• Sonuç bulunamadı

T i y a t r o l a r da ( P a r t e r) seyirci yerinden ayrı ve müşterek sahneler.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "T i y a t r o l a r da ( P a r t e r) seyirci yerinden ayrı ve müşterek sahneler."

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T i y a t r o l a r d a

( P a r t e r ) seyirci yerinden ayrı ve

müşterek sahneler.

Çeviren : Nurullah Tilgin

Der (Baumeister) den.

A l m a n y a d a B a y r u t h şehrindeki Barok tarzı Opera binası ile Yunanistandaki Epidaurus antik tiyatro binası arasında -her ikisi .de temsil ver-m e k gayesile inşa edilver-miş olver-malarına rağver-men- rağmen-mıimarî b a k ı m d a n bir fark mevcuttur.

B u n l a r b u g ü n k ü A v r u p a tiyatrosunun iki esas t i p i olan seyirciler mahallile müşterek ve seyir-ciler m a h a l l i n d e n ayrı sahne tipleridir. B u i k i tiyatro tipinde b u l d u ğ u m u z farkı tabiatta da bul-m a k bul-m ü bul-m k ü n d ü r . Meselâ evibul-mizde b u l u n d u ğ u bul-m u z odanın penceresinden dışarıya baktığımızda tabi-atı »bir çerçeve dahilinde i m i ş gibi görürüz. Şüphe-siz b u g ö r d ü ğ ü m ü z tabiatın bir parçasıdır. B u n a m u k a b i l evimizin balkonuna çıkacak olursak ta-biatı serbestçe ve g ö z ü m ü z ü n alabildiği kadar gö-rebiliriz. Zira biz de tabiatın içinde b u l u n m a k t a ve tabiat bizden her hanıgi bir mania ile ayrılma-maktadır. Ş i m d i b u n u tiyatroya tatbik edelim: Se-yirciler mahallinden ayrı sahneli tiyatrolarda bir-birinden ayrılmış iki kısım vardır. Y a n i sahne se-yicrilerin oturduğu .yerden avansen ve perde ile ayılmıştır. Seyirciler mahalile müşterek sahneli tiyatrolarda ise seyirciler temsil verilen saha da-hilinde bulunurlar. B u iki tiyatro tipi arasında m i m a r î b a k ı m d a n başka daha iki fark mevcuttur. Seyirciler m a h a l l i n d e n ayrı sahneli tiyatrolarda aktörle seyirci birbirlerinden t a m a m e n ayrılmış ol-d u k l a r ı n ol-d a n seyirciler tiyartrool-da ol-dinî bir âyine gelmiş gibi otururlar. Seyirci mahallile

müş-Pompeyi'dc Teatıum tectum'un bakiyesinden bir görünüş

terek sahneli tiyatrolarda da aktör seyircilerin arasında oynar; dolayısile seyirci ile aktör arasın-da bir irtibat mevcuttur. Esasları muhtelif olan b u her iki tiyatro tipinin t e k â m ü l safhaları da muh-teliftir.

Seyirci mahallinden ayrı sahne:

İtalyada rönesansm h â k i m olduğu anlarda her hangi b i r asilzadenin arzusu üzerine o devrin mo-dasını tasvir eden piyesler yazılırdı. B u piyesler •bir çok kimseler tarafından okunduğu gibi temsil

de edilirdi. Sarayın her hangi bir salonuna anfi-teater olarak seyirciler için ahşap oturma sıraları ve bir de sahne yapılır temsiller burada veri-lirdi. B u tiyatrolar, bir nevi, seyirciler mahallile müşterek sahne şekli idi. Onaltmcı asrın başla-rında tiyatroda yapılan b ü y ü k değişiklikler bu

akademik saray tiyatrolarına da tesir etti. Sahne-ye dekor kondu, sahnedeki aksesuar resimlerle gösterildi; hattâ daha ileriye gidilerek sahnedeki dekorların seyircilerin gözleri önünde değiştiril-mesi doğru b u l u n m a d ı ve sahne bir perde ile se-yircilerden ayrılmış oldu. Bu suretle de seyirciler

(2)

