• Sonuç bulunamadı

Gaspral smail Beyin Dilde Birlik lksnden Ortak letiim Trkesine

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gaspral smail Beyin Dilde Birlik lksnden Ortak letiim Trkesine"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GASPIRALI

İSMAİL BEYİN DİLDE BİRLİK

ÜLKÜSÜNDEN

ORTAK

İLETİşİM TÜRKÇESİNE

PROF. DR.ŞÜKRÜHALUK AKALIN

Türk dünyasınınbüyük düşünürü, eğiıimcisi Gaspıralı İsmailBey, ilk defa dilde birlikdüşüncesini,1881yılında çıkardığıTonguç'ta elealmıştı. 1883 'te

ya-yımlamağa başladığı Tercüman gazetesinde de bu düşünce işlenmeye devam

edilmişti. 'Dilde birlik, fikirde birlik, işte birlik' ülküsü ile yayımlanan Tercü-man gazetesi Türk dünyasındabüyük yankı uyandırmıştır. Kırım'dan Kafkas-ya'ya, İstanbul'danTürkistan'a kadar çok geniş bir alanda Türk aydınları tara-fından okunan bir gazete olan Tercüman, İstanbulTürkçesiyle yayımlanıyordu. O dönemin şartlarınaveÇarlık Rusyasının engellemelerinerağmen yayımlanan

ve geniş bir etki alanınasahip olan gazetedekullanılanbu dil, Türkdünyasında

ortak bir yazıdiliolabileceğini gösteriyordu.

Gaspıralı İsmailBeyin döneminde bir elin parmaklarının sayısını geçeme-yen Türk yazı dilleri sayısı, ne yazıkki daha sonrayaşanansiyasigelişmelerle arttı. Özellikle Sovyetler Birliği döneminde dil dışı gelişmeler yaşandı. Kimi

ağızlar yazıdilleri haline getirildi. Böylece kimilerine göre yirmi, kimilerine gö-re yirmi altıTürkyazıdilleri ortayaçıktı.

Ancak 199ü'lı yıllardatarih yeniden yazılmaya başlandı. Yakın zamanda

yaşadığımızsiyasigelişmelersonucu SovyetlerBirliğinin dağılmasıylaönceden birer Sovyet Cumhuriyeti olan on beş cumhuriyet, ayrı ayrı bağımsızdevletler olarak dünya siyasetinde yerinialdı. Rusya Federasyonu dahilolmak üzere yeni cumhuriyetler ekonomide, bilimde, sanatta, spordakısacasıtüm alanlarda dün-yaya açılmağa başladı.

Yaşananbugelişmeler,Türk soylu halklar için yeni fırsatlarortayaçıkardı.

1991'e kadar tek bağımsız Türk devleti olarak BirleşmişMilletlerTeşkilatında

bulunan Türkiye Cumhuriyetinin yanında Kazakistan Cumhuriyeti, Kırgızistan

Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti, Özbekistan Cumhuriyeti ve Türkmenis-tan Cumhuriyeti, yeni devletler olarak yerlerinialdılar.Türkiye Cumhuriyetikı­

(2)

Ül-544 Gaspıralı İsmailBeyin Dilde Birlik Ülküsünden OrtakİletişimTürkçesine

kelcr arasında başlayan buyakınlıkhiç şüphesizhalklar arasındadaha güçlü bir biçimdegelişti. İş adamlarıyeni iş imkanları yaratmak amacıyla kardeş cumhu-riyetlere yatırım yapınağa başladılar.Türk yüklenicileri dünyanınpek çok yerin-deolduğu gibi buralarda dainşaat işlerine giriştiler. Türkiye Cumhuriyeti, Türk soylu halklardanseçilmiş19.000öğrenciyi karşılıksızolarakverdiğibursla Tür-kiye'de devlet burslusu olarak üniversite öğrenim imkanı sağladı.Yeni cumhu-riyetlerde ortak üniversiteler kuruldu, resmi veya özelokullar açıldı.Türk

dün-yasıkültürbakanlarının,üniversite rektörlerinin,işkonseylerinintoplantıları dü-zenlendi. Türkiye'de Türk Dünyası kurultayları düzenlendi. Bu kurultaylara Türk halklarınınbilimadamlarından, aydınlarından, iş adamlarındanpek çok

ka-tılanoldu. Kısacasıher alanda karşılıklıziyaretleryapılıyor,ortaktoplantılar dü-zenleniyordu. Dünya, yeni bir oluşumla karşı karşıyaydı, 12 milyon kilometre karelik genişbircoğrafya parçasında yaşayan veçeşitlilehçelerikonuşan, gele-nekleri, kültürleriaynı, destanları, masalları,atasözleri, ninnileri, bilmeeeleri or-tak, iki yüz milyonluk bir ulus uyanıyor, birbiriylekucaklaşıyordu.

Bu yeni oluşurnda daha ilk günlerde dikkatleri çeken bir şeyoldu: Türk

halklarının konuştuğudil... Türk soylu halklar aslındakökeni ortak olan çeşitli

lehçeleri konuşuyorlardı. Konuşmalarınbir bölümü kolaycaanlaşılıyordu,biraz dikkat edince kimi seslerin düzenli olarak kimi lehçelerdedeğişime uğradığı

gö-rülüyordu. Bazısözlerde anlamayrılıklarıdavardı. Fiil çekimlerinde belirli

geç-miş zaman çekimi, geniş zaman çekimi, emir çekimi, şartçekimi küçükfarklı­ lıklarlada olsa hemen hemen aynı şekilde yapılıyordu ama şimdiki zaman, be-lirsiz geçmiş zaman, gelecek zaman, istek çekimlerinde ayrılıklargörülüyordu. Ancak, her şeybununlasınırlı değildi.Türkiye TürkçesindeFransızca, İngilizce gibi Batı dillerinden alınma sözler kullanılırken, eski Sovyetler Birliğindeki

Türk soylu halklarındilinde de Rusçaalıntısözler bulunuyordu.

