• Sonuç bulunamadı

DAVİD HUME

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DAVİD HUME"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DAVİD HUME

(2)

Aydınlanma düşüncesinin en yetkin, en önemli temsilcisinin kim olduğu sorulsa, en önde gelen birkaç isimden biri, kesinlikle Hume olurdu. Geleneğe yönelik

yıkıcı ve geleceğe dönük kurucu tavrıyla; yani özellikle dine ve metafiziğe

yönelik septik ve eleştirel yaklaşımı, bilimciliği, liberalizmi ve ahlakı duygulara bağlayan anlayışıyla, gerçekten de Aydınlanmanın kesinlikle en kusursuz

temsilcisidir. Fakat aslında Hume, modern felsefeye Descartes’tan beri içkin hale gelen öncül ve kabullerin mantıksal sonuçlarını çıkarsamaktan başka bir şey

yapmamıştır. (Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları, 2009, s.361.)

(3)

Hume her şeyden önce Kartezyen felsefenin başlangıç öncülünü veya cogitoyu, felsefenin dışarıdan değil fakat içeriden hareketle kurulması gerektiği

düşüncesini temele alıp, buradan çıkan mantıksal sonuçları tam bir açıklık içinde gözler önüne sermiş, hatta hayata geçirmiştir. Kartezyenizmin Arşimet noktasını ya da modern felsefenin temelini meydana getiren bu öncüle göre, biz sadece zihin hallerimizin dolayımsız bilgisine erişirken, yalnızca zihinsel içeriklerimizle ilgili olarak bir kesinlik içinde olabiliriz; söz konusu temelci bakış açısına göre, felsefeye veya felsefe yapmaya işte bu temelden, yegâne kesinlik merkezinden başlamak gerekir. Nitekim başta Descartes olmak üzere bütün 17. yüzyıl

filozofları, bu durumun bir sonucu olarak zihinden hareket etmiş ve sonra da

zihin içeriklerinden, hepsi de bir şekilde nedensellik ilkesine dayanan birtakım

argümanlar kullanarak, onların dışsal karşılıklarına yani bilinç akışından dış

gerçekliğe geçmişlerdir. (Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları, 2009,

s.361.)

(4)

Hume işte söz konusu geçişi mümkün kılan ve bir şekilde apaçık olduğuna inanılan nedensellik ilkesini, “düşüncelerimiz de dahil olmak üzere, her şeyin bir nedeni olması gerektiğini” bildiren ilkeyi eleştirel incelemeye, felsefi

sorgulamaya tabi tutan ilk kişidir. O bu incelemenin sonunda, nedenselliğin mantıksal bir zorunluluk olmayıp, insani bir alışkanlık olduğunu ortaya koyar.

Bir dış dünyanın varoluşuna beslenen inanç, akıl yoluyla, insanın akılyürütme kapasitesine müracaat etmek suretiyle temellendirilebilir olan bir şey değildir.

Biz dış dünyanın var oluşuna inanıyoruz, daha doğrusu inanmadan

yapamıyoruz fakat bunu kanıtlamak Hume’a göre imkânsızdır; o, “iyi ki

solipsist olan pek kimse yok çevremizde, olsaydı eğer, böylelerini çürütmek de

kesinlikle imkânsız olacaktı” diyebilmiş biridir. (Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi,

Say Yayınları, 2009, s.361.)

(5)

Buna göre, sırasıyla

(i)

bizim sadece algılarımızın var oluşunun bilgisine veya dolayımsız bilincine sahip olduğumuzu;

(ii)

bir algının var oluşundan başka herhangi bir şeyin var oluşuna yapılacak bir çıkarımı rasyonel veya mantıksal olarak temellendirmenin imkânsız

olduğunu;

(iii)

algılarından birtakım çıkarımlar yapan biz insanların başka türlü

davranamayan hayvanlar olduğumuzu söyleyen baştan sona olumsuz ve eleştirel birinci adım veya hareketinde;

Hume, bütün akılyürütmelerimizin temelinde yalnızca birtakım önkabuller

bulunduğunu gösterirken, kendisine din ve metafiziği esas hedef yapmıştır. Ona göre, din ve metafizik, gerçek bir Aydınlanmadan söz edilebilmesi için aleve

atılıp yakılmaları gereken çerçöp yığınına, aşılmaları gereken engeller bütününe

tekabül etmektedir. (Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları, 2009, ss.361-

362.)

