• Sonuç bulunamadı

Vitaminlerin ABC’si

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vitaminlerin ABC’si"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

V

itaminler, vücuttaki birçok farklı kimyasal olayda önemli rol alır. Doğ-rudan enerji üretiminde kullanılmayan vitaminler çoğunlukla enzim-lere yardımcı olarak etkilerini gösterir. Vitaminler, her an kullanılabilmek üzere, kan dolaşımında sürekli belirli düzeylerde tutulur. Eksik olmaları durumunda önemli hastalıklar ortaya çıkar. Vitaminler hücrelerde az mik-tarda depolanır, fazlası vücut dışına atılır. Ancak bazı vitaminler yağ doku-larında veya karaciğerde depolanabilir. Örneğin, uzun süre alınmasa bile, vücutta aylarca yetecek kadar A ve D vitamini bulunur.

Vitaminlerin önemi ilk olarak 1900’lerin başında anlaşılmıştır. Hal-sizliğe, yaraların geç iyileşmesine yol açan ve sık enfeksiyon ve kana-mayla seyreden skorbüt hastalığının bol sebze ve meyve yiyerek düzel-diğinin gözlemlenmesi üzerine yapılan araştırmalarda, bu tür besinler-de bir madbesinler-denin varlığı tespit edildi. Bu madbesinler-deye ilk olarak antiskorbu-tik vitamin, daha sonra da C vitamini (askorbik asid) denildi. C vitami-ni temel olarak şeker yapısındadır. Bu vitamin, bağ dokularına sağlamlı-ğını veren kolajen adlı bir proteinin yapımında önemli rol oynar. C vita-minin, kan damarlarının gereken kuvveti kazanmasında da önemli yeri olduğu düşünülmektedir. Eksikliğinde damar yapısı zayıflar ve kanama riski artar. Bağışıklık sisteminde görevli alyuvarların işlevlerini düzen-li olarak yerine getirebilmesi için de C vitamini gerekdüzen-lidir. Bu nedenle C vitamininin, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarında koruyucu gö-revi olduğu belirtilmektedir.

C vitamininin en önemli kaynağı sebze ve meyvelerdir. Narenciye grubu meyveler (limon, portakal, greyfurt), kivi, ananas ve çilek yüksek miktarda C vitamini içerir. Her ne kadar bu meyvelerin en yüksek mik-tarda C vitamini içeren gıdalar olduğu sanılsa da aslında bu vitaminin en büyük kaynağı kuşburnu, maydanoz, karnabahar, kara lahana, ye-şil biber ve ıspanaktır. Günlük C vitamini ihtiyacı yaşa göre değişir. Ço-cuklarda ortalama olarak günde 50 mg C vitamini yeterliyken ergenlik

çağında bu ihtiyaç günde 100 mg’a çıkar. Erişkin bir erkek için önerilen günlük doz 75 mg’dır. Vücudun vitamin ihtiyacı çeşitli durumlarda fark-lılık gösterebilir. Örneğin gebe ve emziren kadınlarda, enfeksiyon has-talıklarında, yaralanma ve soğuk hava gibi vücudu strese sokan durum-larda C vitamini ihtiyacı artar. Sporcuların ve ameliyat olacak kişilerin normalin üzerinde C vitamini alması gerekir. Gıdalarla alınan C vitami-ni birkaç saat içerisinde neredeyse % 90 oranında emilerek kana karışır. Kandaki C vitamini, gereken dokulara taşındıktan sonra geri kalan kı-sım böbrekler tarafından atılır. Vücudun dayanabileceği en yüksek C vi-tamini miktarı günde 2000 mg’dır. Bunun üzerindeki dozlarda mide ve bağırsak sorunları görülür.

Vücutta meydana gelen birçok kimyasal tepkimede görev alan C vitamininin, vücudun kansere karşı savaşında da önemli rol oynadığı gözlenmiştir. ABD’deki Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün (NIH) yaptığı bir ça-lışmaya göre yüksek doz C vitamini kanser hücrelerini öldürüyor ancak sağlıklı hücrelere zarar vermiyor. Kandaki akyuvarları ve lenf bezlerini tutan lenfoma adlı kansere karşı oldukça etkili olan yüksek doz C vita-mini uygulaması meme, akciğer, kalın bağırsak ve yumurtalık kanserin-de kanserin-de umut vaat ediyor.

