Türk Dili 15
Siste klostrofobiye yakalandık Dağılacak gibi değil
Şehre bir at soluğundan çöken Bu ağır sis
At kayıp, yok nerden geldiğini Kimi getirdiğini bilenimiz
Doğarken yaşlanmış bir yüzyıl gibiyiz Kaldırımlarda sızmış serserilerin
Dudağındaki ezgi, neşesiz kemiklerimiz Ve ceplerinden düşmüş birkaç bozukluk O günlük güneşlik işlerimiz
Göz gözü görmüyor ve Tanrı görüyor Birbirini görmeyen gözleri
Azrail ya damadımız Ya eniştemiz
Yakarıyor bir kadın ruh, çok oldu onu duyduk Nasıl bir meyve soyulursa kabuğundan Beni bir el bulsun
Bu sis ve dumandan sıyırsın Görünmezliğiyle dolduran her yanı Ve öylece bırakan insanı, ey Tanrı, En acı meyvelerin çekirdeğindeyiz Bize genişlik, içindeyiz
Her birimizde ayrı kılıklara giren Bu ben dediğimiz şeyin
SİSTE KLOSTROFOBİ
Cevdet KARAL
16 Türk Dili
Korkumuz şu
Yer bırakmıyorsa ya bize varlığın Çıkar içinden ey, çıkar bu bilinmezin
Yoksa aramızda at sırtında dolaşacak bir dilencisin Şu senin gazapçıların var ya!
Konuşsan, aldırmayacağım onlara.
Mademki varsın şarkıma katıl Merhametli ışık için
Yakaran şarkıma