• Sonuç bulunamadı

20. Yüzyıl Türkiye’sinden Bir Mimar: Prof. Muhlis Türkmen

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "20. Yüzyıl Türkiye’sinden Bir Mimar: Prof. Muhlis Türkmen"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden 1946 yılında mezun olduktan hemen sonra meslek ve aynı kurumda hocalık yaşa-mına başlayan Mimar Profesör Muhlis Türkmen, Türkiye’de mimarlık pratiğinin modernleşme döneminin başları sayıla-bilecek 40’lı 50’li yıllarda gerek yarışma projeleri ile gerek serbest olarak aldığı işleriyle etkin mimarlar arasında yer almış ve 90’lı yılların sonlarına kadar mimari çalışmalarına devam etmiştir.

Bu yazı kendisinin mesleki yaşamını ülkedeki mimarlık ve özellikle yarışmalar pratiğine bağlı olarak incelemeyi, mimari projelerini elde etme biçimlerini, tasarım ve uygulama süreçlerini, mimari tasarım anlayışını ve mimarlık eğitimiyle mesleki faaliyetinin ilişkisini gözden geçirmeyi hedeflemektedir2. Bu amaçla önce mesleki yaşamı, yarışmalar ve yarışma dışı çalış-maları kapsamında, daha sonra Akademi geleneği içinde mimarlık eğitimi anlayışı ve son olarak da mimari tasarım anlayışı dönemlere bağlı olarak ele alınacaktır. Mesleki Yaşamı - Yarışmalar ve Yarışma Dışı Çalışmalar

Muhlis Türkmen’in mesleki çalışmalarının başladığı dönem, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun ilk on yıllarındaki, mimarlık hizmetini talep edenlerin halen çoğun-lukla devlet kurumları olduğu, mimari tasarımın ve uygulamanın devletin

görev-lendirdiği yabancı mimarlar tarafından yapıldığı dönemi takip eden 40’lı yılların ikinci yarısıdır. Aynı dönemde ülkedeki sivil yapılaşmanın baş aktörleri de mimar-lar değil, bu işi proje ve uygulamasıyla beraber gerçekleştiren kalfalardır. Yapısal çevrenin oluşumunun koşullarının bu şekilde gerçekleştiği 30’lu yılların başla-rından itibaren Türk mimarları meslekte söz sahibi olabilmek ve kamu yapılarının projelendirilmesinin yarışmalarla elde edilmesi için henüz kurumlaşmamış bir mesleki ortamda mücadele vermişlerdir. 3 40’lı yıllar henüz yasal bir çerçeve olma-makla birlikte önemli sayıda yarışmanın açıldığı bir dönemdir4 ve Türkmen de eği-timcilik ile birlikte mesleki faaliyete diğer dönemdaşları ile benzer şekilde yarışmalar yoluyla atılacaktır. 1946’dan 1985’e kadar katıldığı 48 yarışmada 14 birincilik, 16 mansiyon, 10 ikincilik, 3 üçüncülük almıştır, katıldığı yarışmaların yalnız beş tanesi ödüle layık görülmemiştir. Çeşitli ekiplerle birlikte katıldığı bu yarışmalar-dan birincilik ödülü alan projelerden ikisi hariç tümü uygulanmıştır. (Tablo: 1)

Türkmen, yarışmaların meslek serü-veninin içinde özel bir yeri ve önemi olduğunu ifade eder. ‘Yarışmalar, bir nevi mesleki yönden yenilenme görevi gördü. Mesleğimde daima taze ve ayakta kalma-nın tek yolu oldu. Bizi besleyen çevremiz

1 Bu çalışmada projelerle ilgili verilerin

sağlanmasında Arkitekt Dergisi ve Mimarlık Dergisi sayısal arşivleri, Mimarlık Dekorasyon Dergisi 1997 yılı 52., 53. ve 54. sayılarında yer alan M. Türkmen’in kendisi tarafından hazırlanan proje çalışmaları listesinden yararlanılmıştır.

2 1933 yılında Milli İktisat ve Tasarruf

Cemiyeti tarafından açılan Ankara Sergi Evi Yarışması’nın, Türk ve yabancı mimarların katıldığı ve birincilik ödülünü bir Türk mimarın yabancı bir mimarla paylaştığı ve uygulamasının da yine Türk mimara verildiği bir yarışma olarak bir dönüm noktasını işaret ettiği birçok kaynakta belirtilir. Bunu izleyen yıllarda yarışmalar devam eder ve mimarlık okullarının yetiştirdiği Cumhuriyet’in ilk dönem mimarları birçok yarışmada yer alırlar. Dönemin mesleki yayınları olan Mimar ve Arkitekt dergileri bu mücadelenin yansıdığı önemli yayın organlarıdır. Bu konuyla ilgili detaylı bir okuma için bkz. Yasemin Sayar, Her Daim Gündemde: Yarışmalar, Türkiye’de Mimari Proje Yarışmaları 1930-2000: Bir Değerlendirme, MİMARLIK, 2014, Sayı 320

3 Yarışmalara ait sayısal veriler yukarıda adı

geçen Mimarlık Dekorasyon Dergisi 1997 yılı 52, 53 ve 54. Sayılarında yer alan M. Türkmen’in proje çalışmaları listesinden ve TMMOB Yarışmalar Dizininden alınmıştır, ancak TMMOB Yarışmalar Dizini ile kişisel kayıtlar arasında farklılıklar bulunmaktadır. TMMOB dizininde 1946 ile 1952 yılı arasında 43 yarışma görülür ancak M. Türkmen’in katıldığı 1946’daki Konya Sinema Yarışması’ndan başlayarak, 1948 Yabancı memleketlerde dikilecek Türk Şehitleri Anıtı, 1948 İzmir Enternasyonal Sergisi Sümerbank Pavyonu, 1949 İ.Ü. Çapa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Psikiyatri Klinikleri, 1949 Maçka Silahhane Binası’nın Askeri Müze olarak yapımı, 1950 İşçi Sigortalar Kurumu Ankara Otobüs Terminali ve Otel Binası yarışmaları bu listede yer almamaktadır. Listede M. Türkmen’in katıldığı ilk yarışma 1950 yılına kayıtlı Antalya Belediye Oteli olarak görülmektedir.

Bir Mimar:

Prof. Muhlis Türkmen

Figen Gül Kafescioglu Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi,

(2)

olmadığı için bu sahada terimizi attık, araştırdık, her zaman bir bilmece çözer gibi çalıştık. Bilgi ve ilgi yönünden canlı kaldık, bu şekilde gerek kendimize ve gerekse mimarlık eğitiminde faydalı olduk kanaatindeyim. Yarışmalar sonucu dış ülkelerde inşa etme fırsatı bulduk. Yarışma dışı çok iyi işler yaptım diyebilirim, ama verdikleri zevk, yarışmalardaki tadı vermedi.’ (Sağdıç, İncesu, 1997, Sayı 52, s.57)

Tablo: 1 YARIŞMA PROJELERİ

1946 Konya Sineması

1948 Yabancı memleketlerde dikilecek Türk Şehitleri Anıtı

1948 İzmir Enternasyonel Sergisi Sümerbank Pavyonu UYGULANDI UYGULANDI

1949 İ.Ü. Çapa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Psikiyatri Klinikleri 1949 Maçka Silahhane Binası nın Askeri Müze olarak yapımı 1950 İşçi Sigortalar Kurumu Ankara Otobüs Terminali ve Otel Binası

1951 İstanbul Şişli Hürriyet i Abide Tepesi Mithatpaşa Anıt Mezarı UYGULANDI

1951 Ziraat Bankası Şube ve Ajans Binaları 1951 Türk Ticaret Bankası İzmir Şube Binası 1952 İş bankası Aydın Şubesi

1953 Antalya Belediyesi Turistik Otel UYGULANDI

1953 Eskişehir İşçi Sigortaları Hastanesi 1953 Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu

1953 İstanbul Bahçekapı Emniyet Sandığı Şube Binası ve İşhanı

1954 İstanbul Pangaltı İş Bankası Şube ve Lojmanları UYGULANDI

1955 Adana Türk Ticaret Bankası Şube İşhanı Otel Çarşı UYGULANDI

1955 İş Bankası Ankara Ulus Şubesi Sinema Otel Proje

1955 İş Bankası Galatasaray Şubesi UYGULANDI

1956 Brüksel Sergisi Türk Pavyonu UYGULANDI

1956-57 TC Büyük Millet Meclisi Yeni Binası B Blok İç Mimarlık UYGULANDI

1961 Ankara Çankaya Turistik Tesisler ve Çevre Düzenlemesi

1961-63 Bursa Kapalı Spor Salonu UYGULANDI

1962 Ankara Ticaret Sanayi Odası

1962 İstanbul Beyazıt Meydanı Hürriyet Anıtı için İ.Ü. Rektörlüğünün açtığı yarışma 1962 Ent. Newyork Sergisi Türk Pavyonu

