• Sonuç bulunamadı

VEFA PDR BÜLTEN. Kariyer yolculuğunda bir yol ayrımı: Üniversite mi, bölüm mü?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "VEFA PDR BÜLTEN. Kariyer yolculuğunda bir yol ayrımı: Üniversite mi, bölüm mü?"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

VEFA

PDR BÜLTEN

Aralık 2020 Yıl: 1 Sayı:3

Kariyer yolculuğunda bir yol ayrımı:

Üniversite mi, bölüm mü?

Vefalı Eğitimciler Vefalı Mezunlar Vefa Lisesi Tarihinden Sayfalar Vefa PDR’den Haberler

(2)

VEFA PDR SERVİSİ’NDEN…

Vefa Lisesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi tarafından aylık olarak yayınlanan Vefa PDR Bülten’in Aralık 2020 sayısından hepinize merhabalar,

Bilim kurulumuzun tavsiyeleri sonucunda tüm kademeler için alınan uzaktan eğitim kararının ardından Vefa Lisesi öğretmenleri ve öğrencileri olarak bu süreci verimli ve sağlıklı geçirebilmek adına elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyoruz.

Vefa Lisesi PDR Servisi olarak, öğrencilerimizi eğitsel, sosyal ve psikolojik konularda desteklemek için tüm çalışmalarımızı uzaktan eğitime uygun hale getirdik ve çalışmalarımıza tüm hızımızla devam ediyoruz. Çevrimiçi olarak bireysel öğrenci ve veli görüşmelerimize devam ediyoruz. En az ayda bir olmak üzere tüm sınıflarımızın çevrimiçi rehberlik derslerini ziyaret ediyor ve farklı konularda grupla rehberlik çalışmaları yapıyoruz. Veli akademileri çalışmalarımız ve veli seminerlerimiz uzaktan eğitim yöntemiyle devam ediyor. Üniversite ve bölüm tanıtım çalışmalarıyla öğrencilerimizin yanındayız. Yine Türkiye’nin dört bir yanından başvuru yapan ortaokullara Vefa Lisesi’ni tanıtıyoruz.

Şu anda okumakta olduğunuz yayın çalışması da yine PDR servisimizin çalışmalarına bir örnek. Bu sayımızda, öğrencilerimizden sıklıkla gelen bir soruya cevap aramaya gayret ettik. YKS tercihlerinde ‘Üniversite tercihi mi yapmalıyız, yoksa bölüm mü?’ Bu konuda farklı fikirleri ve farklı yaşam deneyimlerini bir araya getirip sizlere sunmaya çalıştık. Tabi ki; kariyer

yolculuğumuzda karşılaştığımız çoğu soru ve sorunda olduğu gibi, bu sorunun da tek bir doğru yanıtı yok. Aslında, bu bülten boyunca bizler de bu soruya net bir cevap vermeye çalışmıyoruz.

Yapmaya çalıştığımız tek şey, sizi biraz daha bu konu üzerinde düşündürüp kendiniz için en uygun kararı vermenize yardımcı olmak. Yazılarda belirtilen farklı fikirlerden hareketle, kendi kararınızı vermeniz ve mutlu olacağınız kariyer seçimini yapmanız bizim için oldukça önem arz

(3)

ediyor. Çünkü bu sizin kariyer yolculuğunuz. Kendi kariyer yolculuğunuzun dümeninde yine kendiniz olmalısınız.

Gönül ister ki; istediğimiz bölümü istediğimiz üniversitede okuyalım. Biz, Vefa Lisesi PDR Servisi olarak sizlerin bunu başaracağınıza olan inancımız tam. Ama ikisi arasında bir tercih yapmanız gerektiği durumda, hangi seçenekleri gözden geçirip, neleri düşünerek karar verebileceğiniz konusunda da bir şeyler söylemek istiyoruz.