Yapılan toplantılardadil konusu, alfabe konusu hep gündemdeydi.

Toplan-tılarda en fazla konuşulan konu Türk soylu halklar arasında yazı birliğine gidi-lip gidilemeyeceği, ortak bir yazı dili, iletişimdili oluşturulup oluşturulamaya­ cağı idi. Türk soylu halklar arasında ortak bir iletişim dili oluşma şartları var

mıydı? GeçmişteTürk halkları arasındaortak bir yazı dili kullanılıyor muydu?

Nasılolmuşda bugün bu kadar çok Türk lehçesi ortayaçıkmıştı?Ortakyazı di-li veiletişimdilinin önündeki engeller ve sorunlar nelerdi?

(3)

Prof.Dı: ŞükrüHalukAkalııı 545

Şuanda önümüzde duran en önemli sorun Türk halkları arasındaki iletişim

dilidir, Türkhalkları arasındaekonomik, kültürel ve siyasi ilişkiler artmıştır.Bu

ilişkilerindaha da artması, güçlenmesi Türkhalkları arasında sağlıklıbiriletişi­

min kurulmasıylamümkün olur. Türkhalkları arasında sağlıklıbir iletişimin ku-rulması, Türk Cumhuriyetlerinin ve topluluklarının birbirine daha fazla yaklaş­ masını sağlayacaktır. Kısacası,bu durum çokyönlü,birbiri ile içiçegeçmiş iliş­ kiler yumağıdır. İletişim arttıkçaekonomik ve kültürel ilişkilerartacak, artan ekonomik ve kültürel ilişkiler iletişimingüçlerimesini sağlayacaktır.

İletişim,bütüntarafların anlaşabileceğibir dillesağlanabilir, Aynıdjli

konu-şaninsanlar ana dilleriyleanlaşırlar,Ana dilleri farklıolan, ana dillerinde

anla-şamayaninsanlar ise ancak bildikleri ortak biryabancıdilleanlaşırlar, Türk soy-lu halkların lehçelerinin bir bölümü birbirine çok yakındır,Türkiye Türkçesi Azerbaycan Türkçesine, Kazak Türkçesi Kırgız Türkçesine, Özbek Türkçesi UygurTürkçesinevb ... Ancak, Türkiye Türkü ile Kazak Türkünün, Türkmen ile Altay Türkünün jik anda anlaşması kolayolmamaktadır.On - on beş gün bir Türk ülkesindebulunulduğuzamananlaşma oranıhemen yükselmektedir,

Peki, iletişimin, haberleşmenin hız kazandığı dünyamızdaTürk halkları

hangi dilde haberleşecektir?İletişimdeya herkes kendilehçesini kullanacak, ya da her ikitarafındabildiğiortak biryabancıdilkonuşulacaktır.Türkhalklarıana dillerininyanı sıra çeşitli yabancıdilleri bilmekte,bazıülkelerde buyabancı dil-ler öğretimdili olarakkullanılmaktadır.Hatta Türk halklarının azınlıkta olduğu

ülkelerde öğretim,ülkeninresmi dilinde yapılmakta,bu ülkelerde Türkhalkları

ana dilleriyleöğrenimgörememektedir,

Türkiye Türklerinin yabancıdiliçoğunlukla İngilizcedir.Almanca ve

Fran-sızcaise yabancıdil olarak daha az orandakullanılmaktadır.Eski Sovyetler Bir-liğindekiTürkhalklarının yabancıdili Rusçadır. İran'dakiyirmi milyonu aşkın

Azerbaycanlıise yabancıdil olarakFarsçayıbilmektedir. Irak Türkmenlerinin ve SuriyeBayırBucak TürklerininyabancıdiliArapçadır. Yunanistan'daki Türkle-rin yabancı dili Yunanca, Bulgaristan'dakiTürklerinyabancıdili Bulgarca, Ro-manya'daki Tatar veOğuzTürklerinin yabancıdili Romence, Makedonya'daki Türklerinyabancıdili Makedonca ve Sırpça,Kosova'daki Türklerinyabancı di-li ise Sırpçadır. Bu genişTürkdünyasında farklılehçeleri konuşanTürk

halkla-rınınbirbirleriyle hangi dilde iletişim kuracağıüzerindedurulmasıgereken bir konudur.

(4)

546 Gaspıralı İsmail BeyiııDilde Birlik ÜlküsüııdeııOrtakİletişimTürkçesine

Bir Kazak Türkü ile bir Makedonyalı Türkün konuşması sırasındahiçbiri

karşısındakininlehçesini anlayamayacaktır.Kazak Türkünün yabancıdili Rus-ça, MakedonyalıTürkünyabancıdiliMakedoncadır. Yabancıdillerde deanlaşa­ madıklarınagöre bu ikikişi hangi dilde anlaşacaktır? BirininRusçayıya da

di-ğerinin Makedoncayı öğrenmesi mi gerekmektedir? Yoksa bütün Türk soylu

halklarınbirbirleriyle anlaşabileceğibir iletişimdili mi olmalıdır?

