• Sonuç bulunamadı

(1)1 ANAYASA HUKUKU BİRİNCİ BÖLÜM I-ANAYASA TARİHİ A- DÜNYADA ANAYASAL HAREKETLER Anayasa hukuku, devletin kuruluş ve örgütlenmesi ile kişilerin temel hak ve özgürlüklerini konu alan hukuk dalıdır

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "(1)1 ANAYASA HUKUKU BİRİNCİ BÖLÜM I-ANAYASA TARİHİ A- DÜNYADA ANAYASAL HAREKETLER Anayasa hukuku, devletin kuruluş ve örgütlenmesi ile kişilerin temel hak ve özgürlüklerini konu alan hukuk dalıdır"

Copied!
114
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 ANAYASA HUKUKU

BİRİNCİ BÖLÜM

I-ANAYASA TARİHİ

A- DÜNYADA ANAYASAL HAREKETLER

Anayasa hukuku, devletin kuruluş ve örgütlenmesi ile kişilerin temel hak ve özgürlüklerini konu alan hukuk dalıdır.

▪ Dünyada ilk anayasal belge 1215 tarihli Manga Carta Libertatum (Özgürlük Şartı )olarak kabul edilir.

▪ Dünyanın ilk Anayasası, 1787 Amerika Birleşik Devletleri Anayasasıdır.

B- ÜLKEMİZDEKİ ANAYASAL GELİŞİM SÜRECİNE BAKIŞ B1. Sened-İ İttifak

Osmanlı imparatorluğu döneminde, Padişahın yetkileri mutlak ve sınırsızdı. Divan sadece danışma organıydı. Padişahın yetkilerini, İlk kez sınırlayan anayasal belge Sened-i ittifaktır. Bu belge ile

▪ Artık sadrazamda yönetim işlerine katılacaktır.

▪ Sened-i İttifakta, reayanın korunması ve onlara zulmedilmemesi,

▪ Vergilemede ölçülülük,

▪ Sadrazamın kanuna aykırı işlem yapmaması,

▪ Soruşturma yapılmadan ceza verilmemesi gibi ilke ve haklara yer verilmiştir.

Bu belge halka doğrudan bir güvence veremediği için Hukuk devleti belgesi sayılmamaktadır.

B2. Tanzimat Fermanı

1839’da kabul edilen Tanzimat Fermanında;

▪ Herkesin canı, malı, ırzı korunacaktır.

▪ Vergi (kanunilik ) ve askerlik işleri de bir düzene bağlanacaktır

▪ Suç ve cezaların kanunla düzenlenecektir

▪ Genel müsadere cezası kalkmıştır

▪ Yargılama hakkı ve yargılamanın aleniliği,

▪ Mülkiyet hakkı,

▪ Eşitlik ilkesi gibi hükümlere yer verilmiştir.

Dikkat: Tanzimat fermanı hukuk devletine geçişin ilk adımı olarak kabul edilebilir.

B3. 1856 Tarihli Islahat

▪ Din farkı gözetilmeden bütün uyruklara eşit davranılacağı bildirilmiştir.

▪ Müslüman olmayanlardan alınan bir vergi olan cizye kaldırılmıştır.

▪ Farklı dine mensup uyruklarında memur ve asker olabilecekleri hükmü getirilmiştir.

Dikkat : Bu fermanın ilk kez hukuki eşitliği sağladığı söylenebilir.

(2)

2 SOYSAL AYGÜN

1876 KANUNİ ESASİ

1921 ANAYASASI

1924 ANAYASASI

Özellikler;

1. Türk tarihinin ilk anayasasıdır.

2. Yapımında Genç Osmanlılar etkili olmuştur.

3. Bütçenin yıllık olma ilkesi, hâkimlerin azledilemeyeceği hükmü, Kanuni hâkim güvencesi, Vergilerin kanuniliği ilkesi ilk kez anayasada yer aldı

4. Bakanlar Kurulu, Meclis toplantıda olmadığı zaman, zaruri hallerde, Meclisin toplanıp karar almasına kadar, muvakkaten yürürlükte olan kanun kuvvetinde karar alabilir.

5. Yasama dokunulmazlığı ilk kez bu anayasada yer almıştır

6. Yetki genişliğinden bahsedilmiş ve ayrıca yerel yönetimlerden bahsedilmiştir.

7. Bakanları ve yüksek yargı üyelerini yargılamak için otuz kişiden oluşan bir yüce divan oluşturulmuştur.

8. İlk kez olağanüstü hal rejimine yer verilmiştir. İhtilal ortaya çıkacağına dair işaretler görüldüğünde, o yerde olağanüstü hal ilan edilebilecektir.

9. Padişahın yetkileri çok fazladır.

Mesela;Padişahın muhalifleri sürgüne gönderme yetkisi vardır. Padişah meclisi feshedebildiği halde meclisin padişaha karşı kullanabileceği ciddi bir hukuki silah yoktur. Kanun tasarısı teklif etme hakkı Bakanlar Kuruluna aittir. Meclisler ancak padişahtan izin aldıktan sonra kanun teklif edebilir.

Yine kanunların yürürlüğe girmesi için son aşamada padişahın onayı şarttır (Mutlak veto). Hükümetin siyasi sorumluluğu Meclise karşı değil, Padişaha karşıdır. Bakanlar Kurulu için güvenoyu yoktur.

Bakanların atanması, azilleri yetkisi Padişaha aittir

Özellikler;

1. 1921 Anayasasının en devrimci ilkesi milli egemenlik ilkesidir.

2. Yerinden yönetim ilkesini kabul edilmiştir

3. Meclis Hükümeti Sistemi örneğidir.

4. Türk anayasaları içinde en kısa olanıdır.

5. Türklerin tek yumuşak anayasasıdır.

6. 1923 değişiklikleriyle

“Cumhuriyet” ilk kez anayasaya girdi ancak değiştirilebilir.

Değiştirilemez hüküm olması 24 anayasasıyla birliktedir.

7. Bakanlar Kurulu doğrudan doğruya Meclis tarafından kendi üyeleri arasından seçilecektir.

Hükümetin doğal başkanı TBMM başkanıdır ve Hükümet TBMM’nin denetimi altındadır.

