarışmaktadırlar. Mimar öteki san'at- ları koruyacağı yerde elinin tersile adeta bir köşeye itivermektedir. El san'atları so- kakta doğup gelişip yaşamaz yapı içinde - Şehirde - Bahçede tente altında, yani mi- marın yarattığı space'de yerde oluşur. Char- les - M c o r gibi yabancı hocalar yapıtta de- kor olarak bir şeyin bulunduğunu ve bu- lunması lâzım geldiğini savunurken şöyle diyorlar.

— Binalar da insanlar gibi uzaktan fizik olarak proporsion ve hacim olarak seyredilir görülürken bir de yakından iç ve dış detaylara, hislere inilerek incelenir- ler - O insan ve yapıt bu iç dünyaya sami- jrıî bir duygu ve vergi (algı'mn karşılığı

olan) durumuna inememiş ise insan ve ya- pıt değildir, bir fizik parçadır, ve yakını ile ilgili olması, içini cesurca açabilmesi ve de karşısındakine kıymet vermesi yönün- den bir şey kazanmış sayılmazlar. En eski anlaşma aracı yazma ve konuşma gelme- den 25 bin sene gerilere giden süsleme ve el san'atlarını görüyoruz. Eski devirde san'- atçı toplumdan biri ve bir istidat idi. On- dan ayrı ona karşı veya imtiyazlı ve yal- nız, bedbaht biri değildi. İmza atmadığı eserleri ile bunu da onaylamış olurdu - Ben ve ötesi yerine - «Senden bana, ben- den sana» - diye seslenirdi verdiği eser o sadece mutlu ve vergisi bol bir araçtı toplum için. Şimdi bakıyoruz san'atçı im- tiyaz. başkalık üstünlük ateşi ile yanıyor, başka şeyi gözü görmüyor, çıktığı topluma kafa tutuyor onu eğitmeğe kişilik açılarına getirmeğe adeta kendini sorumlu kılıyor.

Teknik bakımdan eğitimi evet. ustalık evet fakat «ben doğru yoldayım sen değilsin»

için Hayır diyoruz. Proporsion için, sağ- lamlık için kullanış için tecrübe olsun di- yoruz - ustalık olsun diyoruz. San'atın san'- at olduğunu iddia ede ede değil yapıla yapıla olageldiğini sevgi ve tabiî yaşantı itenekleri ile anlaşma ve mutlu olma ar- zularını doyurduğunu görüyoruz.

Yurda gelen diğer milletlerin el san'- atçıları bu havayı bizim içimizde arama- ğa bulmağa koşmuşlardı - Eğe gezisine çıkan 33 azadan bazılarile 3 - 5 gün de- vamlı konuştum, aşağıya isim ve adresle- rile düşüncelerini veriyorum.

1) Gv/en Sards - K a n a d a - Com- nıunique san'at dergisi sahip ve yazarla- rından:

Eski şehirleri tarihî yerleri görmekten memnun olduk. Bununla beraber daha çok sayıda türk el san'atçısile tanışmak ister, İstanbul'da kaldığım müddetçe ve bilhassa köylerde iken yerli nakış örgü, seramik san'atçıları ile görüşmek arzu ederdim.

W.C.C. toplantısına katılan kimsele- rin Türk el san'atları derneği tarafından seçilip düzenlenmiş ticarî amaçtan uzak kaliteli el san'atı parçalarını kapsayan bir sergiden yararlanmalarını arzu ederdim - Bu çok faideli olurdu -

2) U.S.A dan bir el san'at galerisi sahibi Phyllis Sloane - Bu toplantıda el san'atlarına daha çok önem verilmeli, az gezi ve daha çok keyfî vakit olmalı idi.

Uludağa çdkış elimine edilebilirdi.

Çanakkale seramik fabrikası çok va- kit aldı - güzel plâjlannızda daha uzun dinlenmek isterdik.

3) İngiltere (united Kingdom) gru- bundan Joan M - Lee.

Bu konferansa bize Türkiyeyi ve Türk halkını tanıtma fırsatı verdiği için kıy- met veriyorum, memleketiniz çok güzel, beklediğimin dışında.. Halkınız top yekûn

misafirperver, dost ve tatlı, Bize mes'ut ve sıcak kanlı göründüler.