Çağımızda iletişim araçlarının gelişmesi ve hız kazanması bütün dünya

uluslarınıbirbirine yaklaştırmıştır.Bilginin ve iletişiminiç içe olduğu yeni bir kavram insanlığın geleceğine yön vermektedir. Bu kavram Türkçede bilişim

(İng. lnformatics)'dir. Bilginin vehaberleşmenin müthiş bir hızlagidip geldiği sistem ise internettir. Dünya milletleriarasındakiuzak mesafeleri ortadankaldı­

ran internet, Türkhalklarınıbirbirineyaklaştıracaktır. İnternetisadece elmek (e-mail) ve ağ sayfaları(web pages) olarakdüşünmek doğru değildir.Sanalyayın­ cılık(virtual publishing), konferans sistemleri, haberleşme hatları, tartışma

hat-ları,internet üzerindencanlıradyo ve televizyonyayınıgibi pek çok iletişim yo-lunu da düşünmek gerekir. Şu anda internette insanlar çoğunlukla İngilizce ol-mak üzere Almanca, Fransızca, İtalyanca,Türkçe, Rusça gibi çeşitlidillerle

ha-berleşmektedir. Aynıulustan olan insanlar kendi dilleriylehaberleşmesini sürdü-rürken, farklı uluslardan olan insanlar iletişimlerini çoğunlukla İngilizce

yap-maktadır.

Türk lehçelerinin bu durumuna dünyadabaşkaörnek var mıdır?Evet, ben-zer durum Arapça için geçerlidir. Arapça da Türkçe gibi çok geniş bir alanda

farklı ülkelerde farklı lehçeler olarak konuşulmaktadır. Ancak, Arap yazısının

bütün Arap ülkelerindekullanılmasıve bunun aynızamanda din diliolması se-bebiyle bütün Araplararasındaortak bir iletişimdili, hatta ortak biryazıdili

var-dır. Mısır'da yayımlanan El-Hayatgazetesi bütün Arap ülkelerinde okunmakta veanlaşılmaktadır.Lehçelerarası söyleyiş farklılıklarıbulunmakla birlikte bun-lar yazının özelliğisebebiyle deyazıdilineyansımamaktadır. Yazıdaki bazı söz-leri Mısır'daki Arapbaşkatürlü, Tunus 'taki Arap başkatürlü, Irak 'taki Arap baş­

ka türlü, Suriye' deki Arapbaşkatürlü seslendirmektedir. Mesela Arap yazısında

(J

4)

şeklindeyazılan ve bizim Cemalolarak kullandığımızsözü Mısırlı Arap Gemal, Tunuslu Arap Jernal, Suriyeli Arap Cemal şeklindeokur. Bu durum sa-dece bu sözde değil diğer sözlerde de geçerlidir.

(5)

Prof Dr.Şül:rü [-{aiiıI:Al:alin 547 Benzer bir durum Türkhalklarıiçin geçerli olabilir mi ? Türk soylu halklar hangi dildeiletişimierini sağlayabilir?Ortak bir iletişim dili olabilir mi? Bu

ile-tişimdili nasıl oluşturulabilir? Bu soruların cevabınıverebilmek için Türkçenin tarihigelişmesinibilmek,geçmişte yaşananları değerlendirmekve bunlardan ya-rarlanarak bir görüş oluşturmakmümkündür.

Bilindiği gibi Türk yazı dilinin ilk edebi metinleri VIII. yüzyılda dikilmiş

olan Orhan Abideleridir. Orhan abidelerinin yazılışındanöncedikilmiş bazı abi-ekler debulunmaktadır,ancakbunlarınbüyük bir bölümü birkaç satırdan oluşan

ve edebi metin hüviyetinde olmayan Abidelerdir. Orhan Abideleri, Runik Türk

yazısı,Kök Türkyazısıdenilen bir yazısistemi ile yazılmıştır. Kullanılandil ise Kök Türkçe olarak adlandırılır.Bu yazı dili Kök Türk devletinin resmi yazı di-lidir. Orhan Abidelerinde Kök Türklerin yanı sıra çeşitliTürkhalklarınınve ak-raba toplulukların adlarıda geçmektedir. Oğuzlar, Uygurlar, Kırgızlar,Tatarlar (Moğollar),Üç Kurıkanlarve benzerleri, Kök Türk devletinin yönetimi altında bulunan halklar olaraktanımlanmaktadır.Kök Türk devletinde bu adlarlaanılan

Türkhalklarınınkendi konuşmadillerinikullandığınıtahmin ediyoruz. Çünkü, birhalkı diğerlerinden ayıranen önemli unsur dilidir. MuhtemelenOğuzlar, Kır­ gızlar,Uygurlar vediğerTürk soylu halklar Kök Türklerdenfarklıbir ağızia

ko-nuşmaktaydılar. Bu halkların konuşmadillerinin özellikt-ti konusunda fazla bir bilgimiz yoktur. Bu dönemde gerekOğuzlardan,gerek Uygurlardan, gerekKır­ gızlardankalma abidelerbulunmaktadır.Bu abideler de Kök Türk yazısıylave Kök Türkçe ile yazılmıştır. Şu halde Kök Türk devletinde çeşitliTürk halkları

bulunuyordu ve bu halklarkonuşmadili olarak kendiağızlarını, yazıdili olarak da Kök Türkçeyi ve Kök Türk yazısını kullanıyorlardı.Türk dil ailesinde yer alan Çuvaş ve Yakut dilleri bu dönemden çok daha önce asılTürk dilinden

ay-rılmışlardır. Ancak, o dönemlere ait yazılı kaynakları olmadığı için bu iki Türk dilinin tarihigelişmesinitakip edemiyoruz.

