• Sonuç bulunamadı

KAN HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KAN HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI"

Copied!
73
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KAN HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK

BAKIMI

Prof. Dr. Tülin BEDÜK

(2)

KAN HASTALIKLARI VE BAKIMI

Kan damarların içinde dolaşan sıvı bir ortamdır.Plazma(%55) ve şekilli

elemanların (%45) karışımından oluşur

Kan hücrelerinin yapımından sorumlu organlar;kemik iliği,dalak,karaciğer ve lenfoid dokulardır.

Kan ve kan yapıcı organlarla ilgili bilim

dalına HEMATOLOJİ denir.

(3)

ERİTROSİTLER

Bikonkav,çekirdeksiz,disk şeklinde

hücrelerdir.Yaşam süreleri 120 gündür.

Eritrosit yapımı için çeşitli besin maddeleri gerekir.Bunlar:demir,B12 ve folik

asit,vit.C,proteindir.

Eritrosit yapımı böbreklerden salgılanan eritropoietin hormonunun kontrolündedir Doku pO2sinin artması eritropoietin

salgısını azaltır.pO2 azaldıkça yapımı artar.

(4)

Bilirubin Metabolizması

Yaşlanan eritrositler RES organlarında parçalanınca Hem+Globin açığa çıkar.

Geride bilirubin adı verilen madde kalır hemoglobinden ayrılan demir tekrar yeni eritrositlerin yapımında kullanılmak üzere vücudun demir depolarında saklanır.

Globin bir proteindir.Amino asitlere

parçalanır.

(5)

Bilirubin

Metabolizması(2)

Bilirubin ise karaciğere gider.Orada

glukronik asitle birleşip safraya geçer. Safra ile bağırsağa dökülür. Bağırsakta

az bir kısmı emilerek karaciğere

döner,Bağırsakta kalan büyük kısmı ise bağırsak bakterilerinin etkisi ile sterkobilin ve ürobiline dönüşür.Sterkobilin dışkıya

rengini verir.Ürobilin ise bağırsaktan emilip

kana geçer.Böbrekten atılarak idrara rengini

verir.

(6)

Bilirubin’in Özellikleri

Bilirubin sarı renkli bir

maddedir.Hemoglobinin parçalanması ile açığa çıkarak karaciğere gelen

bilirubine “indirekt bilirubin” adı verilir.

İndirekt bilirubin karaciğerde glukronik asitle birleşerek suda eriyebilir hale

gelir ve “direkt bilirubin adını alır.Direkt

bilirubin idrara geçerek dışarı atılır.

(7)

LÖKOSİTLER

Eritrositlerden daha büyük,çekirdekli hücrelerdir.İki temel tipi vardır

(a)Polimorfonükleer lökositler:toplam lökositlerin %75 ini oluşturur.Üç tipi vardır;nötrofil,bazofil,eozinofil.

(b)Mononükleer lökositler:bunların da iki tip

vardır;monositler ve lenfositler.Lenfositler de

B ve T olmak üzere iki tiptedir.

(8)

TROMBOSİTLER

Çekirdeksiz ve oldukça küçük hücrelerdir.Hayat süreleri 9-11

gündür.Kanın pıhtılaşma sürecinde rol oynarlar.Bir milimetreküp kandaki

değeri 250000-500000 dir.

Olgunlaşmamış kan hücrelerine blast

adı verilir.

(9)

Kan Hastalıklarında Kullanılan Tanı İşlemleri

Eritrosit Sayımı

Hemoglobin:M:14.0-18, FM:12.0-16gr

Htc(hematokrit):M:42-52,FM:37-47

Lokosit sayımı

Periferik yayma

Trombosit Sayım

(10)

Tanı İşlemleri(2)

Serum Bilirubini

Direkt Bilirubin:0.1-0.3 mg/dl İndirekt Bilirubin:0.2-0.8 mg/dl Total Bilirubin:0.1-1.0 mg/dl

Retikülosit sayımı: normalde 1 milimetre küp kandaki değeri 25000-75000 dir, total eritrosit sayısının %1-2 si kadardır.