Olimpico tiyatrosunun plânı

mahallile müşterek gibi bulunan sahne tipine ni-hayet verilmiş 'oldu. Müteakip asırlarda da sahne-ye kolislerin, fon perdelerinin ve dekorların gir-d i ğ i n i görüyoruz; hattâ sahneler bile gir-devvar, i'ki katlı, asansörlü gibi bir çok nevilere ayrılmış-tır. B u tiyatroların ekserisinde parterden sahneye basmakla çıkılırdı. Aktörler temsilden evvel sah-neden b u basamaklardan inerler ve temsilde ha-zır b u l u n a n parterdeki asilzadeyi selâmlarlardı. Asilzadeler b u temsillere sık sık gelirler ve zevk-le seyrederzevk-lerdi; zira bu temsilzevk-ler asilzadenin sa-ray hayatına başka bir güzellik verdiği gibi onun debdebe ve saltanatını da arttırırdı. B u n d a n son-ra sınıf tiyatroları dolayısile tiyatrolarda localar meydana çıktı. Asilzadenin şereflendirdiği bu temsillere m a h d u t b;ir davetli zümresi çağırılırdı. Bilhassa saray mensubini bu temsillere gelmekle asilzadeye m ü h i m b i r hizmet ifa etmiş olmakta idiler. B u davetlilerin sahnede oynanan piyesi gö-r ü p gögö-rmemelegö-ri mevzuubahis değildi; m a t l u p sa-dece b u temsillerde hazır b u l u n m a k ve sahneye bakmaktı. Asilzadeler sahnenin tam karşısında

ortaya otururlar. Gelen davetlilerin ikinci dikkat edecekleri nokta da temsilde asilzadeyi görmek ve ona görünebilmek üzere bir yer intihabı idi. Gerek bu temsillere ehemmiyet vermek ve gerek-se az fakat m ü h i m simaları davet etmek için sa-lonlar pek fazla b ü y ü k olmazdı.

Guckkasten denilen sahne tipi

B u şekilde teşekkül etmiş olan saray tiyatro-larının bakiyelerine b u g ü n de tesadüf etmekteyiz. Meselâ : A l m a n y a d a M ü n i h şehrindeki Residenz tiyatrosu ve B a y r u t h gelirindeki Opera binası

hep o devrin binalarıdır. O n yedinci asrın ortala-rına doğru İtalyada ilk defa halk tiyatrosu kurul-m u ş ve b u suretle de sınıf tiyatroları teşekkül et-miştir. Fakat diğer taraftan bir piyes bir ^ok kim-seler tarafından seyredilmiş ve evvelce yalnız asil-zadeye hürmet ve muhabbet hislerini göstermek için vasıta olan tiyatro şimdi halkında girebileceği bir yer olmuştu. B u n d a n sonra halkın tiyatroyu iyi seyredebilmesi ve iyi görebilmesi için çareler arandı, tiaytrolarda optik ve akustik tertibata da itina edilmiştir.

Seyirci mahallile müşterek sahne :

Seyirci mahallile müşterek sahneli tiyatro-ların esas fikri Y u n a n klâsik tiyatrotiyatro-larındaki kai-delerden elde edilmiştir Eski Y u n a n l ı l a r Diony-sos ayinleri için bu antik tiyatrolarda ilâhiler söy-lerle ve dansederlerdi. B u tiyatrolarda sahne or-kestra denilen yuvarlak, ve üstün k u m l a örtülü

düz bir saha idi. B u sahanın ortasında basamaklı bir tümsek b u l u n u r ve koro ilâhilerini b u n u n üs-tünden söylerken rakkaseler de orkesta denilen sahada dansederlerdi. Orkestranın etrafında se-yirciler otururdu. Yalnız yapılan dansları ön kı-sımda b u l u n a n bir kısım halktan başka hiç kim-senin bir şey görmemesi üzerine b u n u n için de tedbir alimak icap ,etti. M i l â d d a n evvel beşinci asrın ilk yarısında seyircilerin orkestra sahasını daha iyi görebilmelerini temin için orkestranın et-rafına ahşap tribünler inşa edildi. Bazan da b u ti» vatrolar bir tepenin üstüne kademeli seyirciler

mahalli v^ eteğine de orkestra yapılmak suretile kuruldu. M i l â d d a r evvel 336 senesinde şair Thes-" i s yapılan bu ayinlere koro haricinde başka bir aktör ilâve etti. B u şahıs ortadaki tümseğin basa-maklarına çıkar ve oradan koroya şarkı ile cevar

irer'rdi. Sonraları bu koro haricindeki aktörü Aschylos ikiye, Sophokles üçe çıkarmışlardır. Bu-n u Bu-n Bu-neticesi olarak da ortadaki tümsek fazlalaşaBu-n aktörleri istiap edecek şekilde b ü y ü t ü l d ü . Daha sonraları b u geniş tümsek orkestranın ortasından bir kenarına alınmıştır. B u n d a n sonra aktörlerin

(Panna) da Farnese Tiyatrosu. İlk kolisli sahneli bir tiyatro olup Aleotti tarafından 1619 da inşa edildi.

