İş Sağlığı ve Güvenliği Meslek Hastalıklarında Ekonomik Konular
DOÇ. DR. MAHMUT SADİ YARDIM HÜTF HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI 27 MAYIS 2021 İŞ ve MESLEK HASTALIKLARI SEMİNER PROGRAMI
İş Sağlığı ve Güvenliği ve Ekonomi
İş kazaları ve meslek hastalıkları sağlık alanıyla ilgili konulardır.
Ama aynı zamanda ekonominin konusudurlar, çünkü çalışma
hayatından kaynaklanmaktadırlar ve çalışma bir ekonomik etkinliktir.
Çoğu insan "ekonomi" kelimesini duyduğunda, bunun paranın yönetimi ile ilgisi olduğunu düşünür. Özellikle, "iş sağlığı ve güvenliği (İSG)
ekonomisi" dendiğinde pek çok kişi bunu "daha iyi çalışma koşulları işletmeler için nasıl karlı hale getirilebilir?’ olarak algılar.
Ekonomi bir sosyal bilimdir ve toplumun tamamı görüş alanındadır:
işçiler, aileleri, toplulukları ve beraberinde işletmeler..
Sağlıksızlığın sadece parasal bir konu olarak görülemeyeceğini bilir.
İSG ve ekonomi biliminin olası katkıları
Üç alanda ekonomi bilimi İSG alanına katkı sunabilir:
İş kazası ve meslek hastalıklarının maliyetlerini ölçerek kamunun bu sorunları ciddiyetle ele almasını sağlayabilir. Hem firma düzeyinde, performansa etkilerini ortaya çıkararak, hem de ulusal düzeyde
ekonomik büyümeyle ilişkisini göstererek İSG’nin önemini ortaya koyabilir.
İkincisi, firmalar ile piyasaların işleyiş şekli ve ortaya çıkan İSG
sorunlarının türleri arasındaki bağlantıları anlamak kamu politikasının başarısı için çok önemlidir.
Neden bazı sektörlerde veya bölgelerde koşullar diğerlerinden daha iyidir ve belirli işçi grupları neden daha büyük risk altındadır?
Sosyal sigorta kapsamı, hükümet düzenlemeleri veya bu bağlamda yeni uluslararası ticaret ve yatırım modellerinde meydana gelen değişikliklerin olası etkileri nelerdir?
İSG ve ekonomi biliminin olası katkıları
Son olarak, işçi sağlığının ve esenliğinin korunması önemli olduğu kadar, modern toplumun tek amacı bu değildir. Ekonomik analiz, çalışma koşullarını güvenli kılmanın diğer sosyal hedeflere ulaşmada yapacağı tamamlayıcı katkıyı göstermeye yardımcı olabilir ama İSG ile diğer sosyal hedefler arasında bir takasın, ödünleşmenin olduğu
durumlarda da ödünleşmelerin boyutunu ölçebilir.
Tüm bu amaçlar için, merkezi konumdaki kavramımız maliyetlerdir.
Bir yandan, yaralanma ve hastalık vakalarını azaltmak için çalışma koşullarını iyileştirme maliyetlerimiz var. Öte yandan, bunları
yapmamanın bedelleri var. Ancak maliyet kavramı basit değildir;
birçok maliyet türü vardır ve ayrımlar İSG analizi için önemlidir.
Ekonomik ve ekonomik olmayan maliyetler
İktisat teorisinin inceliklerine derinlemesine girmeden, ekonomik
maliyetlerin parasal birimlerle ifade edilebilenler olduğunu söylemek yeterlidir. Ekonomi içinde faaliyet gösteren bireyler ve kuruluşlar
tarafından ödenen veya ödenmesi beklenen maliyetler ile üstlenilen ve vazgeçilen faaliyetlerdeki örtülü parasal değerleri içerir.