Her ne kadar kariyer yolculuğunda kesin yol haritaları olmasa da bazı konularda sizlerle birlikte mantık yürütebiliriz. Sadece hayal ettiğimiz bir üniversitede okumak için hiç

istemediğiniz veya hiç ilgilenmediğiniz bir bölümde eğitim almak ve çalışmalar yapmak pek mantıklı olmayabilir. Mutlaka, üniversitelerin sosyal olanaklarıyla, öğrenci kulüpleriyle ya da öğrencilere sundukları eğitsel imkanlarla öğrencilerin hayatlarına katkıları büyüktür. Takım çalışması, arkadaşlık ilişkileri, saygı sevgi ve zaman yönetimi gibi birtakım yaşam becerileri ve proje geliştirme, araştırma yöntemlerine hakimiyet ve sunum becerileri gibi akademik

becerilerin çoğu da üniversite hayatında öğrenilir. Dolayısıyla üniversitede geçirilen dört ya da beş yılın hayatımıza katkısı büyüktür.

Ancak, seçilen bölümün gelecekte yapılacak meslekle doğrudan ilişkisi düşünüldüğünde, bölüm seçiminin insan hayatında daha uzun vadeli etkileri olduğu düşünülebilir. Çünkü, meslek seçimi insan hayatındaki en önemli seçimlerden biridir. Şüphesiz ki; sevdiğiniz işi yapmak hayattaki en önemli şanslardan biridir. Tabi ki; günümüz dünyasında herkes lisansta okuduğu bölümle ilgili bir meslek yapmıyor. Günümüz iş dünyası daha esnek ve bu sebeple insanların önüne farklı iş kapıları açılabiliyor. Ama, ilerde kesinlikle yapmayacağınız bir işle ilgili bir bölüm seçmişseniz, üniversite yaşamınız boyunca bu bölümle ilgili bilgi ve beceri kazanmak zorunda oluşunuz da sizleri zorlayıcı bir etken olabilir. Hatta bir süre sonra okuduğunuz bölüme

yabancılaşabilirsiniz bile. Bu sebeple tercihinizi yapmadan önce kendinize ‘Ben bu bölümü okumayı gerçekten istiyor muyum?’ diye sormanız ve vereceğiniz cevap doğrultusunda bir karar vermeniz oldukça önemlidir.

(4)

Bu bülteni okurken yazılanlarla ilgili kendinize sık sık sorular sormanızı ve verdiğiniz cevapları not etmenizi öneririz. Başta da söylediğimiz gibi, bu bültenin amacı sizin bu konu üzerinde düşünmenize vesile olmak.

‘Üniversite mi, yoksa bölüm mü?’ konusunda ya da eğitsel, sosyal ya da kişisel başka konularda okul psikolojik danışmanlarımızla bireysel görüşmeler yapabilirsiniz. Randevu almak için adını, soyadını ve sınıfını yazarak vefapdr1872@gmail.com e-posta adresine başvuruda bulunmanız yeterli.

Sağlıklı günler ve keyifli okumalar dileriz.

(5)

Üniversite mi Bölüm mü?

Stajyer Psikolojik Danışman Sena Burcu Fırat Boğaziçi Üniversitesi PDR 4. Sınıf Öğrencisi

Üniversite yılları dizi ve filmlerde gençliğimizin en güzel zamanları olarak yansıtılır.

Birçok kişi için birey olmanın ve kendi ayakları üzerinde durmanın öğrenildiği bu dönemin aşırı idealize edilmesi öğrencilerin kimi zaman hayal kırıklığına uğramasına sebep olabilir. Üniversite tercihi hayatımızda önemli bir dönüm noktasıdır ve kariyer yolculuğumuzun başlangıcıdır.

Yaptığımız tercih geri dönülmez bir yol olmasa da uzun vadede hayatımıza etkileri büyük olan bir süreçtir. Bu yüzden tercihimizi çok yönlü ele almak, istek ve becerileri göz önünde

bulundurmak gereklidir. Eğer kendimizi tanıyor hangi derslerde başarılı olduğumuzu, hangi alanlara ilgili olduğumuzu biliyorsak aklımızda muhtemelen birkaç bölüm mevcuttur. Ancak tercih zamanı geldiğinde, çevresinden doğru veya yanlış birçok bilgi duyan öğrenciler

‘Hayalimdeki üniversiteyi mi tercih etmeliyim, hayalimdeki bölümü mü?’ ikileminde kalabilir. Bu konuda tek bir doğru yoktur, üniversite/bölüm tercihinden önce mutlaka dikkat edilmesi

gereken birkaç nokta vardır.

