• Sonuç bulunamadı

KARABAĞLAR BELEDİYESİ ÇALIŞANLARINA YÖNELİK OLARAK 6183 SAYILI KANUN SUNUMU HAZIRLAYAN: ENVER ÇOBAN MALİ MÜŞAVİR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KARABAĞLAR BELEDİYESİ ÇALIŞANLARINA YÖNELİK OLARAK 6183 SAYILI KANUN SUNUMU HAZIRLAYAN: ENVER ÇOBAN MALİ MÜŞAVİR"

Copied!
273
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KARABAĞLAR BELEDİYESİ

ÇALIŞANLARINA YÖNELİK OLARAK 6183 SAYILI KANUN SUNUMU

HAZIRLAYAN: ENVER ÇOBAN MALİ MÜŞAVİR

1

(2)

6183 SAYILI AMME ALACAKLAR TAHSİLİ USULÜ HAKKINDA KANUN

• Bilindiği gibi, Devlet, il özel idareleri ve belediyelerin kamu hukukundan kaynaklı alacaklarının takip ve

tahsil usullerini belirleyen 6183 sayılı Kanun;

• I- Genel Esaslar,

• II- Amme Alacaklarının Cebren Tahsili,

• III- Zamanaşımı, Terkin, Yasaklar, Cezalar ve Son

Hükümler,olmak üzere 3 kısımda düzenlenmiş ve bu kısımlar da kendi içinde bölümlere ayrılmıştır.

2

(3)

KANUNUN KAPSAMI

• Alacaklı amme idareleri; Devlet, il özel idareleri ve belediyelerdir.

• Devlet tüzel kişiliğini oluşturan kamu idareleri, genel bütçeye dahil kamu idareleridir.

• 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu

Devlet tüzel kişiliğini oluşturan kamu idarelerini Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde göstermiştir.

• İl özel idarelerine ilişkin hükümler, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununda,

• Belediyelere ilişkin hükümler ise 5393 sayılı Belediye Kanunu ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununda

düzenlenmiştir. 3

(4)

KANUN KAPSAMI

• Kanun kapsamına, Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait;

• Vergi, resim, harç, mahkeme masrafları, vergi cezaları, para cezaları gibi asli alacaklar,

• Gecikme zammı, gecikme faizi, faiz, zam, pişmanlık zammı gibi asli alacaklar üzerinden hesaplanan fer’i alacaklar,

• Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinden kaynaklanan alacaklar,

4

(5)

KANUNUN KAPSAMI

• Mahiyetleri ne olursa olsun, çeşitli kanunlarda 6183 sayılı Kanundan önce yürürlükte bulunan Tahsili

Emval Kanununa göre tahsil edileceği belirtilen alacaklar,

• Mahiyetleri ne olursa olsun, özel kanunlarında 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edileceği belirtilen alacaklar,

• Bu amme alacaklarının takip masraflarından kaynaklanan alacaklar, girmektedir.

5

(6)

BU KANUNUN UYGULANMAYACAĞI ALACAKLAR

• Aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğan alacaklarına bu kanun uygulanmaz.

• HAKSIZ FİİL:Bir şahsın gerek kasten, gerek ihmal ve tedbirsizlik ile diğer şahıslara verdiği zararı tazmine mecbur olmasıdır.

• Örneğin, bir şoför kamyonu ile belediyeye ait bir

tesise çarpar ve bir zarar meydana getirirse bu haksız fiilden doğan bir zarardır.Bu zarardan dolayı olan

alacağınız 6183 sayılı yasaya göre tahsil edilemez.

6

(7)

HAKSIZ İKTİSAP

• Bir kimsenin haklı bir sebep olmaksızın diğeri zararına iktisapta bulunmasıdır. Örneğin,

belediyede encümen üyelerine veya

memurlarına kanuna aykırı olarak fazla ödeme yapılması veya müteahhide hakedişlerde

yapılan fazla ödemeler haksız iktisaptır.

7

(8)

KANUNDAKİ TERİMLER

• Amme borçlusu veya borçlu terimi:

Amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan

hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini vergi

sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini,

• Alacaklı amme idaresi terimi:

Devleti, İl Özel İdarelerini ve Belediyeleri,

• Tahsil dairesi terimi:

• Alacaklı amme idaresinin bu kanunu tatbik etmekle vazifeli dairesini, servisini, memur veya

memurlarını, 8

(9)

KANUNDAKİ TERİMLER

• Yalnızca mal olarak geçen terim:

Menkul, gayrimenkul "gemiler dahil" mallarla, her çeşit hak ve alacakları,

• Para cezaları terimi:

Adli ve idari para cezalarını

• Tahsil edilemeyen amme alacağı terimi:

Amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının

satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen

amme alacaklarını, 9

(10)

KANUNDAKİ TERİMLER

• Tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi:

Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas

masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip

muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını,

10

(11)

KANUNDAKİ TERİMLER

• Takibat giderleri terimi:

Cebri takibattan kaynaklanan,

zor kullanma, ilan, haciz, nakil ve muhafaza giderleri gibi her türlü giderleri, ifade eder.

11

(12)

TAKİBATA SELAHİYETLİ TAHSİL DAİRESİ

• Takibat, alacaklı amme idaresinin mahalli tahsil dairesince yapılır.

• Borçlu veya malları başka mahallerde

bulunduğu takdirde, tahsil dairesi borçlunun veya mallarının bulunduğu mahalde yapılacak takipleri o mahaldeki aynı neviden amme

idaresinin tahsil dairelerine nıyabeten yaptırır.

12

(13)

YARDIM MECBURİYETİ

• Tahsil dairelerince bu kanuna göre yapılan tebliğ ve verilen emirleri derhal yapmaya ve neticesini geciktirmeksizin tahsil dairesine bildirmeye alakadarlar mecburdurlar.

• Geçerli ve özre dayanmadan bu mecburiyeti yerine getirmeyenler hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur.

13

(14)

BORÇLUNUN ÖLÜMÜ

• 6183 sayılı Kanunun 7 nci maddesinde,

borçlunun ölümü halinde mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında bu Kanun hükümlerinin

tatbik edileceği ve borçlunun ölümünden önce başlanılmış olan işlemlere devam edileceği

açıklanmıştır.