(3)

Londra'da (Swan) tiyatrosunun iç görünüşü

giyinip soyunması için bu tümseğin arka ve iki yanları kapatıldı. B u suretle evvelce orkestranın •ortasında duran tümsek iki yanları ve arkası ör-t ü l ü olarak ve ağzı halkın oör-turma yerlerine bakan bir sahneye kalboldu.

Tabiî bu arada seyirciler mahallinde de bir t e k â m ü l olmuştur. Y u k a r ı d a söylediğimiz gibi sat-hı maillerde ahşap tribünler yapıldı. B i r asır kadar devam eden bu ahşap tribünlerden biri faz-la izdihamdan dofaz-layı çöktü ve b i r çok kimselerin ö l ü m ü n e sebep oldu. B u n d a n sonra seyirciler ma-hallinin taştan olarak inşa edilmesine başlanmasi-le Y u n a n tiyatrosuna ilk taş inşaat yapılmış oldu. B u g ü n bakiyelerini elde ettiğimiz bu tiyatro inşaa-t ı m b ü y ü k bir hayranlıkla seyreinşaa-tmekinşaa-teyiz.

R o m a tiyatrosu başlangıçta t a m a m e n başka şartlarla teşekkül ettiği halde sonradan Y u n a n tiyatrosunun tesiri altında kalmıştır. Fakat her şeye rağmen Roma tiyatrosu Y u n a n tiyatrosunda gizli kalmış olan inceliğe ve irişilmez sanata va-ramamıştır. B u her iki tiyatro t i p i n i mukayese edecek olursak şu esas farklar gözümüze çarpar: Y u n a n tiyatrosu, ilk kuruluşundaki tipine sadık

kalarak ortadaki orkestranın dairevî şeklini ta-m a ta-m e n ta-muhafaza etta-miştir. Keza Y u n a n tiyatrosu gelen fazla seyircilerden dolayı tiyatronun heyeti mecmuasını teşkil eden plânı yarım daireden bir az fazladır. B u n a m u k a b i l R o m a tiyatrosu ise seyircilerin fazlalaşmasına rağmen seyirciler mahali ve orkestrayı yarım dairenin dışına çıkar-mamıştır. Gerek Y u n a n ve gerekse R o m a tiyat-rolarında sahne seyirciler mahalile müşterektir

B u tarihten Londrada Shakespeare'in Hamlet'ı oynattığı Globe tiyatrosunun inşasına kadar bir göz gezdirecek olursak, tiyatronun b ü y ü k adım-arla ilerlemiş olduğunu görürüz. Muhtelif tiyatro tiplerini tetkik edecek olursak hemen hepsinin ilk teşekküllerinde seyirciler mahalile müşterek sah-neli oldukları anlaşılır. Bunlardan bir çoğu h â l â bugüne kadar şekillerini muhafaza etmişler, bazı-ları da yeniden şekillendilmişlerdir. Bilhassa İn-gilizler seyirciler mahalile müşterek sahnenin müşterek olmıyan sahneden daha tabiî olduğunu iddia etmişlerdir. Rönesans devrinde halkın top-lantı .mahali olarak ta kullanılan sirk ve spor mey-danlarının de seyirciler mahalile müşterek sahneli bir tiyatrodan başka bir şey olmadığı söylenmiş ve böyle kabul edilmiştir. Z a m a n zaman çıkan İs-lahatçılardan bir kısmı tiyatro sahnesinin, içinde resimler seyredilen bir kutu olmadığını söylemiş-ler ise de, birçokları da orta zamanın dinî temsil-lerine göre hazırlanmış olan sahneleri tercih et-mişlerdir. Şimdiye kadar yapılmış olan mütead-dit tecrübeler tiyatrolarımızın b u g ü n k ü şeklinin

(München) de Residenz tiyatrosunun içi 1753

Londra'da (Globe) Tiyatrosu 1596 1 — Parter

2 — Esas sahne ve ön sahne 3 — Arka sahne

4 — Localar

5 — Aktörler, gaıdrob 6 — Üst galeriler

Localar ve galerilerin üstleri kapatılmıştır. Binanın orta 'kısmı, Pateı- esas sahne 1613 de

(4)

C. Orkestra 180° yerini değiştir-miştir. Ön sahne yoktur. Temsil asansörlü sahne üzerine veril-mektedir. 500 kişiliktir.

A. Vaziyeti: Orkestranın üzeri örtülmüş, ön sahne devvar dö-şemesi ile beraber kullanılmak-tadır.

B. Orkestranın üstü açıktır. Ön sahne devvar döşeme ile kısmen kullanılmaktadır.

D. Orkestra küçültülmüştür. Se-yirciler parterinden ayıı sahne şekli. 500 seyirci yeri vardır. E. Orkestra birinci sıra asansör parçası üzerindedir. On sahnesi kaldırılmış seyirciler mahallin-den ayrı sahne. 650 seyirci yeri vardır.