Ekonomik olmayan maliyetler daha az gerçek değildir, ancak şu ya da bu nedenle parasal terimlerle ele alınamaz. Yaralanma ve hastalık durumunda, ekonomik olmayan maliyetler her şeyden önce
mağdurların, ailelerinin ve yakın çevrelerinin maruz kaldığı acı, korku ve kayıpların öznel maliyetleridir.
Yaşam veya sağlık kaybı, ekonomik veya ekonomik olmayan
maliyetlerine indirgenemezler. Özellikle sosyal adalet standartlarının ihlal edildiği durumlarda. Belirli bir yaralanmayı kabul edilemez kılan şey (yalnızca) maliyeti değil, aynı zamanda önlenebilecekken
işverenin mümkün olan en yüksek kârı elde etme isteği yüzünden önlenememiş olmasıdır.
Özel maliyet-sosyal maliyet
Kime tahakkuk ettirilirse ettirilsin, işçilerin sağlıkla ilgili tüm maliyetleri toplanabilir; bu meblağ, tam sosyal maliyet olacaktır. "Toplum"
geleneksel olarak ulusla eşdeğer olarak düşünülmüştür, ancak ekonomik entegrasyon nedeniyle tüm dünyayı toplumumuz olarak düşünmek giderek daha anlamlı hale gelmektedir. Bununla birlikte, bu genel muhasebe
içinde, maliyetler farklı taraflarca üstlenilmektedir.
Herhangi bir kişi veya kuruluş tarafından ödenen maliyetin belirli bir kısmına özel maliyet denir ve bu, karar alıcı ekonomik olarak rasyonel olduğu sürece, bu düzeyde karar verme ile ilgili maliyettir.
Üç nokta akılda tutulmalıdır. Birincisi, özel maliyetler mutlaka sosyal maliyete girmez, çünkü bunlar toplumun diğer üyelerine sağlanan faydalarla dengelenebilir. Düşünün ki, korkunç bir endüstriyel kaza sonucu, bir firma pazar payının yarısını kaybetsin. Bu, firma için çok
büyük bir özel maliyet oluşturur, ancak satışlar başka firmalar tarafından üstleniliyorsa, burada sosyal maliyet oluşmamıştır. Kazaya uğrayan firma rakiplerinden daha verimli olsaydı, ancak o zaman, malları tedarik
etmenin topluma maliyetindeki artış (çok daha küçük bir miktar) sosyal maliyet olarak nitelendirilebilirdi.
Özel maliyet-sosyal maliyet
İkinci olarak, tüm sosyal maliyetler özel maliyet olarak görünmez.
Örneğin, sanayileşmiş ülkelerde iş kazası ve meslek hastalığının tıbbi maliyetinin önemli bir kısmı sosyal sigorta sistemleri tarafından
karşılanmaktadır. Bu bedeli kim ve nasıl ödüyor? bu nokta önemli.
Bazıları sonuç olarak belirli katkıda bulunanlara kadar izlenebilir, ancak maliyet, özel düzeyde görünmeyecek kadar yayılmış olabilir.
Dahası, sigorta sisteminin ekstra maliyeti finanse etmek için borç aldığını ve nihai etkinin diğer projeler için mevcut fonların azalması olduğu bir durum düşünürsek – bu maliyeti belirli bireylere veya
kuruluşlara nasıl dağıtabiliriz? Bu zor soruyu bırakıp sadece maliyetin sosyal olduğunu ancak özel olmadığını söylemekle yetinelim.
Özel maliyet-sosyal maliyet
Üçüncüsü, sosyal maliyetlerin bir grup veya başka bir grup tarafından karşılanma olasılığı, maliyet kayması (şift) kavramına yol açar. Örneğin bir firma, bazılarını işgücüne, diğer firmalara veya bir bütün olarak topluma kaydırarak İSG maliyetlerine maruz kalma riskini azaltmaya çalışabilir. Bu, özel maliyetleri incelemenin sosyal maliyetler için zayıf bir rehber olmasının bir başka nedenidir. Bununla birlikte, bireylerin ve firmaların neden bu şekilde davrandıklarını anlamak için, özel maliyetlerin incelenmesi zorunludur.
