• Sonuç bulunamadı

Rusya nın IŞİD le Mücadele Politikası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Rusya nın IŞİD le Mücadele Politikası"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

www.bilgesam.org

Son yıllarda Orta Doğu’daki istikrarsızlığın en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilen Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) yarattığı tehlike sadece bölgesel değil küresel düzeyde de sorunlar oluşturmaktadır. Özellikle içerisinde Müslüman toplumları barındıran birçok devletin terör tehlikesi ile yüz yüze kalması, bu dev- letlerin Orta Doğu ülkeleri ile ilişkilerini etkilemekte ve IŞİD’le mücadele politikala- rı izlemesine neden olmak- tadır. Bu anlamda 16 milyon civarında Müslümanın va-

tanı olan Rusya’nın son yıllardaki Orta Doğu’ya yönelik bölgesel politikasında IŞİD faktörü büyük rol oynamaktadır.

Ayrıca Güney Kafkasya ve Orta Asya gibi coğrafyayı da kendi nüfuz alanı olarak gören Moskova, bölgede aşırı dinci grupların faaliyetlerinin kendi ekonomik ve politik çıkarlarını tehlike- ye atmasından endişe etmektedir.

Sovyetler Birliği’nin yıkılması sonrası küresel düzeyde kendisi için önem arz eden pek çok stratejik noktayı kay- beden Rusya, son dönemlerde Orta Doğu’daki geleneksel müttefikleri ile politik, ekonomik ve askeri işbirliğini geliştirmeye başlamıştır. Bu strateji bugün de başarılı bir şekilde devam etmektedir. Bölgede Arap Baharı son-

rasında yaşanan gelişmeler ve IŞİD tehlikesi bu ilişkileri yeni bir boyuta taşımaktadır. Suriye ve Irak gibi dev- letler IŞİD’e karşı kendi güvenliklerini koruma amaçlı Rusya ile işbirliğini geliştirmekten yana politikalar izlemek- tedir.

Bu analizde Rusya’nın Arap Baharı sonrasında Orta Doğu politikasında yaşanan değişimler ele alınmakta, Moskova’nın IŞİD tehlikesine karşı uluslararası düzeyde ve kendi sınırları dahilinde izlediği politikalar incelen- mektedir. Aynı zamanda IŞİD’in var- lığının Rusya’daki son terör olaylarını nasıl tetiklediği ve örgütün uzun vadeli faaliyetlerinin Rusya için nasıl bir tehlike oluşturabileceği analiz edilmek- tedir.

Rus İç Politikası Bağlamında IŞİD’le Mücadele

Bağımsızlığını kazandıktan sonraki yıllarda ayrılıkçı bölgeler sorunu yaşa- yan Rusya, terör örgütlerinin faaliyetini kendi ulusal güvenliğine tehdit olarak görmektedir. Aralık 2014’de Rusya Yüksek Mahkemesi, Orta Doğu’da faaliyet gösteren IŞİD ve El Nusra Cephesi’ni terör örgütleri listesine almıştır.1 Bu kararla iki terörist yapı- lanmanın Rusya topraklarında her türlü propaganda faaliyeti yasaklanmıştır.

1 “Верховный суд признал ИГ и

“Джебхат ан-Нусра» террористическими организациями” (Yüksek Mahkeme IŞİD ve En-Nusra Cephesi’ni terör örgütü olarak tanıdı), Aralık 29, 2014, http://tass.ru/politi- ka/1677833 (Erişim tarihi: 14 Şubat 2015)

Elnur İSMAYILOV

Rusya’nın IŞİD’le Mücadele Politikası

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM)

(2)

Rusya’nın IŞİD’in hedeflerinden biri olduğu bilinmektedir.

Eylül 2014 başlarında sosyal medyada bir IŞİD militanı ta- rafından Rusya’nın ve doğrudan Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in tehdit edilmesi, terör örgütünün Rusya ile ilgili planlarını kısmen ortaya koymuştur. Moskova’ya verilen mesajda özellikle Rusya’nın Beşar Esad rejimine askeri yar- dımı eleştirilmekteydi. Ekim 2014’de terör örgütünün Kist2 asıllı Kuzey cephesi komutanı Ebu Ömer el-Şişani (gerçek ismi Tarhan Batiraşvili) de Rusya’yı hedef alan bir açıklama yapmıştır. Örgüt Komutanı Irak ve Suriye’den sonraki hede- fin Rusya olduğunu belirtmiştir. Verilmiş mesajda aynı za- manda Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya’daki diğer Müslüman toprakların da özgürlüğüne kavuşturulacağı ifade edilmiştir.