(11)

Tanı İşlemleri(3)

Kemik iliği aspirasyonu:İlik ilyak

kemik,sternum ve vertebraların spinal çıkıntılarından alınır.0.5mmküp

yeterlidir.Alınan materyal lam üzerine yayılır.Boyanarak mikroskopta

incelenir.Aspirasyonla ilik alınamadığı

durumlarda kesici iğnelerle ya da açık

cerrahi ile kemik iliği biyopsisi yapılır.

(12)

Kemik iliği Aspirasyonu öncesi ve sonrasında

Bakım

İşlem Öncesinde

Hastaya işlemin amacı açıklanır.

Huzursuz ise sedatif verilebilir.

Bölgeye göre uygun pozisyon verilir.

Bölge aseptik teknikle temizlenerek

steril örtüyle örtülür.

(13)

İşlem Sonrasında

Kanama kontrolu ve bölgeye buz paketi ve hafif basınç uygulanır.

Bölge enfeksiyon açısından 2-3 gün izlenir.Enfeksiyon belirtileri varsa

hekime rapor edilir.

Alınan materyal hemen laboratuvara

gönderilir.

(14)

Tanı işlemleri (4)

Coombs Testi:Direkt ve indirekt

coombs testi olmak üzere iki şekilde uygulanır.Her ikisinde de eritrositlere karşı antikor gelişip gelişmediğine

bakılır.

Ürobilinojen Testi:İdrar ve dışkıda

ürobilinojen atılımını belirlemek için

yapılır.

(15)

Tanı işlemleri (5)

Serum Demir Düzeyi:plazmada transferrine çevrilen demir düzeyini verir.60-190 mg7dl dir.

Diyetle aldığımız demir Fe(+++) 3

değerliklidir.Bu demir (++) ye indirgenerek

ince bağırsaktan emilir.Plazmaya geçince

bir plazma proteini olan globin ile birleşerek

transferrin adını alır.Transferrin kemik iliğine

taşınarak hemoglobin yapımında kullanılır.

(16)

Tanı işlemleri (6)

Total demir bağlama kapasitesi:Plazmadaki transferrin değerini verir.250-420 mg/dl dir.

Serum demir düzeyi/Total demir bağlama kapasitesi=Transferrin saturasyon yüzdesi Serum demirini belirleyen testler için hastaya

kan transfüzyonu yapılmamış olması,ayrıca

testten 12 saat öncesine kadar demir içeren

besinler yememiş olması gereklidir.

(17)

Tanı işlemleri (7)

Kanama Zamanı:Kulak memesi veya

parmak ucu steril lansetle delinir.kanamanın ne zaman durduğu izlenir.Kan normalde 3-8 dakika içinde pıhtılaşır.

Pıhtılaşma Zamanı:Kan temiz bir tüpe konur.30saniyede bir pıhtılaşıp

pıhtılaşmadığını anlamak için

eğilir.Normalde kan 3-8 dakika içinde

pıhtılaşır

(18)

Tanı işlemleri (8)

Protrombin zamanı:hastadan alınan kan ogzalatlı bir tüpe konur.Daha sonra

buna kalsiyum iyonu ve doku ekstresi

katılır.Kalsiyum eklenmesinden sonra

kanın pıhtılaşmasına kadar geçen süre

ölçülür.Buna PTZ adı verilir.Normalde

12 saniye olup yönteme göre değişiklik

gösterir.

(19)

Tanı işlemleri (9)

Hemoglobin Elektroforezi:kandaki hemoglobin tiplerinin yüzdelerini

ayrıştırmak için uygulanan bir testtir.

(20)

ERİTROSİT HASTALIKLARI

ANEMİLER

Dolaşımdaki hemoglobin miktarının dolayısıyla eritrosit miktarının kişinin yaş ve cinsiyetine göre normalden az oluşudur.

Anemiler eritrosit içindeki hemoglobin

miktarına ve eritrositlerin hacmine göre

sınıflandırılırlar

(21)

Eritrosit içindeki Hb miktarına göre

Normalde bir eritrosit içindeki Hb 30 milimikrondur.Eğer bu miktar 28 den az ise anemi hipokrom anemi,32 den yüksekse hiperkrom anemi olarak

adlandırılır.

Ör; Fe eksikliği hipokrom,Talasemi ise

hiperkrom anemidir.

