• Sonuç bulunamadı

Ömer Nazi- mi Yaver Ef

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ömer Nazi- mi Yaver Ef"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yazan : Prof. Behçet ÜNSAL

O erkenden aksaçlı idi, ak gömleğini sırtından hiç çıkarmazdı hocalığında.

Onun sanat ve talebelik hayatının il- ginç bir _eçmişi var.

Bundan ellibeş yıl öncesindeyiz, yıl 1920; son aylarındayız yılın. Ömer Nazi- mi Yaver Ef. mimari talebesi olmak için kaydını yaptırıyor; mektebin adı: Sana- yî'l Nefise'i Şahâne Mekteb'i Âlisi (şim- diki DGSA). Divanyolu'nda Salih Ef. Ko- nağının (şimdi Sağlık Müzesi) üst katla- rına yerleşmiş mekteb. işte çekingen, za- yıf ve narin bir çocuk, Nazimi Yaver, ür- kek ürkek bu konağın mermer merdiven- lerinden çıkmakta Sanayi'i Nefise'ye gir- mek için. Birinci Dünya Savaşı sonrası- nın İstanbul'u, işgal yıllarının bulanık ha- vası içinde mektebe talebe arandığı bir devrede, onunla beraber üç çocuk daha kayıt yaptırmakta: Arif Hikmet (Fosfor), Samih (Akkaynak), Süreyya (Yücel)...

Bunlar yeniler, ve Veysel, Vahan, Muzaffer, Ferit ortadakiler; eskiler de şunlar: Hüsnü (Tümer), Refik (Gökhan), Mes'ut (Kuran)... O yılın mimarî talebe-

beleri iki eksik bir fazlasıyla bundan iba- rettir.

Birinci yıl, ihzâri sınıfı, resim gale- risinde çalışılıyor; hoca ressam Hikmet (Onat). Desen ve füzen yaptırılıyor.

ikinci yıl, teferruat'ı mimariyye sını- fı. muallim mimar Kemalettin . mimari prensipleri anlatıyor; başlık, kemer, tra- ve gibi çizimler yaptırıyor. O yıl mektep Cağaloğlu'nun bir arka sokağına taşını- yor; Soğukçeşme ve Mollafenari sokağı köşesindeki eski Mekteb-ül Lisan binası- na. Burada biraz ferahlığa kavuşuluyor ve dersler de bir intizama giriyor. Derslere girmek serbest.

Üçüncü yıl, proje kompozisyonu sı- nıfı, Nazimi Yaver sınıf birincisi oluyor.

O zaman üçüncü ve son sınıfın birinci leri (mükâfat'ı nakdiye ile de taltif edi- liyor) teşvik mükâfatı alıyor. 200 TL. (24 altın). Mongeri ve Vedat B. atölye hoca- ları; Nazimi Yaver Mongeri talebesi. Pro- je konusu: Villâ, stili Greko Romen. Yıl- da bir proje fakat haftada bir eskizler yapılıyor. Hepsinde Nazimi birinci.

Dördüncü yıl Rönesans stilinde pro- je, konusu: Park içinde sergi binası.

Beşinci yıl, Ottoman stili proje, ko- nusu: Köşebaşında bir banka. Nazimi birincilik ve 200 TL. mükâfat kazanıyor. O, mimarîde bir yıldız, arkadaşları arasında erişilmez bir kişi olmuştur. Bu proje, diploma (Şehadetname) projesidir. Nazimi bu yıl mektebi bitirmiş sayılır, fakat onun mimarlık tutkusu kendisini bir pro- je fazla yapmağa itiyor; bir yıl daha mek-

N.Y. yenalın almanyadaki çalışmalarından biri

(2)

tebe devam ediyor. Mezun olmak için yıl bahis konusu değil o zamanın tali- matnamesine göre; dersleri bitirmek, projeleri kabul ettirmek yetiyor.