İş Kazası Maliyetleri Buzdağı Örneği
İş kazalarının oluşturduğu maliyet sıklıkla buzdağına (iceberg)
benzetilmektedir. Suyun yüzünde kalan yani görünen kısım direkt maliyeti, suyun altında kalan yani görünmeyen ve buz dağının 2/3’nü oluşturan büyük kısım da indirekt maliyeti ifade etmektedir. Ancak, indirekt maliyetlerin
belirlenmesinde kesin sınırlar yoktur ve tam olarak nelerden ibaret olduklarını belirlemek oldukça zordur. Araştırmacılar bu maliyetlerin genellikle iş kazası sonucunda hemen ve önceden hesaplanamayan, uzun zaman içerisinde oluşan maliyetler olduğunu kabul etmişlerdir
Ekonomik olmayan maliyetler
Kuşkusuz, iş kazalarının ve hastalıklarının işçiler ve onları
önemseyenler için en önemli maliyeti ekonomik değildir. Yaşam
gereksiz yere kısaldığında veya bozulduğunda ortaya çıkan derin insani duyguların yerini alacak ekonomik hesaplamalara gerek yoktur.
Yine de, ekonomi bu maliyetleri anlamamıza iki tür katkı sağlayabilir.
Birincisi, özellikle risk altındaki grupları belirlemeye yardımcı olabilir ve bu modellerin neden oluştuğunu açıklayabilir.
Ek olarak, İSG'nin özellikle ekonomik maliyetlerine, miktarlarına, bunları kimin ödediğine ve nedenlerine ışık tutabilir.
Risk altındaki gruplar
Geleneksel olarak epidemiyolojik analiz, riski tehlikeli koşullara veya maddelere maruz kalmanın bir işlevi olarak görür, sosyal bilim
yaklaşımı ise riskin sosyal konum, baskılar ve teşviklerin sonucu olduğu gerçeğini bize söylemektedir.
Güvencesiz çalışma (Kadın ve çocuklar daha çok güvencesi işlerde çalışmakta)
Kayıt dışı çalışma
Küçük orta işletmeler
Ekonomik maliyetler
İşyerinde yeti yitimi ve erken ölümden kaynaklanan iki ana ekonomik maliyet vardır.
En önemlisi, işçinin işe gelmediği süre boyunca kaybedilen ücretleri ve işe döndükten sonra olası düşük ücretleridir; bu, işsiz ikame işçilerin aynı görevleri yerine getirip getirmediğine bağlı olarak sosyal bir
maliyet olabilir veya olmayabilir.
İkinci önemli ekonomik unsur, tıbbi tedavi, yeti yitimi döneminde bakım ve rehabilitasyonun maliyetidir. İyi gelişmiş sosyal ve sağlık sigortası sistemlerine sahip ülkelerde, bu maliyetlerin çoğunu ölçmek kolaydır, ancak tespit edilmekten kaçabilecek hane halkı maliyetleri de vardır.
Bu görünmez Hanehalkı bakım maliyetleri gelişmekte olan ülkelerde çok daha önemli bir rol oynamaktadır. Bu maliyetlerin ölçülmemesi yanlış bir şekilde sağlıkla ilgili ekonomik maliyetlerin düşük olduğu algısı doğurabilir.
Maliyet yükünü kim üstlenmektedir?
Mesleki yaralanma ve hastalık kurbanlarının yanı sıra aileleri ve yakın çevrede yaşayanlara yüklenen önemli ekonomik maliyetler göz önüne alındığında,
maliyeti kim üstlenmektedir?
Bir sonraki slaytta yer alan tabloda görüldüğü gibi bu maliyetlerin birçoğu kaçınılmaz olarak işçi tarafından ödenmektedir, ancak kaybedilen ücretler ve tıbbi maliyetler genellikle işçi tazminatı veya benzer bir sosyal güvenlik
düzenlemesi ile tamamen veya kısmen geri ödenmektedir.