Valileri meclis atayacaktır 8. Anayasada 1923 Yılında Yapılan

Değişikliklerle;

Türkiye Devletinin hükümet şekli Cumhuriyet olarak kabul edilmiştir

Devletin dininin İslam ve resmi dilinin Türkçe olduğu hükmü getirilmiştir.

Cumhurbaşkanı, TBMM tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilecektir.

Başbakan Cumhurbaşkanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilecektir.

Bakanlar, Başbakan tarafından Meclis üyeleri arasından seçilecek ve tamamı Cumhurbaşkanınca Meclisin onayına sunulacaktır.

Özellikler;

1. 1924 Anayasası “Tabii Hak”

anlayışını benimsemiştir.

2. Devletin temel niteliğinin cumhuriyettir. Cumhuriyet değiştirilemez bir hüküm olarak ilk kez bu anayasada yer almıştır (104. madde).

3. Anayasanın üstünlüğü ilkesini benimsemiştir. Ancak 24 Anayasasında kanunların anayasaya aykırılığını denetleyecek bir mahkeme olmadığı için anayasanın üstünlüğü ilkesini sağlayamamıştır.

4. 24 Anayasası 1946 ya kadar tek partili , 1946 dan sonra ise çok partili bir dönemde geçmiştir.

5. Laiklik ilkesinin ilk kez yer aldığı anayasadır.1924 yılında devletin resmi dinin İslam’dır ibaresi vardır. 1928 yılında Devletin dininin İslam olduğu ifadesi, ant metninde yer alan “vallahi”

kelimesi ve Meclisin yetkileri arasında sayılan şer’i hükümlerin

uygulanması kuralı

kaldırılmıştır.1937 yılında Laiklik ilkesi getirilmiş ve anayasaya dâhil olmuştur (altı okla birlikte).

6. Meclis hükümeti sistemi+

parlamenter sistem = karma hükümet sistemini benimsemiştir.

7. Hükümetin kuruluşu parlamenter sisteme göredir. Buna göre Başbakan, Meclis üyeleri arasından Cumhurbaşkanınca atanır.

8. Katı bir anayasadır. Anayasa değişikliği teklifi yeter sayısı 1/3 ü, Kabul yeter sayısı ise, Meclis üye tamsayısının üçte ikisidir 9. Yasama Yorumu ve Yargı

kısıntılarına yer veren tek anayasadır.

(3)

3 B5. 1909 Değişiklikleri

▪ Padişahın muhalifleri sürgüne gönderme yetkisi kaldırılmıştır.

▪ Mebusların kanun teklif etmesi için padişahtan izin alma zorunluluğu kaldırılmıştır.

▪ Bakanlar Kurulunun meclis karşısında sorumlu olacağı hükmü getirilmiştir. Bakanlar kuruluna karşı güven oylaması getirilmiştir.

▪ Padişahın meclisi feshetme yetkileri sınırlandırılmış, Padişahın Meclisi feshetmesi, Ayan Meclisinin fesih kararını onaylaması ve üç ay içinde seçim yapılması şartlarına bağlanmıştır.

▪ Padişah yasaları ya yayımlayacak ya da geri gönderecektir. Meclis geri gönderilen kanunu tekrar kabul ederse ( 2 Ay içinde 2/3 çoğunlukla) padişah kanunu yayımlamak zorundadır.

▪ Basında sansür yasaklanmıştır.

Dikkat: Bu değişikliklerle batılı anlamda meşruti monarşi ilk kez gelmiştir.

B8.1961 Anayasası

1961Anayasası, 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinin sonucunda ortaya çıkmış bir anayasadır.

Yönetime el koyan Milli Birlik Komitesi, anayasa yapmak amacıyla kurucu meclis oluşturmuştur.

(Asli Kurucu iktidar ileride görülecektir) Kurucu Meclis;

a) Askeri kanat Milli Birlik Komitesinden b) Sivil kanat Temsilciler Meclisinden oluşmaktaydı.

Temsilciler meclisi de;

• Siyasi partiler (CHP, CKMP)

• Gazeteciler

• Üniversitelerden temsilciler

• Sendikalar, Ticaret odalarının belirlediği temsilcilerden oluşuyordu.

Kurucu Meclisin Görevleri:

• Yeni Anayasa’yı hazırlamak

• Yeni bir siyasi partiler kanunu hazırlamak

• Bu yeni anayasanın halkoyuna sunuluş kanununu yapmak

• Yeni bir seçim kanunu hazırlamak

• Yeni bir meclis oluşturulana kadar yasama görevini yapmaktı.

1961 anayasası yaklaşık %61 oyla kabul edildi.

1961 Anayasasının özellikleri:

▪ Kazuistik bir anayasadır. Kazuistik yapılmasının sebebi 24’e tepki bir anayasa olmasıdır.

▪ 157 maddeden oluşur

▪ Bu anayasa parlamenter sistemin en tipik örneklerinden biridir.

▪ Sosyal devlet kavramını ilk kez getirmiştir. Sosyal haklar ve ödevler, ilk defa sistematik olarak 1961 Anayasasında düzenlenmiştir

▪ Bu anayasa anayasanın üstünlüğünü kabul etmiş ve bu amaçla Anayasa Mahkemesi (1962) kurulmuştur. Ayrıca ; Kanunların anayasaya uygunluğunu denetlemek için “Organ Davası” yolunu getirilmiştir. Bu davayı; Kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren alanlarda iptal davası açabilen kurumlar :

o Yargıtay, o Danıştay, o Askeri Yargıtay

o Yüksek hakimler kurulu o Üniversitelerdir

(4)

4

▪ Anayasa, halkçılık, devletçilik ve inkılapçılık ilkelerine yer vermemiştir.

▪ Katı bir anayasadır.

▪ Çoğulcu toplum yapısı geliştirilmiştir. Sivil toplum örgütlerinin geliştirilmesi sağlanmıştır.

Bu bağlamda, 1924 Anayasasında hüküm bulunmamasına rağmen, 1961 Anayasası siyasi partileri siyasi demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olarak kabul etmiştir.

▪ TRT ve Üniversiteler gibi özerk kuruluşlar yaratılmıştır. Yerinden yönetimlerin karar organlarının seçimle geleceği ilkesini ve halkça seçilen organların bu sıfatlarını kazanıp kaybetmeleri konusundaki denetimin yargı yolu ile olacağı kuralı benimsemiştir.