14

(15)

BORÇLUNUN ÖLÜMÜ

• Kanunun 50 nci maddesi gereğince tereke hakkındaki takip işlemleri ölüm günü dahil 3 gün süre ile durdurulacak, 3 üncü günün bitiminden itibaren takip işlemlerine devam edilecektir.

• Terekenin bir mahkeme veya iflas dairesi tarafından tasfiyesini gerektiren hallerde ise takip işlemleri

durdurulacak, terekenin tasfiyesini yürüten mercie takibi gereken amme alacakları bildirilecektir.

15

(16)

BORÇLUNUN ÖLÜMÜ

• 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 590 ve 619 uncu maddeleri gereğince defter tutmaya karar verilmesi halinde, defter tutma işlemlerinin devam ettiği süre içinde terekeye dahil mal varlıklarının satışı

yapılamayacaktır.

• Borçlunun ölümü halinde mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır

16

(17)

MİRASCILARIN SORUMLULUĞU

• Mirasçılar tarafından, mirasın tutulan defter uyarınca kabulü yoluna başvurulmuş olması halinde mirasçıların sorumluluğu;

• a) Amme alacağının deftere kaydedilmiş olması halinde, müteselsilen sorumlu olurlar.

• b) Amme alacağının deftere kaydedilmemiş olması

halinde, amme alacağının 213 sayılı Kanun kapsamında olup olmamasına bakılmaksızın, miras yoluyla iktisap edilen miktar kadarıyla,olacaktır. Yani mirasçılardan her biri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olurlar.

• Mirasın mirasçılar tarafından reddedilmesi ve amme

alacağının tereke varlığından alınamaması halinde, amme alacağı zamanaşımı süresi sonunda terkin edilecektir. 17

(18)

TEBLİĞLER VE SÜRELERİN HESAPLANMASI

• Aksine bir hüküm bulunmadıkça bu kanunda yazılı sürelerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümleri

uygulanır.

18

(19)

213 SAYILI V.U.K’ NA GÖRE SÜRELER

• Vergi Usul Kanunu 18 nci maddesine göre süreler aşağıdaki şekilde hesaplanır:

• 1. Süre gün olarak belli edilmişse başladığı gün

hesaba katılmaz ve son günün tatil saatinde biter;

• 2. Süre hafta veya ay olarak belli edilmişse başladığı güne son hafta veya ayda tekabül eden günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne tekabül eden bir gün yoksa süre o ayın son gününün tatil saatinde biter;

19

(20)

213 SAYILI V.U.K’ NA GÖRE SÜRELER

• 3. Sonu belli bir gün ile tayin edilen sürelerde, süre o günün tatil saatinde biter;

• 4. Resmi tatil günleri süreye dahildir. Şu kadar ki, sürenin son günü resmi tatile rastlarsa tatili takip eden ilk iş gününün tatil saatinde biter.

20

(21)

213 SAYILI V.U.K’ NA GÖRE SÜRELER

• Ayrıca süreler hesaplanırken yine 213 sayılı

kanunun mücbir sebep halindeki sürelerin uzaması (Madde 15)

• Ölüm halinde; “vergi kanunlarında hüküm

bulunmayan hallerde ölüm dolayısıyla mirasçılara geçen ödevlerin yerine getirilmesinde bildirme ve beyanname verme sürelerine üç ay eklenir.”

hükmü (Madde 16) dikkate alınmalıdır.

21

(22)

TEBLİĞ

• Tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzelkişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ

edilir.

• Şu kadar ki, ilgilinin kabul etmesi şartıyla, tebliğin daire veya komisyonda yapılması caizdir.

22

(23)

TEBLİĞ

• Tebliğ mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılır. Tüzelkişilere yapılacak tebliğ, bunların başkan, müdür veya kanuni

temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya

temsilcilerine yapılır. Tüzelkişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılması kafidir.

• Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya

işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır.

(Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak

kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir).

23

(24)

Veli, Vasi ve Kayyımlara Tebliğ

• Mükellef yerine geçen veli, vasi veya kayyım gibi vergi sorumlusu birden fazla olursa, tebliğ

bunlardan yalnız birine yapılabilir.

• Şayet tebliğin mevzuu olan işe ayrı bir vasi veya kayyım bakmakta ise, tebliğ bunlara yapılır.

24

(25)

VASITALI TEBLİĞ

• Kara, deniz, hava ve jandarma eratına yapılacak tebliğler kıta komutanı veya

müessese amiri gibi en yakın üst vasıtasıyla yapılır.

• Bu evrakı derhal tebliğ olunacak kimseye

vermediği takdirde üst tazminle mahkum olur.

Bu cihetin tebliğ evrakında yazılı olması şarttır.

25

(26)

YABANCI MEMLEKETTE BULUNANLARA TEBLİĞ

• Yabancı memlekette bulunanlara tebliğ o memleketin yetkili makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma varsa veya o memleketin kanunları müsait ise o yerdeki Türk siyasi

memuru veya konsolosu tebliğin yapılmasını yetkili makamdan ister. Kendisine tebliğ yapılacak kişi Türk

vatandaşı ise tebliğ Türk siyasi memuru veya konsolosu vasıtasıyla da yapılabilir.

• Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu Bakanlık vasıtasıyla Dışişleri Bakanlığına, oradan da Türkiye elçilik veya konsolosluğuna gönderilir.

• Yabancı memlekette resmi görevle bulunan Türk

memurlarına tebliğ Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla yapılır.

• Yabancı memlekette bulunan askeri şahıslara yapılacak tebliğ, bağlı bulundukları kara, deniz, hava kuvvetleri

komutanlıklarıyla Jandarma Genel Komutanlığı vasıtasıyla

yapılır. 26

(27)

MEMUR VASITASIYLA TEBLİĞ

• Maliye Bakanlığı tebliğleri posta yerine

memur vasıtasıyla da yaptırtmaya yetkilidir. Bu madde hükmünün uygulanmasında da bu

kısımdaki tebliğ esaslarına uyulur.