Türkolajide Uygurca olarak adlandırdığımıztarihi Türk lehçesi de aslında

Kök Türkçenindevamıdır.Uygurca, ses bilgisi veşekil bilgisibakımındanKök Türkçeye göre pek fazlaayrılıkgöstermez. Uygurlarınkabul ettiğiManiheizm, Budizm gibi dinlerin terimleri Uygurcaya girmiş ve bu yüzden Kök Türkçeye göre sözvarlığında farklılıklarortayaçıkmıştır.

(6)

548 Gaspıralıismail Beyin Dilde Birlik ÜlküsüııdeııOrtakilelişim Tıııkçesine Türk yazı dilinin kurulduğunu görüyoruz. Karahanlı Türkçesi veya Hakani Türkçesi diyeadlandırdığımızbu tarihi lehçemiz de dil bilgisi özellikleribakı­ mından Kök Türkçeden, Uygurcadan ayrılamaz. KarahanlılarınMüslüman ol-ması sebebiyle İslamiyetleve İslamkültürüyle ilgilibazıArapça, Farsça sözler söz varlığına girmiştir. Bunun dışındaönemli bir farklılıkyoktur. Hatta büyük Türk dilcisi KaşgarlıMahmut ünlü eseri DivanüLügat-iıTürk'te kendi lehçesi Hakani Türkçesini en güzel dilolarak adlandırırken Uygurlarındilini Hakani Türkçesine en yakın dilolarak belirtmektedir. Bu bilgilerdenanladığımızagöre Hakaniyazıdili ile Uyguryazıdili birbirine ses ve şekilözellikleribakımmdan

benzemekte ancak söz varlığı sebebiyle birbirinden ayrılmaktadır. Kaşgarlı

Mahmut, dönemindekidiğerTürkağızları hakkındabilgiler de vermektedir. De-mek ki, Karahanlı ve Uyguryazıdillerininyanı sıra konuşmadili olarak da

çe-şitli ağızlar bulunmaktadır. Oğuzların, Kıpçakların" Arguların, Yağmaların.

Toh-sıların, Kırgızlarınve diğerTürk soyluhalkların konuşmadili belli özellikler

ta-şımaktadır. KaşgarlıMahmut bu özellikleriDivanü Lugat-it Türk'te anahatlarıy­

lavermiştir. Hakani Türkçesindeki bir sözüOğuzların nasıl söylediği, Kıpçakla­ rın nasıl söylediği, Kırgızların nasıl söylediğitek tek belirtilmiştir. Şu halde o dönemde iki Türkyazıdili olmasına rağmenbirkaçkonuşmadili, ağız mevcut-tu. Edebi dilolarak Uygurca veyaKarahanlıcakullanılmakta,konuşmadili ola-rak da Türk halklarıkendiağızlarını kullanmaktaydı.Bu durum on üçüncü

yüz-yılakadar devam etti. Bu yüzyıldan sonrabaşkasahalarda yeni Türkyazı dille-ri ortaya çıkmaya başlamıştır.On üçüncü yüzyılakadar hemen hemen aynı dil özelliklerine sahip bu yazı dillerinin ardından Anadolu'da sonradan Türkiye Türkçesi olarakadlandırılacakolanOğuzca (Batı Oğuzca),Türkistanda ise Kıp­

çak, Harezm, çağatay yazı dilleri kullanılınağa başlandı. çağatayca, zamanla Türkistan'da geniş bir alanda ortak edebi dilolma özelliğini kazandı. Bu yazı

dilleri birbiriylekıyaslandığındabirtakım ayrılıklargörülmekteydi, ancak arada-ki bağlar henüz kopnıamıştı.Türk dilinin ve edebiyatının anıt eserleri sınırve mekan tanımıyor,bir sahada yazılaneser dönemin şartlarınagörekısa sayılabi­

lecek bir sürede hemen hemen bütün Türk illerine yayılıyordu.Fuzüli''nin eser-leri Bağdat'ta olduğukadar Anadolu' da, Azerbaycan' da ve Türkistan' da okunu-yar, Ali Sir Nevayı'nin eserleri de Türkistan'dan Azerbaycan'a oradan da Ana-dolu 'ya, İstanbul'aulaşıyordu. On beşinci, hatta on altıncı yüzyıldan sonraBatı

(7)

gelişme-Prof Dr.ŞükrüHalukAkalın 549

ğe başladı. On sekizinciyüzyıldaise Doğu Oğuzcası, Türkmen yazıdili olarak

gelişti. On dokuzuncu yüzyıl başlarındaTürkistan'da geç dönem Çağataycası,

dahaBatıdaTürkmence, Kafkasya'da Azerbaycan Türkçesi ve Anadolu'da Tür-kiye Türkçesiyazıdilleri olarakvarlığınıkoruyordu. DiğerTürkhalklarının

ko-nuşma dili ve sözlüedebiyatıise her zaman varlığını korumaktaydı.Kazaklar,

Kırgızlar,ana dillerinde Türkdünyasısözlüedebiyatınınen zengin eserlerini

ya-şatıyorlar, geliştiriyorlardı.

