• Sonuç bulunamadı

GÖNÜL ERLERÝNÝN KÖTÜLÜKLERLE SAVAÞI ZAMANA ZAMAN AYIRMAK ÞÝFA ÝÇÝN DÖRT KATALÝZÖR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "GÖNÜL ERLERÝNÝN KÖTÜLÜKLERLE SAVAÞI ZAMANA ZAMAN AYIRMAK ÞÝFA ÝÇÝN DÖRT KATALÝZÖR"

Copied!
52
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÖNÜL ERLERÝNÝN

KÖTÜLÜKLERLE SAVAÞI

ZAMANA ZAMAN AYIRMAK

ÞÝFA ÝÇÝN DÖRT KATALÝZÖR

(2)

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Cilt: 53 Sayý: 630 Haziran 2021 Onur Baþkaný:

Dr. Refet Kayserilioðlu Sahibi ve Genel Yayýn Müdürü:

Ayþegül Kayserilioðlu Yazý Ýþleri Müdürü:

Güngör Özyiðit Yayýn Kurulu:

Güngör Özyiðit Nelda Bayraktar

Hale Ürkmezgil Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri:

0535 4554223 - 0549 7220248 Yönetim Yeri:

Hayri Eðmezoðlu Sk. Ýkizler Ap.

No: 8 D: 32 Erenköy/Ýst.

Dergimizin internet sitesini

www.sevgidunyasidergisi.com, www.dostluk.org adreslerinden ziyaret edebilirsiniz

Yaþam Ciddidir

Oyun Deðildir ... 2

Dr. Refet Kayserilioðlu

Gönül Erlerinin

Kötülüklerle Savaþý ... 7

Ahmet Kayserilioðlu

Zamana Zaman Ayýrmak ...14

Güngör Özyiðit

Olumlu Düþünebilmek

Ama Nasýl?... 17

Çev. ve Der. Belgin Tanaltay

Mutluluk ... 25

Seyhun Güleçyüz

Kuantum Sýçrama ... 30

Der: Ýsmail Hakký Acar

Ben Kimim? ... 36

Çev: Nelda Ýnan

Þifa Ýçin

Dört Katalizör 1, 2, 3, 4 ... 42

(Canlý Kryon Celsesi)

Kapak Resmi Brenda Burke

ÝÇÝNDEKÝLER

(3)

Sevgili Dostlar

“Ýyi dostluk, iyi geleceðin þerbetidir” Hiç þüphesiz iyi bir gelecek sadece iyi dostluklarla oluþturulamaz. Ýyide, doðruda olmayan, tembellik edip duran, bilgisi belli bir yerde donup kalmýþ, sevgisi geliþmemiþ insanlarýn geleceði, maddi imkânlarý ne kadar yeterli olursa olsun iyi olmaktan uzaktadýr. Sevgi ve korumayla çevrili olsalar bile bunu farketmeleri, bunun þükrünü yaþa- malarý pek olasý deðildir. Hayrýn nerede baþlayýp nerede biteceðini bilenlerin, kendilerine verilen güzellikleri korumasýný becerebilenlerin, aklýný gönlünü yýkamak için kullananlarýn ve hak çizgisinde olanlarýn geleceði iyi olabilir ancak. Onlar bir de iyi dostluklar oluþturabilmiþlerse yaþamlarýnda, iyi gele- ceklerinin ferahlýðýnda aðýz tadýyla mis kokulu þerbetler içermiþcesine huzur, iyilik ve þifa ile dolacaklardýr. Çoðu zaman duyarýz: Benim çok arkadaþým vardýr ama gerçek dostum olanlarýn sayýsý bir elin parmaklarýný geçmez.

Yani insanlar tartýlýr, ölçülür, sýnýflara ayrýlýr ve aralarýndan seçme yapýlýr.

Bu seçilenlerden büyük þeyler beklenir: Onlarýn yanýnda istedikleri gibi davranacak, rahat edeceklerdir; gerektiðinde kaprisleri çekilecek, hoþgörüle- cektir; sýrlarý saklanacak, baþkalarýna karþý kusurlarý ve kabahatleri

savunulacaktýr. Bir süreliðine böyle dostluklar bulunsa bile bunun üçü beþi geçmemesine þaþmamak lâzýmdýr. Oysa dostluklar güleryüzlü, iyi insanlarýn gerçek sevgi ve gerçek saygýlarý ile baþlar. Arkadaþlýk ne kadar ilerlerse karþýlýklý saygý ve dikkat o derece artar. Bir insanýn özel alanýna yakýnlaþmak, bir mabede giriþ yapmak kadar kutsal olmalýdýr. Hele bizi gönlüne alma kararý vermiþ bir insaný incitmek korkunç olmalýdýr. Unutmayalým, gönüller Yaradanýmýz’ýn yeridir. “Baþýnýz aðrýdýðý zaman bedeniniz de hasta olur.

Dostunuzu da incittiðiniz zaman siz hasta olunuz. Ýyilik yaptýðýnýz zaman kar- þýlýk almak için yapmayýnýz. Baþýnýz bedeninizden parça, dostunuz da sizin parçanýz olsun ve herkes dostunuz olsun.” Herkesin dostumuz olmasý sadece iyi bir temenniden mi ibaret, bir hayal mi yoksa mümkün mü? Þu anki hali- mize bakýnca gerçekçi olmayan bir hayal gibi duruyor belki. Ama aslýnda biz insanoðlu böyle deðiliz. En kötü gördüðümüzün gönlünde bile dýþarý çýkmayý bekleyen iyilikler vardýr. Aslýmýz bize unutturulmuþ ve kendimizi daha da berbat hissetmemiz için dört bir yandan faaliyet sürmekte. Ama azýmsanma- yacak kadar Gönülerleri de, beyaz güller de var bu dünyada. Onlar sevginin ve saygýnýn inceliðiyle herkesi dost eylemek için yaklaþýrlar baþkalarýna.

Gelecek zamanlarda insanlar, hepimizin gelecekteki parçalarý dostluk þerbetiyle huzur bulsunlar diye. “Bütün insanlar birbirinin dostu olmalý.”

En Derin Sevgilerimizle SEVGÝ DÜNYASI

(4)

Yaþam Ciddidir Oyun Deðildir

Dr. Refet Kayserilioðlu

Hayatýn ciddiliðini bilmek, ona verilen önemle, sorumlu- luðu görmekle, iþi sýký tut- makla, yaþamýn gayesini gerçekleþtirmekle gösterilir.

Ýnsan (Ruh), en alt seviyeler- den baþlayarak adým adým yükselecektir, arýnacaktýr, bir- liðe ulaþacaktýr. Sonunda Yaradan’ýna varacaktýr.

Hiç kimse O'nun çizdiði yolun

ve O'nun kanunlarýnýn dýþýna

çýkamaz; çýkmaya kalkan, en

acý þekilde cezasýný çeker.

(5)

YAÞAMI OYUN GÝBÝ GÖRENLER

Her þeyin dalgasýnda olan insanlar vardýr.

Hayatta ciddi bir gayeleri yoktur. Sorumluluklardan kaçarlar. Ders çalýþmalarý, iþ yapmalarý hep yasak savar gibidir.

Sevgilerinde ve karþý cinsle iliþkilerinde de içtenlik yoktur. Sanki yüzeysel bir alýþ veriþ yapmaktadýrlar.

Gönüllerini ve akýllarýný çalýþtýrmazlar. Onlar için hayat bir oyundur. Bu oyun, eðlenmek için, haz duymak için, gönlü hoþ etmek için oynanmak- tadýr. Dünyada iþini yürüt, dümenine bak, dalganý geç. “Hiçbir þeyi dert etme, kafana takma, hiçbir þeyi ciddiye alma”

derler. Sabahtan akþama her þeye gülmeye çalýþýr- lar, her þeyin gýrgýrýn- dadýrlar.

Ama bu þamata öyle sürüp gitmez. Bir gün bir sýkýntýya, bir baþarýsýzlýða ve bir kayba uðrayýnca, þikâyete ve feryada baþlarlar. Sanki onlarýn hiçbir suçu, kabahati yok- tur. Onlara karþý haksýzlýk yapýlmýþtýr veya büyük

bir þanssýzlýða

uðramýþlardýr. Arkadaþlarý onlarýn sýkýntýlarýna asla ortak olmazlar. Çünkü onlar hiçbir þeyi ciddiye almazlar. "Takma kafana, boþ ver" derler. Çünkü caný yanan kendileri deðildir. Onlar rahat- larýnýn, oyunlarýnýn bozulmasýný hiç iste- mezler. Sýkýntýlarla karþýlaþan ise, ilk defa yalnýzlýðýný hisseder.

Gezmeden, eðlen- meden, kumardan, içki- den baþka þey düþün- meyenler, yaþamak deyince bunlarý yapa- bilmeyi isteyenler de vardýr. Onlar için de ha- yatta ciddi hiçbir þey yoktur. Haksýz yollardan, üçkâðýtçýlýkla, kolay para kazanmayý isterler. Onlar iþi kitabýna uydurarak, her türlü kötü iþi yap- maya hazýrdýrlar. Kolay yaþamak, tatlý hayat sürmek isterler. Ne Allah inançlarý vardýr, ne ahireti düþünürler, ne de kendi- lerine dünya hayatýnýn hesabýnýn sorulacaðýna inanýrlar. Onlar her þeyi inkâr etmeyi bir yaþam yolu olarak kabul etmiþlerdir. Bunlarý hiç düþünmemekle de avun-

maktadýrlar ve hattâ övünmektedirler. Kuran, böyle avare ve inançsýz insanlar için þöyle diyor:

"Býrak onlar yesinler, eðlensinler, arzu onlarý oyalasýn. Yakýnda (yaptýk- larýnýn kötü sonucunu) bileceklerdir." (15/3)

Bir de, hem kendi hayatýna, hem de

baþkalarýnýn hayatýna hiç deðer vermeyenler vardýr.

Hiçbir þeyi sýký bir þekil- de tutmaz, sabýrla çalýþ- mazlar, belirli bir he- defleri yoktur. Hayatý eðlence olarak görmezler belki ama hiçbir sorumlu- luðu taþýmayý istemezler.

Her þey kendiliðinden oluversin isterler. Bunlar Koca Bebek psikolo- jisinde olanlardýr. Her iþlerini anne babalarý yap- mýþtýr, onlara da seyret- mek düþmüþtür. Þimdi büyümüþlerdir ama himaye isteðinden, güdülme eðiliminden kur- tulamamýþlardýr. Onlarýn hayatýnýn bir deðeri ve bir anlamý yoktur. Bu tipler kolayca kendi hayatýna ve baþkalarýnýn hayatýna kýyabilirler. Anlýk tepki- ler, anlýk kýzgýnlýklar, anlýk sevinçler, derinliði olmayan düþünceler ve

(6)

duygular, bu tiplerin belirtileridir. Onlarýn yaþamýn ciddiliðini öðrenmeye, sorumluluk- larýný bilmeye çok ihtiyaçlarý vardýr.

YAÞAM CÝDDÝDÝR Yaþamýn ciddiliðini bilmek ve sorumluluðu görmek gerekmektedir.

Hayatýn ciddiliðini bilmek, ona verilen önemle, iþi sýký tutmakla, hayatýn gayesini görmek- le, gerçek ve doðru bir hedefe doðru, yýlmadan, planlý ve programlý yürümekle gösterilir.

