SİFİLİS
(Frengi, Luesw, Şankr) Etyoloji:
Etken Treponema Pallidum (Spiroket) Epidemiyoloji:
Konjinal olarak ve tüm yaş gruplarında görülür. Tüm cins, ırk ve ülkelerde
görülebilir. Kırsal bölgelerde ve geri kalmış bölgelerde daha çok görülür. Genelevde çalışan kadınlarda daha çok görülür.
Bulaşma Yolları:
1) Konjenital Sifiliste: Anneden pleanta ile, 2) Akkiz Sifiliste: Kan transfüzyonu, cinsel
temas, öpüşme, taze kontamine eşyalar (bardak, kilot, masum sifilis)
Bulaştırıcılık Süresi:
• Hastalığın başlangıcında, açık lezyonların bulunduğu devrede bulaştırıcıdır.
• İlk lezyonlar, tedavi edilmezse 1 yıl bulaştırıcıdır.
• Lezyonlar tekrarlarsa 5 yıl kadar bulaştırıcı olur.
• Tedaviye başlanırsa 24 saat sonra bulaştırıcılık kalkar.
İnkübasyon Süresi:
Akkiz sifilizde: Ortalama 21. gün
enfekte olur. İnkübasyon süresi yoktur.
Patoloji
Etken girdiği yerde sert şankr yapar.
Spriroket olan treponema pallidum vazkülotropizm gösterir.
Lezyonun olduğu yerde hücre infiltrasyonu olur, özellikle fibrobiastrların toplanmasıyla,
lezyonlarda fibrotik değişiklikler olur. Sertleşir.
Sifilis genel olarak bir damar hastalığıdır.
Damarlarda filebit oluşur.
Spiroketler epidermiste ve damarların etrafında kolayca bulunur.
Sifilis klinik bulgularına göre 5 grupta incelenir.
1- Primer Sifilis veya Sifilisin Erken Bulguları:
Temas eden yerde şankr oluşur. Genellikle bir tanedir.
Genital bölgelerde görülen şankra; Genital şankr, diğer bölgelerde olan şankra ise; Extragenital şankr denir.
Seconder enfeksiyon yoksa şankr ağrısızdır. Satellit olur. Seröz görünümündedir.
Primer sifilis tedavi edilmezse 3-6 haftada
kendiliğinden önce atrofik bir skatris bırakarak iyileşir.
2- Seconder Sifilis veya Sifilisin Geç Bulguları:
Primer sifilisin bulgularından 6 hafta sonra görülür.
Bu bulgular şunlardır; deri döküntüleri, generalize
adenit, iritis, pyeriostitis, müköz plakları vb. en çok görülen bulgu deri döküntülerdir. Polimorfizim
gösterir. Lezyonlar simetrik ve bilateraldır. Çoğu kez kaşıntısızdır.
Döküntülerden sproketa pallidum izole edilir. Alopesi, kulak arkasındaki saçlarda dökülme olur.
Müköz plakları ağızda dudakların iç tarafına da boğazda serviste olabilir, çok bulaştırıcıdır.
Condilomata:
Genital bölgede, anüste, mantar görünümünde döküntüler olur.
Adale ağrısı, boğaz ağrısı ve ateş olur.
Bazen menenjit bulguları görülür.
Bazı vakalarda protenüri hemorajik nefrit, EKG değişiklikleri ve karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluk olur.
Latent Sifilis:
Gizli sifilis bulguları; bu hastalarda klinik bulgu yoktur.
Ancak serolojik pozitif çıkar.
Tüm sifilislerde bazı devreler latent olur, bazı hastalar hayat boyu latent kalır.
Gebelerde 4 yıl boyunca VDRL testi negatif çıksa bile, bebeğe bulaşılacağı kabul
edilir.
Geç Sifiliz:
Etken tüm organlara yayılmıştır.
Daha çok santral sinir sistemi,
kardioyasküller bulguları görülür.
Deri bulguları, hudutları belirgin, yüzeysel atrofi gösteren nodüller karakterdedir.
Kemik lezyonları görülür. Tibia ve dizlerde dejenerasyon görülür.
Konjenital Sifilis:
• Spiroketlerin, plasenta yoluyla gebeliğin 16.
haftasından (4.ay) itibaren anneden fetüse geçmesiyle oluşur.
• Deride makülopapüler döküntüler,
• Burunda, ağızda ve anüste lezyonlar, kondülomalar,
• El ve ayaklarda şişlik, tırnak deforniteleri,
• Alopesi (saç ve kaş dökülmesi),
• Rinit, kanlı müküslü burun akıntısı, semer burun, kemik lezyonları,
• Gözlerde iritis, pupil değişikliği, optik atrofi,
• Menenjit bulguları, hidrosefali, sağırlık, pnömoni, hepatit, splenomegali görülür.
• Birçok hastalığı taklit eder.
• Gebelikte erken sifilis safhasında teşhis edilip tedavi edilirse bebek sağlam
doğabilir, aksi halde düşebilir veya konjenital sifilisli doğabilir.
Laboratuvar Bulguları:
Lezyonlardan alınan materyal “karanlık saha mikroskobu” ile incelenirse spiroketler
görülür.