(22)

Eritrosit hacmine göre

Bir eritrositin hacmi ortalama 85

mikronküptür. Eğer eritrosit hacmi 80 mikronküpten az ise mikrositik anemi (örneğin demir eksikliği anemisi), 95

mikronküpten fazla ise makrositik

anemi olarak adlandırılır.(örneğin

pernisiyoz anemi)

(23)

Etiyolojilerine göre anemiler

Kan kaybına bağlı Akut hemorajik Kronik hemorajik

Yapım bozukluğuna bağlı Aplastik anemi

(24)

Demir Eksikliği Anemisi

Yetersiz demir alınması,alınan demirin emilememesi ya da fazla kaybı sonucu gelişen mikrositik , hipokromik bir

anemidir.

Demir vücutta 2-6 gr ya da ortalama 4

gr kadar bulunur.Bunun yaklaşık %65 i

hemoglobin içindedir.

(25)

Etiyoloji

Kanamalar

Besinlerin demir bakımından yetersiz oluşu

Besinlerin hayvansal proteinlerden fakir ve tahıl ağırlıklı oluşu

Toprak yeme(jeofaji) ve kil

yeme(pika)alışkanlığı demir emilimini azaltır

Günlük gereksinimin altında demir alımı

(26)

Belirti ve Bulgular

Belirtiler sinsi başlar ve yavaş ilerler.

Yorgunluk ,halsizlik,çarpıntı,efor

dispnesi,sersemlik,iştahsızlık,dil yanması ve kabızlık en sık görülen belirtilerdir.Tırnaklar incelir ve çabuk kırılır.Kaşık

tırnak(koilonişi)halini

alır.Splenomegali,taşikardi ve kalp büyümesi görülebilir.

Laboratuvarda eritrosit sayısı az ve

mikrositiktir.Serum demiri düşük ,demir

bağlama kapasitesi atmıştır.

(27)

Tanı

Serum ferritin düzeyi orta ve ağır

anemilerde düşük hafif anemilerde ise normaldir.Tanısı güçleşen durumlarda kemik iliği incelemesi tanıya

götürür.Kemik iliğinde demir

görülmez.Dışkıda gizli kan aranır.

(28)

Tedavi ve Bakım (1)

Amaç demir eksikliğine yol açan nedeni bulup ortadan kaldırmak ve eksik demiri tamamlamaktır.

Kanamaya bağlı anemilerde kaybın nedeni bulunup tedavi edilmelidir.Erişkin hastalara emilimi kolay olan iki değerlikli demir sülfat tuzları ağızdan verilir.Ancak hastaların

bazılarında demir sülfat mideyi irrite ettiği için bulantı,kusma diyare görülebilir.Mideyi

korumak amacıyla demir tuzları yemeklerden sonra verilir.Ayrıca demir tedavisi sırasında dışkı renginin koyulaşacağı hastalara

açıklanmalıdır.

(29)

Tedavi ve bakım(2)

Anemi genellikle iki aylık tedavi ile

düzelir.Ancak demir depolarının dolması için 6 aylık tedavi gereklidir.

Hastada sık ve devamlı kanama varsa demir parenteral verilir.IV ya da IM

enjeksiyonlar ile demir verilmesi

bulantı,kusma,ürtiker,baş ağrısı,ateş

dolaşım kollapsı gibi yan etkilere yol

açabileceğinden dikkatli olunmalıdır.

(30)

Pernisiyöz Anemi

B 12 vitamini eksikliğine bağlı olarak gelişen makrositik bir anemidir.B12 en çok et karaciğer,yumurta,süt ve

peynirde bulunur.Günlük B 12

gereksinimi 3 mikrogramdır.Besinlerle alınan B12 nin emilip kana geçmesi için mideden salgılanan “intrensek

faktör” ün varlığı gereklidir.Bu nedenle

B12 ye “olgunlaşma faktörü” de denir.

(31)

Etiyoloji

Mide mukozasında bozukluk ve atrofi

Otoimmünite nedeniyle mide mukoza hücreleri ve intrensek faktöre karşı

antikor oluşması

Total gastrektomi ameliyatları

Mide mukozasının kimyasal

maddelerle harabiyeti

(32)

Belirti ve Bulgular

GIS ve sinir sistemi ile ilgili bulgular verir.

Hasta soluktur,çabuk yorulur.