Dünya’da doðuyoruz, evde ve okullarda birçok þeyler öðreniyoruz. Bir meslek seçiyoruz, o mesleði en iyi þekilde öðrenmek ve en iyi þekilde uygulamak gayemiz olmalýdýr.

Bunun için zamanýn deðerini bilerek, boþa zaman harcamayarak planlý, programlý ve hedefi daima göz önünde tutarak çalýþmalýyýz.

Sonra o meslek için gerekli bilgileri en iyi þekilde öðrenmeye, tecrü- belerimizi ve görgüleri- mizi artýrmaya sýra gelir.

Ben Týp Fakültesine girip, doktor olmaya karar verdiðim zaman

"Mutlaka iyi bir doktor olacaðým" demiþtim.

Bütün stajlara dikkatle devam ettim.

Doktorluðun her dalýný en iyi þekilde öðrenmeye çalýþtým. Pratisyen dok- torluk yaparken, bu çabalarýmýn çok yararýný gördüm. Her çeþit hastaya da çok yararlý oldum.

Çok dualar aldým. Bunlar bana çok mutluluk verdi.

Her gittiðim yerde baþarýlý bir doktor oldum.

Çünkü iþimi ciddi tuttum, severek yaptým, sürekli bilgimi ve tecrübemi artýrdým.

Ýþi ciddi tutmak, iþine ve mesleðine önem vere- rek ve severek sarýlmak, o iþte en iyiyi yapmaya götürür insaný. Bu da iþin insaný yormasýný, angarya gibi gelerek ruhen yýpran- masýný önler. Çünkü iþi angarya gibi sevmeden yapanlar, o iþten ruhen yýpranýrlar. Ýþ onlarý çabuk yorar ve

"Sürmenaj" denilen aþýrý yüklenme psikolojisine girerler. Kafalarý durur adeta, hiçbir iþ yapmak istemezler.

ÝYÝLÝKSEVER BÝR MÝLLETÝZ AKILLIYIZ, AMA...

Gerçekten millet olarak genellikle iyi kalpli, fedakâr, merhametli ve iyilik yapmayý seven bir milletiz. Bu Türklerin büyük ve deðerli yönü.

Bu millet ayný zamanda genellikle akýllý bir millet.

Ama milletimiz zamanýn kýymetini pek bilmiyor.

Tembelliðe, boþa zaman harcamaya çok meyillidir.

Düzenli ve disiplinli çalýþanlar az olduðu için, bilgiye önem verenler de azdýr. Bilgili hareket etmeyince birçok yan- lýþlar yapýlmakta, üst üste zararlara girilmektedir.

Her iþte bilgiye, tecrü- beye çok önem vermek, bilenlerin fikirlerine baþvurmak gereklidir.

Zamaný iyi deðer- lendirmek, boþa zaman harcamamak, boþ,

yararsýz iþlerle, dedikodu- larla vakit öldürmemek gerekiyor. Planlý ve pro- gramlý bir çalýþma, hayata ve çalýþmaya disiplin getirmek en önemli iþtir.

Çünkü dünyada elde ede- ceðimiz her deðer, doðru çalýþmalarýmýzýn ve doðru

(7)

çabalarýmýzýn sonucudur.

Bilgili kültürlü insan böyle olunur. Bir meslek- te ve bir iþte baþarýya ulaþmak ve o baþarýyý sürekli kýlmak, insanýn kazandýðý bilgi, tecrübe ve yeteneklerle olur.

Bunlar da kimseden ödünç alýnamaz ve kim- seye ödünç verilemez.

Ýltimasla, kayýrmalarla, menfaat saðlamalarla veya aldatmacalarla bir yerlere gelenlerin mevki- leri, makamlarý ve kazandýklarý asla sürekli olamaz. Kaldý ki hak etmeden alýnan bir þey o kiþiyi mutlu etmez ve yüceltmez. Aksine çeþitli hücumlarý, sevgisizlikleri her zaman üzerine çeker- ler. Öyle kiþiler her an hak etmeden aldýklarýný kaybetme korkusu içindedirler. Bilenle bilmeyen hiçbir zaman bir deðildir elbette.

Bizim Celselerimiz’de

"Reislik Bilgidedir" den- miþti. Yani bilgili olan ve her zaman öne geçer.

Hükmedenler hakkýnda hüküm verecek ve onlara yol gösterecek olanlar da bilgide ileri gidenlerdir.

Öyleyse bilgilerimizi her zaman artýrmak gerek-

mektedir. Geliþmiþ ülkelerin seviyesine bil- giyle, disiplinli olmayla, düzenli ve planlý çalýþma alýþkanlýðýný elde etmeyle varabiliriz.

Türk Milleti iyiliksever, merhametli, fedakâr bir millettir. Bunlara düzenli çalýþmayý, bilgide ileri gitmeyi de mutlaka ekle- mek þarttýr. Bir de

dürüstlükten, doðruluktan kesin ayrýlmamaya alýþ- mak þarttýr. Aldattýðýný zanneden aslýnda

aldanandýr. Yalaný mutla- ka terk etmeleri gerekir.

Çünkü yalanýn üstü sürekli örtülemez. Son zamanlarda kolay yoldan köþe dönmek isteyenler, þansla, kaderle,

ikramiyeyle, faizle, para ticaretiyle bir vurgun peþinde koþanlar çoðaldý.

Bunda sürekli enflas- yonun, emeðin sürekli deðer kaybetmesinin de rolü oldu. Enflasyon bir gün duracak olursa veya normal seviyeye gelirse, havadan, üçkâðýtçýlýkla para kazanýlmayacak demektir. O zaman tem- belliðe alýþmýþ, çalýþ- madan almaya alýþmýþ olanlarýn feryadýný düþünebiliyor musunuz?

Batý müziðinin temelle- rini atan büyük müzisyen ve büyük bestekâr Johann Sebastian Bach'a devrin Alman Ýmparatoru: "Siz bir dâhisiniz üstat" diye hayranlýðýný belirttiði zaman, Bach'ýn cevabý sadece iki kelimedir:

“Dehâ çalýþmaktýr.”

Müzik yeteneði birçok kiþide olabilir. Ama ancak düzenli, programlý ve disiplinli çalýþanlar bil- gisini ve yeteneðini en iyi þekilde geliþtirenler

"dahi" olabilirler. Dehâ çalýþmaktýr, bu sözü hiç unutmamak, tam benim- semek ve hayatýmýzda uygulamak zorundayýz.

Bir gün Türkiye'de insanýn hak ve hukukunu, çalýþmasýný ve geliþmesi- ni güvence altýna alan kanunlar ve þartlar iyice kurulursa, ülkemizin geliþmiþ ülkeler sýnýfýna geçmesi kolaylaþacaktýr.

Bu arada hýrsýzlarýn, hak- sýz yoldan gelir ve çýkar saðlayanlarýn mutlaka cezalandýrýlmasý gerek- mektedir. Hukuk devleti, demokrasi, yani açýklýk düzeni en iyi þekilde kurulursa hýrsýzlara, soy- gunculara, tehditle para sýzdýranlara imkân

(8)

kalmaz. O zaman çalýþ- manýn, alýn teriyle, bil- giyle, sürekli çabayla kazanmanýn deðeri daha iyi anlaþýlýr ve ülkemiz hýzla yükselir.

Dünyada tekâmül için bulunuyoruz. Bu öncelik- le, bilgiyle ve çalýþmayla saðlanýr. Sonra da insan kardeþlerinin haklarýna saygý göstererek, yani doðru olarak, çalýþarak ve iyilik ederek gerçekleþir.

Hem insan olarak, hem millet olarak ileri gide- ceksek ve geliþmiþ ülke- lerin seviyesine yüksele- ceksek bunun öncelikle çalýþmayla ve bilgide ileri gitmeyle olacaðýný bilmek zorundayýz. Sonra da o ileri dediðimiz ülkeleri geçebiliriz. Bu da iyiliði, doðruluðu ve sevgiyi tam benimseyip uygulamayla saðlanýr. Bu son üçünü;

iyiliði, doðruluðu ve sevgiyi baþarmak Türk Milleti için çok kolaydýr.

Çünkü milletimizin miza- cý o yöndedir. Elverir ki milletimize doðru yol gösterilsin ve örnek olun- sun. Ýþte o zaman Türkiye bütün milletlere örnek olacaktýr. Atatürk'ün yýl- lar önce yaptýðý bir kehânet vardýr:

"Asla þüphem yoktur ki, Türklüðün unutulmuþ büyük medenî vasfý ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki geliþi- miyle, geleceðin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir Güneþ gibi doðacak- týr. Bu gerçekleþtiði zaman, milletimden ve bütün insanlýktan ricam, beni hatýrlayýnýz!.."

(10. Yýl Nutku'ndan) Bence bu kehânetin gerçekleþmesi uzak deðildir. Yaradan, insan- dan varoluþu için, hayatý için ciddi olmasýný istiyor.

Çünkü o her þeyi ve insaný sevgisinden varet- miþ, ciddi bir kararla, önemli bir hedefi gözeterek, bilgiyle ve düzenle yaratmýþtýr.

Ýnsanýn Yaradan’ýnýn gös- terdiði hedefe doðru yürümesi, her þeyi cid- diye alarak, ciddiyetle çalýþmasý, bilgi edinmesi gerekmektedir. Sevgide, iyilikte, doðrulukta ileri giderek yükselmesi, olgun insan, üstün insan olmasý zorunludur.

Yaradan oyun oynamaz.

O'nun yarattýklarý için, üstün dilekleri, yüce mak- satlarý vardýr. Ýnsan (Ruh)

en alt seviyelerden baþ- layarak adým adým yük- selecek, arýnacak ve bir- liðe ulaþacaktýr. O'nun kurduðu düzen içinde, O'nun varettiði bilgileri alarak, tecrübelerini, görgüsünü artýrarak, sevgilerle özünü bularak geliþtirerek, çabayla, çalýþarak olgunlaþacaktýr.

Ve sonunda o uzun yoldan geçerek

Yaradan’ýna ulaþacaktýr.

Bu Yaradan’ýn ciddi bir kararýdýr, bilgiyle, düzenle çizdiði bir yoldur. Her varlýk kendi hür iradesiyle ve aklýyla o doðru yolu bulacak, o yolda düzenle yürü- yerek yükselecektir.

Bütün kurulan düzenler ve bütün kâinat bu sonu- cu saðlamaya yöneliktir.

Hiç kimse O'nun kanun- larýnýn, O'nun çizdiði yolun dýþýna çýkamaz.

Çýkmaya kalkan en acý þekilde cezasýný çeker.

Yaþam ciddidir, oyun deðildir. "O, insandan sadece, varoluþu için CÝDDÝ olmasýný ister.

Çünkü ne görüyorsanýz þimdi renkli gözlerinizle, hepsi yalnýz O'nun SEVGÝSÝNDEN ve CÝDDÝYETÝNDEN vardýr."