Röntgende kemik lezyonları görülür.
Antikor ve non-traponemal testler pozitif ise kesin tanı konabilir.
Tanı:
Konjenital sifiliste kord kanından bir miktar alınarak VDRL testi yapılmalı.
Nörosifilis düşünülen vakalarda likör
incelemesi diğer tüm sifilis vakalarında klinik bulgular ve laboratuvar bulguları kullanılır.
Tedavi:
Spesifik tedavide; penicillin kullanılır.
Hassasiyet durumunda tetrasiklin ve eritromisin kullanılır.
Endotoksinlerin etkisiyle lezyonlar alevlenir.
Bu durumda ilaç kesilerek yatak istirahatı verilir.
Korunma:
• İhbarı zorunludur
• Hastalar tecrit edilmelidir
• Hastalar tedavi edildikten sonra iki yıl süre ile izlenmelidir
• Salgınlarda tüm toplum diğer zamanlarda genel evlerde çalışanlarda portör taraması yapılmalıdır
• Filiasyon mutlaka aranmalıdır
• Halk bulaşma yolları hakkında eğitilmelidir
• Evlenecek olanlara VDRL testi yapılmalıdır
• Pozitif olanlar negatif çıkıncaya kadar tedavi edilmeli ve evlenmeleri
engellenmelidir
• Eşyalar ve çevrenin dezenfeksiyonu gerekir
• Aşı veya serumu yoktur
• Kemoprofilaksi şüpheli durumlarda kullanılır
• En iyi korunma hasta olduğu düşünülen kişilerden uzak durmaktır.
ŞARBON
(Antrax, Karaçıban) Etyoloji:
Etken, Basillus Antracis, Gram(+),
hareketsiz, sporlu, aerop bir basildir.
Epidemiyoloji:
Gelişmiş ülkelerde görülmemekle birlikte dünyada eradike edilmiş değildir.
Ülkemizde hayvanlar arasında endemik olarak görülmekte insanlarda da
bulunmaktadır.
• Basillus Antracis
• Şarbon, en fazla koyun, keçi, sığır, manda daha az olarak da deve, geyik, domuz ve atlarda görülmektedir.
• Hastalık her yaş ve her cinste görülmekle birlikte, kırsal kesimde, orta yaş erkeklerde daha sık görülmektedir.
• Daha çok yaz mevsiminde görülür.
• Özellikle müslüman ülkelerde kurban bayramlarında kentlerde de görülür.
İnkübasyon Süresi: Giriş kapısına göre değişir, ortalama 1-10 gündür.
Bulaşma Yolu:
Enfeksiyon insanlara enfekte hayvanlardan, direkt veya deriden, sindirim ve solunum sisteminden indirekt bulaşır.
Kaynağına göre 3 şekilde bulaşma vardır:
1. Endüstriyel Kaynaklı Bulaşma: Keçi kılı yün, deri, et kesim ve işlenmesi sırasında oluşur.
Hastalığın eradike edildiği gelişmiş ülkelerde, ithal edilen hayvansal ürünlerden, daha çok akciğer şarbonu şeklinde bulaşır.
2. Tarımsal Kaynaklı Bulaşma:
Enfekte hasta hayvanların kesilmesi, ölen hayvanların derilerinin değerlendirilmesi sırasında vücudun açık bölgelerinden bulaşır.
Bu nedenle kırsal kesimde hayvancılıkla uğraşanlarda sık görülür. İnsandan insana bulaşma çok nadirdir.
3. Laboratuvar Kaynaklı Bulaşma: Nadirdir.
Son yıllarda biyolojik silah olarak laboratuvarlarda şarbon basili
üretilmektedir.
Patoloji:
Genellikle sporları olmak üzere bazen Basillus Antracis bütünlüğü bozulmuş
deriden, sporlar solunum yolundan
akciğerlere, enfekte etlerin yenmesi ile GİS’den organizmaya girer.
Şarbon sporları organizmaya girdikten sonra 3 ayrı toksin (egzotoksin) oluştururlar:
PA: Protektif Antijen LF: Letal Faktör
EF: Ödem Faktör
• Tam olarak bir toksin belirlenemediği için antitoksik serum elde edilememiştir.
• Bu toksinlerin her birinin tek başına bir toksik etkisi yoktur.
• Birbirlerine etki ederek patoloji oluştururlar.
• Ancak hastalıkta oluşan antikor PA’ya karşıdır.
• Deriden giren şarbon sporları, egzotoksin üreterek dokuda nekroz oluşturur.
• Deride; papül, vezikül ve krut oluşur.
• Eğer enfeksiyon, yüz- boyun gibi deri altı gevşek bağ dokusu bölümünden alınırsa, lokalize kalamaz yayılır.
• Buna Püstüla Maligna adı verilir.
• Bazen bölgesel lenf bezlerine oradan da dolaşıma katılarak; menenjit, pnömoni ve şarbon sepsisi oluşturabilir.
• Genellikle akciğer ve GİS şarbon
olgularında, şarbon sepsisi oluşur, deri şarbonunda daha nadirdir.
