• Sonuç bulunamadı

Çocukluk Yaş Grubunda Hematüri Etiyolojisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çocukluk Yaş Grubunda Hematüri Etiyolojisi "

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çocukluk Yaş Grubunda Hematüri Etiyolojisi

K/ini!(

ar4>tımıa

Etiology of turia in Childhood

Mustafa Bak Hakan Uzun Demet Can

Erkin Serdaroğlu

Saniye Gülle

Funda Tüzün

Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir

ÖZET

Amaç: Hematüri pediatrik yaş grubunda sık karşılaşılan bir semptomdur. Ciddi renal patolojinin işareti olabile-

ceğinden etiya/ojide sık görülen nedenlerin bilinmesi klinisyen in yaklaşımını kolaylaştırır. Çalışmamızda, kendi hasta grubumuzda hematür(nedenleri ve dağılımının gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.

Yöntem: Son 10 yıl içinde hastanemiz nefroloji polikliniğinde hematüri nedeniyle izlenen ve kesin tanı alan 530 olgu O- 5, 6- 10, 11 - 15 yıl yaş gruplarında retrospektif olarak değerlendirildi. Verilerimizin istatiksel analizinde % dağılım oranları, ortalama değer ve Ki-kare kullanıldı. İstatistiksel analiz SPSS 10.0 for Windows

programında %95 güvenle yapıldı. p<0.05 istatiksel olarak anlamlı kabul edildi.

Bulgular: Olguların %58.49'unda g/omerüler, %39.81 'inde nong/omerüler kaynaklı hematüri tespit edildi.

Genel toplamda poststreptokoksik glomerülonefrit %41.70 ile ilk sırada yer alırken üriner sistem infeksiyon u ve üriner sistem taş hastalığı sırası ile %23 ve %11.88 olarak bulundu. Asemptomatik persistan mikroskopik hematürisi olan 16 hastanın 4'ünde ve rekürren makroskopik hematürisi olan 5 hastanın 5'inde renal biyopsi

yapılmasına karşın spesifik neden bulunamadı. Tüm asemptomatik persistan mikroskopik hematürili olguların

4.63 ± 3.02 yıllık izlemlerinde prognozlarının iyi olduğu görüldü.

Sonuç: Çocuklarda hematüri nedenlerinin büyük bir bölümünü akut poststreptokoksik glomerülonefrit, idrar yolu infeksiyonu ve üriner sistem taş hastalığı oluşturmuştur. Hematürili olgularda öncelikle bu nedenler

araştırılmalıdır. Kesin tanı konulamayan persistan mikroskopik hematürili olgular prognozları genellikle iyi seyrettiğinden biyopsi kararı öncesinde yakın izlernde tutulmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Hematüri, etiyo/oji, çocuk

SUMMARY

Aim: Hematuria is one of the most comman elinical symptoms seen in childhood. Since it can be related to a serious renal problem, the awareness of the comman elinical conditions associated with hematüria provides a better elinical approach by the elinicians. The aim of this study is to eva/uate the etiology of hematuria seen in our elinic.

Methods: Retrospective analysts of 530 consecutively investigated children with hematuria at the nephrology department of Dr. Behçet Uz Children's Hospital, İzmir. Children followed in our nephrology department in the /ast 10 years, have been evaluated respectively canceming the etiological bases of hematuria.

Results: G/omerular and nonglomerular hematuria were detected in 58.49% and in 39.81% of 530 patients, respectively. Acute post- streptococca/ g/omerulonephritis (41.70%), urinary tractus infections (23.01%) and urinary calcu/i (11.88%) were the most frequent reasons of hematuria in investigated 530 patients. The specific diagnosis was not found in 4 patten ts with a persistent microscopic hematuria, and in 5 patients with

~---·

(2)

a recurrent macroscopic hematuria. All of the asymptomatic persistent microscopic hematuria patients showed excellent prognosis at the fol/ow- up period of 4.63 ± 3.02 years.