Vitaminlerin ABC’si

Sağlık

Doç. Dr. Ferda Şenel

(2)

B vitaminleri

B vitaminleri vücut için oldukça önemli bir grup mole-küldür. Piridoksin olarak adlandırılan B6 vitamini 60’tan faz-la proteinin görevini düzenli yapabilmesi için gereklidir. Ba-ğırsaktan amino asitlerin emiliminde ve genetik şifrenin ya-pı taşları olan nükleik asitlerin sentezinde B6 vitamini rol oy-nar. B6 vitamini, beyinde iletici olarak görev yapan asetilko-lin, GABA, serotonin gibi moleküllerin işlevi için kilit öne-me sahiptir. Aşırı alkol tüketenlerde, emziren kadınlarda ve-ya bazı ilaçları (örneğin tüberküloz tedavisinde kullanılan bir ilaç olan izoniazid) kullanan kişilerde eksikliği görülebi-lir. Eksikliğinde aşırı sinirlilik hali, depresyon, ruhsal bozuk-luklar, denge kaybı ve sinir iltihabı (nörit) ve koordinasyon bozuklukları görülebilir. Kırmızı ve beyaz ette, çiğ sebzeler-de, süt ve süt ürünlerinde fazla miktarda B6 vitamini bulu-nur. B6 vitamininin en yüksek miktarda bulunduğu sebzeler lahana, yeşil ve kırmızı biberdir. Günlük B6 vitamini ihtiyacı çocuklarda yaklaşık 1-2 mg, yetişkinlerde 2 mg’dır. Hamile-likte ve emzirme durumunda bu vitamine olan ihtiyaç artar.

Folik asit, ilk olarak 1941 yılında ıspanak yaprakların-da keşfedilen ve kırmızı kan hücrelerinin olgunlaşmasını sağlayan bir B vitaminidir (B9). Ek olarak folik asit gene-tik maddenin yapı taşları olan pürin ve primidinlerin ya-pımına yardım eder. Bu yapı taşları, özellikle anne karnın-daki bebeğin sinir sisteminin gelişimi için çok önemlidir. Gebelik öncesinde veya ilk üç ay içerisinde başlanan fo-lik asit alımının, bebeği bazı merkezi sinir sistemi hasta-lıklarından (örneğin spina bifida) koruduğu düşünülmek-tedir. Folik asit, kıvırcık salata ve ıspanak gibi yeşil yaprak-lı sebzelerde ve bezelyede bol miktarda bulunur. Günlük folik asit ihtiyacı 400 mikrogram düzeyindedir. Yeterince alınmadığında “megaloblastik anemi” denilen bir kansız-lığa yol açar.

B vitaminleri arasında ilk keşfedilen B1’dir (tiyamin). İlk olarak 1890 yılında, kabuğu soyulmuş pirinçle beslenen tavuklarda felç ve kasılmalarla seyreden bir hastalık görül-dü. Hastalığın tavuklara kabuklu pirinç yedirmekle düzel-diğini gören araştırmacılar, bunu sağlayan maddeyi tes-pit etmeye çalıştı. Çalışmalar sonucunda 1926 yılında “ti-yamin” adı verilen madde saf olarak elde edildi. Süt ve süt ürünlerinde, mercimekte, fasulyede, yeşil sebzelerde, fın-dık ve fıstıkta bolca B1 vitamini vardır. Karbonhidrat yapı-mında görev alan B1 vitamininin eksikliğinde halsizlik, kas güçsüzlüğü, sinir harabiyeti, kalp yetmezliği ve hatta ölü-me yol açan “beriberi” hastalığı görülür.

Diğer vitaminlerden farklı olarak B12, diğer adıyla si-yanokobalamin sadece hayvansal kaynaklarda bulunur. Sebzelerde bulunmadığı için vejetaryenlerin mutlaka dü-zenli B12 vitamini alması gerekir. B12 vitamini, kırmızı kan hücrelerinin yapımında kullanılır ve eksikliğinde kansızlık (anemi) görülür. Ek olarak B12 vitamininin, sinir uçlarının normal gelişimi ve hafızanın güçlenmesi için de oldukça önemli olduğu düşünülmektedir.