1962 İstanbul Zeyrek İşçi Sigortaları Sosyal Yapı Grubu Sınırlı 1963 Ankara Milli Eğitim Bakanlığı

1963 TC Lizbon Büyükelçilik Binası UYGULANDI

1963 İzmir 27 Mayıs Meydanı Çarşı İşhanı Binaları 1963 TC Bonn Büyükelçilik Binası

1964 TC Emekli Sandığı Ankara Ulus Gençlik Parkı yanı Otel Sinema Tesisleri

1964-66 Sakarya Atatürk Anıtı ve Çevre Düzenlemesi Proje ve Heykel UYGULANDI

1964 Adana İşhanı Sinema Çarşı UYGULANDI

1965 Erzurum İdare Merkez Tanzimi Proje 1965 İzmir Konak Meydanı İşhanı Sinema Çarşı

1965 İstanbul İş Bankası Galatasaray Şubesi UYGULANDI

1966 İzmir Agamemnon Sıcak su Tedavi Merkezi 1966 Erzurum Yönetici Merkez Düzenlemesi ve Belediye 1968 Trabzon Göğüs Hastalıkları Hastanesi

1968 Ankara Başbakanlık MİT Müsteşarlığı Sitesi 1968 Kırşehir Çiçekdağ Tarım Meslek Okulu

1978 Şişecam Fabrikaları A.O. 4. Levent Yönetim Binası 1981 Ankara Kızılay Tesisleri

1981 Ankara AKM ve Çevre Düzenlemesi

1984 Ankara Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterlik Binası UYGULANDI

1984 İş Bankası Milli Reasürans Genel Müdürlüğü Binası 1988 Bayburt’lu Şair Zihni Anısına Anıt Çeşme Projesi

1994 Salı Pazarı Kültür Eğitim Tic. Turizm Merkezi Fikir Proje Yarışması

YARIŞMA DIŞI PROJELER

1946 İzmir NATO Karargâhı Binası Uygulama Projesi UYGULANDI

1948 İzmir Enternasyonel Sergisi Garanti Bankası Pavyonu UYGULANDI

1952 Heykeltraş Hüseyin Gezer Evi UYGULANDI

1952 Ayasofya Rölöve çalışmaları

1953 Antalya Yayla Palas Oteli UYGULANDI

1955-57 İstanbul Kadıköy Enver Emon Evi UYGULANDI

1955 İstanbul Topkapı Seyfi Üstün Cam Fabrikası UYGULANDI

1955 İstanbul Kadıköy Şayan Erk Evi

1955 İstanbul Kadıköy Muzaffer Türkmen Evi UYGULANDI

1955 İstanbul Kalamış Şahap Yalen Evi UYGULANDI

1961 İstanbul İstinye Atlı Spor Tesisleri

1962 Edirnekapı Şehitliği Ressam İbrahim Çallı Gömütü UYGULANDI

1964 İş Bankası İstanbul Bahçekapı Şubesi

1964 İstanbul Kartal Yakacık ta Belediye Kahve Projesi UYGULANDI

1964 DGSA Resim Bölümü Atelyeleri 1965 Ankara Orduevi Sineması

1967-72 İzmir Konak Resim Heykel Müzesi UYGULANDI

1969 İstanbul Zincirlikuyu Şakir Zümre Aile Mezarlığı UYGULANDI

1970 Yalova Ziraat Bankası Şube ve Lojman Binası UYGULANDI

1970-81 İzmir Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi UYGULANDI

1973 İstanbul Sahrayı Cedit Prof C. Esad Arseven Gömütü 1978 İstanbul Yeşilköy THY Yönetim Binası

1979 MSÜ Büro Hizmetleri Binası 1979 MSÜ Avlu Öğrenci Çayhanesi

1979 Ankara Atakent Projesi (Emlak Kredi) Bankası

1979 İstanbul Yakacık Bel. Halk Pazarı UYGULANDI

1985 MSÜ Ana giriş Sembolik Yazı Duvarı Projesi UYGULANDI

1986 MSÜ Konservatuar Tiyatro ve Kafeterya Binası

1986 İstanbul Beşiktaş Ihlamur Mevkii Toprak İnşaat Konutları ve Süper Market Teklif Projesi 1986 İstanbul Şişli Kağıthane Yahya Kemal’de Ahmet Çuhadaroğlu İlkokul Projesi

1987 İstanbul Eyüp Ressam Avni Lifij Gömütü Projesi UYGULANDI

1987 İzmir Adnan Menderes Havaalanı Kulesi

1988 Akbank Beyazıt Şube Binası UYGULANDI

1988 Akbank Seyhan- Ceyhan Şube ve Lojman Binaları

1989 İstanbul Üsküdar Karadavut Camii Şadırvan ve Çevre Duvarları UYGULANDI

1991 İstanbul BB Taksim ve Sultanahmet Kent Orkestrası Konser Platformları

1991 Zincirlikuyu Prof. Adnan Saygun Gömütü UYGULANDI

1991-95 İstanbul Kadıköy Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Tablo: 2

(3)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

olmadığı için bu sahada terimizi attık, araştırdık, her zaman bir bilmece çözer gibi çalıştık. Bilgi ve ilgi yönünden canlı kaldık, bu şekilde gerek kendimize ve gerekse mimarlık eğitiminde faydalı olduk kanaatindeyim. Yarışmalar sonucu dış ülkelerde inşa etme fırsatı bulduk. Yarışma dışı çok iyi işler yaptım diyebilirim, ama verdikleri zevk, yarışmalardaki tadı vermedi.’ (Sağdıç, İncesu, 1997, Sayı 52, s.57)

Yukarıdaki sayısal verilerden ve Türkmen’in sözlerinden de anlaşılabile-ceği gibi yarışmaların, kendisinin mesleki yaşamının doğurucusu, ana ekseni olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Yarışmalarla ilgili tanımlarında mesleki uygulamalarla mimarlık eğitimini buluş-turma olanağının proje yarışmaları yoluyla sağlanabildiğini ve hatta özel işler alma imkânlarının da yarışmalar yoluyla tanın-Tablo: 1

YARIŞMA PROJELERİ 1946 Konya Sineması

1948 Yabancı memleketlerde dikilecek Türk Şehitleri Anıtı

1948 İzmir Enternasyonel Sergisi Sümerbank Pavyonu UYGULANDI UYGULANDI

1949 İ.Ü. Çapa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Psikiyatri Klinikleri 1949 Maçka Silahhane Binası nın Askeri Müze olarak yapımı 1950 İşçi Sigortalar Kurumu Ankara Otobüs Terminali ve Otel Binası

1951 İstanbul Şişli Hürriyet i Abide Tepesi Mithatpaşa Anıt Mezarı UYGULANDI

1951 Ziraat Bankası Şube ve Ajans Binaları 1951 Türk Ticaret Bankası İzmir Şube Binası 1952 İş bankası Aydın Şubesi

1953 Antalya Belediyesi Turistik Otel UYGULANDI

1953 Eskişehir İşçi Sigortaları Hastanesi 1953 Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu

1953 İstanbul Bahçekapı Emniyet Sandığı Şube Binası ve İşhanı

1954 İstanbul Pangaltı İş Bankası Şube ve Lojmanları UYGULANDI

1955 Adana Türk Ticaret Bankası Şube İşhanı Otel Çarşı UYGULANDI

1955 İş Bankası Ankara Ulus Şubesi Sinema Otel Proje

1955 İş Bankası Galatasaray Şubesi UYGULANDI

1956 Brüksel Sergisi Türk Pavyonu UYGULANDI

1956-57 TC Büyük Millet Meclisi Yeni Binası B Blok İç Mimarlık UYGULANDI

1961 Ankara Çankaya Turistik Tesisler ve Çevre Düzenlemesi

1961-63 Bursa Kapalı Spor Salonu UYGULANDI

1962 Ankara Ticaret Sanayi Odası

1962 İstanbul Beyazıt Meydanı Hürriyet Anıtı için İ.Ü. Rektörlüğünün açtığı yarışma 1962 Ent. Newyork Sergisi Türk Pavyonu

