• Sonuç bulunamadı

Tiirk Kardiyol Dem

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tiirk Kardiyol Dem "

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tiirk Kardiyol Dem

Arş

2002; 30: 238-243

Optimum S te nt Yerleştirilmesinde Fraksiyon e

Akım Rezervinin Kullanımı

Y. Doç. Dr. M. Kemal EROL, Dr. Mesut İŞLEK, Y. Doç. Dr. Engin BOZKURT,

Y. Doç. Dr. Mustafa YILMAZ, Y. Doç. Dr. Mahmut AÇIKEL, Doç. Dr. Ş ule KARAKELLEOGLU, Prof. Dr. Necip ALP

Atatürk Üniversitesi Ttp Fakültesi, Kardiyoloji Anabilim Dalt, Erwrum

ÖZET

Giriş

ve Amaç: Optimum stent

yerleştirmeele

altlll stan- dart olan intravasküler u/trasound (IVUS) ile miyokardi- ya/ fraksiyone

akmı

rezervinin (FFRmyo) an/amlt korelas- yon

gösterdiği bildirilmiştir.

Bu

çaltşma

optimum stent

yerleştirmeele

FFRmyo'nun

kul/amfabifirfiğini araş/trmak amacı

ile yaptfclr.

Gereç ve Yöntem: Koroner anjiyografisinc/e tek damar

darltğt

tespit edilerek primer stent endikasyonu konulan 2 kadm

19

erkek toplam

21

hastada

(yaş

ortalamost

57.38±9.71

ytf) bazal kardiyovasküfer koroner anjiyogra- fi anafiz sistemi (QCA) ile yüzd e dar/tk çapt ve FFRmyo ölçümünü takiben , referans damar çaptna uygwt Mag cm·bon stent

yerleştiriferek

ste111 ekspansiyonunun tam

sağfandtğt.

basmçtan 1 atmosfer yukansma kadar

şişirif­

di. QCA ile hedef dar/tk çapt

(<0.10)

ve hedef FFR

(?.0.94) ulaşmayan

olgularda

ikişer

atmosfer artinlarak hedef

değerlere ufaşmcaya

kadar mükerrer

şişirmefer

uy- gufanc/r. Hastalar

altı

ay süre ile anjina pektoris, miyo- kard infarktüsii , revaskü f arizasyon ihtiyact ve

öfiinı

açt- stndan takip edildi. Alllnct

ayın

sonunda tüm hastalara standart Bruce protakoliine göre maksimal efor testi uy-

gulandı.

Bulgular: Birinci

şişirmeden

sonra

21

olgunun / ?'sinde hedef QCA yüzde dar/tk çapma

ufaştftr

iken FFRmyo he- def

değerine 13

hastada

ulaştfdı.

QCA ile optimum kabul edi f en

değere ufaştfdtğt

halde 4 olguda FFRmyo optimu- ma

ulaşmadt.

Bir o lguda QCA

değeri

hedefe

ulaşmadtğt

halde FFRmyo hedef

değere ufaştt.

H edef

değere ulaşma­

yan 8 hastada ikinci

şişirmeden

sonra olgulardan 6 tane- sinde QCA ile hedeflenen yüzde dar/tk

çapuıa u/aşı/dı.

Bu 6 olg udan 1 tanesinde QCA ile hedeflenen

değere ufaştf­

cltğt

halde FFRmyo ile hed eflenen

değere ulaşmadr.

Ka - lan 3 hastada üçüncü

şişirme

sonrasmda hem hede f QCA yüzde dar/tk hem d e hedef FFRmyo

değerine ufaştfdı.

Tiim olgularda optimum QCA yüzde dar/tk a/antmn

sağ­

landtğı

ortalama basmç

11.90

±

1.84

atm

(8-14

atm ara- st), optimum FFRmyo'nwz

sağlandtğt

ortalama

basuıç 12.48 ±1.66

atm

(8-14

atm

arası)

olarak bulundu. Altt ay- /tk takip esnasmda hiçbir hastada tekrarlayan angina, mi- yokard in farktiisii

gelişimi,

revaskiilarizasyon ihtiyact ve ölüm görülmedi. Afllnct aym sonunda standart Bmce pro- tokolüne göre uygulanan maksimum efor testinde tiim

Alındığı tarih: 13 Kasım 2001, revizyon 12 Şubat 2002

Yazışına adresi: Y. Doç. Dr. M. Kemal Erol, Atatürk Üniversitesi

Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı, 25050 Erzurum Tlf: (0442) 316 6333-2105 Faks: (0442) 315 5194 e-posta: ınkerol@superonline.coın

Bu çalışına XVIII. Ulusal Kardiyoloji Kongresinde ( 13-16 Ekim 2001 !zmir) söziU bildiri olarak sunulmuştur.

238

ha stalarda hedef kalp

hız

ma

ulaştldr.

Hiçbir hastada po- zitif test sonucu

saptanmadı.

Sonuç: Stent

yerleştirmeele

QCA ile FFRmyo kombinas- yonunun kullamnu ile gereksiz yüksek basmçlara çtkmak engellenebilmektedir. FFRmyo'nun IVUS

o/anağt

olma- yan merkezlerde optimum stent

yerleştirilmesinde

kul/atu- labilecek kolayca uygulanabilen, nisp eten daha ucuz bir yöntem

olduğıtJt/1 c/iişünmekteyiz.

