• Sonuç bulunamadı

m. mustafa aldur POE[M] * şiirler aldur.net

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "m. mustafa aldur POE[M] * şiirler aldur.net"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

POE[M]

— şiirler —

*

(2)

ISBN [p] 978-605-031-425-0 ISBN [e] 978-605-031-573-8

Baskı - Pelin Ofset Sertifika № - 16157 Baskı adedi - 150 İlk düzenleme, ilk baskı [Ocak 2020]

Literatürk № 1630

(3)

���� senesinde Ankara’da doğmuştur. İlköğrenimini İstanbul Bakırköy Hamdi Akverdi İlkokulu’nda, ortaöğrenimini İstanbul Ataköy Lisesi’nde tamamlamıştır.

Yüksek öğrenimine ���� senesinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde [Türkçe] başlamış, tıp eğitimini ���� yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olarak tamamlamıştır. ����-���� tarihleri arasında Şırnak’ta pratisyen hekim olarak tamamladığı mecburî hizmeti sonrasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’nda anatomi doktora eğitimine başlamış, bu eğitimi Eylül ���� tarihinde tamamlamış ve Anatomi Bilim Doktorluğu ünvanına hak kazanmıştır.

����-���� tarihleri arasında vatanî görevini Gülhane Askerî Tıp Akademisi’nde tamamladıktan sonra, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’ndaki görevine geri dönmüş ve aynı bölümde yardımcı doçentlik kadrosuna atanmıştır. ���� yılında üniversite doçenti, ���� yılında profesör olmuştur. Halen Hacettepe Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’ndaki bu görevine devam etmektedir. Mart ���� - Şubat ���� tarihleri arasında Hacettepe Tıp Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevinde bulunmuştur. Evli ve bir çocuk babasıdır. POE[M]*

ŞİİRLER ilk şiir kitabıdır.

* POE — Point of Equilibrium

(4)

Şiirlerini doğuran fırtınalı denizlerinde, alabora olmaksızın ya[ü]za[e]bilmeyi başarabildikleri için.

Bu mütevazı kitapçıktaki şiirlerin elbette onların eserlerindeki demde olması beklenemez. İki tekerinden biri [yetenek ve teknik] diğerinden [yaşam] hayli küçük olan tuhaf bir bisiklet gibi benim şiirlerim, münferiden ve iddiasızca yürürler, ancak yarışmazlar. Hatta bazıları şiir bile sayılamayabilir, şiirimsi şeyler belki de.

Ömrünü bir balkonda geçiren, oradan gördüklerini iç dünyasının tüm renkleri ile boyayan, hatta olduğundan fazlası ile resmedebilen ‘usta’ bir şairin pek çok şiirinde sıklıkla farkedilen pırıltılara, şiire daha az mesai hasredebilen, arada sırada camdan dışarı bakıp, o kısa sürede görebildiklerini kabiliyeti nisbetinde çalakalem karalayan bencileyin yarı-zamanlı şairlerin şiir[imsi]lerinde elbette benzer sıklıkta rastlanmaz, rastlanması adil de olmaz. Ancak yinede istisnasız iyi/vasat/kötü her şairin şiiri, biraz da ‘ilham perisinin kime, ne vakit ve ne vesile ile tecelli edeceği bilinemeyeceği için’ seyre değerdir.

Bu küçük kitapçık işte böyle bir hevesle ortaya çıktı. �� yılda [����-����] fasılalarla hissedilen, acemi ve titrek hatlarla çiziverdiğim ‘karakalem eskizlerin’ seçilmiş ��

tanesi, lâedrî kalmak yerine hoş bir sadâ olsunlar diye bu ince kitapçıkta toplandı.

Kitapçığın inceliği bana şiir kitaplarının neden çoğu zaman incece olduğunu öğretti.

Bir yayıncı dostumun süslemeleri nedeni ile davetiye gibi bulduğu kapağı da sadeleştirmedim, değiştirmeye yanaşmadım, öylece bıraktım. Eğer algısı doğruysa hem davetkâr bir kapak yakalamıştım kitap için, hem de çerçeve resmi güzelleştiren birşeydi. Hatta arka kapağa da boş bir çerçeve ekleyiverdim, isteyen okur istediği

(5)

zorbahar ölmek ölümden zor köprü kabirden dar mukadderat buz gibi kor

kavuşuruz hangi bahar

(6)