Aslında, ekonomik açıdan bakıldığında, bir ülkede sosyal güvenliğin kapsam ve yeterliliğinin, mesleki hastalıkların maliyet yükünü kimin üstlendiğinin en
önemli belirleyicisi olduğu söylenebilir.
Morse et al. (1998)
Sosyal sigorta sisteminin ilkeleri
İşçi tazminat sistemleri hemen hemen tüm ülkelerde mevcuttur, ancak
kimlerin kapsama aldığına, hangi engellere, hangi maliyetlere ve ne ölçüde kapsandığına göre büyük farklılıklar gösterse de , No. 121, bir ILO çerçeve sözleşme belgesidir ve bu sözleşmeye göre, böyle bir sistemi kurarken uyulması gereken beş ilke vardır:
"işveren öder" ilkesi; sistem tamamen işveren katkılarıyla finanse edilmektedir
uzun süreli durumlar için toplu ödeme yerine devam eden ödemeler (enflasyona ayarlı)
İş gücünün en az yarısını kapsam altına alan minimum standartlar
asgari% 50 ücret ikamesi
yerli ve göçmen işgücüne eşit muamele
Sosyal sigorta sistemi
Bunlar prensipte güzel taahhütlerdir; Ancak pratikte, birçok sistemin kapsamı ve faydaları bu standartların altında kalmaktadır ve eğilimin daha da düşük geri ödeme seviyeleri yönünde olduğu görülmektedir.
Bunun iki nedeni var.
Birincisi, endüstriyel üretimin önemli bir kısmı, uzun bir işçi tazminatı
geçmişine sahip daha eski, daha gelişmiş bölgelerden bu tür sistemlerin daha az gelişmiş olduğu yeni yerlere taşınıyor.
İkincisi, esnekliği artırmak için üretimin yeniden düzenlenmesi, gördüğümüz gibi, çoğu tazminat kanunlarının kapsamına girmeyen standart dışı istihdam ilişkilerinde bir patlamaya yol açtı.
Doğrudan (Direkt) Maliyetler
Tedavi harcamaları
Kaza sonucu ölen işçinin yakınlarına veya sakatlanan işçi için ödenen tazminatlar
Açılan davalar nedeniyle ödenen avukatlık ücretleri ve mahkeme giderleri
Sosyal Güvenlik Kurumu’ na ödenen iş kazaları ve meslek hastalıkları
primleri, olası iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı ödenen primler
Yaralanan işçiyi sağlık kurumu ya da revire götürülürken geçirilen süre
Revirde/sağlık kuruluşunda geçen tedavi ve istirahat süresi
Revirde harcanan tıbbi malzeme gideri
İşveren tarafından ödenen özel hastane ve ilaç gideri
Yaralının taşınması için gerekli nakil giderleri gibi giderler iş kazasının maliyetini oluşturmaktadır.