Türk Kardiyol Dem

Arş 2002; 30: 238-243

Analı/ar

kelime/er: Stent,fraksiyone ak

rezervi

İnvazif

kard iyoloj ide intrakoro ner stentlerin

kullanıl­ ması

ile akut

tıkanma,

acil bay-pass

girişimi

ve res- tenoz

oranlarında anlamlı

azalma

sağlanmıştır.

Stent

yerleştirilmesinde

en

sık kullanılan

yöntemler;

çıp­

lak göz le

değerlendirme,

kantitatif koroner ölçüm ve intravasküler ultrasound

(IVUS)'dır. Çıplak

gözle

değerlendirmede;

koroner anji yografideki mevcut bir

darlık, olduğundan

daha hafif veya daha ciddi olarak

değerlendirilebilmektedir.

Daha da önemlisi

bazı

anjiyopl asti

çalışmalarında

gözlemcile r

arası

ve

aynı

gözle mcinin

farklı anları arasında değişiklikler saptanmıştır

(

1,2).

Bu

sakıncaların

üstesinden gelmek için kantitatif koroner a njiyografi

geliştirilmiştir.

Kantitatif koroner

değerlendirme

(QCA) mi yokardi- yat

akım

üzerine

darlığın

e tkisini tam olarak

yansıt­

maz, kollateral

dolaşımı

göstermez, tezyondan önce- ki ve sonraki yan dallar

daralmış

segmenti örtebilir- ler, post-s te notik dilatasyon ve

komşu

segmentlerde- ki kenar düzens izlikleri optimal

koşullarda

lezyonun

değerlendirilmesi

ancak

vakaların

küçük bir

kısmın­

da mümkün olabi lmektedir

(3.4).

Stent

yerleştirilme­

s inde

kullanılan

ve bugün için en geçerli kabul edi- len yöntem IVUS'dur. IVUS

eşliğinde

stent

yerleşti­

rilmesinde

çıplak

gözle ve kantitatif anji yografik de-

ğerlendirıne

ile yeterli görülen bi rçok durumda sten- tin optimum

yerleşmediği

ilave

şişirrnelere

gerek du -

yulduğu saptanmıştır (5).

Ancak IVUS'un stent yer-

leştirilmesinde

rutin olarak

kullanılması

her labora-

tu ar için mümkün

değildir.

(2)

M .K. Erol ve ark.: Optimum Stent Yerleştiri/nıesinde Fraksiyone Akını Rezervinin Kııllammı

M iyokard iyal fraksiyone

akım

rezervi (FFRmyo), intrakoroner

basınç

ölçümlerinden

kolaylıkla

hesap- lanabilen ve son

yıllarda

ileri

sürülmüş,

koroner dar-

lığın

fizyolojik önemini gösteren

darlığa

spesifik bir indekstir. Anjiyografik olarak

sınır

lezyonlarda dahi

FFRınyo'nun ıniyokard

perfüzyon sintigrafis i ile be- lirlenen iskemiyi

saptadığı

QCA ile

değerlendirme­

den daha üstün

olduğu saptanmıştır (6).

Optimum stent

yerleştirmede

IVUS ile

FFRınyo'in anlamlı

ko- relasyon

gösterdiği bildirilmiştir (7,8).

Bu

çalışına

ru- tin I VUS uygulama

olanağı

olmayan merkezlerde FFRmyo'nun intrakoroner s tent

yerleştirmede

kulla-

nılabilirliğini araştırmak amacı

ile

yapıldı.

GEREÇ ve YÖNTEM

Çalışmaya

referans damar

çapı

3.0

ının'den

büyük nativ koroner arterlerinden birinde proksimal veya orta bölge- sinde intrakoroner adenozin ile

oluşturulan

maksirnal hipe- remide 0.75 den küçük FFRmyo saptanan ve elektif olarak primer stent

yerleştirilmesi

planlanan 2

kadın

19 erkek toplam 21 hasta dah il edildi.

Geçirilmiş

miyokard infarktüsü, sol ventrikül hipertrofisi,

aynı

damarda

ardışık darlıkları olması,

diyabetes mellitus, akut koroner sendrom, triküspit

darlığı, sağ

kalp yetmezli-

ği,

kronik obstruktif

akciğer hastalığı

gibi

sağ

atriyal ba-

sınç

yükselmesine neden olacak patolojiler

çalışmaya alın­

nıama

kriteri idi.

Koroner anjiyografi

işlemi

Judkins yöntemi ile Philips

İn­

tegris 1996 model

cihazı

ile

yapıldı.Hastaların sağ

femoral arterlerinden SF sheath ile giri ldi. SF guiding kateterle ko- roner

ostiunıa

kadar gelindi.

İki farklı

pozisyonda koroner

anjiyografı yapıldı.

Bütün koroner anjiyografilerde kontras ajan olarak iyot

içeriği

350 mg/ml olan iopamidol

kullanıl­

dı.

Yine bütün anjiyogramlarda

sağ

koroner arter için 10 ml, sol koroner arter içinse 12 ml kontras ajan

kullanıldı.

Kardiyovasküler anjiyografi analiz (QCA) sistemi

kullanı­

larak referans damar

çapı,

koroner

darlığın

çap ve alan ola- rak yüzdes i ve

darlığın uzunluğu

ölçüldü

(9}.

Hastaya yer-

leştirilecek

stentin

boyutları

bu ölçümler referans

alınarak saptandı.

