• Sonuç bulunamadı

Ailelerde Gelir-Harcama İlişkisi Üzerine Bir Araştırma: Samsun İli Örneğ i

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ailelerde Gelir-Harcama İlişkisi Üzerine Bir Araştırma: Samsun İli Örneğ i"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ailelerde G elir-Harcam a İlişkisi Üzerine Bir Araştırma: Samsun İli Örneği

Gamze AYDIN1 Osman KILIÇ1 Duygu BAŞKAYA2

Arş. Gör. Yrd. Doç. Dr. Öğr. Gör.

gamzeaydin@omu.edu.tr okilic@omu.edu.tr duygu.baskaya@amasya.edu.tr

1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, Samsun 2 Amasya Meslek Yüksekokulu, Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü, Amasya

Özet

Bir ülkenin gelir dağılımındaki dengesizlik, o ülkenin karşılaştığı önemli sorunlardan biridir. Araştırmada, aileler arasındaki gelir dağılımı ve gelire bağlı olarak tüketim harcamalarındaki değişimin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu nedenle, Samsun ilinin merkez ilçelerinden biri olan Ilkadım ilçesinde ikamet eden 150 aile ile anket yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, aileler elde et­

tikleri gelirin %17.4’ünü gıda harcamalarına ayrılmaktadırlar. Bunu %8.47 ile kira, %7.9 ile eğitim harcaması takip etmektedir. Gelir dağılımındaki dengesizliğin ortaya konulmasında Gini katsayısı kullanılmıştır. İncelenen aileler arasında en düşük gelir grubu toplam gelirden %8.22, en yüksek gelir grubu ise %36.2 pay almaktadır. Araştırma alanında Gini katsayı 0.27 olarak hesaplanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Gelir dağılımı, harcama, Gini katsayısı

A Research on the Relationship Between Income and Expenditure in Families: The Case of Samsun Province

Abstract

Inequality in the distribution of income is one of the major problems a country may face. In this study, it is aimed to understand the change in consumption of expenditures, depending on income and to present the distribution of income among the families. Thus 150 families residing in Ilkadim Province of Samsun were chosen for the survey. According to the study, the families spent 17.4% of their incomes for the food expenditures. The rent expenditure with 8.47% and the education expenditure with 7.9% follows the food expenditures respectively. The Gini coefficient was used to demonstrate the income inequality in income distribution. Among the examined families, the lowest income group constituents get 8.22% of the income, while the highest income group constituents get the part of 36.2%. In the area of research, Gini coefficient is calculated as 0.27.

Key words: Income distribution, expenditure, Gini coefficient

1. Giriş

Tüketim olgusu insanlığın varoluşuyla başlamış, ekonomi biliminin gelişmesiyle farklı bir boyut kazanmıştır. İlkel çağdaki insanlar, avlanmak suretiyle giyim ve barınma gibi ihtiyaçlarını kendi çabalarıyla sağlayan üretici kişiler konu­

munda iken, modern çağda insanlar, çalışarak kazandığı gelirlerin bir kısmını ihtiyaçlarına aktaran tüketici konumuna gelmişlerdir.

İnsanlar doğdukları andan itibaren tüketmeye başlamaktadırlar. Ancak tüketicilerin tamamını kapsayan, standart bir tüketimden söz etmek güçtür. Zira zaman içinde tüketicilerin sosyo-ekonomik özellikleri, içinde bulundukları psikoloji ve yaşam tarzları birbirinden farklı tüketim alışkanlıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Tüketicilerin amacı, sonsuz sayıdaki mal ve hizmetler içinden kendileri için en fazla faydayı sağlayacak mal ve hiz­

met bileşimlerini seçmektir. Ancak bu seçimleri yapmakta serbest olan tüketicileri elde ettikleri gelirler sınırlamaktadır (Tarı ve Pehlivanoğlu, 2007). Bu sınırlılık doğrultusunda tüketiciler ihtiyaçlarını karşılarken, temel gereksinimlerinden kendilerini gerçekleştirme noktasına doğru hareket etmektedirler (Tayfun ve Yıldırım, 2010). Nitekim insanlar öncelikle, en temel ihtiyaçlarını karşılama eğiliminde olduklarından tüketim bütçesi içinde zorunlu mallar için ayrılan pay azaldık­

ça, refah düzeyinin arttığı kabul edilmektedir (Tarı ve ark., 2006).

