19 Ağustos 2006 'da Dikili Festivali Kapsamında düzenlenen "Altın, Siyanür, Çevre" paneline yapılan baskın ile ilgili davada Koza şirketinin çalışanları olan sanıkların avukatlarının süre istemi nedeniyle duruşma 13 Ekim 2009'a
ertelendi.
Panele saldırı nasıl olmuştu?...
Duruşmaya paneli düzenleyen Dikili Belediyesi vekili olarak katılan Avukatlar Arif Ali Cangı ve Nurten Özdemir, bir dilekçe vererek olayı özetlediler. Panele saldıranların, başta Hayrettin Öğüt olmak üzere, İddianamede “Koza Altın Madeni çalışanları” başlığı altında yer alan sanıkların atılı suçları işlediklerinin kanıtlandığını söyleyen avukatlar, bu kişilerin cezalandırılmalarını istediler.
"Dikili Belediyesi’nin her yıl düzenlediği festivali kapsamında, düzenlenen "Altın, Siyanür, Çevre" panelinin
yapılacağı İskele Çay Bahçesi’ne varıldığında, kırk derece sıcakta siyah takım elbiseli, turuncu kıyafetli insanların da söyleşiyi izlemeye geldiğini görülmüştür. Bu kişiler, Bergama-Ovacık Altın Madeni’ni işleten şirketin çalışanlarıydı.
Bu kişilerin bir kısmı sanık Hayrettin Öğüt’ün yönlendirmesiyle ısrarla ilk sıraları doldurma çabasındaydılar, bir kısmı da bayrak ve flamalara sarılmış sopaları söyleşi alanına sokmaya çalışıyorlardı. Dikili Belediyesi Zabıtası’nın sopaları söyleşi alanından dışarı çıkarma girişimi üzerine, sandalyeler, masalar havada uçuştu. Ortamın
yatıştırılmasının ardından söyleşiye başlandı. İki saat ilgiyle izlenen söyleşinin sonuna yaklaşılırken, dışardan gelen emniyet görevlisi, “dışarıda maden yanlısı bir grubun toplandığını, her an saldırabileceklerini, onları
zaptedemediklerini” söylemesi ve söyleşinin bitirilmesini istemesi üzerine, söyleşinin son bölümdeki soru-yanıt bölümü iptal edilmek zorunda kalındı. Bunun üzerine, söyleşiyi başından bu yana izleyen madende çalıştıkları anlaşılan olan beş-altı kişi, “soru sormalarına fırsat verilmediği” tepkisini gösterdiler. Bu kişilerin korumaları kılığındaki siyah gözlüklüler yeniden kavga çıkardılar, dışarıdakilerde taş ve sopalarla saldırdılar, atılan bir molotofkokteyli patlamadı, polis havaya ateş açtı.
Olayın çıkış nedeni konusunda ise “…Bergama-Ovacık Altın Madeni ile ilgili verilen çok sayıdaki mahkeme kararı ve AİHM kararının uygulanmaması, her seferinde yargı kararlarını yok sayan izinler verilmesinden alınan cesaret ile madenin çevre sağlığı, canlı yaşamı için yaratabileceği risklerin anlatılmasına, hukukun üstünlüğü ilkesi gereğince mahkeme kararlarının uygulanmasının istenmesine dahi tahammül gösterilememesidir…” denebilir. Benzer bir saldırı da 5 Haziran 2005’de, madenci şirket çalışanlarının, piknik yapmak bahanesiyle Bergama- Çamköy yolunun zapt
etmeleri, dünya çevre günü için Çamköy’e gitmek isteyen İzmir-Bergama,Eşme, Sivrihisar, Havran/Küçükdere Elele Hareketi üyeleri ile duyarlı insanların yumurtalanması ve taşlanması şeklinde yaşanmıştı. Bu saldırının davası halen açılamadı. Bu tür olayların zamanında soruşturulmaması ve suçluların cezalandırılmaması, benzer olayların
çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Bilinen ve kabul edilen bir gerçek vardır; “hukukun etkisiz hale gelmesiyle, toplumda şiddet ve zorbalık hakim oldur”. Dikili’de yaşanan da tam budur; Yargı kararları uygulanmadığı sürece, bu tür olayların yaşanma olasılığı hep vardır..."
Ücretsiz su davası mütalaaya kaldı...
Su davasında, 10 tona kadar suyun halka ücretsiz verilmesi, belediye çalışanlarına %50 indirimli tarife uygulanması ve su borçlarının gecikme zamlarının iptal edilmesine ilişkin Belediye Meclis kararları ve bu kararların uygulanması nedeniyle Dikili Belediye Başkanı ile birlikte, eski başkanlardan Yüksel Uçar ve belediye meclis üyelerinden oluşan toplam 21 kişi yargılanıyor.
Duruşmada, Dikili Belediyesi'nden olay nedeniyle meydana geldiği iddia olunan zararın miktarının bildirilmesinin istenmesine, duruşmanın 13.10.2009'a ertelenmesine" karar verildi.
Duruşmaya katılan sanık vekillerinden Av. Arif Ali Cangı, şu bilgileri verdi:
"Bilindiği gibi bu Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven hakkında TCK 257/1. maddesi ile 53/1. maddesinin üç kez uygulanması isteniyor. Davanın açılmasına yol açan kanun 4736 sayılı yasanın 1. fıkrası. Yasa "işletmecilik gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanmaz"
diyor. Ancak, yasa Anayasaya ve Türkiye'nin imzalamış olduğu ve usulüne uygun şekilde yürürlüğe giren
B.M.Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesinin 11. 12. maddesine aykırı. B.M. Ekonomik , Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi'nin 11 ve 12. maddeyi yorumlayan ve 2002 yılında yayımladığı 15 Nolu Genel Yorum göz önüne alındığında da aykırılık açıkça görülmektedir. Sonuç olarak yasa sözleşmeye aykırıdır, dolayısıyla Anayasa'nın 90/son maddesi uyarınca sözleşme uygulanması gerekir. Daha önceki celselerde olduğu gibi; bu celsede de bunları söyledik. 13 Ekimde Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasını vermesi bekliyoruz..."
07 Ekim 2009 Çarşamba turnusol.net