▪ Çift Meclisli Sistem getirilmiştir: Cumhuriyet senatosu ve TBMM. Çift meclisli sistemi benimsemesinin sebebi yasaları yaparken aceleye getirmemektir.

▪ 1961 Anayasası, temel hak ve özgürlükler;

a. Ancak kanunla

b. Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak c. Hakkın özü zedelenmeden sınırlanabilir.

▪ Anayasada, Milli Güvenlik Kurulu, Devlet Planlama Teşkilatı, Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Seçim Kurulu ilk kez anayasal kuruluş olmuş ve ayrıca bakanların da meclis dışından atanabileceği hükmü ilk kez getirilmiştir.

▪ 61 Anayasası Asli Kurucu iktidarın anayasasıdır.

▪ Hukuk devleti ilkesinin gereklerini tamamıyla yerine getirmiştir.

▪ Anayasa ayrıca, hâkimlerin bağımsızlığını sağlamak üzere “Yüksek Hâkimler Kurulu”nu getirmiştir

1971 Değişiklikleri

▪ Bakanlar kuruluna Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi verilmiştir. ( Bu yetki 2018 de kaldırılmıştır)

▪ Bakanlar kuruluna vergi muafiyet ve istisnalarıyla oranlarını belirleme yetkisi verilmiştir.

▪ Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kurulmuştur. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin kurulacağına ilişkin hüküm, 1971 değişiklikleri ile Danıştay ile ilgili olan maddeye eklenen bir fıkra ile öngörülmüş; ancak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinden bir yüksek mahkeme olarak söz edilmemiştir. 1961 Anayasası yüksek mahkemeler başlığı altında, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Uyuşmazlık Mahkemesini saymıştır. ( Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2017 de kaldırılmıştır)

▪ Üniversitelerin özerkliği zayıflatılmış TRT’nin ki ise kaldırılmıştır.

▪ TBMM’nin gensoru yetkisini kullanması sınırlandırılmıştır.

▪ Siyasi parti gurubu kavramı getirilmiş ve grup olmak için en az 10 milletvekili olmak şartı konulmuştur. Ayrıca grubu olanlara mali yardım yapılacağı hükmü kabul edilmiştir.

▪ “Anayasa değişikliğine şekil açısından dava açılabilir” hükmü getirilmiştir. ve mahkemeye TBMM’de grubu bulunmayan partilerin dava açamayacakları kabul edilmiştir.

▪ Tabii yargı yolu yerine kanuni yargı yolu getirilmiştir.

▪ Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasında Genel sınırlama sebepleri getirilmiştir. Bunlar;

o Genel ahlak o Kamu düzeni o Kamu yararı o Genel sağlık o Genel asayiş o Cumhuriyet o Milli egemenlik

o Devletin ülkenin bölünmez bütünlüğü o Milli güvenlik kavramlarıdır. (1971)

GENEL SINIRLAMA SEBEPLERİ 2001 DE KALDIRILMIŞTIR.

(5)

5 1973 DEĞİŞİKLİĞİ

▪ 1973’de Devlet güvenlik mahkemeleri kuruldu. (2004’te ise kaldırıldı )

İKİNCİ BÖLÜM 1982 ANYASASI

12 Eylül 1980 de Milli Güvenlik Konseyi yönetime el koymuştur. Bu konsey yönetime el koyduktan sonra yeni bir anayasa yapımı için kurucu meclis oluşturmuştur.

Kurucu Meclis;

• Askeri kanat, Milli Güvenlik Konseyinden

• Sivil kanat Danışma Meclisinden oluşmaktaydı. Danışma Meclisi 160 üyeden oluşuyordu.

1982 Anayasasının Özellikleri

1. Kazuistik bir anayasadır. 177 Maddeden oluşur.

2. 82 Anayasası daha serttir. Çünkü

• Değiştirilemeyecek madde sayısı arttırılarak 3’e çıkmıştır.

• Anayasa değişikliklerinde daha önceki anayasalarda var olmayan onay safhası eklenmiştir.

• Cumhurbaşkanın anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları geri gönderme yetkisi kabul edilmiştir. Bu hüküm 1982 Anayasasının en önemli yeniliklerinden birisidir. 1924 ve 1961 Anayasalarında Cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi mevcut değildi.

3.İlk Haliyle “Çoğunlukçu” (daha az katılımcı) toplum modelini benimsemiştir.

• Siyasi partilerin kadın ve gençlik kolları kaldırılmıştır. 1995’teki anayasa değişikliği ile bu yasaklar kaldırılmıştır.

• Derneklerin, sendikaların, vakıfların ve meslek kuruluşlarının siyasi partilerle siyasi ilişki ve işbirliği yapmaları önlenmiştir.

• Siyasi partiler kapatılmış ve liderlerine 5 ve 10 yıllık siyaset yasağı getirilmiştir. Bu Yasaklar 1987 yılında halk oylamasıyla kaldırılmıştır.

• Siyasi partilerin yurtiçinden ve yurtdışından yardım almaları yasaklanmıştır.

Siyasi partilerin yurt içinden yardım almaları yasağı 95 de kaldırılmıştır

• 82 Anayasası seçim sürecini 5 yıla çıkarmıştır. Böylece halk seçimlerden uzaklaştırılmıştır. Bu süre 1995 yılında yapılan anayasa değişikliği ile kabul edildi.

(6)

6 ÜÇÜNCÜ Bölüm 1982 Anayasasının İncelenmesi

3.A.Başlangıç Bölümü

▪ Anayasaların yapılış sebeplerini ve felsefesini anlatan bölümdür.

▪ Türkiye Cumhuriyeti Anayasalarına Başlangıç koyma usulü, 1961 Anayasasıyla başlamış ve 1982 Anayasasıyla devam etmiştir

▪ Başlangıç kısmı, Anayasanın ilk üç maddesi değildir

▪ Başlangıç metni; anayasaya dâhildir (Ancak kenar madde başlıkları anayasaya dahil değildir). Anayasa Mahkemesi bir kanunu iptal ederken başlangıç metnini Serbest ölçü norm olarak kullanır

▪ Başlangıç metni değiştirilebilir, ama Devletin, “Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayandığı (md.2)” hükmü değiştirilemez.