şair

kendini arif sanan zavallı ahmak şair

alime sır olan gerçek mümine dünden zahir

(7)

cetvel

hayat denen mesafe sadece buzdan cetvel

can tenine değince eriyen şeffaf cevher

(8)

esir

an bir an olur açılır kapı farkına varmadan giriverirsin sen yol istemesen de yol seni ister

bu alemde gezen hür bir esirsin

(9)

iğne

yoğunlaş iğnenin ucu gibi ol verilen kuvvet misliyle çıksın

elbet kırılır zamanın yayı

yaşı ilerlemiş haylaz çocuksun

(10)

mavi

istanbulla gezersen istanbul sende gezer

aşık maşuk karışır her vakit ayrı güzel yollar köşe taştandır kalemler kamıştandır

ezanlar mavi güzel

kabirler yokuştandır

kubbe altında kubbe

altında mümin dolu

başlar secdede iken

kalpler Allah'a doğru

(11)

örtü

kası deri örtüyor deriyi örten ne var

emirgan camiinde kıbleden esen rüzgar

(12)

su

su bizi yıkadıkça biz de onu yıkarız

bentleri yıkarız da sonsuzluğa akarız

(13)

süleymaniye

haydi kalk oturma duvar dibinde

yönünü kıbleye dön sırtını dosta

sesin çıkmasın da sesleri dinle

bak bakalım ne diyor başmimar usta

(14)

gebe

şairin zihninde büyük kafiye kara bahtlar üzerinde ak bir lekesin

sıcaktan bunalan soğuk çöllerde

gebe doğuracak binbir gebesin

(15)

yük

kendini tart yükü tart hangisi daha ağır gözler istemezsen kör

kulaklar söze sağır

(16)

kimim

çığlıklar içinde sessiz kalabalıkta o şarkı bu şiir gezinen benim elinde sapanla savaşan çocuk kumandanlarına söven neferim dağlardan denize alçalan rüzgâr denizden göklere yükselen benim buluttan dökülen saydam bir damla

yükselir yükselir yine düşerim adaya sessizce sızan bir meltem o yelken bu oda dolan o benim

kalbime asılı şeffaf bir yafta

yorulur dinlenir yine eserim

gözler açık iken görülen gölge

kapandığındaki ak karanlığım

karalar içinde beyaz bir nokta

binbir kişilik tek kalabalığım

(17)

ağrı

herşey bekler bir şeyi

sen beni

ben seni

alevler beni

söyle gönül ağrısı

beklemekle diner mi

(18)

papatya

dağın kendi gölgesinde kuzeye ve denize bakan yamacında

onca rüzgara inat dimdik duran tek çiçek sensin ne beyazından tanırım renginin

ne sarısından saçlarının sadece

direnişinin asil ıslığıdır bana yol gösteren seni sendeleten tek şey siyah benekli bakır rengi kanatları ile

vakitli vakitsiz bağrına konuveren

lycaena ottomanus belki ben

(19)

şeyh galib'den mülhem tövbe

bir mevlid vakti

‘ateş denizinde yüzen mumdan gemi’

baruttan kaptana çabalama dedi ve kaptan iman etti silbaştan

ateş su oldu

barut toprak

(20)

tûtimera [ىطوط - μέρα]

ne vakit istasyonun köşesindeki çınar ağacının altından geçsem kuru bir yaprak düşer omuzuma ben tûtimera diye fısıldar kulağıma

gitme gidersen düşeceğim inanmam yürürüm

o mevsim her mevsim illa geçerim düşer bıkmadan ve fısıldar hep

ben tûtimera gitme düşü veririm

gidiverir

(21)
(22)

Referanslar

Benzer Belgeler

Konverjansın fazla olduğu nöronlarda (SEPTAL KOLON) plastisite daha fazladır:. LAZER

110 İstanbul Üniversitesi Çeviribilim Dergisi - Istanbul University Journal of Translation Studies Edgar Allan Poe: Şiirler ve Anılar.. Çalışmanın ilk bölümünde Edgar

Perkütan nefro lito to mide yetişkin hastalarda dilatasyo n tipinin o perasyo n so nuçları üzerine etkisi Perkütan nefro lito to mide yetişkin hastalarda dilatasyo n tipinin o

◦ Zoster, duyarlı kişilere VZV virusunun bulaşmasına neden olmakla birlikte suçiçeği ile karşılaştırıldığında daha düşük bulaştırıcılığa sahiptir.  Solunum

Gebeliğin sonunda serviksin gerilmesi ve doğumdaki kuvvetli uterus kasılmaları ile

Tıpta Uzmanlık, Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi (İngilizce), Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye 1999 - 2004 Lisans, Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıp

• Beyin bağlantısı: medulla oblongata.. glossopharyngeus ile birlikte), larynx ve esophagus kasları. • Kalp, akciğerler ve sindirim sisteminin colon transversum’a

Afyon Kocatepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü- Anatomi (Tıp) Yüksek lisans. 2010-2011 Bahar yarıyılı Tıbbi