1962 İstanbul Zeyrek İşçi Sigortaları Sosyal Yapı Grubu Sınırlı 1963 Ankara Milli Eğitim Bakanlığı

1963 TC Lizbon Büyükelçilik Binası UYGULANDI

1963 İzmir 27 Mayıs Meydanı Çarşı İşhanı Binaları 1963 TC Bonn Büyükelçilik Binası

1964 TC Emekli Sandığı Ankara Ulus Gençlik Parkı yanı Otel Sinema Tesisleri

1964-66 Sakarya Atatürk Anıtı ve Çevre Düzenlemesi Proje ve Heykel UYGULANDI

1964 Adana İşhanı Sinema Çarşı UYGULANDI

1965 Erzurum İdare Merkez Tanzimi Proje 1965 İzmir Konak Meydanı İşhanı Sinema Çarşı

1965 İstanbul İş Bankası Galatasaray Şubesi UYGULANDI

1966 İzmir Agamemnon Sıcak su Tedavi Merkezi 1966 Erzurum Yönetici Merkez Düzenlemesi ve Belediye 1968 Trabzon Göğüs Hastalıkları Hastanesi

1968 Ankara Başbakanlık MİT Müsteşarlığı Sitesi 1968 Kırşehir Çiçekdağ Tarım Meslek Okulu

1978 Şişecam Fabrikaları A.O. 4. Levent Yönetim Binası 1981 Ankara Kızılay Tesisleri

1981 Ankara AKM ve Çevre Düzenlemesi

1984 Ankara Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterlik Binası UYGULANDI

1984 İş Bankası Milli Reasürans Genel Müdürlüğü Binası 1988 Bayburt’lu Şair Zihni Anısına Anıt Çeşme Projesi

1994 Salı Pazarı Kültür Eğitim Tic. Turizm Merkezi Fikir Proje Yarışması

YARIŞMA DIŞI PROJELER

1946 İzmir NATO Karargâhı Binası Uygulama Projesi UYGULANDI

1948 İzmir Enternasyonel Sergisi Garanti Bankası Pavyonu UYGULANDI

1952 Heykeltraş Hüseyin Gezer Evi UYGULANDI

1952 Ayasofya Rölöve çalışmaları

1953 Antalya Yayla Palas Oteli UYGULANDI

1955-57 İstanbul Kadıköy Enver Emon Evi UYGULANDI

1955 İstanbul Topkapı Seyfi Üstün Cam Fabrikası UYGULANDI

1955 İstanbul Kadıköy Şayan Erk Evi

1955 İstanbul Kadıköy Muzaffer Türkmen Evi UYGULANDI

1955 İstanbul Kalamış Şahap Yalen Evi UYGULANDI

1961 İstanbul İstinye Atlı Spor Tesisleri

1962 Edirnekapı Şehitliği Ressam İbrahim Çallı Gömütü UYGULANDI

1964 İş Bankası İstanbul Bahçekapı Şubesi

1964 İstanbul Kartal Yakacık ta Belediye Kahve Projesi UYGULANDI

1964 DGSA Resim Bölümü Atelyeleri 1965 Ankara Orduevi Sineması

1967-72 İzmir Konak Resim Heykel Müzesi UYGULANDI

1969 İstanbul Zincirlikuyu Şakir Zümre Aile Mezarlığı UYGULANDI

1970 Yalova Ziraat Bankası Şube ve Lojman Binası UYGULANDI

1970-81 İzmir Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi UYGULANDI

1973 İstanbul Sahrayı Cedit Prof C. Esad Arseven Gömütü 1978 İstanbul Yeşilköy THY Yönetim Binası

1979 MSÜ Büro Hizmetleri Binası 1979 MSÜ Avlu Öğrenci Çayhanesi

1979 Ankara Atakent Projesi (Emlak Kredi) Bankası

1979 İstanbul Yakacık Bel. Halk Pazarı UYGULANDI

1985 MSÜ Ana giriş Sembolik Yazı Duvarı Projesi UYGULANDI

1986 MSÜ Konservatuar Tiyatro ve Kafeterya Binası

1986 İstanbul Beşiktaş Ihlamur Mevkii Toprak İnşaat Konutları ve Süper Market Teklif Projesi 1986 İstanbul Şişli Kağıthane Yahya Kemal’de Ahmet Çuhadaroğlu İlkokul Projesi

1987 İstanbul Eyüp Ressam Avni Lifij Gömütü Projesi UYGULANDI

1987 İzmir Adnan Menderes Havaalanı Kulesi

1988 Akbank Beyazıt Şube Binası UYGULANDI

1988 Akbank Seyhan- Ceyhan Şube ve Lojman Binaları

1989 İstanbul Üsküdar Karadavut Camii Şadırvan ve Çevre Duvarları UYGULANDI

1991 İstanbul BB Taksim ve Sultanahmet Kent Orkestrası Konser Platformları

1991 Zincirlikuyu Prof. Adnan Saygun Gömütü UYGULANDI

1991-95 İstanbul Kadıköy Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Tablo: 2

(4)

maları sonucunda doğduğunu ifade eder, Türkmen’in yaptığı 38 serbest mimarlık çalışmasından 19’u uygulanma olanağı bulmuştur. (Tablo: 2)

Bu yazıda önce Türkmen’in katıldığı yarışma projeleri ile birlikte serbest olarak yaptığı projeleri dönemlere bağlı olarak ülkedeki mimarlık üretimi çerçevesi içinde incelenecek ve daha sonra da mi-marlık anlayışı, mimi-marlık eğitimine bakışı ve proje üretim yöntemleri ile eğitimin ilişkisi ele alınacaktır.

Türkmen’in mesleki faaliyetini üretilen çalışmaların sayısı ve türü göz önünde tutularak dört dönemde incelemek müm-kündür. 1946-1957 arası yarışma projeleri ile mesleğe başladığı ve yoğun bir üretim dönemini kapsayarak son iki yılında serbest proje deneyiminin de yoğunlaştığı bir dönemdir. İkinci 10 yıllık mimari üretim süreci 1958-1968 arası çok sayıda yarışma projesinin çalışıldığı meslekte en çok bilinirlik kazandığı dönemi oluşturur. 1969-1977 arasındaki üçüncü dönem yarışma katılımı olmayan ve beş özel proje çalışması yapılan bir dönem olarak tanım-lanabilir. 1978-1995 arasındaki dönem ise 5 yarışma ve 16 serbest proje çalışmasının yapıldığı son dönemi kapsar.

1946-1957

M. Türkmen’in 1946 ile 1957 yılları arasındaki 11 yıllık ilk mesleki faaliyet dönemi Türkiye’de 30’lu yıllara oranla mimarlık meslek faaliyetinin sorunlarının netleştiği, bu amaçla verilen çabaların sonuçlara ulaşmaya yüz tuttuğu yıllardır. İlk yarışma projesi Konya Belediye Sinemasıdır. Bu yarışmayı, Yabancı memleketlerde dikilecek Türk Şehitleri Anıtı, İzmir Uluslararası Fuarı Sümerbank Pavyonu, Şişli Hürriyet-i Abide Tepesi Mithat Paşa Anıt Mezarı izler. 1951 den itibaren katıldığı yarışmalarda banka şu-beleri ve ek işlevleri çoğunluğu oluşturur. 1950 seçimlerini takip eden dönemde İkinci dünya Savaşının bitişinden sonra politik ve ekonomik olarak yeniden şe-killenen dünyaya uyum sağlamaya niyetli Türkiye’nin liberalizme eğilim göstermesi yapı üretimi alanında da önemli değişim-lere yol açar. Mimari üretim alanına yeni

yapı tiplerinin eklenmesinin de bu deği-şiklikler sebebiyle olduğu düşünülür. Bu duruma paralel olarak 50’lerden itibaren bankaların tasarlanması için açılan yarışmalarda banka şubeleri ve lojman işlevlerine işhanı, çarşı veya sinema işlevleri eklenerek gelir sağlayıcı karma işlevli yeni yapı tipleri gözlemlenir. Ayrıca Türkmen’in bu dönemde çalıştığı projeler arasında sinema, hastane, otel, müze, spor salonu ve TBMM Yeni Binası B Bloğu iç mimarlık çalışması yer alır.