• Basiller kan dolaşımında ölüme yakın görülür.
• Ölümden 2-3 saat sonra deri siyah bir renk alır.
• Ağız, burun, vajen ve anüsten kahverengi bir sıvı çıkar.
• Akciğer, mide, bağırsak ve peritonda ödem ve hemorajiler görülür.
• Dalak ve karaciğer büyümüş ve siyah bir renk almıştır.
Klinik Bulgular:
Şarbon sporunun giriş yerine göre 3 klinik şekil oluşur:
1. Deri Şarbonu
2. Akciğer Şarbonu
3. Gastro İntestinal Şarbon
Deri Şarbonu
• Vakaların %95’i bu şekildedir,
• Etkenin giriş yerinde hafif yanma ve kaşıntı olur.
• Süratle makül ve papül şekline dönüşür.
• 1 gün sonra içi kanlı siyah bir vezikül oluşur.
• Vezikülün etrafında eritem oluşur.
• Vezikül zamanla patlar ve siyah bir krut oluşur.
• Zamanla primer vezikülün etrafında başka veziküller oluşur.
• Deri şarbonu, püstüla maligna
• El sırtı gibi deri altı bağ dokusu az olan bölgelerde, deri şarbonu bu şekilde
seyreder ve Püstüla Maligna denir.
• Yüz ve boyunda oluşan vakalarda ödem çok fazla olur. Hatta göğse kadar inebilir.
• Ödem üzerinde büller vardır, buna Ödema Maligna denir.
• Bazen ödemden dolayı gözler kapanabilir.
• Genel enfeksiyon belirtileri yanında ağır toksemi ile seyreden sepsis gelişebilir.
Akciğer Şarbonu
• Şarbon sporlarının inhalasyon ile solunum yolundan alınmasını takiben 1-5 gün
içinde hafif ateş, kırgınlık, yorgunluk şeklinde genel enfeksiyon belirtileri görülür.
• Daha sonra remittent ve intermittent
şeklinde 39-40 dereceye yükselen ateş,
öksürük, kanlı balgam, taşikardi, dispne ve siyanoz görülür.
• Birçok vaka şuur bulanıklığı ve koma gelişerek ölümle sonuçlanır.
• Radyolojik olarak pnömoni ve
bronkopnömoniye benzer infiltrasyon gözlenir.
• Mediastinal lenf adenite bağlı mediastinal genişleme tespit edilir.
Gastrointestinal Şarbon
• Enfekte hayvanın etinin yeterince
pişirilmeden yenmesi sonucu şarbon sporları gastrointestinal olarak alınmış olur.
• Daha çok ileum ve çekum bölgesine yerleşir.
• Bağırsak mukozasında gangrenöz lezyonlar meydana gelir.
• Rejional lenf bezlerini de tutar.
• Tüm bağırsak ödemlidir, peritonit gelişebilir.
• Akut batın sendromu oluşur; karın ağrısı, bulantı, kusma, kanlı ve iltihaplı ishal
oluşur.
• Sepsis ve septik şok gelişebilir.
• Nadiren lezyonlar orofarenkste oluşabilir.
• Bu durumda yutma güçlüğü ve boğaz ağrısı görülür.
• Boyundaki lenf bezleri şişer.
Laboratuvar Bulguları:
• Deri Şarbonunda; lezyon materyali gram boyaması yapılır Gram (+)
• Akciğer şarbonunda balgam,
• Bağırsak şarbonunda gaita ve periton mayiinden direk preparat hazırlanır. Metilen mavisi ile
boyama yapılır ve basiller görünür.
• Kanlı agara ekim yapılarak görülebilir.
• Şarbon sepsisinde kandan izole edilir.
• Menenjit gelişirse, BOS direk boyama veya kültür yapılır.
Tanı:
• Hastanın mesleği ( hayvancılık, lab.işçisi, hayvansal ürünlerle çalışma vs.)
• Laboratuvar bulguları,
• Serolojik testler: ELİSA, Mikrohemaglitünasyon,
Tedavi:
• Spesifik tedavide: Penicillin kullanılır.
Hassasiyet durumunda, Eritromisin veya Tetrasiklin.
• Semptomatik tedavide: Yara ve lezyona çıplak elle dokunulmamalıdır. %01’lik
Rivanol solüsyonuyla pansuman yapılır.
Septik şokla mücadele edilir, volüm açığı giderilir, hipoksik vakalarda oksijen
kullanılır.
• B. Antracisi fagosite eden nötrofil
Korunma:
• Veterinerlerle işbirliği yapılır,
• Hayvancılıkla uğraşanlara eğitim verilir,
• Şarbon sporları toprakta uzun süre kalabilir, bu nedenle şarbonun endemik olduğu bölgelerde, ilgili meralar yakılır.
• Hayvanların aşılanması gerekir.
• Hasta ve hastalıktan ölen hayvanların etleri yenmemelidir.
• Derileri kullanılmamalıdır.
• Ölen hayvan derin çukura gömülüp, üzerine sönmemiş kireç dökülür ve su dökülür.
• İnsanlar için hazırlanan aşısı da vardır. Risk altındakilerde kullanılır.