0.0 14-in

basınç duyarlı kılavuz-tel

(Press u re w i- re,

RADİ

Medical Systems) ile guiding kaleterin ucuna ka- dar gelindi. G uiding kateter ile aort

basıncı

(Pa),

basınç

du-

yarlı kılavuz-tel

ile de koroner

darlığın

distalindeki

basınç

(Pd) ölçümüne

başlanmadan

önce her iki

basıncın

da kalib- rasyonu

yapıldı

ve her iki

basıncın ortalamalarının

üst üste

geldiği

gözlendi. 0.014 in

basınç duyarlı kılavuz

tel primer stent

takılması

planlanan koroner artere yöntendirilip dar-

lık

geçildi.

İntrakoroner

olarak sol koroner arter için 20

ııg, sağ

koroner arter için 1 2

ııg

adenozin

uygulanması

ile

sağ­

lanan maksimum hiperemi

esnasında basınç duyarlı kıla­

vuz tel ile Pd, guiding kateter ile de Pa ölçüldü. FFRmyo =

Pd 1 Pa denkleminden

yararlanılarak hesaplandı.

FFR < 0.75 olan hastalara damar ref erans

çapına

uygun ebatta bir Mag Carbon stent seçildi.

İntrakoroner

stent

aynı

ilk

şişirme basıncı,

stentin göz ile tam ekspan se

olduğu

ba-

sıncın

bir atmosfer üzerine

çıkılarak uygulandı.

Bu ilk

şi­

şirmeden

sonra QCA yüzde

darlık çapı

ve FFRmyo hesap-

landı.

Optim um stent

yerleştirilen

olgularda epikardiyal

akımın normallcşmesi dolayısı

ile FFRmyo'nun normal koroner arterlerde

olduğu

gibi 0.94- 1

olması

beklendi. Bu- na göre intrakoroner adenozin

hiperenıisi esnasında

FFRmyo;::: 0.94 ve QCA ile yüzde

darlık çapı

< %1 O bulu- nan olgularda

sıent yerleştirilmesi

optimum olarak kabul edilip

işleme

son verildi.

Hedef FFRmyo (FFRmyo ;::: 0.94 ) ve hedef QCA yüzde

darlık

( < % 1 0)

çapına ulaşmayan

olgularda

şişirme basınç­

ları

bir önceki

şişirme basınçlarına

göre

ikişer

atmosfer

arttırılarak

hedef

değerlere ulaşıncaya

kadar mükerrer

şi­

şirmeler uygulandı.

Her

işlemden

sonra QCA ve FFRmyo ölçümleri

tekrarlandı.

Her iki yöntemle de optimum kabul edilen

değerlere ulaşınca işleme

son verildi.

Tüm hastalar

altı

ay süre ile angina pektoris, miyokard in- farktüsü, revaskülarizasyon

ihtiyacı

ve ölüm

açısından

ta- kip edildi.

Altıncı ayın

sonunda tüm hastalara standart Bruce protokolüne göre maksirnal efor testi

uygulandı.

İstatistiksel

analiz

Çalışmada

elde edilen veriler ortalama±standart sapma olarak verildi.

Aynı değişkenin farklı

zamanda ölçülen de-

ğerleri arasındaki ilişki

Wilcoxon paired t testi ile incelen- di. P<0.05

anlamlı

kabul edildi.

BULGULAR

Çalışınaya alınan olguların yaş ortalaması

57.38 ± 9.7 1

yıl

(42-73

arası)

idi.

Çalışınada

19 erkek, 2 ka-

dın

toplam 21 olguya 21 adet Mag Carbon stent ta-

kıldı. Takılan

stentlerin

çapları

3-4 mm

arasında

de-

ğişınekteydi.

Sekiz hastada sol ön inen a rter (%38. I ), 7 hastad a

sağ

koroner a rter (%33.3 ) ve 6

olguda sirkumfleks artere (%28.6) stent

yerleştirildi.

Olguların

kan lipid düzeylerinin

ortalamaları;

trigli- serid: 160.57 ± 70.55mg/dl, total kolesterol: 222.86

± 51.08 mg/di , LDL-K: 138.67 ± 39.7 mg/di, HDL- K: 48.57 ± 9.33 m g/di idi.

Olgularla ilgili demografik bilgiler, QCA ile e lde ed ilen anatomik parametrelerden %

darlık çapı

ve koroner

basınç

ölçümlerinden

sağlanan

fonksiyonel parametrelerden FFRmyo Tablo

ı

'de

verilmiştir.

Toplam 21 olguya 21 adet stent

yerleştirilmesi sıra­

sında çalışma

protokolüne uygun bir

şekilde şişirme basınçları

8 ile 14 Atm

arasında değişen

toplam 32 defa

şişirme işlemi uygulandı. Hastaların başlangıçta

ortalama QCA yüzde

darlık çapı

0.73 ±O. I

ı

(0.54-

0.9ı)

maks imum hiperemik durumda o rtalama

(3)

Tiirk Kardiyol Dem Arş 2002; 30:238-243

Tablo 1.

Olguların demografik özellikleri, QCA ile

o/o

darlık çapı,

FFRmyo ve

şişirme basınçları

Vaka

Yaş

Cins Stentlenen QCA

%Darlık

FFRmyo

(E/K)

damar

Çapı

bazal

bazal

ı

48

E

LAD 0.80 0.