Ebu Ömer’in 90’lı yıllarda ve Ağustos 2008’de Rus-Gürcü Savaşı’nda Rusya’ya karşı savaştığı bilinmektedir.

Rusya istihbaratı (FSB) tarafından açıklanan verilere göre Orta Doğu’da çatışmalara katılmak için bölgeye gidenlerin sayında büyük oranda artış yaşanmaktadır. Haziran 2013’de Suriye’de mücahit olarak 200 civarında Rusya vatandaşının savaştığı tahmin edilmektedir. Ağırlıklı olarak Çeçenlerin örgüte katıldığı bilinmektedir. Bazı bilgilere göre örgüte ka- tılan Çeçen kökenlilerin sayı 1700 civarındadır. Aralık 2014 verilerine göre Kabardin-Balkar eyaletinden örgüte katılımın 150 civarında olduğu ifade edilmektedir. Ömer El-Şişani komutasında Kafkasya kökenli 1000 civarında savaşçının olduğu bilinmektedir. Bunlar El-Şişani komutasında ibn-ul Hattab askeri birliğinin savaşçıları; Basayev ve Dudayev birliklerine bağlı savaşçılar ve Ebu Hanife örgütüne bağlı savaşçılardır. Suriye’de Esad rejimine karşı çatışmalarda El-Şişani’ye bağlı Kafkasya kökenli 500 savaşçının öldüğü de bilinmektedir. Eylül 2013’de Kuzey Kafkasya kökenliler Abu Abdurrahman başkanlığında Suriye’nin kuzeyindeki Halep bölgesinde Esad hükümetine karşı Al-Muhacirin grup- laşmasını kurmuşlardır. Suriye’de terör örgütüne katılanların takriben %80’nin Kuzey Kafkasya kökenli; diğer %20’nin ise eski Sovyet cumhuriyetlerinden özellikle Orta Asya’dan olduğu iddia edilmektedir3. En son verilere göre 1700 civa- rında Rus vatandaşı IŞİD’e katılmıştır.4

Ekim 2014 tarihinden itibaren Kuzey Kafkasya bölgesinde mevcut direnişçi örgüt olarak bilinen Kafkas Emirliği’ne bağlı komutanların IŞİD’e katılma amaçlı El-Bagdadi’ye 2 Kistler, Çeçen ve İnguşlarla birlikte Kuzey Kafkasya kökenli Vaynah etnik grubuna ait halk.

3 James Makienko, “Syria-80% of ISIS come from Russia, former USSR”, Eylül 18, 2014, http://geopoli.info/?p=817 (Erişim tarihi: 15 Şubat 2015)

4 “Глава ФСБ: до 1,7 тыс российских граждан могут воевать в Ираке” (FSB Başkanı: Irak’ta 1700 Rusya vatanda- şı savaşmaktadır), RIA Novosti, Şubat 20, 2015, http://ria.ru/

world/20150220/1048707159.html (Erişim tarihi: 15 Şubat 2015)

biat ettikleri bilinmektedir. Aralık 2014 tarihinde Kafkasya Emirliği’nin 2.Emiri olarak bilinen ve gerçek ismi Rüstem Asildarov olan Dağıstan cemaati Emiri Ebu Muhammed’in El-Bagdadi’nin liderliğini kabul ettiğini açıklanmıştır.

Kasım ayında da Hasavyurt bölgesinde mevcut olan Emir Süleyman (Movsar Zaylanabidov) isimli komutanın baş- kanlığında direnişçi örgüt IŞİD’e katılmıştır. Daha sonradan bölgedeki diğer direnişçi örgüt komutanı Mahaçkala Emiri Muhammed Agaçaulinski de IŞİD’e katıldığını duyurmuş- tur. Çeçenistan’da Doğu Cephesi komutanlardan olan Emir Mahran Yakup ve saha komutanı Emir Usame’nin örgüte katılımı sosyal medya üzerinden duyurulmuştur.