Otelciler bize fevkalâde iyi yardım ettiler Şehirleri anlayıp tanımak ise im- kânsız ne cadde numaraları ne de isimleri var, olanlar da açıkça okunmuyordu!.

4) Mimar Desmond Fizgerald, İrlan- da'dan

Memleketinizde olmıyan güzellik yok.

Deniz, plâj, dağlar, bahçeler, ovalar., yal- nız İstanbul şehri - isterseniz kızınız - ber- bad edilmiş, insan bukadar güzel bir şehri bu kadar kötü inşa eder mi? Bunu ilk mektepte okumuş bir insan bile bu derece- de berbad plânsız hale sokmadan tanzim edebilirdi.

Şöyle ki; yol merkezlerinden iki ya- na en az 15 er - metre bırakılmadan hiç bir inşaata müsaade verilmez, bu belki

10 sene içinde netice vermezdi ama gele- cek 30 sene içinde bir şehre, iyi bir sokak plânlamasına erişirdiniz, sonra hiç yeçil saha, dinlenme yeri, meydan diye birşe- yiniz yok - günah.. Halk nefes almak için ille boğaz yollarına, sahillere mi dökül- meli.

İzmir, bana, gerek yeni binaları, ge- rek yolları ve temizliği ile daha güzel göründü. Ona diyeceğim yok. Sonra, siz tarihî yapıtları bir kalemde yıkıp geçiver- m işsiniz yeni ile eski yan yana olduğu za- man şehir şuurunu, iç dünyasını yaşatır - Halkı mutlu kılar - Şu boğaz yalıları böy- le bırakılır mı? N e hoş karakteril şey- lermiş..

5) W.C.C. merkezi ofisi sekreteri Rit BRADSHAW (New - York):

Şerefli ve yakın sıcak türk halkını u- zun zaman hatırlıyacağım. Tarihe gelince onu aklımda tutamam, Fakat eski insan- ların arkalarında bıraktıkları eserler asla unutulmaz.

Diğer taraftan Unesco da el san'at- ları kolunda el san'atlarını temsil eden Bayan D r . D ' A R C Y H A Y M A N , Bana Biz- de san'at okullarının kitap ve dergi kıt- lığı çektiği konusunda Hükümet tarafın- dan istenirse yardım göreceğimizi söyle- mesi çok ümit verdi - Derginiz yolu ile ilgililere bildirmenizi rica ederiz - o- kullarımızın yeni durumu hükümete ve e- ğitim bakanlığı eline geçenler bu konu- da zor durumdadırlar.

Kıymetli Vedat Nedim T o r beyin Iz- mirde açtırdığı el san'atları pavyonunu geç vakit geçtiğimiz ve erken yola çıktı- ğımız için göremedik, sergi müdürünü ve mimarını telefonla arayıp sabah açtırmak için rica edecektik. 30 ağustos merasiminde idi. Bu suretle bu seçkin eserlerle dolu pav- yonda sergi saatlerine uyarak kapalı ol- ması yüzünden yabancılara gösteremedik.

N. Arıkoğlu

(26)

Mimarî Proje : Birleşmiş Mimarlar

Turgut A L T O N , Mimar D . G . S A . Alpaslan A T A M A N , Mimar D . G . S A . Tuncay Ç A V D A R , Mimar Politecnico di Milano

Statik :

Prof. Y. tnş. Müh. Yusuf BERDAN Tesisat - Elektrik: Ünilever Teknik Bü- rosu.

Mimarî Yaklaşım;

Kent içinde iskân bölgesine çok ya- kın bir alanda yerleşen bir endüstrinin kapsamı içinde kalan bu yapıda yer eko- nomisi, sadelik ve çevreye kapalılık ana ilkeler olarak alınmıştır.

Ünilever-İş ticaret ve sanayi Türk Ltd. şirketi soğuk depo ve imalât

binası

Bakırköy - İstanbul

I

AL I T

j P » s :

IB C lo ıE

Elevasyonlar 1 : 500

(27)

sus

Dış görünüş.