Toplumu oluşturan bireylerden bazıları temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, bazılarının aşırı gelir elde et­

mesi ülkedeki gelirin bireyler arasında dengesiz dağıldığını göstermektedir. Gelirdeki dengesizliğin ekonomik bir sorun olmasının yanı sıra, toplumsal bir nitelik taşıması bireyler arasında sosyal problemlere yol açmaktadır.

Türkiye’de her dönemde gündemde olan ve tartışılan konuların başında gelir dağılımı gelmektedir. Sosyal barışın ve huzur ortamının sağlanması bakımdan, gelir dağılımındaki dengesizliği ortaya koyan araştırmalar önemli hale gelmiştir.

Bu araştırmada, Samsun ili İlkadım ilçesinde yaşayan ailelerin toplam gelirden aldıkları payın tespit edilmesi ve tüke­

tim eğilimlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada, ayrıca ailelerin gelirlerini çeşitli harcama kalemlerine ayırma oranları tespit edilerek, bu harcamaların gelir düzeyiyle ilişkisi de ele alınmıştır.

Araştırmada, ailelerin gelir düzeyine göre yaptıkları harcamaların dağılımı belirlenerek, gelir gruplarının tüketim eğilimleri arasındaki farklılıklara dikkat çekilmiştir. Böylece zorunlu harcamalar dışındaki diğer tüketim harcamalarına yönelim durumları tespit edilen ailelerin refah düzeyinin ortaya konulmasına katkı sağlanacaktır. Araştırmadan elde edi­

len sonuçların, gelir dağılımındaki dengesizliğin azaltılması yönündeki çalışmalara ve buna bağlı olarak toplum refahının artırılmasına yönelik izlenecek politikalara katkı sağlayacağı ümit edilmektedir.

(2)

Araştırmanın yapıldığı Samsun ilinde Gündüz ve Esengün (2010) tarafından yapılan bir araştırmada, ailelerin gelir dağılımı incelenmiştir. Türkiye’de gelir dağılımını konu alan çalışmalardan bazıları Çelik (2004); Akbay ve Boz (2005);

Karaman ve Özçalık (2007); Hazman (2011) şeklinde sıralanabilir. Tüketim harcamalarının analiz edildiği başlıca araştır­

malar ise, Emeç (2002); Tarı ve ark. (2006); Tarı ve Pehlivanoğlu (2007); Şahinli (2010) tarafından yapılmıştır.

2. Materyal ve Yöntem

Araştırmanın esas materyalini, Samsun ili merkezinde yer alan İlkadım ilçesinde yaşayan 150 aileden anket yoluyla elde edilen veriler oluşturmaktadır. Veriler 2011 yılına aittir. Örnek hacminin belirlenmesinde “Ana Kitle Oranlarına Dayalı Kümelendirilmemiş Tek Aşamalı Tesadüfi Olasılık Örneklemesi” yöntemi kullanılmıştır (Collins, 1986).

2 n = Z /2 * p * q

d

Formülde n; örnek hacmini, Za/2 ; %95 güven derecesine karşılık gelen tablo değerini, p; olayın meydana gelme ola­

sılığım (0.50), q; olayın meydana gelmeme olasılığını (q=1-p), d; izin verilen hata payını (%8) ifade etmektedir.

Araştırmada ailelerin; gıda, eğitim, giyim, kira, temizlik, eğlence-kültür ve sağlık olmak üzere yedi harcama kalemi dikkate alınmıştır. Tüketim harcamalarını inceleyebilmek için, ailelere ait aylık harcanabilir gelirler beş gruba ayrılmıştır.

Bunun için, hanelerin aylık gelirleri küçükten büyüğe doğru sıralanmış, daha sonra haneler beş eşit parçaya bölünerek

%20’lik gruplar oluşturulmuştur.

Ailelerin toplam gelirden aldıkları payların dağılımını ölçmek için Lorenz eğrisi oluşturulmuştur (Lorenz, 1905).