Dikkat: Başlangıç bölümünde yer alan 12 Eylül 1980 harekâtının meşruluğu 1995 yılı Anayasa değişikliğiyle kaldırılmıştır. Ayrıca 2001 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle, “Hiçbir düşünce ve mülahazanın” anayasal ilkeler karşısında korunamayacağı ifadesi, “hiçbir faaliyetin” şeklinde değiştirilmiştir

3.B İLK 3 MADDE

3.B.1. Cumhuriyetçilik İlkesi (Madde 1)

▪ 1982 Anayasası’na göre Devletin şekli cumhuriyettir. Cumhuriyet ilkesi, ‘‘egemenliğin millete ait olması’’ ya da ‘‘devleti yönetenlerin seçimle belirlenmesi (yani ırsî olmaması)’’

şeklinde tanımlanmaktadır.

▪ 1921 Anayasasında 1923 yılı değişikliğiyle Cumhuriyet ilk kez bir hükümet şekli olarak tanımlanarak kabul edilmiştir.

▪ Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu ifadesi 1924 ve 1961 Anayasalarının değiştirilemeyecek tek hükmüdür. Ayrıca 1982 anayasasına göre de değişilemez hükmüdür.

▪ 1982 Anayasası’nın 6. maddesinde hükme bağlanan milli egemenlik ilkesi ve 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi Cumhuriyet ilkesiyle bir bütün oluşturmaktadır.

▪ Anayasanın birinci maddesine göre, "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir". Cumhuriyetin monarşiden temel farkları:

o Cumhuriyet yönetiminde seçimler vardır, oysa monarşide veraset ilkesi geçerlidir.

o Monarşide tebaa kavramı vardır, Cumhuriyette vatandaş kavramı vardır.

3.B.2. Cumhuriyetin Nitelikleri (madde 2)

1982 Anayasası’na göre Devletin temel nitelikleri şöyle sıralanabilir;

Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

3.B.3.Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti (Madde 3) Anayasanın üçüncü maddesine göre;

▪ Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.

▪ Dili Türkçe’dir.

▪ Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

▪ Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.

▪ Başkenti Ankara’dır.

(7)

7 Anayasanın 1’inci Maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2‘nci Maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3‘üncü Maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. (madde 4)

3.B.4.Cumhuriyetin Temel Niteliklerinin açıklanması (2.Madde) 3.B.4.a.İnsan Haklarına Saygılı Devlet İlkesi

Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına saygılı bir devlettir. 1961 Anayasasında "insan haklarına dayanan devlet" ibaresinin yerine 1982 Anayasasında "insan haklarına saygılı devlet" ibaresi getirilmiştir. Türkiye, 1987 yılında Avrupa İnsan Hakları Komisyonuna bireysel başvuru hakkını, kabul etmiştir.

3.B.4.b. Atatürk Milliyetçiliği:

1924 anayasasında 1937 yılında yapılan değişikle, milliyetçilik ilkesine ilk kez anayasaya girmiştir.

Objektif milliyetçilik anlayışı: Objektif millet anlayışına göre, bir insan topluluğunun millet olması için gerekli unsurlar ırk, dil ya da din birliği gibi maddî yani elle tutulur, gözle görülür nitelikte unsurlardır.

▪ Sübjektif milliyetçilik anlayışında ise: Sübjektif millet anlayışına göre ise, milleti oluşturan insanlar birbirlerine mazi, hatıra birliği, birlikte yaşama arzusu, ülkü birliği gibi bağlarla bağlanır. .Burada milliyetçilik yadsınmaz ancak; ırksal ve dinsel ayırımcılığa da yer yoktur. Atatürk milliyetçiliği bu anlayışı kabul eder.

Dikkat: Anayasanın 66. maddesinde yer alan ”Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür”. Hükmü Atatürk milliyetçiliğinin sonucudur. Ayrıca “Atatürk Kültür Dil Ve Tarih Yüksek Kurumunun” anayasadaki varlığı da Atatürk Milliyetçiliğiyle ilgilidir.

3.B.4.c. Laik Devlet İlkesi:

Din işleri ile devlet işlerinin bir birinden ayrılmasına laiklik denir. Bu ilke ilk kez 24 Anayasası’na 1937 yılında yapılan değişiklikle getirildi. Laikliğin, ‘‘din hürriyeti’’ ve ‘‘din ve devlet işlerinin ayrılığı’’ olmak üzere iki yönü vardır. Din hürriyeti, inanç ve ibadet hürriyetinden oluşur. 1982 Anayasası inanç hürriyetini mutlak şekilde tanırken, ibadet hürriyetini sınırlı olarak tanımıştır.

Anayasa, ibadet hürriyetini, ancak ‘‘Temel ve hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması’’nı düzenleyen 14. madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla kabul etmektedir.

Kriterler;

▪ Devletin resmi bir dini yoktur.

▪ Devlet bütün dinler karşısında tarafsızdır; herkes din, mezhep ayrımı gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Anayasaya göre ilk ve orta öğretim kurumlarında zorunlu dersler arasında yer alan din kültürü ve ahlak öğretimi de belli bir dinin eğitimini değil, genel bir din kültürünü ifade etmektedir.

▪ Laik devlet din kurumundan etkilenmez.

▪ Din ve vicdan hürriyeti herkese tanınmıştır.

▪ Din işleri ile devlet işleri birbirinden ayrılmıştır. Bu anlamda Türkiye de Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. Laikliğin gereklerinden bir başkası olan ‘‘din kurumları ile devlet kurumlarının birbirinden ayrı olması’’ hususunda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın genel idare içinde yer alması laiklik ilkesinden bir sapma olarak değerlendirilebilir. Oysa Anayasa Mahkemesi Diyanet İşleri Başkanlığının bu durumunu anayasaya aykırı bulmamıştır.

(8)

8 3.B.4.d. Hukuk Devleti İlkesi:

Hukuk devleti kendi koyduğu kurallara uyan iradesi hukuka bağlı devlet demektir. Polis devletinin tam karşıtıdır. Polis devlet kendi koyduğu kurallara kendi uymayan devlettir. 18. yüzyıl Almanya’sında görülmüştür.

▪ Hukuk devletinde Kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin anayasaya aykırılığı denetlenebilmelidir. Ancak bazı kanun ve kararnameler yargı denetimi dışındadır. Bunlar;

1. İnkılâp kanunlarının anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açılamaz.