1

7

2 63

E

LCx 0.83 0.51

3 63

E

LAD 0.55 0.62

4 59

E

RCA 0.61 0.62

5 65

E LAD

0.70 0.61

6 42

E

LCx 0.87 0.31

7 61

E LCx

0.63 0.65

8 58

E

RCA 0.91 0.56

9 44

E

RCA 0.79 0.54

lO 73

E

LAD 0.81 0.49

ll 50

E RCA

0.61 0.

1

7

1

2 53

E RCA

0.78 0.29

13 44

E

LCx 0.70 0.62

14 72

E

LCx 0.80 0.64

15 55

E

LAD 0.89 0.39

16 67

E LAD

0.75 0.27

17 65

K LCx

0.68 0.57

18

66

K LAD

0.54 0.56

1

9 50

E LAD

0.75 0.51

20 64

E

RCA 0.55 0.73

21 43

E

RCA 0.69 0.30

grad iyent 55.30± 17.44 mmHg, ortalama yüzde dar-

lık alanı

89.77±9. I 5 mm

2,

ortalama

darlık uzunluğu

6.99±3.25 mm id i.

Stentin göz ile tam ekspanse

olduğu basınçtan

bir at- mosfer fazla

basınçta

uygul anan birinci

şişirmeden

sonra 17 olg uda QCA ile hedeflenen yüzde

darlık

(<%10)

çapına ulaşıldı,

buna

karşın

FFRmyo hedef

değerine

(;;:::0.94) 13 hastada

ulaşıldı.

QCA ile opti- mum olarak kab ul edilen

değerlere ulaşıldığı

halde 4 olguda FFRmyo optimuma

ulaşmadı.

Bir olguda ise QCA ile hedef

darlık çapına ulaşılmadığı

halde (%20), FFRmyo hedef değere ulaştı (0.98). İlk şişir­

me

basınçlarının ortalaması:

I I .24 ± 2.05 atm (8- I 4 atm

arası),

bu ilk

şişirme işleminden

sonra orta lama yüzde

darlık çapı

O. I 2 ± 0.07 (0.04-0 .28

arası)

ve maks imum hiperemik durumda ortalama FFRmyo ise 0.85 ± 0.21 (0.20-0.99) olarak hesapl andı. İlk ş i­

şirme sonrası

QCA ile ortalama yüzde

darlık çapı

240

Ulaşılan Ulaşılan

Optimum Optimum

QCA

FFRınyo

QCA

FFRmyo

basıncı (atın) basıncı (atın)

0.10 0.94

12 1

4

0.10 0.94 8

1

2

0.10 0.95 12

1

2

0.08 0.97 14

1

4

0.03 0.94 lO

1

4

0.10

ı 10 lO

0.04 0.98 8 8

0.07 0.94 14

1

4

0.06 0.94 12

1

2

0.10 0.95 14

1

4

0.06 0.94 14

14

0.10

0.94 12 1

2

0.08 0.94

12 1

2

0.08 0.96 12

1

4

0.06 0.97 12

1

2

0.10 0.94 12

1

2

0.05 0.94 lO

lO

0.10 0.94

14 1

4

0.07 0.99

14 1

4

0.10 0.98 12

1

2

0.05 0.98 12

1

2

anlamlı

derecede

azalır

ike n (p<O.OO I), FFRmyo

başlangıç değere

göre

anlamlı

derecede

arttı

(p<O.OOI). İl k şiş irmeden sonra hem QCA ile (orta- lama yüzde

darlık çapı:

0.078 ± 0.029) he m de FFRmyo ile (0.96 ± 0.02 )

optiınuma ulaşılan

olgu-

ların

ortalama

şişirme basıncı

12. I 5 ± 1.72 Atm. idi.

İlk şişirmeden sonra hem QCA ile hem de FFRmyo ile hedef

değerlere ulaşılamayan

toplam 8 hastaya ikinci defa stent balonuyla ilk

şişirme basınçlarından

iki Atm. daha

yukarı basınçta şişirme işlemi

uygu-

landı. İkinci ş işirmeden sonra olgul ardan 6 tanesinde

Q CA ile hedeflenen yüzde

darlık çapına ulaşıldı.

Bu 6 olgudan 1 tanesinde QCA ile hedefle nen

değere

ulaşıldığı

halde FFRmyo ile hedefl enen

değere ulaş­

madı. İkinci ş işirmede uygulanan ortalama şişirıne

basıncı

12.25 ± 1.98 Atm,

şişirıne sonrası

ortalama

QCA yüzde

darlık çapı

0.094 ± 0.03, o rtalama

FFRmyo 0.83 ± 0.23 idi. İkinc i ş iş irmeden sonra

(4)

M.K. Erol ve ark.: Optimum Stent Yerleştirilmesinde Fraksiyone Akmı Rezervinin Kullamilli

he m QCA ile ( %

darlık çaplarının ortalaması:

0.076

± 0.029) hem de FFRmyo'nun (0.96 ± 0.03) optimu- ma

ulaştığı

toplam 5 olgunun ortalama

şişirme

ba-

sıncı

13.2 ± 1.79 Atm. idi .

İkinci şişirmeden

sonra QCA ile hedef

değere ulaşt­

Iamayan 2 olgu ve QCA ile hede f

değere ulaşıldığı

halde FFRmyo nun hedef

değere ulaşmadığı ı

olgu olmak üzere toplam 3 olguda 3. k ez

şişirme işlemi

uygu landı. Üçüncü şiş irme sonras ında tüm olgularda

hem hedef QCA yüzde

darlık

hem de hedef

FFRınyo

değerine u laşıldı. Üçüncü şi şirme i şle m i nde uygula- nan

şişirme basınçlarının ortalaması:

12.67 ± 1.15 olarak bulundu.