27

(28)

POSTA İLE TEBLİĞ

• Posta ile tebliğde tebliğ edilecek vesika kapalı bir zarf içinde postaya verilir

28

(29)

BİLİNEN ADRESLER

• Vergi Usul Kanunu ‘na Göre Bilinen Adresler Şunlardır:

• 1. Mükellef Tarafından İşe Başlamada Bildirilen Adresler;

• 2. Adres değişikliğinde bildirilen adresler;

• 3. İşi bırakmada bildirilen adresler;

• 4. Vergi beyannamelerinde bildirilen adresler;

• 5. Yoklama fişinde tespit edilen adresler;

• 6. Vergi mahkemesinde dava açma dilekçelerinde ve cevaplarında gösterilen adresler;

29

(30)

BİLİNEN ADRESLER

• 7. Yetkili memurlar tarafından bir tutanakla

tespit edilen adresler (İlgilinin tutanakta imzası bulunmak şartiyle);

• 8. Bina ve arazi vergilerinde komisyonlarca tahrir varakalarında tespit edilen adresler.

• Mektupların gönderilmesinde bu adreslerden tarih itibariyle tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı nazara alınır.

30

(31)

TEBLİĞ EVRAKININ TESLİMİ

• Tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarf posta idaresince

muhatabına verilir ve keyfiyet muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunur. Muhatabın zarf üzerinde yazılı

adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memuru durumu zarf üzerine yazar ve

mektup posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderilir.

• Muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği, bilinen

adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ

alındısına yazılarak altı beyanı yapana imzalatılır. İmzadan imtina ederse, tebliği yapan bu ciheti şerh ve imza eder ve tebliğ edilemiyen evrak çıkaran mercie iade olunur. 31

(32)

TEBLİĞ EVRAKININ TESLİMİ

• Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin

olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır.

İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemeyerek iade olunursa tebliğ ilan yolu ile yapılır.

• Muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya herhangi bir sebeple imza edemeyecek durumda bulunursa sol elinin baş parmağı bastırılmak suretiyle tebliğ edilir.

• Muhatap tebellüğden imtina ederse tebliğ edilecek evrak önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edilir.

• Yukarıkı fıkralarda yazılı işlemler komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir

zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt

ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunur. 32

(33)

İLAN YOLU İLE TEBLİĞİ

• Aşağıda yazılı hallerde tebliğ ilan yoliyle yapılır:

• 1. Muhatabın adresi hiç bilinmezse;

• 2. Muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse;

• 3. Başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa;

• 4. Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa.

33

(34)

İLANIN ŞEKLİ

• İlan aşağıdaki şekilde yapılır:

• 1. İlan yazısı, tebliğ yapan vergi dairesinin ilan

koymaya mahsus mahalline asılır ve (3) numaralı bende göre ilana çıkarılır. Tebliğin konusu, her biri için ayrı ayrı olmak üzere, birmilyar liradan (393 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2010'dan itibaren 1.500, -TL) az vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ayrıca (3) numaralı bende göre ilan

yapılmaz ve ilan yazısının askıya çıkarıldığı tarihi

izleyen onbeşinci gün ilan tarihi olarak kabul edilir.

• 2. İlan yazısının bir sureti mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilir. 34

(35)

İLANIN ŞEKLİ

• 3. İlan ile yapılan tebliğin konusu (393 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2010'dan itibaren 1.500, -TL -

150.000, -TL) arasındaki vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilan, ilgili vergi dairesinin

bulunduğu yerin belediye sınırları içinde çıkan bir veya daha fazla gazetede yayımlanır. Tutarın (393 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2010'dan itibaren 150.000, - TL ve aşması halinde) aşması halinde ilan, Türkiye

genelinde yayın yapan günlük gazetelerden birinde ayrıca yapılır.

• Tebliğ olunacak evrakın örnekleri yabancı memlekette bulunan mükellefin bilinen adresine ayrıca posta ile gönderilir

35

(36)

İLANIN MUHTEVİYATI

• İlanlarda, tebliğin ilgili bulunduğu vergiler gösterilmek suretiyle adları (Tüzelkişilerde ünvanları) yazılı muhataplara aşağıdaki

hususlar ihtar olunur:

1. İlan tarihinden başlıyarak bir ay içinde ilanı yapan makama bizzat veya bilvekale müracaat etmeleri veyahut taahhütlü mektup veya

telgrafla açık adreslerini bildirmeleri;

2. Kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı.

36

(37)

HATALI TEBLİĞLER

• Tebliğ olunan vesikalar, esasa müessir olmayan şekil hatalarından dolayı hukuki kıymetlerini

kaybetmezler; yalnız vergi ihbarı ile ilgili

vesikalarda mükellefin adının, verginin nevi veya miktarının, vergi mahkemesinde dava

açma süresinin hiç yazılmamış olması veyahut bu vesikaların görevli bir makam tarafından tanzim edilmemiş bulunması vesikayı

hükümsüz kılar.

37

(38)

HATALI TEBLİĞLER

• Bu nedenle eğer hatalı bir tebliğ yapılmışsa ve ve tebligat evrağı zamanaşımına uğramamışsa tebligat yeniden yapılır.

38

(39)

HANGİ KANUNA GÖRE TEBLİĞ

• Burada dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri de 6183 sayılı yasaya göre

yapılacak tebliğlerin 213 Sayılı V.U.K hükümlerine göre yapılacağı 8. maddede açıkça belirtilmiştir.

213 sayılı V.U.K nunda da bu kanunda yazılı olmayan hallerde tebligat kanunu hükümleri geçerli olur hükmü yer almadığından,

Belediyelerin 6183 sayılı saya göre yapılacak tebligat işlemlerinde 7201 sayılı tebligat

kanununa göre işlem yapması söz konusu olamaz.

39

(40)

TEMİNAT İSTEME

• 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344 üncü maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren

haller ile 359 uncu maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat istenir.