1952de Bayındırlık Bakanlığı tarafın-dan çıkarılan ‘Mimarlık ve Şehircilik Yarışmalarına Ait Yönetmelik’ ve 1954 de Mimarlar Odasının kurulması ile yasal bir çerçeveye oturan yarışmalar da kamu yapılarının projelendirilmesi için mimar-lık mesleki faaliyetinin önemli bir alanını oluşturur. Bu yıllarda Türkmen, tümü dev-let kurumları tarafından açılan 20 yarışma projesi ve 10 serbest proje çalışması yapar. 1946 1957 arasında katıldığı yarışmaların tümünden ödül alır ve birincilik ödülü aldığı sekiz projenin tümü uygulanır.

(Tablo: 1)

Dönemin uygulanan yarışma projeleri, 1948 İzmir Enternasyonel Sergisi Sümerbank Pavyonu, 1951 İstanbul Şişli Hürriyet i Abide Tepesi Mithatpaşa Anıt Mezarı, 1953 Antalya Belediyesi Turistik Otel, 1953 İstanbul Bahçekapı Emniyet Sandığı Şube Binası ve İşhanı, 1954 İstanbul Pangaltı İş Bankası Şube ve Lojmanları, 1955 Adana Türk Ticaret Bankası Şube İşhanı Otel Çarşı, 1955 İş Bankası Galatasaray Şubesidir.

1956 yılında açılan Brüksel Fuarı Türkiye Pavyonu yarışmasına M. Türkmen, U. İzgi, H. Şensoy ve İ. Türegün’den oluşan ekiple katılır ve ekip birincilik ödülünü kazanır. İlk çalışma döneminin en önemli projelerinden olan 1958 Brüksel Fuarı Türkiye Pavyonu hem Türkiye’de gelişmekte olan modern mimari anlayışın önemli bir yorumu olması bakımından hem de Türkmen’in meslek yaşamının henüz ilk on yılında ulaştığı kabulü ve başarıyı simgelemesi ve yurtdışında uygulama olanağı bulmuş olması açısın-dan önemli bir yapıdır. Bu projede de o güne kadar olduğu ve gelecekte de olacağı

(5)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

gibi ekip halinde yapılan çalışmada ünlü sanatçılar İlhan Koman, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Sabri Berkel, Gevher Bozkurt ve Namık Bayık ile birlikte çalışarak adeta Devlet Güzel Sanatlar Akademisinin kolektif bir işine imza atmışlardır.

Dönemin son yarışma projesi, 1956-57 TC Büyük Millet Meclisi Yeni Binası B Blok İç Mimarlık Yarışması da Muammer Onat, Hamdi Şensoy ve ’İç Mimar Vedat’ ile birlikte katıldığı bir ekip çalışmasıdır. Bu proje de birinci olur ve uygulanır. 50’li yılların önemli idari ve ekonomik değişimi içinde dışa kapalı ekonomi modelinin sona ermesiyle özel sektörün gelişmesi ve yapı üretimi talebinde bulun-ması da Türkiye’de mimarlık mesleğini ve yapı sektörünü canlandıran çok önemli bir neden olarak düşünülür. Bu yıllar aynı zamanda serbest meslek mimarlık bürolarının daha fazla sayıda kurulmaya başladığı yıllar olur. Türkmen’in ilk dönem olarak tanımladığımız ‘46-’57 yılları aralığında serbest meslek çalış-maları içinde ilk dokuz yılda toplam beş proje yaparken, 1955 yılı dört konut ve bir cam fabrikası projesi ile serbest mimarlık faaliyetinin yükseldiği bir yıl olur. Projesi yapılan ve uygulanan yapılar arasında bulunan konutlar Kadıköy’de kendi ailesi için yaptığı Muzaffer Türkmen Ev’i, Enver Emon Apartmanı, Şahap Yalçın ve Şayan Erk Evi’dir.

1955 yılından itibaren eşi mimar Nuran

(Aksis) Türkmen ile çeşitli projelerde

birlikte çalışırlar. İstanbul Topkapı Seyfi Üstün Cam Fabrikası, Enver Emon Apartmanı, Şayan Erk evi, T.C. Büyük Millet Meclisi Yeni Binası B-Blok İç Mimarlık Proje Yarışması, Adana Türk Ticaret Bankası Şube İşhanı Otel Çarşı, İş Bankası Ankara Ulus Şubesi Sinema Otel Proje, Kırşehir Çiçekdağ Tarım Meslek Okulu, İstanbul Beşiktaş Ihlamur Mevkii Toprak İnşaat Konutları ve Süper Market Teklif Projesi, Bayburt’lu Şair Zihni Anısına Anıt Çeşme Projesi, Zincirlikuyu Prof. Adnan Saygun Gömütü çalışmaları bu projelerden bazılarıdır.

1958-1968

Türkmen’in meslek yaşamının ikinci on yılında da Türkiye’de en önemli yapılar halen kamu idaresi tarafından yarışma-lar yoluyla elde edilmektedir. Muhlis Türkmen bu dönemde, çoğunluğu kamu yapılarının üretilmesi için açılmış olan 20 yarışma ve yedi serbest proje çalışması yapar. 1958-1961 (ilk üç yıl) yılları arasında

yarışma katılımı yoktur, tüm yarışmalar 1961 ile 1968 yılları arasındadır. Yarışma projelerinin konuları anıtlar, elçilikler, spor yapıları, otel ve kaplıca, büro yapıları ve işhanı, çarşı, sinema işlevli yapılar, uluslararası fuar pavyonudur. Bursa Kapalı Spor Salonu, Lizbon Büyükelçilik Binası, Sakarya Atatürk Anıtı dönemin birincilik ödülü alan ve uygulanan projeleridir.

Lizbon Büyükelçilik Binası projesi, Türkmen-Şensoy-Şahinler üçlüsünün tasarımıdır. Projenin uygulanmasında kontrollük hizmetinin yapının tasarımcı-larından alınması nedeniyle mimari, statik ve tesisat projelerine uygunluk sağlanma-sına rağmen iç düzenlemeler ve peyzaj uygulamaları yerel bir firma tarafından tamamlanmıştır. Buna rağmen yapıda yine DGSA GS Fakültesi sanatçıları H. Gezer, Şadi Çalık, Sabri Berkel ve Devrim Erbil’in sanat çalışmaları yer alır. Yapının kontrollük hizmetinin müelliflerinden alınması ile ilgili olarak Türkmen, ‘akıl, mantık ve düş gücünün ürünü olan mimari yaratı boşu boşuna yaratıcısından kopar-tılmaktadır’ der, bu durumla karşılaşan mimarlara mücadele vermeyi, ‘ilgililere anlatmak ve konuyu sağlam bir çözüme götürmek gerektiğini’ tavsiye eder. (Sağdıç, İncesu, 1997, s.93) Bu sözler bir sonraki

dönemde belirgin şekilde ortaya çıkan Mimarlar Odası ile Bayındırlık Bakanlığı arasındaki anlaşmazlıkların nedenlerinden biri olan, ‘uygulamanın müellif mimarlara verilmemesi’ konusuna da bir örnek oluşturur.

Türkmen’in uygulanan tek spor yapısı olarak Bursa Kapalı Spor Salonu binası da bu dönemin yapıları arasındadır.

