Proteom, protein sentezi, proteinlerin yapıları
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
Translasyon (Protein sentezi)
• Genetik bilginin protein molekülü şeklinde ifadesidir.
• Üç bileşeni vardır: mRNA, tRNA ve ribozomlar
Ribozomlar
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
tRNA’lar
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
tRNA sadece 75-90 nükleotit içerir ve yapıları bakteri ve ökaryotlarda neredeyse özdeştir. Ancak birkaç
nükleotitin trna ya özgün olduğu bilinmektedir.
DNA’daki bazların modifiye halleri
bulunmaktadır.
Her bir amino asit için özgül bir aminoaçil-tRNA sentetaz enzimi vardır.
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
mRNA’da kodonlar şeklinde yazılmış genetik şifre amino asit dizisine çevrilir.
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
mRNA’nın Translasyonu Üç Basamakta İncelenebilinir
Başlama Uzama Sonlanma
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
Başlama
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
Üç başlama faktörü önce küçük alt birime bağlanır.
mRNA’nın başlama kodonu AUG nin önünde bulunan özel bir dizi (Shine Dalgarno) 16S rrna nın bir bölgesi ile baz eşleşmesi yaparak translasyonun başlamasını
kolaylaştırır.
Başlama faktörlerinden IF2, mRNA ve yüklü tRNA ile etkileşerek, onları P bölgesinde kararlı halde tutar
IF1, öncelikli olarak bir tRNA'nın A bölgesine bağlanmasını bloke ederken ve IF3 ise küçük alt-birimin büyük alt-birimle birleşmesini inhine etmekle görevli
IF3'ün ayrılmasıyla meydana gelen kümeleşme, 70S'lik başlama kompleksini oluşturmak üzere büyük ribozomal alt-birimle birleşir.
Başlama kompleksi artık mRNA üzerindeki ikinci kodona karşılık gelen yüklü tRNA'nın A bölgesine girmesi için
hazırdır
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
Uzama
Bir sonraki adım ise P bölgesinde bulunan terminal amino asitin (bu durumda metiyonin), A bölgesinde bulunan tRNA'nın taşıdığı amino asit ile bağlanarak bir peptid bağı oluşturmasıdır. Büyümekte olan polipeptit zincirinin bir amino asit eklenerek uzatılmasına ise uzama adı verilmektedir. Bundan hemen önce, P bölgesini işgal eden tRNA ile bunun taşıdığı kökdeş amino asit arasındaki
kovalent bağ hidrolize edilir (kırılır). Yenice oluşan dipeptit ise hala A bölgesini işgal etmekte olan tRNA'nın ucuna bağlı olarak bulunur bu katalitik aktivite,
ribozomun büyük alt-biriminde bulunan 23S rRNA'nın fonksiyonudur (ribozim)
P bölgesinde bulunan tRNA, ribozomun üçüncü bölgesi olan
E bölgesine (E: exit) hareket eder. Bu süreç translokasyon
olarak adlandırılır.
Uzama ve translokasyon olayları defalarca tekrarlanır.
Sonlanma
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
Protein sentezinin sonlanma sinyalini muhtemel üç adet üçlü kodonlardan herhangi birisinin A bölgesinde
belirmesi oluşturur: UAG, UAA ya da UGA. Bu kodonlar ne bir amino asiti belirlerler ne de A bölgesine bir tRNA çağırırlar. Bu kodonlara dur kodonları, sonlanma kodonları ya da anlamsız kodonlar denir.
Dur kodonu, GTP-bağımlı salınma faktörlerine harekete geçme sinyalini verir ve polipeptit zinciri ve tRNA arasındaki bağı kırarak polipeptit
zincirinin translasyon kompleksinden ayrılmasını sağlar
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
Uzama süreci devam ederken ve bir mRNA’nın ilk kısmı ribozomu henüz geçmişken, ribozomu geçen bu kısım başka bir küçük ribozom alt-birimine bağlanarak ikinci bir başlama kompleksi oluşturabilir. Bu işlem, tek mRNA ile defalarca tekrarlanabilir ve sonuçta poliribozomlar veya kısaca polizomlar olarak adlandırılan yapılar meydamna gelir.
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
Proteinlerin Katlanması
Şaperon, proteinlerin katlanarak üç boyutlu hâle gelmesi işleminde yer alan refakatçi proteinlerdir. Aynı zamanda proteinlerin ribozomca
sentezlenmesinden sonra zamanı gelmeden katlanmalarını engeller ve yanlış katlanmış proteinleri düzelterek, onarılması mümkün olmayan proteinleri parçalar.
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
Translasyon sonucu ribozomdan salınan polipeptit
katlanarak, fonksiyonel üç-boyutlu yapısını kazandığında ise
protein olarak adlandırılır.