• Türkiye'de ikametgahı bulunmayan amme

borçlusunun durumu, amme alacağının tahsilinin tehlikede olduğunu gösteriyorsa, tahsil dairesi

kendisinden teminat isteyebilir. 40

(41)

TEMİNAT VE DEĞERLENMESİ

• Teminat olarak şunlar kabul edilir:

• 1. Para,

• 2. Bankalar ve özel finans kurumlar tarafından verilen süresiz teminat mektupları,

• 3. Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç

borçlanma senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler (Nominal bedele faiz dahil edilerek ihraç edilmiş ise bu işlemlerde anaparaya tekabül eden satış değerleri esas alınır.),

• 4. Hükümetçe belli edilecek Milli esham ve tahvilat "Bu esham ve tahvilat, teminatın kabul edilmesine en yakın borsa cetvelleri üzerinden % 15 noksanıyla

değerlendirilir." 41

(42)

TEMİNAT VE DEĞERLENMESİ

• 5. İlgililer veya ilgililer lehine üçüncü şahıslar tarafından gösterilen ve alacaklı amme

idarelerince haciz varakalarına müsteniden haczedilen menkul ve gayrimenkul mallar,

• Teminat sonradan tamamen veya kısmen

değerini kaybeder veya borç miktarı artarsa, teminatın tamamlanması veya yerine başka teminat gösterilmesi istenir.

• Borçlu verdiği teminatı kısmen veya tamamen aynı değerde başkalarıyla değiştirebilir.

42

(43)

TEMİNAT HÜKMÜNDE OLAN EŞYA

• Bar, otel, han, pansiyon, çalgılı yerler, sinemalar,

oyun ve dans yerleri, birahane, meyhane, genelevler içerisinde bulunan eşya ve malzeme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 270, 271'inci maddeleri

hükümleri mahfuz kalmak şartiyle bu müesseselerin işletilmesinden doğan amme borçlarına karşı

teminat hükmündedir.

• Noterden tasdikli icar mukavelesinde gayrimenkul sahibinin demirbaşı olarak kayıtlı eşya ve malzemesi ile otel, han ve pansiyonlardaki misafir ve kiracıların kendilerine ait eşyaları bu hükümden hariçtir. 43

(44)

TEMİNAT HÜKMÜNDE OLAN EŞYA

• Üçüncü şahısların Medeni Kanunun 688 ve Borçlar Kanununun 222'nci maddelerine müsteniden yapacakları istihkak iddiaları

mahfuz kalmak şartıyla, bu yerlerdeki mallar üzerindeki istihkak iddiaları alacaklı amme idaresinin bu teminat hakkını ihlal etmez.

44

(45)

İHTİYATİ HACİZ

• Madde 13-

• İhtiyati haciz aşağıdaki hallerden herhangi

birinin mevcudiyeti takdirinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere

göre, derhal tatbik olunur.

• 1. 9'uncu madde gereğince teminat istenmesini mucip haller mevcut ise,

• 2. Borçlunun belli ikametgahı yoksa, 45

(46)

İHTİYATİ HACİZ

• 3. Borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalleri varsa,

• 4. Borçludan teminat göstermesi istendiği halde belli müddette teminat veya kefil göstermemiş yahut şahsi kefalet teklifi veya gösterdiği kefil kabul edilmemişse,

• 5. Mal bildirimine çağrılan borçlu belli müddet içinde mal bildiriminde bulunmamış veya noksan bildirimde bulunmuşsa,

46

(47)

İHTİYATİ HACİZ

• 6. Hüküm sadır olmuş bulunsun bulunmasın para cezasını müstelzim fiil dolayısıyla amme davası açılmış ise,

• 7. İptali istenen muamele ve tasarrufun

mevzuunu teşkil eden mallar, bu mallar elden çıkarılmışsa elden çıkaranın diğer malları

hakkında uygulanmak üzere, bu kanunun 27, 29, 30'uncu maddelerinin tatbikini icabettiren haller varsa.

47

(48)

İHTİYATİ HACİZDE BORÇLU TARAFINDAN GÖSTERİLECEK TEMİNAT

Madde 14-

• İhtiyaten haczolunan mallar istenildiği zaman para veya ayın olarak verilmek ve bu hususu

temin için malların kıymetleri depo edilmek yahut tahsil dairesinin bulunduğu mahalde ikametgah sahibi bir şahıs müteselsil kefil gösterilmek

şartıyla borçluya ve mal üçüncü şahıs yedinde haczolunmuşsa bir taahhüt senedi alınarak

kendisine bırakılabilir.

48

(49)

İHTİYATİ HACZE İTİRAZ

• Madde 15-

• Haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlar haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz

komisyonu nezdinde ihtiyati haciz sebebine itiraz edebilirler.

• İtirazın şekli ve incelenmesi hususunda Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur. Bu ihtilaflar vergi mahkemelerince diğer işlere takdimen incelenir ve karara bağlanır. Vergi mahkemelerinin bu konuda verecekleri kararlar kesindir. 49

(50)

İHTİYATİ HACZİN KALDIRILMASI

• Madde 16

• Borçlu, 10'uncu maddenin 5'inci bendinde

yazılı menkul mallar hariç olmak üzere, mezkur maddeye göre teminat gösterdiği takdirde

ihtiyati haciz, haczi koyan merci tarafından kaldırılır.

50

(51)

İHTİYATİ TAHAKKUK

• Madde 17-

• Aşağıdaki hallerden birinin bulunması takdirinde vergi dairesi müdürünün (5345 sayılı Kanun

uyarınca vergi dairesi yetkisini haiz olarak kurulan ve faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında, ilgili grup müdürünün ve/veya müdürün) yazılı talebi üzerine defterdar ve/veya vergi dairesi

başkanı, mükellefin henüz tahakkuk etmemiş vergi ve resimlerinden Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek olanlarla bunların zam ve cezalarının

derhal tahakkuk ettirilmesi hususunda yazılı emir

verebilir. 51

(52)

İHTİYATİ TAHAKKUK

•Vergi dairesi müdürü(5345 sayılı Kanun uyarınca vergi dairesi yetkisini haiz olarak kurulan ve

faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında, ilgili grup müdürü ve/veya müdür) bu emri derhal tatbik eder:

•1. 13'üncü maddenin 1, 2, 3 ve 5'inci

bentlerinde yazılı ihtiyati haciz sebeplerinden birisi mevcut ise,

52

(53)

İHTİYATİ TAHAKKUK

•2. Mükellef hakkında 110'uncu madde gereğince takibata girişilmişse,(amme alacağının alacağına engel olanlar)

•3. Teşebbüsün muvazaalı olduğu ve hakikatte başkasına aidiyeti hakkında deliller elde

edilmişse.