Son dönemlerde Kuzey Kafkasya’daki Çeçenistan ve Dağıs- tan bölgelerinde silahlı direnişçi gruplarla Rus askeri birim- leri arasında çatışmalar yaşanmaktadır. Aralık 2014 ve Şubat 2015 sonlarında Çeçenistan ve Dağıstan’da gerçekleştirilen terör eylemlerinin de IŞİD’e bağlı radikal gruplar tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Rusya istihbarat birimlerinin verileri, bölgedeki genç nüfusun terör örgütüne katılmak için Suriye ve Irak’a gittiğine işaret etmektedir. Bu nüfusun Rusya’ya geri dönmesi halinde Kuzey Kafkasya’da terör eylemlerinin ve istikrarsızlığın artmasına etki edeceğinden endişe edilmektedir.

Kuzey Kafkasya kökenli savaşçıların Orta Doğu’da terör örgütüne katılmak için izledikleri rotanın genellikle Türkiye üzerinden olduğu tahmin edilmektedir. Fakat bu Kuzey Kaf- kasya kökenlilerin hepsinin Rusya’dan gitmedikleri de bili- nen bir gerçektir. Rus-Çeçen savaşları zamanı mülteci olarak Avrupa’ya göç eden Çeçenlerin terör örgütüne katılmak için Avrupa-Türkiye rotasını izlediği tahmin edilmektedir.

Rusya IŞİD sorununun Orta Doğu’da çözülmesi, yani örgüt- le bölge sınırları içinde mücadele edilmesi temelli bir strateji izlemektedir. Bu mücadelede başarılı olunması veya oluna- mamasından bağımsız olarak Kremlin örgüt militanlarının Rusya’ya tekrar dönmesinden endişe duymaktadır. Rusya bu geri dönüşlerin gerçekleşebileceği rotaları analiz etmekte ve kendi sınırlarını koruma adına güvenlik önlemleri almakta- dır.

Militanların Rusya’ya geri dönüşleri için kullanabilecek- leri rotalardan biri İran ve Türkiye’den geçerek Güney Kafkasya ülkeleri Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Ku- zey Kafkasya’ya girmektir. Rusya terör örgütü militanlarının Gürcistan’daki Pankisi Deresi üzerinden Kuzey Kafkasya’ya ulaşmasından endişe duymaktadır. Bu durumda Çeçenistan ve Dağıstan’da Rus askerlerine karşı yeni bir çatışmanın baş gösterme tehlikesi vardır. Bu nedenle Rusya bu bölgelerde güvenlik önlemlerini artırmaktadır.

(3)

Teröristlerin izleyebileceği bir diğer rota Afganistan’dan geçerek Orta Asya ülkeleri üzerinden Rusya’ya ulaşmaktır.

Aralık 2014’de terör örgütünün Afganistan üzerinden Orta Asya’ya ve dolayısıyla Rusya sınırlarına yaklaşma tehlikesi Dışişleri Bakanı Lavrov tarafından da belirtilmiştir.5 Orta Asya devletlerinden terör örgütüne katılımın yüksek olduğu ve bu rakamın 5 bin civarında olduğu da bilinmektedir. Ekim 2014’de Özbekistan İslam Hareketi’nin IŞİD’le birleşme kararı alması da bu tehlikenin bir diğer boyutunu gözler önüne sermektedir. Zira bu durum Rusya’nın Orta Asya’daki çıkarlarına zarar vermektedir. Söz konusu tehlikenin ön- lenmesi için Şanghay İşbirliği Örgütü düzeyinde bölgede oluşabilecek terör tehdidiyle mücadele konulu görüşmeler yapılmaktadır. Ayrıca Orta Asya devletleri son dönemde te- rör tehdidine karşı savunma bütçelerini artırmaktadır.

Rusya’nın Dışişleri Bakanı Lavrov’a göre, IŞİD’in ortaya çık- masındaki en önemli sebeplerden biri ABD’nin Orta Doğu’ya yönelik uzun vadeli başarısız politikalarıdır. IŞİD, ABD’nin elinde bir araç olarak kullanılmaktadır. IŞİD’in Orta Doğu’da- ki işgal stratejisinin başarısını, ABD ve müttefiklerinin deste- ğine borçlu olduğunu belirten Rusya Cumhurbaşkanı Putin de aynı görüşü savunmaktadır.6 Putin’e göre militanlara parasal destek sağlayan; silahla donatan ve askeri uzmanlarla yardım eden güç ABD ve müttefikleridir. Soğuk Savaş yıllarında Sovyetlere karşı Afganistan’daki radikal dini örgütlere destek veren ABD’nin El-Kaide ve Taliban’ın tehdit olarak ortaya çıkmasından sorumlu olduğu gibi, Orta Doğu’da IŞİD’in doğ- masında da sorumluluk taşıdığı öne sürülmektedir.