Ulaşılan

ortal ama yüzde

darlık

0.073 ± 0.03, ortalama

FFRınyo

0.95 ± 0.02 olarak bulundu.

Tüm olgula rda optimum QCA yüzde

darlık alanının sağlandığı

ortalama

basınç

11.90 ± 1 .84

atın

(8- I 4

atın arası),

optimum FFRmyo'nun

sağlandığı

ortala- ma

basınç ı

2.48 ± 1.66

atın

(8- I 4

atın arası)

olarak bulundu. İş lem öncesi ve sonra sında saptanan ortala- ma kantitatif koroner anjiyografi ve fraksiyone

akını

rezervi

değerleri

tablo 2'de

verilmiştir.

Tüm olgularda hedef değerlere ulaşı ld ı. İşlem sonra-

akut

tıkanma

ve koroner arter by-pass cerrahisi

iş­

lemi hiçbir hastada gerekmedi.

Altı aylık

takip esna-

sında

hiç bir hastada te krarlayan ang ina,

ınİyokard

infarktüsü

gelişimi,

revaskülari zasyon

ihtiyacı

ve ölüm görülmed i.

Altıncı ayın

sonunda s tandart Bru- ce protokolü ne gö re uygul anan maksimum efor tes- tinde tüm hastalarda hedef kalp

hızına ulaşıldı.

Hiç- bir hastada pozitif test sonucu

saptanmadı.

Tablo 2. İşlem öncesi ve sonrasında saptanan ortalama kanti- tatif koroner anjiyografi ve fraksiyone akım rezervi değerleri İşlem Öncesi İşlem Sonrası P<

QCA darlık çapı (%) 0.73±0.11 0.08±0.02 0.001

FFRmyo 0.48±0. 17 0.96±0.02 0.001

TARTIŞMA

Stentlerle ilgi li sorunlar, hangi hastalara gerçekten stent

yerleştirilmesinin

gerekli

olduğu,

optimum yer-

leştirmenin değerlendirilmesinin güçlüğü,

akut ve subakut

tıkanma yoğun

antikoagü lan tedaviye

rağ­

men

oluştuğunda

tedavisi oldukça zor olan stent iç i reste noz lar olarak

sayılabil

ir (

10). Ayrıca

finansal

Tek

başına

QCA ölçümleri ile s te nt

yerleştirilmesin­

de

hastaların

bü yük bir

kısmında

optimum

yerleştir­

menin

gerçekleşmediği

pek çok

çalışma

ile ortaya

konmuştur (5, ı ıl.

Stentin optimum olarak

yerleştiril­

mesinin d eğerle ndiril mesi için iVUS, koroner akı m velos ite rezervi, FFRmyo ve intra koroner anjiyoskop gibi yöntemler

geliştiriJip kullanılmıştır.

İntrakoroner

stent

yerleştirmede

lVUS

altın

s tandart

olmasına karşın; pahalı olması,

fizyolojik parametre- le rin ölçülememesi, sadece anatomik ölçüm yapabil- mesi,

uygulamasının

uzun zaman

alması,

balonu de-

ğiştirerek

IVUS kateterinin

takılınasının gerekınesi,

e lde edilen görüntüleri n

yorumlanınası

için oldukça deneyimli u zman gerekti rmesi gibi

dezavantajları

mevcuttur

(12-14).

He r zaman her laboratuarda müm- kün

olaınaınaktadır.

Stent

uygulamalarının

gittikçe

artması

da rutin olarak IVUS

kullanımını güçleştir­

mektedir. Ayrıca İVUS ile gözlemci iç i ve gözlemci- le r

arası değişiklikler

de mevcuttur, bu durum

değişik

tedavi s trateji lerinin

uygulanmasına

neden

olmaktadır (15).

Yine İVUS ve koroner anjiyoskopi gibi morfolo- jik yöntemlerin

birdezavantajıda değerlendirme

yap- mak için s te nt içinden aletlerle

ınultipl geçişler yapıl­

ması

nedeni ile s tent deformasyonu ve dislokasyonu- na sebep olabilmeleridir

(16).

Bununla bir likte İVUS'un koroner disseksiyon ve trombüsün tan ınma­

sında,

plak

yapısının

incele nmesi nde fonksiyonel yöntemle rden daha üstün

olduğu

da

yadsınamaz

bir gerçektir

(17-18).

İVUS' un yukarıda değin i len özelli k- le ri nedeni ile ste nt

yerleştirmede kullanılan

al ternatif bir yöntemde yüksek

basınç

ile stentleme

olmuştur.

Ancak yüksek

basınç

ile stent

yerleştirilmesinin;

ke- nar e tkisi ile

komşu

bölgelerd e hasar

oluşturması,

s tent

sıratlarında

ve

yapısında

bozulmaya neden ol-

ması,

intimal hiperplaziy i

uyarması

ve plak

parçaları­

nın

s tent

sıratlarından sarkınası

gi bi

dezavantajları

mevcuttur

(19-20).