SEVGÝ DÜNYASI

6

(9)

GELECEÐÝN GÜNDEMÝ:

MUCÝZELER

Dergimizdeki son yazýmda, Dünyanýn her tarafýnda insanüstü seviyedeki Rehberlik Bilgilerinin artýþýndan sevincimi dile getirmiþtim. Onlarýn izin- den giden iyilik, sevgi gibi doðru Yaþam Bilgilerinin paylaþýlmasý yolunda hizmet eden öncülere, ilâhi âlemin büyük destekleri olacaðýný da sözlerime

eklemiþtim. Ýnsanlarýn ve canlýlarýn yaþar kalmasý, açlýk sorunlarýnýn çözüme kavuþmasý için, Güneþ enerjisi gibi bitmeyen ve çevreyi kirletmeyen kaynaklarýn devreye sokulmasýnda onlarýn mutlak yardýmý olacaktýr. Bunun bir örneði olarak, Ramtha rehber var- lýðýn “Tiranlarýn Son Valsi” kitabýndan bir örnek aktarmýþtým. Ramtha Japonya’daki dehâ seviyesindeki bir kiþinin, aldýðý ruhsal rehberlik bilgi-

Rehberlik Bilgilerinin Düþündürdükleri: 18

Gönül Erlerinin

Kötülüklerle Savaþý

Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog

(10)

leriyle Güneþ enerjisini kullanma ve depolamada büyük bir teknoloji geliþtirdiðini ifade ediyordu.

Bu tür mucizelerin Rehberlik Bilgilerinin paylaþýlmasýnda yarar saðlayacaðý kuþkusuzdur. Ama akýl ve mantýk sonuna kadar kullanýlmadan, sýrf mucizelerle körü körüne inancýn, bizleri büyük zararlara uðratacaðý da çok önemli bir baþka gerçektir. 50 yýl kadar önce dergimizde Bizim Celselerimizi veren rehber varlýðýn düþüncelerimizden haberdar olduðunu, gerçekten her þeyimizi bildiðini, toplu olarak yaþadýðýmýz birçok olayý kanýt- larýyla ortaya koyarak açýklamýþtým.

Sadece bizlerin deðil, misafir celseleri- mize katýlan dostlarýmýzýn da yaþadýk- larýndan, düþüncelerinden haberdar olduðunun örnekleri üzerinde durmuþ- tum. Ama sýrf bu mucizelere dayanarak inanca gitmeyi asla doðru bulmadýðýmý, mutlaka akýl ve mantýðýn da devreye girmesinin vazgeçilmez bir gereklilik olduðunu uzunca dile getirmiþtim. Ör- nekleri yazýp bitirdikten sonra “Sonuç”

ara baþlýðý altýnda, bu körü körüne inancýn büyük felâketlerle sonuçla- nacaðýný, yaþanacak Deccal örneðini de sergileyerek önemle belirtmiþtim.

Aradan çok zaman geçtiðinden, yeni okuyucularý da bilgilendirmek için bu sonuç bölümünü sizlerle payla- þýyorum:

“Ýlâhi âlem her devrin ihtiyacýna uygun olarak peygamberler, evliyalar, içi dýþý temiz gönül erleri vasýtasýyla

insanlara birçok mucizeler göstermiþ, ibret dolu deliller vermiþtir. Bütün bu mucizeler ve delillerin ise bir tek gayesi vardýr: Kulak vermeyi temin etmek, söylenenleri dinletmek ve düþündürmek. Eðer sadece mucizelerle, delillerle inanmaya çalýþýr, söylenenler üzerinde bir düþünce faaliyetine girmezsek bu inancýmýz temelsiz bir bina gibi ilk sarsýntýda yýkýlmaya mahkûmdur. Gerçek inanç ancak derin ve iyi düþünceyle gerçekleþir.

Sadece mucizelerle, kerametlerle inanmak isteyen düþünce tembelleri büyük tehlikelerle karþý karþýyadýrlar.

Yüce Yaratýcý, eðer böyle kolayýndan inancý isteseydi, bunu saðlamak O’nun için ne kadar basitti. Ama O, düþünüp taþýnmadan, bir kafa çabasý gösterme- den inananlarý Kuraný Kerim’de

“Onlarýn imaný henüz kalplerine inmemiþtir” diye tarif etmektedir. Hz.

Muhammed’in sahih hadislerinde Kýyametten evvel ortaya çýkarak insan- larý þaþýrtacak ve doðru yoldan çýkarta- cak olan Deccal’ýn “ölüleri diriltmek”

hünerine sahip olacaðý açýkça söylen- mektedir. Ve o Deccal “Ben Allahým”

diye de övünecektir. Onun bu harikalarýna bakarak bir insanýn Allah olamayacaðýný düþünüp taþýnmadan ve yaptýðý kötülüklere aldýrmadan, onun peþinden koþanlar elbette belâlar çuku- runa düþecek olanlardýr. Nitekim Hz.

Ýsa da Dünya’nýn bu son devresinde, birçok yalancý yol göstericinin ortaya çýkarak harikalar göstereceðini, onlarýn doðrusunu eðrisinden ayýrmak gerek-

(11)

tiðini anlattýktan sonra “Siz onlarý meyvelerinden tanýyacaksýnýz” diyerek ölçünün ne olacaðýný apaçýk iþaret etmektedir.”

Þimdi bu alýntýya önemli bir ekleme yapmak istiyorum: Hz. Musa’nýn peygamberliði zamanýnda birini öldür- müþler. Katilinin kim olduðuyla ilgili birbirleriyle kavgaya tutuþmuþlar. Yüce Yaratan öldürülen kiþiyi dirilterek katili onun aðzýndan duyurmak ve ayný zamanda bir mucize sergilemek yolunu daha uygun olarak görmüþ. Bu olay Kuran’da Bakara suresi 67. âyetten baþlayarak uzunca anlatýlýr. Ayný konuya Bizim Celselerimiz’de þöyle deðinilir:

“Biliyor muydunuz, O’nun ardý ve önü yoktur... Biliyor muydunuz, O yal- nýz bölünmez ve bütün olandýr…

Biliyor muydunuz, O birin biridir... Ve þimdi size bildiriliyor ki, farkediniz.

Öyle düþününüz ve öyle yapýnýz.

“Biliyor muydunuz, size eskiden bildirilen ve buldurulanlar arasýnda bir tane, sizin için en hayýrlý ya da sizin için en kötü olandýr. Onu kötüye de, iyiye de kullanmak elinizdedir. Ve þimdi bildiriliyor, farkediniz, dikkat ediniz diye...

“Biliyor muydunuz, hani bir zaman, bir yerde kimsenin bulamadýðý, kim- senin çýkaramadýðý bir hadise oldu...

Biliyor muydunuz, bir zaman, bir yerde bir þaþýlacak iþ oldu. Bir ölü, bir

sarý ineðin kýzýl kanýndan canlandý da, öncesini söyledi olanlarýn... Þimdi bildiriliyor, hatýrlayýnýz da, þaþmayýnýz diye...”

Görüyorsunuz celsenin sonunda ölünün diriltilmesinden söz ediliyor. Ve bu olayýn ileride benzeri yaþanacaðý imâ edilerek Deccal’ýn benzeri bir olayý gerçekleþtirdiðinde “Þimdi bildiriliyor, hatýrlayýnýz da, þaþmayýnýz diye.” bizi uyarýyor.

MUCÝZELER

DEÐERLENDÝRÝLMEK ÝÇÝNDÝR Akýl, mantýk ve doðru düþünceyle deðerlendirilen mucizelerin gerçekten yararlý olacaðý þüphesizdir. Nitekim Bizim Celselerimiz’de rehber varlýk:

“Delil isteyenlere yüz çevirmeyiniz...

Çünkü sizin gücünüz, çok yüceye ulaþamaz henüz.”diyerek bunun insan- lýk için inanca gitmekte bir kolaylýk saðlayacaðýný belirtmektedir. Ayrýca geçmiþ dönemlerde de insanlarýn delil istediðini, bunlarý doðru deðerlendiren- lerin teslimiyet basamaðýna týr- mandýðýný þöyle bildirmektedir:

“Öncekiler de kendilerine delil verilsin istemiþlerdi ama onlar için artýk tek çare, tek yol teslim olmaktý. Ve onlar yollarý çizilenlerden oldular.”

MUCÝZELERÝ ÝNKÂR EDENLER Ancak insanlarýn hepsi böyle deðil.

Gülyüzlü peygamberlerin büyük mucizelerine þahit olan bun raðmen

(12)

türlü mantýk oyunlarýyla inkâra sapan çok kiþiler de olmuþtur insanlar arasýn- da. Bizim Celselerimiz’de bu þu özlü sözlerle anlatýlýr:

“Geçmiþte bir gün, bir gülyüzlüye O’ndan bir söz geldi:

“Ey bize þaþmadan uyan, bizim sesi- mizi yalnýzca duyan, onlara de ki: Biz seni onlarýn hayrý için, onlarýn karþýsý- na melek kýlýðýnda bile gönderse idik, yine onlar içinde inanmamak için sebep bulanlar olurdu buna. Þimdi sen insanoðlusun. Görevin, almak ve yal- nýz vermek. Elbet ki, þaþanlara daha çok koþmak, yalnýz þaþtýklarý için üzülmek deðil.”

Geçmiþte bir gün, bir gülyüzlüye bir söz geldi O’ndan:

“Ey sevgili ve bizi gerçekten bilen, düþünüp hayrý en iyi gören. Onlara de ki: Biz onlarýn ayaklarýnýn bastýðý yer- den, onlar için sular çýkarsa idik hayýr- larýna, onlar arasýnda yine inanma- mak için sebep bulanlar olacaktý buna.

Çünkü senin görevin daha çok inan- mayanlarla uðraþmaktýr þüphesiz, ama inanmayanlara üzülmek deðil.”

Geçmiþte bir gün, bir gülyüzlüye bir söz geldi O’ndan:

“Ey arýnmýþ, sakin, bekleyen, seven, bilen, bildirmek isteyen. Onlara de ki:

Bizden önce nicelerine gözle görülüp, elle tutulanlar verildi de, yine o eskiler içinde buna inanmamak için sebep bulanlar oldu... Ama senin görevin elbet ki, sapýklara daha çok koþmaktýr, sapýklara üzülmek deðil.”

Ýsrailoðullarýný Mýsýr’da yüzyýllar süren Firavun esaretinden yaptýðý büyük mucizelerle kurtaran; Kýzýldeniz’den onlarý karþý sahile ulaþtýran Hz. Musa 40 yýl boyunca çöllerde onlardan ne eziyetlere uðramýþtý. Hem de “man”

diye anýlan yiyecekleri her gün elleri altýnda bulduklarý halde. Susuz kaldýk- larýnda, 12 kabile paylaþamayýp birbir- leriyle vuruþmasýnlar diye asasýyla bir darbeyle 12 pýnardan su çýkartan Hz.

Musa yine onlardan beklediði itaat ve yardýma bir türlü kavuþamamýþtý. Hele son zamanlarda Hz. Musa’nýn tek baþý- na daða çýkarak Yaradan’dan 10 emri aldýðý 40 günlük uzaklaþmasýndan döndüðünde gördüðü akýl alacak gibi deðildi. Onun daðlarda kaybolup git- tiðine inanarak eski inandýklarý putlarý- na geri dönmüþlerdi. Altýndan bir buza- ðý yaparak ona tapmaya baþlamýþlardý.