Dolaylı maliyetler
Bu tip maliyetler belli bir para miktarını ifade etmez. İşin yapımı
esnasında meydana
gelen
kaza sonucu maliyetlerin artmasına neden olan dolaylı unsurları ifade eder. Bu sebeple, doğrudan maliyetler daha kesin sonuçlarla belirlenebilirken dolaylı maliyetler kesin ve somut olarak belirlenemez. Kazanın hemen ardından üretimde kesinti
İş arkadaşları üzerinde moral etkileri
Kazanın araştırılması ve yazılması için görevlendirilen personel
Değiştirilen işçiler için işe alma ve eğitim maliyetleri
İşe alım havuzunun kalitesinin düşürülmesi
Ekipman ve malzemelerde hasar (rutin muhasebe prosedürleri yoluyla tahsis edilmemişse)
Kaza sonrası ürün kalitesinde azalma
Hafif görevde yaralanan işçilerin üretkenliğinde azalma
Kazaların maliyetini karşılamak için sürdürülen yedek kapasitenin genel maliyeti
Ayrım Kriter Önem Ekonomik / ekonomik
olmayan
Maliyetin, fiyatı olan veya fiyat verilebilecek mal veya hizmetlere verilen zarar şeklinde olması
Etik ve halk sağlığı davası dışında müdahale için ekonomik durumu belirler
İçsel / dışsal Maliyetin onu yaratan ekonomik birim
tarafından ödenmesi
Bireysel karar vericiye yönelik ekonomik teşvik ile topluma karşılık gelen teşvik arasındaki boşluğu belirler
Sabit / değişken Yaralanma ve
hastalıkların görülme sıklığı ve ağırlığındaki değişimlere rağmen
maliyetlerin sabit kalması
Bireysel bir karar
vericinin insidansı veya ciddiyet oranlarını
azaltmaya yönelik önlemler alması için ekonomik teşviki belirler Doğrudan / dolaylı
Görünen / görünmeyen
Maliyetin rutin muhasebe yöntemleriyle ölçülüp tahsis edilmesi
Karar vericinin gerçekte var olan ekonomik
teşvikleri algılayıp
algılamayacağını belirler
İş Kazaları ve Hastalıkları Maliyetinde Ayrımlar
Economic burden of work injuries and diseases: a framework and application in five European Union countries.
Tompa et al. BMC Public Health (2021) 21:49
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)
Bir ekonomide işler iyi gittiği müddetçe bireylerin refahı artar. İnsanlar daha kolay iş bulur, daha çok kazanır, bir sonraki günü bir önceki gününden daha iyi olur. İşlerin iyi gidip gitmediği bir takım göstergelerle, yani ölçerek
anlaşılacaktır. Ölçmek önemlidir.
Bir ekonomide işlerin nasıl gittiğinin ilk göstergesi, o ekonominin üretim miktarı ve onun nasıl geliştiğidir. Bir ekonominin ne kadar ürettiğinin en önemli göstergesi ise Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’dır.
GSYH bir ülkenin sınırları içerisinde belirli bir dönemde üretilen tamamlanmış mal ve hizmetlerin, yani ara ürünlerin değil son ürünlerin, piyasa değerine denir. Bir ekonomide üretilen domates, petrol, otomobil, film, kitap, ev, yol, köprü, sağlık hizmeti ve akla gelebilecek tüm mal ve hizmetler GSYH’ya dahil edilir
İşle ilgili kazaların ve hastalıkların toplumsal maliyetinin kapsamlı bir tahminini oluşturmak karmaşık bir iştir.
Ancak, toplumsal karar alıcıların yetersiz önleyici
faaliyetin sonuçlarını tanıması ve ardından farklı politika alanlarında etkili önlemler planlaması önemlidir.
İnsanların yaşam kalitesi ve çalışma kalitesi üzerindeki ekonomik etkiler eşdeğer finansal terimlerle ifade
edilmezse, ister siyasi alanda ister insanların günlük
yaşamlarında yeterince dikkate alınmama tehlikesi vardır.
Bu nedenle EU-OSHA, güvenilir maliyet tahminleri üretmek için bir ekonomik maliyetlendirme modeli geliştirmeyi amaçlayan iki aşamalı genel bakış projesi "İş sağlığı ve güvenliği maliyetleri ve faydaları" nda bu ihtiyaca cevap vermeyi amaçlamaktadır. Birinci aşamada,
maliyetleri hesaplamak için bir model geliştirmek için kullanılabilecek her Üye Devlette mevcut olan verileri belirlemek ve değerlendirmek için büyük ölçekli bir çalışma yürütülmüştür (2017).