Dispne ve parestezi

Dil yanması,dilde

kırmızılık,papillalarda silinme ve

kayganlık

(33)

Tanı

Mide,kan ve nörololik bozuklukların bir arada oluşu

Kemik iliği ve laboratuvar tetkik

sonuçları:Eritrosit sayısı 3 milyonun altında olup eritrositler

makrositiktir.içlerinde bol Hb vardır

ancak çabuk parçalanırlar.Bu nedenle bilirubin düzeyi artmıştır.

Mide suyunda Hcl olmayışı

B12 tedavisine yanıt alınması

(34)

Tedavi ve Klinik Bakım

10 gün süre ile B 12 enjeksiyonları yapılır.

Ömür boyu belirli aralıklarla B12 IM

olarak yapılır.

(35)

Folik Asit Yetersizliği Anemisi

Folik asit yetersizliğine bağlı pernisiyöz anemiye bağlı bir anemi gelişir.B12

tedavisine yanıt vermeyen durumlar folik asit verilmesiyle düzelir.Folik asit yeşil sebzeler,portakal,limon ve

karaciğerde bulunur.

(36)

Aplastik Anemi

Kemik iliğinin çeşitli nedenlerle

baskılanması(aplazisi)sonucu,eritrosit lokosit ve trombositlerin sayıda

yapılamamasıdır.Bunun sonucunda

ortaya çıkan tablo pansitopeni olarak

adlandırılır.Bu hastalığa hipoplastik

anemi de denmektedir.

(37)

Etiyoloji

Konjenital ve ailevi olabildiği gibi

kimyasal ve fiziksel etkenlere bağlı olarak da gelişebilir.

İyonizan ışınlar,benzen ve türevleri, sitostatik ilaçlar,kloramfenikol,

sulfonamidler, DDT ve novaljinin etken

maddesi metamizol etiyolojik faktörler

arasında yer almaktadır.

(38)

Belirti ve Bulgular

Toksik ajan’ın kemik iliğindeki stem hücresini harab etmesi sonucunda

Anemi nedeniyle kalbe ilişkin

bulgular,serebral belirtiler,lökopeni nedeniyle enfeksiyona yatkınlık,

trombositopeni nedeniyle kanamaya

eğilim ortaya çıkar.

(39)

Tanı

Anemi genellikle normositiktir.

Total demir bağlama kapasitesi biraz azalmıştır.Serum demiri normaldir.

Kemik iliğinin yağ dokusu ile

kaplandığı görülür.

(40)

Tedavi ve Prognoz

Neden olan etken ortadan kaldırılır

nedeni bilinmiyorsa belirtilere yönelik

destekleyici tedavi yapılır:enfeksiyon için koruyucu antibiyotik,anemi için eritrosit ,kanamaya karşı trombosit transfüzyonu.

Kemik iliğini uyarmak için eritropoietin ve kortikosteroid verilir.

Prognoz:kötüdür.Ölüm enfeksiyon yada

kanama nedeniyle olur.İyileşme oranı %20-

30 dur.

(41)

Polistemiler

Eritrosit sayısının ve hemoglobin

konsantrasyonunun artmasıdır.Eritrosit

sayısı 8-12 milyona,Hb ise 8-25 gr/100 ml ye ulaşır.

Etiyoloji:yüksek yerlerde yaşama ve kronik akciğer hastalıklarında ortaya çıkar.Arter kanında oksijen saturasyonu azalınca

eritropoetin uyarılır ve polistemi olur.

Polisteminin primer nedeni bilinmiyorsa

hastalık “polistemia vera”olarak adlandırılır.

(42)

Belirti ve Bulgular

Polistemia Vera’da eritropoietin salgısı artmıştır.

Hastanın yüzü ve ekstremiteleri vişne kırmızısı,göz dibi ve konjonktivalar kırmızıdır.

Kan vizkozitesi çok artmıştır.Buna bağlı trombüsler görülür.

Trombosit kalitesi düşük olduğu için

ekimoz,hematom,epistaksis,hemoptizi,hematemez ve melena görülür.

Ürik asit düzeyi artmıştır.Buna bağlı böbrek taşları görülür.

Hastalık kroniktir.Yıllarca sürer.

(43)

Tedavi ve Bakım

Bakımın Amaçları

Kan volümü ve viskozitesinin

azaltılması:flebetomi haftada 1-2 kez he defada 300 ml kan alınır.