Yapının kısıtlı bir alan içinde geliş- mesi, üretim ve depolama gibi fonksiyon- ların katlar halinde çözümlenmesini ge- rektirmiş, biribirinden değişik fonksiyon- lar ve oldukça büyük yükler ağır bir ya- pı görüntüsü getirmiştir. Yalın ve yerden tek kitle olarak yükselen yapının içe dö- nüklüğü çevredeki iskân alanına kapanmak

Işıklı tavan Aksonometrik görünüş

(28)

A-A KESİTİ

5

— •

1 «| 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 I

I

5

— •

/ '

\

m

U

T I... I

\ /

m

U ÜUUT ..T

o ortlr namuju ^

/

V"

i

T T

BİnlNCI KAT

Kesit ve Kat planlan. 1 : 500 gereğinin sonucunda belirlenmiştir. Çıp-

lak beton, prefabrike cephe elemanları ve basit detay çözümlemesinin getirdiği ma- denî doğramalar saf ölçü oranlarıyla kit- lesel bütünlüğü aksatmadan tüme varma yönelişiyle kullanılmışlardır.

Depo alanları lüzumlu ışığı üst kat- ta çatıdan diğer bölümlerde de dar bant pencerelerden alınmaktadır. İmalat katı ise dışa kapalı depo alanlarından farklı ola- rak iki zaviyeden ışık almaktadır. Cephe- de bütün bina boyunca uzanan pencere şeridi çalışma alanına bol ışık sağladığı gibi, düzenli bir tempoda yürütülen ima- latı dışa yansıtmaktadır. Yapıda düşey bağlantılar ve diğer yapılarla olan yatay bağlantılar tümüyle ana kitle dışında çö- zümlenerek çalışma ve depolama alanı- nın saflığı ve serbestliği korunmuştur.

İskân bölgesi içinde endüstri yapıla- rının doğurabileceği iticilik yalın bir kit- le anlayışı ve içe kapanışla yapının ken- dine özgü niteliği yitirilmeden çözümlen- miştir.

Yapının Strüktürü;

Yapı, bodrumla birlikte dört katlı ve betonarme karkas olarak yapılmıştır.

Bodrum, soğuk depo, zemin kat, tank odası, birinci kat imalathane, ikinci kat süthane ve Ambalaj deposu olarak kulla- nılmaktadır.

Hareketli yükler katlarda genel ola- rak p = l , o t / m 2 olup, tank odası olarak kullanılan zemin katta p = 2 , 0 t / m 2 dir.

Bu yükler oldukça büyüktür.

Binanın kısa açıklığı 15 m. 'dir. İler- de gelişeceği düşünülen üretim bölümüne

imkân hazırlamak bakımından açıklık için- de ara kolon tertiplenmemiş ve bu neden- le bir gözlü dört katlı çerçeveler mey- dana gelmiştir. Yüklerin fazla oluşu nede- niyle çerçeve aralıkları 3.50 m. olarak a- lınmıştır.

Katlarda konstrüksiyon yüksekliğini

•azaltmak maksadıyla akslar arasına çift kiıiş konulmuş ve bunları çerçeve kirişiy- le beraber çalıştırabilmek için kenar aks- lara kuvvetli burulma kirişleri yerleştiril- miştir. Bu suretle kolon boyutları bod- rumda 50/100, diğer katlarda 40/100, çer- çeve kirişleri bodrum tavanında 50/100, diğer katlarda 40/100, kenar akslardaki bu- rulma kirişleri 100/100 ebadında alınmış- tır. Çerçeve kirişlerinin daha fazla mesnet momenti almalarını temin etmek için ya- tay guseler tertiplenmiştir.

Kalkerli zeminde yapılan bu inşaat- da temel sistemi olarak çerçeve düzle- mine dik istikametde dışarı doğru eksan- trik mütemadi sömel sistemi tertip edil- miştir.

Merdivenler kutu şeklinde bir düzen- le betonarme perdeler içinde teşkil edil- miştir. Bunlar binanın zelzele bakımından uygun durumunu bozmamak için dilatas- yonla ayrılmıştır.

Yüksek gerilmelere ihtiyaç duyulan bu inşaatdıa B 300 betonu kullanılmış- tır. Gerek ekonomi gerekse demir yer- leştirme ve ek yerleri bakımından tor çe- lik kullanılması uygun görülmüştür.