• Hayalimdeki üniversitede kazandığım bölümü mezun olduktan sonra icra edebileceğim bir mesleğe dönüştürebilir miyim, bu mesleği icra edebilir miyim?

Üniversitede keyifle geçirdiğimiz 4-5 yılın ardından bizi iş hayatı beklemektedir ve mezun olduğumuzda çalışma yapmak istemeyeceğimiz bir alanda okumak mutsuz hissetmemize ve geçmiş tercihlerimizi sorgulamamıza sebep olabilir. Seçeceğimiz bölüm hayatınız olurken okuduğunuz okul kariyerinizde bir basamaktır.

• Hayalimdeki üniversitenin olanakları gerçekten göründüğü kadar iyi mi?

Nitelikli üniversiteler insanlara başarı için gerekli olan vizyonu ve sistemli düşünme becerisini kazandırır. Ancak üniversitelerin sağladığı kimi olanaklar yalnızca öğrencilerin çok küçük bir yüzdesinin faydalanabileceği olanaklardır. Örneğin ÇAP veya yan dal yapabilmek için belirli kriterleri sağlamanız ve belirlenmiş kotalara girebilmek için bölümde iyi bir sıralama yapmanız gerekmektedir. ÇAP veya yatay geçiş gibi programlara güvenerek girdiğiniz bölümde aradığınız olanakları bulamayabilirsiniz.

(6)

• İstediğim bölümü dilediğim üniversitede okuyamamanın etkileri nelerdir?

Ülkemizde başta tıp ve diş hekimliği olmak üzere bazı bölümler için üniversite seçiminin çok da önemli olmadığı söylenir. Ancak farklı üniversitelerden edinilebilecek kazanımlar

birbirinden farklı olabilir. Lisansımızı tamamlayıp bölümden gerekli kazanımları sağlamanın yanında üniversitenin kişiliğimize yaptığı katkılar çok kıymetlidir.

Bu durumun bir diğer yanı ise hep okumak istediğiniz bölümleri hayalinizdeki

üniversitede okuyamamak olabilir. Bu tercihi yaptığınızda hayal ettiğiniz üniversite hayatını yaşayamayacağınızı düşündürebilir ancak yeni arkadaşlar edinip üniversiteye alışınca nerede olsa güzel deneyimler edinebilirsiniz.

Üniversite/bölüm tercihi çok bilinmeyenli denklem gibidir, her kişi ve her bölüm için göz önünde bulundurulması gereken farklı faktörler mevcuttur. İstediğimiz bölümü dilediğimiz üniversitede okuyamıyorsak lisans sürecimiz boyunca kendimize üniversitenin bize sağlamadığı hangi becerileri katabilirim, alanımda kendimi nasıl öne çıkarabilirim diye düşünerek aldığımız çeşitli eğitimlerle gerekli donanıma sahip kişiler olarak mezun olabiliriz. Günümüzde eğitim de kariyer gelişimi de lisans sürecinin ardından sona eren kavramlar değildir. Yüksek lisans, özel eğitimler, projeler ve iş deneyimi sayesinde kendinize çok farklı bir kariyer yolu çizebilirsiniz.

(7)

TERCİH SANATI

Stajyer Psikolojik Danışman Bengisu TERZİ Boğaziçi Üniversitesi PDR 4. Sınıf Öğrencisi

Hep beraber bir soluk alıp hayal edelim; ağustos ayındayız ve siz uzun süredir emek verip çaba gösterdiğiniz hayallerinizi artık gerçekleştirmek üzeresiniz. Evet, ağustos ayında

yapacağınız tercihlerden bahsediyorum.

Bir kısmınızın kafasında yurtdışı veya yurtiçi üniversite isimleri veya bölümler eminim ki dolanıyordur. Peki Temmuz-Ağustos aylarına geldiğimizde bunlardan hangileri listeye yazılacak veya hangilerinden ne sebeple vazgeçilecek? Tercih listesini hazırlarken veya yurtdışındaki üniversiteler için başvurular yapılırken üniversite isimleri mi yoksa istediğiniz, belki de hayallerinizdeki bölüm mü ön sıralarda kendine yer bulacak?