Kemik iliği aktivitesinin azaltılmasıdır.

Bunun için radyo aktif fosfor ya da

sitostatik ilaçlar (genellikle busulfan,

myleran) kullanılır.

(44)

LÖKOSİT

HASTALIKLARI

Agranulositozis

Nötropeni ile karakterize, akut fatal bir kan hastalığıdır.

Etiyoloji: İlaçlar, özellikle

kemoterapötik ajanlar (Nitrojen

mustard), radyasyon, radyoizotoplar, trankilizanlar, antitroid ilaçlar,

antikonvulsif ilaçlar, antibiyotikler.

(45)

Belirti ve Bulgular

Ağır nötropeniye bağlıdır. (Nötrofiller lökositlerin % 50-70 ini oluşturur)

Nötrofillerin fonksiyonu enfeksiyon etkenleri ile mücadele etmek olduğu için vücudun

enfeksiyonlara karşı direncinde önemli

ölçüde azalma olur. Hastalık akut ortaya

çıkar. Halsizlik, güçsüzlük, boğaz ağrısı,

farenks ve yanak mukozasında ülseratif

lezyonlar, yutma güçlüğü, ateş ↑, nabızda

zayıflama ve hızlanma ve titreme ortaya

çıkar.

(46)

Tanı

Lökopeni (500-3000) ve

polimorfonükleer hücrelerde azalma vardır. Kemik iliğinde polimorfonükleer lökositler görülmez. İdrar, kan ve

boğaz kültüründe gram(+) koklar ürer.

(47)

Tedavi ve Hemşirelik

Bakımı

(48)

Lösemiler

Lökositlerin anormal ve kontrolsüz bir

şekilde çoğalmalarıyla karakterize fatal seyirli neoplastik bir hastalıktır. Kemik iliği dalak ve lenf nodlarını tutar

Etiyoloji : Tam olarak bilinmemekle

birlikte radyasyon, virüsler, kalıtım ve bazı kimyasal maddelerin önemi

üzerinde durulmaktadır.

(49)

Sınıflandırma

Sınıflandırma

Klinik gidişlerine göre akut ve kronik olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Akut ve kronik

lösemiler de kaynaklandıkları hücrelere göre;

Akut lenfoblastik Lösemi (ALL)

Akut Myeloblastik Lösemi (AML)

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL)

Kronik Myelositik Lösemi (KML)

olarak sınıflandırılır.

(50)

Lösemide Hasta Problemleri (1)

Lösemili Hastaların yüzyüze olduğu pek çok problem vardır. Bunlar;

Eritrositlerin azalması sonucu ortaya çıkan anemi ve hipoksi,

Olgunlaşmamış lökositlerin fonksiyon görememesi sonucu enfeksiyona yatkınlık,

Trombositlerin azalması sonucu kanamaya eğilim,

Ağız mukozasının bütünlüğünün bozulma eğilimi,

Radyoterapinin neden olabileceği sorunlar (radyasyon hastalığı, KI baskılanması v.b.)

Kemoterapinin neden olabileceği sorunlar (alopesi

KI depresyonu, ürik asit değerinde artma, bulantı

kusma, diyare v.b.)

(51)

Lösemide Hasta Problemleri(2)

Karaciğer, dalak, lenf nodları ve kemik iliği gibi dokularda lökositlerin birikime bağlı,

organların gerilmesinden kaynaklanan ağrı,

Ölüm korkusu ve ölümcül bir hastalığa yakalanmış olmaktan kaynaklanan

depresyon ve anksiyete,

Uzun süreli tedavi ve bakım gereksiniminden kaynaklanan ailesel, sosyal ve çalışma

hayatına ilişkin sorunlar (rol kaybı, sosyal

izolasyon v.b.)

(52)

Lösemilerde Hemşirelik

Bakımı

(53)

Kemik İliği

Transplantasyonu

Hastanın kendisinden ya da doku grubu kendisine % 100 benzer kişilerden alınan iliğin

hastaya yeniden verilmesi işlemidir.

Kemik İliği Transplantasyonunun kullanıldığı hastalıklar; akut ya da kronik lösemiler,

Akdeniz anemisi, orak hücreli anemi ve aplastik anemilerdir.