Daha sonra Lorenz eğrisinden hareketle, aşağıdaki eşitlik kullanılarak Gini katsayısı hesaplanmıştır (Slack ve Rodrigue, 2012).

N

G = 1 - aYl_ 1 + ctYİ)(ctX İ_ 1 - nXj)

ı = o

Eşitlikte yer alan G; Gini katsayısını, N ; grup sayısını, Y.; i. gruba ait gelirin toplam gelire oranını, X.; i. grubun toplam hane halkına oranını, o Y; birikimli gelir oranını ve o X; birikimli hane halkı oranını göstermektedir.

Araştırma sonucunda elde edilen verilerden hareketle, frekans ve yüzde değerler hesaplanarak tablolar halinde dü­

zenlenmiş ve yorumlanmıştır.

3. Araştırma Bulguları

Araştırmada anket yapılan ailelerde hane halkı büyüklüğü 1-7 kişi arasında değişmekte olup, ortalama 3.59 kişidir.

Aile reisi olan erkeğin ortalama yaşı 45, eşinin ortalama yaşı ise 42 olarak tespit edilmiştir.

Tüketim harcamaları üzerinde aile reisi ve eşinin eğitim durumu önemli rol oynamaktadır. Aile reisinin eğitim gör­

düğü yıl sayısı ortalama 11 iken, eşinin eğitim süresi ortalama 9.5 yıldır. En düşük gelir düzeyinde aile reisinin eğitim gördüğü yıl sayısı ortalama 8 iken, eşinin ortalama 7 yıldır. En yüksek gelir düzeyinde ise aile reisinin eğitim gördüğü süre ortalama 14 yıla, eşininki 12 yıla çıkmıştır.

Araştırmada aile reislerinin tamamının gelir getiren bir işte çalıştığı tespit edilmiştir. Ancak aile reislerinin eşlerinin çalışma durumlarına bakıldığında, %48’inde eşlerin gelir getiren bir işte çalıştığı görülmektedir. En düşük gelir grubun­

daki ailelerin %24’ünde eşler herhangi bir işte çalışıyorken, en yüksek gelir grubunda çalışan eşlerin oranı %80 dir.

Ailelerin, gelir gruplarına göre aylık ortalama gelirleri ve toplam gelirden aldıkları paylar Çizelge 1’de verilmiştir.

En düşük gelir grubunu oluşturan ailelerin aylık ortalama geliri "869.67 ve toplam gelirden aldıkları pay %8.22 dir.

TÜİK’in 2010 yılı verilerine göre, Türkiye genelinde kentsel alanda yaşayan en düşük gelir grubundaki ailelerin toplam gelirden aldıkları pay %6.9 dur (T Ü K , 2012). Bu bilgiler ışığında, Samsun ili kentsel alanda yaşayan düşük gelirli ailele­

rin ekonomik koşulları itibariyle, Türkiye genelinde kentsel alanda yaşayanlara göre daha iyi durumda oldukları söylene­

bilir. İncelenen ailelerde en yüksek gelir grubunu oluşturan aileler toplam gelirin %36.2’sini almaktadırlar. TÜİK’in 2010 yılında yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de kentsel alanda yaşayan en yüksek gelir grubundaki ailelerin toplam gelirden aldıkları pay %44.3 dür (TÜİK, 2012).

Araştırmada, gelirin aileler arasındaki dağılımını gösteren Gini katsayısı 0.27 olarak bulunmuştur (Çizelge 1). Bu katsayı, Gündüz ve Esengün (2010) tarafından yapılan araştırmada, Samsun ili kentsel alan için hesaplanan Gini katsa­

yısıyla (0.29) paralellik göstermektedir. TÜİK’in 2010 yılında yaptığı çalışmaya göre, Gini katsayısı Türkiye geneli için 0.38, Batı Karadeniz Bölgesi için 0.35 olarak belirtilmiştir (TÜİK, 2012). Dolayısıyla araştırmada incelenen ailelerdeki gelir dağılımının, Türkiye ve Batı Karadeniz Bölgesi’ne kıyasla daha dengeli olduğu görülmektedir.