Yıl 1925-26, Cumhuriyet'in ilk kalkın- ma yılları, memleket baştanbaşa imar sa- hası. O yıllarda - ta 1930 yılına kadar - mimarlık serbest, diplomaya bakılmıyor;

başarı aranıyor. Son sınıf mimari tale- besi Nazimi Yaver mektep dışında da proje müsabakalarında birincilikler kaza- nıyor. işte 12 nisan 1925 tarihli Vatan gazetesinin bir ilânı: (Ankara Şehir Ema- netinden-müsabaka hakkında - Ankara'da inşa olunacak münferid hane plânları hakkında icra kılınan müsabakada bir katlı haneler için Sanayi'i Nefise Mekte- bi talebesinden Ömer Nazimi Efendi bi- rinci 1.) " j

Sanıyorumki bu mimarî müsabaka, Cumhuriyet devrinin ilk proje müsabaka- sıdır. Bu bakımdan dokümanter bir önem taşımaktadır. Türk mimarlık ve fikir ha- yatının tarih sayfasına bir iki not daha kayıt etmeliyim onun için: Bir katlı evler 150 m2 ve iki katlılar 200 m2 olup dört tarafı açık bir bahçe içinde bulunacaktır, (bu evlerin projeleri biri münhasıran ve müstakilen Türk tarzı mimarisinde diğeri şark ve garb eşkâl ve tezyinatı mimari- yesinin hüsnü imtizacından doğma bedii bir tarz ve üslupta olacak); mikyâsı 1/50 olacak, resimler rümuzlu olacak, hakem heyeti İstanbul müzeler müdürü Halil Be- yefendinin riyasetinde2... diye yazıyoı o zamanın gazetesi ve devam ediyor: İki katlı evler için birinciden beşinciye ka- dar 1000-200 TL, bir katlı evler için de 800-160 TL arasında mükâfat verilecek,.

19 aralık 1925 tarihli Cumhuriyet ga-

Türk mimarî tarzında bir kapı etüdü

zotesinin birinci sayfasında genç Nazi- mi'nin bir fotoğrafı basılmış, yarım sü- tunluk yazısı ile3. Yazı şöyle son bulu- yor: Türkiye'nin en büyük şemendefer mevkifi (garı) çatısının tamiratına ait mimarlar arasında açılan müsabakada genç mimarlardan Nazimi Yaver Bey mu- vaffak olmuştur... Nazimi'nin projesinde yan kuleler saçaklı olarak görülüyor. Bu- günkü şekil ise tamirat müteahhidi Holz- man inşaat şirketi, ki binanın ilk müte- ahhidi de onlarmış, tarafından yapılmış bir tadilâttır belki. Bina 6-9-1917 de bir pat- lama neticesinde yaralanmış ve çatı katı iyice harabolmuş, dalgakıran da zamanla tamire muhtaç hale gelmiş; her ikisi bir- den 1926 yıllarında onarılmıştır. 1926 dö- neminde Nazimi birincilikle mektepten mezun oldu. Önceden girdiği Mongeri bürosunda o yıl yaptığı araştırmalar ara- sında, hoca dikkatini çeken bir eskiz için Nazimi'ye, bunu devolope edin, dedi ve ondan Ankara Ziraat Bankasının fasat ye iç mimarisinin kompozisyonu meydana geldi ayniyle uygulandı. O yıllarda Zi-

raat Bankasının sermayesi 30 000 000 idi; buna göre Mongeri azamî 3 000 000 tutarında bir proje hazırlamayı uygun bul- muştu. Hocanın bürosu mimari şubesinin devamı sayılabilecek bir serbest atölye gibi idi. Seçkin talebeleri onun yanında mimari araştırmalarına devam ediyorlar- dı; böylece Mongeri'nin uyguladığı bina- ların projelerine yardımcı Türk mimarla- rı, fikir ve tasarıları ile, katkıda bulunu- yorlardı. işte bir örnek daha: Ziraat Ban- kası yapılırken birgün Canortica çıkagelir büroya. Mongeri'den Taksimlde yapacağı anıt-heykel'in mimarisini rica eder. Bü- rodaki genç mimarlar birtakım şekiller çizmeğe başlarlar; Mongeri, (Bilen) Sır- rı'nın teklifini salık verir ; heykeltraşa;

uygulanan şeklin esas fikri Sırrı Bey'e ait tir.