(6)

1969-1978

Mesleki çalışmalarının üçüncü dönemi Türkmen’in mimari proje yarışmalarına katılmadığı bir dönemdir. Bu tarihlere kadar tüm meslek hayatını bu eksene bağlı olarak kuran bir mimarın yarışma katılımı olmayan 10 yıllık süreye bak-tığımızda yarışmalarla proje elde etme koşullarının bir miktar değiştiği görülür. Bu yıllarda yoğun olarak yarışmalara katılan Doğan Tekeli-Sami Sisa ekibinin ortaklarından Tekeli’nin ifadesi konuya açıklık getirecektir; ‘Yönetmelik mimari proje yarışmalarına bir düzen ve belirli bir süre için güvenilirlik getirmişti. Özellikle 1955-1970 Yılları arasında başta Bayındırlık Bakanlığı olmak üzere, belediyeler, bankalar, gibi kamu ve özel sektör kuruluşları tarafından çok sayıda yarışma açılmış ve sonuçlandırılmıştı. Bir süre yarışmalar sorunsuz sonuçlandı. Yetmişli yılların ortalarından sonra yarışmaları açan kurumlarda çalışanların çoğunlukla yarışmaları kazandıkları gibi iddialar ortaya atıldı. Hatta bu iddialar istatistiklerle desteklenmeye çalışıldı ve yarışmaların mimarlık gündemimizdeki yeri bir miktar geriledi. Bir yılda açılan yarışma sayısı önemli ölçüde azaldı.’

(Tekeli, 2002, s.65) ‘60’lı yılların sonuna

gelindiğinde Bayındırlık Bakanlığı ve Mimarlar Odası arasındaki sürtüşmeler-ö-zellikle jüri kompozisyonuna ve uygulama hakkına yönelik olarak-giderek artmıştır. 1968 yılında Bakanlık, Oda’yı tamamen devre dışı bırakarak yarışma çıkarmaya başlamıştır. 1969-70 yılları arasında açılan 9 yarışma Mimarlar Odası tarafından boykot edilmiş, 1971 yılı başlarında Oda ve Bakanlık yeni bir yönetmelik üzerinde anlaşmışlardır.’ (Sayar, 2014) Sayar, yeni yönetmelikle gelen ekonomik ve tasarım-sal sınırlamaların yarışmalar tarihinde kırılma noktası oluşturduğunu ifade eder. 70’lerde genişleyen devlet yapısının ve yarışmalarla elde edilmesi yoluna gidilen resmi bina talebinin, yarışma projelerinde özgün yaratımlara değil şematize edilmiş tip projelerin üretimine neden olduğu yorumları yapılır. Tekeli’nin içinde yaşadığı döneme ait ifadeleri ile Sayar’ın yarışmalarla ilgili çalışmaları sonucu be-lirttiği durum Türkmen’in mimari yarışma

katılımının duraklama nedenine açıklık getiren bilgiler olarak görülebilir; daima özgün yaratımın ve kolektif çalışmanın mimaride esas olduğu fikrini savunan bir mimarın bu sınırlandırılmış ortamda üretkenliğinin azalması anlaşılabilir bir durum olarak düşünülmektedir.

Yarışmalara katılmadığı süre içinde Türkmen 1969-1973 yılları arasında dört serbest proje çalışması yapar. 1973-İstanbul Sahrayı Cedit’te uygulana-mayan Prof. C. Esad Arseven Gömütü ha-riç üç projesi; 1969-İstanbul Zincirlikuyu Şakir Zümre Aile Mezarlığı, 1970-Yalova Ziraat Bankası Şube ve Lojman Binası, 1970/81-İzmir Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi uygulanmış çalışmalardır. 1978-1995

Meslek yaşamının son dönemi olan bu dö-nemde M. Türkmen, yalnızca 6 yarışmaya katılarak bir birincilik, iki ikincilik ve bir mansiyon alır. 10 yıl aradan sonra katıldığı ilk yarışma 1978-Şişecam Fabrikaları Anonim Ortaklığı 4. Levent Yönetim Binası, daha sonra 1981-Ankara Kızılay Tesisleri yine 1981’de Ankara AKM ve Çevre Düzenlemesi yarışmasına katılır. Bu yarışmaları birincilik ödülü aldığı ve uygulanan son yarışma projesi olan Orhan Şahinler ve Fehmi Kızıl ile birlikte girdiği 1984-Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterlik Binası izler.

70’lerin ortalarından itibaren ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle kamu yatırımlarının azalmasını takiben kamu yapılarının elde edilmesi için açılan yarışma projeleri sayıları da azalır. Bu sayısal küçülmeye karşın, hem devlet yapılarının hem de özel işletmelerin programları genişler, strüktürel ve teknik olarak yeni çözümlerle birlikte mimari biçimlerde de değişimler ve çeşitlilikler doğar. Türkmen’in bu dönem mimari üretim konuları da bir yandan bu duruma paralellik göstererek ‘çevre düzenlemesi, konut siteleri, okullar, halk pazarı, cami şadırvanı projelendirilirken, bir taraftan da mesleğin ilk yıllarından itibaren ilgi alanları olarak yorumlayabileceğimiz anıt mezar, banka şubesi, kamusal büro işlevli yapı projeleri sürmektedir.

(7)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Son dönemde çok sayıda serbest iş yapma olanağı bulan Türkmen’in 17 serbest proje çalışmasından altısı uygulanır; 1979-İstanbul Yakacık Belediyesi Halk Pazarı, 1985-MSÜ Ana giriş Sembolik Yazı Duvarı Projesi, 1987 İstanbul Eyüp Ressam Avni Lifij Gömütü Projesi, 1988 Akbank Beyazıt Şube Binası, 1989 İstanbul Üsküdar Karadavut Camii Şadırvan ve Çevre Duvarları, 1991-Zincirlikuyu Prof. Adnan Saygun Gömütü’dür.

Bu dönemde M. Türkmen, Mimar Sinan Üniversitesi için tümü idare tarafından talep edilen dört proje yapar, bunlar; 1979 MSÜ Büro Hizmetleri Binası, 1979 MSÜ Avlu Öğrenci Çayhanesi, 1985 MSÜ Ana giriş Sembolik Yazı Duvarı Projesi ve 1986 MSÜ Konservatuar Tiyatro ve Kafeterya Binası projeleridir. Bu projeler-den yalnızca üniversite girişinde bulunan yazı duvarı projesi uygulanır. Diğer projeler ise kendisinden talep edilmiş olan ve içinde yetiştiği ve de kimliğini belirgin bir şekilde etkilemiş olan kurum için yaptığı ve çok önem verdiği projeler olmasına rağmen uygulanmamış olmaları karşısında üzüntü duyduğunu belirttiği projeler olarak mesleki yaşamını konu alan yayınlarda yer alırlar. (Kortan, 1997, s. 182 ) Muhlis Türkmen’in yarışma dışı son mimari çalışması, 91-95 yılları arasındaki Erenköy Güzel Sanatlar Lisesi iken, katıldığı son yarışma projesi ise 1994 Salı Pazarı Kültür, Eğitim, Ticaret, Turizm Merkezi Fikir Proje Yarışmasıdır. Mimarlık Eğitimi Anlayışı ve Akademi geleneği

Muhlis Türkmen, mimarlık eğitiminde ‘Akademi Geleneği’ olarak tanımlanan mimarlık öğretim ve üretim usulünün için-den yetişerek kendisi de aynı yöntemlerle mimarlık eğitimi vermiş ve mimari üretim yapmış, geleneğin devamlılığında önemli role sahip olmuş bir mimardır.

Söz konusu geleneğin belirgin özel-liklerinden birinin, DGSA Mimarlık Bölümünde atölye yöneten hocaların eğitim faaliyeti dışında mimari projeler ve uygulamalar yapıyor olmaları ve bu nedenle meslek pratiğini öğretim alanına

yansıtmaları olarak tarif edilebilir. Bu yaklaşımı Türkmen ile birlikte aynı dönemde DGSA’da hocalık yapmış olan meslektaşları da vurgularlar. 5