İlk sonuçları burada sunulan ikinci aşamada, uluslararası mevcut veri kaynaklarına (Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Finlandiya Bakanlığı, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile işbirliği içinde EU-OSHA) dayalı olarak ekonomik maliyetlendirme için bir yaklaşım modeli
oluşturulmaktadır. Sosyal İşler ve Sağlık, Finlandiya İş Sağlığı Enstitüsü (FIOH), Singapur'daki İşyeri Güvenliği ve Sağlık Enstitüsü ve
Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu (ICOH)).
yöntem
Prensip olarak, yöntem, belirli bir ülke için tespit edilebilen işle ilgili sağlık sorunlarının sayısına, yani hem ölümcül hem de ölümcül
olmayan yaralanmalar, hastalıklar ve yeti yitimlerine dayanmaktadır.
Bu, ölümler, kaybedilen yaşam yılları (YLL), engelli geçirilen yıllar (YLD) ve bu rakamların toplamı, sakatlığa göre düzeltilmiş yaşam yılları (DALY) hesaplanarak uygulamaya konulmuştur
Maliyetler, bir ülkenin DALY'leri o ülkenin çalışan başına GSYİH'si ile çarpılarak hesaplanmıştır.
İşle ilgili yaralanma ve hastalıkların topluma maliyeti
İşle ilgili yaralanmalar ve hastalıklar, küresel
olarak tüm çalışma yıllarının (work-years)
%3,9'unun ve AB28'dekilerin
%3,3'ünün kaybına karşılık gelir.
Avro olarak da sırasıyla yaklaşık 2 680 milyar ve 476 milyar Avroluk değer kaybına neden olur.
Kaynak: ILO, 2017
İşle ilgili yaralanma ve hastalıklara bağlı
ölüm sayıları
Gürhan Fişek’ten ilhamla
İş kazalarının maliyetinin ortaya konması için en çok kullanılan yöntem
işgöremezlik süreleri ve bu sürelerle ortalama günlük işçi kazancının çarpılmasıdır.
Bu bölümde Prof. Dr. Gürhan Fişek’in 2014 yılı rakamlarıyla yaptığı hesaplamayı, 2017 verileriyle yapacağız. Prof. Fişek’in dediği gibi veriler eksik de olsa hiç
olmamasından iyidir.
Ülkemizde 2017 yılında;
Geçici iş göremezlik süresi = 3.996.873 gün (SGK İstatistik Yıllığı 2017, Tablo 3.1.13) (A)
Sürekli tam işgöremezlik sayısı = 15 kişi (SGK İstatistik Yıllığı 2017, Tablo 3.1.35)
Sürekli sakatlık olguları, ağırlıklarına göre sınıflandırılır ve “meslekte kazanma gücünü yitirme oranı” %10 ve daha fazla ise maaş bağlanır. %10- 39 arası “kısmi”
olarak nitelenir ve bunu üzerindekiler “tam” sayılır ve çalışamazlar.
Sürekli tam işgöremezlik süresi (Toplam 8.000×15) = 120.000 gün (B)
Gürhan Fişek’ten ilhamla
İş kazası sonucu ölenlerin sayısı = 1.633 (SGK İstatistik Yıllığı 2017, Tablo 3.1.2)
İş kazası sonucu ölenler için yitirilen süre (Toplam 8.000 x 1.633) = 13.064.000 gün (C).
A+B+C = 17.180.873 gün iş günü kaybı yaşanmıştır. 2017 yılı için, işçilerin ortalama günlük kazancı 97,15 TL olduğuna göre (SGK İstatistik Yıllığı 2017, Tablo 1.16), görünür ekonomik kayıp:
17.180.873 x 97,15 = 1.669.121.811,95 TL (1,5 milyar TL’nin üstünde).
