• Sonuç bulunamadı

OYUN VE KÜLTÜR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "OYUN VE KÜLTÜR"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OYUN VE KÜLTÜR

Homo Ludens Johan Huizinga

(2)

Homo Ludens: A Study of Play Element in Culture, 1938. (Homo Ludens : Oyunun Toplumsal İşlevi Üzerine Bir Deneme, Çeviren : Mehmet Ali Kılıçbay, Ayrıntı Yayınları,

2010)

(3)

Oyunun bu biyolojik işlevini tanımlamaya yönelik çok sayıdaki girişim birbirlerinden oldukça farklıdır.

- Kimileri oyunun kökeninin ve temelinin, yaşam sevinci fazlalığından kurtulmanın bir biçimi olarak tanımlanabileceğine inanmıştır.

- Başka teorilere göre ise, canlı varlık oyun oynadığında, doğuştan gelen bir taklit yeteneğinin hükmü altındadır;

- veya bir gevşeme ihtiyacını tatmin etmektedir;

- veya hayatın ondan talep edeceği ciddi faaliyetlere hazırlık antrenmanı yapmaktadır;

- ya da oyun, insanın benliğine sahip çıkmasını sağlamaktadır.

(4)

• Daha başka varsayımlar da, oyunun kökenini hem egemenlik kurma arzusu, hem de

yarışma ihtiyacı içinde, bir şey yapabilmeye

veya bir şeyi belirleyebilmeye yönelik olan

kendiliğinden yatkınlıkta aramaktadırlar.

(5)

 Nihayet diğer bazı teoriler, oyunu zararlı eğilimlerden masum bir şekilde kurtulma yolu olarak kabul

etmektedirler; yani bunlara göre oyun ya fazlasıyla tek yanlı olarak hareket etmeye yönelten bir eğilimin

zorunlu telafisidir ya da gerçek hayatta

gerçekleştirilmesi olanaksız arzuların bir kurmaca

aracılığıyla yatıştırılması ve böylece kişisel benlik

duygusunun korunmasının sağlanmasıdır.

(6)

Oyunun tanımı…

 “Demek ki oyunu biçim açısından, kısaca, özgür, “kurmaca”

ve olağan hayatın dışında yer aldığı hissedilen, ama yine de oyuncuyu tamamen özümleme yeteneğine sahip bir eylem olarak tanımlamak mümkündür. Oyun her tür maddi çıkar ve yarardan arınmış bir eylemdir; bu eylem bilhassa sınırlandırılmış bir zaman ve mekânda tamamlanmakta, belirli kurallara uygun olarak, düzen içinde cereyan etmekte ve kendilerini gönüllü olarak bir esrar havasıyla çevreleyen veya alışılmış dünyaya yabancı olduklarını kılık değiştirerek vurgulayan grup ilişkilerini doğurmaktadır” (Huizinga 1995:31).

(7)

 Oyun fikri, düşünce tarzımızda ciddiyet fikrinin

karşıtıdır. İlk bakışta, bu antitez, oyun kavramı kadar

ortadan kaldırılamaz gözükmektedir. Bu oyun-ciddiyet

antitezi, daha yakından ele alınınca, bize ne sonuca

ulaştırıcı, ne de sağlam gelmektedir.

(8)

 Üstelik, hayatta karşılaştığımız birçok temel kategori ciddi-olmayan içinde yer almakla birlikte, bu nedenden ötürü oyunla eşdeğer değildir. Gülme bazı bakımlardan ciddiyetin

karşıtıdır, ama oyunla hiçbir şekilde doğrudan

bağlantısı yoktur.

(9)

 Şunu söyleyebiliriz: Oyun, ciddi-olmayan’dır. Fakat bu

yargı oyunun pozitif karakterlerine ilişkin hiçbir şey

söylemediği gibi, çok da istikrarsızdır. Yukarıdaki

önermeyi, oyun ciddi değildir biçiminde değiştirdiğimiz

anda, antitez bize hemen ihanet eder, çünkü oyun çok

ciddi bir şey de olabilir.

(10)

 Çocuklar, “futbol” veya satranç oyuncuları,

akıllarından asla gülme isteği geçmeden, derin bir

ciddiyet içinde oynamaktadırlar. Nitekim, tamamen

fizyolojik olan gülme işlevinin sadece insana özgü

olmasına karşılık, yaratıcı oyun işlevinin insan ile

hayvanda ortak olarak bulunması ilginçtir.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Öğrencilerin konu ie ilgili özel problemlere yanıt verebilecekleri yönlendirmeler... Öğretim programı açısından bakıldığında bu Öğretim programı açısından

OTOMATİK OYUN DÜĞMESİ (OTOMATİK OYUN ETKİNKEN) Otomatik oyunu durdurmak için bu düğmeye tıklayın..

OTOMATİK OYUN DÜĞMESİ (OTOMATİK OYUN ETKİNKEN) Otomatik oyunu durdurmak için bu düğmeye tıklayın.

Sonuç olarak, “0” ve “3”ün çapraz bitişik olduğu durumlarda bu tekniği kullanarak olası çözümleri belirleyebilir ve olası çözümlerde ortak olan

 Önce Homo sapiens’ten (akıllı insan) oluştu, sonra Homo faber’e (imalat yapan insan)la gelişti ve en sonunda da  Homo Ludens’e dönüştü (oyun oynayan

 Huizinga'nın oyun sözcüğünü linguistik yönden ele aldığı “oyunun dilde kavranılışı” başlığında; oyunun izini Avrupa dillerinde sürerken kısıtladığı anlam,

Etnolojinin, kültürün arkaik dönemlerinde, genel olarak zıtlaşmalı ve çelişkili bir topluluk yapısına dayandığını, bu toplulukların zihinsel dünyasının bu

 Müsabaka ve mücadelenin yani agon olanın yahut agonal’in kültürdeki yerine daha birçok örnekler verdikten sonra kültürün ne oyun olarak ne de oyundan