Ayrıca, Vladimir Putin’in danışmanlarından biri olan Alek- sandr Prohanov, IŞİD’in Mossad tarafından eğitildiği ve Israil ordusunun teröristlere destek verdiği görüşünü savunmakta- dır.7 Prohanov’a göre örgütün başlıca hedefi Rusya ve İran’dır.

5 “Лавров: эмиссары “Исламского государства” приближаются к границам России” (Lavrov: İslam devleti Rusya sınırlarına yak- laşmaktadır), Aralık 25, 2014, http://tass.ru/politika/1670859 (Erişim tarihi: 19 Şubat 2015)

6 “Выступление Путина на заседании клуба “Валдай””, RIA No- vosti, Ekim 24, 2014, http://ria.ru/politics/20141024/1029822758.html (Erişim tarihi: 18 Şubat 2015)

7 “Советник Путина: Моссад обучает террористов ISIS”, Aralık 07, 2014, http://postskriptum.org/2014/12/07/themossad/ (Erişim tari- hi: 19 Şubat 2015)

Uluslararası İşbirliği Kapsamında IŞİD’le Mücadele Şubat 2015 başlarında Rusya’nın BM’deki Daimi Temsilcisi Vitali Çurkin BM Güvenlik Konseyi’ne IŞİD’e karşı müca- dele öngören bir taslak metin sunmuştur. Bu metinde terör örgütüne yardım eden ülkelerin mali desteğinin ve örgütün Irak ve Suriye’de işgal ettiği bölgelerden çıkardığı petrol satışından elde ettiği gelirlerin önlenmesi gerektiği net bir şekilde ifade edilmiştir. Görüşmeler sonrasında BM Güven- lik Konseyi tüm üye ülkeler için bağlayıcı olan yaptırımlar kapsamında 2199 sayılı kararı onaylamıştır.8 Kararda petrol kaçakçılığı ve yasadışı antika ticaretinin önlenmesi; rehine- ler için fidye ödenmesinin yasaklanması; bağış ve fonlarla ilgili kısıtlamalar ve terör örgütlerine silah satışının yasak- lanması gibi maddeler yer almaktadır. Silahlarla ilgili olan maddede devletlerin BM yaptırımları çerçevesinde IŞİD, El-Nusra ve El Kaide bağlantılı terörist gruplara silah satışı- nın yasaklanması; özellikle karadan havaya fırlatılan MAN- PAD füzelerinin ve bu türden olan silahlara terör örgütlerinin ulaşımının engellenmesi gerektiği belirtilmektedir. Bağış ve fonlarla ilgili maddede ise terör örgütlerinin uluslararası fi- nans kurumlarına erişiminin önlenmesi konusunda devletler sorumluluk almaktadır. Terör örgütlerine kaçırdıkları rehine- ler karşılığında devletlerin fidye ödemesi yasağı da kararda ifade edilmiştir. Teröristlerin özellikle Suriye’de işgal ettik- leri bölgelerdeki kültürel mirası yok ederek antika yağmacı- lığı faaliyetlerini engellemek için Suriye’den yapılacak olan her türlü antika ticareti yasaklanmaktadır. Petrol ve petrol ürünlerinin alımı konusunda bahsi geçen terör örgütleri ile her türlü ticaret yasaklanmakta; bunu uygulamayan devlet ve şirketlere yaptırım uygulanması öngörülmektedir.

Ağustos 2014’te Rusya ABD’ye IŞİD’e karşı mücadele- de yardım önerisinde bulunmuştur. Eylül 2014’te Rusya, Güvenlik Konseyi toplantısı sonrasında diğer devletlerle uluslararası hukuk çerçevesinde IŞİD’e karşı ortak hareket planı üzerinde görüşmeler gerçekleştirilmesi gerektiğini be- yan etmiştir.9 Rusya, IŞİD’le mücadeleyi kararlaştıran Paris Deklarasyonu’na imza atmasına rağmen, ABD ve müttefik- lerinin Suriye’de terör örgütü ile mücadelenin Beşer Esad hükümetiyle koordinasyon halinde yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Aynı zamanda Rusya, Birleşmiş Milletler Gü- venlik Konseyi onayı olmadan ABD’nin IŞİD’e karşı düzen- leyeceği herhangi bir hava saldırısının uluslararası hukukun ihlali olacağını açıklamıştır.