Yapının gerektirdiği ağır strüktür mi- marî kitlesel çözümle tam bir uyuşum içindedir.

(29)

T İ C A R E T A S

|DÖKÜM RADYATÖR ve KAZAN,

SICAĞA.SESE.SOĞUĞA

ENDÜSTRİYEL MALZEME İZOCAM TECRİT MADDELERİ

Z E N T H R ISITMA, HAVALANDIRMA

İKLİMLENDİRME OTOMATİKLERİ CAM ÇEŞİTLERİ

SIHHÎ TESİSAT MALZEMESİ

HER NEVİ SAC LEVHA BORU ve EKLEME PARÇALARI

n

TİCARET A S

»çiler No: 9G 491762-439630 Karaköv, Fermeneciler No: 90 İstanbul tel:

K A D I K Ö Y M A Ğ A Z A S I :

Bağdat cadd.Selamiçesme Yeniköşk durağı l\İ0:229 Tel: 5 5 5 5 4 9 - 5 8 3 1 9 7

KOCTAS BİR KOÇ HOLDİNG

KURULUSUDUR

; C3 « s . J

ı

— >

g

ARK — 58

(30)

sur kapıları

Silivri kapının, şehir tarafından iç kısmının genel görünüşü.

Sanat Tarihçisi: İnci T U N A Y

Mimarî gelişimini vermiye çakışaca- ğım İstanbul Sur Kapılarının bugün için ayakta kalmış ve en abidevî olanları II Theodosios devri K a r a surlarındaki ka- pılardır.

Gerek Haliç ve gerekse M a r m a r a sur- ları üzerindeki kapılardan çoğunluğa ya- kınının mevcut olmayışı: ayrıca bunların elzem ve abidevilik bakımından II. The- dosios Kara sur kapıları ile boy ölçüşemi- yecek kadar küçük geçitler olmaları sebe- biyle, hareket noktam II. Theodosios sur kapıları olmuştur.

Bilinen en eski surlarda kapılar, sur duvarlarının birbirlerini aşmaları ile mey- dana gelmiştir. Kapı bu girintinin içinde bulunuyordu. Daha sonra, harp araçları- nın gelişmesi neticesinde bu tip girişlerin düşman orduları karşısında zayıflığı gö- rülmüştür. Bu noktadan hareket ederek kapıların, bilhassa büyük kapıların, sağ ve sol yanına birer kule inşa etmek sure- tiyle hem tahkimattaki zayıf nokta prob- lemi halledilmiş hem de heybetli görü- nüşe sahip kapı mimarisi ortaya çıkmış- tır. Bunun en iyi örneğini de istanbul Kara surları üzerinde, bugün dahi, gör- mek mümkündür.

H İ T İ T

BOĞAZKÖY :

II. Theodosios devrinin karakteristik özelliği olan dışarı çıkık iki kuleli kapı tipinin menşei için M. Ö. 2. bine ait Hi- tit şehirlerinden Boğazköy'ün «Kral Ka-

pısı» m verebiliriz. Bu sağ ve sol yanında birer kulesi olan kemerli giriş, kralî bir kapı idi.

«Aslanlı Kapı» şehrin diğer bir ka- pısıdır. Bu kapının iki yanındaki aslan figürleri Hitit, yani Doğu mimarisinde gi- rişe verilen önemi gösterecek niteliktedir.

Ayrıca, bu figürler burada kapıyı bütün kötülüklere karşı korusunlar diye kulla- nılmışlardır.

«Yer Kapı» istanbul surlarındaki ba- zı kapılar gibi askerî gayelerle açılmış o- lan fakat sivillerin de istifade ettiği bir kapı idi.

Plân yönünden. İstanbul sur kapıla- rına benzer olan kapıların devamını iki bin yılları sonundaki, yine Hitit şehirle- rinden Zincirli'de görebiliriz.

Şehrin «Güney Kapısı» her iki ya- nında birer kulesi ve arka arkaya dizilmiş avluları ile bu tip kapıların öncüsü oldu- ğunu açıkça göstermektedir.