Bizim

çalışmanıızın sonuçları

akut

tıkanma

ve reste- noz

oranları

PTCA'ya göre daha

düşük

olan ve gittik- çe daha

yaygın

bir

şekilde

kateter

laboratuvarlarında kullanım alanı

bulan intra-koroner stentlerin opti- mum olarak

yerleştirilmesinde

intra-koroner

basınç

ölçümlerinden elde edil en; koroner

akımı değerlen­

dirmede oldukça spesifik olan, hemodinamik

değişik­

liklerden

etkilennıeyen,

koroner kan

akınıının

iletil-

mesini

gösterınede

ideal bir fonksiyonel indeks olan

FFRmyo ile

(7)

anatom ik bir indeks olan QCA kom-

(5)

Tiirk Kardiyol Dem Arş 2002; 30:238-243

B ec h ve

arkadaşları (2 ı) tarafından

60

hastalık

bir se- ride PTCA

sonrası

6 ve 24

aylık

kardiyak

olaysız

ya-

şam oranları;

hem FFRmyo (> 0.90) hem de QCA (

darlık çapı

< %35) ile hedef

değerlere ulaşılan

has- talarda

sırasıyla

%92, %88 olarak

bulunmuştur.

He- def

değerlere ulaşılamayan

hastalarda ise bu oranlar yine

sırasıyla

%69 ve %59 olarak

bulunmuştur.

Yine bu

çalışmada

da

eğer

fizyolojik ve anjiyografik para- metrele rin her ikisiyle de hedef

değerlere ulaşıldı­

ğında

erken ve geç dönem sonuçlar mükemmel oldu-

ğu bildirilmiştir.

Colombo ve

arkadaşları (5) tarafından yapılan

top- lam 359

hastayı

içere n ve 6

aylık

takipleri de

yapılan

bir

çalışmada

stent

yerleştirilmesini

takiben QCA ile darlık çapının < %20 olmasına rağmen İVUS ile de-

ğerlendirme

sonucunda

vakaların

büyük bir

çoğunlu­

ğunda

stentin optimum olarak

yerleştirilemediği

ve tekrar daha yüksek

şişirme basınçlarına

gereksinim

duyulduğu saptanmıştır.

Blas ini ve

arkadaşları (I I) tarafından

s tent

yerleştirilmesini

takiben 255 hasta üzerinde

yapılan

bir

çalışmada

minimal luminal çap, anjiyografi ve İYUS ile karşılaştırılmı ştır. Bu değer­

lere dilarasyon

basıncının

etkisi

değerlendirilmiştir.

Bu

çalışmada düşük

dilarasyon

basınçlarında

iki yöntem

arasında

önemli

farklılık bulunduğu,

yüksek dilarasyon

basınçlarında

ise her iki yöntemle de elde edilen görüntüler

arasındaki farklılığın

minimum ol-

duğu gösterilmiştir. Aynı çalışmada

tek

başına

QCA ölçümleri ile optimum stent

değerlendirilmesinin

ya-

pılamayacağı

ortaya

konmuştur.

Hanekamp ve

arkadaşları (8) tarafından yapılan

30 olguluk bir

çalışmada;

optimum stent

yerleştirilme­

sinde QCA, İVUS ve FFRmyo karşılaştırılmıştır. Bu

çalışmada

her üç yöntem ile de stentin optimum ola- rak

yerleştirilebildiği

vaka

sayısı

17 olarak bulun- mu ştu r. Tek baş ına QCA ile 24, İVUS il e 17 , FFRmyo ile de 17 has tada optimum

değerlere ulaşıl­

mıştır. Bu çalı şmada İYUS ile FFR arasında %9 1, İYUS ile QCA arasında %48 ve FFR ile QCA ara-

sında

ise

%46'lık

bir korelasyon

bulunduğu

belirtil-

miştir.

Bu

çalışmada

vurgulanan en önemli nokta FFRmyo ile İVUS'un gerek ş işirme basınçları gerek- se de hedeflene n

değerlere ulaşmak açısından

birbi- rine çok

yakın

yöntemler

olduğudur.

Katritsis ve

arkadaşları (22) tarafından

14

hastayı

içe- ren bir seride, FFR ve İVUS s tent yerleştirilmesinde

karşılaştırılmıştır.

FFR ve

İVUS arasındaki

bu mü-

242

kemmel

ilişki

FFR'nin 0.94'den büyük veya küçük

değerleri

için geçerli görünmektedir.

Bu

çalışmalardan çıkan

ortak s onuç PTCA sonuçla-

rının değerlendirilmesinde

fizyolojik ve ana to mik

yaklaşımlar

birbirini

tamamladığıdır.

Bizim toplam 2 1 olguluk

çalışmamızda

da QCA ile hedeflenen

değerlere,

FFRmyo ile hedefle nen

değer­

lerden daha

düşük şişirme basınçlarıyla ulaşıldı.

Ça-

lışmaınıza

dahil

ettiğimiz

2 1 olguda; hem klinik ola- rak anjinal

şikayetlere

neden olan, he m anjiyografik hem de fonksiyonel yöntemlerle ölçülen önemli dar-

lıklar

mevcuttu Hem anatomik bir yöntem olan QCA ile hem de fonksiyonel bir yöntem olan

FFRınyo

ile hedef

değerlerine

tüm

hastalarımızda ulaştık.

Bizim elde

ettiğimiz

ortalama dilarasyon

basınçlarıınız

a l- ternatif olarak İVUS kullanılmadan sadece yü ksek

şişirme basınçlarının

(> 14 Atm.)

kullanılınasına

göre oldukça

düşük kalmaktadır. Ayrıca darlığa

göre opti- mum

basınçlarda

çok

değişkendir.