8 Resolution 2199, Adopted by the Security Council at its 7379th meet- ing, United Nations, Security Council, Şubat 12, 2015, http://www.

securitycouncilreport.org/atf/cf/%7B65BFCF9B-6D27-4E9C-8CD3- CF6E4FF96FF9%7D/s_res_2199.pdf (Erişim tarihi: 15 Şubat 2015) 9 “Путин обсудил с Совбезом РФ противодействие “Исламскому государству””, RIA Novosti, Eylül 22, 2014, http://ria.ru/poli- tics/20140922/1025112747.html (Erişim tarihi: 17 Şubat 2015)

Rusya’nın Dışişleri Bakanı Lavrov’a göre, IŞİD’in or-

taya çıkmasındaki en önemli sebeplerden biri ABD’nin Orta Doğu’ya yönelik uzun vadeli başarısız politikaları- dır. IŞİD, ABD’nin elinde bir araç olarak kullanılmak- tadır.

(4)

Eylül 2014’te Rusya Güvenlik Konseyi’nin terör örgütleri- nin faaliyetlerinin yasaklanması amaçlı yaptırımlar öngören 2178 sayılı kararına destek vermiştir.10 Özellikle Ukrayna krizi sebebiyle Batı-Rusya arasında yaşanan soğuk ilişkilere rağmen Moskova’nın ABD’yi ve uluslararası koalisyonu destekleyen pozisyonu, Kremlin’in terörle mücadeleyi ver- diği ehemmiyeti göstermektedir. Ayrıca Batıyla yaşadığı sorunlar göz önünde bulundurulursa, Ukrayna krizi son- rasında Rusya’nın önerisinin kabul görmesi Moskova için diplomatik başarı şeklinde değerlendirilebilir.

IŞİD Çerçevesinde Rusya-Irak İlişkileri

Haziran 2014’te Rusya Dışişleri Bakanlığı IŞİD’in bölge- deki faaliyetlerini kınayan bir açıklama yaparak Irak ve Suriye’ye gereken her türlü yardımın yapılacağını beyan etmiştir.11

Rusya, Irak’ın karşı karşıya olduğu terör tehdidinin ve sorunların en önemli sebebi olarak 2003’te gerçekleş- tirilen ABD işgalini görmektedir. Irak Başbakanı Nuri El-Maliki döneminde Rusya terör örgütüne karşı Bağdat hükümetine askeri ve politik destek vermiştir. Ekim 2012 yılında Moskova-Bağdat arasında 4,2 milyar dolarlık silah antlaşması imzalanmıştır. Antlaşma ile Rusya Irak’a 36 adet Mi-28NE helikopteri ve 48 adet uçaksavar füze sistemi Pantsir-S1 ihraç etmeyi taahhüt etmiştir.12 İki ülke arasın- daki askeri ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunan bu antlaş- mayla Bağdat yönetimi, ülkenin kuzeyinde etkinliğini artıran IŞİD tehlikesine karşı askeri gücünü artırmak niyetindedir.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı tarafından yapılan açık- lamada Moskova’nın Irak’ın karşılaştığı soruna ilgisiz kalmayacağını belirtilmiş ve akabinde Haziran 2014’te Bağdat yönetimi Rusya’dan antlaşma çerçevesinde 5 adet Su-25 saldırı helikopteri satın aldığını açıklamıştır.13 Bağdat yönetiminin kendi hava kuvvetlerini Rusya’nın yardımıyla güçlendirmeyi amaçladığı söylenebilir. Temmuz 2014’te dönemin vekaleten Irak Savunma Bakanı Sadun Fardan El Duleymi Moskova ziyareti sırasında Rusya’dan 1 milyar dolarlık yeni silah alımı anlaşması imzalamıştır.14

10 Resolution 2178, Adopted by the Security Council at its 7272nd meeting, United Nations, Security Council, Eylül 24, 2014, http://

www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol=S/RES/2178%20 (2014) (Erişim tarihi: 16 Şubat 2015)

11 “Путин насторожил Вашингтон поддержкой Ирака”, Russia Today, Haziran 21, 2014, http://russian.rt.com/inotv/2014-06-21/Fox- News-Putin-nastorozhil-Vashington (Erişim tarihi: 19 Şubat 2015) 12 “Ирак получил первые заказанные в России системы ПВО”, Ekim 01, 2014, http://www.armstrade.org/includes/periodics/

news/2014/1001/123525915/detail.shtml (Erişim tarihi: 19 Şubat 2015)