Hem de aralarýnda olan peygamber Harun’un ve gerçek inanç sahibi azýn- lýktaki dostlarýnýn büyük karþý duruþ- larýna raðmen yapmýþlardý bunu.

Ama bu artýk son damlaydý ve inkâr- cýlara azap hükmü gelmekte gecikmedi.

Bizim Celselerimiz’de bu olay þöyle anlatýlýr:

“Hani bir yerde, bir zaman þaþanlar vardý ya, þaþkýnlýklarýnýn ardýndan koþan. Hani onlara bir gülyüzlü, yaptýklarý yanlýþý, gelecek kötü günleri duyurdu ya, yanlýþlarýnda devam ederlerse diye. Ve onlar yine devam ettiler. Hani o gülyüzlü, sabýrla tekrar söyledi, O’ndan gelenleri ve O’nun birliðini. Onlar ondan, delil istediler, verdi... Hani, bir yerde, tükenmeden

(13)

devamlý alacaklarý bir þeyi, delil diye gösterdi. Onlar aldýlar, aldýlar, tüken- mediðini gördüler. Sonunda yine inkâr ettiler.. Ve iþte, onlarýn sonu kapkara oldu. Ve onlar, topraða öylesine çakýlý kaldýlar, hani o yüksek kayanýn yanýn- da ve hep birlikte.”

Mucize üzerinde böyle uzunca dur- mamýn sebebi var. Çünkü yaþaya- caðýmýz yýllarda bu konunun çok gün- demde kalacaðýna inanýyorum.

DEÐERLERÝMÝZÝN

YENÝDEN AYARLANMASI

Önceki yazýmda Kryon’ýn Nisan 2012’de “Benliðin Yeniden Ayarlanmasý” celsesinden bazý yorum- larý sizlerle paylaþmýþtým. Kryon daha sonraki iki celsesinde de bunu sürdü- rerek konuya çok önem verdiðini belli etmiþtir. Ýlk celsesi dergimizde de yayýnlanmýþtý. Þimdi yorumlarýma bu çeviriden alýntýlarla devem ediyorum.

Ýyilik yolunda, temel ahlâkýn Yaradan’ýn deðiþmeyen temel kurallarýnýn paylaþýl- masý için insanlýk çapýnda görevli hayýr- lý insanlara Kryon “ýþýk iþçileri” “gönül erleri” gibi tanýmlamalar yapar. Bu tanýmlarýn bir devamý olarak bu hayýrlý kiþilere “yaþlý ruhlar” diye de hitap eder.

Bu, onlarýn þimdiki yaþamlarýnda yaþlý olma anlamýnda deðil dünyaya reenkar- nasyonla pek çok defa gidip geldikleri, yani çok hayat yaþadýklarý içindir.

Doðaldýr ki, bu çok gidip gelmeler ruh- larýný geliþtirmiþ en son yaþamlarýnda etraflarýna hep iyide kalmayý öðütledik- lerinden, çýkarlarýný öne alanlarla sürek- li çatýþmýþlardýr. Ve çok defa eziyetlere uðramýþlar, yaþamlarýný bile kaybet- miþlerdi. Bunlarýn bilinçaltlarýndaki etkileri þimdi de gündemde olduðundan, içlerindeki o geçmiþin korkularýný temizlemeye, Kryon kendini görevli hissetmektedir. Çünkü o korkular þimdi onlarý frenleyip etkisiz hâle getirip baþarýsýzlýða götürebilir. Kryon bunu þöyle açýklar:

(14)

“Þimdi kimin ýþýk iþçisi olduðunu gün- deme getireceðiz. Bu kendinin yeniden ayarlanmasý olacaktýr. Daha önce de kýsaca söz ettiðimiz gibi ýþýk iþçisi karanlýktakilerden korkar. Bunun nedeni, onlarýn sizi yaþamýnýz süresince her seferinde tepelemiþ olmasýdýr.

Þimdi yeniden dünyaya gelmiþ ve eski- den olduðu gibi karanlýk enerjinin onlarý hangi sorunlarla karþý karþýya býrakacaðýný düþünerek korkan yaþlý ruhlarla dolu bir odada bulunuyoruz.

Ama sizler tüm endiþelerinize ve bu kez neler olacaðýný bilmemenize raðmen yine de dünyaya geldiniz.”

Kryon bunlarý söyledikten sonra 17.8.1987’deki 25 yýllýk ölçümde dünya insanýnýn çok büyük bir ilerleme kay- dettiði anlaþýldýðý için kendisine rehber- lik görevi verildiðini yeniden hatýrlatýr ve sözlerini þöyle sürdürür:

“Ben partnerime (medyuma) insan- lýðýn yapmýþ ve becermiþ olduðu þeyler

yüzünden geldiðimi söyledim. Bu yapýlan ve becerilenler olmasa, benim de burada olmayacaðýmý ama bu baþarýlardan dolayý sizlere bir þeyler öðretmek için buraya gelip 20 yýl çaba- ladýktan sonra sizlerin korkunç bir þekilde ölmenizin bir anlamý olabilir mi? Hayýr!.. Ben þimdi burada olan- larýn yüksek potansiyelini bilerek geldim. En yaþlý ruhlarla iyi haberleri paylaþmak için gelen tüm bir varlýk grubunu temsil ediyorum.”

YAÞLI RUHUN HÝKÂYESÝ

“Bu mesaj yaþlý ruhun kim olduðu ve anlatacaklarýmýzý neden bilmesiyle ilgili cesaret verici bir mesajdýr. Bu sözleri dinleyen ve okuyan en yaþlý ruhlar beterin beterinden geçmiþlerdir. Siz bu dünyaya ayný þeyleri tekrar yaþaya- caðýnýz beklentisi ile geldiniz. Geçmiþte taþýmýþ olduðunuz gerçeðe, uyanmaya baþlar baþlamaz yeniden saklanmak zorunda kalabile- ceðinizi anla- dýnýz. Bazýlarýnýz direðe baðlanýp y a k ý l m ý þ t ý n ý z . Buna raðmen geri geldiniz ayný þeyler yeniden oldu. Bu kez mo- dern bir toplum- da uyandýnýz.

Þimdi artýk bir ýþýk iþçisisiniz ama yine de diyorsunuz ki:

“Ben spiritüel

(15)

toplantýlara katýlacaðým ama bunu diðerlerine söylemeyeceðim çünkü geçmiþte yaþadýklarýmý tekrar yaþamak istemiyorum.”

“Neye inandýðýnýzý kime söyleye- ceðiniz konusunda dikkatlisiniz, çünkü akýntýya karþý yüzmekten ve akýntýnýn sizi kayalýklara geri püskürtmesinden yoruldunuz. Tanrý’nýn içinizde olduðu- na inandýðýnýz için ailenizi, arka- daþlarýnýzý, hattâ iþlerinizi kaybetmek- ten býktýnýz. Bu, bu sözleri dinleyen yaþlý ruhlarýn öyküsüdür.”

Kryon yaþlý ruhlarýn gelmekte olan deðiþime henüz hazýr olmadýklarýný, inançlarýný yeniden ayarlamalarý gerek- tiðini, bunu yapmazlarsa baþarýsýz ola- caklarýný açýklýkla ortaya koyar.

KARANLIK CANLI MI?

Karanlýk aslýnda aydýnlýðýn yok- luðudur. Evet, hýrslý, kinli, sýrf kendi çýkarýný düþünen, büyük servetlere ulaþan ve bu nedenle her iyilik yönün- deki deðiþime amansýzca karþý duracak çok kiþi var etrafýmýzda. Onlar karanlýk varlýklar deðil iyiliði, sevgiyi henüz öðrenmemiþ olanlar. Aslýnda gönülle- rine bir dönebilseler onlar da iyilerden olurlar. Ama bu bir süreç meselesi. Ýyi- liði ve sevgiyi bilemediklerinden þimdi ýþýk taþýyanlarý deðerlendiremezler.

Onlarý da kendileri gibi bencil kiþiler yani çýkarlarý için savaþanlar diye düþünürler. Çünkü gönüllerinde ve kafalarýnda sadece bu var. Kryon’un bu konudaki sözleri þöyle:

“Eðer kanlýðýn zekâsý yoksa bizimle nasýl savaþabiliyor? diye soruyorlar.

Size bunu açýklayabilmek için karan- lýðýn bazý özelliklerini söyleyeceðim.

Karanlýk, menfi bir enerjidir. Sizin aydýnlýkta yaptýklarýnýza kördür, onlarý göremez. O ýþýk ile ilgili þeyler konusunda çok aptaldýr. Bu sizin avan- tajýnýzdýr. Bu nedenle her þeyi gören bir ýþýk iþçisiyle rekabet edemezler.

Dürüstlük, þefkat ve sevgi her zaman karanlýða karþý kazanacaktýr. ……Ýþte size büyük bir fark, yeni enerjide siz ýþýk yaratýcýsýsýnýz. Bu nedenle de gezege- nin yoðunluðunu deðiþtiriyorsunuz.

Karanlýk ve aydýnlýðýn dengesi deðiþmektedir. Karanlýk sizi anlayamaz ve yolunuzdan çekilmektedir. Sizin olduðunuz ve yürüdüðünüz yerde o var olamaz. Fakat iþlerin yine alýþtýðý gibi olmasý için mücadeleye devam edecek- tir. Ama denge yavaþça deðiþmektedir çünkü siz ondan korkmuyorsunuz. Eðer herhangi bir þeyden korkarsanýz karan- lýk kazanmýþ olur.

“……Iþýk iþçileri þimdi artýk zamanýn gelmiþ olduðunu keþfediyorlar.

Kendilerini þefkat ve sabýr ile aydýnlat- týklarý sürece karanlýðýn onlarýn civar- larýnda varlýðýný sürdürmesi mümkün deðildir. Görevinizi yaparken ilâhiliðin içinizden parlamasýna izin verin. Çünkü söylenenlerin olmasý çok yakýndýr. Siz bunun için geldiniz. Burada söz konusu olan yapmak deðil olmaktýr. Yani karan- lýðýn olduðu yerde aydýnlýk olmaktýr.”

Gelecek yazýmda Kryon’ýn bir sonraki celsesini yorumlamaya çalýþacaðým.

(16)

ocam yaþamýmýzý bütünüyle kuþatan, hayat kumaþýmýzý dokuyan bir mekik olan “zaman” nedir?

- Zaman ölçülebilen bir deðiþme, ard arda gelen iki hareket arasýndaki geçen

“süre”dir evladým. Demek ki zamanýn madde ile hareketle yakýn ilgisi var.

Zaman ayný zamanda hýzla da sýký fýký bir iliþki içinde. Einstein kuramýna göre, hýz ýþýk hýzýna yaklaþtýðýnda zamanýn yavaþladýðý, deneylerle de doðrulanmýþtýr. Bütün bunlarýn yanýnda

Zamana

Zaman Ayýrmak

Güngör Özyiðit, Psikolog

H

(17)

zaman, insana istifade etmesi için verilmiþ büyük bir imkândýr.

EÞSÝZ BÝR KAYNAK

- Zaman nasýl bir kaynak hocam?

- Zaman insan için en deðerli ve eþi bulunmaz bir kaynak evladým. Ancak diðer kaynaklardan farklý olarak zaman alýnýp satýlamaz, biriktirilemez,

çoðaltýlamaz, üretilemez, geri getirile- mez ve hiç kullanýlmasa da tükenmeye devam eder. Zamandan sadece ve yal- nýz yararlanabiliriz.