Conclusion: It is shown that the most prevalent etiology in children with hematuria are acute post - streptococcal glomerulonephritis, urinary tractus infections and urinary calcu/i and that these entities should be sought initial/y. Since patients with persistent microscopic hematuria had satisfactory prognosis and usually revealed normal renal biopsy results, we conclude that these patients should be followed-up before a renal biopsy decision.

Key Words: Hematuria, etiology, child

Hematüri, pediatrik yaş grubunda sık karşılaşı­

lan semptomlardan biridir. Çok sayıda renal ya da üriner sistem hastalığının başlangıç bulgusu olarak karşımıza çıkabilir. Makroskopik veya mikroskopik, semptomatik veya asemptomatik olsun benign bir duruma bağlı olabileceği gibi ciddi renal patolojinin de işareti olabilir. Bu ne- denle etiyolajik ayıncı tanı önem taşır (1,2). Çoğu

zaman detaylı bir hikaye, fizik muayene ve basit laboratuvar testleri hekimi tanıya götürür. Tanısal yaklaşımında son adım renal biyopsidir. Ancak tüm incelemelere karşın %8-1 O olguda neden saptanamayabilir (3,4). Çeşitli serilerde makros- kopik hematüride %50-%7 5 oranında spesifik bir tanıya gidildiği belirtilmektedir. Asempto- matik mikroskopik hematürili olgularda kesin

tanı daha güç konulmakta; bu hastalarm %50-

%75'i benign tekrarlayan veya persistan hema- türi olarak izlenmektedir (5-7).

Hematüri nedenlerinin sıklığının bilinmesi klinis- yenin yaklaşımını kolaylaştırır. Çalışmamızda

hematüri nedeniyle hastanemiz nefroloji pali-

kliniğinde izlenen, tanısı kesinleşmiş olguların

gözden geçirilmesi ve kendi hasta popülasyo- numuzdaki en sık etiyolajik nedenlerin belirlen- mesi amaçlanmıştır.

HASTALAR VE YÖNTEM

Son yıl içinde Behçet Uz Çocuk Hastalıklan

ve Cerrahisi Araştırma ve Eğitim Hastanesi Nefroloji polikliniğinde hematüri nedeniyle izie- nerek tanısı kesinleşmiş 0-5, 6-10, 11-15 yıl yaş gruplarındaki 530 olgu retrospektif olarak

değerlendirildi. En az 3 kez tekrarlanan santri- fuj edilmiş idrar bakısında büyük büyütme

alanında 5 ya da daha fazla eritrosit görülmesi

Başvuru tarihi: 14.01.2005 İzmir Tepecik Hast Derg 2005;15(1):23-29

hematüri olarak kabul edildi. Tüm hastalarda anamnez ve muayenenin yanısıra rutin idrar kültürü, tam kan sayımı, 24 saatlik idrarda protein ve kalsiyum, serum C3 düzeyi, serum kreatinini, ASO, sedimentasyon ve ultra- sonografik inceleme yapıldı. Seçilmiş olgular 24 saatlik idrar iyonları, serum lipid profili, hemo- rajik diyatez testleri, boğaz kültürü, deri sürüntü kültürü, ANA, Anti dsDNA, C4, immunglobu- linler, hepatit markerlan, işitme testi, hematüri

açısından aile taraması, oraklaşma testi, Coombs testi, taş analizi, kan gazı ve böbrek biyopsileri ile değerlendirildi. Verilerimizin istatiksel anali- zinde % dağılım oranları, ortalama değer ve standart sapma ve Ki-kare kullanıldı. Tüm ana- lizlerimiz SPSS 10.0 for Windows istatistik prog-

ramında %95 güvenle yapıldı. p<0.05 istatik- sel olarak anlamlı kabul edildi.