2. Anayasamızın 148. maddesine göre, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.

3. Milletlerarası anlaşmaların anayasaya aykırılığında iptal davası açılamaz. Ancak

“Uygun Bulma” kanunla yapıldığı için uygun bulmaya dava açılabilir.

▪ Hukuk devletinde Yürütme İşlemlerinin Yargısal Denetimi yapılabilmelidir. Ancak Yargısal denetim dışında tutulan işlemler şunlardır:

1. Spor tahkim kurulu kararları

2. Danıştay Başkanlar Kurulu kararları

3. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararları (meslekten çıkarma cezası hariç).

4. Silahlı Kuvvetler mensuplarına verilen disiplin cezaları.

5. Yüksek Seçim Kurulu kararları 6. Sayıştay kararları.

7. Kamu görevlileri hakem kurulu kararları (2010) Dikkat:

2010 yılı Anayasa değişikliğiyle, “Kamu görevlilerine verilen disiplin cezaları yargı denetimi dışında bırakılamaz.” hükmü kabul edilmiştir.

2017 Anayasa değişikliği maddelerinin hepsinin yürürlüğe girmesiyle birlikte Sıkıyönetim kaldırılmış dolasıyla Sıkıyönetim Komutanının İşlemlerinin yargı denetimi dışında tutulmasının da bir hükmü kalmamıştır.

Ayrıca Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlere de artık yargı yolu açılmıştır.

Kural olarak Yüksek askeri şuranın kararlarına yargı yolu kapalıdır. Ancak Yüksek Askerî Şûranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır.

▪ Hukuk devletinde yargı bağımsız olmalıdır.

▪ Hukuk devletinde bireyler arasında hakların kullanılması ve yararlanılması açısından eşitlik vardır. Nitekim anayasamızın 10. maddesinde” Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” hükmüne yer vermiştir.

▪ Hukuk devletinde devlet faaliyetlerinin belirliliği var olmalıdır.

▪ Hukuk devletinde hukukun genel ilkelerine bağlılık vardır.

▪ Bu arada, yargı yetkisinin idari eylem ve işlemlerin sadece hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunu, yerindelik denetimi halini alamayacağını hatırlatmak gerekir.

▪ Ayrıca, idarenin mali sorumluluğu ilkesi de Anayasa’da düzenlenmiştir. Anayasa’ya göre, ‘‘idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. ’’

▪ Kuvvetler ayrılığı olmalı

▪ Düzenli idare ilkesi olmalı

(9)

9 3.B.4.e. Sosyal Devlet İlkesi:

Sosyal devlet, Vatandaşına insan haysiyetine yakışır bir hayat sunan, devletin sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla ekonomik hayata gerektiğinde müdahalesini meşru ve gerekli gören bir devlettir. Sosyal devlet, jandarma devletin tam karşıtıdır. Jandarma devlet, liberal devlet anlayışının sonucudur. Buna göre; Devlet ekonomik alana asla müdahale etmez.

Sosyal devlette;

• Sosyal ve ekonomik haklar yer almalıdır.

• Sosyal devlette herkesin güvenlik hakkı vardır anayasamızda “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.”

hükmü mevcuttur.

Sosyal Devletin Hukuki Yöntemleri

• Kamulaştırma

• Devletleştirme

• Vergi adaleti

• Planlamadır.

• İnsanca bir yaşam için gerekli olan tedbirlerin alınması

• Sosyal ve ekonomik haklara yer verilmesi

Dikkat: Özelleştirme; 1999 da devletleştirmeye ilişkin maddeye eklendi md.47. Fakat özelleştirme sosyal devletin yararlandığı bir hukuki yöntem değildir.

3.B.4.f. Demokratik Devlet İlkesi:

Halkın kendi kendisini yönettiği ve bunun için yönetime katıldığı devlete demokratik devlet denir.

Kriterler;

• Tüm vatandaşların temel hak ve hürriyetlerinin tanınması ve güvence altına alınması

• Çok partili siyasal hayatın varlığı

• Genel oya dayanan serbest seçimlerin varlığıdır

3.B.4.g . Eşitlik İlkesi :

▪ Eşitlik ilkesine, kadın ve erkek eşitliğine yönelik olarak Devlete, bu eşitliğin yaşama geçirilmesi konusunda açık bir yükümlülük getirmek amacıyla 2004 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle, “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.” ifadesi eklenmiştir. 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle de bu hükme, “Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.” ifadesi eklenmiştir.

▪ Yine 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle maddeye, “Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.” hükmü kabul edilmiştir.

(10)

10 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM - ANAYASADA YERALAN TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER VE BUNLARIN ÖZELLİKLERİ

Anayasamızda yer alan temel hak ve hürriyetler 3 kategoriye ayrılmıştır. Bunlar;

• Kişisel Haklar ( negatif statü hakları) Bu haklar negatif statü haklarıdır. Çünkü Bu haklarda devletin edimi negatiftir. Devlet bu alana müdahale etmez.

• Sosyal ve ekonomik haklar (pozitif statü hakları) . Bu haklar pozitif statü haklarıdır. Çünkü devlet bu alana müdahale etmektedir. Bu haklara bu yüzden “isteme Hakları” da denir.

• Siyasi hak ve ödevlerdir. Bu haklar aktif statü hakları veya diğer adıyla katılma haklarıdır.

Çünkü bu haklarla vatandaşlar aktif bir şekilde yönetime katılmaktadırlar.

4.A. HAK VE ÖDEVLER

4.A.1.Kişinin hakları ve ödevleri;

Anayasamızda yer alan kişisel haklar şunlardır;

▪ Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı; Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

▪ Zorla çalıştırma yasağı; Hiç kimse zorla çalıştırılamaz.

▪ Kişi hürriyeti ve güvenliği; Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırk sekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır.

▪ Özel hayatın gizliliği; Bu maddeye 2010 da “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usûller kanunla konulur” hükmü eklendi.

▪ Konut dokunulmazlığı.

▪ Haberleşme hürriyeti.

▪ Yerleşme ve seyahat hürriyeti; 2010 da “Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir” hükmü geldi.

▪ Din ve vicdan hürriyeti.

▪ Düşünce ve kanaat hürriyeti

▪ Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti.