(3)

Çizelge 1. Gelir gruplarına göre gelir dağılımı Gelir grupları Anket yapılan aile

sayısı Oran (%) Ortalama gelir ("/

ay)

Toplam gelirden aldığı pay (%)

I 30 20.00 869.67 8.22

II 30 20.00 1411.33 13.35

III 30 20.00 1865.00 17.64

IV 30 20.00 2600.33 24.59

V 30 20.00 3828.33 36.20

Genel 150 100.00 2114.93 100.00

Gini katsayısı 0.27

Şekil 1’de gösterilen Lorenz eğrisine göre, gelirin aileler arasında eşit dağıldığını gösteren doğruya yaklaştıkça gelir dağılımındaki denge artmakta, doğrudan uzaklaştıkça denge azalmaktadır. Araştırma alanı için çizilen bu eğrinin, tam eşitlik doğrusundan uzak bir seyir izlemediği görülmektedir.

10 20 30 40 50 60 70 80 90 100

Birikimli hane halkı oram (%)

Şekil 1. Hane halkı büyüklüğü ile gelir oranları arasındaki ilişkiyi gösteren Lorenz eğrisi

Tüketim harcamaları üzerinde gelir, yaşam tarzı, statü, inanç ve tutumlar gibi pek çok faktör etkili olmaktadır. Ancak tüketimi etkileyen faktörlerden gelirin en temel faktör olduğu bir gerçektir. Tüketicilerin belirli bir dönemde elde ettikleri gelir, çeşitli tüketim harcamaları arasında dağıtılmaktadır. Harcamalarına ihtiyaçları doğrultusunda yön veren ailelerin, gelirleri arttığında tüketimlerinin de artması beklenir. Araştırma sonucunda ailelerin gelirleri arttıkça, incelenen yedi harcama kalemi için yaptıkları harcamaların da arttığı görülmektedir. Aileler bu harcamaların tamamı için aylık ortalama

"1075.96 ayırmaktadırlar. Aileler gelirlerini aylık ortalama "368 ile en fazla gıda harcamasına ayırmakta, bunu sırasıyla kira ve eğitim harcaması takip etmektedir.

Çizelge 2. Ailelerin gelir gruplarına göre bazı tüketim grupları için yapmış oldukları harcamalar ("/ay) Gelir

grupları Gıda Eğitim Giyim Kira Temizlik Eğlence

ve kültür Sağlık Toplam harcama

I 238.33 40.33 63.33 85.67 48.67 21.67 44.50 542.50

II 346.67 134.67 108.33 123.17 66.83 47.67 45.67 873.01

III 363.33 149.33 134.17 164.00 77.67 73.17 60.50 1022.17

IV 413.33 217.00 182.00 232.83 87.67 93.33 69.17 1295.33

V 478.33 294.33 220.67 289.83 130.00 158.33 75.00 1646.49

Ortalama 368.00 167.13 141.70 179.10 82.23 78.83 58.97 1075.96

Gelir ve tüketim harcamaları arasındaki ilişki, 18. yüzyıldan beri ilgi odağı olmuştur. Bununla ilgili olarak Prusya’lı ekonomist Ernest Engel’in ortaya koymuş olduğu en çarpıcı özellik, gelir dilimi yükseldikçe gıda maddelerine yapılan harcamaların toplam harcamalar içindeki payının azalmasıdır (Cinemre ve Ceyhan, 2008: Landsburg, 1995). Engel Ka­

nunu olarak literatürde yer alan bu özellik, araştırma sonucuyla da desteklenmektedir. Araştırmaya göre, en düşük gelir grubundaki aileler gelirlerinin %27.4’ünü gıda harcamalarına ayırırken, gelir arttıkça bu oran azalmakta ve en yüksek gelir grubunda %12’ye düşmektedir. İncelenen ailelerin gıda tüketimi için yaptıkları harcamaların, toplam gelir içindeki payının %17.4 olduğu tespit edilmiştir. TÜİK 2010 yılı verilerine göre, Türkiye genelinde kentsel alanda yaşayan ailelerin

(4)

gıda ve alkolsüz içeceklere ayırdıkları pay ise %19.8 dir (TÜİK, 2012).