ZAMANDAN YARALANMA - Zamandan nasýl yararlanabiliriz hocam?

-Varoluþ amacýmýza uygun bir þekilde hedeflerimizi belirleyip, o hedeflere ulaþmak için zamaný düzenleyerek yani plân ve program yaparak, sonra da o programa uyma disiplinini kazanarak, zamaný en verimli bir þekilde kulla- nabiliriz. Ama öncelikle insanýn bir hedefi olmasý gerek evladým. Çünkü bir düþünürün dediði gibi, nereye gide- ceðini bilmeyen yelkenliye, hiçbir rüzgârýn yararý olmaz. Burada hedef, ulaþmak istediðimiz amaçtýr. Örneðin yükselme, arýnma ve birliðe ulaþma gibi. Amaca ulaþmak için yapýlacak þeyleri zaman içinde düzenlemek ise plânlamaya girer. Öylece insan, var- mak istediði hedefe, nasýl varacaðýný mantýklý bir þekilde önceden karar- laþtýrmýþ olur. Zamaný planlama insana zaman kazandýrýr ve amaca doðru yol aldýrýr.

ZAMAN TUZAKLARI

- Zamanýmýzý çalan, çarçur eden þeyler neler hocam?

- Birçok zaman hýrsýzý var evladým, vaktimizi göz göre göre alýp götüren.

Gereksiz ziyaretler, telefonlar, günlük yaþamýn angaryalarý ve özellikle günümüzde 3 T!..

-Nedir 3 T hocam?

- Trafik, telefon ve televizyon.

Yapýlan zaman harcama araþtýrmalarýn- da 4,5-5 saat yalnýz bunlara gidiyor.

Uykuyu, yeme içmeyi, temizliði ve günlük geçim için zorunlu çalýþmayý da bunlara eklersek, insana kendini

geliþtirmesi için sadece 30 dakika kalýyor evladým.

- Kendimizi kollamamýz gereken dýþýmýzdaki zaman hýrsýzlarý yanýnda bizi zamandan yeterince yararlandýr- mayan iç düþmanlar ya da engeller neler hocam?

- Hedefi ve öncelik seçimleri bulun- mayan, plan ve programý olmayan, gerektiðinde “hayýr” demesini

bilmeyen ve çalýþma alýþkanlýðý kazan- mamýþ olanlar, zamaný kullanacak yerde onu ziyan ederler evladým.

ÞÝMDÝYÝ YAÞAMAK

-Hocam insan içinde yaþadýðý zamaný niye tam yaþayamýyor?

- Ýnsan genellikle ya geçmiþin üzün- tülerine dalýyor ya geleceðin kaygýlarý- na kapýlýyor evladým. O arada içinde olduðu âný tam yaþayamýyor ve ondan

(18)

gerektiði gibi yararlanamýyor. Ayrýca dünün üzüntüsü ve yarýnýn kaygýsýyla beli bükülen insan bugünün sorunlarý karþýsýnda yenik düþüyor. Oysa dünü ve yarýný dýþarýda býrakýp, þimdiyi iyi deðerlendirse, öylece görevini hem yarýnýný güvenceye almýþ hem de geçmiþe güzel bir aný býrakmýþ olur.

- Bir de bugünkü iþlerini hep yarýna erteleyenler var. Onlara ne demeli hocam?

- Onlara þunu söylemeli evladým:

Eðer bir iþi yapmak için, ille yarýn olmasý gerekiyorsa, keramet yarýndaysa hemen iþe koyulmak, çünkü bugün de dünün yarýný.

ZAMANI USTACA KULLANMAK - Ne zaman, zamaný ustaca kullan- abiliriz hocam?

-Zamaný kullanmayý bilmek, insanýn geliþen kiþiliðinin en önemli ölçüsüdür.

Uygar insan, zamaný ve mekâný en ver- imli bir þekilde kullanmayý bilir.

Yataðýmýzý nasýl düzeltir, temiz tutar

ilgilenirsek, zamanýmýzý da öyle titiz bir þekilde deðerlendirmeliyiz. Zamaný ustaca kullanmada:

1.Kendimizi iyi tanýmak, neler yapa- bileceðimizi bilmek,

2.Hedeflerimizi belirleyip, plân ve program yapmak,

3. Programýmýzý bozma konusunda kendimize ve baþkalarýna ödün ver- memek,

4.Aþkla ve þevkle çalýþmak, yap- týðýmýz iþle bütünleþmek,

5.Sonuçlarý denetleyip, programa ne derece uyduðumuzu gözden geçirmek ve öylece vakti iyi ölçebilmek, onu oya gibi iþleyebilmek için zamana da zaman ayýrmak lâzým evladým.

ZAMANIN ÞÝKÂYETÇÝ OLMASI - Zamanýn bizden þikâyetçi olmasý ne demek hocam?

- Olaylar zaman bandý içinde sýralan- mýþtýr ve zamaný gelince olaylar dünya sahnesine çýkmaktadýrlar. Ýþte zamaný deðerlendirmek, zaman içindeki olay- larýn anlamýný bulup süzebilmek ve

onlardan gerekli dersi alabilmektir. Yoksa zaman bandý içinden olaylar akýp geçer ve biz de bize verilen bu süreyi deðerlendirememiþsek, o zaman zaman bizden þikâyetçi olur evladým.

Çünkü zaman boþa har- canmýþ, zamanýn olaylar demeti içinde bize sun- duðu bilgi çiçeðini ala- mamýþýzdýr.

(19)

Olumlu Düþünebilmek Ama Nasýl?

Çeviren ve Derleyen: Belgin Tanaltay

Boþalýnýz. Bütün kötülükleri içinizden atýnýz.

Ýyi þeyleri, iyi olmayý düþününüz... Göreceksiniz ki,

bütün üzüntüleriniz, bütün dertleriniz birden zail olacaktýr.

Çünkü sizi üzen, size dert olan kötülüklerdir.

Mucize istiyorsanýz ki, bu sizin arzularýnýzýn en büyüðüdür, onu düþüncelerinizde bulabilirsiniz. Rahatlýðý arýyorsanýz, onu bütün kötülükleri terk etmekle elde edebilirsiniz.

Bizim Celselerimiz

(20)

Olumlu (Pozitif) Düþünme Nedir?

Bilim insanlarý yýllardan beridir olumlu düþünmeyle ilgili araþtýrmalar yapýyorlar ve araþtýrma sonuçlarýný makalelerinde yayýnlýyorlar. Olumlu düþünmeyi þöyle tanýmlýyorlar:

“Hayatýn olumsuz yönlerini görmez- den gelerek ya da tüm olumsuzluklarý yok sayarak dünyayý pembe renkli merceklerle görmek deðildir. Aslýnda olumlu düþünme, hayatýn zorluklarýna olumlu bir bakýþ açýsýyla yaklaþmak anlamýna gelir. Potansiyel olarak kötü durumlardan en iyi þekilde yararlan- mayý, diðer insanlarda en iyisini gör- meye çalýþmayý ve kendinizi ve yeteneklerinizi olumlu bir ýþýk altýnda görmeyi içerir” diyorlar.

Olumlu Düþünmenin Saðlýða Faydalarý

Yapýlan araþtýrmalar sonucunda, olumlu düþünmenin saðlýðýmýza birçok yararlarý olduðu tespit edilmiþtir.

* Daha iyi stres yönetimi

* Zorluklarla baþa çýkma becerile- rinde artýþ

* Daha iyi zihinsel, fiziksel ve ruhsal saðlýk

* Hastalýklara karþý daha fazla direnç

* Daha uzun ömür

* Daha düþük depresyon oranlarý

* Kalp hastalýklarýna baðlý düþük ölüm riski

* Daha az soðuk algýnlýðý

* Daha yüksek enerji seviyeleri

* Yaralanma veya hastalýklardan daha hýzlý iyileþme

Tüm bunlar da daha iyi yaþam kalitesini veriyor. Olumlu düþünmenin pek çok faydasý olduðu bilimsel olarak ispatlanmýþ, ancak fiziksel, ruhsal ve zihinsel saðlýk üzerinde tam olarak neden bu kadar güçlü bir etkisi vardýr?

Bir teori, olumlu düþünen insanlarýn stresten daha az etkilenme eðiliminde olduðudur. Bir baþka olasýlýk da olum- lu düþünen insanlarýn genel olarak daha saðlýklý bir hayat yaþama eðili- minde olmalarýdýr; daha fazla egzersiz yapabilir, daha besleyici bir diyet uygu- layabilir ve saðlýksýz davranýþlardan kaçýnabilirler.

Olumlu Düþünebilmek Ýçin Yapmamýz Gerekenler

Yýllarca süren karamsarlýðý ve olum- suz düþünceleri bir gecede yok ede- mezsiniz, ancak biraz pratik yaparak olaylara daha olumlu bir bakýþ açýsýyla nasýl yaklaþacaðýnýzý öðrenebilirsiniz.

Ýlk adým, her þeyin size baðlý olduðu- nun farkýna varmaktýr. Duygularýnýzýn ustasý olduðunuz zaman, dýþ etkenler ne olursa olsun zihninize de hâkim olursunuz. Nasýl hissettiðinizle, dü- þündüðünüzle ve nasýl davrandýðýnýzla ilgili sorumluluk almak, hayatýnýzdaki her þeyin yerli yerince olmasýna izin verir. Bazen hayattaki olaylarý kontrol edemezsiniz, ancak bunlara nasýl tepki

(21)

vereceðinizi kontrol edebilirsiniz.

Kontrolünüzde olaný (sizi) deðiþtirmek için kendinizi güçlendirdi-ðinizde, poz- itif düþüncenin gücünü kucaklamaya hazýrsýnýz demektir.

1. Alýþkanlýklarýnýzý Ýnceleyin Mevcut alýþkanlýklarýnýzýn farkýnda deðilseniz, yeni alýþkanlýklar oluþtura- maz ve olumlu düþüncenin gücünden yararlanamazsýnýz. Alýþkanlýklarýnýzýn içinde sizi kendinden þüphe sarmalýna sokan þeyler var mý? Olaylara açýklýkla mý tepki veriyor musunuz yoksa

savunma mekanizmalarý mý kullanýyor musunuz? Eðer öyleyse, bunlar nedir?

Örneðin, iþ yerinde birinin terfiinden sonra tedirgin oluyorsanýz,

düþünceleriniz sizi karanlýk bir yere götürür ve pozitif düþünce pencereden dýþarý çýkar. Þirkette ne kadar süredir çalýþtýðýnýzý hesaplar ve neden þimdiye kadar terfi ettirilmediðinizi düþünmeye baþlarsýnýz. Patronlarýnýz bilmediðiniz bir þeyi mi biliyor? Belki de iþi baþara- mayacaðýnýzý düþünüyorlar. Olumsuz düþünceler birbirini takip eder ve yeteneklerinizi sorgulamaya

baþlarsýnýz. Hiçbir zaman alanýnýzda yükselemeyeceðinizi düþünerek sonun- da “Acaba istifa mý etsem?” diye bile düþünmeye baþlarsýnýz.