On dokuzuncuyüzyıl sonlarındamisyonerİlminski,Türkhalklarınınher bi-ri için ayrıbir alfabehazırlayarakyazıdilleri kurmaçalışmasınabaşladı. İlmins­ ki'nin amacı Çarlık RusyasındakiTürkhalklarınıönce Ortodokslaştırmak, son-ra da Slavlaştırmaktı. İlminski'ninbu düşüncesiönceÇarlıkyönetimince, sonra da SovyetlerBirliğiyönetimince sürdürüldü. Dilindoğal gelişmesi dışında, di-leçeşitli müdahaleleryapıldı. Doğal gelişmesiiçerisinde bugün en fazla dokuz veya on Türk lehçesi olabilirdi. Zengin sözlü edebiyatgeleneğinesahip olan Ka-zak veKırgızlehçeleri tek biryazıdili haline gelebilirdi. Türkistan' daayrıca Öz-bek ve Uygur Türkçeleri; İdil-Uralve Kırımbölgelerinde Tatarca, Anadolu'da Türkiye Türkçesi, Azerbaycan'da Azerbaycan Türkçesi, Türkmenistan'da Türk-mence, Sibirya'da Altayca veya Hakasça, yeni çağdaTürk soyluhalkların yazı

dilleri olarak ortadaolacaktı.Ancak,İlminski'nin ideolojisi SovyetlerBirliğinin

politikasınında anadüşüncesinioluşturdu.Türkhalklarınınkonuşmadilleri, ya-niağızları, yazıdili haline getirilmeçalışmalarısürdürüldü. Bölgelerarasıen kü-çük ses ayrılıkları yazıyageçirildi.Ağızlar yazıdili oldu. Kazak Türkçesinin bir

ağzı sayılabilecekKarakalpakçaayrıbir yazıdili haline getirildi.Hakasçanın ağ­ zıolanŞorca ayrıbiryazıdili haline getirildi. Dile politik ve ideolojik müdaha-leler yapılmasaydı,Türk soyluhalklarındilleri doğal gelişme içerisinde yol

al-saydı bugün yirmi değil yukarıda değindiğimizgibi en fazla sekiz-dokuz Türk lehçesiolacaktı.

Bu lehçeler ortak bir alfabe kullansa ve birbirleriyle sıkı ilişkiler kursaydı

bütün Türkdünyasındabelki daha az Türkyazıdili kullanılacaktı. Ancak, dilin

doğal gelişimine yapılanmüdahaleler alfabelerinoluşturulması sırasındada ken-disini gösterdi.

Yirminciyüzyılın başlarına gelindiğindeTürk soylu halklarınbüyük bir

(8)

550 Gaspıralı İsmailBeyin Dilde Birlik Ülküsündel1 OrtakİletişimTürkçesine

Arap yazısıTürkçe için ve bütün Türk soylu halklarındilleri için hiç de uygun bir yazı sistemi değildi.Arapçada ünlü sayısı son derece az iken, Türk lehçele-rinde ünlü sayısı sekiz, dokuz, hatta on olabilmektedir. YazınınTürkçe için ye-tersizliği öteden beri tartışılıyordu. On dokuzuncu yüzyılda Arap alfabesinden kurtulup Latin alfabesine geçmek içinbirtakım girişimlerde bulunulmuştu. U.-tin yazısına geçen ilk Türk halkı Yakutlardır. 1917-1918 yıllarında Yakutların Latinkaynaklı yazıyageçtiklerini biliyoruz. 1926'da Bakü'de Birinci Türkoloji Kongresi yapıldı. Bu kongrede uzuntartışmalardan sonra Latinkaynaklıbir al-fabe benimsendi ve bunaBirleştirilmiş Türk Elifbası adıverildi. Bu alfabe aşa­ malı olarak Sovyetlerdeki Türk Cumhuriyetlerince kullanılmağa başlandı. 1928' de Atatürk, en büyük atılımlarındanbirinigerçekleştirerekTürkiye' de La-tin alfabesine geçişi sağladı. 1930'ların başındaneredeyse bütün Türk dünyası, aynı kaynaklı yazıyı kullanıyordu.Bu durum devam etseydi belki de Sovyetler-deki Türk halklarının birbirleriyle anlaşması daha kolayolacaktı. Ancak, Sta-lin'in 1930'lardabaşlattığı kıyım sırasındaSovyetlerdeki TürkhalklarınınLatin

yazısını kullanmalarınason verildi. Ne ilginçtir ki 1926 Bakü TürkolojiKongre-sinde Latin alfabesini savunan bilim adamlarının çoğununölüm tarihi 1937' dir. Bunlar arasındaTürk soyluhalkların bilimadamlarının yanı sıraünlü Türkolog Samoyloviç de vardı. Bu kıyım sırasında Türk halklarının artık Kiril yazısını kullanmalarınakarar verildi. 1937'debaşlayanKiril yazısına geçiş uygulaması 1940'lı yılların başlarında tamamlandı.

Sovyetlerdeki bütün Türk halkları aynı Kiril alfabesini kullansalardı belki de bugünkü dağılmışlık yine olmayacak, Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler, Türk-menler hattaAzerbaycanlılarbirbirlerini anlayabileceklerdi. Bu daolmadı... Her cumhuriyette, oluşturulan her yazı dilinde farklı bir Kiril alfabesi uygulamaya sokuldu. Bilindiğigibi dünyadaki bütün dillerde sesler ortaktır. Dilleri birbirin-den ayıranseslerdeğil, seslerin oluşturduğu anlamlı yapılardır. Seslerinyazıda­ kikarşılıkları olan harfler defarklıdillerde aynı sesleri gösterebilir. Türk lehçe-lerinde seslerin neredeyse yüzde doksan dokuzu ortak iken bu seslerin bir bölü-mü içinfarklı işaretler kullanıldı. /ö/, /ü/,/ı/, lif,ıcı,/j/,

Ll

gibibazısesler için alfabelerde farklı işaretler kullanıldı. Geçen zaman içerisinde Türk halklarının dilleri birbirinden uzaklaşmağa başladı.