Mukayese ;

Her iki tipdeki tiyatroyu yekdiğerile ,mukaye-se etmemiz, bize bunların nasıl t e k â m ü l ettiklerini gayet vazih ve mantıkî bir şekilde göstermektedir. Şiir o k u m a k Y u n a n tiyatrosunun ilk

devrelerin-den .sonlarına kadar bir ihtiyaç olduğundan bu ön plânda gelmekte idi. Sahnenin şekli, seyircilerin ve halkın ihtiyaçları b u suretle düşünülerek ted-ricî bir surette vücuda gelmiştir.

Diğer tip tiyatroda ise başlangıçlarda daha fazla bilgi cephesile birlikte t e k â m ü l etmekle be-raber burada da anyı ihtiyaçları görmekteyiz.

Y u n a n l ı l a r ı n şiirleri Akademik tiyatroda yanlış anlaşılma neticesi küçültülerek ve aynen taklit edilmiştir. B ü t ü n akademik bilgilere rağmen bu tarz tiyatronun başlangıçların yeniden inşa edil-m e k ıgayesile iki b ü y ü k hataya düşüledil-müştür.

Evvelemirde: Seyirciler mahalinden tamamen ayrı olan sahneye perspektif tatbikile verilen şe-kil uyıgun değildi. Tezyinat her tarafta b ü y ü k bir tesir icra etmekte idi, İçindeki resimleri seyredi-len kutuları andıran sahne ve onun yanında da uzun, dar, oturma yerleri alçak olan ve nihayet

orta mihvere yakın seyirciler mahalli bulun-m a k t a idi. B u n d a n sonra ikinci bir yanlış daha yapıldı. Evvelce dar ve uzun olarak yapılan seyir-ciler mahalindeki oturacak yerleri sıra halinde koydular.

B u iki gayrı m a n t ı k î fikirden müteşekkil olan saray tiyatrosu ile çok güzel bir surette

düşünül-m ü ş ve âhenkdar bir .tarzda yapıldüşünül-mış olan Y u n a n halk tiyatrosu karşı karşıya durmaktadır. B u g ü n Y u n a n tiyatrosunun bu ü s t ü n l ü ğ ü bize bir örnek »olmaktadır.

Sahnesi seyirciler mahalinden ayrı olan nor-m a l bir sınıf tiyatrosu ile seyirciler nor-mahalile nor- müş-terek olan bir sahnenin tiyatrosu arasındaki optik ve akustik münasebetlere bakacak olursak arala-rında bir müşabehet görürüz. İlerde bahsedilecek olan projeler alâkayı cel'bedecek şekilde bizi ten-vir edecektir. Normal sınıf tiyatrolarının üçte bi-rinden fazlasının oturma yerleri optik bakımdan fenadır. Bunların bir kısmı da akustik bakımdan fenadır. B u da sahnenin şekli ile seyirciler maha-linin şekli arasındaki yukarda zikrettiğimiz hata-lara istinad etmektedir. Şayed u m u m î harpten sonra Orta A v r u p a d a k ı tiyatrolara rağbeti fazla-laştırmak gayesile her tarafta açılmış olan tiyatro seyircileri teşekkülü gibi bir teşekkül kurulacak

(5)

su-C sahnesi, Tristan ve İsolde adlı piyesin 1 ve 3 üncü perdelerinin dekor projesi. retle muhtelif irtifalardaki yerlerde oturan

seyir-cilerin rüyet zaviyeleri arasında t a h a v v ü l husule gelmektedir. En yukarıdaki seyircinin rüyet za-viyesi, orta mihverden hesap edilmek ve sahne zeminine kadar olarak, muhtelif tiyatrolarda şu şekilde bulunmaktadır:

Viyana devlet operasında 27° Dresden operasında 28° M i l a n o Scala tiyatrosunda 28°

Viyana Burg Tiyatrosunda 31° B u nispetler bilhassa en üst sıralardaki yer-lere tevafuk etmektedir. Zira yanlardan görüş çok fena olmaktadır. Sahne yanlarındaki locaların rü-yet zaviyesi ekserirü-yetle 80 - 85° arasındadır. Şüp-hesiz bu localardan aktörleri seyretmek te müş-küldür.