53

(54)

İHTİYATİ HACİZ VE İHTİYATİ TAHAKKUKTA YETKİ

• Bu yasal düzenlemelere bakıldığında 6183 sayılı

A.A.T.U.H. Kanun uygulamasında Belediye Başkan ve yetkililerine verilmiş açık bir yetkilendirme hükmü bulunmamaktadır.

• Oysa Emlak Vergisi uygulanmasında ilgili kanunun 37. maddesinde,

• Belediye Gelirleri Kanununun 102. maddesinde yapılan düzenlemeler ile; Vergi Usul Kanununda

mahallin en büyük mal memuruna verilmiş görev ve yetkiler Belediye Başkanlarına verilmiştir.

54

(55)

İHTİYATİ HACİZ VE İHTİYATİ TAHAKKUKTA YETKİ

• Dolayısıyla bu kanun uygulamasında en büyük mal memuru kavramından, belediye alacakları açısından, Belediye Başkanını algılamamız

gerekmektedir.

55

(56)

İHTİYATİ TAHAKKUK VERİLECEK ALACAKLAR

• a) Gelir Vergisi (geçici vergi dahil),

• b) Kurumlar Vergisi (geçici vergi dahil),

• c) Katma Değer Vergisi,

• d) Damga Vergisi,

• e) Özel Tüketim Vergisi,

• f) Özel İletişim Vergisi,

• g) Şans Oyunları Vergisi,

• h) Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi,

• ı) Veraset ve İntikal Vergisi,

• i) Bu vergilerin gecikme faizi ve vergi aslına bağlı vergi cezaları,

56

(57)

İHTİYATİ TAHAKKUKTA GECİKME FAİZİNİN BAŞLANGIÇ TARİHİ

• İhtiyaten tahakkuk ettirilecek amme alacakları üzerinden hesaplanarak ihtiyaten tahakkuku verilmesi gereken gecikme faizi tutarının

belirlenmesinde, ihtiyati tahakkuk talep

yazısının düzenlendiği tarih esas alınacaktır

57

(58)

İHTİYATİ TAHAKKUKUN NETİCELERİ

• Madde 18-

• Hakkında 17'nci madde gereğince muamele

yapılan mükellefin mezkur maddede yazılı vergi, resim ve cezalarından matrahı belli olanlar, itirazlı olsun olmasın, hesap edilen miktar üzerinden

derhal tahakkuk ettirilir.

• Geçmiş yıllara ve cereyan etmekte olan yılın

geçen aylarına ait matrahı henüz belli olmayan ve 17'nci maddede sayılan vergi, resim ve cezaları

geçici olarak harici karinelere göre takdir yolu ile tespit ettirilen matrahlar üzerinden hesaplanır.

Bu suretle hesap olunan vergi, resim ve bunların zam ve cezaları derhal tahakkuk ettirilir.

58

(59)

İHTİYATİ TAHAKKUKUN NETİCELERİ

• Bu esasa göre tahakkuk eden vergi ve resimler ve bunların zam ve cezaları kanunlarına göre ödeme zamanları gelmeden tahsil olunmaz. Ancak

bunlar için derhal ihtiyati haciz tatbik olunur.

17'nci maddenin 3'üncü bendine giren hallerde ihtiyati haciz muvazaalı teşebbüsten vergi ve

resim bakımından faydalananların malları hakkında tatbik olunur.

• Bu maddedeki geçici takdirler, takdir komisyonları tarafından, talep tarihinden itibaren azami bir

hafta içinde yapılır 59

(60)

İHTİYATİ TAHAKKUKUN DÜZELTİLMESİ

• Madde 19-

• Alacağın özel kanununa göre tahakkukundan sonra, ihtiyati tahakkukla özel kanununa müstenit tahakkuk

arasındaki fark, özel kanununa müstenit tahakkuka göre düzeltilir.

• Bu düzeltmenin yapılabilmesi için verilen beyannamenin tetkik edilerek kabul edilmiş olması,

• İtirazlı tarhiyatta kesinleşmenin vukuu,

• Devlet Şurasına müracaat edilmiş olan hallerde Devlet Şurasından nihai bir kararın çıkmış olması lazımdır.

• İhtiyati tahakkuk mevzuu olan devre beyannamesinin, verildiği tarihten itibaren en geç iki ay içinde tetkiki

mecburidir. Bu müddet içinde tetkik yapılmadığı takdirde, bu sebeple düzeltme geciktirilmez. 60

(61)

İhtiyati Tahakkuka İtiraz

• Madde 20-

• Haklarında ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz tatbik olunanlar ihtiyati tahakkuk

sebeplerine ve miktarına 15'inci madde gereğince itirazda bulunabilirler.

61

(62)

AMME ALACAKLARINDA RÜÇHAN HAKKI

• Madde 21-

• Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya

çevrilmeden evvel o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur.

• Genel bütçeye gelir kaydedilen vergi, resim, harç ile vergi cezaları ve bunlara bağlı zam ve faizler için tatbik edilen hacizlerde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 268 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi hükmü

uygulanmaz.

• Yani, üçüncü şahıslar tarafından haczedilmiş mallar

üzerinde amme alacağı için tatbik edilmiş hacizden önce tesis edilmiş bir rehin bulunmadığı sürece nev’i sınırlaması olmaksızın hacze konu tüm amme alacaklarının ilk haciz alacaklısı üçüncü şahsın haczine iştirak edecektir.

62

(63)

AMME ALACAKLARINDA RÜÇHAN HAKKI

• Rehinli alacaklıların hakları mahfuzdur.

• Ancak, gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli

alacaklardan evvel gelir.

• Borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde amme alacakları imtiyazlı alacak olarak 2004 sayılı İcra ve İflas

Kanununun 206 ncı maddesinin üçüncü sırasında, bu sıranın önceliğini alan alacaklar da dahil olmak üzere tüm imtiyazlı alacaklar ile birlikte işleme tabi tutulur.

63

(64)

AMME ALACAKLARINI KESİP ÖDEMEK MECBURİYETİNDE OLANLAR

• Madde 22-

• Amme alacağını borçlusundan kesip tahsil

dairesine ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahıslar, bu vazifelerini kanunlarında veya bu kanunda belli edilen zamanlarda

yerine getirmedikleri takdirde, ödenmeyen alacak bu hakiki ve hükmi şahıslardan bu kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

64

(65)

Örnek

• Örneğin İmar ile ilgili harçları almadan inşaat ruhsatı verilirse bu harcın ödenmemesi

durumunda bu harcın ödenmesinden ruhsatı verenler borçlu gibi sorumludur.