Burada görülen husus; kapıların, bir veya daha fazla sayıda avlunun girişine inşa edilmiş olmalarıdır.

M E Z O P O T A M Y A :

Bu tip kapıların devamını Mezopo- tamya şehirlerinden Babil'de M.Ö. 6. y.y.

'da da görürüz. Sağ ve sol yanında birer kulesi, ortada avlusu, avlunun ön ve ar- kasında birer kapısı olan girişin adı «Iş- tar» kapısıdır. Kapının her iki yan du- varı mitolojik hayvan figürleri ile süs- lenmiştir.

Y U N A N : (Hellenistik Devir)

Tekrar Anadolu'ya döndüğümüzde Hellenistik devirden itibaren (M.Ö. 4 - 1 ) en iyi örneklerine Pamfilya bölgesinde rastlamak mümkündür. Bölgenin üç bü- yük şehrinden ikisinde, Side ve Perge, her iki yanında birer kulesi, Side'nin ön, Perge'nin arka tarafında oval avluları o- lan kapılar vardır.

Düşman kapıdan girmeyi başarabilir- se veya kapıyı m ü d a f a a eden kuvvetler düşmanı avlu içine aldıkları takdirde ku- lelerden ok ve mızrak atmak suretiyle im- ha etmeye çalışırlardı.

Henüz daha uzun sulh, sükûn ve hu- zur devresinin başlamadığı Hellenistik de- Side, Takı zafer

t

(31)

İznik surları üzerinde lefke kapısı

virde bu kapılar askerî tahkimatta stra- tejik önemi olan birer unsurdu.

1946 - 1955, yılları arasında Edebi- yat Fakültesi Arkeoloji kürsüsü, A. M . Mansel başkanlığında, Side ve Perge şe- hirlerindeki kazılarda caddelerin sonunda şehirlerin esas, avlulu, kapılarını ortaya çıkarmışlardır.

]9 6 6 yılı Side kazılarında şehrin Do- ğu tarafında iki yanında birer kulesi olan, üç kemerli bir kapı daha bulunmuştur.

Ortadaki geçit kapanmıştır. A r k a tarafta bulunan avlusu kare şeklindedir. Avlusu- n u n kare şeklinde olması sebebiyle Perge ve Side'deki diğer şehir kapılarından plân yönünden ayrılmaktadır.

İki geçit ve bir kapalı mekândan iba- ret olan kapı binasının üzerinde, alt plâ- na uygun olarak düzenli bir dikdörtgen plâna sahip teras bulunmaktadır. Bu tera- sın üzerinde, silâh kabartmaları bulun-

muştur. , Bizans devrinde tamirat gördüğü üze-

rindeki monogramöan anlaşılmaktadır.

R O M A :

Tahkimatın ve bilhassa savunmanın esas rolü oynadığı bu Hellenistik devre sonrasında, şehir kapılarında bazı geliş- meler göze çarpar.. ,

Roma İmparatorluğu devrinde, Ana- dolu'da kapıların artık birer tahkimat un- suru, kulelerin ve avlunun düşmanı imha etmekte kullanılan birer harp vasıtası ol- maktan çıktığı görülmektedir. R o m a im- paratorluğunun en kuvvetli olduğu yıllar, Anadolu'nun uzun sulh ve sükûna kavuş- tuğu, tahkimatın geri plâna atıldığı dev-

redir. Bu devrede, bütün yapılarda gö- rülen cephe süslemeleri kendilerini kapı- larda da kabul ettirmiştir.

SİDE «Büyük Şehir Kapısı» avlusu- nun ön tarafına ikinci bir duvar çekilmiş ve yapılan nişlerin içi tanrı ve imparator heykelleri ile süslenmiştir.

Aynı husus, Perge şehir kapısında da görülür. Yalnız burada Side'de olduğu gi- bi avlu önüne duvar çekilmemiş, mevcut duvarları kazınarak yapılan nişlere impa- rator ve tanrı heykelleri konmuş, böylece kapı süslenmiştir.

