KAY 361 Türk İdare Tarihi
Ders 5(2): 16 Temmuz 2007 Konular: Osmanlı Eyalet İdaresi
Osmanlı Şehirleri ve Ulaştırma Kapitülasyonlar Hakkında
Okuma: Ortaylı, 1979, sf. 183- 205
(205-231 arası iptal), 243-245 .
Osmanlı Eyalet İdaresi
Machiavelli’ye göre her parçası hükümdarın
otoritesine sıkı sıkıya bağlı bir ülke olan Osmanlı İmparatorluğu zaptedilemez ama bir zaptedilirse idaresi çok kolaydır.
Kolayca zaptedilmiş ama hiçbir işgalci kolayca tutunamamıştır.
16. Asır’dan beri Osmanlı yönetiminde belli bir desantrilizasyon göze çarpar.
Geleneksel devlet ve toplum düzeninin bir sonucu
Geleneksel Toplumun Özellikleri
Ulaşım ve haberleşme teknolojisinde organik enerjiden yararlanılır
Taşımacılıkta katır ve deveden, ulaştırmada insan ve attan yararlanılır
Güçlü bir merkezi denetim kurulmamıştır
Mali yönden özerk birimlerden oluşur
Taşradaki birimler bağımsız olarak ekonomik zenginlikten yoksundur
Kurak, bereketsiz topraklar
Bürokrasinin kadroları azdır
İhtisaslaşma bulunmaz
Buna karşın eyaletler coğrafi olarak oldukça büyüktür
Böyle bir devlet düzenine merkeziyetçi denemez
İlk Devirlerde Osmanlı Eyalet İdaresi
İki yetkili yönetici tayin edilirdi
Bir bey (ilk dönemde subaşı) sultanın icrai otoritesini temsil ederdi
Hukuki otoritesini temsil eden bir kadı
Eyalet idaresinde ikili bir denge
Ülke genişledikçe bu sistem yetersiz kaldı
19. Asıra kadar sancak, temel idari birimdi
Tımar sisteminin temel birimi
Tanzimat’tan sonra taşra, vilayetlere bölündü
İlk Devirlerde Osmanlı Eyalet İdaresi
14. Asır başında Rumeli’de , bu asrın sonunda Anadolu’da fetihler artınca sancaklar üzerinde bir kontrol ve eşgüdüm birimi olarak eyaletler kuruldu
Eyaletlerin başına beylerbeyi atandı
15. ve 16. Asırlarda sancak hala temel idari birimdi
Askeri, idari ve mali yönden sancak birimi temel birim
Eyalet kadısı yoktu
Hızlı fetihler sonucunda eyalet sayısı arttı
1520’de 6 eyalet varken, 1610’da bu sayı 32’ye çıktı
İmtiyazlı beylikler bu sayıya dahil değildi
Eflak-Boğdan, Erdel, Kırım Hanlığı, Mekke Şerifliği
İlk Devirlerde Osmanlı Eyalet İdaresi
Tımar sistemi ve örfi kanunların uygulanmadığı özerk eyaletler de vardı
Mısır, Bağdat, Habeşistan, Basra gibi
Yine de bu eyaletlerde yeniçeri garnizonları, kadı ve defterdar vardı
Merkeze “salyane” denen yıllık bir vergi öderlerdi
Beylerbeyi bir kral naibi gibi mahalli beyler üzerinde denetim kurardı
Doğu Anadolu’da sancak idaresi aşiret şeyhlerine verilmişti (Ocaklık, Yurtluk Sistemi)
Şehirleşme az, halk göçebe
Hükümet bazı yerlere kadı tayin ederdi
Bu aşiretler belli sayıda askerle orduya katılırdı
Eyalet Düzeni ve Alt Birimleri
Beylerbeyi eyaletin paşa sancağında otururdu
Beylerbeyi kethudası ve tezkirecisi gibi memurlarıyla beylerbeyi divanını oluştururdu
Eyaletin mali işlerini tımar defterdarı ve hazine kethudası yürütürdü
Sınır eyaletlerinin beylerbeyleri merkeze danışmadan bazı diplomatik kararlar alabilirlerdi
Sancakların alt birimi olan kazalarda subaşı ve kadı bulunurdu
Kazaların alt kademesinde de tımarlı sipahilerin bulunduğu köyler vardı