BULGULAR

Çalışmaya alınan toplam 530 olgunun yaş orta-

laması 8027±3.14 yıl bulundu. Olgularm %51.13' ünün 6-11, %26.3'ünün 11-15 yaş gruplarında olduğu gözlendi. Cinsiyet dağılımında %61.32 (n=325) ile erkek üstünlüğü mevcut idi. Erkek/

kız oranı 1.57 olup fark istatiksel olarak

anlamlı bulundu (p=O.OOO). Her üç yaş grubun- da da istatiksel anlamlı olarak erkek predomi-

nansı izlendi (Tab lo 1),

Hematüride altta yatan nedene göre cinsiyet

dağılımına bakıldığında membranoproliferatif glo- merülonefrit (MPGN) haricinde hepsinde erkek hakimiyeti görülmekle birlikte bu fark yalnızca

poststreptokoksik akut glomerulonefrit (PSAGN), üriner sistem taş hastalığı ve hiperka!siüride

anlamlı bulundu (Tabi o

İzmir Tepecik Eğitim Hastanesi Dergisi

(3)

Tablo 1. Hematürili olguların yaş gruplan ve cinsiyete göre dağılımları.

Yaş Kız Erkek Toplam % Erkek/Kız p

(n) (n) (n)

0-5 49 72 121 22.83 1.46 0.037

6-10 106 165 271 51.13 1.55 0.000

11-15 50 88 138 26.03 1.76 0.001

Toplam 205 325 530 100

Tablo 2. En sık görülen hematüri nedenleri arasmda cinsiyet dağılımı.

Hematüri etiyolojisi Erkek Kız Oran p

(n) (n)

PSAGN 151 70 2.15 0.000

iYE 64 58 1.10 1.519

lgA Nefropatisi 12 10 1.20 0.568

Üriner Sistem Taş Hastalığı ve Hiperkalsiüri 47 16 2.93 0.000

HSV 15 l l 1.36 0.433

MPGN 2 8 0.25 0.058

VUR 6 3 2.00 0.317

Toplam 297 176

(PSAGN: Post-streptokoksik akut glomerülonefrit, MPGN: Membranoproliferatif infeksiyonu, HSV: Henoch Shönlein vasküliti, VUR: Vezikoüreteral reflü)

glomerülonefrit, iYE: İdrar yolu

Olgular hematürinin kaynağına göre gruplan-

dınldığında %58.47'sinde glomerüler, %39.62' sinde nonglomerüler nedenler tespit edildi. Glo- merüler kökenli hematüriler içinde en sık görü- len 221 (%41.70) olgu ile PSAGN oldu. İkinci ve üçüncü sıklıkla Henoch Schönlein Vasküliti ve IgA nefropatisi sırası %4.90 ve %4.15 oranlannda görüldü. Nonglomerüler kaynaklı

hematüriler içinde üriner sistem infeksiyanları

%22.45, üriner sistem taş hastalığı %11.32 ve

yapısal anamaliler %2.46 oranında bulundu (Tablo 3).

Persistan henıatüri saptanan ve non-invazif yön- temlerle tanısı konamamış 25 olgunun klinik

dağılımlarında 16 olguda asenıptomatik mikros- kopik hematüri, 5'inde rekürren makroskopik hematüri, 4'ünde persistan mikrosimpik hema- türi ve proteinüri birlikteliği izlendi. Asempto- matik mikroskopik hematürili hastaların biyop- silerinde 4 olguda ışık mikroskopi ve immun floresan yöntemle patoloji saptanmazken, 8'in- de IgA nefropatisi, 2'sinde hafif vaskülit ve 1 'er olguda mezangioproliferatif glomerülo-

nefrit, IgM nefropatisi, segmental matriks artı­

ve interstisye! nefrit bulundu. Rekürren mak- roskopik hematürili olguların 5' inde de renal biyopsi sonuçlan normal olarak değerlendirildi.

Ancak normal saptanan vakalarda bazal membran

kalınlıkları ölçülemediği için ince membran has-

talığı ekarte edilemedi. Persistan mikroskopik hema.türi ve proteinüri birlikteliği saptananan 4-"

hastanın histopatolojik değerlendirilmesinde 1 'er olguda lgA nefropatisi, mezangioproliferatif glomerülonefrit, fokal segmental glonıerüloskle­

roz ve segmental matriks artımı saptandı. Tüm asemptomatik persistan mikroskopik hematü- rili hastaların 4.63±3.02 yıl süren izlemlerinde

prognoz!annın iyi olduğu görüldü.