2016 yılında kendi tercih listemi hazırlarken bu sorularla bende baş başa kaldım. Kısaca kendi eğitim hayatımdan bahsedeyim, daha sonra sizi hem kendimin hem de bu yazı için danıştığım farklı üniversitelerde okuyan arkadaşlarımın deneyimleri ile baş başa bırakayım.

Liseyi İstanbul’da başarılı olarak addedilebilecek bir lisede okudum. Üniversite sınavından bir sonraki sene kendimi görmek istediğim yer Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümüne aitti.

Yerleştirme puanları açıklandıktan sonra istediğim hedefe ulaşamadığımı anlamak pek de zor olmadı. İstediğim bölümle ilgili başka üniversiteleri araştırmaya başladım. Araştırmalarım beni tatmin etmiyor, Boğaziçi Üniversitesi’ni merak ettiğim kadar hiçbir üniversite bende merak uyandırmıyordu. Annemin üniversitedeki bölümleri daha esnek bir bakış açısıyla incelemesiyle şimdi okuduğum ve okulunuzda stajyer psikolojik danışman olarak görev almamı sağlayan bölümle tanıştım: Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik. İlk verdiğim tepki sadece küçümseme ve

(8)

aşağılama olmuştu fakat programı ve içeriğini inceledikçe bu alanın hedefime ne kadar yakın olduğunu ve benzeştiğini, üstelik Boğaziçi Üniversitesi’nde yer aldığı için diğer alanlara nazaran gözümde daha artı değerde olduğunu anladım. Bu farkındalık ve uyanıştan sonra tercih listemi hazırladım ve Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünün öğrencisi oldum. Anlayacağınız üzere ben iyi, belki de çokça istediği bir üniversiteyi istediği bölüme tercih eden bir öğrenci oldum.

Bültende yayınlanacak bu yazı için kendi deneyimimden başka diğer hikayeleri de size anlatmak ve yazıyı olabildiğince zengin kılmak istiyorum. Bu sebeple şu an matematik

bölümünde eğitim gören bir arkadaşımla bu konu üzerine sohbet ettik. Kendisine hangi yönde ve nasıl kriterlerle tercih listesi hazırladığını sorduğumda listede sadece iki üniversitenin matematik bölümüne yer verdiğini anlattı bana. 13 yaşından itibaren Bilim ve Teknik dergileri okuyarak büyümüş, matematiği ulaşmak istediği tek hedef olarak kendine koşullamış birisi olarak yaptığı liste şüphesiz ki istediği bölümlerin tercihinin bir sonucuydu.

Son örneğim ise tıp fakültesinde okumak isteyen ve bu hedefine mezuna kalarak ulaşan bir arkadaşıma ait. 2016 yılında yerleştirme puanları geldiğinde kendisi tıp eğitimi almak istediğine çok emindi. Fakat gelen puanlarla tıp bölümü için yerleşebileceği üniversite onun hayallerinden ve kriterlerinden uzaktaydı. Kendisi, isteklerini sağlamadığı için burada okumak istemedi fakat tıp dışında herhangi bir başka alanda eğitim almayı da kabullenmedi. Bu sebeple bir sene daha hazırlanmayı tercih etti. 2017 yılının sonuna geldiğimizde ve tercih sonuçları açıklandığında hayallerinin tamamını gerçekleştiren ve kriterlerinin sağlamasını yapan bir öğrenci olarak haklı olarak mutluydu.

Elimden geldiğinde aktarmaya çalıştığım bu hikayelerde üç farklı seçim, üç farklı yol görebilirsiniz. Birisi aynı çatı altında bulunan yakın iki bölüm arasında üniversiteyi önceliyor, diğeri hayal ettiği bölümden vazgeçmiyor; sonuncusu ise hayallerinde birlikte kendine yer bulan üniversiteyi ve istediği bölümü tercih ediyor. Yazıda yer verdiğim bu üç farklı seçimin temelini aslında iki bileşen oluşturuyor: üniversite ve bölüm. Bu iki bileşen arasında denge kurmaya çalışırken hangi kriterlere bakmak veya kendinizde neyi gözetmek sizin için işleri daha kolay çözülebilir hale getirir?

