POST-YAPISALCILIK
Pozitivizmin nesnellik arayışına karşı çıkış üzerine temellenmiştir.
Doğa bilimleri ile insan bilimlerinin aynı yöntemle araştırılamayacağını savunur.
Yerele ve mikro durumlara vurgu yapılır.
Grand Theory’lerle(Büyük Kuramlar) gücün işleyişinin anlaşılamayacağı düşüncesi savunulur.
Modernizm bütünlüğe ulaşmaya çalışırken, post yapısalcıların
bütünleştirme kaygısı yoktur.
Michel Foucault
Doğruluk Rejimleri
İktidar ve rejimlerin belirlediği bilgi sistemleridir. Bireyler de toplumsal yaşam içerisinde bu şekilde kurgulanır ve bu durumları içselleştirir.
Bilgi ve iktidar yaşamın her alanına nüfuz etmiştir.
Just do it
Sağlıklı birey, iyi vatandaş, fitness, hijyen
Arkeoloji
Foucault, arkeolojiyi şimdiyi açıklamak için kullanır.
Şimdiyi açıklamak için geçmiş ve gelecekten kurtarmak gerekir.
Şimdi bize dayatılanın “ne” olduğu üzerinde durur.
Söylemler nasıl doğar?
Nereden gelir?
Birey üzerinde nasıl etki eder?
Birey bunu nasıl içselleştirir.
Mekan
Hapishane, psikiyatr kliniği gibi dışlanmış mekanlara odaklanır.
Toplumda bir normallik çizgisi vardır ve bu çizginin dışına çıkanlar deli, sapkın, suçlu olarak etiketlenir.
Önemli olan bu normalliğin nasıl, hangi araçlarla ve kimler tarafından
kurulduğudur.
Jacques Derida
1960’larda Fransa’da Grand Theory’ler (Büyük Kuramlar) sorgulanmaya başlamış ve bunların mikro formları ortaya çıkmıştır.
Ses ruhun anlamı olarak kabul edilir.
Anlamın hazır olduğu fikri kabul edilmez.
Yazıdaki anlamın baskı ve güç tarafından belirlenen başka motive kaynakları vardır.
Sözün yazıya üstünlüğü yoktur. Yazıda anlam geciktirilir. Yazanla, okuyan arasında zaman ve mesafe söz konusudur.
Kelimeler söylediklerinden daha fazla şey söyler.
Derida’ya göre dil anlamların özgür oyunudur. Hiçbir sabit anlam yoktur.
Politik zemin dil aracılığıyla kurulur.
Kullanılan bir kavram merkezi olduğunda, anlamı stabil hale getirir.
Diğerleri dışlanmaya başlar, sıradanlaşır. Bu sıradanlığı kırmak için
deconstruction gerekir.
Merkezler dışlamaya eğilimli
Batı düşünce hayatı merkez üzerine kuruludur.