Perge şehir kapısı avlusunun arkasın- da üç kemerli, iki katlı, Trayanos devri- ne ait bir zafer takı dikkati çeker. Bir kapının zafer takı ile münasebeti; Uzun sulh yıllarının hâkim olduğu bu devirde kapılar birer şeref avlusu haline getiril- miş, buralarda imparator ve bazı mühim şahsiyetlerle ilgili törenler yapılmıştır.

Antalya surları üzerindeki sağ ve so- lunda birer kulesi ve aralarında üç kemer olan Hadrianos takında bu hususu gör- mek mümkündür.

Bazı noktalarda mimarî ayrılıklar gösteren zafer taklan ve şehir kapıları Antalya şehir surlarında görüldüğü üzere kapı ve tak olarak, beraber, kullanılmış- lardır. Buna örnek olmak üzere Hieropo- lis Anavarza zafer taklan yanlarına birer kule ilâvesiyle şehir surlarının birer par- çası haline gelmiş, bunlar zafer takı ol- maktan çıkıp bir dereceye kadar sur ka- pıları vazifesi görmüşlerdir.

Efesos'da ise agoranın ve limanın ka- pıları üçer geçişlidir.

«Liman Kapısı» Her iki cephesinde sekizer sütunu ile Antalyadaki Hadrianos Kapısına benzer.

«Agora Kapısı» ü ç geçişlidir. Her geçiş kemerlidir. Korint nizamındaki baş- lıklar, kemer ayaklarının bitim yeri, pa- yelerin üst noktasında ve bir de kapının her iki cephesindeki dört köşede, arşit- rava birleştikleri noktalarda bulunurlar.

Yedikule Yaldızlı (altın) kapının onarımdan önceki durumu

(32)

H e r iki yüzdeki bu kalın dörtköşe payeler ve üzerlerindeki başlıkları ile Yal- dızlı Kapı'dakileri, ilk baks'şta, hatırlat- maktadırlar.

A n a d o l u ' d a n başka Mısır ve Suriye- de de R o m a İmparatorluğu devrinde ya- pılmış z a f e r takları vardır.

MISIR'dakiler büyük bir orta kapı yanlarda iki küçük kapı, ön ve arka yüz- lerinde dörtköşe payeler üzerine oturtul- muş korint nizamındaki sütun başlıkları ile batılı örneklerine benzemektedirler.

Bunlardan en iyi örneği Antinoopolis ta- kında görürüz. B u n u n batı şehir kapısı olduğu da söylenebilir.

S U R İ Y E ' d e yapılan zafer takları Mı- sır'dakilere benzemektedirler. F a k a t , bazı f a r k l a r ı mevcuttur. Meselâ Kudüs'teki za- fer takında büyük bir orta girişin sağ ve sol yanında daha küçük ve dar iki giriş vardır.

M . S. II. y.y.ın ilk yarısına ait olan D e m a s k u s (Şam) şehrinin Batı Kapısı, or- tada bir büyük y a n l a r d a iki küçük kemer- lidir. K o r i n t n i z a m ı n d a sütun başlıkları, dörtköşe payelerin üzerine oturtulmuştur.

Yine M. S. II. y.y.'ın ilk yarısına ait olan Bosra ve b u n u n çok yakın benzeri üçüncü yüzyılın ikinci yarısına ait olan, Olbat'daki örneklerde; sütunlar plâstik o- larak kapının duvarı önüne k o n u l m u ş b u n l a r inşa sırasında kapı ile beraber iş- lenmiştir. Bu yönü ile M.S. 5. y.y.'ın ilk yarısında Yaldızlı Kapı ile olan benzer- liklerini göstermektedir. Bu da bize bir kere daha D o ğ u n u n Bizans Sanatı üzerin-

deki etkilerini göstermektedir.

R O M A şehrinin i m p a r a t o r l u k devri- ne ait surlarından bugün çok az p a r ç a kalmıştır. Bunlar da şehrin muhtelif yer- lerine dağılmış d u r u m d a d ı r . Birçoğu tu- ristik yerlerde çok iyi m u h a f a z a edilmek- tedirler.

«Argenterium» kapısı bütün surdan arda kalan tek örnektir.