Protein yapısı
Proteinler için dört yapı düzeyi tanımlanmıştır: birincil (primer), ikincil (sekonder), üçüncül (tersiyer) ve dördüncül (kuaterner). Polipeptitin doğrusal iskeletini oluşturan amino asit dizini, onun birincil yapısıdır. Bu dizilim, mRNA aracılığı ile DNA’daki deoksiribonükleotitlerin dizini tarafından belirlenir. Bir polipeptitin birincil yapısı, bir protein oluşurken daha yüksek derecedeki organizasyonun özgül karakteristiklerinin belirlenmesine yardımcı olur.
Bir molekül H
2O'nun salındığı bir dehidrasyon (kondensasyon)
reaksiyonu ile bir amino asitin amino grubunun, diğer bir amino
asitin karboksil grubu ile reaksiyona girdiğini göstermiştir. Bu
reaksiyon sonunda, peptit bağı olarak adlandırılan kovalent bağ
meydana gelir
Amino asit dizilimlerinin yönü vardır
İkincil yapı
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
oksijen ve azot atomları, aralarında hidrojen bağları kurulur.
Böylece amino asitlerin oluşturduğu bir spiral zincir olan sarmal ( heliks) tabaka meydana gelir
-pileli-tabaka (-pleated-sheet) bir polipeptit zinciri kendi üstüne tekrar katlanır ya da birkaç zincir yan yana paralel veya antiparalel şekilde uzanırlar
Üçüncül yapıda amino asitlerin kimyasal özellikleri devreye girmektedir
daha fazla hidrojen bağı, kovalent bağ, hidrofobik etkileşim ya da sülfidril köprüleri gibi diğer atomik etkileşimler kurulması ile meydana gelir.
Sistein amino asitleri ve sülfidril grupları aynı ya da farklı
polipeptidlerde olabilir.
Protein çalışmalarında disülfit bağlarının yıkımı için genellikle β-
merkaptoetanol kullanılmaktadır.
3 boyutlu yapıda amino asitlerin gruplanması
(sarı hidrofobik, mavi yüklü)
Normal Konumlanışın Aksine H. Zarında Hidrofobikler Farklı
(Yüzeyde) Konumlanır
• Serin, aspartat ve asparagin α-sarmal yapısını yıkma eğilimindedir.
• Glisin bütün yapılara kolayca uyum sağlayabilmektedir.
Bunlar gibi amino asitlerin bilinen yapısal yönelimleri bir proteinin
birincil dizisinden yola çıkarak o proteinin 3 boyutlu yapı analizleri
yapmamızı olanaklı kılar
Asetil gruplarının eklenmesi proteinlerin bozunmaya karşı direncini arttırır.
Proline hidroksil gruplarının ilavesi Yeni sentezlenen kollojen ipliklerini kararlı hale getirir.
Karbonhidrat ilavesi proteinleri daha hidrofilik yapar ve diğer proteinlerle etkileşimlerini arttırır.
Amino grubu ya da bir yağ asidi ilavesi hidrofobikik kazandırır.
Fosfat grubunun ilavesi fosforillenme, aktivite sağlama
Proteinlerin moleküler ağırlıklarıdalton olarak
ifade edilir.
Proteinlerin rolü
• Biyokimyasal kataliz
• Yapı
• Hareket
• Taşıma
• Hücresel süreçlerin düzenlenmesi
• Depolama
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü
OMÜ I Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Ali Osman ADIGÜZEL
Proteom
• Hücrenin belirli bir andaki protein repartuvarıdır ve genomun işlevsel ifadesidir.
• Bu proteinler transkriptomu oluşturan mRNA’dan translasyonla
sentezlenirler
Amonyum sülfat ileçökeltme
Diyaliz
•İlgilenilen proteinin amino asit dizisi önemli bir benzerliğin
olup olmadığını belirlemek için dizilimi bilinen ptotein türleri ile karşılaştırılabilir.
•Amino asit dizilim karşılaştırması ile proteinlerin evrimsel değişim mekanizması aydınlatılabilir.
•Bir çok proteinin gideceği yerin neresi olduğunun belirlenmesi
•İlgilenilen proteine özgü antikorların hazırlanması
•Proteini şifreleyen genlere özgü DNA probları hazırlamak
Edman parçalanması ile peptit diziliminin belirlenmesi
İlk aşamada peptidin amino asit bileşimi belirlenir. Bu amaçla protein 6
M HCl içinde 110 C’de 24 saat ısıtılarak hidroliz edilir.
MALDİ (Matris yardımlı lazer desorbsiyon İyonlaşma): Proteinler özgül dalga boylarındaki ışığı absorblayabilen aromatik , uçucu bir bileşik varlığında buharlaştırılır. Gaz fazındaki ilave çarpışmalar moleküller arası yük aktarımına neden olarak analiti iyonlaştırır.
TOF (Uçuş zamanlı kütle analizatörü): Kütlesi düşük iyonlar dedektöre daha hızlı ulaşır
ESI: Protein çözeltisi elektriksel olarak elektriksel olarak yüklü bir püskürtücü uca doğru sürüklenir. Analit damlaları artık yüklüdür ve uçtan çıkarak düşük basınçlı bir alana girer ve burada buharlaşır.