1927-28 Güzel Sanatlar :' Akademisi mimari Avrupa konkurunda Nazimi birin- ci gelir. 4. Ve Paris'e yollanır.

Bu Avrupa konkurları da o zaman serbest bir şekilde icra edilirdi. Mektebi bitirmiş olmak şart değildi, isteyen katı-

(3)

labilirdi. Evvelâ bir eskiz yaptırılır, nam- zetlerin ilk elemesi yapılır, başanlı olan- lardan projesini tamamlaması istenirdi. Ve bir jüri onların arasından birinciyi seçer- di.

Paris'e giden mimari talebeler ne ya- pacaklarını kendileri bilmezlerdi o zaman.

5. Sefarethanenin tavsiye edeceği özel- mimari bürolarda çalışmak zorundaydılar.

Zira ESDBA. da çalışmak için birinci sı- nıftan başlamak gerekiyordu. Nazimi de özel atölyelerde ve de serbest olarak etüdlerde bulundu.

1930 da bir yıl izinle memlekete döndü, askerliğini bitirdi.

1931 de Berlin'e döndü. Berlin bir başka idi Paris'e göre; herhalde Nazimi klassisizm'den kurtulup modern yola gir- mek istiyordu, l-lem orada Kunstakade- mio'de lisans üstü bir öğrenim yapmak kabildi: mimarlık bölümünün, bizde tanın- mış, iki hocası Schneck ve Poelzig idi;

toputopu bir hocası daha vardı. Nazimi Poelzig'in Meisterschule'sine 6. girdi yine sefaret aracılığı ile. Orada iki sömestr kalacaktı. Bir sömestr için 40 DM. = 80 TL., ödemek gerekiyordu, vekalet 300 TL. = 600 DM veriyordu; bu da ona ye- tiyordu. Akademi içinde bu okul profe- sörlerinin daireleri, istirahat dairesi biçi- minde küçük bir apartman gibi idi. Po- elzig böyle bir yerde çalışıyor ive her za- man atölyesinin talebelerini takip edi- yordu. Nazimi orada kitle araştırmaları, tanınmış binaların görünümleri üzerinde çalıştı; Kıe. Sangin Fırça... ile birta- kım fantazi resimler yaptı.

Nihayet altı aylık bir Avrupa turun- dan sonra memlekete döndü (1932).

Bu defa D G S A da eski hocalarını bulamadı. Bir tek atölye profesörü Egli ve asistanları Arif Hikmet Holtay ile Se- dat Hakkı Eldem vardı. Nazimi'yi de Gu- inter adlı bir iç mimari (tefrişat) hoca- rinin serbest resim hocası Nazmi Ziya, ben yaşlandım artık diye o dersi Nazi- mi'ye bıraktı. O yıl (1933-934) Yıldız Sa- rayı tefrişat proje müsabakasında Nazimi birinci geliyor ve hocası Guintern de ikin- ci oluyor. Sonraları Nazimi o dersin müs- takil hocası oldıı, ta emekliliğine kadar (1969).

Şişli camiinin şadırvanı onun eseri- dir. Ve Nazimi'nin mimari anlayışını bel- geleyen iyi bir örnektir bu: Geleneksel biçimli, çekilci, fazla detaylı ve yüklü ve de parçalı (Minutieııx) v.s Nazimi bir ömür boyunca böyle kaldı zaten ve us- ta desencil-iği ile. Onun hayatı da öyle, oturduğu evi de öyle. Bu satırların not-_

ları onun oturduğu Ejder apartmanının onuncu dairesinde yazıldı: Gürültülü bir Gşçjde gzerindç ye A. Sami Yen stadına

karşı olan evinin perdeleri daima kapalı içinda oturulacak yer zor bulunan, fakat billur sarkıtlar, yaldızlı ampir konsollar ve kornişler ile bezeli bir ev; kesme, kristal, gümüş züccaciyo eşyaları ile ağ- zına kadar dolu vitrinler, avize taşları ile bozenmiş ve elektrikle donatılmış mangal, fener... eski paravana, halı, çini, vesaire vesaire Belki birçor Müze-ev görmüşünüzdür amma, bilmem böyle bir Bezestan-ev gördünüz mü?