Üniversite için kafanızdaki sorulara cevap ararken bakabileceğiniz ilk kriterler şunlar olabilir: öğretim üyelerinin yaptığı araştırmaların/yayınların niteliği, kütüphane kaynakları, disiplinler arası ders ve program zenginliği, ÇAP (Çift Anadal Programı) veya Yandal imkanları,

(9)

öğrenci değişim programları için anlaşmalı olduğu diğer üniversitelerin niteliği, canlı bir kampüs hayatının bulunması, aktif ve katılımcı öğrenci kulüplerinin varlığı, yurt ve burs imkanları.

Burada sıraladığımız kriterleri hem yurtiçi hem de yurtdışındaki tüm üniversiteler için

düşünebilirsiniz. Ayrıca internetten ulaşabileceğiniz kitabi bilgilerin yanı sıra merak ettiğiniz üniversiteden öğrencilerle iletişim kurmanız ve kampüsleri ziyaret etmeniz, pandemi dolayısıyla pek çok üniversitede ziyaret yasağı bulunsa da çoğu üniversiteyi sanal bir şekilde gezmeniz mümkün, tüm bu kriterleri doğrulamanız için size en iyi kaynakları oluşturacaktır.

Peki üniversite için var olan kriterler bölüm için de var mıdır? Benim cevabım buna hayır olacak. Nasıl yani diye sorduğunuzu, gazetelerde ya da ‘klişe’ eğitim sitelerinde yayımlanan 2021’in Gözde Meslekleri/Geleceği En Parlak 10 Meslek/İş Garantili Meslekler isimli birbirini tekrarlayan yazıları hatırlatmaya hazırlandığınızı görür gibiyim. Bu yazılarda bahsedilenin aksine bölüm/meslek/çalışacağınız alanda popülerlik veya iş garantisi bir ölçüt veya kriter olamaz.

Kendi ömrünün devamlılığını garanti altına alan bölüm değil, dönemsel olarak ‘popüler’ olan bölümler vardır. Sizin için en uygun olan bölüm kendinizi tanıyarak, farkındalık sahibi olarak tercih ettiğiniz bölümdür. İhtiyaçlarınızı, kaynaklarınızı, keyifle yapmak istediklerinizi

keşfederek karar verdiğiniz herhangi bir bölüm/disiplin/meslek en iyisidir. Günümüz

dünyasında katı ve birbirinden ayrı duran disiplin anlayışı (hukuk, tıp veya alana dair teknik bilgilerle öğretim veren belli bölümler hariç) yerine disiplinler arası modeller çok yaygın artık.

Bu demek oluyor ki, yıllar önce okullarda ve evlerde söylenen ‘Bu seçim senin sadece

üniversiteni değil hayatını belirleyecek. Buradan geri dönüş yok!’ gibi cümleler biraz çağ dışı kalmaya başladı artık. İleriki dönem için daha esnek, geçişken ve disiplinler arası bir model öngörülürken tercih listesini hazırladığınız anda bu bilgiye sahip olmak belki de biraz esneklik sağlar size.

Okuduğunuz okuldan ve gözlemlerimden pay biçerek elinizden gelen tüm çabayı ve emeği sarf ettiğinizi anlayabiliyorum. Gösterdiğiniz çaba kadar kafa karışıklığınız da çok yoğun ve sancılı bir süreç yaşatıyor belki size. Bu yazıyı okuduktan sonra kafası daha da karışanlar için üzgünüm. Fakat tüm seçenekleri yeterince irdelemeden, kendinizi tanımaya fırsat vermeden en iyiyi, size en uygunu bulduğunuza nasıl emin olabilirsiniz? Unutmayın ki, iyi olanı bulmak ve algılamak önemli olsa da daha kıymetli olan sizin kendinizi bulmanız, görmeniz ve

anlamlandırmanızdır. Henüz vakit varken herkesin aradığı ‘ben’i bulması, görmesi ve anlamlandırabilmesi dileğiyle.