▪ Bilim ve sanat hürriyeti

▪ Basın hürriyeti

▪ Süreli ve süresiz yayın hakkı

▪ Basın araçlarının korunması;

▪ Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı.

▪ Düzeltme ve cevap hakkı.

▪ Dernek kurma hürriyeti;

▪ Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı.

▪ Mülkiyet hakkı.

▪ Hak arama hürriyeti;

▪ Kanuni hâkim güvencesi

▪ İspat hakkı

▪ Suç ve cezalara ilişkin esaslar;

o Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez (2001 değişikliği) .

o Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz (2001 değişikliği) . .

o Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez (2004 değişikliği) . .

o Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez (2004 değişikliği) .

(11)

11 o Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez

o Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.

o Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.

o İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.

Silahlı kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.

o Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.

4.A.2.Sosyal ve Ekonomik haklar;

▪ Ailenin korunması ve çocuk hakları; 2010 yılında “ Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” hükmü anayasaya eklendi.

▪ Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi

▪ Kıyılardan yararlanma

▪ Toprak mülkiyeti

▪ Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması.

▪ Kamulaştırma, Devletleştirme ve özelleştirme.

▪ Çalışma hakkı ve ödevi.

▪ Çalışma şartları ve dinlenme hakkı

▪ Sendika kurma hakkı (bir kişinin birden fazla sendikaya üye olamayacağına ait hüküm kaldırıldı)

▪ Toplu iş sözleşmesi hakkı; Bu maddeye 2010 yılında “Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir” hükümleri eklendi.

▪ Grev hakkı ve lokavt

▪ Ücrette adalet sağlanması; Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur (2001 değişikliği) .

▪ Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması, Konut hakkı

▪ Gençlik ve spor, Gençliğin korunması ve Sporun geliştirilmesi Sosyal güvenlik hakkı ve Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler

▪ Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması

▪ Sanatın ve sanatçının korunması

NOT: Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.

4.A.3.Siyasi Haklar ve Ödevler;

▪ Türk vatandaşlığı

▪ Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları

▪ Parti kurma, partilere girme ve partilerden çıkma hakları

▪ Kamu hizmetlerine girme hakkı

▪ Mal bildirimi yükümlülüğü

▪ Vatan hizmeti, hem bir hakkı hem de ödevidir.

▪ Vergi ödevi

▪ Dilekçe hakkı.

(12)

12 2010 yılındaki halk oylamasıyla, dilekçe hakkının bulunduğu maddeye, “Herkes bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir” hükmü ile “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler. Kamu Baş denetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir.

İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur” anayasaya eklendi.

(13)

13

TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER SINIRLAMA SEBEPLERİ

Temel Hak ve Özgürlükler Sınırlama Sebepleri

1. Özel hayatın gizliliği 2. Konut dokunulmazlığı 3. Haberleşme hürriyeti 4. Dernek kurma hürriyeti 5. Toplantı ve gösteri yürüyüşü

düzenleme hakkı

6. Sendika kurma hakkı, bu hakların sınırlama sebepleri aynıdır.

• Millî güvenlik,

• Kamu düzeni,

• Suç işlenmesinin önlenmesi,

• Genel sağlık

• Genel ahlâk

Başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.

Yerleşme Hürriyeti

• Suç işlenmesini önlemek,

• Sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak,

• Sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve

Kamu mallarını korumak; amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.

Seyahat Hürriyeti • Suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle

Suç işlenmesini önlemek; sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.

Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti • Suç Kovuşturması ve soruşturması ve hâkim kararıyla sınırlanabilir.

1. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti

2. Basın hürriyeti (ikisinde de aynı)

• Millî güvenlik,

• Kamu düzeni,

• Kamu güvenliği,

• Cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması,

• Suçların önlenmesi,

• Suçluların cezalandırılması,

• Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması,

• Başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması

• Yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından

yararlanma hakkı

• Millî güvenlik,

• Kamu düzeni,

• Genel ahlâk

• Sağlığın korunması

Mülkiyet ve miras hakkı • Kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Bilim ve sanat hürriyeti • Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.

Din ve vicdan hürriyeti • Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

• 14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.

(14)

14 Önemli Özellikler Dikkat;

▪ Yabancılar siyasi haklardan yararlanamaz. Ancak siyasi haklarında istisnaları vardır. Buna göre;

Karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye'de ikamet eden yabancılar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma (dilekçe) hakkına sahiptir (2001 değişikliği) . Ayrıca “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir” hükmü ile bilgi edinme ve kamu baş denetçisine başvurma yabancılara da tanınmış bir hak olmuştur

▪ Olağan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile sadece sosyal ve ekonomik haklar düzenlenebilir. Ancak Kişisel haklar ile siyasi haklar düzenlenemez.

▪ Olağanüstü hal Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle ise hem bütün temel hak ve özgürlükler düzenlenir hem de sınırlanır

▪ Kişisel haklarda yer alan dernek kurma, Sosyal ve ekonomik haklarda yer alan sendika kurma ve siyasi haklarda yer alan siyasi parti kurmada ortak hüküm hepsinin önceden izin almaksızın serbestçe kurulabilmesidir. Ayrıca basın yayın evi kurma ve toplantı gösteri yürüyüş haklarında da izin alma şartı aranmaz.

▪ Eğitim, çalışma, vatan hizmeti, çevrenin korunması ve oy kullanma hem hak hem de ödevdir.

(15)

15 Sınırlama kriterleri;

1.Özlerine dokunmama: Bu kıstas 1961 anayasasında “Hakkın özü” ifadesiyle yer alıyordu.

Ancak 1982 anayasasının ilk halinde yoktu. 2001 anayasa değişiklikleri ile anayasaya dâhil oldu. Değişiklikten önce de Anayasa Mahkemesinin yargısal denetiminde kullanılmıştır.

2.Sadece o madde için belirtilen sınırlama sebebiyle sınırlama yapılabilir. 1971 anayasasıyla anayasalara giren genel sınırlama sebepleri 2001 de kaldırılmıştır.

3. Ölçülülük ilkesi: Ölçülülük sınırlama aracı ile amacı arasındaki oranı ifade eder. Bu ilke ne 1961 ne de 1982 anayasasında yer almıyordu.