13 “Ирак получил первые российские самолеты”, Haziran 29, 2014, http://www.bbc.co.uk/russian/international/2014/06/140629_iraq_rus- sian_jets (Erişim tarihi: 20 Şubat 2015)

14 “Россия поможет Ираку артиллерией”, Temmuz 30, 2014, http://

Suriye krizi ile ilgili olarak, Rusya Suriye rejiminin deği- şip değişmemesinden daha çok IŞİD’e karşı mücadelenin önemine işaret etmektedir. Rusya, Irak’ın savunma gücüne verdiği destekle birlikte Suriye’de Esad hükümetinin terörle mücadele politikasını da desteklemektedir. Terör örgütüne karşı uluslararası koalisyonun bölgede etkili olması ve ni- hai hedefe ulaşması için Rusya, Suriye’deki hükümetin de mücadele sürecine dahil edilmesine çalışmaktadır. Fakat bu konuda Beyaz Saray Beşar Esad rejimi ve IŞİD’e karşı mü- cadele politikalarını farklı olarak ele almaktadır.

Ayrıca Rusya ve İran’ın Irak başkenti Bağdat’ta IŞİD’le mü- cadelesi kapsamında ortak operasyon merkezi kurduğu dile getirilmektedir. Rus askeri uzmanlarının silahların kullanımı ve pilotların yetiştirilmesi amaçlı Irak ordusuna yardımda bulunduğu bilinmektedir. Ocak 2015’te Irak Başbakanı Hay- dar el-Abadi de terör örgütüne karşı Rusya’nın yardımına ihtiyaç olduğunu beyan etmiştir.

Son dönemde Rusya-Türkiye ilişkileri gelişme göstermekle birlikte bölgesel sorunların çözümüne Moskova ve Ankara farklı yaklaşmaktadır. Her iki ülkenin Suriye politikası birbi- rine zıt çizgide ilerlemektedir. Esad rejimine her iki ülkenin yaklaşımındaki farklar ve Türkiye’nin Suriye’de uçuşa ya- sak bölge ve güvenli bölge girişimlerinin Rusya tarafından desteklenmemesi buna örnektir.

Irak’taki Rus Petrol Şirketleri

Terör örgütünün 2014 yılı itibariyle Irak’ın enerji yatakla- rının bulduğu bazı kuzey bölgelerini kontrolü altına alması ülkedeki yabancı şirketlerin faaliyetini de etkileyebilecek bir düzeye gelmiştir. Irak’taki petrol yataklarının kullanıl- masında Rus petrol şirketleri aktif rol almaktadır. Rusya’nın Lukoil ve Gazprom Neft şirketleri Irak’ın enerji yataklarının kullanımında önemli rol oynamakta olup özellikle IŞİD tehlikesinden uzak olan doğu ve güney bölgelerde faaliyetlerini sürdürmektedirler. Haziran 2014’te terör ör- gütünün Bağdat’a 40 km mesafedeki petrol rafinerisine yaptığı saldırı sonrasında Exxon Mobile ve BP gibi yabancı şirketler kendi çalışanlarının can güvenliğini koruma amaçlı

www.vedomosti.ru/politics/articles/2014/07/30/solncepek-v-irake (Erişim tarihi: 18 Şubat 2015)

Rusya ve İran’ın Irak başkenti Bağdat’ta IŞİD’le mü-

cadelesi kapsamında ortak operasyon merkezi kurduğu dile getirilmektedir. Rus askeri uzmanlarının silahların kullanımı ve pilotların yetiştirilmesi amaçlı Irak ordusu- na yardımda bulunduğu bilinmektedir.

(5)

bu bölgedeki faaliyetlerini durdurabileceklerini söylemiştir.

Temmuz 2014’te Rusya’nın Bağdat Büyükelçisi Ilya Morgu- nov, kendilerine ve Rus şirketlerine yönelik herhangi hayati tehlikenin olmadığını belirtmiştir.15

Rus şirketleri genel olarak terör örgütünün kontrolündeki bölgelerden uzak olan Güney Irak’ta faaliyetlerini sürdür- mektedir. Rusya’nın enerji şirketi Lukoil’a bağlı olan Lukoil Overseas şirketi 29 Mart 2014’ten itibaren Irak’ın güneyinde ve Bağdat’ın güneybatısında bulunan Batı Kurna-II yata- ğında petrol üretimine başlamıştır. 2013 yılı sonundan bu yana bir diğer şirket Gazprom neft Irak’ın doğusunda bulu- nan Badra yatağında ve Kuzey Irak bölgesinde faaliyetini sürdürmektedir. Bölgedeki üçüncü Rus petrol şirketi Irak’ın güneyindeki Necef ve Mutanna bölgelerinde sondaj faaliyet- lerinde bulunan Başneft’tir.