Bu noktada 50ler öncesinde ülkenin mimarlık eğitimi kadar mimarlık üretimi alanında da önemli bir kurumu olan Akademi’de 1936-1938 yılları arasında Bruno Taut’un idaresindeki ‘Maarif Vekâleti Tatbikat Bürosunun’ varlığını hatırlamak yararlı olacaktır. Taut da bu yıllarda ülkedeki yabancı mimarlardan beklenen hem mimarlık eğitimine katkıda bulunmaları hem de devlet yapılarının projelerini oluşturmaları görevi gereğince, hem Akademi’de Mimarlık Bölümü Şefliğini sürdürmüş hem de Ankara’da Dil ve Tarih Fakültesi ve Atatürk Lisesi projelerini yapmıştır. Akademi’deki eğitim ve öğretim dinamiğinin biraradalığının doğurucu ögelerinden biri bu olsa gerektir. Bu çalışma ortamının doğmasının ve sür-mesinin bir nedeni de Türkiye’de 50lerden önce ekonomik olarak serbest mimarlık alanını düzenli olarak talep edecek bir sermayenin olmamasıdır, özel mimarlık bürolarının kuruluşu ancak 50lerden itibaren özel sektörün yapı üretim alanına yatırım yapmaya başlaması ile gerçekleşir. Tanyeli, 50lerden önce birçok meslek ada-mının devlet sektöründe, eğitim alanında veya kamu kuruluşlarında çalışmakta olduğunu, ülkede mimarlık faaliyeti ile ilgili olarak en büyük işlerin hala kamu tarafından ve yarışmalar aracılığı ile verildiğini ve tasarımını yaptıkları projenin desinatörü de olan ortakların kısa süreli işbirliğinin yarışmalara katılmayı kolaylaştırdığına işaret ederek ‘Uzun süre mimarların önemli kesimi çeşitli bürokra-tik kimlikler altında çalışacaktır. Kimileri yüksekokullarda öğretim üyesidir ve büroları okuldaki odalarıdır’ der. (Tanyeli, 1999, s. 238) , Bu tanımlar önceleri DGSA’da

sonraları da MSÜ de hafifleyerek de olsa 80lerin sonlarına kadar devam eden mimarlık eğitimi ve üretimi geleneğinin bir diğer nedenini tarif eder. Bu ortamda da kimi zaman uzun süreli kimi zaman tek bir yarışma projesi ile sınırlı çalışma grupları kurulmuştur.5

4 Aykut Köksal, ‘Bir Geleneğin Son Temsilcisi:

Orhan Şahinler’ başlıklı yazısında Şahinler’in de üzerinde durduğu akademik kadronun mimarlık pratiğinin içinde olmasının eğitimin kaçınılmaz koşulu olduğu yaklaşımını vurgular ve Şahinler’in bu sözlerinin, bugün bu geleneğin nasıl çözülmüş olduğunu da açıkladığını 1982’den sonra “üniversite” adını taşıyan kurumun, mimarlık eğitiminin ana gövdesini oluşturan proje atölyelerindeki hocaları pratik dışına atarak eğitimin içini boşalttığını ve böylelikle de “Akademi geleneği”nin tümüyle çözülmesinde belirleyicilerden biri olduğunu söyler. Bkz. http://www.mimarizm.com/kose-yazilari/ bir-gelenegin-son-temsilcisi-orhan-sahinler_127572

5 Muhlis Türkmen Mimarlık Dekorasyon

Dergisinde birlikte çalıştığı grupları yıllara göre yazmıştır; 1948-1956 M. Giray, A. Kırımlı, E. Bahtoğlu, S. Toner, 1956-1958 U. İzgi, H. Şensoy, İ. Türegün, 1959-1966 O. Şahinler, H. Şensoy, 1966-1972 M. Ünal, C. Eren, 1967-1970 İ. Göral, 1978-1981 O.Çakmakçıoğlu, A. Manço, 1981-1986 F. Gorbon, 1984-1985 O. Şahinler, F. Kızıl, 1990-1995 F. Gorbon, A. Yüksel.

(8)

M. Türkmen, Akademi’deki (Güzel Sanatlar Akademisi) çalışma hayatını şu şekilde

anlatır; ‘muallim Hoca ve asistanların tümü odalarında özel işlerini yaparlar, yarışmalara girerdi, öğrenciler hocalarını, hocalar da öğrencilerini her an bulabilir-lerdi. Öğrenciler, asistanların ve hocaların özel işlerine yardım ederler, çok şey öğrenirlerdi. Maddi kazanç da sağlanırdı ve öğrenim kadrosu ile öğrenciler arasında yakınlıklar doğar, mezuniyeti takiben ortaklık ve dostluklara dönerdi.’ ( Sağdıç, İncesu, 1997, s.60) Usta –çırak ilişkisi olarak

tanımlanan bu eğitim-öğretim-uygulama faaliyeti Akademi’de mimarlığın bir zanaat alanı olarak algılandığı gerçeğini ve Türkmen’in de belirttiği gibi proje atöl-yelerinin eğitimin esası olduğu fikrinin de bu pratikten kaynaklandığını düşündürür.

(Gezgin, 2003, s. 100)

Akademi’de üretilen proje gruplarının katılımcıları yalnızca mimarlar değil Akademinin güzel sanatlar bölümlerinden yine eğitim kadrosunda bulunan sanatçı-lardır; Türkmen, bu kolektif çalışma biçi-minin projelere ve mimarlara çok önemli katkıları olduğundan bahseder, kendisinin en çok bilinen projelerinde Akademi hocası sanatçıların isimleri yer alır.6 Bu grup çalışmalarının diğer katılımcıları da teknik projelerin oluşturulmasında birlikte çalıştığı mühendislerdir. Projelerin künyelerinde çoğunlukla teknik ekibin de adlarına yer verilir. 7

Türkmen, mimarlık eğitimi ile en çok vurguladığı konular arasında bu eğitimi alacak öğrencilerin sanatsal yeteneklerinin ve bilgilerinin olması gerektiği konusudur. Üniversiteye girişten önce mimarlığa ilgi duyan öğrencilerin orta öğretimden başlayarak sanatla ilgili dersler almaları gerektiğine ve diğer güzel sanatlar bölüm-lerine girişte olduğu gibi mimarlıkta da yetenek sınavının belirleyiciliğine inanır. Öğretim kurgusu açısından da atölyelerin, öğretimin çekirdeği olduğunu ve bilgilerin orada üretilen tasarımın destekleyicisi ve tartışıldığı ortamlar olduğunu söyleyerek, ustayı izleyerek öğrenme yöntemini mi-marlık eğitiminin odağı olarak tanımlar. Ayrıca bu ortamdaki iletişimin niteliği

hakkında da düşüncelerini paylaşır; ‘Karşılıklı saygı ile davranılmalı, kırıcı olmayan sözcükler kullanılmalı, öğren-cinin hayal gücünün taze ve verimliliğini destekleyici olunması’ gereklidir. ‘Kişilik sahibi, yeniliklere açık, ancak mimarlığın belirsiz, hudut tanımayan muhitinden kurtarıp, sağlam ve dengeli olma şuuru verilmesi gerektiğini belirtir.’ (Sağdıç, İncesu, 1997, Sayı 52, s.59)

Mimari Tasarım Anlayışı

Muhlis Türkmen’in kendisi tarafından oluşturulmuş, düzenli arşivinden izlene-bileceği üzere, mimari tasarımı daima sanatsal, özgün bir yaratım alanı olarak algılamıştır. Mimarinin nihai hedefinin mekân kurmak olduğunu belirterek somut ve tinsel gerekliliklerin birlikte sağlandığı mekânlar üretmek gerektiğini vurgular. Tasarımlarında 20.yy. ortalarının mo-dernist, rasyonalist yaklaşımını görmek mümkün olsa da, yapıların planlamasında ve detaylarında, kullanılan yapı eleman-larında geleneksel mimarinin izlerini sürmek de olasıdır.

Bu yaklaşımın bir yorumunu 1958 Brüksel Dünya Fuarı Türkiye Pavyonu (Resim: 1)

tasarımından izlemek mümkündür. Utarit İzgi, Hamdi Şensoy ve İlhan Türegün ile birlikte gerçekleştirilen tasarım, kendisinin tanımı ile ‘çağdaş mimarinin gelenekselin taklidi olmaktan uzak durarak, geçmişten gelen mimari ögelerin özüne inerek modern mimari ile senteze gitme’ örneğidir. Yapı iki blok olarak kurgulanmıştır; çelik kirişlerle geçilen geniş açıklıklı sergi mekânını modern mimarlığın, lokanta-kafe kütlesinin cephe oranları ve cephe elemanları ile ‘yumuşak ve insana rahatlık veren’ yalın iç mekâ-nını da gelenekselin yansıması olarak tarif eder. (Sağdıç, İncesu, 1997, Sayı 52, s.59)

Bu yapıda modern ile geleneksel işlevle ilişkilendirilerek rekreatif işlev olan kafe lokanta bloğu eskiden gelen bir formun stilize edilerek, sergi bloğu ise zamansal ve yerel referans taşımayan bir formda tamamen teknik ve işlevsel gereklilikler esas alınarak tasarlanır. Bu iki kütleyi birbiri ile hem biçimsel hem de kullanım açısından birleştiren ise seramik pano

6 Bu sanatçılar arasında Nusret Suman, Şadi

Çalık, Hüseyin Gezer, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Sabri Berkel, İlhan Koman, Gevher Bozkurt, Namık Bayık, Devrim Erbil, Tamer Başoğlu yer alırlar.