Ancak anayasa mahkemesi içtihatlarında yer alıyordu. 2001 değişiklikleriyle ile 1982 anayasasına dahil olmuştur.

4.Yapılacak sınırlamalar laik Cumhuriyetin (2001 yılı Anayasa değişikliği ile) gereklerine aykırı olamaz.

5.Yapılacak sınırlamalar Anayasanın sözüne ve ruhuna, gereklerine aykırı olamaz.

6.Yapılacak sınırlamalar demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz.

7.Sınırlama ancak kanunla yapılabilir.

Durdurma

Anayasa md 15 ‘e göre; “Savaş, seferberlik veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. ”

Önemli: Görüldüğü gibi temel hak ve özgürlüklerin durdurulması için ön şart savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hal gibi bir sebebin varlığı gerekir.( Ön şart)

Durdurma kriterleri;

1. Milletlerarası hukuk 2. Ölçülülük ilkesidir Ancak bazı haklar asla durdurulamaz. Bunlara “Sert çekirdekli haklar” denir. Bunlar;

a) Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz;

b) Kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz;

c) Suç ve cezalar geçmişe yürütülemez;

d) Suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

NOT: Sıkıyönetim ibaresi metinden çıkarıldı

Kötüye Kullanmama Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.

Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir. ” Özet: Anayasamızın 14. Maddesi

“size verilmiş bir anayasal hakkı sakın başka bir özgürlüğü yok etmek için kullanma. Hakkını kötüye kullanma diyor.” Özgürlüğü yok etme özgürlüğü olamaz. Olursa seninle mücadele ederim diyor. Bu demokrasi anlayışına “militan demokrasi” diyoruz. Özellikle siyasi parti yasakları görüldüğünde bu demokrasi anlayışı hatırlanmalıdır.

(16)

16 BEŞİNCİ BÖLÜM –SEÇİMLER VE SİYASİ PARTİLER

A. SEÇİMLER:

Anayasaya göre; SEÇİMLER VE HALKOYLAMASI “SERBEST, EŞİT, GİZLİ, TEK DERECELİ, GENEL OY, AÇIK SAYIM VE DÖKÜM, TEMSİLDE ADALET YÖNETİMDE İSTİKRAR ESASLARINA GÖRE, YARGI YÖNETİM VE DENETİMİ ALTINDA YAPILIR.”

Ancak, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler.

5.A.1.Seçimlere hakim olan ilkeler: Seçimlere hakim olan ilkeler şunlardır.

▪ Genel oy ilkesi: Seçimlerde cinsiyet, din, dil, ırk fark etmeksizin Türk vatandaşı olan herkesin oy kullanabilmesini ifade eder. Bu ilke ancak 1934 yılında kadınlara da seçme ve seçilme haklarının verilmesiyle gelebilmiştir. Yalnız oy kullanabilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak ve seçmen kütüklerinde kayıtlı olmak şartları aranır. Ancak 1982 anayasasına göre;

o Silahaltında bulunan er ve erbaşlar o Askeri öğrenciler

o Kasıtlı suçlardan hüküm giyen ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler o Kısıtlılar oy kullanamaz.

Dikkat: Tutuklular (1995 değişikliği) Taksirli suçlardan (2001 değişikliği) hüküm giyenler oy kullanabilir.

Birinci ve İkinci Meşrutiyet dönemlerinde servete bağlı oy ilkesi uygulanmıştır. 1924 Anayasası döneminde erkekler için genel oy hakkı kabul edilmiş, 1934 yılında kadınlara da oy verme hakkının tanınmasıyla ülkemizde genel oy ilkesine geçilmiştir.

▪ Eşit oy ilkesi: Matematiksel olarak herkesin oyu 1 oy olup birbirine eşittir.

▪ Gizli oy ve açık sayım döküm ilkeleri: Bu ilkeler 19 ve 1950 yılında gelmiştir. 1961 ve 1982 Anayasalarında açıkça düzenlenen gizli oy ilkesine, ilk kez 1876 Anayasasında yer verilmiştir.

▪ Tek dereceli seçim :1946 da geldi. Dikkat !! mevcut anayasa iki dereceli seçimi yasaklarken iki turlu seçimi yasaklamamaktadır.

▪ Serbest seçim ilkesi: Ülkemizde seçimler serbesttir; ancak teknik anlamda serbest oy ilkesi uygulanmamaktadır. Şöyle ki, 1982 yılında Seçim Kanunuyla oy vermek ilk kez zorunlu hale getirilmiş ve seçimlere katılmamanın bir yaptırımı olarak para cezası öngörülmüştür. 1987 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile bu hüküm Anayasaya da girmiştir. Böylece oy vermek anayasal bir yükümlülük haline getirilmiştir. Oy kullanmayanlara, Seçim Kurulları tarafından para cezası verilir.

5.A.2.Seçimlerin genel yönetim ve denetimi;

• Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.

• Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.

(17)

17 YÜKSEK SEÇİM KURULU:

Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay genel kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tam sayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkan vekili seçerler.

(Burada Cumhurbaşkanının seçim hakkı yoktur) Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin görev süresi altı yıldır. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Yeni üyelerin tamamının seçilmelerine kadar eski üyeler görevlerine devam ederler.Yüksek Seçim Kurulu Başkanı, Başkanlık görevi süresince kurumundan izinli sayılır.

Yüksek Seçim Kurulunun görev ve yetkileri şunlardır:

o İl ve ilçe seçim kurullarının oluşmasını sağlamak, il seçim kurullarının oluşumuna, işlemlerine ve kararlarına karşı yapılacak itirazları, oy verme gününden önce ve itiraz konusunun gerektirdiği süratle, kesin karara bağlamak,

o Adaylığa ait itirazlar hakkında kesin karar vermek,

o İl seçim kurullarınca düzenlenen tutanaklara karşı yapılan itirazları inceleyip kesin karara bağlamak.

o Yüksek Seçim Kurulu ile Seçim Kurulları, genel veya yerel seçimlerde, adayların seçilme yeterliliğine ilişkin koşulları taşıyıp taşımadığına bakar.

Yüksek Seçim Kurulu Anayasada yasama bölümünde düzenlenmiştir.