B İ Z A N S

II. Theodosios devri İstanbul K a r a surlarındaki kapılarda plân y ö n ü n d e n ay- nı f a k a t ihtişam ve büyüklük bakımından f a r k l ı olan «Yaldızlı Kapı»da tahkima- tın ve savunmanın tekrar ö n plâna alın- dığı görülür. 5. y.y. da yapılmış olmasına r a ğ m e n antik tradüsyonun bir devamı ol- muştur.

Yaldızlı Kapı, bazı yazarlar tarafın- d a n zafer takı olarak düşünülmüş, sonra surlara bağlandığı söylenmiştir. F a k a t , bugün artık kapı olduğundan şüphe edil- memektedir.

Askerî tahkimatın ön p l â n d a geldiği ve ehemmiyetini devam ettirdiği Hellenis- tik devirden sonra gelen R o m a devrinde, İ m p a r a t o r l u k sınırlarını çok genişletmiş olan R o m a l ı l a r harici tehlikelerden kork- muyorlardı. Bunu da ispat için, Side'de ol- duğu gibi, abidevî çeşme binalarım (Nym- phaion) dahi surun dışına inşa etmişlerdir.

Bu şekilde mevcut şehir plânlarım altüst etmekle kalmamışlar, egemenlik ve haki- miyetlerini b ü t ü n d ü n y a y a haykırmışlar- dı. işte bu devirde, surların k o p m a z un-

suru olan kapılar da birer tahkimat vası- tası o l m a k t a n çıkıp uzun huzur devresi- nin şeref avluları haline gelmişlerdir.

Bunların en iyi örneklerini Side ve Perge'nin avlulu şehir kapılarında gör- müştük. Avluların iç tarafı i m p a r a t o r , ai- lesi veya önemli kişilerin heykelleri ile süslü idi. Artık bu avlular, R o m a devrin- de, düşmanı içine alıp kulelerden ok ve mızraklar atarak imha yerine, m u z a f f e r olarak savaştan dönen orduların karşılan- dığı, başındaki i m p a r a t o r veya k u m a n d a - na lâyık olduğu merasimin yapıldığı yer- ler olmuştur. İsimleri de «Şeref Avluları»

dır.

II. Theodosios surları üzerinde, iki sur bedeni arasında - öndeki K ü ç ü k Yal- dızlı Kapı ile o n u n arkasındaki esas yal- dızlı Kapı ve ileri çıkık kuleleri arasın- da kalan saha, belki Hitit şehirlerinde, f a k a t kat'i olarak Side ve Perge'de bildi- ğimiz tipte merasimlerin yapıldığı bir şe- ref avlusudur:

Bunu; kapıyı süslemek için kullandık- ları i m p a r a t o r heylkeline, o r t a kemerin üzerindeki altın yaldızlı kitabesine, ku- zey kulesinin güney - batı köşesindeki kartal'a, K ü ç ü k Yaldızlı kapı üzerindeki sonradan ilâve edilmiş mitolojik sahnele- re, avlu içinde kuzey kulenin güney - ba- tı cephesinde g ö r d ü ğ ü m ü z kırmızı boya ile yazılı, bugün rengi solmuş, «Tanrı se- ni korusun» «İmparatora u z u n yıllar» gi- bi kitabelere ve z a f e r dönüşü sadece bu- rada yapılan merasimlere dayanarak, ra- hatça söyliyebiliriz, sanırım.

2 0 0 D € Ğ İ Ş İ K RENK 2 0 DEĞİŞİK E B A D

betebe MOZAİK ve SERAMİK SANAYİİ A. S.

Güvenebileceğiniz yegane kaplama malzemesidir

Atatürk Balvafi, Emlak Ba»k«sı Pıaajı (io.26 Aksaray 2 1» • 2266 25

İstanbul

i

1 2 6 A R K — 59

(33)

iskender lahdi.

i s t a n b u l a r k e o l o j i m ü z e s i III

Sisam adasında bulunan Arkaik bir erkek başı.

Arkeolog. Mehmet t. T U N A Y

Sayda Lahidleri :

istanbul Arkeoloji Müzelerinin en kiymetli eserleri olan Sayda Lahidleri 9.

yüzyılın sonunda müzelerin kurucusu Os- man Hamdi Bey tarafından bugünkü Lüb- nan, eski Sayda'da bulunmuş ve istanbul'a getirilmiştir. Lahidler, istanbul Arkeoloji Müzelerinin yapımlarına sebep olmuş ve ilk binada da teşhir edilmişlerdir.