Eyaletlerin içeriği ve sayısı sürekli değişmiştir
Toprak artışı ve azalışı
19. Asırda bazı liman şehirlerinin (İzmir ve Selanik gibi ) gelişmesi ve ulaşım ağlarındaki değişmeler
Eyalet Ordusu
Beylerbeylerinin hizmetkarları ve muhafız
alayları 16. Asır’dan sonra kalabalıklıklarından beslenemeyip soygunlara başladılar
15. ve 16. Asırlarda eyalet ordusu kapıkulu ordusundan çok daha kalabalıktı
Eyalet ordusu bozuldukça kapıkulu ordusunun önemi arttı
17. Asır sonuna kadar Osmanlı ordusunun
önemli bir bölümünü de imtiyazlı eyaletlerden
gelen askerler oluşturmuştur
Osmanlı İmtiyazlı Eyaletleri
1. Eflak-Boğdan
Çağdaş Romanya’nın bir kısmı ile Moldavya
Haraç karşılığı milli hanedanların yönetimine bırakılmışlardı
Mahalli beylerin seçimi ve padişahın onayı
1711 Prut Savaşı’ndan sonra statüleri değişti
İki bölgeye de Fener Rum aristokrasisi içinden beyler tayin edildi
1861’de iki bölge Romanya Prensliği oldu
1878’de bağımsız krallık oldu
Osmanlı İmtiyazlı Eyaletleri
2. Erdel Beyliği
Kısmen Macaristan, kısmen Romanya’da bulunan Transilvanya (orman boyu) bölgesi
1526 Mohaç Savaşı’ndan beri içişlerinde bağımsız imtiyazlı bir beylik oldu
Krallık, mahalli beylerin seçimi ve padişahın onayı ile
1683 Viyana bozgunu ile burada Osmanlı nüfuzu azaldı
1699 Karlofça Antlaşması ile Avusturya’ya bırakıldı
Osmanlı Yönetimi Macar ulusal kültürünü ve
protestanlığını korudu
Osmanlı İmtiyazlı Eyaletleri
3. Dubrovnik
Adriyatik kıyısında şehir cumhuriyeti
15. Asır’dan beri Osmanlı himayesine girerek Venedik ve diğer İtalyan şehir devletlerinden korundu
Güney Slav ve Rönesans kültürünün kaynaştığı yerlerden biri oldu
1815’de Avusturya’ya geçti
4. Kamuk Şamhalı
Kuzey Kafkasya’daki dağ kabilelerini kontrol eden emir
5. Hicaz Emirliği
Peygamber soyundan gelen Mekke Şeriflerine bırakılmıştı
Osmanlı Garnizonunun gözetimi altındaydı
Bedevi kabilelerinin kontrolünden sorumluydu
Osmanlı İmtiyazlı Eyaletleri
6. Kırım Hanlığı
Osmanlı hakimiyetine 1475’de girdi
Kefe Sancağı doğrudan merkeze bağlandı
Buradaki vali ve garnizon gözetim ve denetim yapardı
Hanlık, Cengiz soyundan gelen Giraylar Hanedanı’nın elindeydi
Osmanlı soyu tükenirse tahta aday hanedan
Kimin tahta geçeceğine padişah karar verirdi
Han, mahalli beylerle beraber karar verirdi
Her yetişkin erkek süvariydi
Osmanlı ordusunun en büyük destek kuvveti
Osmanlı egemenliği altında göçebelikten tarım toplumuna geçildi
Daha 18. Asır’da Bab-ı Ali’den önce ordu ve diğer alanlarda Avrupa usulü reform yapıldı
1783’de Ruslarca işgal edildi
Osmanlı Sultanı’nın hilafet hakları saklı kaldı
Osmanlı Şehirleri
Eski yerleşim merkezlerinin restore edilerek kullanımı
Temel işlev, kırda doğan tarımsal artı ürünün denetimi
Mekansal yapı
Şehir merkezindeki büyük meydanda bir mabet, merkezi devlet ofisi (saray, sancakbeyi konağı) ve Bedesten (lonca binası ve depo)
Merkezin hemen çevresinde zenaatçılar ve esnafın bulunduğu bir çarşı
Bu iş bölgesinden sonra bir konut bölgesi (mahalleler)
Sosyal sınıflaşmaya değil, etnik ve dini farklılığa göre
Şehrin periferisinde azınlıklar (Yahudiler, Rumlar, Ermeniler...)
