2019
OCAK AYI ETKİNLİK
RAPORU
Oda üyelikleri
Son zamanlarda, hekimlerin oda üyesi olmaksızın da mesleklerini icra edebilecekleri, yasal düzenlemede değişiklik yapıldığı ve torba yasa ile yapılan bir düzenlemeyle üyelik zorunluluğunun kaldırıldığı ve benzeri ifadelerle odalara çok sayıda başvuru yapıldığı anlaşılmış olup geçerli kuralların hatırlatılmasında yarar görülmüştür.
05.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan 7151 sayılı Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun‘un11. maddesiyle; Türk Tabipleri Birliği Kanununun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları ile ek 1 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Söz konusu torba kanun hükümleri hekimlerin birden çok yerde çalışmalarında odadan onay almalarına ilişkindir. Bu hükümlerin oda üyeliği ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere tabip odası üyeliği Anayasa’nın 135. maddesi ile 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 7. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme yaklaşık 40 yıldır aynıdır, hiçbir değişikliğe uğramamıştır.
Kamu kurum ve kuruluşlarının asli ve sürekli görevlerinde çalışanlar hariç olmak üzere mesleğini uygulayan bütün hekimlerin odaya kayıt olması zorunludur. Bir başka anlatımla sadece kamu kurum ve kuruluşlarında kamu görevlisi olarak çalışan hekimlerin odaya kayıt olmaları isteklerine bağlıdır. Bunların dışında kalan bütün hekimler mesleklerini uygulamaya başladıktan sonra bir ay içinde ilgili tabip odasına kayıt yaptırmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğü yerine getirmeksizin çalışan hekimlerin saptanması halinde çalışmaya başladıkları tarihten itibaren odaya üye kabul edilerek kayıt ücreti ve aidat yükümlülüğüne tabi tutulmaları söz konusu olacak; ayrıca anılan hekimler hakkında disiplin soruşturması da açılabilecektir.
Torba Yasa İle İlgili En Çok Sorulan Sorular
1-) Emekli olduktan sonra çalışmaya devam eden veya çalışmak zorunda kalan hekimler, çalıştığı için emekli aylığındaki artışın kesilmesinin hakkaniyetli olmadığını ifade ediyor.
Kanun, Emekli Sandığından emekli olup sosyal güvenlik kuruluşu ile ilişkilendirilebilecek çalışması olan hekimlerin artıştan faydalanamayacağını düzenliyor. Ancak SGK ile ilişkilendirilebilecek çalışması olan hekimler, işyerinden ayrıldığında SGK’ya başvurarak ilave takip eden aydan itibaren ilave ödemenin maaş hesabına yatırılmasını talep etmesi
gerekmektedir.
İlave ödemeden yararlanan hekimler, daha sonra SGK ile ilişkilendirilebilecek bir çalışmaya başladığı takdirde, bu durumu 1 ay içinde SGK’ya bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, ileride, fazla yapılan ödemenin iadesi yükümlülüğü ile karşı karşıya kalınabilir.
2-) SSK ve Bağ-Kur emeklisi hekimler, emekli maaşlarının Emekli Sandığından emekli olan hekimlere göre zaten düşük olduğunu, emekli aylığındaki artıştan faydalanmamalarının
eşitliğe aykırı olduğunu ifade ediyor.
Kanun, sadece Emekli Sandığı’ndan emekli olan hekimlerin artıştan faydalanacağını düzenliyor.
3-) Bazı hekimler, herhangi bir yerde çalışmadığı için artıştan faydalanması gerekirken
artışın yatmadığını ifade etti.
Herhangi bir yerde çalışması olmayan hekimlerin, SGK hizmet dökümünü incelemesini öneriyoruz. Bazı durumlarda, hekimlerin daha önce ayrılmış olduğu işyerindeki çalışması işyerinden çıkış yapılmadığı için halen aktif görünebilmektedir. Bu durumda, kayıtların güncellenmesi sağlanarak SGK’ya başvuru yapılması halinde, emekli aylığı artışından yararlanmak mümkün olacaktır.
4-) Bazı uzman hekimler artışın eksik yattığını, pratisyen hekimler için yapılan artışın kendisine yansıtıldığını ifade etti.
SGK kayıtlarında, hekimin ünvanı pratisyen hekim olarak görünebilmektedir. Bu hatanın düzeltilmesi için SGK’ya başvuru yapılması ve uzmanlığa ilişkin belgelerin gönderilmesi yeterli olacaktır. Başvuruda, eksik yapılan ödemenin de tamamlanması istenmelidir.
5-) Emekli Sandığından emekli olan ve muayenehanesinde çalışan hekimlerin bir kısmına artış yansıtılmış, bir kısmına yansıtılmamış.
Bu durumda, muayenehanesi olan hekimin, kayıtlarda, SGK ile ilişkilendirilebilecek bir çalışmasının olup olmadığını araştırmak gerekmektedir. Bazı durumlarda, muayenehanesi olan hekimler bazı hastanelerde ameliyatlarını yapmak için hastanenin kadrosunda görünebiliyor. Dolayısıyla SGK ile bağlantısı kurulmuş olabiliyor. Böyle bir durum yoksa ve SGK ile ilişkilendirilebilecek başka bir çalışma yoksa, hekimin SGK’ya başvurarak kayıtların düzeltilmesini ve ilave ödemenin maaş hesabına
yatırılmasını istemesi gerekmektedir.
6-) Şirket ortaklığı olan bazı emekli hekimler artıştan faydalanabilmekte bazıları faydalanamamaktadır.
Tek başına şirket ortaklığı olduğu takdirde, SGK ile ilişkilendirilebilecek bir çalışma olmadığı için emekli aylığındaki artıştan hekimin faydalanması gerekir. Ancak hekim ortağı olduğu şirketin aynı zamanda sigortalı çalışanı görünüyorsa, bu durumda emekli aylığı artışından faydalanamayacaktır.
Ayrıca Torba Yasa’da yapılan düzenlemeler dışında, en çok sorulanlardan biri de çalışma süresi aynı olan benzer statüdeki hekimlerin emekli aylıklarındaki farklılıkların nedenidir.
Bu nedenlerden birisi de, 2010 yılında yapılan düzenleme ile Sağlık Bakanlığında çalışan hekimlere döner sermaye kesintilerinden yansıtılan ek ödemelerdir. Bu düzenlemeye göre, 2010 yılından sonra çalışılan her yıl için emekli aylıklarına pratisyen hekimlere ortalama 50-60 TL; uzman hekimlere 80-90 TL olmak üzere ek ödeme yansıtılmıştır. Örneğin 2016 yılında emekli olan pratisyen hekim için 345-TL civarında (6x57,5); 2018 yılında emekli olan uzman hekim için 685-TL civarında (8x85) ek ödeme yansımıştır.
Münferit olmakla birlikte, bazı hekimlere bu ek ödemenin yansıtılmadığı veya eksik yansıtıldığı tespit edilmiştir. Bu durumda olan hekimlerin, SGK’na başvuru yaparak kayıtların kontrolünü ve eksik yapılan ödemelerin iadesini istemeleri gerekmektedir.