Eğitim, bireylerin toplumdaki statüsünü belirleyen önemli faktörlerden biridir. Araştırmada eğitim hizmetleri için yapılan harcamaların, toplam gelirden aldığı pay yaklaşık %8 olarak tespit edilmiştir. Gelir gruplarına göre eğitim hiz­

metlerine yapılan harcamalar incelendiğinde, iki kattan daha fazla bir artışla en belirgin değişim birinci gelir grubundan ikinci gelir grubuna gelindiğinde gerçekleşmektedir. Kahramanmaraş ili kentsel alanda yapılan bir araştırmada da, ailele­

rin gelirlerinin %8.37’sini eğitim harcamalarına ayırdıkları tespit edilmiştir (Akbay ve Boz, 2005). Türkiye’de 2010 yılı itibariyle, kentsel alanda yaşayan ailelerin eğitim hizmetleri için yaptıkları harcamaların toplam gelir içindeki payı %2.3, kırsal alanda yaşayan ailelerde ise %1.1 dir (TÜİK, 2012).

Ailelerde barınma en temel ihtiyaçlardan biridir. Araştırmada ailelerin %61.33 ile yarısından fazlasının kendisine ait evde, geriye kalanının ise kirada oturduğu tespit edilmiştir. Çizelge 2’de görüleceği gibi aile başına düşen aylık kira bedeli

"179 olup, toplam gelirin %8.47’sini oluşturmaktadır. Ailelerin gelirleri arttıkça, kira harcamalarının toplam gelir içindeki payının belirgin bir değişiklik göstermediği dikkat çekmektedir. Engel Kanunu’nda ailelerin gelirleri arttıkça, kira harca­

maları için bütçelerinden ayırdıkları payın değişmediği belirtilmektedir (Tarı ve Pehlivanoğlu, 2007: Hauthaker, 1957).

Araştırmadan elde edilen bir diğer bulgu da, en düşük gelir grubundaki ailelerde temizlik ve sağlık harcamalarının, toplam gelir içindeki payının diğer gelir gruplarından yüksek olduğudur. Ailelerin %20’sini oluşturan birinci grup, temiz­

lik ve sağlık harcamaları için gelirlerinin sırasıyla %5.6’sını ve %5.12’sini ayırırken, bu oranlar beşinci gelir grubunda

%3.89 ve %2.79’a düşmektedir.

İncelenen ailelerde gelir artışıyla birlikte, temel gereksinimlerden sosyal faaliyetlere doğru bir eğilim söz konusu­

dur. Bu duruma örnek olarak, düşük gelirli ailelerde en temel gereksinim olan gıda harcamalarının gelir içindeki payının, yüksek gelir grubundaki ailelere göre yüksek, eğlence ve kültür harcamalarının ise düşük olması gösterilebilir. Engel Kanunu’nda belirtilen bir özelliğe göre, ailelerin gelirleri arttıkça eğlence ve kültür gibi harcamalar için bütçeden ayrılan pay artmaktadır (Tarı ve Pehlivanoğlu, 2007: Hauthaker, 1957). Araştırmada incelenen ailelerde eğlence ve kültür faali­

yetleri için yapılan harcamalar, aile bütçesinin ortalama %3.73’nü oluşturmaktadır. En düşük gelir grubundaki ailelerde eğlence ve kültür harcamalarının toplam gelir içindeki payı %2.49 iken, bu oran en yüksek gelir grubunda %4.14’e kadar çıkmaktadır.

Araştırmada gelir artışıyla birlikte, ele alınan harcamaların gelir içindeki payı da oransal olarak azalmaktadır. Birinci gelir grubunda harcamaların gelir içindeki payı %62.38 iken, gelir arttıkça bu oranın azaldığı ve beşinci gelir grubunda

%43.01’e düştüğü görülmektedir. Aileler elde ettikleri gelirin, ortalama %51.87’sini gıda, eğitim, giyim, kira, temizlik, eğlence-kültür ve sağlık olmak üzere yedi harcama kalemi için kullanmaktadırlar (Çizelge 3). Araştırmada, ele alınan yedi harcama kaleminin dışında kalanlar ise diğer harcamalar ile tasarruflara aittir.