Hematürlnin yanında sistemik bulguları olan ve

diğer incelemelerle tanı alamamış hastaların

biyopsilerinde 13 olguda IgA nefropatisi, lO'un- da membranoproliferatif glomerülonefrit, 3' er olguda fokal segmental glomerüloskleroz, mezan- gioproliferatif glomerülonefrit, diffüz prolifera- tif glomerülonefrit ve sistemik lupus eritema- tozus, 1 'er olguda kresentik glomerülonefrit, IgM nefropatisi ve Alport sendromu saptandı.

(4)

Tablo 3. Tanısı kesinleşmiş olguların hematüri etiyolojisine göre dağılımı.

Etiyoloji n %

Glomerüler Nedenler 58.47

Primer Glomerulonefritler

Poststreptokoksik akut glomerulonefrit 22ı 41.70 Diffüz proliferatif glomerülonefrit 3 0.56 Fokal segmental glomerüloskleroz 4 0.75

lgA nefropatisi 22 4.ı5

Membranoproliferatif glomerulonefrit ı o 1.89

Minimaltezyon hastalığı 6 ı.ı3

Mezangioproliferatif glomerülonefrit 4 0.75

lgM nefropatisi 2 0.38

Kresentik glomerülonefrit 2 0.38

Sekonder Glomerülonefritler

Sistemik lupus eritematozus 3 0.56

Henoch Schönlein vasküliti 26 4.90

Hafif vaskülit 2 0.38

Diğer Glomerüler Nedenler 5 0.94

Nonglomerüler Nedenler 39.62

Üriner Sistem infeksiyanları

İdrar yolu infeksiyonu 119 22.45

Renal tüberküloz 3 0.56

Üriner Sistem Taş Hastalığı -Hiperkalsiüri

Taş 60 ıl.32

Hiperkalsiüri 3 0.56

Yapısal Anemali ı3 2.46

Kanama Diyatezi Hastalıkları 7 1.32

Posttravmatik Hematüri 4 0.75

İnterstisyel Nefrit 2 0.38

İlaca Bağlı Hemorajik Sistit 2 0.38

Nedeni belirlenemeyen* 9 1.70

Toplam 530 ıoo

* Işık mikroskobu ve immünfluoresan yöntem ile tanısı kesinleşmemiş olan tekrarlayan makroskopik hematürili 5 olgu ve asemptomatik mikroskopik hematürili 4 olgu.

TARTIŞMA

Çocuklarda hematüri sıklığını ve etiyolojisini

değerlendirmeye yönelik çok sayıda çalışma

mevcut olup çalışmalar1i:ı büyük bir kısmında okul çocuklarında hematüri insidansı ve altta yatan nedenler araştırılmıştır. Erkek ve kız ço- cuklarda hematüri insidansı çalışmalar arasında farklılık göstermektedir. Dodge ve ark. (8)'nın

12000 okul öğrencisinde yaptığı tararnada tek- rarlayan idrar analizi sonucunda mikroskopik

Tablo 4. Böbrek biyopsisi yapılan olguların histopatolojik

tamları.

PAMiH PMH Diğer*** Toplam

ve ve n(%)

RM aH* proteinüri**

lgA nefropatisi 8 ı ı3 22 (34.92)

MPGN ı o ıo (ı5.87)

MePGN ı 3 4(6.35)

FSGS ı 3 4 (6.35)

DPGN 3 3 (4.76)

SLE 3 3 (4.76)

lgM nefropatisi ı ı 2 (3.ı7)

Hafif vaskülit 2 2 (3.ı7)

SM artımı ı ı (1.59)

İnterstisyel nefrit ı ı (1.59)

Kresentik GN ı ı (1.59)

Alport sendromu ı ı (1.59)

Normal 9 9 (ı4.28)

Toplam 4 38 63 (ıOO)

* Persistan asemptomatik mikroskopik hematüri ve rekürren makroskopik hematüri

** Persistan mikroskopik hematüri + proteinüri

••• Sistemik bulguların eşlik ettiği hematüri

MPGN: Membranoproliferatif glomerülonefrit, MePGN: Mezen- gioproliferatif glomerülonefrit, FSGS: Fokal segmental glo- merüloskleroz, DPGN: Diffüz proliferatif glomerülonefrit, SLE: Sistemik lupus eritematozus, SM artımı: Segmental matriks artımı.

hematüri insidansı kızlarda %0.32 saptanırken

erkeklerde %0.14 bulunmuş, Vehaskari ve ark.