Bilim veöğretim dili olarak Rusçanın yaygınlaştırılması da Sovyetlerdeki Türk soylu halkların birbirlerinin dillerinde anlaşma sağlamalarını engelledi.

(9)

Prof Dr.ŞükrüHalük Akalin 551

Bir Kazak ileKırgızkendi ana dillerindekonuşsalar, anlaşma oranıyüksek ola-cak ve belki de bu ikikomşulehçe bu kadar birbirindenuzaklaşmayacaktı. Sov-yet halklarının kardeşlikdili Rusça, Sovyet dili Rusça gibi uygulamalar, politi-kalar sayesinde Rusça, SovyetlerBirliğindekiTürk soylu halkların iletişim dili haline getirildi. Bir Özbek ile bir Kazak yan yanageldiğindegayet rahat bir şe­ kilde Rusça konuşarak anlaşıyordu. Hatta aynısoydan gelenler bile kendi

arala-rında Rusça konuşmayı tercih ediyorlar. Birkaç cumhuriyetdışındahemen he-men bütün SovyetlerBirliğinde yükseköğretirnde öğretimdilinin Rusçaolması

yenikuşaklarınana dilinden uzaklaşmasınayol açtığı gibi Türk soylu halkların

birbirlerinin dillerini tanımalarını da engelledi. Böylece bugünkü tablo ortaya

çıktı.

Bugün Türk soylu halklararasındabir iletişimdilinasılkurulabilir? Öncelikle Türk lehçelerindeki ortak unsurlar üzerindedurulmalıdır. Bunlar-dan ilki Türk lehçelerinin ortak sözvarlığıdır. Türk soylu halklarındilleri

ince-lendiğindesözlerinçoğununortakolduğugörülür. Türkhalkları arasındakiortak

iletişimdili bu ortak söz varlığına dayalı olarakkurulacaktır.Sözlerin lehçeler-de ses değişiklikleriyle kullanılması anlamın kavranmasını engelolmayacaktır.

Sözlerde ne kadar büyük ses değişikliği olursa olsun hece sayısındaki eşitlik,

vurgu ve sözün tınısı anlamı çıkarmayıengellememektedir. Sözlerin söz dizimi içerisindeki yeri de metinbağlamından anlamın çıkarılmasını kolaylaştırmakta­ dır.

Ana hatlarıylasöz varlığımıza baktığımızda bazıses ayrılıkları dışında fiil-lerin neredeysetamamınınortakolduğunugörürüz. Uzun tarihi boyunca dilimi-zeyabancı dillerden ad, sıfat, zarf, edat türünden sözlergirmiştir,ancak

yaban-cıkökenli fiil dilimizde yok denecek kadarazdır.Bu nedenle her lehçedeki fiil-lerin anlamı kolayca kavranabilir. Zamirlerimizin hepsi aynıdır. Sadece birinci teklik kişizamirindeIbi - ımı değişimigörülür. Birinci teklik kişi zamiri Türki-ye Türkçesi ve Gagavuzcadışındamenşeklindedir.Ancak, Türkdünyasının bü-tün bireylerimen'in ben anlamına geldiğini,ben'in de men anlamında kullanıl­ dığını bilmektedir. Zamirlerin çekimlerinde farklılıklar vardır, ancak cümlenin

bağlamından anlamı çıkarmakmümkündür.

Sayı adlarımız ortaktır.Bütün Türk halkları aynı sayı adlarını

(10)

sa-552 Gaspıralıismail Beyin Dilde Birlik Ülküsünden Ortak lletişinıTürkçesine

yı adları yabancı kaynaklı olmakla birlikte bütün lehçelerde bualıntısözler

kul-lanılmaktadır. Şu halde Türkçe kökenli olsunalıntıolsun bütünsayı adları

ortak-tır. Diğersözlerdeolduğugibi sayı adlarında da lehçelere görebirtakım ses

de-ğişmeleri vardır. Bunlar da metin bağlamından rahatlıkla anlaşılabilecek sözler-dir.

Ağız, burun, kulak, dil, diş, saç gibi organ adları Türkçe kökenlidir. Bazı

lehçelerdeki sesdeğişmelerisözlerinanlaşılmasınaengel değildir:til - dil, tis~ tiş ~ diş.

Coğrafya adlarıbütün lehçelerdeortaktır.Bu sözlerde debirtakım sesdeği­ şiklikleri vardır, ancak bunlaranlaşmayaengeldeğildir.Biraz dikkat ve gayret-le bu sözgayret-lerinanlamları çıkarılabilir: dağ ~tag - taw~too, gök ~kök, ay,yıldız - jıldız ~ cıldız,

Renk adlarımız ortaktır:ak, kara, san, al, kızıl.: Bazıları lehçelerin genel ses özellikleri sebebiyledeğişikliklere uğrar: yeşil ~ jasıl ~ caşıl.