Seyirciler .mahalile müşterek olan sahneli ti-yatrolarda b ü t ü n bu müşküller tamamen kaldırıl-mıştır A n f i şeklinde olan oturma yerleri sıraları-n ı sıraları-n her birisıraları-nde 15 - ,18° rüyet zaviyesi bulusıraları-nması münasiptir. Yerlerin iyi olması da orta m i h v e r i n vaziyetine t â b i olmayıp seyirciler m a h a l i n i n üç muhtelif noktasından bakıldığı zaman birleştikleri n'oktanm uzaklık ve yakınlığına tâbidir,

eyircile-hatça oturabilmelidir. Keza seyirciler salonda için-deki resimleri seyredilen bir k u t u y a bakar gibi m ü n f e r i t ve alâkasız olarak değil b ü y ü k bir kütle halinde temsili seyredip işitmeli ve piyesi yaşa-malıdır. Zira akustik münasebetler optik münase-betler bize birbirlerile telif i m k â n ı n ı vermek-ledir. Akustik ve optik cihetleri m ü k e m m e l bir şekilde olmayıp ekseriyet kusurlu olarak tatbik edilmiştir. B u tiyatrolarda temsil esnasında çıkan seslerin bir kısmı kolisler, fonlar, perdeler ve sa-ire gibi sahnede b u l u n a n eşyalar arasında ve sah-nenin y u k a r ı ve aşağı kısımlarında kaybolmakta-dır. B u n d a n başka sahneden seyirciler mahaline giden ses seyirciler mahalindeki' bir çok girinti ve çıkıntılardan, sütunlardan dinleyicilerin omuzla-rını aşarak geldiğinden bir kısmını kaybetmekte

idi. B u n a m u k a b i l seyirciler mahalile mütşerek o-lan sahnelerde ses hiç bir mania ile karşılaşmıya-rak mümessilin ağzından çıktığı gibi doğruca se-yircinin kulağına gider. B u tiyatrolarda akustik ve optik cihetler ideal bir şekilde tatbik edilmek-tedir. B u akustik ve optik cihetleri m ü k e m m e l bir surette tatbik edilmiş olan eski Y u n a n tiyatrola-r ı n ı n bakiyeletiyatrola-rini b u g ü n bile haytiyatrola-retle temaşa

et-A vaziyeti B vaziyeti C vaziyeti 6500 seyircilik imfi ile müşterek sahneli bir tiyatro projesinin model fotogaüarı. r i n rüyet zaviyesine giren sütunlar, muhtelif

per-de ve per-dekor aksamı m a n i a teşkil etmemeli ve her-kes her şeyi görebilmelidir. B u n u n için de sahne-d e k a r a n l ı k köşeler ve zaviyeler k a l m a m a l ı sahne-d ı r . Seyirciler görmek ve görebilmek için salonda

ra-mekteyiz. Aşağıda zikredeceğimiz tiyatro tipi se-yircilerle müşterek sahne olacaktır.

6500 kişilik bir tiyatro projesi

Esas fikir:

(6)

maksat eski Y u n a n tiyatrolarının tiyatro bi-nası ve seyirci arasındaki kaybolmuş b u l u n a n ahengini yeniden ihya etmek üzere bir tiyatro tipi vücuda getirmektedir. B u g ü n k ü tiaytroya b u esas fikrin tatbiki için tiyatronun iktisadî cephe-sindeki t a h a v v ü l ü ve b u n l a r ı n tatbik kabiliyetle-r i n i müşekabiliyetle-rek bikabiliyetle-r çatı altına toplayakabiliyetle-rak mümessil

ile seyirci arasında b i r birlik tesis etmek icap et-mektedir. B u n u şu şekilde tavsif edebiliriz. Ak-tör seyirciler mahallinde oynamaz; seyirciler mümessilin oynadığı yerde oturur. Y e n i proje-n i proje-n esası işte budur.