Bazen göçmen gruplar (Boşnak ve Arnavutlar gibi) ve çingeneler çevredeki ayrı mahallelerde
Şehrin Yönetimi
Şehrin en yüksek yöneticisi kadı
Sancak beyi ve beylerbeyi sürekli seferde
Yargıçlığın yanısıra, idari, mali ve beledi işlevleri de olan bir memur
Merkezden gelen ferman ve emirleri tebliğ eder
Vakıfların da denetimini yapar
Esnaf loncalarını denetler
Dürüst çalışmayan esnafı cezalandırır
İstanbul kadısı Bab-ı Aliye bağlıdır, vilayet kadıları beylerbeyi ve sancak beyinden bağımsızdır
Kadıya, subaşı, muhtesip, mimarbaşı gibi görevliler de yardım eder
Semtlerde kadıyı naibler ve mahalle imamları temsil eder
Kadının Yardımcıları
Subaşı
Her sancak, kazaya denk gelen subaşılıklara ayrılmıştır
Şehirlerde ve kırsal alanda asayişten sorumludur
Suçluları yakalar ama yargılayamaz
Bazı vergileri de toplar
Yatakçılar (asesler)
Geceleri çarşı ve pazar yerlerini beklerler
Ücretlerini dükkan sahipleri öder
Hırsızlıkta ihmalleri görülürse tazminat verirler
Kale dizdarları
Şehrin iç kalesindeki hazine ve evrakı korurlar
Kadının Yardımcıları
Mahalle imamı
Kadının görevlerini mahalle ölçeğinde yerine getirir
Mahallenin mülki ve beledi amiri
Cami vakfından maaş alır
Yangınlarda ve asayişle ilgili konularda mahalleliyi örgütler
Temizlik işlerini denetler
Nüfus kayıtlarını tutar
Mahalle ahalisi için üst makamlara kefil olur
Azınlık mahallelerinde imamın görevlerini papaz ve kocabaşlar üstlenirdi
Cemaatler üzerindeki kontrolün kendi dini liderleri yoluyla yapılması milli hareketlerin geliştiği 19. Asır’da sorunlar ortaya çıkardı
Kadının Yardımcıları
Lonca düzeni
Esnaf Kethudalarının denetim alanları
Alışveriş ve imalatta düzen ve doğruluğun sağlanması
Çarşının temizliği
Çarşı içindeki yol, çeşme, su yolu gibi tesislerin
bakım ve onarımı
Kadının İşlevlerinde Azalma
Yeniçerilik kaldırılınca kadının kontrolcü işlevini yapması mümkün olamadı
1826’de başkentte ihtisap nazırlığı, eyletlerde de ihtisap müdürlükleri kuruldu
Şehirlerin kolluk ve belediye işlevleri ve vergi toplama görevi, narhın tesbiti ve uygulanması
Böylece kadı sadece yargı organı, noter ve vakıf denetçisi durumuna geriledi
1836’da kurulan Evkaf Nazırlığı da vakıf işlerini yüklendi
1846’da kurulan Zaptiye Müşüriyeti kolluk görevini üstlendi
Sonuç olarak ihtisap nazırlığı, yıkılan klasik teşkilatın yerini dolduramadı
Kapitülasyonlar
Osmanlı ticaretinin çöküşünün asıl sebebi tarım ve zenaatlerde yapısal değişmelerin olmayışıdır
Ticaret yollarının kayması sonucu, ticareti çekebilmek için imtiyazlar vermek gerekmiştir
Kapitülasyonlar, temelde gayrimüslimlerin ticaret yapmalarına verilen izindir
Geleneksel ekonomilerdeki kıtlık korkusu yüzünden verilmişlerdir
“Mal olmamasındansa dışarıdan getirilsin” mantığı
Zamanla imparatorluk zayıfladıkça siyaseten verildi
1914’te tek taraflı kaldırıldılar