Sayda Lahidlerinin Arkeoloji ve Sa- nat Tarihi Dünyalarında ayrı bir yerleri vardır. Hele içlerinde bir tanesi vardır ki, dünyaca meşhurdur, ismi bulunduğu mü- zeninkinden önce gelen bu eser, meşhur İskender lahdidir. Bu lahidlerin bulunu- şu, getirilişi ve daha sonraki günlerde baş- larından geçen olaylar çok ilginçtir.

Osman Hamdi Bey bir gün bir ihbar alır. Sayda'da mermerden yapılma bazı eserler bulunmuştur. H a m d i Bey derhal gemiye atlar ve Saydaya gider. Uzun ve plânlı bir kazıdan sonra çok sayıda la- hid bulur. Bunlardan dördü çok önem- lidir. Kronolojik olarak şöyle sıralan- maktadırlar: Satrap, Likya, Ağlıyan Ka- dınlar ve iskender lahidleri. Bunları siz-

lere ziyaret sırasına göre tanıtmaya ça- lışacağım: İskender ve Ağlıyan Kadınlar lahidleri, Satrap ve Likya lahidleri.

H a m d i Bey bulduğu eserleri binbir zorlukla gemiye yükletir, istanbul'a geti- rir. Lahidler istanbul'a getirilince bir me- sele ortaya çıkar; konacakları yer, bunun için de bir Müze binası gereklidir, işte, İstanbul Arkeoloji Müzeleri de bu ihti- yaçtan doğarak inşa edilir.

iskender Lahdi :

Lahid esasında iskender'e ait değil- dir. Çünkü Tarihî Kaynaklarda iskender'- in Asya Seferi sırasında İndus nehri ke- narında hastalandığı, Babil'de öldüğü ve ismi sonradan verilen şehir olan İskende- riye'de gömülü olduğu, lahdinin bu tip olmayıp, kendini yüzünü ihtiva eden «in- san Yüzlü» lahidler tipinde olduğu, ya- zılıdır. Durum böyle olunca, bu lahid üzerinde bulunan iki küçük iskender ba- şının maksatlı 'yapılmış olduğu ortaya çıkar. İskender'i Asya Seferi sırasında gö- ren ve O'nun tesiri altında kalan Fenike'- li bir Prensin hiç olmazsa ölümünden son- ra kendini ona benzetebilmek için bu başlan yaptırdığı, düşünülmüştür.

Referanslar

Benzer Belgeler

S4BAR KIT SBAR, 4m KOL, FOTOSEL, SOKETLİ ALICI, 2 ADET KUMANDA, FİTİL, STİKER, ÇATAL AYAK, LED FLAŞÖR. KOD

İlk yapıldığı haliyle kubbenin daha şişkin olduğu ancak daha sonraki bir dönemden günümüze gelen kubbenin daha yayvan olarak yapıldığı görülmektedir..

Bu mekanizma dairesel hareketi git-gel hareketine dönüştürmek için kullanılır. Dördüncü uzuv, hayalî olarak sonsuz uzunlukludur. Çünkü bir düz bir çizgi

Veri yazmacından giriş almak için öncelikle yapılması gereken işlem bilgisayarın BIOS programından paralel port modunun çift yönlü (bi-directional) duruma

TOBB ETÜ, Hacettepe TTM ve KTO Karaüay Üniversitesi iş birliğinde gerçekleşecek olan BİGG GARAJ Girişimcilik Destekleme Programı, 200.000 Tl'lik TÜBİTAK hibe

Her bir okul için yerel e¤itim yönetimleri taraf›ndan görevlendirilen bölgesel denetçiler de vard›r (Baflar, 2000, 122). Bu denetçilerin görevleri aras›nda; okul edimi-

İkizce Köyü Mevkii Karacabey / BURSA adresinde 04.08.2005 tarih BAY/531-106/13673 sayılı istasyonlu bayilik lisansı ile faaliyet gösteren Menderes Tarım Gıda Akaryakıt

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ Uzaktan Eğitim Uygulama. ve