Bu rakam toplumsal üretim kayıplarının parasal maliyetidir. Prof Fişek iş
kazalarının işverene olan gizli maliyetleri olduğunu, ve bu gizli maliyetlerin üretim kayıplarının 8 katına kadar çıkabileceğini belirtmektedir. Bu durumda:
1.669.121.811,95 x 8 = 13.352.974.495,60 TL
13,3 milyar TL’lik maliyet sadece iş kazalarına ait ve yine eksik bildirim
rakamlarıyla elde edilen parasal değerdir. Bu miktarı 2017 yılı GSYH böldüğümüzde
13.352.974.495 / 3.106.537.000.000 =0,43 rakamını elde ediyoruz. Bu hesaplamaya göre GSYH’nın %0,43’ünü iş kazaları nedeniyle kaybediyoruz.
İş kazaları ve meslek hastalıklarının Türkiye’ye maliyeti
Tanı almayan meslek hastalıklarının resmi rakamların onlarca katı (100 katından fazla) olduğunu, iş kazalarıyla ilgili istatistiklerin eksik
olduğunu, kayıt dışı ekonominin %30’ların üzerinde olduğunu
düşünürsek, bulduğumuz rakam gerçeğin çok altında bir meblağdır.
ILO’nun hesapladığı %4 rakamıyla 2018 GSYH çarptığımızda 149
milyarımızı iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle kaybettiğimizi bilmek gerekir.
Türkiye İstatistik Kurumu 2018 toplam sağlık harcamalarını 165 milyar 234 milyon olarak açıklamıştır. 2018 Merkezi Bütçede Sağlık
Bakanlığına ayrılan pay 37 milyar TL’dir
İş kazaları ve meslek hastalıklarının Türkiye’ye maliyeti
Kaybedilen rakamın büyüklüğü ortadadır. İş kazaları ve meslek hastalıklarıyla kaybedilen miktarı ne kadar aşağıya çekebilirsek toplum refahına o denli artı kaynak transfer etmiş olacağız.
İSG’ye yapılan yatırım ve harcamaların hem topluma hem de işverenlere getirisi olduğunu ekonomik değerlendirmelerle gösterebilirsek bu konularda daha hızlı yol alınabileceğini söyleyebiliriz.
İSG müdahaleleri /programları için ekonomik değerlendirme
Grimani ve ark. 2018’de yayınlanan makalesi işveren perspektifinden birincil ve ikincil korunmaya yönelik İSG müdahalelerinin maliyet etkililiğini
incelemiştir.
İSG müdahaleleri /programları için ekonomik değerlendirme
500 kuruluştan alınan anket verileri, işverenlerin %73'ünün sağlık ve güvenlik gerekliliklerinin işlerine bütünsel yarar sağladığına inandığını,
%64'ü ise uzun vadede tasarruf ettiklerini bildirmişlerdir.
İSG girişimleri verimli olabileceği, ancak bir kuruma her zaman finansal bir getiri sağlamayabileceği için, İSG müdahalelerinin
ekonomisi hakkında bilgi önemlidir ve karar verme için paha biçilemez bir girdidir.
Grimani, 2018
İSG müdahaleleri /programları için ekonomik değerlendirme
İSG müdahalelerinin maliyet etkililiği ile birlikte iş kazası ve meslek hastalıklarının maliyetleri, işverenlerin bu müdahaleleri
benimsemeleri için önemli bir teşvik oluşturmaktadır (Grimani, 2018).
İşverenler, bir programa yapılan yatırımın maliyet etkili (yatırım yapılan para için iyi bir etki değer elde edilip edilmediği) veya maliyet-kazançlı (artı bir mali kazanç) olup olmadığı ile
ilgilenmektedirler (Grimani, 2018).
İSG ekonomisini değerlendiren sistematik bir inceleme (Tompa, 2010), o zamana kadar yayınlanan çoğu müdahale çalışmasının, maliyet-
etkililikten çok müdahalelerin etkililiğine odaklandığı sonucuna
varmıştır. Ayrıca, işveren perspektifinden İSG müdahalelerinin maliyet etkililiği hakkında daha fazla sonuç çıkarabilmek için tam ekonomik değerlendirmeler yapan daha fazla yüksek kaliteli çalışmaya ihtiyaç olduğu görülmektedir.