(10)

VEFALI EĞİTİMCİLER: REŞAT EKREM KOÇU

Tarihçi, şair, romancı (D. 1905, İstanbul – Ö. 6 Temmuz 1975, İstanbul). Babası gazeteci ve eğitimci Ekrem Reşat Bey, annesi Hacı Fatma Hanım’dır. İlkokulu Konya’da okudu. Birinci Dünya Savaşı nedeniyle eğitimini tamamlamak için annesiyle birlikte İstanbul’a döndü. Liseyi yatılı olarak Bursa Erkek Lisesi’nde okudu. İstanbul Darülfünun’u (Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü bitirdikten (1931) sonra, kürsü başkanı Ahmet Refik (Altınay)’ın asistanı olarak

“Osmanlı Muahedeleri ve Kapitülasyonlar 1300-1920 ve Lozan Muâhedesi” adlı tezini tamamladı (1934). Kuleli Askerî Lisesi, Alman, Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yaptı. Bu döneminde Cumhuriyet, Yeni Sabah, Milliyet, Hergün, Yeni Tanin ve Tercüman gazeteleri ile Hayat Tarih Mecmuası, Resimli Tarih Mecmuası, Tarih Dünyası, Hayat, Yeşilay, Büyük Doğu, Hafta, Türk Folklor Araştırmaları, İstanbul Enstitüsü Mecmuası dergilerinde yazılar yazarak geçimini sağladı.

Reşat Ekrem Koçu, son yıllarını Ankara Caddesi ve Sirkeci semtlerinde, arşivini de

bulunduğu Cağaloğlu civarındaki bir apartman dairesinde geçirdi. Çıkarmaya başladığı İstanbul Ansiklopedisi’ni (1944-51, 1958-69, 10 cilt) tamamlayamadan, 6 Temmuz 1975 tarihinde

burada öldü. Sahray-ı Cedit Mezarlığında toprağa verildi. Hiç evlenmeyen Reşat Ekrem Koçu’nun arşiv belgeleri ölümünden sonra sahipsiz kaldı, sorumsuzca satılarak heba edildi. Son

olarak Tercüman gazetesinde yazıyordu. Eserlerinin yeni basımı 2002’den itibaren Doğan Yayıncılık tarafından yapıldı.

Osmanlı dönemi kaynaklarından bazılarını, yerli ve yabancı seyahatnameleri, eski dönemin merak edilen ilginç konularını bugünkü dile aktararak, herkesin okuyup zevk alabileceği bir biçime koydu. Bazı Batılı yazarların (Edmondo de Amicis, Jean de Thevenot, Theophile Dey Rolle, J. E. Dauzats, Mary Montagu ve Elizabeth Craven vd.) İstanbul ve

Türkiye’den söz eden seyahatnamelerini de yine kısaltıp resimli kitapçıklar biçiminde dizi olarak yayımladı.

En önemli projelerinden biri “İstanbul Ansiklopedisi” yazmak, İstanbul’u her yönüyle bu ansiklopedide tanıtmaktı. 1944’te başladığı “İstanbul Ansiklopedisi”ni önce fasiküller halinde

(11)

yayımlamaya başladıysa da bu güzel ve örnek çalışması ne yazık ki kendisi hayatta iken tamamlanamadı, “Gökçınar” maddesinde iken yarım kaldı. Çok sayıda tarihî ve monografik roman yazmış olan Koçu’nun birçok kitabı ve yazı dizisi de gazete sayfalarında kaldı. Serbest nazımla başarılı şiirler de yazmış, bunları “Acı Su” (1965) adlı bir kitabında toplamıştı.

“Kimi zaman ‘gündelik hayat tarihi’, kimi zaman ‘popüler tarih’ denilen türdeki yapıtlardan söz açıldığında ilk akla gelen isim Reşad Ekrem Koçu. Koçu’nun neredeyse tek başına yazıp resimlediği İstanbul Ansiklopedisi konuyla ilgilenenler için efsanevî bir yapıttır.