7 Bu mühendisler arasında statik projelerin

üretilmesinde Brüksel Fuarı projesinden itibaren Y. İnşaat Mühendisi Şevket Koç’un adı sıklıkla yer alır.

Resim 1 Brüksel Fuarı

(9)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

hakkında da düşüncelerini paylaşır; ‘Karşılıklı saygı ile davranılmalı, kırıcı olmayan sözcükler kullanılmalı, öğren-cinin hayal gücünün taze ve verimliliğini destekleyici olunması’ gereklidir. ‘Kişilik sahibi, yeniliklere açık, ancak mimarlığın belirsiz, hudut tanımayan muhitinden kurtarıp, sağlam ve dengeli olma şuuru verilmesi gerektiğini belirtir.’ (Sağdıç, İncesu, 1997, Sayı 52, s.59)

Mimari Tasarım Anlayışı

Muhlis Türkmen’in kendisi tarafından oluşturulmuş, düzenli arşivinden izlene-bileceği üzere, mimari tasarımı daima sanatsal, özgün bir yaratım alanı olarak algılamıştır. Mimarinin nihai hedefinin mekân kurmak olduğunu belirterek somut ve tinsel gerekliliklerin birlikte sağlandığı mekânlar üretmek gerektiğini vurgular. Tasarımlarında 20.yy. ortalarının mo-dernist, rasyonalist yaklaşımını görmek mümkün olsa da, yapıların planlamasında ve detaylarında, kullanılan yapı eleman-larında geleneksel mimarinin izlerini sürmek de olasıdır.

Bu yaklaşımın bir yorumunu 1958 Brüksel Dünya Fuarı Türkiye Pavyonu (Resim: 1)

tasarımından izlemek mümkündür. Utarit İzgi, Hamdi Şensoy ve İlhan Türegün ile birlikte gerçekleştirilen tasarım, kendisinin tanımı ile ‘çağdaş mimarinin gelenekselin taklidi olmaktan uzak durarak, geçmişten gelen mimari ögelerin özüne inerek modern mimari ile senteze gitme’ örneğidir. Yapı iki blok olarak kurgulanmıştır; çelik kirişlerle geçilen geniş açıklıklı sergi mekânını modern mimarlığın, lokanta-kafe kütlesinin cephe oranları ve cephe elemanları ile ‘yumuşak ve insana rahatlık veren’ yalın iç mekâ-nını da gelenekselin yansıması olarak tarif eder. (Sağdıç, İncesu, 1997, Sayı 52, s.59)

Bu yapıda modern ile geleneksel işlevle ilişkilendirilerek rekreatif işlev olan kafe lokanta bloğu eskiden gelen bir formun stilize edilerek, sergi bloğu ise zamansal ve yerel referans taşımayan bir formda tamamen teknik ve işlevsel gereklilikler esas alınarak tasarlanır. Bu iki kütleyi birbiri ile hem biçimsel hem de kullanım açısından birleştiren ise seramik pano

Resim 1 Brüksel Fuarı

Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Eren Eyüboğlu, kafe bloğundaki pano Sabri Berkel, dış mekândaki heykel ve Hitit heykelinin büyütülmesi işi İlhan Koman, ayrıca deko-ratif pano çalışmaları ise Gevher Bozkurt ve Namık Bayık tarafından yapılırlar. Türkmen’in ilk projelerinden itibaren algısal, sübjektif ögeler tasarımında etkili olmuştur. M. Giray ve A. Kırımlı ile bir-likte yarışma sonucu elde ederek

tasarla-dıkları ve uygulanan İzmir Enternasyonal Fuarı Sümerbank Pavyonunun (Resim: 2)

mimari açıklaması şöyledir; ‘konstrük-siyonun cephelere aksettirilmesi ile yeni geleneksel bir mimarinin aranmasının’ yanısıra alt katta açıktaki merdivenden veya iç mekândaki merdivenden sergi sa-lonunu gezdikten sonra yukarı, ‘göze ölçü veren’ terasa çıkan izleyiciler, ‘çeşit çeşit renkli elbiseleriyle bu terastan geçerken paviyonun geniş cephesini canlandırırlar’. Resim: 2

İzmir Enternasyonal Fuarı Sümerbank Pavyonu

(10)

İzmir Fuarı Sergi Sarayı Cephesi Değişimi

(Resim: 3) çalışmasında da yapının ön cephesi sık aralıklı kolonlardan oluşmakta ve asıl cephe ile kolonlar arkasındaki 12 metrelik alanda ‘içinde üst kata çıkan rahat rampalar, havuzlar, tropik nebatlar bulunan üstü örtülü bir bahçe’ yer almak-tadır. Bina dışına yerleştirilen aydınlatma elemanları ile daha az aydınlatılmış ara mekânda ‘hareket eden yüzlerce insanın gölgesinin iç duvarlara büyüyerek aksedip büyülü bir etki’ yarattığından söz edil-mektedir. Bina tasarımını belirleyen bu algısal etkiler, tasarımcıların salt işlevsel çözümlerin ötesinde yaratımlarında özgün ve yenilikçi yaklaşımları modernist ilkelerle biraraya getirme çabalarının örneği olarak görülebilirler, bu yapıların

tasarımında formu belirlemekte etkili olan deneyimsel, yorumsal katkılar öncü bir yaklaşımı da ifade ederler.

Türkmen’in çalışmaları arasında önemli sayıda bulunan anıt ve anıt-mezar tasarımı çalışmalarına büyük değer yüklediği, projeleri anlatan notlarından anlaşılmak-tadır. Hem anlamsal içeriği olan hem de heykelsi, sembolik hacim ve mekân yaratma olanağı veren bu tür çalışmalar Türkmen’in işlevsel gerekliliklerden bağımsız olarak sanatsal duyarlılığını serbestçe ortaya koyarak özgün eserler üretmesine imkân sağlar. Tasarımları açıklayan notlarda mimariyi oluşturan etkiler, yapıtın anlamsal boyutu ile birleştirilerek açıklanır; Ressam İbrahim Çallı’nın mezarı (Resim: 4) için yaptığı

Resim: 3

Enternasyonal Fuarı Sergi Sarayı Cephesi Değişimi çalışması

Resim: 4 İbrahim Çallı Anıtı

(11)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

çalışma için ‘Mezarı proje olarak şekil-lendirmenin izahı, tahditli bir cemiyet hayatının içinde bir sanatkâr mizacının sere serpe ve içinden geldiği gibi yaşama çabasının verdiği ve ayrıca Merhumun şahsiyeti ve dünyasının proje mimarı üzerine etkisinin bir neticesi (Sağdıç, İncesu, 1997, Sayı 52, s.59) ,olarak söz eder. 1. Lik

ödülü alan ve uygulanan Sakarya Atatürk Anıtı ve Meydan Tanzimi (Resim: 5)

projesinde ise heykeltraşlar Nusret Suman ve Şadi Çalık ile birlikte çalışan Türkmen, anıtsal bir alan düzenlemenin ulaşılabilir, kullanılabilir bir örneğini yaratmıştır. Alanın kurgusunda aydınlatma eleman-ları, su ögesi ve farklı ölçülerdeki masif taş kütleler ve nihayetinde de Atatürk Heykeli mekân etkisinin oluşumunda tek tek ve ayrıştırılamayacak önem taşırlar. Türkmen C. Esad Arseven, Avni Lifij ve Adnan Saygun’un gömütlerini de aynı yaklaşımlarla tasarlamıştır.