Çizelge 3. Gelir gruplarına göre harcama kalemlerinin toplam gelirden aldıkları paylar (%) Gelir

grupları Gıda Eğitim Giyim Kira Temizlik Eğlence

ve kültür Sağlık Toplam harcama

I 27.40 4.64 7.28 9.85 5.60 2.49 5.12 62.38

II 24.56 9.54 7.68 8.73 4.74 3.38 3.24 61.86

III 19.48 8.01 7.19 8.79 4.16 3.92 3.24 54.81

IV 15.90 8.35 6.99 8.95 3.37 3.59 2.66 49.81

V 12.49 7.69 5.76 7.57 3.39 4.14 1.96 43.01

Ortalama 17.40 7.90 6.69 8.47 3.89 3.73 2.79 50.87

4. Sonuç

Gelirin bireyler arasında dengeli dağılımının sağlanması, ülkelerin çözmeye çalıştığı sorunların başında gel­

mektedir. Bu sorunun ekonomik olmasının yanı sıra, toplumsal barışı tehdit etmesi ve insanların devlete olan güvenini zedelemesi bakımından da önemli bir sosyal olgudur.

Araştırma alanında gelir dağılımındaki dengesizlik boyutunun çok fazla olmadığı tespit edilmiştir. Ancak incelenen ailelerde, refah artışını gösteren temel gereksinimlerden sosyal faaliyetlere yönelimin fazla olduğunu söylemek güçtür.

En yüksek gelirli ailelerde bile eğlence ve kültür harcamalarının gelir içindeki payı %4 dür. Aynı şekilde, aileler eğitim harcamaları için gelirlerinin %8’ini ayırmaktadırlar. Bu sonuçlar, ailelerin öncelikli olarak temel gereksinimlerini karşı­

lama noktasında olduklarını, eğitim ve kültür gibi sosyal harcamalara tam olarak yönelemediklerini göstermektedir.

Eğitim, bir ülkenin sosyal anlamda ilerlemesinde önemli bir role sahiptir. Ancak araştırmanın yapıldığı kentsel alanda bile düşük gelirli ailelerde eğitim için yeterli bütçe ayrılmamaktadır. Son yıllarda kırsal alandaki kız çocuklarının eğitimine ilişkin sosyal sorumluluk projelerinin yaygınlaştırılması önemli bir gelişmedir. Bu bakımdan öncelikle il ve ilçe belediyeleri başta olmak üzere, gelir yetersizliği nedeniyle çocukları eğitime devam edemeyen ailelerin belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu ailelere devlet tarafından verilecek eğitim burslarıyla ailelerin takibi bu alandaki çalışmaların başarısını artıracaktır.

(5)

Toplumu oluşturan insanlar arasındaki eşitsizlik algısı, devlete karşı güvensizlik duygusunu artırmaktadır. Bu ba­

kımdan gelir artışıyla birlikte, gelir dengesizliğinin giderilmesinde devletin etkin rol oynaması büyük önem taşımaktadır.

Diğer taraftan dağılımdaki dengesizliği sadece ücret ve vergi politikalarına dayandırmak yerine, il ve ilçe bazında ayrıntılı ve erişilebilir verilerle gerçek sorunun kaynağı tespit edilerek, daha doğru ve etkin önlemlerin alınması sağlanmalıdır.

Kaynaklar

Akbay ve Boz, 2005. “Kahramanmaraş’ta Ailelerin Ev ve Ev Dışı Gıda Tüketim Talebi ve Tüketici Davranışlarının Ekonomik Analizi”, KSÜ Fen ve Mühendislik Dergisi 8(1): 122-131.

Cinemre, H.A., Ceyhan, V., 2008. Mikro Ekonomi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ders Kitabı, No: 19, 198 s., Sam­

sun.

Çelik, 2004. “AB Ülkeleri ve Türkiye’de Gelir Eşitsizliği: Piyasa Dağılımı- Yeniden Dağılım”, Çalışma ve Toplum, 3: 53-91.