A Vitamini

Yağda eriyen vitamin grubundan olan A vitamini, diğer adıyla retinol esas olarak hayvansal ürünlerde bulunur. Ba-lıkyağı, karaciğer, tereyağı, peynir ve yumurta A vitamininin en önemli kaynaklarıdır. Bu vitamine dönüşen beta karoten yeşil yapraklı, sarı sebzelerde ve tahıllarda bulunur. Sağlık-lı cilt, saç, diş eti, görme ve bağışıkSağlık-lık sistemi için oldukça önemli bir vitamindir. Bu vitaminin eksikliğinde gece kör-lüğü, bağışıklık sisteminde zayıflama, ciltte sivilceler, diş eti hastalıkları ve saç dökülmesi görülebilir.

Kaynaklar

Hemilä, H., “Vitamin C Supplementation and Respiratory Infections: A Systematic Review”,

Military Medicine, Cilt 169, Sayı 11, s. 920-925, Kasım 2004.

Randaccio, L., Geremia, S., Demitri, N., Wuerges, J., “Vitamin B12: Unique Metalorganic Compounds and the Most Complex Vitamins”, Molecules, Cilt 30, Sayı 5, s. 3228-3259, Nisan 2010.

WHO, “Global Prevalence of Vitamin A Deficiency in Populations at Risk 1995-2005”, WHO Global Database on Vitamin A Deficiency, Cenevre, World Health Organization, 2009.

Grip ve C Vitamini

Soğuk kış aylarında sıkça görülen gribal enfeksi-yonların önlenmesinde vitaminlerin faydalı olduğu görüşü hâkimdir. Bunların başında C vitamini ge-lir. İlk olarak 1970’lerin başında Dr. Pauling adlı bir araştırmacının, C vitamini takviyesinin gribe yaka-lanma riskini ve hastalığın şikayetlerini azalttığını söylemesiyle bu vitamine olan ilgi arttı. Daha son-ra yapılan bazı çalışmalardan elde edilen sonuçlar bunu desteklemese de 2004 yılında yayımlanan bir makale, C vitamininin önemini tekrar gündeme ge-tirdi. Bu makalede askeri birlikler, öğrenci grupları ve maraton koşucuları üzerinde yapılan toplam 12 çalışmanın sonuçları özetleniyordu. Bunlardan be-şi küçük çapta çalışmalardı ve C vitamininin gribe yakalanma riskini % 45-91 arasında azalttığını ifa-de ediyordu. Üç çalışmadaysa C vitamininin zatür-reye yakalanma riskini % 80-100 arasında azalttığı belirtiliyordu. Ancak bazı çalışmalarda bu bağlantı görülmüyordu. Sonuç olarak, C vitamininin üst ve alt solunum yolu hastalıklarına etkisi halen net ola-rak bilinmese de, genel kanı bu hastalıkları önleyi-ci olduğu yolundadır. Mevsim meyve ve sebzeleri-ni yeterince tüketerek dengeli beslenmesebzeleri-nin gribe karşı en önemli koruyucu unsur olduğu kabul edil-mektedir.

mfsenel@yahoo.com.tr

Bilim ve Teknik Aralık 2010

Referanslar

Benzer Belgeler

Şeker pancarının bileşimi, pancarın şekere işlenmesi, pancarın kıyılması, difüzyon, ham şerbet elde edilmesi, ham şerbetin temizlenmesi, ham şeker elde

• Et, süt, yumurta, sakatatlar (karaciğer, böbrek) ve sebzeler, baklagiller, kuruyemişler H vitamini için iyi birer kaynaktır. • Aşırı miktarda yumurta akı

Cümle meni intihab ederler Hem gayrdan ictinab ederler Alma eder idi yüz tefalıur Emrüd özünü kıldı zahir Seslendi ki ey fesad-i devran Y' ey milside-i misfiZ-i

Balta/ar!t ve ark.: Koroner Baypas Hastalarına, E ve C Vitamini Verilmesinin, Ameliyat Sonrası Erken Dönemdeki Etkileri. Shattock MJ, Matsuura H, Hearse DJ: Functional

CV kullanımı durumunda, doza bağımlı olarak, CV’nin antioksidan değil de pro-oksidan etki ile artan ROS ve hastalığa bağlı enflamasyonun neden olduğu artmış

Hidrokortizon C vitamini transporterin, sitokine bağlı downregülasyonunu iyileştirir böylece C vitamininin hücre içi uptake i artar bu da glukokortikoid

I like eating eggs, sausages and toast at berakfast.. My favourite drink is

Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin