• Sonuç bulunamadı

24.01 Batı Felsefesi Klasikleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "24.01 Batı Felsefesi Klasikleri"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

24.01 Batı Felsefesi Klasikleri Prof. Rae Langton

IV. Hume

Ders17. Hume'un ‘Đnsan Anlağı Üzerine Soruşturması’ (Devam)

1.Bölüm VII: `Zorunlu Bağlantı Kavramı Üzerine`. Bu bölüm, Hume'un nedensellik düşüncesine karşı gerçekleştirdiği ünlü atağı içerir.

Metafizikte, güç, kuvvet, enerji ve zorunlu bağlantıdan daha belirsiz ve daha az kesinlikli hiç bir kavram yoktur.

Hume, okuyucularına tüm kavramlarımızın izlenimlerimizin kopyalarından başka bir şey olmadığını hatırlatır ve güç veya zorunlu bağlantının hangi izlenimden kopyalanmış olabileceğini sorar.

Biz de Hume’un bu sorusu hakkında birkaç soru sorabiliriz. Hume bizim nedensellik kavramımızın anlamı ile mi ilgileniyor? Bu semantik bir sorundur. Nedenselliğe dair bilgimizle mi ilgileniyor? Bu epistemolojik bir sorundur. `Nedensellik var mıdır?` diye sorarsa, bu metafizik sorunu olur. Üçü ile de ilgilendiğini gösteren kimi sebepler var.

2.Đzlenim adayı: Dışsal nesnelerin algılanması. Đkinci bilardo topunun hareketinin birinci topun hareketini takip ettiğini görürüz, yani bir olayın ardından diğer olayın olduğunu

görürüz. Etkiyi tepkiye bağlayan, onu etkinin kaçınılmaz sonucu kılan, herhangi bir `nitelik`, bir zorunlu bağlantı görmeyiz. Bu tek bir örnekte olandır ve daha çok örnek sadece aynısını verecektir. Burada bir izlenime ulaşamadık.

3.Đzlenim adayı: Kendi zihinsel faaliyetlerimizin algılanması. Bir şeyler yapmaya karar verdiğimizde ya da bir şeylerin hayalini kurduğumuzda zihinsel faaliyetlerimiz bize nedenlermiş gibi görünür, Hume'a göre bu durumda biz sadece ardı ardına şeylerin farkındayızdır, bunun olmasını sağlayan güç yine algımızın dışındadır.

Olayları birbirine bağlayan, ayrılmaz kılan zorunlu bağlantıya dair bilgiyi deneyim yoluyla edinemeyiz, deneyim bize sadece bir olayın diğerini nasıl takip ettiğini gösterir.

4. Konudan sapış: Bir şeyin diğer bir şeye nasıl yol açtığını açıklamakta güçlük çeken

felsefeciler, Tanrı'nın tüm nedensel etkinin kaynağı olduğunu söyleye gelmişlerdir (Bu öğreti ara-nedencilik olarak bilinir.) Hume'a göre bu dine saygısızlıktır ve problemi herhangi bir şekilde çözmez; Tanrı'nın hangi yolla neden olabileceği de gayet anlaşılmazdır.

5.Skeptik sonuç.

Bir olay diğerini takip eder ama biz aradaki bağı asla gözlemleyemeyiz.

Asla bağlantılı değil ama sıralı görünürler. Ne dış ne iç duyularımıza görünmeyen bu şeyin kavramına sahip olamayacağımıza göre, çıkarılması gerekli sonuç ne bahsi geçen gücün ne de bağlantının ne olduğuna dair bir fikrimizin olmadığı ve ister günlük hayatta ister felsefi akıl yürütmelerde bu kelimeler kullanıldığında hiçbir anlama sahip olmadığıdır.

(2)

6. Sonuçtan sakınmanın bir yolu. Alışkanlıktan kaynaklanan biçimde, hakikaten de, zihnimizde bir bağlantı hissediyoruz ve bu `geleneksel geçişi` zihnimizden dünyaya

yansıtıyoruz. Bu seçenek dâhilinde bizim zihinsel alışkanlıklarımızın eseri de olsa kavrama dayanan bir izlenim var. Bu sayede dünyaya yansıtıldığında hataya yol açsa da, günlük konuşmalar en azından anlamlı hale gelebilir.

7.Hume'un elden geçirilmiş nedensellik tanımları (755)

(i) Nedeni, bir diğeri tarafından takip edilen nesne olarak tanımlayabiliriz, böyle bir durumda birinci nesneye benzeyen tüm nesneler, ikinci nesneye benzeyen nesnelerce takip edilir.

(Düzenlilik)

(ii) Ya da, diğer bir deyişle, birinci nesne varolmasaydı, ikinci nesne de asla varolamazdı.

(Karşı-olgusallık)

(iii)... nedenin bir diğer tanımı... varlığı diğer nesnenin varlığını akla getiren ve varolduğunda diğer nesnece takip edilen nesne. (Zihinsel `geleneksel geçiş`in yansıtılması)

8.Hume'un sorgulayan bitirişi. ` Bu prensiplere inanıp, kütüphaneleri gözden geçirdiğimizde, nasıl bir hasar yaratmış oluruz?` (789)

Referanslar

Benzer Belgeler

Birinci cevap: mutluluk, çünkü kendisi için amaçladığımız yegâne şey budur –tek “eksiksiz amaç” ve de kendi içinde yeterli olan tek iyi de budur; kendi kendine

Kavramlar-arası ilişkiler, Hume'a göre sadece zihnin faaliyetleriyle, diğer bir deyişle a priori olarak keşfedilebilirler, diğer yandan olgu bilgileri a posteriori

Tüm F'ler G'dir önermesi kavramlar-arası bir ilişki dile getirmez, aynı zamanda deneyim ve hafıza aracılığı ile doğrudan ve kesin olarak bilinecek bir olgu bilgisi de

Pratik buyruk şöyledir: Öyle biçimde hareket et ki, insanlığa, ister kendi adına ister diğer insanlar adına olsun, sadece bir araç olarak değil aynı zamanda bir amaç

Ama ben bu hayatta hiçbir şey bulamadım, kaybettiğimin yerini alabilecek hiçbir şey bulamadım çünkü ben bütün değerli şeyleri kendisinde barındıran birisini sevdim, bundan

Mesela korkmuş olabiliriz ya da kendimize güveniyor ya da şehvetli ya da kızmış ya da merhamet gösteriyor olabiliriz… ancak doğru zamanda, doğru şeyler

Russell’a göre madde ‘bütün fiziksel nesnelerin bir araya gelmesidir’; bu yüzden eğer gerçek masayı fiziksel nesne olarak ele alacaksak, yukarıdaki soruların

Felsefe, sorularına bulunacak kesin cevaplar için değil –ki bir kural olarak felsefede hiçbir kesin cevabın doğru olduğu bilinemez- ama soruların kendisi