Tiyatro dahilindeki kısımlar:

Eski Y u n a n tiyatrosunda belli başlı olarak bil-hassa ,şu kısımlar mevcuttu: Arkaya doğru yükse-len ve yarım daire şeklindeki seyircilerin oturma sıraları, sahne arka duvarı (sahne) ve bunların üzerinde b u l u n a n tabiî sema. B u açık hava tiyat-rosunun şekli kapalı bir yerde aynı tesiri y a p m a k şartile nasıl tatbik edilebilir? Yapılacak olarn b u tiyatro binasının tavanı düz veya kubbeli olması-na göre biolması-nanın da muayyen bir cihet tayinile pılması lâzımdır. Evvelce açık hava temsilleri ya-pılan b u tiyatroların üzerinde gündüzleri güneş ziyası ve geceleri de yıldızlar b u l u n a n tabiî sema b u l u n m a k t a ve burada muhtelif piyesler oynan-m a k t a idi. İşte b u tabiî seoynan-mayı istenilen şekilde sun'î olarak yapmağa çalışmak faydalı olur. Her binada tavan m i m a r î m ü h i m bir eleman olduğuna göre b u n u n binaya vereceği tesir ne için hayalî olsun? Keza seyirci şimdi artı kbâriz ve m u ğ l a k bir şekilde m i m a r î üslûplarda yapılmış olan se-yirciler mahalinde oturmamakta, mütenevvi bir dekorasyon içinde oturmaktadır. Sahne de gayet m a k u l bir şekilde ve tedricen t e k â m ü l etmiştir. Evvelce t a m a m e n sabit olan ön sahne burada müteharrik, devvar olarak sahne heyeti

mecmua-6500 seyirci için amfi ile müşterek sahneli bir tiyatro (A sahne vaziyeti) sahne içinde anfinin görünüşü. Sahne döşemesi 12 asansör parçasından ibarettir. Bunlardan

biri inmiş vaziyettedir.

sının bir kısmını teşkil etmektedir. Keza bu sah-ne ileri geri gidebilmekte, m u h t e l i f şekiller ala-bilmekte ve 12 ilâ 1 metre geriye gidebilmesi için 52 metrelik bir sahayı ihtiva etmektedir. Kuleler de m ü t e h a r r i k olup muhtelif dekorlar mevcuttur. Evvelce birbirlerine raptedilmiş sütunlar ve yerli sütun galerilerine m u k a b i l tamamen değişebilen ve mütehavvil dekorlar da sahne ile beraber te-şekkül etmektedir. V e nihayet yarım daire şeklin-deki oturma sıralarile beraber arka kısmındaki sütunların teşkil ettiği holler mütebaki kısmın ta-m a ta-m e n ta-mütehavvil olta-masından dolayı sâkin bir kısım olarak ayrı bulunmaktadır.

B i n a n ı n muhtelif şekilde taksimatlandırılması basit görünmekle beraber mütenevvi olup şu iki noktaya istinad etmektedir:

1. Y u v a r l a k olan ön sahnenin üzerinde birbiri-ni kateden istikamet,

2. Asansör sahne üzerinde b u l u n a n istikamet. Birinci şekilde orkestranın üzeri kapatılmış ve sahne tabiî b ü y ü k l ü k t e d i r (A vaziyeti). B u n u n merkez noktası olan M tiyatro binasının merkez noktası ve ayrılmış olan asansörlü ön sahne dev-var döşemesinin de merkez noktası olur. B u M noktasının yanında b u l u n a n orkestra (B vaziyeti) devvar olan ön sahne üzerine olup 180° lik b i r inhirafla yerini değiştirmiş ve doğrudan doğruya asansör sahne .kısımlarının önüne vazedilmiştir. Ö n sahnenin de parter seviyesine inen bir asansör parçası (C vaziyeti) asansör sahne istikametinde hareket etmektedir (2). D vaziyetinde orkestra ve parter bırakılmıştır. E vaziyetinde orkestra en öndeki asansörlü kısımların üzerine gelmiş ve b u suretle parter daha fazla b ü y ü m ü ş t ü r .

(7)

Bütün ön sahne döşemeleri ile birlikte A sahne Vaziyeti. 25 met- Büyük ön sahne ile birlikte (B) sahne vaziyeti. Asansör paı-re kutrunda devvar asansörlü sahne E şaline vaziyeti. Seyirciler Çaları düz vaziyette durmaktadır. Asansör kısımları merdiven

1 yerinden ayrı ve ön sahnesi» sahne basamakları gibi inmiştir. Bu suretle seyircilere yüksek bir yerden aşağı bakıldığı tesiri verilmek istenmiştir.