(18)

18 5.A.3.SEÇİM TÜRLERİ;

GENEL SEÇİMLER (600

MİLLETVEKİLİNİN TAMAMI İÇİN YAPILAN SEÇİM)

ARA SEÇİMLER ( SADECE TBMM ÜYELİKLERİNDEN BOŞALAN YERLER İÇİN YAPILAN SEÇİM)

Ana kural: Genel seçimler 5 yılda bir yapılır (CB seçimleriyle birlikte yapılır)

İSTİSNALAR (5 yıldan sapma olabilir) 1. TBMM erken genel seçim kararı verebilir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla (360 mv) seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

2. Seçimler savaş sebebiyle bir yıl ertelenebilir.

3. Cumhurbaşkanı TBMM seçimlerini yenileyebilir.

Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.

Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder.

Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı, seçim kararı alamaz.

Genel seçime bir yıl veya daha az kalmışsa Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimi de Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yenilenir. Genel seçime bir yıldan fazla kalmışsa seçilen Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim tarihine kadar görevine devam eder. Kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinin yapılacağı tarihte her iki seçim birlikte yapılır.

Ana Kural: Genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.

Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır

İSTİSNALAR (30 ay ve 1 yıllık kuralların istisnaları)

1. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir. Burada 30 ay kuralı ihlal edilebilir. Ancak bir yıl kuralı ihlal edilemez.

2. Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır. Bu durumda hem otuz ay kuralı hem de 1 yıl kuralı ihlal edilebilir.

SEÇİM SÜRECİ

• Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev sürelerinin dolmasından önceki son Pazar günü oy verme günüdür. Görev süresi, birlikte yapılan bir önceki seçim tarihi esas alınarak belirlenir. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak altmış günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir.

• Seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde bu karar kırk sekiz saat içinde Resmî Gazete’de yayımlanarak ilân olunur. Bu kararın verildiği günden sonra gelen

altmışıncı günü takip eden ilk Pazar günü Cumhurbaşkanı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi birlikte yapılır.

(19)

19

• Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimine bir yıl veya daha az süre kalması hâlinde,

Cumhurbaşkanı seçimi, makamın boşaldığı günden sonra gelen altmışıncı günü takip eden ilk Pazar günü Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimiyle birlikte yapılır.

• Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimine bir yıldan fazla süre kalması hâlinde, Cumhurbaşkanı seçimi, makamın boşaldığı günden sonra gelen kırk beş gün içindeki son Pazar günü yapılır.

Diğer Hükümler

1. Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.

2. Yurt dışındaki Türkler seçimlerden kırk beş gün öncesinden başlayarak oy kullanabilirler. Yurtdışında oy kullanacak vatandaşlar için “Davetiye Usulü”

kaldırılmıştır.( 2018 Yılı Değişikliği)

3. Yapılan tespit sonunda, çıkaracağı milletvekili sayısı 18'e kadar olan iller, bir seçim çevresi sayılır. Çıkaracağı milletvekili sayısı 19'dan 35'e kadar olan iller iki, 36 ve daha fazla olan iller üç seçim çevresine bölünür.

4. Ülkemizde seçim sistemi olarak “ Barajlı Dhont” sistemi uygulanmaktadır.

Buna göre bir parti mecliste temsil edilmek isteniyorsa genel seçimlerde ülkedeki geçerli oyların %10 unu geçmek zorundadır.

Ancak; “Seçim ittifakı yapılması halinde, yüzde onluk barajın hesaplanmasında ittifak yapan siyasi partilerin aldıkları geçerli oyların toplamı esas alınır ve bu siyasi partiler için ayrıca baraj hesaplaması yapılmaz.”

• Seçimlere katılma yeterliliği taşıyan siyasi partiler, ittifak yaparak seçime katılabilir.

İttifak yapan siyasi partiler, kendi aday listelerini verir.

• İttifak yaparak seçime katılma kararı alan siyasi partiler, seçimin başlangıç tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde, genel başkanların imzalarını ihtiva eden ittifak protokolünü Yüksek Seçim Kuruluna teslim eder. Aday listelerinin teslim edilmesi için belirlenen tarihten iki gün öncesine kadar, aynı usulle ittifak protokolünde değişiklik yapılabilir.

• İttifak protokolünde; siyasi partilerce belirlenmesi halinde, ittifak unvanı ve kanunlara aykırı olmayan diğer hususlar yer alır.

• Siyasi partiler, aday listelerinin teslim edilmesi için belirlenen tarihten üç gün öncesine kadar, Yüksek Seçim Kuruluna bildirimde bulunmak suretiyle ittifaktan vazgeçebilir.

Bu durum, Yüksek Seçim Kurulunca aynı ittifak içerisindeki diğer siyasi partilere derhal bildirilir. Vazgeçme halinde, ittifak diğer partiler arasında devam eder. İttifaktan vazgeçmenin bildirilmesini takip eden gün saat 17.00’ye kadar, ittifak içerisindeki diğer siyasi partiler ittifak protokolünü değiştirebilir veya ittifaktan vazgeçebilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

◦ Ululsüstü Yargı Organları: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Birliği Adalet Divanı Örnekleri.. «Üniter Devlet»

1961 VE 1982 ANAYASALARININ YAPIM SÜREÇLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI VII.. Yeni Anayasa

Kemal Gözler, Anayasa Hukukunun Genel Esasları Ders Kitabı, Ekin Kitabevi Yayınları, 9.b., Bursa, 2017. İbrahim Kaboğlu, Anayasa Hukuku Dersleri (Genel Esaslar), 12.b.,

Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku Dersleri, 21.b., Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa, 2017...

Eserin Künyesi: Erdoğan Teziç, Anayasa Hukuku, 19.b.. Kemal Gözler, Anayasa

- Ortaçağ’ın başlarında paralı insanların karşısında çok imkan yoktu. Çok az insanda kullanılacak para vardı, parası olanların da kullanacak yeri yoktu. Kilisenin

Bu hak ve hürriyetler arasında eşitlik ilkesi, kişi hürriyeti ve güvenliği, işkence ve eziyet yasağı, mülkiyet hakkı, din ve vicdan hürriyeti, konut dokunulmazlığı,

Soru 2: Aşağıdakilerden hangisi 1982 Anayasası’nın 1961 Anayasası’na göre daha katı bir Anayasa olarak nitelendirilmesinin gerekçesi olamaz?. 1982 Anayasası ile