Soru sözlerimizortaktır:Kim, ne bütün lehçelerdekullanılmaktadır. Kaç ~ kança ~ neçe gibi sözlerfarklıda olsaalış veriş sırasındahangi anlamda

kulla-nıldıkları kolaylıkla anlaşılmaktadır.ı

Türkhalkları arasındaortakiletişimdilininnasıl kurulacağıkonusuna gelin-ce ... Bu da zamanla gerçekleşecektir.Ancak bunu zamana bırakıpbeklemenin bir anlamı yoktur. Atatürk, bugünkü durumu daha 1933 yılında görmüş ve bir gün SovyetlerBirliğinin dağılacağını,Türk soylu halkların bağımsızlıklarına

ka-vuşacaklarını, dili bir, inancı bir soydaşlarımızla şimdidenilgilenmemiz

gerek-tiğini meşhur konuşmasında söylemişti.Atatürk'ündediğigibi o gün geldi. An-cak, ne yazıkki Atatürk'ün 1933'tegördüğü gerçeğibiz daha önce göremedik ve bugüne hazırlanamadık.Türk halkları arasındakidil köprüsünü kuramadık. Zararın neresinden dönülürse kardır,diye bir atasözümüz var. Geç de olsa bir

şeyler yapmanın zamanı gelmiştir.

Gaspıralı İsmailBey, yaklaşık 120yılönce Türkdünyasındaortak bir

ileti-şim dili olabileceğini Tercüman gazetesi ile göstermişti. O döneme göre bugün Türk lehçeleri arasındaki farklılıklardahafazladır. Gaspıralı İsmailBeyin

yaşa-ı. Bu konuda daha fazla örnek için bk. Ahmet B. Ercilasun,TürkDünyasıÜzerine Makaleler-incelemeler.

(11)

Prof. Dr.ŞükrüHalül:Akalııı 553

dığı dönemde birkaç Trük yazı dili, bugün yirmiye ulaşmıştır.Ancak, günümü-zün teknolojisi de büyük bir gelişme göstermiş,ülkelerarasındakimesafeler yok denecek düzeye inmiştir.Radyo, televizyon, bilgisayar, internet, uyduhaberleş­

mesi gibi bilimin sağladığı kolaylıklarlaTürkdünyasında iletişim sağlamak ar-tıkçok daha kolay, hızlı,ucuz ve sonuç alıcıdır. iştebu kolaylıklardan yararlan-mak, bu teknolojiyi kullanmak gerekir. Yapılması gerekenler nelerdir, kısaca

bunlaradeğineceğiz.

Yapılmasıgereken ilk iş bütün Türk soyluhalklarınortak bir alfabeye geç-mesidir. Bilgisayar ve iletişim teknolojileri Latin alfabesinedayalıolarakgeliş­ tiğinegöre bütün Türk soylu halklar en kısazamanda ortak bir Latin alfabesine

geçişi sağlamalıdır.Bu alfabede Türk lehçelerindeki ortak sesler için ortak harf-lerkullanılmalıdır.Alfabe mümkünolduğukadar pratikolmalıdır. işaret kalaba-lığından kaçınılmalıdır.1991 yılındaMarmara Üniversitesindeyapılan toplantı­ da belirlenen 34 harflik ortak alfabeden her Türk Cumhuriyeti vetopluluğu ken-disi için gerekli olan işaretlerialarak alfabesini oluşturmalıdır. Bu alfabedeki

işaretlerden başka işaretler kullanılmamalıdır.Bu alfabenin bütün Türkhalkları­

na öğretilmesive alfabenin kullanılmasıiçin dilcilere önemli görevlerdüşmek­

tedir. Siyasi iktidarlara bu konu bilimselolarakanlatılmalıdır.

Azerbaycan Cumhuriyetinde Latinkaynaklıalfabe 1Ağustos2001 tarihin-den itibaren kullanilmağa başlandı.Azerbaycan' da Latin yazısına geçiş çalış­ maları 1992'debaşlamıştıama zaman zaman sekteyeuğrayanbugeçiş 18 Hazi-ran 2001 'deCumhurbaşkanıHaydar Aliyev'in 'devlet dilinintekmilleştirilmesi' hakkındaki kararıile kesinlikkazandı.Türkmenistan'da ve Özbekistan'da da bu yolda kararlar alındığınıve uygulamanın aşamalıolarak yürütüldüğünü biliyo-ruz. Latinkaynaklıalfabenin bütün Türkdünyasındayaygınlaşmasıylaortak

ile-tişimdilinin kurulmasındaönemliadımlar atılmış olacaktır.

Türk dünyasındaana dildeöğretimde üzerinde önemledurulmasıgereken bir başkakonudur. Türk soylu halklar, ilkokuldan üniversiteye kadar öğretimle­

rini ana dillerinde yapmalıdır.Ana dilden başkabir dille öğretim yapılması de-receli olarak kaldırılmalı,her öğretim kademesinde aşamalıolarak ana diliyle

öğretimegeçilmelidir. Türkiye'de deyabancıdilleöğretim uygulamasından vaz-geçilmelidir.

(12)

554 Gaspıralı İsmailBeyin Dilde Birlik Ülküsünden OrtakİletişimTürkçesine

40.000 ila 100.000 söz varlığına sahiptir. Bütün Türk lehçelerinin sözvarlığını

ortaya koyacak büyük birkarşılaştırmalısözlükhazırlanmalıdır. Bir kavram için bir lehçede yabancı kaynaklı söz,diğerlehçelerde Türkçe kökenli sözkullanılı­

yorsa Türkçe kökenli söz o lehçeye de alınmalıdır. Böylece lehçelerin söz

var-lıkları da doğal kaynaktan zenginleşmiş olacaktır. Bu konuda Türk Dil Kuru-munda yürütülmekte olan projeden söz etmek gerekiyor. Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğüve Grameri Projesinde çok sayıdauzman çalışıyor. Bu proje-de Türk lehçelerinin söz varlığı ortaya konulacaktır. Hazırlanacak bu sözlük, önemli bir boşluğu dolduracaktır. Bu projede Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Grameri dehazırlanmaktadır.