Sekiz atmosfer ile optimum

değerlere ulaşılan darlık yanında

14 atmos- fere

çıkılması

gereken

darlıklarda saptanmıştır.

Bu sonuç tüm olgularda yüksek atmosfer ile s tent yer-

leştirmenin bazı

olgularda gereksiz yüksek

basınçla­

ra

çıkılması

son ucunu

doğurduğunu

gös termektedir.

Myokardiyal FFR

kılavuzluğunda

has talara s tent

yerleştirilmesinin

bir

avantajı

da

işlem

s üresin ce ko- roner

akımın

sürekli monitörize edilmes idir. Zaten bizim

çalışmaınızın

temel

amacı

da

FFRınyo

ile stentin optimum bir

şekilde yerleştirilmesini sağlar­

ken

darlığa komşu

segmentlerde hasara yol açma- mak ve s tent

restenozlarındaki

etkisi bilinen intimal hipe rplaziyi uyarmamak için dilarasyon

basıncını

ge- reksinimden daha fazla yukarda

tutmaınaktı.

Ülke lerin ekonomik koşulları da dikkate a lındığında;

İYUS'un

maliyeti,

kullanım

ve

değerlendirilmesinin güçlüğü

ile birlikte oldukça uzun zaman

alıcı

bir

iş­

lem

olduğu

hesaba

katılırsa,

rutin olarak

kullanımı

her za man mümkün

olmamaktadır.

Onun yerine fonk s iyonel bir parametre olan miyokardiya l FFR'nin anatomik bir parametre olan QCA ile kom- bine edilmesi alternatif bir yöntemdir. FFRmyo ö l- çümü

yapılan kılavuz

telin

aynı

zamanda anjiyopl as- ti teli olarakta

kullanılabilmesi

bir

avantajdır.

Sonuç olarak QCA ile FFRmyo

arasında

korelasyon

olmasına rağmen sonuçları

birebir

örtüşmemektedir.

Stent

yerleştirmesinde

QCA'nin optimum residua l

darlık

düzeyine

ulaştığı basınçlarda

tüm olgularda

(6)

M.K. Erol ve ark.: Optimum Ste/11 Yerleştirilmesinde Fraksiyone Akım Rezervinin Kullammı

optimum FFRmyo'a

ulaşılamamaktadır. Ayrıca

dar-

lığa

göre optimum

çıkılması

gereken

basınçta

çok

farklılık

göstermektedir. FFRmyo

kullanımı

ile ge- reksiz yüksek

basınçlara çıkma

önlenebilir.

FFRmyo'nun IVUS

olanağı

o lmayan merkezlerde optimum stent

yerleştirilmesinde kullanılabilecek

kolayca uygulanabilen, nisp eten daha ucuz bir yön- tem

olduğunu düşünmekteyiz

KAYNAKLAR

1. Zir LM, Miller SW, Dinsmore RF, Gilbert JP, Hart- horne JW :

İnterobserver

variability in coronary

arıeriog­

raphy.

Circulaıion

1 976; 53: 627-32

2. Grondin CM, Dyrda I, Pasternac A,

Caınpeau

L, Bourassa MG, Lesperance J: Discrepanc ies between ci- ne angiog raphy and post-mortem findings in patie nts with coronary artery disease and recent revascu larizat ion. Cir- c ulation 1 974; 49:703-8

3. Kalbfleisch SJ,

McGilleın

MJ, Simon SB, DeBoe SF, Pinto IMF, Mancini GBJ:

Auıomated

quantitation of in- dex of

coroııary lesioıı

complexity. Comparison

betweeıı patieııts

with stable and

uııstable aııgina.

Circulation 1990;

82:439-47

4. Gurley JC , Nissen SE, Booth DC, DeMaria AN:

Iııf­

lueııce

of

operaıor-

and patient-

dependenı

variables on su- itability of

automaıed

quantitative coronary arteriography for

routiııe

e linical use. J Am Co ll Cardio l 1 992; 19 : 1237- 43

S. Colombo A, Hall P,

Nakanıura

S, et al: Intracoronary

stentiııg

without anti

coagulatioıı acconıplished

with intra- vascular ultrasonic guidance. Circ ulation 1 995; 9 1: 1676- 88

6. Caymaz O, Fak AS, Tezcan H , et al: Koroner arter anjiyografik

sınır lezyonlarında nıiyokard

perfüzyon sin- ligrafisi ile

ınİyokard

fraksiyone

akını

rezcrvi korelasyonu.

Türk Kareliyol

Derıı Arş

1999; 27:468-72

7. Pijls NHJ, Van Gelder B, Van der Voort P, et a l:

Fractio nal Flow Rese rve. A uscful index to

evaluaıe

the influe nce of an e picardial coronary

sıenosis

on

nıyocardial

flow.

Cirulaıion

1 995; 92: 3 183-93

8. Hanekamp CEE, Koolen JJ, Pijls NHJ, Michels HR, Bonnier HJRM: Comparison of QCA,

inıravascular

ultra- sound, and coronary pressure

nıeasurmenı

to assess opti- mum stent

deployınent.