Emeç, H., 2002. “Ege Bölgesi Tüketim Harcamaları İçin Sıralı Logit Tahminleri ve Senaryo Sonuçları”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 4(2): 13-29.

Gündüz, O., Esengün, K., 2010. “Ailelerin Bitkisel Yağ Tüketimleri Üzerine Bir Araştırma: Samsun İli Örneği”, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 12(19): 67-72.

Hazman, 2011. “Türkiye’de Gelir Dağılımında Adalet ve Sosyal Güvenlik Harcamaları Arasındaki Nedensellik İlişkisi”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16(1): 205-216.

Lorenz, M.O., 1905. “Methods of measuring concentration of wealth”, Publications of the American Statistical As- sociation 9:209-219.

Karaman, B., Özçalık, M., 2007. “Türkiye’de Gelir Dağılımı Eşitsizliğinin Bir Sonucu: Çocuk İşgücü”, Yönetim ve Ekonomi, 14(1): 25-41.

Slack, B., and Rodrigue, J.P., (2010). “Gini Coefficient” http://people.hofstra.edu/geotrans/eng/ch4en/meth4en/

ch4m1en.html, Erişim Tarihi: 15.04.2012.

Şahinli, M. A., 2010. “Yaklaşık İdeal Talep Analizi Yöntemi ile Harcama ve Fiyat Esnekliklerinin Tahmini”, Eski­

şehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 5(2): 147-159.

Tarı ve ark., 2006. “Kocaeli Üniversitesi Öğrencilerinin Gelir ve Tüketim İlişkisi Üzerine Ekonometrik Bir İncele­

me”, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11(1): 168-179.

Tarı, R., Pehlivanoğlu, F., 2007. “Kocaeli İlinde Tüketici Davranışlarının Gelir-Harcama Grupları İlişkisi Açısından Analizi (Tüketim Harcamaları Profili)”, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 13(1): 192-210.

Tayfun, A., Yıldırım, M., 2010. “Turistlerin Tüketim Davranışları Kültüre/Milliyete Göre Farklılık Gösterir mi?”

Alman ve Rus Turistler Üzerine Bir Araştırma. İşletme Araştırmaları Dergisi 2(2), 43-64.

TÜİK, 2010. “Hane Halkı Kullanılabilir Gelire Göre Sıralı Yüzdelik Gruplar”, http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.

do?tb id=24&ust id=7, Erişim Tarihi: 15.04.2012.

Referanslar

Benzer Belgeler

Anket formunda su deposu varlığı, kaç yıldır su deposunu kullandıkları, su deposunun hacmi, konumu, yapıldığı madde, havalandırma bacasının olup olmadığı

b) Sosyal kutuplaşma: Gelişmeler nitelikli işgücüne talebin artmasına, niteliksiz olanlara talebin ise azalmasına yol açar. Bu işsizliğin artması, kentsel yoksulluğun

Kuzey ülkeleri birçok bakımdan öteki Avrupa ülkelerinden her ne kadar farklı iseler de Kuzeylilere ilişkin raporda okulöncesi ile okul arasında işbirliği

Zur zweiten Klasse von Ratingarten rechnet man Ratings für Bankdepositen, Financial Strength Ratings für Banken, Financial Strength Ratings für Versicherungen und Ratings

Foster bu bölümde kısaca ‘folklor gibi olan, folklor duygusunu, kokusunu veren, folklor deneyimini yaşatan’ anlamıyla türettiği ‘folkloresk’ kavramını,

Turizm, sadece ekonomik bir olay olarak görmenin aksine sosyal, kültürel, coğrafi, siyasal yönleri de olan, toplumu ve sosyal yapıyı etkisi altına alan ulusal ve uluslar

Felsefenin İslam dünyasına, ilk önce Yunanca’dan yapılan çeviriler yoluyla girmesi gibi, Batıya da felsefe İslam felsefesinden yapılan çevirilerle girmiştir.. Fakat

臺北醫學大學醫學院楓林醫學論壇於 12 月 7 日邀請心臟幹細 胞研究有成的廖容儷教授,進行專題演講「Mending a broken heart: Stem cells