Her seferinde bu olumsuz alýþkanlýða geri dönerek harcadýðýnýz tüm zamaný bir düþünün. Kendinden þüphe duymak çoðunlukla korkuya dayanýr, genellikle de baþarýsýzlýk korkusuna. Bir þeyi den-

emek ve baþarýsýz olmak katlanýlamaz gibi görünür, bu yüzden zihniniz neden çaba göstermemeniz gerektiðine dair her türlü sebebi yaratýr. Bu olumsuz düþüncelere teslim olursanýz, belki baþarýsýz olmazsýnýz ama atalet içinde yaþarsýnýz ki bu daha kötüdür.

Baþaramasanýz bile bir þeyler öðrenirsiniz. Ama atalet içinde

yaþarsanýz hiçbir þey öðrenemezsiniz.

Olumsuz düþüncelerin içinde kaybol- mak yerine, enerjinize yeniden odakla- narak pozitif düþünceyi güçlendiren alýþkanlýklar edinebilirsiniz.

Kendinizden þüphe sarmalýný, olumlu düþüncelerle bloke ederek durdurun.

Olumsuz bir düþünce kalýbýnýn kon- trolden çýkmadan önce önünü kese- bilirseniz, bunun yerine olumlu onayla- malarý hatýrlamaya geçebilirsiniz.

Olumsuz düþünceleri olumlu

düþünceyle engellemek için kendinizi sürekli eðitebilirsiniz. Korku artýk sizi yönetemez: Ýþte pozitif düþüncenin gücü budur.

2. Güne Olumlu Bir Onaylama Ýle Baþlayýn.

Sabaha nasýl baþladýðýnýz, günün geri kalanýnýn tonunu belirler. Bazý günler, sabah geç uyanýp panikleyip, günün geri kalanýnda hiç iyi bir þey olmamýþ gibi hissettiniz mi? Bunun nedeni, güne olumsuz bir duygu ile baþlamanýz ve bu olumsuz duyguyu gün içinde deneyimlediðiniz her olaya taþýmanýz olabilir. Olumsuz düþüncelerin gün boyu sizi yönetmesine izin vermek

(22)

yerine, güne olumlu onaylamalarla baþlayýn. Bu sizi aptalca hissettirse bile aynada kendinizle konuþun. "Bugün güzel bir gün olacak" veya "Bugün harika olacaðým" gibi ifadeler kullanýn.

Sevdiðiniz bir müziði dinleyin.

Birilerine iltifat ederek veya biri için güzel bir þey yaparak biraz pozitifliði paylaþýn. Gününüzün ne kadar olumlu geliþtiðine þaþýracaksýnýz.

3. Fiziksel Duruþunuzun Kontrolünü Elinize Alýn

Kötü bir gün geçirirken vücut dilin- izin bunu gösterdiðini fark ettiniz mi?

Koltuðunuza yýðýlýrsýnýz, baþkalarýyla göz temasý kurmakta zorlanýrsýnýz ve kendinizi rahatsýz hissettiðinizde kol- larýnýzý çaprazlamak gibi þeyler

yaparsýnýz. Bilinçli düþünmeyi býrakýp, çevresel koþullarýn sizi kontrol etme- sine izin verirsiniz. Bu güçlü bir duruþ

deðildir, çevrenizdekilere huzursuz, kýzgýn veya üzgün olduðunuzu ve yalnýz kalmak istediðinizi düþündürür.

Bu zayýf duruþunuz zayýf zihniyetinizi güçlendirdiði için, bir geri bildirim döngüsü oluþturur.

Olumlu düþünme beyninizle olduðu kadar bedeninizle de ilgilidir.

Kendinizi nasýl sunduðunuzla gurur duyarak beden duruþunuzun kontrolünü elinize alýn ve olumlu düþünmeyi yan- sýtýn. Fiziksel duruþunuz üzerinde çalýþarak çevrenizdekilere güçlü ve olumlu hissettiðiniz ve onlarý dinle- meye hazýr olduðunuzla ilgili sözlü olmayan ipuçlarý verin. Kýpýr kýpýr kýpýrdanmak, saçýnýzla oynamak gibi tikleriniz varsa, baþlar baþlamaz durdurmaya çalýþýn. Bu teknik, kendi- nizi gözlemlemenizi gerektirir.

Vücudunuzu belli bir güç pozunda tuttuðunuzda, pozitif düþünce daha

özgürce akabilir.

Çevre- nizdekiler gönder- diðiniz fizyolojik sinyalleri alacak ve olumlu yanýt vere- cek. Pozi- tifliði ne kadar çok canlan-

(23)

dýrýrsanýz ve diðerleri sizi bu þekilde görürse, pozitif geri bildirim döngüsü yaratarak pozitif düþünmeyi de kolay- laþtýracaksýnýz.

4. Zihin Durumunuzu Ayarlayýn

Fiziksel duruþunuzu ayarlamak, bul- macanýn yalnýzca bir parçasýdýr. Diðer olumsuzluk tetikleyicisi olan zihin durumunuzu baþlangýç aþamalarýnda yakalamak çok önemlidir. Zihin duru- munuz kafanýzdan hangi düþüncelerin aktýðýný ve her birini nasýl hissettiðinizi ve tepki verdiðinizi yönetir. Zihin durumunuz güçsüz ise, etrafýnýzdaki her þey daha da kötü görünecektir.

Örneðin, havalimanýndasýnýz ve güvenlikten geçerken gereksiz yere bekletiliyorsunuz. Üstelik sizi kontrol eden güvenlik görevlisi size kaba davranýyor. Baþka bir havayolu çalýþaný kulak misafiri oluyor, özür diliyor ve biletinizi business class'a yükseltmeyi teklif ediyor.

Uçuþ sýrasýnda, havalimanýnda karþýlaþtýðýnýz zorluklara mý saplanýp kalýrsýnýz, yoksa geniþ koltuðunuz ve ücretsiz kokteyliniz için minnet mi duyarsýnýz? Gecikmeyi boþa harcanan zaman olarak mý, yoksa zaman ayýrýp baðlantý kurmanýn bir yolu olarak mý düþünürsünüz? Otomatik olarak olum- lu düþüncenin gücüne mi geri dönüyor- sunuz yoksa olumsuz düþünceler mi kontrolü ele alýyor?

Bunun veya herhangi bir senaryonun olumsuz ya da olumlu yanlarýna odak- lanmayý seçebilirsiniz, ancak sizi rahat- sýz eden þeye odaklanmayý seçerseniz, hayatýnýzý olumsuz yönde etkilemeye baþlayacaktýr. Ayrýca daha olumsuz durumlarý da kendinize çekeceksiniz.

Kaþlarýnýzý çattýðýnýzda ve düþmanca davrandýðýnýzda insanlar size dostça davranmayacaktýr. Herhangi bir durumla baþa çýkmak için güçlendire- bileceðinizi unutacak ve pozitif

düþüncenin ulaþamayacaðýnýz bir yerde olduðuna inanmaya baþlayacaksýnýz.

Hattâ eþinizi veya baþkalarýný, sizin beklentilerinize göre yaþamadýklarý için cezalandýrarak iliþkilerinizi zedeleye- cek ve daha acý durumlara sebep ola- caksýnýz. Olumlu düþünme bu öfke ve rahatsýzlýðý atlayarak, sadece anýn tadýný çýkarmanýza izin verir.

Gün boyunca zorlu durumlarla ve engellerle karþýlaþmanýz kaçýnýlmaz, mükemmel bir gün diye bir þey yoktur.

Zorluklarla karþýlaþtýðýnýzda, ne kadar küçük veya önemsiz görünürse görünsün, iyi þeylere odaklanýn.

Örneðin, trafikte sýkýþýp kalýrsanýz, favori CD’nizin geri kalanýný dinlemek için þimdi zamanýnýz olduðunu

düþünün. Markette hazýrlamak iste- diðiniz yemeðin malzemesini bula- madýysanýz, yeni lezzetler denemenin heyecanýný düþünün. Bir arkadaþýnýz randevusunu iptal ederse, sevdiðiniz bir TV þovunu veya diðer aktiviteleri izlemeniz için veya yapýlacaklar liste- nizdeki maddeleri gerçekleþtirebilme-

(24)

niz için size nasýl zaman kazandýra- caðýna odaklanýn. Bilinçli olarak hayatýnýzdaki olumlu anlara odaklan- mayý seçerek, düþüncelerinizi yeniden þekillendirmeye baþlayacak, olumsuz ve kapalý bir zihniyetten ziyade min- nettar ve açýk bir zihniyet geliþtirmeye baþlayacaksýnýz

5. Þimdiye Odaklanýn

Þimdiden bahsediyoruz. Bugün deðil, bu saat deðil, sadece tam bu an’dan.

Patronunuz tarafýndan azarlanmýþ ola- bilirsiniz, ama tam olarak bu an’da bu kadar kötü olan ne oluyor? Beþ dakika önce yaptýðý yorumu unutun.

Beþ dakika sonra söyleyebileceklerini unutun. Bu tek an’a odaklanýn. Çoðu durumda, olabileceðini hayal ettiðiniz kadar kötü bir durum olmadýðýný göre- ceksiniz. Olumsuzluðun çoðu kaynaðý, yakýn geçmiþteki bir olayýn hatýrasýn- dan veya gelecekteki olasý bir olayýn abartýlý tahayyül edilmesinden kay- naklanýr. Þimdiki an’da kalýn.

6. Baþarýsýzlýklarý Bir Derse Dönüþtürün

Kimse mükemmel deðildir. Deðiþik þartlarda, deðiþik iþlerde, deðiþik kiþi- lerle hatalý ve baþarýsýz tecrübeler yaþayabilirsiniz. Nasýl baþarýsýz olduðunuza odaklanmak yerine, bir dahaki sefere ne yapacaðýnýzý düþünün, baþarýsýzlýðýnýzý bir derse dönüþtürün.

1919'da, gelecek vadeden genç bir karikatürist, Walt Disney, Kansas City

gazetesindeki iþinden kovuldu.

Editörü ona yeterince yaratýcý olmadýðýný ve baþka bir iþ alanýnda þansýný denemesi gerektiðini söyledi.

Karikatürist patronunu dinleseydi ve olumsuz düþünceye kapýlsaydý, bugün Walt Disney'in yarattýðý çizgi karakter- lerinden ve filmlerinden mahrum ola- caktýk. Disney istifa etmeyi veya farklý bir iþ kolunun peþinden gitmeyi düþünebilirdi, ancak ýsrar etti.

Baþarýlý olmak için gerekenlere sahip olduðuna inanýyordu ve içindeki ses onu denemeye devam etmeye çaðýrdý.

Baþarýsýzlýk korkusuna yenik düþmek yerine, onu baþarýnýn peþinden gitmeye teþvik eden pozitif düþüncenin gücüne yöneldi. Bu zihniyeti benimseyebilir ve pozitif düþüncenin tüm faydalarýný kendi hayatýnýzda deneyimleye- bilirsiniz.

7. Mizah Duygunuzu Geliþtirin Araþtýrmalar, kahkahanýn stresi, kaygýyý ve depresyonu azalttýðýný ve ayný zamanda baþa çýkma bece- rilerini, ruh halini iyileþtirdiðini ve özsaygýyý geliþtirdiðini göstermiþtir.