• Bu belediye personelinden para tahsil edilir.

65

(66)

AMME ALACAĞI ÖDENMEDEN YAPILMAYACAK İŞLEMLER

• Madde 22/A-

• (5766 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle eklenen madde, Yürürlük: 06.06.2008) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumların bu

Kanun kapsamında hak sahiplerine yapacakları ödemeler ile,

• Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları ile,

• Teşvikler ve destekler nedeniyle yapılacak

ödemelerde, 66

(67)

AMME ALACAĞI ÖDENMEDEN YAPILMAYACAK İŞLEMLER

• 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli tarifelerde yer alan ticaret sicil harçlarından kayıt ve tescil harçları,

• Noter harçlarından senet, mukavelename ve kağıtlardan alınan harçlar,

• Tapu ve kadastro harçlarından tapu işlemlerine ilişkin alınan harçlar,

• Gemi ve liman harçları ile diploma harçları hariç olmak üzere (8) sayılı tarifeye konu harçlar,

• Trafik harçlarına mevzu işlemleri ile,

67

(68)

AMME ALACAĞI ÖDENMEDEN YAPILMAYACAK İŞLEMLER

• 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan bina inşaat harcı ve yapı kullanma izin harcına

mevzu işlemlerde;

• Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge

aranılması zorunluluğu getirmeye, bu kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye,

zorunluluk getirilen işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını ve maddenin

uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.

68

(69)

AMME ALACAĞI ÖDENMEDEN YAPILMAYACAK İŞLEMLER

• Maliye Bakanlığı bu yetkisini,

• 30.06.2007 tarihli ve 26568 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel

Tebliğinin ilgili bölümlerine işlenmek üzere

29.06.2008 tarihli ve 26921 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Seri:A Sıra No:2 ve 19.07.2008 tarihli ve 26941 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Seri A Sıra No:3 Tahsilat Genel Tebliğlerinde yer

verilmiştir.

69

(70)

AMME ALACAĞI ÖDENMEDEN YAPILMAYACAK İŞLEMLER

• Bu düzenlemelere göre;

• 22.01.2002 tarihli ve 24648 sayılı Resmi Gazetede

yayımlanan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumların bu Kanun kapsamında hak sahiplerine yapacakları ödemeler sırasında,

• 6/10/2008 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak

sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler

nedeniyle kurumların ilgililere yapacakları ödemeler sırasında,

70

(71)

AMME ALACAĞI ÖDENMEDEN YAPILMAYACAK İŞLEMLER

• Hak sahiplerinin ve ilgililerin Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilmiştir.

• Ancak, eğitim ve öğretime yönelik olarak öğrenim

bursu ve öğrenimle ilgili diğer adlarla ya da 6183 sayılı Kanunun 105 inci maddesinde sayılan tabii afetlere

maruz kalanlara verilen Devlet yardımları, teşvikler ve destekler ile bütçelerine mahalli idarelerin katkıda

bulunduğu kuruluşların proje ve faaliyetleri karşılığında mahalli idarelere sağladığı destekler nedeniyle

yapılacak ödemelerde bu zorunluluk aranılmayacaktır.

71

(72)

VADESİ GEÇMİŞ BORÇ TÜRÜ

• Tür olarak; yıllık gelir, yıllık kurumlar, katma değer, özel tüketim, özel iletişim ve banka ve sigorta

muameleleri vergileri, gelir ve kurumlar vergisine ilişkin tevkifatlar ve geçici vergiler ile bu vergi

türlerine ait vergi ziyaı cezaları, gecikme zam ve faizleri,

72

(73)

BORCUN TUTARI

• Tutar olarak; kapsama giren amme alacaklarının toplam 1.000,- lirayı aşan tutarı,şeklinde

belirlenmiştir.

• Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlarca yapılacak ödeme/işlemler sırasında, tahsil dairelerinin verdiği bilgiye istinaden kapsama giren alacak türlerinin

toplam tutarının 1.000,- lirayı aşmaması halinde, borcun bulunmadığı kabul edilerek gerekli

ödeme/işlemler yapılacaktır.

73

(74)

AMME ALACAĞI ÖDENMEDEN YAPILMAYACAK İŞLEMLER

• Vadesi geçtiği halde ödenmemiş borç

bulunmakla birlikte, yargı mercilerince amme alacağının takibinin durdurulmasına karar

verilmesi veya takibin kanunen durdurulması gereken diğer hallerde, kapsama giren tür ve tutarda borç bulunmasına rağmen vadesi

geçmiş borç durumunu gösterir belge

"ödeme/işlem yapılmasına muvafakat

edildiğini" belirten bir ifadeyle tanzim edilerek borçluya verilecektir.

74

(75)

AMME ALACAĞI ÖDENMEDEN YAPILMAYACAK İŞLEMLER

• Tecil edilmiş amme alacakları, tecil şartlarına uygun olarak ödendiği müddetçe vadesi

geçmiş borç olarak dikkate alınmayacaktır.

• Bu belgeler tanzim edildiği tarihten itibaren 15 gün süre ile geçerli kabul edilecektir.

75

(76)

KAMU İHALE KANUNUNA TABİ KURUMLAR

• Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı;

döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (meslekî kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç) ve tüzel kişiler.

• Kamu iktisadi kuruluşları ile iktisadi devlet

teşekküllerinden oluşan kamu iktisadi teşebbüsleri.

• Sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar.

76

(77)

KAMU İHALE KANUNUNA TABİ KURUMLAR

• Yukarıda belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin

yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler.

• Yapım ihalelerine münhasır olmak üzere, 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar.

77

(78)

AMME ALACAĞI ÖDENMEDEN İŞLEM YAPANLARIN SORUMLULUKLARI

• Takibata selahiyetli tahsil dairesince, bu madde kapsamında getirilen zorunluluğa rağmen borcun

olmadığına dair belgeyi aramaksızın işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara 2.000 TL idari para cezası

verilir.

• İdari para cezası, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir.

• İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir.