Türk halklarıbirbirinin edebi eserlerini okumalı, okutmalıdır. Okul

kitapla-rında her Türk lehçesinden parçalar özgün şekilleriyle ve o lehçeye aktarılmış şekilleriyle yer almalıdır. Türk dünyası ortak edebiyatının kaynak eserleri des-tanlar, masallar,rıinniler, atasözleri her cumhuriyette ayrı ayrı yayımlanmalıdır.

Bu edebi eserlerin bütün Türk dünyasının ortak ürünleri olduğubilinci yaygın­ laştırılmalıdır. Türkdünyası şairveyazarlarınıneserleri diğerlehçelerde de

ya-yımlanmalıdır. Bu eserler ortak Türk alfabesiyle yayımlanmalı, sayfanın bir

ta-rafındaözgün metinkarşısındaiseaktarması bulunmalıdır.

Türk cumhuriyetlerinin radyo ve televizyon yayınlarınınTürkhalkları

tara-fından izlenmesi sağlanmalıdır. YayınlarTürk dili ile yapılmalıdır. Televizyon-larda Türk halklarınınfilmleri özgün şekilleriyle oynatılmalı, altyazıda o ülke-nin lehçesine aktarılmalıdır.

Türk lehçeleri için pratik günlükkonuşma kitapları hazırlanmalıdır. Burada

kullanılacakcümlelerde ortakkullanımlara ağırlıkvermek gerekir. Bir lehçe için çok özel ifade yerine, her lehçedeanlaşılabilecekgenelkullanışlartercih edilme-lidir.

Kabilecilik, aşiretçilik gibi Türkdünyasınıbölen düşüncelerden kaçınılma­ lıdır. Ağızözellikleriniyazıdiline yansıtmaktan uzakdurulmalıdır.Mümkün ol-dukça bütün Türk lehçelerindeki ortakşekiller kullanılmalıdır.

Türk halkları birbirleriyle iletişimIerinde kendi dillerinden başka bir dili,

iletişim dili olarak kullanmamalıdır. Halklar arasındaki iletişimde Rusça veya İngilizcegibiçeşitli yabancı dillerinkullanılması,ortak iletişim dilinin ve ortak

(13)

Prof Dr.ŞükrüHa/lik Akalin 555

Türk halkları arasında iletişimi artıracakve geliştirecekbirbaşkaunsur ise internettir. İnternetteTürk halklarının haberleşmesi için ortak alfabe

uygulama-sıen kısa zamanda başlamalıdır. İnternetteTürk halkları birbirleriyle ana dille-rinde haberleşmelive internette kullanılacak ortak terimleri üretilmelidir. Türk Cumhuriyetlerinin Üniversitelerinin ve diğer kurumlarının internette açacağı sayfalar öncelikle ve mutlaka ana dilleyazılmalıdır.Ana dildeki internet sayfa-larının yabancı dillere de çevrilebilir. Türkiye'debaşlatılan İnternetteTürkçeyi Yaygınlaştıralım çalışmalarınaTürk Cumhuriyetleri dekatılmalıdır.

Türk halkları ortak iletişimdilinin oluşturulmasıiçin Sürekli Türk Dil Ku-rultaylarıyeniden canlandırılmalı,her yılbirCunıhuriyette yapılmalıdır. Kurul-taylarda ortak iletişimdilinin oluşma şartları elealınmalı, gelişmeler izlenmeli-dir. Bu kurultaylarda zaman içerisinde ortaya çıkabilecekdurumlarla ilgili ola-rak ortak çözüm yolları yürürlüğe konulmalıdır.

Yapılacakbuçalışmalarlaortakiletişimdilininkurulması sağlanacakve or-takiletişimdili ortak Türkyazıdilinin temelinioluşturacaktır. BöyleceGaspıra­

lı İsmail Beyin ülküsüyüzyıllık gecikmeyle de olsagerçekleşecektir. Gelecek, bize bu umudu vermektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Basın yayın ve kitap yayıncılığı dallarında da verilen ödüllerin edebiyat alanındaki sahipleri hikâye dalında, Aykut Ertuğrul Mümkün Öykülerin En

Türkiye’nin birçok şehrinde sahnele- rini tiyatro ve edebiyat severlere açan Dev- let Tiyatrosu Genel Müdürlüğü, dilimizin ve tiyatro edebiyatımızın gelişmesi

Bilim adamı hayatta üç kuralı olduğunu söylüyor: - Her pazarı şehir dışında geçirmek, araca binmek değil, yürümek, yazın yazlıkta değil, ormanda, nehir

Однако только один мудрец сказал, что он может вылечить царя и продолжил: «Вам нужно найти счастливого человека, взять его рубашку, надеть на царя , и царь

Но, по правде говоря, из-за того, что обе были точь-в-точь похожи одна на другую, было невозможно понять, которая

7. Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçek- ler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında otur- mak… Seni gördüğü zaman zalimce başını

Он не мог написа́ть письмо́, потому́ что был о́чень за́нят... Анто́н не смог купи́ть проду́кты,

2.ÜNİTE > Hikâye Kazanım: A.2.2. Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönem ile ilişkisini belirler. Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi Alan