Her durumda, özellikle de zor olanlarda mizaha açýk olun ve ken- dinize gülme izni verin. Kendinize bu durumun daha sonra muhtemelen komik bir hikâye oluþturacaðýný hatýrlatýn ve bununla ilgili bir þaka yapmaya çalýþýn. Anýnda ruhunuz hafifler ve iþler kolaylaþýr. Gülmeyi istemeseniz bile, kendinizi gülmeye zorlamak ruh halinizi iyileþtirebilir ve stresi azaltabilir.

(25)

8. Olumsuz Ýç Konuþmayý

Olumlu Ýç Konuþmaya Dönüþtürün.

Olumsuz iç konuþma kolayca ortaya çýkabilir ve genellikle fark edilmesi zordur. Bazý durumlarda içinizden “Bu konuda çok kötüyüm” ya da ‘’Bunu denememeliydim‘’ gibi düþünceler geçirebilirsiniz. Ancak bu düþünceler içselleþtirilmiþ duygulara dönüþür ve öz güveninizi zedeler. Kendinizi bunu yaparken yakaladýðýnýzda, durun ve bu olumsuz düþünce mesajlarýný olumlu olanlarla deðiþtirin. Örneðin, “Bu konuda çok kötüyüm” olumsuz iç sesi- ni “Biraz daha çalýþýrsam gelecek defa daha iyi olacaðým” olumlu iç sesiyle deðiþtirebilirsiniz. “Bunu dene- memeliydim” diye düþünmek yerine

“Bu defa planlandýðým gibi gitmedi belki bir dahaki sefere” diye düþünebilirsiniz.

Araþtýrmalar, iç konuþmanýzdaki küçük bir olumlu deðiþikliðin bile stres altýndaki duygularýnýzý, düþüncelerinizi ve davranýþlarýnýzý düzenleme

becerinizi etkileyebileceðini gösteriyor.

9. Sözcüklerinizi Dikkatlice Seçin Olumlu düþünme için gerekli olan diðer önemli bir alýþkanlýk da kelime daðarcýðýnýzý olumluya dönüþtürmek- tir.Seçtiðiniz kelimeler hem konuþ- malarýnýzda hem de zihninizde

düþünceleriniz üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Sohbetlerinizde seçtiðiniz kelimeler baþkalarýnýn size nasýl tepki vereceðini etkiler ve yine olumlu ya da

olumsuz olabilecek bir geri bildirim döngüsü oluþturur.

Farklý kelimeler seçmeden önce, hâli- hazýrda hangi kelimeleri kullandýðýnýzý anlamanýz gerekir. Konuþmadaki þey- leri, özellikle de kendi duygularýnýzý nasýl etiketlediðinize ve tanýmladýðý- nýza dikkat edin. O büyük iþ sunumun- dan gerçekten “korkuyor musunuz?"

yoksa sadece biraz gergin misiniz?

Eþinize gerçekten "kýzgýn" mýsýnýz yoksa kötü alýþkanlýklarýndan birine mi biraz kýzgýnsýnýz? Sözcüklerinizi incelediðinizde ve daha az duygusal yüklü kelimeleri kullandýðýnýzda, zih- ninizin daha olumlu düþünmeye uyum saðladýðýný göreceksiniz.

Bazýlarý gün boyunca kullandýklarýný fark ettikleri olumsuz kelimeleri yaz- manýn faydalý olduðunu düþünür.

Her olumsuz kelimenin karþýsýna pozi- tif bir alternatif kelime yazýn. Bir dahaki sefere kullanmak için alterna- tifleri aklýnýzýn bir ucunda tutun. Ýþ veya iliþki durumunuz gibi, hayatýnýzda olumsuz düþüncelere neden olan tek bir alanla baþlayýn. Kendinizi o anlarda yakalayýn ve oradan baþlayýn.

10. Olumlu Ýnsanlarla Zaman Geçirin Kendinizi olumlu insanlarla

çevrelediðinizde, olumlu bakýþ açýlarý, olumlu hikâyeler ve olumlu onayla- malar duyarsýnýz. Onlarýn olumlu konuþmalarý, sizin de kendi düþünce tarzýnýzý etkileyecek ve daha sonra da sözlerinizi etkileyecektir. Benzer bir

(26)

þekilde sizin de bulunduðunuz ortam- lara olumlu katkýnýz olacaktýr.

Hayatýnýzý dolduracak pozitif insanlar bulmak zor olabilir, ancak hayatýnýzda- ki olumsuzluklarý, sizi tüketmeden önce ortadan kaldýrmanýz gerekir.

Baþkalarýnýn pozitifliðini geliþtirmek için siz de elinizden geleni yapýn ve pozitifliklerinin sizi ayný þekilde etki- lemesine izin verin. Pozitif insanlarýn etrafýnýzda olmasý özsaygýnýzý geliþtirir ve hedeflerinize ulaþma þansýnýz artar.

Sizi aþaðý çekmeyen, yükselten ve her zaman parlak tarafý görmenize yardým- cý olacak insanlarla kendinizi kuþatýn.

11. Hayran Olduðunuz Ýnsanlarý Örnek Alýn

Hayatýnýzda derin etkisi olan birileri- ni düþünün. Hiç tanýþmadýðýnýz bir ünlü, profesyonel bir sporcu veya bir giriþimci gibi, yakýn bir arkadaþ, aile üyesi de olabilir. Bu kiþiler hangi ha- yat felsefesine göre yaþýyorlar? Olum- lu düþünme alýþkanlýklarý nedeniyle olaðanüstü hayatlarýn kilidini aça- bilmiþler mi? Muhtemelen, aradýklarý baþarýyý bulmak için pozitif düþüncenin gücünü kullanýyorlar, siz de yapa- bilirsiniz. Kendinizin olumsuz alýþkan- lýklara düþtüðünü hissettiðinizde ve nasýl olumlu düþüneceðinizi tam olarak bilemediðinizde, saygý duyduðunuz birinden bir alýntý yapýn. Okuyun ve onu en iyi þekilde nasýl hayata geçire- ceðinizi belirleyin. Hattâ yazabilir ve sýk sýk göreceðiniz bir yere, örneðin buzdolabý veya bilgisayar ekranýnýzýn yanýna yapýþtýrabilirsiniz. Hayran oldu-

ðunuz kiþi, tanýdýðýnýz ve biriyse daha da iyi. Telefonla arayýn ve bazý olumlu düþünceler paylaþmasýný isteyin.

12. Þükretme Pratiði Yapýn Yapýlan araþtýrmalar, þükretmenin stresi azalttýðý, özsaygýsýný geliþtirdiði ve çok zor zamanlarda bile dayanýk- lýlýðý geliþtirdiðini göstermiþtir. Size rahatlýk veya mutluluk veren insanlarý, anlarý veya þeyleri düþünün ve onlara minnettarlýðýnýzý günde en az bir kez ifade etmeye çalýþýn. Bu, bir projeye yardým ettiði için bir iþ arkadaþýnýza, bulaþýklarý yýkadýðý için sevdiðiniz birine veya size verdikleri koþulsuz sevgi için köpeðinize teþekkür ederek de olabilir.

13. Bir Þükran Günlüðü Tutun Yapýlan araþtýrmalar þükür duyduðu- nuz þeyleri yazmanýn olumlu düþünme yeteneðinizi geliþtirebileceðini ve ruh- sal sýkýntýlarýnýzý iyileþtirebileceðini ortaya çýkarmýþtýr. Bunu her gün bir þükran günlüðü tutarak veya zor günler geçirdiðiniz günlerde þükür duyduðu- nuz þeylerin bir listesini not ederek yapabilirsiniz. Her durumda hemen hemen herkes bu metotlarý kendi yaþamlarýnda uygulayabilir ve olumlu düþünme yeteneklerini artýrabilir.

Pozitif düþünme bileþik getiriler sunar, bu yüzden ne kadar sýk uygularsanýz, o kadar büyük faydalar elde edersiniz.

Kaynak: Success.com,

Tonyrobbins.com, Healthline.com

(27)

DK sözlüðünde mutluluk þöyle açýklanýyor: Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli ulaþýlmaktan duyulan kývanç durumu. Ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlýk. Kimilerinin ömür boyunca aradýðý ve kimilerinin de yaþam gailesinden aramaya bile fýrsat bulamadýðý mutluluk, insanýn bütün isteklerine ulaþma sevincidir aslýnda.

Herkesin mutluluk duyduðu kavramlar

farklý olabilir, bu yüzden çeþitli mutlu- luk anlayýþý vardýr.

Bir de bilimsel mutluluk tarifi vardýr ki, serotonin hormonu ile özetlenir, yani bu hormonun salgýlanmasý mutlu- luðu tetikler. Bazý kaynaklar mutluluðu ikiye ayýrýr, kýsa vadeli ve uzun vadeli mutluluk diye. Kendi kendine geliþen ve bizi bir anda gülümseten mutluluk- lar kýsa vadelidir. Uzun vadeli mutlu- Seyhun Güleçyüz

Mutluluk

T

Resim: “Mutluluk” Jean Mannheim

(28)

luða yani daimi mutluluða ulaþan insanlarýn ise dünyada sayýlarýnýn oldukça az olduðu bilinir. Çünkü kendini gerçekleþtirme ile doðru orantýlý bir durumdur. Böyle bir

mutluluða ulaþmak için kiþinin kendini ele almasý gerekir. Kendini tanýma yolunda dürüst olarak kendiyle yüzleþmesi, kendi resminin bütününü görmesi ve olumlu, sevecen bir þekilde kendini aklýna tanýtmasý þarttýr. Önce kendini dýþarýdan tarafsýz gözle izlemeli ve þaþýrsa da, mutlaka bitaraf olmalýdýr.

Meselâ; farklý kiþilerle farklý konuþ- ma tarzlarý sergilediðini görür ve belki de gerçek dostu olmamasýnýn sebebini anlar. Veya mutsuzluðunu dýþardan par- lak bir gülümsemeyle diþlerinin arkasý- na gizleyen kendisini görüp, riya yap- týðýný anlar. Hâlbuki kiþi mutlu olmak için bu eksik veya yanlýþlarýnýn var- lýðýný kabul etmelidir. Aldattýðýný zanneden aldanandýr. Sýkýntýlý olduðunu belli edebilir veya ortamdan uzaklaþa- bilir. Gerekirse insan kendiyle

yüzleþmeli, o esnadaki düþüncelerinin farkýna varmalý ki çözülsün, mutluluk ve huzur için gerekli kapýlar açýlsýn.

Gerçeklerle yüzleþtikçe güçlenir ve arýnýr kiþiler. Arýnan insan tutkularýn- dan özgürleþir, mutlu olur.

Kiþi kendini duygu ve düþünceleriyle tanýrken dürüst olmalý, arkada yatan asýl kiþinin veya sebebin farkýna var- malýdýr. Böylece ne yapacaðýný, yan- lýþýn yerine hangi doðru düþünceyi koyabileceðinin farkýna varýr.

Mutluluðun sýrrý kendin olmaktýr.