İstanbul’un sayısız ayrıntısını madde madde yazmıştır Koçu.” (Behçet Çelik)

(12)

VEFA LİSESİ TARİHİNDEN SAYFALAR

VEFA LİSESİ’NE ARMAĞAN EDİLMİŞ BİR MARŞ: SAMBA MARŞI (METİN ERSOY)

Okulumuzdan bir müzik kralının mezun olduğunu biliyor muydunuz? Karayip müziği Kalipso’nun ülkemizdeki en büyük temsilcisi Metin Ersoy aslen Vefalı. Onu daha çok Vakit Yok Gemi Kalkıyor Artık adlı şarkıyla tanırsınız. Metin Ersoy 1934 yılında Sultanahmet’te doğmuş, Fatih’te büyümüş. Babası saat tamircisi. Ondan aldığı Vefa sevgisi, Vefa Lisesi’nde pekişmiş, yeşil – beyaz renklerin etkisi altına girmiş. Yıllar sonra, Vefa için bir marş yazacak, ne kadar vefalı (ve nasıl da koyu bir Vefalı) olduğunu göstermiş. Ve okulumuzun müzesinde bu plağa rastlamış olabilirsiniz. Samba Marşı olarak da bilinen Vefa Marşı’nı tüm Vefalılar olarak dinlemek isterseniz hemen linke tıklayınız.

https://www.youtube.com/watch?v=pCS5cE8wDW0

(13)

VEFALI MEZUNLAR: ELİF NACİ

Türk ressam Elif Naci 1898’de Gelibolu’nda doğdu. 1905 yılında Edirne Darül İrfanı’nda başladığı öğrenimini 1908 yılında ailesiyle İstanbul’a yerleşince Ayasofya Rüştiyesi’nde ve Vefa Lisesi’nde sürdüren Elif Naci, Birinci Dünya savaşının ilk yıllarında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne (Güzel Sanatlar Akademisi) kaydını yaptırdı. Bu arada Yeni Resim Cemiyeti’nin kuruluşuna katkıda bulundu. Savaş yıllarında yazarlığa ve gazeteciliğe başladı. Sanat öğrenimini Akademi’de İbrahim Çallı‘nın öğrencisi olarak sürdürdü.

İleri ve Milliyet gazetelerinde çalıştı. 1928’de Akademi’yi bitirdiği dönemde Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’ne katılıp, ilk kişisel sergisini 1 Eylül 1930’da Alay Köşkü’ndeki Güzel Sanatlar Birliği Merkezi’nde açtı. Kurucu üyeleri arasında yer aldığı D. Grubu’nun ilk

sergisi Ekim 1933’te İstanbul’da düzenlendi. Aynı yıl On Yılda Resim 1923-1933 adlı kitabını yayımladı. D Grubu’nun 1947 ‘de dağılışına kadar, bütün grup sergilerine resim verdi. Son Telgraf ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı. Türk ve İslâm Eserleri Müzesi ile Evkaf Müzesi’nde yöneticilik görevlerinde bulundu.

1939’da ilk devlet sergisine Atatürk portresiyle katılan Elif Naci, Malatya Aslantepe arkeoloji kazılarında hükümet komiseri olarak görev yaptı. 1940’ta düzenlenen yurt gezisine katılarak Samsun’a gitti ve ikinci devlet sergisinde bu ilden yaptığı resimlerini sergiledi. İkinci Dünya savaşının yoğunlaştığı bir dönemde, askerlik göreviyle gittiği Balıkesir’de ikinci kişisel sergisini açtı. Bu sergiyi, 1944 ve 1949 yıllarında açtığı sergiler izledi. 1953’te Fatih Müzesi’ne atanıp, bir yıl sonra Topkapı Sarayı’nda müzecilik görevini sürdürürken, Galatasaray Lisesi’nde beşinci sergisini açtı.

Kültür anlaşması gereği gittiği Bağdat’ta resimlerini sergiledi ve Türk sanatı üstüne konferanslar verdi. 1963’te müzecilik görevinden emekliye ayrılarak, 1965’te bütün dönemlerini içeren ayrıntılı bir gösteriyle yeni bir sergi düzenledi. 1970’i izleyen yıllarda sergi çalışmalarını yoğunlaştırdı.

(14)
(15)

AYIN MESLEKLERİ: SAĞLIK ALANINDAKİ BÖLÜMLER

PDR Servisi olarak her ay çeşitli başlıklarda en çok tercih edilen bölümleri tanıtıyoruz. Bu ayın bölümlerini Sağlık alanından seçtik. Bölümleri tanıttığımız broşürlere okulumuz web sayfasındaki PDR Servisi bölümünden ulaşabilirsiniz. Meslek seçimi ve bölümler ile ilgili görüşmek için bizlerden randevu alabilirsiniz.