üçte ikisini ihata etmektedir. B u boğum M mer-kez noktasından takriben 10° inhiraf etmektedir ve burada 1400 oturma yerini ihtiva eden 12 adet sıra vardır. O t u r m a yerlerinin her biri 0,53 X 0,85 metre eb'admdadır, ikinci doğrudan doğruya birinci b o ğ u m u n üst kenarını çevirir ve b u boğum biraz daha fazla açık olup takriben 14° inhiraf

(8)

ar-kasında da bir koridor bulunmaktadır. B u koridor 4 metre genişliğinde olup takriben 500 kişinin ayakta durabilmesini temin etmek üzere yapıl-mıştır. B u koridor Fransız tiyatrolarında olcjuğu

gibi temsil(arasında gezinmek i m k â n ı n ı vermekte-dir (gezinti yeri). Parter 500 kişi istiab edecek şekilde hesap edildiğine göre b ü t ü n tiyatrodan 6500 kişilik ,bir seyirci kütlesi istifade edebliecek-tir. E vaziyetindeki seyirciler mahalinden ayrı sahnenin orkestra üstüne de 150 oturma yeri ko-nabilir. Ö n sahne ile birlikte n o r m a l vaziyette ti-yatro 6000 kişiyi istiab edebilir.

Sahne b ü t ü n tiyatronun takriben üçte birini işgal etmektedir. B u n d a n başka sahnenin de hep-sinden her zaman istifade edilmez. Evvelemirde mümessillerin temsilleri daha fazla ön sahnede, saniyen de asansör sahnenin ön kısmına tesadüf eden üç te bir kısımda verecekleri d ü ş ü n ü l m ü ş t ü r , sahnenin arkasındaki üçte iki kısmı b ü y ü k sahne-ler için göz önünde -bulundurularak b u kısım, seyirciler ve temsildeki baş mümessilin b u l u n d u ğ u yer b ü y ü k bir daireyi istiab etmektedir.

B u g ü n belli başlı tiyatrolarda seyirciler ma-halinden ayrı sahne artık mevcut değildir. Asır-larca tiyatro ve operalarda muhtelif şekillerde kul-lanılmış olan bu tip sahnelerden birden bire sarfı nazar etmek imkânsızdır. Zira bu sahneye göre

hazırlanmış olan piyeslerin reperetuarını de-ğiştirmek m ü ş k ü l d ü r . Bilhassa bu t i p sah-neler b i r nispet dahilinde olarak ve gayeye göre yapılmıştır: Eski Y u n a n tiyatrosundaki tra-jediler sınıf tiyatrosunda memnuniyet verici bir şekilde temsil edilemediği gibi b u g ü n seyirciler

mahglinden ayrı bir sahnede çok güzel bir tarzda oynanan bir piyes seyirciler mahalile müşterek olan sahnede .mükemmelen temsil edilemez. Seyir-ciler mahalinden ayrı sahne bu tip tiyatroların ih-tiyacını karşılayabilir denebilir; elbette onun pra-tik bir şekilde elması da düşünülmüştür. Bazı se-yirciler mahalile müşterek sahneler gibi seyirci-ler m a h a l i n d e n ayrı sahneseyirci-ler bu şekilde içindeki r,esimleri seyredilen kutu , şeklindeki sahnelere benzemezler. Bu sahnelerde asansör parçası en önde b u l u n d u ğ u n d a n istenildiği kadar yukarıya çıkarılır ve alt üzerinde yanlara hareket ettirrilebilir. Sahnenin genişliği 20 metre olup D vaziyetinde olduğu gibi perde çizgisinden or-kestraya kadar daha 6 metrelik ve daima üzerin-de temsil verilen avansen mevcuttur. Dekorlar ikinci ve ü ç ü n c ü asansörlü kısımlar üzerine ku-r u l d u ğ u n d a n bu asansöku-r paku-rçalaku-rı temsil sahasını teşkil etmektedir ve birinci asansör parçaları dur-d u ğ u esnadur-da ikinci ve üçüncü asansör parçaları üzerindeki dekorlar değiştirilebilir. E vaziyetinde orkestra ortadaki I, N ve O asansör parçalar

sıra-sına gelecek ve bu suretle ön sahne asgarî 2,5 metre küçülecek olursa seyirciler mahalinden ayrı sahne elde etmek m ü m k ü n olur. Bu suretle se-yirciler mahalinden ayrı sahnenin normal şekli

el-de edilmekle beraber l ü z u m l u olan makaraların b u l u n d u ğ u kısmı da koymak i m k â n ı oluyor. Esa-sen bu şekil yalnız makaraların b u l u n d u ğ u kısma göre hazırlanmış ve birlikte getirilmiş olan dekor-larla verilecek gala müsamereleri için düşünül-müştür. A, B, C. D, E deki beş muhtelif vaziyet tiyatro ve sahnenin beş muhtelif şeklini göster-mektedir, Bunlar piyesin ve rejisörün lüzum gör-d ü ğ ü şekilgör-de inşaata tatbik egör-dilir ve en u f a k bir el hareketile işleyen makineler konarak tadilât da yapılabilir.