Circulation 1999; 99: 1015-2 1 9. Reiber JH C, Serruys PW,

Koojınan

C J , et al: Asses-

ıneni

of short-,

ınediuın-,

and

long-ıernı

variations in

arıe­

rial

dinıension

from compute r assisteel qua ntification of coronary cine

angiogranıs. Circulaıion

1 985; 7 1: 280-8

10. Serruys PW, de Jaegere P,

Kienıeneij

F, e t al: A comparison of ballon-expandable-stent

iınplantation

with ballon angioplasty in

patienıs

with coronary artery disease.

New En gl J Med 1994; 33 1: 489-95

ll. Blasini R,

Neunıann

FJ,

Schınitt

C, Bokenkamp J, Schoming A: Comparison of angiography and intravascu- lar ultrasound for the

assessınent

of

luınen

size aftcr coro- nary stent

placeınent: iınpact

of dilatation pressures. Cat- het Cardiovasc Diagn. 1997; 42: 1 13-9

12. Alfonso F, Macaya C, Goicolea J, et al: Ac utc c oro- nary closure

conıplicating

intravascular ultrasound

exanıi­

nation. Eur

Hearı

J 1994; 15:710-2

13. Haussman D, Erbel R , Alibelli-Chemarin MJ, et al:

The safety of intracoronary ultrasound: a multicenter sur- vey of 2207

exanıinations.

Circulation 1 995; 9 1: 623 -30 14. Nishioka T,

Anıanullah

AM, Luo H, Berglund H, et al: Clinic al va1idation of intravasc ular ultrasound imaging for asscssment of c oronary ste nosis seve ri ty. J Am Coll Cardiol 1 999; 33: 1870-8

lS. Blessing E, Hausmann D, Sturm M, Wolpers HG, Amende I, Mugge A: Intravascular ultrasou ncl and stent implanta tion: intraobserver anel interobserver variabil ity.

Am Heart J 1 999; 1 37: 368-7 1

16. Nicosia A, Van der G iessen WJ, Airiian SG, von Birgelen C, de Feyter PJ, Serruys PW: ls intravascular ultrasound after coronary stent ing a safe proceclure? Three cases of ste nt damage attributable to ICUS in a

tanıalum

coil

sıent. Catlıeı

Cardiovasc Diagn 1997; 40:265-70 17. Waller BF, O rr CM, Pinkerton CA, van Tassel J , Peters T, Slack JD: Coronary ballon angioplasty

dissecıi­

ons: "the goocl, the bad, and the Ugly". J

Anı

C oll Cardiol 1 992; 20: 701-6

18. Volaris AG,

Linneıneier

TJ, Campbe ll S, Rot hba-

uın

DA, Cumberland DC: In travascular ultraso und ima- ging combine el w ith coron·ary angioplasty. Laneel 1 992;

339: 157 1-2

19. Nakamura S, Hall P, Gaglione A, et al: High presu- re assisted coronary

stenı inılanıaıion

accomplished

witlıo­

intravascula r

ulırasound

guidance and subseque nt

aııti­

coagu1ation. J Am Co ll Carcliol 1 997; 29: 2 1-7

20. Serruys PW, Di Mario C: Who was

thronıbogeııetic:

th e stent or the doc tor? Ci rc ulation. 1 995; 9 1: 1 89 1 -3 21. Be ch GJW, Pijls NHJ, De Bruyne B, et al: Useful- ncss of fractional flow reserve to predic t elinical outcome after ballon angioplasty. Circ ulation 1999; 99: 883-8 22. Katritsis DG, Ioannidis JP, Korovesis S, e t al:

Comparison of myocardial fractiona1 flow reserve and

iııt­

ravascular ultrasound for the

assessnıenı

of slotted-tube

steııts.

Catheter Cardiovasc Inte rv 200 I ; 52: 322-6

Referanslar

Benzer Belgeler

halkımı zcia ilgili yaş grubundaki nü fus tahminine da- yanarak yüksek ri skli bireylerin sayısı öngö rüldü. Bu say ı 1.6 mil yon olarak tahm in edilen koro- ner kalp

O ur study s hows that QTcd is increased significantly in LAD artery lesio ns and/or coronary patho logies accompanying L AD a rtery les io ns, especially in patients

coronary angioplasty.. Onat: 1999 Yilmda Kardiyovaskiiler Tıp ve Tıp Alanlannda Üst Diizey Makaleler. K ard. Ayıemir K, Özer N, Aksöyek S, Özkuılu H, Oto A, Özmen F: QT

Sintigrafi sonuçları normal ve anormal olan bölgeler için darlık dereceleri arasında fark bu- lunmazken , FFRMYO değerleri istatis tiksel olarak an-. lamlı o lan bir

Marfan sendromlu hasta grubundaki ekokardiografik bulgular (LV= sol ventrikül, AY= aort yetersizli ği, M VP= mitral ka- pak prolapsusu, TVP= triküspid kapak prolapsusu). vaka aort

Başarılı PTCA'dan sonra hafif de olsa enzim yüksekliği saptanan olgu- larda bunun klinik önemi olup olmadığı, olguların erken ve geç dönem izlemlerinde yeni

şenısi ye ile tam okiüze edi- len olgu da gruba katılusa bu 9 olguluk seride 8 ol- guda tam oklüzyon 1 olguda ise kısmi oklüzyon (hafif rezidüel şant)

Hastalar bir pediatrik kardiyolog tarafından fizik muayeneleri yapıldıktan sonra masum ve patoloj ik üfürümü olanlar olarak iki gruba