(9)'nın 8954 okul çocuğunda yaptığı tararnada ise genel insidans %0.41 olup cinsler arasında

fark görülmemiştir. Fujimura ve ark. (10), per- sistan/intermitan makroskopik ve mikroskopik hematüri tespit ettikleri 128 olguda 1.4/1 ora-

nında erkek predominansı izlerken, lngelfinger ve ark. (6) makroskopik hematürili olgularda 4/1

oranında kız hakimiyeti saptamışlardır. Bizim

sonuçlarımızda erkek/kız oranı 1.57 olup bu fark istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ancak

çalışmamız hematüri insidansını belirlemeye yönelik olmadığı için bu oran yalnızca hematüri tespit edilmiş olgulardaki erkek predominansını

göstermektedir. Çalışmamıza her yaş grubunda saptanan hematüri vakaları dahil edilmiş olma-

sına karşın (0-15 yaş) büyük bir kısmının okul

çağında olduğu görülmüştür.

.,.____ _ _ _ _ _ _

İzmir Tepecik Eğitim Hastanesi Dergisi

(5)

Hematüride altta yatan nedene göre cinsiyet

dağılımına bakıldığında literatür verilerinde lgA nefropatisi, Henoch Shönlein nefropatisi ve poststreptokoksik glomerülonefritinde erkek pre-

dominansının olduğu, membranoproliferatif glo- merülonefritde cinsler arasında fark olmadığı,

idrar yolu infeksiyonlarının ise kızlarda yaklaşık

3 kat daha fazla olduğu belirtilmektedir (ll).

Kendi hasta grubumuzcia membranoproliferatif glomerülonefrit haricinde hepsinde erkek pre-

dominansı görülmekle birlikte bu fark yalnızca

poststreptokoksik glomerülonefrit, üriner sistem

taş hastalığı ve hiperkalsiüride anlamlı bulun-

muştur (p<0.05).

Hematüri etiyolojisine genel olarak bakıldığın­

da en sık nedeninin poststreptokoksik glome- rülonefrit olduğu (%41. 7 O) görülmüş, üriner sistem infeksiyanları ve üriner sistem taş hasta-

lığı ikinci ve üçüncü sırada bulunmuştur. Glome- rüler nedenler içinde en sık poststreptokoksik glomerülonefrit, nonglomerüler nedenler içinde ise en sık idrar yolu infeksiyonu saptanması

literatür sonuçlarıyla uyumludur. Ancak çalışma­

mızda PSAGN'nin oldukça sık olduğu, benzer

yayınlarda ise üriner sistem enfeksiyonlarının

birinci sırada yer aldığı dikkati çekmektedir (5- 7,12). Diven ve ark. (13), makroskopik herna- türili hastaların %56 'sında hematüri nedeninin

kolaylıkla belirlenebiidiğini belirtmişlerdir. Yazar- lar %26 oranında idrar yolu infeksiyonu, o/o ll perineal irritasyon, %7 travma, %7 meatal stenoz ve ülserasyon, %3 koagülasyon anomalileri, %2

taş saptamışlardır. Hastaların %44'ünde kolay-

lıkla tanı konulamayan ve ileri araştırma gerek- tiren hastalıklar olduğunu ifade etmişlerdir. Bu

tanılar arasında rekürren makroskopik hema- türi (%5), akut nefrit (%4), üreteropelvik bileşke ·

darlığı (o/ol), ve sistitis sistika, epididimit, tümör yer almaktadır (her biri o/ol 'den az). %23 olgu kanıtlanmamış iYE tanısı alırken %9 olguda neden saptanamamıştır.