Sonuç

Rusya’nın IŞİD’le mücadele politikası birçok açıdan önem taşımaktadır. Ukrayna krizi sebebiyle Rusya-ABD arasında yaşanan gerilime rağmen IŞİD tehlikesine karşı Moskova- Washington arasında işbirliğinin mümkün olduğu görülmek- tedir. Her ne kadar Kremlin’in üst düzey yetkilileri IŞİD tehlikesinin ortaya çıkışını ABD’nin bölgede yürüttüğü yan- lış politikalara dayandırıyorsa da Moskova Batılı devletlerle teröre karşı ortak stratejiler yürütülmesi gerektiğini belirt- mektedir. Bu anlamda özellikle FSB Başkanı Bortnikov’un Şubat 2015’te Washington ziyareti sırasında bununla ilgili Beyaz Saray yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirdiği bi- linmektedir. Lavrov-Kerry görüşmelerinde terör örgütüne karşı istihbarat paylaşımı konusunda da taraflar arasında mutabakat sağlanmıştır.

Rusya, uluslararası koalisyonun bölgedeki terör örgütleri- ne karşı mücadelesini desteklediğini beyan etmekte; fakat Suriye’deki meşru iktidarın onayı olmadan yapılacak her türlü operasyonun uluslararası hukukun ihlali olacağının altını çizmektedir. Yapılacak her türlü operasyonun Güvenlik Konseyi’nde kabul edilmesinin en önemli şart olacağı da

15 Интервью Посла России в Ираке И.А.Моргунова «РИА Новости», Temmuz 01, 2014, http://www.mid.ru/bdomp/ns_publ.nsf/

cb8e241d18a8904ec3256fc7002ddc0e/44257b100055e0ca44257d0800 3191a8!OpenDocument (Erişim tarihi:16 Şubat 2015)

Moskova hükümeti tarafından net bir dille ifade edilmek- tedir. Bu süreçte Esad rejimine her türlü desteği sağlayan Kremlin, Suriye iktidarının uluslararası koalisyon tarafından da mücadelede taraf olarak tanınmasına çalışmaktadır.

Rusya’nın iç politikaya yönelik stratejisi Orta Doğu’da IŞİD’le mücadele ederek kendi sınırlarında bulunan, özel- likle Kuzey Kafkasya’daki, dini grupların yeniden güçlen- mesini önlemeyi amaçlamaktadır. Rusya 1990’lı yıllarda Çeçenistan’da yaşadığı kötü tecrübenin tekrarlanmaması için önlem almaktadır. Bunun için Moskova Bağdat ve Şam hükümetlerinin terör örgütü ile mücadelesini aktif şekilde desteklemektedir. Rusya için en önemli amaç terör örgütü safında savaşanların tekrar geri dönüşünün engellenmesidir.

Teröristlerin geri dönmesi sadece Rusya’nın değil, Orta Asya ve Güney Kafkasya devletlerinin de terörle karşı karşıya kalması anlamına gelmektedir ki bu da tüm bölgeyi istikrar- sızlığa itecek arzu edilmeyen bir senaryodur.

Rusya’nın son yıllarda Irak ve Suriye gibi Orta Doğu ülke- leri ile ilişkilerini geliştirmesi ve bölgedeki terör tehlikesine karşı bu devletlere politik ve askeri destek verdiğini beyan etmesi kayda değer niteliktedir. Soğuk Savaş yıllarında Bağ- dat ve Şam hükümetleri ile ideolojik düzeyde olan ilişkiler, son dönemlerde stratejik olarak gelişmektedir. Suriye’nin Rusya ile ilişkilerinde geleneksel yakınlık mevcut olsa da, özellikle Irak’ın 2003 işgali sonrasında Bağdat-Moskova ilişkileri yeni bir boyut kazanmıştır. IŞİD tehlikesine karşı bu devletlere Moskova’nın verdiği destek Rusya’nın yeni- den bölgenin önemli aktörlerden biri olması amacına hizmet etmektedir. Uzun vadede ise Irak’taki silah pazarında Rusya kendi konumunu garantilemek niyetindedir. Enerji alanında da Irak’la işbirliğine önem veren Rusya kendi şirketlerinin ülkedeki enerji pazarında pay sahibi olmasını amaçlamakta- dır.