Kemik İliği Transplantasyonu iki şekilde yapılabilir;

Allotransplantasyon

Ototransplantasyon

(54)

Allotransplantasyon (1)

Hastaya doku grubu uyan ve kendisine

%100 benzeyen kardeşinden alınan ilik IV yolla verilir.

İlik, vericiden, hasta (alıcı) çocuksa 1.000 ml, erişkin ise 1.250-1.500 ml alınır.

İlik naklinden önce rejeksiyonu önlemek için alıcıya immünosupresif tedavi başlanır.

: Bundan sonra hastanın, enjeksiyona

direnci düşeceği için steril odaya alınır ve

hastaya proflaktik olarak antibiyotik ilaçlar

başlanır.

(55)

Allotransplantasyon(2)

Bu ilaçlar gram(+) ve Gram (-) mikroorganizmalara etkili antibiyotikler, bağırsak sterilizasyonu

sağlamak için neomisin, antifungal bir ajan mikostatin ve herpes virüslere etkili zoviraks

kombinasyonundan oluşmaktadır. Odanın havası elektrostatik filtreden geçirilerek steril edilir. Bu odanın basıncıda dışarıdan içeriye hava akımını önlemek amacıyla yüksektir. Böylece hava içeriden dışarıya doğru hareket eder. Bu süre içerisinde

hastanın içeceği su, alacağı besinlerde steril olarak hazırlanır. Yiyecekler buharlı tencerelerde pişirilir.

İçeceği su ve süt kaynatılır. Meyvelerin dışı alkol alevinden geçirilir.

Hastanın yanına mutlaka steril eldiven, maske,

başlık, steril önlük ve galoş giyilerek girilir.

(56)

Allotransplantasyon(3)

Transplantasyonun 7.-10. gününde ilikte

lökosit yapımı, 12.-14. gününde eritrositlerin yapımı, 16.-19. gününde ise trombositlerin yapımı başlar.

Hasta, parçalı nötrofilleri (polimorfonükleer lökosit) 1.500-2.000 i bulmadan steril

odadan çıkarılamaz. Kemik iliği

transplantasyonunun 15. gününde hastanın parçalı nötrofilleri yaklaşık olarak 2.000

kadar olur. Hasta genellikle

transplantasyonun 18.-20. gününde steril

odadan çıkarılabilir. Bu hastaları bekleyen 2

tehlike; sitomegalo virüs enfeksiyonları ve

rejeksiyon’ dur.

(57)

Ototransplantasyon

Bu yöntemde nakledilecek kemik iliği

hastanın kendisinden, hasta remisyonda iken alınmaktadır. Kemik İliği ve periferik kan,

blastlardan arındırıldıktan sonra alınan 1.000- 1.500 ml ilik, özel besi yeri ve soğuktan

koruyucu maddeler eklenerek -196 ˚C ye dayanıklı özel teflon zarflara konur. Teflon zarfa konan ilik bilgisayar yardımıyla belli bir protokolle, sıvı nitrojen ile o zarfla dondurulur ve saklanır. Bu ilik terminel dönemdeki

hastaya eritilerek verilir. Bu yöntem, terminal döneme gelmiş hastanın ömrünü 2,5 yıl

kadar uzatabilir.

Ototransplantasyonda immünosupresif

tedaviye gereksinim duyulmamaktadır.

(58)

Multipl Myeloma

Plazma hücrelerinin anormal

proliferasyonu, kemik iliğinde anormal plazma hücrelerinin neden olduğu tek yada birden fazla tümör oluşumu ve kemik harabiyeti ile karakterize

neoplastik bir hastalıktır. İlerleyerek karaciğer, dalak, lenf nodları,

böbrekleri de tutar. 40 y↑ görülür.

(59)

Belirti Bulgular

Başlangıcı sinsidir.Hasta 5-20 yıl sürebilen presemptomatik dönem geçirir.Bu dönemde sık tekrarlayan enfeksiyonlardan yakınır.

Çünkü plazma hücrelerindeki anormallik nedeniyle organizmanın antibadi yapımı bozulmuştur.

Belirtiler genellikle iskelet sistemi ile ilgilidir.

Pelvis, Kosta ve omurganın tutulması ile kemik ağrıları, patolojik kırıklar oluşur.