Çalışmamızda üriner sistem taş hastalığı ve hiperkalsiüri nonglomerüler nedenler arasında

ikinci, genel sıralamada üçüncü sırada izlenmek- tedir. Serimizde %0,5 7 olan hiperkalsiüri oranı bazı çalışmalara göre düşük gözükmektedir. Turi ve ark. (14), persistan/rekürren izole mikroskopik

hematürili hastalarda %19.9 oranmda hiper- kalsiüri saptamış ve bu hastaların %14.3'ünde 2-15 yıllık dönemde ü.rolitiazis izlenmiştir. Fujimura ve ark. (10) intermitan/rekürren makroskopik hematürili ve persistan mikroskopik hematürili olgularda %65.5 oranında taş ve/veya meta- bolik bozukluk saptarken metabolik bozukluk-

ların da %90'ının hiperkalsiüri olduğunu belirt-

mişlerdir. Aynı çalışmada ikinci sırada %25 sık­

lıkla glomerulopati izienirken en sık post enfek- siyöz glomerülopatiye rastlanmıştır. Parekh ve ark. (15), organik ve anatomik bozukluğu olma- yan izole mikroskopik bernatürili hastalarda

%29, tanı konulamamış makroskopik hematü- rili olgularda %32.5 oranında hiperkalsiüri sap- tarken Stapleton ve ark. (16) da açıklanamayan

izole mikrosimpik hematürili olgularda %35

oranında hiperkalsiüri saptamışlardır. Ancak bu oranlar genel olarak hematürilerdeki hiperkal- siüri prevalansını yansıtmamakta, diğer neden"

ler ekarte edildikten sonra nedeni belirleneme- yen olgulardaki oranı göstermektedir.

Serimizde hematolojik bozukluklara bağlı hema- türi sayısı %1.32 oramyla yüksek gôrünmekte- dir. Ancak bunun hastanemizin bölgedeki refe- rans hematoloji onkoloji merkezlerinden biri ol-

ması ve kanama diyatezi tanısıyla izlenen hasta- Iann fazla sayıda oluşundan kaynaklandığı düşü­

nülmektedir.

Çalışmamızda, glomerüler kaynaklı hematüriler içinde poststreptokoksik glomerülonefrit birinci

sırada, Henoch Schönlein Vasküliti ve IgA nefro- patisi ikinci ve üçüncü sıklıkla karşılaşılan hema- türi nedenleri olmuştur. Biyopsi yapılan hasta- lar içinde ise %34.9 2 ile lgA nefropatisi birinci

sıradadır. Farklı çalışmalarda oranları değişmekle

beraber glomerüler kaynaklı hematürilerin içinde en sık postenfeksiyöz glomerülonefrit, lgA nefro- patisi, benign familya! hematüri ve ince bazal membran nefropatisi olduğu bildirilmektedir.

Bunları daha az sıklıkla Alport sendromu izle- mektedir (5,17). Biyopsi sonuçlanmızda Alport sendromunun bir olguda saptanması diğer yayın­

lara göre daha düşük gözükmektedir. Schröder ve ark. (18) bir yıl izledikleri 65 izole mikroskopik bernatürili olgunun biyopsi sonuçlannda %52

oranında benign hematüri, %24 oranında lgA

(6)

nefropatisi, %18 oranında Alport sendromu

saptamıştır. Trachtman ve ark. (19)'nın benzer

çalışmasında benign hematüri oranı %21 bulu- nurken IgA nefropatisi %17, Alport sendromu

%18 oranında saptanmıştır. Hastaların %44'ün- de ışık mikroskopisi ve immunfloresan yön- temle biyopsi sonuçları normal bulunmuştur

(18,19). Piqueras ark. (21), 322 dirençli herna- türili çocuğun renal biyopsilerinde %27 oranın­

da Alport, %24'ünde IgA nefropatisi, %15'inde ince bazal membran nefropatisi, %10'unda diğer

glomerülonefritleri saptamışlardır. İnce bazal membran nefropatisi insidansının genel olarak biyopsiye giden hematürili çocuklarda %15-25

arasında olduğu tahmin edilmektedir. lgA nefro- patisinin de %25-%30 oranlarında olduğu düşü­

nülecek olursa bu iki hastalık biyopsi sonuç-

larının büyük bir kısmını oluşturmaktadır (20).