İnşaatı sanat yol'ıle kıymetlendirmek lâzımdır.

B u tip tiyatro aktör, rejisör ve dekora-törden fazla ve kısmen de ayrı bir mesai istemek-tedir. Burada bir eseri sahneye koyarken seyirci-ler üzerinde iyi b i r tesir elde etmek üzere tama-m e n yeni ve başka i tama-m k â n l a r buluntama-malıdır. Evvel-aktöre ve piyese yalnız bir cepheden bakıl-makta ,idi, b u g ü n birkaç cepheden bakılarak sah-neye vazetmek hususundaki fikiir sahası genişle-mektedir. D r a m sanatı gibi kendi arzusile ol-m a y ı p tahavvül eden tesir ve ol-münasebetine göre seyirciler üzerinde tesir yapan bir sanat ancak

böyle fırsatlarla yenilik yapmak i m k â n ı bu-lur. B u itibarla burada da görülebildiği kadar geniş faaliyet sahası bulunmaktadır. B u sahne üze-rinde misal olarak bir çok muharebe sahnelerini

ihtiva eden bir piyesi tatbik edelim. Bu piyeste zikredilmiş olan muhtelif manzaralar arzeden de-korlar sahnemizin bir çok yerlerine k u r u l m a k

suretile muhtelif temsil sahaları elde edilmiş olur. B u g ü n e kadar dar bir çerçeve içinde b u l u n a n ti-yatro şimdi muhtelif manzaralı dekorları ihtiva etmesi itibarile f i l m i andırmaktadır. M a a m a f i h

(9)

iste-inektedirler. Her devirde muhtelif sanatlar mev-cut teknikten istifade etmek imkânlarını bulmuş-lardır. Bir ressam analin boyasile resim yapacak, bir heykeltraş alominyumla bir heykel yapacak ve-ya bir musikişinas yeni bir musiki aleti kullana-cak olursa hayret edilmemelidir. Bu böyle olduğu halde dramatik sanatı da ne için zamanımızdaki teknik vasıtalardan istifade edilerek yapılmasın? Tiyatroyu inşa etmek bir mimarın işidir. O

hal-de m i m a r dramatik sanatını hal-değil kendi sanatı-na ait olan kısmı etüd eder. B u da sahneyi ve sah-nedeki teknik inşaatın esas kısımlarını teşkil eder. B u inşaatın bitmesinden sonra diğer talî kısımlar gelir. Bir tiyatno inşaatında tuğla duvar yerine

Referanslar

Benzer Belgeler

fiyatlı emirlerin, kotasyonun alış tarafının fiyatına eşit fiyatlı olanları ile kotasyonun alış tarafının fiyatından daha yüksek fiyatlı olanlarının işlem

10 Aralık'ta, SOCRadar tarafından takip edilen bir dark web forumundaki tehdit aktörü, iddiaya göre bir Türk finans kurumu için yetkisiz VPN erişimi satmaya çalıştı.. Dark

Şirket, 31 Aralık 2017 tarihi itibariyle bilançosunu, 31 Aralık 2016 tarihi itibariyle hazırlanmış bilançosu ile; 1 Ocak - 31 Aralık 2017 hesap dönemine ait kar veya zarar ve

- TFRS 10 “Konsolide Finansal Tablolar”; 1 Ocak 2013 tarihinde veya sonrasında başlayan yıllık raporlama dönemleri için geçerlidir.. Standart bir kontrol modeli oluşturmuş

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Uyarınca, Ege Gübre Sanayii Anonim Şirketi’nin (“Şirket”) 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle hazırlanan yıllık faaliyet raporu içinde yer

Şirket’in doğrudan ve dolaylı olarak toplam oy haklarının %20’nin altında olduğu veya %20’nin üzerinde olmakla birlikte önemli bir etkiye sahip olmadığı veya

Şirket’in doğrudan ve dolaylı olarak toplam oy haklarının %20’nin altında olduğu veya %20’nin üzerinde olmakla birlikte önemli bir etkiye sahip olmadığı veya

Sinpaş GYO’nun kuruluşundan Ekim 2007’ye tarihine kadar Genel Müdür Baş Yardımcısı olarak görev yapmış olan Ömer Faruk Çelik, Ekim 2007’de İcra Kurulu