Böylece mutluluða yelken açýlýr. Bu yelkenlinin rüzgârý, yakýtý vermek, pay- laþmaktýr. Mutluluðun sýrrýný üç kelime ile anlatabilir insan “Yaþamla bir olun”

yani, þimdide kalýn. Ego mutsuzluk ve olumsuzluktan beslenir. Böylece insana ve çevreye sýkýntý, acý, öfke, kin, kýskançlýk gibi olumsuz fikirler, duygu- lar ve hepsinin ürettiði olumsuz ener- jiyi yayar. Kiþinin egodan kurtulup kendine ve çevresine huzur, mutluluk yaymasý için düþüncelerinin yerine akýl, gönül birliði içinde sevgiyi, hoþgörüyü, iyiliði, dürüstlüðü, yardým etmeyi koyup yaþamalýdýr.

Böylece zamanla bu davranýþlar özüne iþleyen insan, saf sevgisinin ýþýðýyla gerçek mutluluðu yaþar. Çok kýsa bir mutluluk bile bilir misiniz ki size neler getirir, gönlünüze, gözünüze, aklýnýza, her þeyinize, her yerinize…

Bu konuda yol göstermesi açýsýndan dergide yazdýðým, farkýndalýk ve þimdiyi yaþama ile ilgili yazýlarýmý önerebilirim.

Bir de þükretmek vardýr, hem de baþýmýzdaki iyiye de, kötüye de þükret- memiz gerekir. Çünkü þükretmek insaný Tanrý’yla baðlantý kuran bir enerji akýþýna yöneltir. Gönülden þükretmek kaygýlardan uzaklaþmanýn, hayal kýrýklýðýnýn oluþturduðu yaralarýn mucizevi ilacýdýr. Sýkýntýlý bir anda durup “Çok þükür daha kötüsü de ola- bilirdi” demek, o sýkýntýda insana veri- len mesajý fark etmemize yardým eder.

Gene o anlarda içimize akan huzur tüm

(29)

bedenimize sükûnet verir. Mutluluk kiþiyi çoktan sarýp sarmalamýþtýr, kiþiye iç sesini dinlemek düþer.

Görüyoruz þükür, insaný olumlu ener- jiyle doldururken, mutlu da yapar.

Evet, en zor anlarda bile þükretmeli insan, çünkü hayatýn her aný eþsiz fýr- satlar sunmaktadýr. Ýnsanlarýn çocuk- lukta yaþadýklarýnýn temeli olan trav- malarý, mutsuzluklarýnýn esas sebebi olabilir. Zen Budizm böyle mutsuz, zorlu zamanlarda yaþayan kiþi

“SATORÝ haline geçebilir” der.

Zihindeki düþüncelerden ve oluþtur- duðu olumsuz duygularýn vücuttaki olumsuz yansýmalarýndan uzaklaþýp, gerçeði görme anýdýr. Biz buna kýsaca

“Olaylara dýþardan bakarak gerçeði his- setme süresi” diyoruz.

Kiþi bu farkýndalýðý yakalayýnca ken- dini dýþardan tarafsýzca tanýyýp, görüp, toparlanmaya baþlar ve olgunlaþýr. Bu oluþum esnasýnda bilgi, güçlü bir kata- lizör görevi görür. Böylece zamanla sevgi dolu, derinliði olan, mutlu insan olur. Mutlu insan, olaylarý olduðu gibi kabul eder. Ýyi ve kötü kavramlarý onun için sýnýrlayýcýdýr. Acýyý yaþar, yasýný tutar ama uyumlu, teslimiyet içinde, akýl gönül birliði içinde daha yüksek bir bilinç halindedir. Bu durum kiþinin gerçek mutluluk içinde olduðunu gös- terir. Öðrendiklerime, anladýðýma göre insanýn üzüntüsü, mutsuzluðu biçime yani maddeye aþýrý deðer yüklemekten ve içimizdeki O’nun sevgisinden olan iç sesimizin kaynaðý olan tarafýmýzýn farkýnda olamayýþýmýzdan kaynaklan- maktadýr.

“Bu da geçer” sözü çok doðrudur.

Dünya hayatýnda tüm acýlarýn ve mad- denin geçici olduðu, asýl önemli olanýn, görmeden gördüklerimiz, duymadan duyduklarýmýz olduðunu idrak etmeli- yiz. Meselâ; sabahýn seherinde tan vak- tindeki sessizlikte duyduðumuz huzur, içimizin titreþtiðini hissettirir. Ýþte o anlar bütünle buluþtuðumuz anlardýr ki, o esnada hissettiðimiz huzur ve mutlu- luk hep kalsýn kaybolmasýn isteriz.

Evet, kalabilir ta ki insan tutkularýndan kurtulup saf sevgiyle yaþamaya, pay- laþmaya baþlarsa.

Tasavvufta mutluluk Hak’ka yakýn- laþma halidir. Fahrettin Razi tefsirinde mutluluðu þöyle açýklar: “Mutluluk üç derecelidir. Ruha ait olan, bedene ait olan ve dýþarýya ait olan mutluluk.

Ruha ait olan mutluluk iki türlüdür.

Birincisi; ilmin arttýrýlmasýyla görüþ kuvvetinin tamamlanmasý. Ýkincisi;

üstün ahlâk ve amel kuvvetinin tamam- lanmasýdýr.

Bedene ait mutluluk da ikiye ayrýlýr.

Birincisi, saðlýk ikincisi güzelliktir.

(Batý dünyasý bunu wellness, fitness ve happiness olarak ifade eder) Dýþarýya ait mutluluk da ikiye ayrýlýr; mal ve makamdýr. Bunlar dünya yaþamý içinde olur. Mevlânâ’nýn mutluluk anlayýþýnda geçici bedensel hazlardan ziyade, kalýcý ruhî hazlara dayalý, manevi yönü aðýr basan bir mutluluk anlayýþý geliþtirdiði görülür. Onun mutluluðu insanýn Yara- dan ile kurduðu psikolojik bir birlik bilinci içerisinde aradýðý gönül huzuru veya sükûnet hâli ile ifade edilir.

(30)

Mevlânâ; “Hazineyi kendi içinde ara”

der, mutluluk için. Böylece Allah ile kurulan bað gönüle huzur verir.

Mutluluk Vareden’e vuslatý ve O’nun ahlâkýyla donanmýþlýktýr. Mevlânâ’ya göre mutlu olabilmek için insan sade bir hayat yaþamalý, gösteriþten uzak olmalý ve diðer insanlarla iyi iliþkiler içinde olmalýdýr. Mevlânâ bir gün dinleyenlerine kýsa bir mutluluk hikâyesi anlatýr.

“Bir zamanlar Baðdat’ta yaþayan bir adam rüyasýnda bir ses duyar “Kahire þehrinde þu adreste, þu kadar altýn var, gidip alýrsan çok zengin olursun”

Adam rüyasýna önce inanmaz ama ayný rüyayý üç kere görünce kalkar Kahi- re’de ki o adrese gider. O adresde bir ev vardýr. Þöyle düþünür, ev sahibine durumu anlatayým ve altýný bölüþelim.

Kapýyý çalar, ev sahibini görünce duru- mu anlatýr. Ev sahibi hikâyeyi duyunca sinirlenir, “Ýnanýp buraya kadar niye geldin. Ben de seneler önce böyle bir rüyayý üç kere gördüm, adres de Baðdat’ta þu adresti ama inanýp gitmedim” der. Baðdat’tan gelen adam bakar ki, adres kendi evi, þaþýrýr. Çünkü o da kendi evinin temelinde altýn olmadýðýndan o adam kadar emindir.

Baðdatlý kendisine þu dersi çýkarýr;

“Gerçek hazine ve mutluluk senin evinde ve gönlündedir.”

Dinlere baktýðýmýzda Hz. Ýbrahim;

“Mutluluk, çalýþmak, kazanmak ve kazandýðýný kendi gibi olanlarla paylaþ- maktýr” demiþ. Hz. Ýsa; “Mutluluk, geçmiþi unutmak, içinde bulunulan aný

hoþ görmek ve geleceði düþünmemekle mümkündür” demiþ.

Eski çaðýn ünlü filozoflarýndan Sokrates mutluluðu; “En yüksek iyi”

olarak görüp ahlâksal doðruluk için ön þart kabul etmektedir yani Sokrates ahlâký iyiyi, doðru bilgiyle destekleyen doðal ahlâký yaþamda görülen önemli deðer olarak görür mutluluðu. Ayrýca bunun içine beden, zihin uyumunu da þart olarak sayar.

Aristotales ise mutluluðu; bütün davranýþlarda baþkasý için deðil, sadece kendisi için tercih edilen, kendi kendi- ne yeten, eksiksiz “nihai amaç” olarak görür. Ona göre mutluluk; “en iyi, en güzel, Tanrýsal bir þey ve siyasetinde temel amacýdýr. Mutluluða ulaþtýran en önemli yeti akýldýr ve akýl mutluluðun temel ölçüsüdür. Mutluluk insan yaþa- mýnýn ereðidir, bu yüzden insanlarýn hepsi dünyada var oluþ amaçlarý olan mutluluðu ararlar. Eflatun; “Mutluluk her zaman yücelikleri düþünmektir. Ýyi ideasý ile özdeþ ve dünyadan uzaklaþýp Tanrýsal âleme yönelmekle elde edilen bir yetkinliktir” der.

Kýbrýslý Zenon; “Mutluluk insanýn içindedir diyen Stoa felsefesinin kuru- cusudur. Bütün dýþ tesirler karþýsýnda insanýn takýndýðý tavýrla alakalýdýr mut- luluk. Mutluluða giden yol, insanýn kendi ruhunda hazýrdýr. Ýnsaný esir alan arzularý terkten ibarettir mutlu olmak ve özgürleþmek. Tanrý’dan gelen her þey mutluluktur. Ruhun hayatýn ve bütün iyiliklerin kaynaðý olan bu

Referanslar

Benzer Belgeler

Parantezin içinde tanımsız esrimeler Açılmadıklarımız parantezin dışında Bağlaçlar bitişikse iki ara bir dere De demediklerimiz parantezin dışında Köşesiz olsa

Termik sanbal tarİşıTıa§ heniız kamuoyrına van§medan önce, Temmuz ayuıda Başbakan Ozal ile Deİrle gİkarn İsınAil 9d"ğlg!_arrsnaa nehın'da bir konuşırıa

Bu amaçla, özellikle son 15 yılda, fedakarlık ve gayretleriyle, TAD’nin kabuk değiştirerek evrensel normlara sahip olmasına vesile olan ve olmaya güç ve motivasyon

Bu doğrultuda 2005 tarihinde ESSM’ye afiliye olarak Avrupa ile, Türkçe Konuşan Ülkeler Androloji İş- birliği ve Avrasya Androloji Zirvesi yapılanmalarıyla da Doğu Avrupa ve

Bu amaçla Androloji Bülteninde, erkek cinsel sağlığı, erkek infertilitesi ve kadın cinsel sağ- lığı ile ilgili temel yaklaşımı irdeleyen güncel makale özeti ve

Bu bağlamda Türk Androloji Derneğinin basılı yayın organı olan Androloji Bülteni, bu toplantılarla andro- loji alanında çalışan meslektaşlarımız arasında bilgi

Özellikle son yıllar- da bilgi kirliliği ve dezinformasyon, günlük pratikte kullanılan kavramlar haline gelmiş ve mesleki branşlardaki özlü bilgiye ulaşmada, spesifik

Figür 21’de de görüldüğü gibi öğretmenler, hatalı bir ifade kullandıkları zaman özür diyebilme yoğunluğu %44.00’lük bir değer ile her zaman aralığındayken,