• Bu idari para cezaları hakkında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanacaktır.”

78

(79)

Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddi yad Sebebiyle

Mahsuplar

• Tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icap eden amme alacakları, istihkak sahiplerinin reddi yadı yapacak olan amme idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle reddolunur.

79

(80)

İPTAL DAVASI

• 6183 sayılı Kanunun 24 ila 31 inci maddelerinde iptal davalarına ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Bu

hükümlerle güdülen amaç;

• Amme alacağını ödemeyen borçlunun malı

bulunmadığı ya da borca yetmediği takdirde, amme alacağının tamamının veya bir kısmının tahsiline

imkan bırakmamak amacıyla borçlu tarafından

yapılan tek taraflı hukuki muamelelerle borçlunun amacını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin hükümsüzlüğünü sağlamak ve bu yol ile amme alacağını tahsil etmektir.

80

(81)

YETKİLİ MAHKEME

• 6183 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinde, bu Kanuna göre açılan davalara genel mahkemelerde bakılacağı belirtildiğinden, iptal davalarının, iptali istenen

tasarrufun değerine göre sulh hukuk veya asliye hukuk mahkemelerinde açılması gerekmektedir.

81

(82)

İPTAL TALEBİNDE MUHATAP

• Madde 25-

• İptal, borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan

kimselerle, bunların mirasçılarına ve suiniyet sahibi diğer üçüncü şahıslara karşı istenir.

• İptal davasının açılabilmesi için takip konusu amme alacağının ödeme vadesinin gelmiş

(muaccel) olması ve yapılan takip işlemlerine rağmen borçlunun mal varlığından bu alacağın tahsil edilememiş olması gerekmektedir.

82

(83)

HUKUMSÜZ SAYILMADA ZAMANAŞIMI

• Madde 26

• İvazsız Tasarrufların Hükümsüzlüğü Madde 27

• Bağışlama Sayılan Tasarruflar Madde 28-

• Hükümsüz Sayılan Diğer Tasarruflar Madde29-

• Amme Alacağının Tahsiline İmkan Bırakmamak Maksadiyle Yapılan Tasarruflar

Madde 30- larda sözü geçen tasarrufların vukuu

tarihinden beş yıl geçtikten sonra mezkur maddelere istinaden dava açılamaz.

83

(84)

İVAZSIZ TASARRUFLARIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ

• Madde 27-

• Amme alacağını ödememiş borçlulardan,

müddetinde veya hapsen tazyikine rağmen mal beyanında bulunmayanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra

yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür.

84

(85)

BAĞIŞLAMA SAYILAN TASARRUFLAR

• Madde 28-

• 1. Üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlarıyla, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu

derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarruflar,

• 2. Kendi verdiği malın, akdin yapıldığı sıradaki

değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,

• 3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs

menfaatine kaydı hayat şartıyla irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler.

85

(86)

HÜKÜMSÜZ SAYILAN DİĞER TASARRUFLAR

• Madde 29-

• 1. Borçlunun teminat göstermeyi evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan

rehinler,

• 2. Borca karşılık para veya mutat ödeme

vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemeler,

• 3. Vadesi gelmemiş bir borç için yapılan ödemeler.

86

(87)

AMME ALACAĞININ TAHSİLİNE İMKAN BIRAKMAMAK MAKSADİYLE YAPILAN

TASARRUFLAR

Madde 30-

• Borçlunun malı bulunmadığı veya borca

yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak

maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun

hükümsüzdür.

87

(88)

ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARIN HAKLARI VE MECBURİYETLERİ

• Madde 31-

• 27, 28, 29 ve 30'uncu maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini, elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini vermeye bu kanun hükümleri

dairesinde vermeye mecburdurlar. Bunlar

karşılık olarak verdikleri şeyden dolayı alacaklı amme idaresinden bir talepte bulunamazlar.

88

(89)

TASFİYE HALİNDE VAZİFELİLER

• Madde 32-

• Hükmi şahısların tasfiyesinde bunların borçlu bulundukları amme alacaklarını ödeme ve bu kanun hükümlerinin tatbikiyle ilgili vecibeleri tasfiye memurlarına, hükmi şahsiyeti olmayan ortaklıklarla yabancı kurumların Türkiye'deki şube, ajans ve mümessilliklerinin tasfiyesinde bunların vecibeleri tasfiyeyi yürütenlere geçer.

89

(90)

TASFİYE HALİNDE SORUMLULUK

• Madde 33-

• Tasfiye memurları veya tasfiyeyi yürütenler, tasfiyenin

başladığını üç gün içinde ilgili tahsil dairelerine bildirmek mecburiyetindedirler.

• Tasfiye memurları veya tasfiyeyi yürütenler,amme

idarelerinin her türlü alacaklarını ödemeden veya ödemek üzere ayırmadan önce tasfiye sonucunda elde edileni

dağıtamazlar veya bunlar üzerinde herhangi bir şekilde tasarrufta bulunamazlar. Aksi halde tahakkuk etmiş ve edecek amme alacaklarından tasfiye memurları veya

tasfiyeyi yürütenler şahsen ve müteselsilen mesul olurlar.

Bu mesuliyet yapılan tasarrufların ifade ettiği para miktarını geçemez.

90

(91)

ORTAKLIĞIN FESHİNİ İSTEME

• Madde 34-

• Borçluya ait mal bulunmadığı veya amme alacağını karşılamaya yetmediği yahut borçlu veya ortaklık tarafından bu kanuna göre teminat gösterilmediği takdirde, borçlunun sermayesi eshama münkasim (Paylara bölünmüş)olmıyan ortaklıklardaki

hisselerinden amme alacağının tahsili için genel hükümler dairesinde ortaklığın feshi istenebilir.

• Sermayesi eshama münkasim komandit şirketlerinin komandite şeriklerinin borçları için bu madde hükmü mezkur şirketler hakkında da tatbik olunur.

91

(92)

LİMİTED ŞİRKETLERİN AMME BORÇLARI-Md-35

• 29.7.1998) Limited şirket ortakları, (5766 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle değişen ibare, Yürürlük: 06.06.2008)

şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya

tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.(**)

• (5766 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle eklenen fıkra, Yürürlük: 06.06.2008) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden

birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.