Çalışmamızda biyopsi yapılan dirençli mikros- kopik hematüri ve tekrarlayan makroskopik hematürili olgularda en sık IgA nefropatisi tes- pit edilmiş, ancak bazal membran kalınlıkları ölçü-

lernemiştir.

Hematürili olguların yaklaşık dörtte üçlük büyük bir kısmında (%72.3) akut poststreptokoksik glomerülonefrit, idrar yolu infeksiyonu ve üriner sistem taş hastalığı saptanması etiyolajik yak-

laşımda öncelikle bu nedenlerin araştırılması

· gerektiği sonucunu doğurmuştur. Poststrepto- koksik glomerülonefritin ve idrar yolu infeksi-

yanlarının en sık saptanan nedenlerden olması

klinik tanılarının daha kolay olmasının yanı sıra

toplumsal olarak streptokok infeksiyanlarında

yeterli eradikasyonun yapılamaması ve çocukluk

yaş grubunda idrar yolu infeksiyonunun sık

görülmesine bağlanmıştır. Çocuklarda dirençli izole mikroskopik hemalliri "renal biyopsi yapmak gerekli mi?" sorusunu daima akla getirse de çok

sayıda otör izole mikroskopik hematüriyi pato- lojik glomerüler değişikliklerin izlenınediği minör bir anemali olarak tanımlamaktadır (23). Çalışma sonuçlarımız persistan mikroskopik hematürili

olguların %25'inin biyopsisinde anormal pato- lojinin saptanmaması, diğer hastalarda da izlem- leri boyunca prognozlarının iyi olması nede- niyle bu olgularda biyopsinin gerekli olmadığı görüşünü desteklemektedir.

KAYNAKlAR

1. Roth KS, Amaker BH, Chan JCM. Pediatric hema- turia and thin hasement membran nephropathy:

What is it and what does ıt mean? Clinical Pediatrics

200ı;40:607-ı3.

2. Travis LB. Evaluating elinical clues. Rudololph's Pediatrics 20th ed. Stamford. CT: Appleton & Lange;

ı996. pp ı337-8.

3. Cilento BG,Stock JA, Kaplan GW. Hematuria in children. Uro/ C/in North Am ı995;22:43-55.

4. Massry SG, Glassock RJ. Glomerular disease, Glassock JR (Ed). Textbook of Nephrology 3th ed Vol 2 Baltimore, Hong Kong, London, Munich, Philedelphia, Sidney, Tokyo, The Williams and Wilkins.

ı995:68ı-84.

5. Norman ME. An office approach to hematuria and proteinuria. Ped C/in North Am ı987;34:545-59.

6. lngelfinger JR, Davis AE, Grupe WE. Frequency and etiology of gross hematuria in a general pediatric setting. J Pediatr ı977;59:557-61.

7. Patel HP, Bissler JJ. Hematuria in children. Ped C/in North Am 200ı;48:ı5ı9-37.

8. Dodge WF, West EF, Smith EH, Bunce H. Protei- nuria and hematuria in school children: Epidemiology and early natural history. J Pediatr ı976; 88:327-47.

9. Vehaskari VM, Rapola J, Koskimies O, Savilahti E, Vilska J, Hallman N. Microscopic hematuria in school children: epidemiology and clinicopathologic evaluation. J Pediatr ı979;95:676-84.

ıo. Fujimura MD, Koch VH, Vaisbich MH, Furusawa EA, Schvartzmann BG, Pozzi RA, et al. Hematuria in children: retrospective study of ı28 pediatric patients.

J Pediatr ı998;74:119-24.

ı 1. Jenson HB. Condition particularly associated with hematuria. In: Serman RE, Kliegman RM (eds) Textbook of Pediatrics, ı6th ed. Philedelphia, WB Saunders, 2000.p. ı577-90.