Osteoporoz ve negatif Ca++ dengesi ortaya çıkar. Böbrek taşı görülebilir.Multipl

myeloma, plazma hücrelerinin yanı sıra

eritrosit, lökosit ve trombositlerin yapımını

da bozar. Bu nedenle anemi, enfeksiyona

yatkınlık, kanamaya eğilim de ortaya çıkar.

(60)

Tanı

KI aspirasyonu, biyopsi, kan ve idrar tetkikleri ile konur. Hastalık fataldir.

Tedavi :

KT. Yapılarak tümoral kitle küçültülmeye çalışılır.

Ağrının kontrolü: Analjezik

Yeterli hareket ve hidrasyon : böbrek taşı ve osteoporozu önler.

Ağrı nedeniyle hareketten kaçındıkları için harekete teşvik

Günde 3000-4000 cc sıvı

Anemi-transfüzyon

Hiperkalsemi-kortikosteroid

(61)

LENFOMALAR

Lenfoid dokunun tümörleridir. Lenf

düğümleri Retiküloendotelial ve diğer lenfatik yapıların tümörlerine

lenfoma adı verilir.

Lenfomalar iki büyük gruba ayrılarak incelenir.

Hodgkin hastalığı

Hodgkin dışı lenfomalar

(62)

Hodgkin Hastalığı

Değişik sayıda çok çekirdekli dev hücrelerin (Reed Stenberg hücresi) bulunması ile

karakterize malign bir lenfomadır. (1932 – Thomas Hodgkin tanımlamıştır.)

En çok 20-40 yaşları arasındaki

erkeklerde görülür. Nedeni bilinmemektedir.

Retiküloendotelial hücrelerden oluşan histiyositlerde atipik bir hal ve anormal

derecede büyüme görülür. Bu hücrelere

Reed Steinberg hücresi denir.

(63)

Hodgkin hastalığı 4 evreye ayrılır.

I.Evre: Bir bölgede, bir yanda birkaç büyümüş lenf düğümü vardır.

II:Evre: Birden fazla bölgede lenf düğümleri vardır. Fakat bunların hepsi

diyafragmanın bir tarafındadır.

III. Evre: Birden fazla bölgede lenf düğümü vardır. Fakat bunlar diyafragmanın hem alt, hem de üst tarafındadır.

IV.Evre: Hastalık diğer organlarada

yayılmıştır.

(64)

Belirti ve Bulgular (1)

Hastaların yarısından çoğu yüzeysel lenf bezi gruplarından birinin büyümesi ile

hekime gelir. Genellikle önce servikal

ganglionlar büyür. Başlangıçta ağrısızdır, üzerleri düz, birbirlerine ve çevre

dokulara yapışmazlar, lastik

kıvamındadırlar. Büyüdükçe sinirlere

basınç yapar,ağrı olur.

(65)

Belirti ve Bulgular (2)

Halsizlik, iştahsızlık, gece terlemesi, zayıflama, nedeni bulunamayan ateş, mediastinal basınç belirtileri, karın, bel, kemik ağrıları ve sarılık, kaşıntı, deride kalınlaşma ve pigmentasyon olabilir.

Hastalık, karaciğer, dalak, GIS ve MSS yi ve bağışıklığı etkiler çeşitli

viral ve mantar enfeksiyonları, herpes

zoster görülebilir.

(66)

Belirti ve Bulgular(3)

Aktif hastalıkta lökositler 10.000- 15.000 arasında olup hastalık

ilerledikçe lökopeni ve trombositopeni ortaya çıkar. Sedimantasyon hızı çok artmıştır.

Hodgkin fatal, bir hastalıktır. Bununla birlikte başarılı bir tedaviden sonra

hastalar 10-30 yıl yaşayabilmektedir.

(67)

Tedavi

COPP tedavisi:Cyclophosphamide, Oncovin, Procarbazine,Prednison

MOPP tedavisi:Nitrojen Mustard

RT:1-2. evrelerde

Dalak tutumu varsa speklenektomi yapılır.

MOPP dan sonra hastalık tekrarlıyorsa;

BACOP tedavisi:Bleomisin,Adriamisin Cytoxan,Oncovin,Prednison

Anemi için→ Kan transfüzyonları

Enfeksiyon varsa → Antibiyotik- tersine

dönmüş izolasyon

(68)

Hemşirelik Bakımı

KT nin yan etkilerine yönelik bakım verilir.