Her ne kadar Kremlin’in üst düzey yetkilileri IŞİD

tehlikesinin ortaya çıkışını ABD’nin bölgede yürüttüğü yanlış politikalara dayandırıyorsa da Moskova Batılı devletlerle teröre karşı ortak stratejiler yürütülmesi gerektiğini belirtmektedir.

(6)

BİLGESAM Hakkında

BİLGESAM, Türkiye’nin önde gelen düşünce kuru- luşlarından biri olarak 2008 yılında kurulmuştur.

Kar amacı gütmeyen bağımsız bir sivil toplum ku- ruluşu olarak BİLGESAM; Türkiye’deki saygın akademisyenler, emekli generaller ve diplomatların katkıları ile çalışmalarını yürütmektedir. Ulusal ve uluslararası gündemi yakından takip eden BİLGE- SAM, araştırmalarını Türkiye’nin milli problemleri, dış politika ve güvenlik stratejileri, komşu ülkelerle ilişkiler ve gelişmeler üzerine yoğunlaştırmaktadır.

BİLGESAM, Türkiye’de kamuoyuna ve karar alıcı- lara yerel, bölgesel ve küresel düzeydeki gelişmelere ilişkin siyasal seçenek ve tavsiyeler sunmaktadır.

Yazar Hakkında

2001 yılında Azerbaycan’da Bakü Devlet Üniver- sitesi Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Hukuk bölümünde lisans eğitimini tamamladı. 2007-2009 yıllarında Otto von Guericke Üniversitesi’nde (Mag- deburg/Almanya) Savaş ve Barış Araştırmaları bölü- münde yüksek lisans eğitimini almıştır. Doktorasını

“Post-Sovyet Güney Kafkasya ve Orta Asya’da ABD ve Rusya’nın çatışan Neo-Emperyalist Dış Politikaları” konusu üzerine Westfalya Wilhelm Üniversitesi’nde (Münster, Almanya) yapmıştır.

Rusya ve ABD’nin post-Sovyet ülkelerine yönelik dış politikaları; Güney Kafkasya ve Orta Asya’da etnik çatışmalar; emperyalizm ve neo-emperyalizm;

etnik milliyetçilik teorileri; AB’nin post-Sovyet ül- kelerinde insan hakları ve demokrasi politikası alan- larında uzmanlaşmıştır. İsmayılov, BİLGESAM’da Rusya, Kafkasya ve Orta Asya uzmanı olarak çalış- malarına devam etmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

ve sanal kaytarma davranışı düzeyleri arasındaki farklılık sıra ortalamaları göz önüne alındığında 1-3 yıl arasında aynı iş yerinde çalışan katılımcıların

Bu grup da tıpkı ikinci grup gibi hile yapmaya uygun ortam içinde olmasına rağmen doğrudan nakit para ile değil marka aracılığıyla ödeme yapıldığından (belki)

(1992) Huzurevinde Yaşayan Yaşlıların Günlük Yaşam Aktiviteleri ve Sağlık Davra- nışlarının İncelenmesi.' Sağlıklı Yaşlanma ' Uluslararası Hemşireler Birliği

Thus, this Section discusses the fundamental metrics used to measure the security in communication systems, and substantiates the need for new metrics that can reflect the

Kafkasya, tarih boyunca ticaret ve göç yollarının, kültürlerin kesiştiği önemli bir kavşak noktası olmuştur. Doğu ve Batı arasında bir köprü durumunda

Bilimsel amaçlı keşiflerin artmasıyla birlikte, yeryüzünün bilinmeyen kısımları hakkında oluşturulan hayali anlatım- lardan kurtulan coğrafya, modern yapısına

The increase of R D values with decreasing particle size in most cases, suggests that sorption and or exchange is primarily a surface phenomenon in the clay

ORTAÇ BİLEŞİMLİ SUBVOLKANİK/ VE VEYA DAMAR KAYAÇI Hidrotermal alterasyona maruz kalmış örnekte çoğunluğu plagiyoklaz, az bir kısmıda ortoklaz bileşimli olan