ı2. Hellerstein S. Long term consequences of urinary tract infections. Curr Opin Pediatr 2000;ı2:125-28.

ı3. Diven SC, Travis LB. A practical primary care approach to hematuria in children. Pediatr Nephrol 2000; ı4:65-72.

ı4. Turi S, Vissy M, Vissy A, Jaszai V, Czirbesz Z, Haszon I, et al. Long-term follow up of chronic reccurent isolated hematuria. Orv Hetil ı 989; ı30:

ı363-66.

ı5. Parekh DJ, Pope JC, Adams MC, Brock JW.The assodation of an increased urinary caldum to erea- tinin ratio, and asymptomatic gross and microscopic hematuria in children. J Uro/ 2002;ı67:272-74.

ı6. Stapleton FB. ldiopathic hypercalduria: assodation with isolated hematuria and risk for urolithiasis in children. The Southwest Pediatric Nephrology Study Group. Kidney Int ı990;37:807-11.

·---

İzmir Tepecik Eğitim Hastanesi Dergisi

(7)

17. Feld LG, W az WR, Perez LM, Joseph DB. Hema- turia. An integrated medical and surgical approach.

Pediatr C/in North America 1997;44:1191-210.

18. Schröder CH, Bontemps CM, Assmann KJM, Stekhoven JHS, Foidart JM, Monnens LAH, et al.

Renal biopsy and family studies in 65 children with isolated hematuria. Acta Paediatr Scand 1990;79:

630-36.

19. Trachtman H, Weiss RA, Bennett B, Greifer I.

lsolated hematuria in children; indications forarenal biopsy. Kidney Int 1984;25:94-9.

20. Lang S, Stevenson B, Risdon RA. Thin hasement membrane nephropathy as a cause of reccurent haematuria in childhood. Histopatho/ogy 1990;16:

331-7.

Çocuklarda hematüri nedenleri 21. Piqueras AI, White RH, Raafat F, Moghal N, Milford DV. Renal biopsy diagnosis in children presenting with haematuria. Pediatr Nephro/1998;12:386-91.

22. Batinic D, Scukanec-Spoljar M, Milosevic D, Nizic L, Vrljicak K, Matkovic M. Renal biopsy in children with isolated microhematuria. Acta Med Craatica 2002;

56:163-6.

Yazışma adresi:

Dr. Funda TÜZÜN

Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi

Eğitim ve Araştırma Hastanesi, !zmir E-posta: turkerfunda@yahoo.com Tel.: O 505 567 84 90

Cilt 15, Sayı 1, Nisan 2005

---·

Referanslar

Benzer Belgeler

濃度下, 能對 HUVEC 產生生長抑制的作用。 3H-Thymidine incorporation 的實驗結果顯示, SDil-1 會抑制內皮細胞 DNA 的合成作用。 利用流式細胞儀

cip ve büyük Cemil Paşa as­ rın, meşhur operatörü, Meşrutiyet inkilâbı zamanlarının sevgilisi Ce­ mil Paşa, Üniversite İnkılâbından sonra

However, in the sectors, health officials have specifics related to the social security of more than 97 million people, indirectly will affect the economy and politics

Buna göre sermaye şirketleri (anonim şirket, limited şirket, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ve benzer nitelikteki yabancı kurumlar sermaye şirketidir),

Kemal Niyazi ondan bahsederken; ayağa kalkmak istiyormuş gibi bir hâli vardı.. Bir gün izzet-î-nefsini okşamak

Ferik İsmail, liva Hüseyin pa­ şalar, miralay Ahmed ve kayma­ kam Tevfik beyler, arnavud fesli zühaf alayı ikinci taburu kuman­ danı binbaşı Ethem, ayni tabur

Bu yük- sek oranlar hastanemize başvuran hastaların komplike İYE geçiren hastalar olması, geçirmiş oldukları ateşli İYE, kültür pozitif İYE ve piyelonefrit atak

Literatüre paralel olarak çalışmamızda 5 olguda (%17) çoklu metabolik bozukluk saptanmıştır. Süt çocukluğu dönemimde üriner sistem taş hastalığı etiyolojisinde