Geçen yüzyılın usta bir mimarı olan Monoeri'nin yetiştirmesi Nazimi'nin me- zuniyet töreninde hocası şöyle konuşu- yordu «Onbeş yıl süren bahçıvanlığımda bugün bir gül koparıyorum bahçemden ve sizlero armağan ediyorum.»

Bu parlak başlangıcın sonunda on- dan bizlere hayatın sayfaları arasında sıkışıp kuruyan bir gül yaprağı kaldı.

Eylü! 1974 - Suadiye 1) Saruhan iskân mimarı Süreyya B. ve Ankara Şehir Emaneti heyet'i fenni- yesinde Y, Körtel ikinci, Konya be-

lediye mimarı Falih B. üçüncü, Maa- rif Vekâleti mimarı Sedad B, (Çetin- ı taş) dördüncü derece iki katlı evler ı için Evkâf heyet'i fenniyesinden Maz- har B. birinci, Viyana'dan J. Rombel ikinci, Sanayi'i Nefise Mektebi tale- besinden Veysel Ef. üçüncü derece mükâfatı kazanmış olduklarından... J 2) Altı zattan ibaret: Celâl Esad-Münek- ; kıd, Mongeri-miınar, İlyas-mühendis, j Asım-mimar, Nureciyan-mimar, Ziya j 3) Fotoğraf altındaki yazı: «Haydar Paşa ı Garının tamiri plânlarını tertip eden i penç mimar Nazimi Yaver bey. Yeni j tamirat, mumaileyhin ihzar ettiği plâ- na tevfikan icra edilecektir.»

4) Diğer konkurcular: Sâmih, Seyfettin Nâsıh, Burhan Arif, Sedad Hakkı.

5) Paris'de Arch. Gouv. M. Nönot onu j|

bir mimari atölyeye gönderir, ama ij Nazimi patronunu pek hatırlıyamıyor. i Demek onda pek iz bırakmamış ol- i ... malır

6 ) M e i s t e r a t e l i e r , daha doğrusu.

Referanslar

Benzer Belgeler

Umumî harpte her memlekette az çok müze işlerinin durduğu sıralarda Halil Ethem, müzelerin kapalı olmasından isti­ fade ederek müzenin alt katında büyük

47 yaşında ölen Yılmaz Güney, cezasını çekerken yurt dışına kaçmış, türkiye aleyhindeki faaliyetlerinden.. ötürü Ocak 1983'te Türk vatandaşlığından

Bugün var olan, bir yokluktan çıkmadı, dün var oianı değiştirerek, yeni hareketlere uydurarak, daha i- leri bir seyre bazan düz bir yürüyüş, bazan bir

Detection of Clostridium perfringens Contamination in Retail Minced Beef and Poultry Meat Retailed in Afyon*.. Şebnem PAMUK 1 , Gözde

Yüksek Mimar Emin Necip Uzman, Yüksek Mi- mar Demirtaş, Kamçıl ile Yüksek Mimar Rahmi Be- diz, Yüksek Mimar Nazimi Yaver Yenal, Yüksek Mima- Nezih Eldem ile Yüksek Mimar Sedat

Arches kümesi öylesine yoğun ki, içinde bulunan 100 000 yıldız, ancak Gü- neş’imizle en yakın komşusu olan Alpha Centauri yıldızı arasındaki 4.2 ışık yılı ya- rıçaplı

Yalnız bir de şu var: ö z a l’ın yeminine uymaması­ nı teşvik eden bir hareket, eski partisinin içindeki ba­ zı gruplardan geliyor, istiyorlar ki, eski Genel Baş-

Ancak her konserine en az on gitar götürmek zorunda kalan müzisyenler otomatik akort sistemi sayesinde büyük bir zahmetten kurtulabilir.. Böylece müzisyenler, her