İlk dönemlerde yine kendi tanımı ile ‘modern mimariyi, o geçmişi red edişine rağmen tüm katılığı ile kabullenir’. 1949 İstanbul Adalet Binası Projesi,1953-55 Antalya Şehir Belediye Oteli, 1954 T. İş Bankası Pangaltı Şube Binası ve diğer banka ve işhanları projeleri bu dönemin örnekleri olarak gösterilebilirler. 1963-65 yılları arasında O. Şahinler

ve H. Şensoy ile birlikte katılarak 1.lik kazandıkları yarışma sonucu tasarladıkları T.C. Lizbon Büyükelçilik Binası Projesi Büyükelçi Evi (Resim: 6), planda ortak

yaşam alanları çevresinde özel alanların yerleştiği orta sofalı bir konut şemasını çağrıştırır, ancak yapının kütlesi, işlevleri dış mekândan okunabilen modern bir yapı hacmi özelliğindedir. Ahşap panolardan oluşan korkuluk-güneş kırıcı elemanlar ve çatı katının açılı, geniş, ahşap kafes saçak-ları Türkmen’in tasarımsaçak-larının ilk dö-nemlerinde pek rastlanmayan ancak kendi tanımı ile de Brüksel Fuarı tasarımından başlayarak son dönem tasarımlarına kadar ‘kendi kültürümüzden gelen mimari öge-lerin özüne inerek modern mimari ile bir senteze gitme denemesi’ olarak kullanılan yapı elemanlarıdır. 1950 Yakacık Kahve Projesi, 1964 GSA Resim: Bölümü Ek Atölyeleri, 1966 Agamemnon Sıcak Su Tedavi Merkezi Projesi, 1969 Yalova TC Ziraat Bankası Şube ve Lojman Binaları projesi, 1978 THY Yönetim Binası, 1979 İDGSA Büro Hizmetleri Binası Projesi, 1984 MGK Genel Sekreterlik Hizmet Binası Projesi, 1988 Üsküdar Kara Davut Camisi Şadırvan ve Avlu Duvarları (Resim: 7), 1991 İBB Kent Orkestrası Konser

Platformu (Resim: 8) bu yaklaşımın

izlene-bildiği tasarımlara örnek oluştururlar. Resim: 7

1988 Üsküdar Kara Davut Camisi Şadırvan ve Avlu Duvarları

Resim: 5

(12)

1980lerde dünya mimarlığında gelişen ‘postmodern’ akımı ‘modernizmdeki, geçmişi acımasızca reddedişe karşı tepki olmaktan’ doğan bir yaklaşım olarak tanımlayan Türkmen, bu tepkisel yaklaşı-mın ‘küçük bir dükkândan kule yapılara kadar bir salgın hastalık gibi yayıldığını’ ve bu yaklaşımın ‘adeta bir cephe mizahı yarattığını’ söyler. Ancak mimaride ve sanat alanında denemelerin, yeniliklerin de tamamen karşısında değildir‘ ve bu tepkisel hareketi genel olarak olumlu bulduğunu, ‘yapılanlar içinde hoşuna giden örnekler de bulunduğunu’ ve hatta ‘bazı çalışmaları olduğunu’ da söyler. Bu çalışmaları arasında son dönem projelerinden Fatih Gorbon ile birlikte çalıştıkları 1986 Şişli Ahmet Çuhadaroğlu İlkokulu Avan Projesi (Resim: 9) ile Fatih

Gorbon ve Ahmet Yüksel ile birlikte tasarladıkları 1991-1995 Erenköy Anadolu

Güzel Sanatlar Lisesi (Resim: 10)

projesin-den söz etmek mümkündür. Bu tasarım-larda o güne kadar kullandığı geleneksel yapı ögelerinin yanısıra post modern dilin göstergeleri olarak nitelenebilecek temel geometrik formlar da (kare pencereler, üçgen çatı fenerleri, tonoz örtüler vb), bu projelerde

yalınlaştırılmış biçimleri ile dönemin yapı dilinin örnekleri olarak yer alırlar.

Türkiye’de Cumhuriyet’in kuruluşundan sonraki dönemde mimarlık eğitimi ve üretimi konusunda önemli rolü olan Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde yarım yüzyılı aşkın süre eğitimci olarak bulunan Muhlis Türkmen’in hümanist, duyarlı yaklaşımı hem mimari eserlerinde hem de davranışlarında her zaman belirgin unsurlar olmuştur. Cumhuriyet kuşağının üretken ve mesleğe adanmış temsilcisi, mekân kurgusu ve teknik açıdan rasyonel çözümleri benimseyen ancak özgün ve

Resim: 6

(13)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Resim: 7

1988 Üsküdar Kara Davut Camisi Şadırvan ve Avlu Duvarları

(14)

Resim: 8

1991 İBB Kent Orkestrası Konser Platformu

(15)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Resim: 9

Şişli Ahmet Çuhadaroğlu İlkokulu Avan Projesi,

Resim: 10

(16)

çağdaş bir biçim dili geliştirme gayreti ile tasarlanmış eserleri dolayısıyla Türkiye mimarlık tarihinde yerini almıştır. Tüm meslek yaşamı boyunca tasarladığı uygulanmış projeleri arasında bugün hala varolanların, Türkiye’de mekân üretiminin gelişim sürecinin örnekleri olmaları bakımından korunmaları ve kullanılırlık-larının sağlanması önemli bir görev olarak bizlerin sorumluluğundadır●

Kaynakça

Gezgin A. Ö. (ed) 2003. Akademi’ye Tanıklık 2, İstanbul: Bağlam Yayıncılık s.100

Kortan, E. , 1997. 1950ler Kuşağı Mimarlık Antolojisi, İstanbul: YEM Yayın, s. 182

Köksal, A., 2016. Bir Geleneğin Son Temsilcisi: Orhan Şahinler,

http://www.mimarizm.com/kose-yazilari/bir-gelene-gin-son-temsilcisi-orhan-sahinler_127572 Sağdıç, B., İncesu B., 1997. S. Muhlis Türkmen Bir Mimar

Bir Yaşam. Mimarlık Dekorasyon, (52), s. 57-63 Sayar, Y., 2014. Türkiye’de Mimari Proje Yarışmaları

1930-2000: Bir Değerlendirme Dosya: Her Daim Gündemde Yarışmalar, Mimarlık (320), http://www.mimarlikdergisi.com/index.

cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=38&RecID=838 Tanyeli U., 1999. 1950’lerden Bu Yana Mimari

Paradigmaların Değişimi ve Reel Mimarlık, 75 Yılda Değişen Kentler ve Mimarlık, İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, s.238

Tekeli D., ‘Proje Yarışmaları Sadece Emek Sömürüsü mü? Dosya: ‘Türkiye’de Mimarlık Yarışmaları’ Arrademento-Mimarlık (146) s.65

Referanslar

Benzer Belgeler

1955'te Yeni Ses Opereti'nin dağılmasından sonra bu topluluk sanatçılarının oluşturduğu İstanbul Opereti'nin kurucuları arasında Toto Karaca da vardı.. Topluluğun

Özet : Elbirliği ile mülkiyetin geçerli olduğu miras ortaklığını sona erdirmek için ortak veya ortaklar tarafından diğer ortaklara kar- şı açılan izale-i şuyu

The phytochemical analysis of eggplant shows that it is the rich source of various essential compounds aspartic acid, tropane, flavonoids, lanosterol, gramisterol,

H a h n Binalar bilgisi ve proje atölyesi öğretim üyesi olarak bu- lunmakta, ve ayrıca İzmir Ege Mimarlık ve Mühendislik Yüksel Özel Okulunda proje vermektedir.. —

Değerli katılımcı- larımıza da çok teşekkür ediyoruz bu özel, kişisel anılarını, düşüncelerini Muhlis Türkmen ile ilgili yorumlarını paylaştıkları için umarız ki

Türkmen geleneksel konutu, zemin katında sağır duvarı ve üzerinde çıkma yaparak yükselen hafif ortagonel ahşap yapı sistemi olarak yorumlar.. Hocamızın yapılarında bu

Fındıkoğlu, Orhan Şahinler, Niyazi Duranay, Engin Omacan, Maruf Önal, Ersen Gömleksizoğlu, İmra Bilger, Yıldırım Parlar, Turgut Cansever, Nezih Eldem, Kemali

Çok çok özel, özgün becerilerle donanmış, kurumumuzun alçak gönüllü, üstün yetenekli bir mimar akademisyeni olan büyüğümüz bizleri yalnız bırakıp bütün birikimleriyle