(16)

İSTANBUL VELİ AKADEMİLERİ

İstanbul Veli Akademileri projesi kapsamında 25 Kasım 2020 Çarşamba günü saat 19:30’da uzaktan eğitim yöntemiyle gerçekleştirilen aile eğitim çalışmamızın konukları Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Prof. Dr. Savaş ÖZTÜRK ve okulumuz Kimya Öğretmeni Hilal CAN’dı.

Hilal CAN hocamız okulumuzun Covid-19’a karşı aldığı tedbirler hakkında velilerimizi bilgilendirirken; Savaş ÖZTÜRK ise Covid-19 salgın hastalığı ve bu hastalıktan korunma yolları konusunda bilgilendirmeler yaptı.

Soru-cevap bölümünün de olduğu çalışmamızda, velilerimiz merak ettikleri konularda soru sorma imkanı da buldular.

Değerli konuşmacılarımıza ve tüm katılımcı velilerimize teşekkürlerimizi sunarız.

Sonraki veli akademilerimizde görüşmek üzere.

(17)

VELİ SEMİNERLERİMİZ

Üniversite hazırlık sürecindeki son sınıf öğrencilerimizin velilerine yönelik ‘Üniversite Hazırlık Sürecinde Ebeveyn Olmak’ konulu çevrimiçi veli semineri düzenlendi.

Düzenlenen seminere son sınıfa devam eden öğrencilerimizin yoğun katılımı oldu.

Seminerde velilerimizin, üniversite hazırlık sürecindeki çocuklarına nasıl destek olacakları onlara karşı tutumlarının nasıl olması gerektiğine yönelik bilgilendirme çalışması yapıldı.

Tüm katılımcı velilerimize teşekkür ederiz.

Ara tatil sonrası tüm kademe ve sınıf düzeylerinde uzaktan eğitime geçiş sonrası öğrencilerimizle yapılan psikolojik sağlamlık konulu rehberlik çalışmalarını tamamlayıcı olması için velilerimizle de 4 farklı oturumda

‘Uzaktan Eğitimde Psikolojik Sağlamlık’

konulu veli seminerleri düzenlendi.

Seminerlerde hem velilerin kendilerini salgın hastalık sürecinde psikolojik olarak nasıl destekleyecekleri hem de çocuklarına uzaktan eğitim sürecinde nasıl yardımcı olacakları konularında bilgilendirme çalışmaları yapıldı.

Tüm katılımcı velilerimize teşekkür ederiz.

(18)

Referanslar

Benzer Belgeler

 öğrencilerin genel gelişimlerini destekleyen  ve onlara çeşitli bilgi, beceri ve yeterlikler.. kazandırmaya çalışan, olası problemleri önlemeye çabalayan

■ Kapsamlı gelişimsel rehberlik ve psikolojik danışma programını organize etme ve geliştirilmesinde liderlik yapma (öğretim liderliği). ■ Öğrenciler için

istemediğine" ilişkin talebini bir dilekçe ile okulumuz müdürlüğüne iletmesi gerekecektir. sınıflarda 01 Mart 2021 Pazartesi günü itibarıyla yüz yüze yapılacak

* Okul Psikososyal Müdahale Ekibinin Oluşturulması ve Okul Psikososyal Müdahale Eylem Planının Hazırlanması.. Psikososyal müdahale, travma ve kriz yönetimini kapsayan çatı

Yufkacı dükkânının karşı köşesinde, Tramvay Deposu ve Çukur Pazar’a giden yolun başında “Mavi Köşe Kurukahvecisi”, onun yanında Vangel’in işkembe çorbası

Kişilerin kent mekânlarını kullanım biçimleri, koşulları ve kamusal alan memnuniyet düzeyleri incelendiğinde, yaş grupları arasında büyük

Çalışma kapsamında toplumu oluşturan bireylerin çevresel bilinç düzeyinin ve çevreye ne derecede bağlı olduklarının ortaya konduğu bu çalışmada ayrıca

Ortaöğretim kurumlarında yürütülen psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerine yönelik okul müdürü, sınıf rehber öğretmeni, öğrenci ve okul rehber öğretmeninin