(6)

Bilgi

Hume deneyciliğinin yarattığı tüm güçlüklere rağmen, bilgiden kesin olanın

bilgisini anlar ve onu, gözden geçirilebilen, kesinlikten yoksun olgusal inançları ifade eden “olasılığın” karşısına geçirir. Gerçek anlamıyla bilgi, Hume’da sırasıyla (i) mevcut duyu-izlenimleriyle,

(ii) duyu yoluyla algılanan nitelikler arasındaki ilişkilerle ilgili “sezgiler”

(iii) belirli “ide ilişkileri”yle sınırlanır.

Hume işte ampirisizmini, bu genel çerçeveye uygun olarak “zihnin bütün

malzemesini izlenim veya algılardan kazandığını”, “izlenimi olmayan ide

bulunmadığını” söyleyerek ifade eder. (Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say

Yayınları, 2009, s.362.)

(7)

İdeler ve İzlenimler Hume söz konusu bilgi görüşünü ortaya koyabilmek için bir ideler teorisi oluşturur. İdeler teorisi, aslında onun terminolojisini kullanacak olursak, bir “algılar teorisi”ne karşılık gelir. Algılar duyumları, tutkuları ve duyguları ihtiva eder. Belli bir anda soğuk nedeniyle titreme, bir nesneyi

duyumlama, veya kızgınlık hissetme, birer algı örneği olarak karşımıza çıkar.

Canlı ve güçlü olan bu algılara Hume, “izlenim” adını verir. İkinci bir algı

türünden daha söz eden Hume, bizim üşümek veya titremek dışında, üşümeyle ilgili düşünceler oluşturabileceğimizi, soğuk bir yerde yaşama üzerine plânlar yapabileceğimizi belirtir. O, bu ikinci türden algılara “ideler” adını verir. Ona göre, insan zihninin bütün algıları, ideler ve izlenimler olarak ikiye ayrılır.

(Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları, 2009, s.362.)

(8)

Hume’un söz konusu ayırımına göre ideler, düşünceler veya zihin içerikleri, izlenimler de duyu-deneyleri veya algı içerikleridir. Buna göre, bir insan bir şeyler düşündüğü, hayal ettiği, anımsadığı vb. zaman, söz konusu zihinsel faaliyet ya da işlemlerin içerikleri “ideler” olarak tanımlanır. Yine bir insan bir şey gördüğü, işittiği vb. zaman, onun bu duyumlama veya algılama faaliyetinin dolayımsız nesneleri “izlenimler” olmak durumundadır. İkisi

arasındaki tek ya da en önemli farklılık, bir güç ve canlılık farklılığıdır. İdeler

soluk, daha az canlı ve daha az güçlü izlenimlerdir. (Ahmet Cevizci, Felsefe

Tarihi, Say Yayınları, 2009, s.362.)

Referanslar

Benzer Belgeler

Ortaçağda teoloji en yüksek bilim olarak görülürken, modern zamanda Felsefe çağı olarak görüldü.. (6) Felsefenin ilgisinin teolojik temalardan, Tanrıya, dinsel metinlere

Bütün bilimlere, kültürün diğer alanların genişlemesine ilişkileriyle bakabildiği için, kavram çözümlemelerini, anlam araştırmalarını bilimler arası ortamda,

Estetik, din, eğitim konularının yanında gündelik hayatın içinde çeşitli problemlerle karşılaşan insanın felsefi bilgi yardımıyla

 Maddi töz yoktur, ancak ruhi töz vardır.... Hume

Vitaminler Suda çözünen vitaminler Enerji üretimiyle ilgili suda çözünen vitaminler Hematopoetik suda çözünen vitaminler Diğer suda çözünen vitaminler Tiamin

I¸ · sletme problemlerinin analizinde ve çözüm yöntemleri ile ilgili i¸ slemlerin basitle¸ stir- ilmesinde matrisler önemli kolayl¬klar sa¼ glamaktad¬r.. Bu bölümde

Skype yetkilileri tarafından yapılan açıklamaya göre, 2014 yılı sonuna kadar Skype kullanıcıları, görüntülü görüşmeleri sırasında ücretsiz online simültane

Deney grubunda yer alan zihinsel engelli çocuklarda Bilişsel Davranışçı Terapi uygulamasının Zihin kuramı Testlerinden İkinci dereceden yanlış kanı atfı