• Sonuç bulunamadı

OYUN VE KÜLTÜR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "OYUN VE KÜLTÜR"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OYUN VE KÜLTÜR

Homo Ludens Johan Huizinga

(2)

Homo Ludens: A Study of Play Element in Culture, 1938. (Homo Ludens : Oyunun Toplumsal İşlevi Üzerine Bir Deneme, Çeviren : Mehmet Ali Kılıçbay, Ayrıntı Yayınları,

2010)

(3)

 Yıl dönümü bayramlarında, kabilenin zıt grupları veya cinsiyet grupları arasındaki olumlu rekabet açığa

çıkmaktadır. Mevsimler değişirken düzenlenen her

cinsten görkemli müsabakaların Çin uygarlığının yapısı içinde kazandığı görkemli yerin kültür yaratıcı

değeri, agon ilkesinin Helen uygarlığında

kazandığından daha büyüktür ve esas oyunsal

karakter Çin toplumunda çok daha anlamlı bir şekilde

ortaya çıkmaktadır (Huizinga 1995:76-9).

(4)

 Huizinga’ya göre oyunsal terimin ifade alanı Germanik

dillerde dar ve biçimsel anlamı içindeki oyunla hiçbir

bağlantısı olmayan her tür hareket ve faaliyet

kavramına kadar genişlemektedir.

(5)

 Bir mekanizmanın çarklarının kısıtlı hareketliliğine oyun denmesi Fransızca, İtalyanca, İspanyolca,

İngilizce, Almanca, Felemenkçe ve Japonca da ortak bir durum olmasını gösterir ve sanki her şey oynamak kavramının hep daha büyük -paizo ve

hatta ludere’ninkinden çok daha büyük bir alanı

kapsadığını belirtmektedir. (Huizinga 1995:56-7.)

(6)

 Huizinga’ya göre ise bu durum oyunun esas anlamının zayıflaması, oyunsal kavramda bozulmaların göstergesi olarak belirtilir ve şöyle devam eder. “Burada söz konusu olan, kavramın oyunsal bir eylem konusundaki özgül kavrayıştan daha başka fikirlere ait bir düzleme bilinçli olarak aktarılması değildir, yani burada şiirsel bir ifade yoktur; kavram, daha çok, bilinçsiz bir alaycılığın içinde kendiliğinden erimektedir.»

(7)

«Kuşkusuz, orta yukarı Almancanın spil (oyun)

kelimesinin ve türevlerinin, mistik dil içinde bu kadar istekle kullanılması bir rastlantı değildir. Aynı şekilde, Kant'ın eserlerinde "hayal gücünün oyunları, fikir

oyunu, kozmolojik fikirlerin bütün diyalektik oyunları"

gibi ifadelerin çok sıklıkla kullanılmış olması çarpıcıdır

(Huizinga 1995:58-9).”

(8)

Müsabaka ve mücadelenin yani agon olanın yahut agonal’in kültürdeki yerine daha birçok örnekler verdikten sonra kültürün ne oyun olarak ne de oyundan doğmakta olduğunu bilakis kültürün oyunun içinde olduğunu belirtir. Agonal karakter bizatihi hep yükselme heveslisi olan insanın doğasındadır; bu yükselme dünyevi şan ve üstünlükte veya dünyevi unsurlar üzerinde zafer kazanmakta yatar.

(9)

Huizinga’ya göre her uygarlığın gelişiminde, agonal işlev ve yapı en aşikâr ve çoğu zaman da en güzel biçimlerine, arkaik dönemden itibaren ulaşır. Kültür malzemesinin daha karmaşık, dağınık ve geniş hale gelmesi ve toplumsal, bireysel ve kolektif hayat ile üretim tekniğinin daha incelmiş bir örgütlenmeyi bilir hale gelmesiyle birlikte, bir uygarlığın temeli, oyunla muhtemelen bütün temasını kaybetmiş olan kavram, sistem, kavrayış, doktrin, ölçü, yapaylık ve örflerin istilasına uğrar.

(10)

 Kültür giderek daha ciddi hale gelir ve oyuna artık yalnızca ikincil bir yer verir. Huizinga’ya

göre agonal dönem geride kalmıştır veya en azından

böyle gözükmektedir (Huizinga 1995:99-100).

(11)

 Huizinga oyun kelimesini dilde ararken bir kelimenin

aynı zamanda onun zıttını ifade eden kelime

tarafından da tanımlanabileceğini belirttikten sonra

oyunun zıttının ciddiyet yahut çalışmak olarak ele

alınabileceğini belirtir. Dillerdeki karşılıklarını araştırır

ve şu sonuca varır.

(12)

“Oyun-ciddiyet zıtlaşmalı grubunu, dilsel sorunu ayrı tutarak, daha yakından incelenecek olursa, bu iki terimin eşdeğerli olmadıkları ortaya çıkar. Oyun burada pozitif terim olarak gözükmekte, ciddiyet ise oyunun inkârı noktasında kalmakta ve tükenmektedir: Ciddiyet, oyun- olmayandır ve başka hiçbir şey değildir. Buna karşılık, oyun'un anlamsal ağırlığı ciddi-olmayan kavramıyla asla tanımlanamaz ve tüketilemez. Oyun bizatihi bir kavramdır. Bu kavram, olduğu haliyle, ciddiyet kavramından daha üst bir düzlemde yer almaktadır.

Çünkü ciddiyet, oyun'u dışlamaya yöneliktir,

oysa oyun, ciddiyet'i rahatlıkla içerebilir (Huizinga

1995:66).”

Referanslar

Benzer Belgeler

Fil çapraz (diagonal) olarak istediği kare sayısında hamle yapar.Filin önünde aynı renkten bir taş varsa fil o taşın üzerinden geçemez. Yani o yöne doğru hareket etmek

OTOMATİK OYUN DÜĞMESİ (OTOMATİK OYUN ETKİNKEN) Otomatik oyunu durdurmak için bu düğmeye tıklayın..

• Öğrencilerin konu ie ilgili özel problemlere yanıt verebilecekleri yönlendirmeler... Öğretim programı açısından bakıldığında bu Öğretim programı açısından

OTOMATİK OYUN DÜĞMESİ (OTOMATİK OYUN ETKİNKEN) Otomatik oyunu durdurmak için bu düğmeye tıklayın.

Oyun her tür maddi çıkar ve yarardan arınmış bir eylemdir; bu eylem bilhassa sınırlandırılmış bir zaman ve mekânda tamamlanmakta, belirli kurallara

 Huizinga'nın oyun sözcüğünü linguistik yönden ele aldığı “oyunun dilde kavranılışı” başlığında; oyunun izini Avrupa dillerinde sürerken kısıtladığı anlam,

Etnolojinin, kültürün arkaik dönemlerinde, genel olarak zıtlaşmalı ve çelişkili bir topluluk yapısına dayandığını, bu toplulukların zihinsel dünyasının bu

OTOMATİK OYUN DÜĞMESİ (OTOMATİK OYUN ETKİNKEN) Otomatik oyunu durdurmak için bu düğmeye tıklayın..