(***)

92

(93)

LİMİTED ŞİRKETLERİN AMME BORÇLARI Madde 35

• (5766 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle eklenen fıkra, Yürürlük: 06.06.2008) Amme alacağının

doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu

şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. (****)

• (*) (5766 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) şirketten tahsil imkanı bulunmayan

• (**) (4369 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) Limited ortaklıklarının amme borçları

93

(94)

35 MADDENİN AÇIKLANMASI

• Limited şirketlerden tamamen veya kısmen tahsil

edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının ortaklardan tahsil edebilmek için

• 1- öncelikle ortakların ve kanuni temsilcilerinin kim olduklarının ve ortaklık hisselerinin tespiti

gerekmektedir. Bu da ticaret sicil memurluğu

kayıtlarından, ticaret sicil gazetesinden,ana sözleşmeden ve pay defterinden tespit edilmelidir.

• 2-Her bir ortağın sermaye hissesine göre takip konusu olan amme alacağından sorumlu olduğu tutar

belirlenmelidir.

94

(95)

35 MADDENİN AÇIKLANMASI

• 3-Şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının

ödenmesinden sermaye hissesi oranında sorumlu tutulması gereken ortağın, hissesini devredip

devretmediği araştırılacak, hisse devrinin söz konusu olduğu hallerde, devralan şahsın devir tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş şirket borçlarından sorumlu tutulacağı tutar tespit edilecektir.

• 4-Ortaklar hakkında takip muamelesine 6183 sayılı

Kanunun 55 inci maddesine göre tanzim edilecek ödeme emrinin tebliği suretiyle başlanılacaktır.

• 5- Şirketin borcunu ,şirketin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemediği veya edilemeyeceğinin anlaşılmasının ortaya konulması gerekmektedir.

95

(96)

35 MADDENİN AÇIKLANMASI

• 5- Şirket borcunun ,şirketin mal varlığından

tamamen veya kısmen tahsil edilemediği veya edilemeyeceğinin anlaşılmasının ortaya

konulması gerekmektedir.

96

(97)

TAHSİL EDİLEMEYEN AMME ALACAĞI TERİMİ

• “Amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması

sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil

edilemeyen amme alacaklarını,”

97

(98)

TAHSİL EDİLEMEYECEĞİ ANLAŞILAN AMME ALACAĞI TERİMİ

• “Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin

amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme

borçlusundan aranılan amme alacağının iflas

masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen

takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını,”

şeklinde tanımlanmıştır

98

(99)

ORTAĞIN ŞİRKETTEKİ SERMAYE PAYINI DEVRETMESİ HALİNDE

• Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar

devir öncesine ait olan ve devir tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan amme alacaklarının

ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacaktır

99

(100)

BORCUN DOĞDUĞU VE ÖDENMESİ GEREKTİĞİ ZAMANDA PAY SAHİPLERİNİN FARKLI KİŞİLERİN OLMASI

• Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan

teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil

edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda farklı kişiler olması halinde söz konusu kişiler, amme alacağından müteselsilen sorumludurlar

100

(101)

GERİYE DÖNÜK UYGULAMA

• 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 nci

maddesinde 5766 sayılı Kanunla yapılan

değişikliklerin usul hükümlerine yönelik olması ve 5766 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi

hükmü gereğince 5766 sayılı Kanunun

yürürlüğe girdiği tarih olan 06.06.2008 tarihi itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme

alacakları için de uygulanacaktır

101

(102)

KANUNİ TEMSİLCİLERİN SORUMLULUĞU

Mükerrer Madde 35-

• Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil

edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanunî temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

• Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye'deki mümessilleri hakkında da uygulanır.

102

(103)

KANUNİ TEMSİLCİLERİN SORUMLULUĞU

• Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanunî temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait

sorumluluklarını kaldırmaz.

• Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya

mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu

edebilirler.

103

(104)

KANUNİ TEMSİLCİLERİN SORUMLULUĞU

• Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar

olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.

• Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz.

104

(105)

BİRDEN FAZLA KANUNİ TEMSİLCİ BULUNMASI

• Amme borçlusunun birden fazla kanuni

temsilcisi bulunduğu takdirde, ilgili kanunlara göre kanuni temsilcilerin sorumluluk şekline bakılacak ve müşterek ve müteselsil sorumlu olanlar hakkında tahsil edilemeyen veya

edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının tamamı için her birine ayrı ayrı ödeme emri düzenlenmek suretiyle takibe geçilecektir.

105

(106)

ANONİM ŞİRKETLERDE AMME ALACAĞIN TAHSİLİ

• 6762 sayılı Kanunun 317 nci maddesinde; “Anonim şirket idare meclisi tarafından idare ve temsil

olunur.” hükmü yer almaktadır

• Türk Ticaret Kanununun 319 uncu madde hükmü, yönetim kuruluna ait olan şirketi temsil ve idare yetkisinin; esas sözleşme ile yönetim kurulu

üyelerinden en az biri veya birden fazlasına veya esas sözleşmede genel kurula veya yönetim

kuruluna verilecek yetki ile yönetim kurulu üyesi

olmaları şartıyla murahhas üyelere veya şirkette pay sahibi olmasalar bile sorumlu müdürlere

devredilebileceğine ilişkindir. 106

Referanslar

Benzer Belgeler

 Ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve

düzenlenmek suretiyle tahsiline yetki verilmiştir. Belirtilen alacaklar dışında PTT iş yerlerinin Devlete ait alacaklardan, vergi dairelerince tahsil edilen herhangi bir amme

“Devlete ait olup 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu kapsamına giren amme alacakları ile bunlara ait zam ve cezalarını ödeme emrinin tebliğ

"d) Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi borcu bulunmadığının tespit

Bu yerlerde gerek görülen hallerde Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek vergiler için muhtarın veya ihtiyar kurulu üyelerinden birinin huzuriyle (huzurda) tahsil

Haczedilen mal borçlunun elinde olmayıp da, o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs elinde ise keyfiyet, haczi yapan memur tarafından

“Devlete ait olup 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu kapsamına giren amme alacakları ile bunlara ait zam ve cezalarını ödeme emrinin tebliğ

Beş dil bilen bir bilim insanı olarak diyorum ki Türkçe en iyi bilim dilidir.