Bulantı görüldüğünde;

hafif öğlen yemeğini izleyen akşam, akşam yemeği verilmeden K.T. verilir.

Doktordan hastaya sedatif ve antiemetik yazması istenir.

Oda serin tutulur

Pansitopeni görülürse KT kesilir.

Anemi için→ Kan transfüzyonu yapılır,

Ateş için  4 saatte bir asetil salisilik asit ,

Kaşıntı için Kolşisin, klorpromazin verilir.

Enfeksiyon olasılığını azaltmak için tersine

dönmüş izolasyon uygulanır.

(69)

Hodgkin Dışı Lenfomalar

Retiküloendotelial ve lenfatik sistemden kaynaklanan bir grup neoplastik hastalıktır. Her yaşta görülebilir ve görülme sıklığı yaş

ilerledikçe artar. Nedeni bilinmeyen hastalık orta yaşlarda ve erkeklerde daha sıktır. Üç tipi vardır.

Lenfosarkom

Retikulum hücreli sarkom

Burkitt lenfoması

(70)

Belirti ve Bulgular(1)

Ağrısız lenfadenopati hastalığın ilk

belirtisidir. İlk önce servikal daha sonra axiller; inguinal popliteal ve çene altı lenf bezleri büyür. Bazen deri altında nodüller, mediasten ve karın içi lenf düğümlerinde büyüme saptanır. Nazofarenks ve

tonsillalarda büyüme başlar.

Başağrısı, yutma güçlüğü, sindirim sistemi

belirtileri olabilir. Mide lenfosarkoması ağrı,

bulantı, kusma, hematemez ve zayıflama ile

ortaya çıkar.

(71)

Belirti ve Bulgular(2)

İnce bağırsakta akut ya da kronik

obstrüksiyon belirtileri ortaya çıkabilir. Ateş, kilo kaybı, gece terlemesi,

hepatosplenomegali, öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı, kaşıntı, deri ve kemik

lezyonları, herpes paralizi, parastezi olabilir.

Başlangıçta lökositoz, lökopeni ve anormal lenfositler görülebilir. Sedim , erken

dönemde anemi seyrektir. Hiperürisemi,

hiperkalsemi, hipoalbüminemi gelişir.

(72)

Tanı ve Tedavi

Kesin tanı lenf nodu biyopsisi ile konur.

Tedavi: evrelendirmeye göre yapılır.

RT-KT yada kombine uygulanabilir.

Prognozu iyi değildir. Yetişkinler

belirtiler ortaya çıktıktan sonra 2,

çocuklar 1 yıl içinde kaybedilir.

(73)

Örnek soru

Kemik iliği aspirasyonu öncesi hastanın işleme hazırlanması

sırasında yer alan hemşirelik girişimleri

nelerdir?

Referanslar

Benzer Belgeler

Kemik iliği transplantasyonu (KİT) sonrası bronşiyolitis obliterans (BO) tanısı alan 12 hasta retrospektif olarak değerlendi- rildi.. Olguların 8’i kadın, 4’ü

En fazla kemik, kemik iliği, cilt, lenf nodları, akciğer, karaciğer, dalak ve meninksler tutulur.. Çoğu vaka çocukluk çağında tanı almaktadır, yıllık insidans yaklaşık

Gaucher hücreleri kemik iliği, dalak, karaciğer,.. akciğer ve lenf

N1 lenf nodları şunları içermektedir: (a) Pulmoner arter bifurkasyosu veya segmental bronşların ayrılma noktalarında bulunan segmental ve intrapulmoner lenf nodları

• Akciğer dolaşımı: pulmoner arter, oksijensiz kanı sağ ventrikülden alır, pulmoner kılcal damarlara uzanır ve alveollere bağlanır. Karbondioksit ve oksijen

Asit mide içeriğinin özofagus mukozasını sürekli irrite etmesi sonucu mukozada önce ödem, konjesyon, uzun bir süre sonrada skatris ve buna bağlı olarak

• İnsülin kan şekerini düşürür.kan şekeri yükseldiği zaman ada hücreleri uyarılarak insülin salgılanır ve kana verilir.İnsülin kandaki glikozu hücre

• AIDS’e İlişkin Belirtiler: Yalnızca AIDS belirtileri vardır. Fırsatçı enfeksiyon veya