• Sonuç bulunamadı

İstanbul camilerinde çini tezyinatı: III. SULTANSELİM CAMİİ ÇİNİLERİ (H. 929 - M. 152i,) Yazan ve çizen:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul camilerinde çini tezyinatı: III. SULTANSELİM CAMİİ ÇİNİLERİ (H. 929 - M. 152i,) Yazan ve çizen:"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İstanbul camilerinde çini tezyinatı: III.

SULTANSELİM CAMİİ ÇİNİLERİ (H. 929 - M. 152i,)

Yazan ve çizen: Muzaffer Batur Topkapı Sarayı Müzesi Asistanı

Sultan Selim camii İstanbulun yedi tepesinden en güzel ve en yükseklerinden birinin üzerine kurulmuştur. Banisi Yavuz Selim gibi asîl, vakur ve sakin bir duruşu vardır.

Camı etrafındaki şadırvan avlusu, darüzziyfeleri, türbeleri, mektebi, imarethanesi, ahır ve kilerleri ile bir bütün teşkil eder. Kanunî Sultan Süleyman; babası adı-na dört yüz bin altın harcayarak yaptırttığı söylenmekte ise de, mimarının kim olduğu bilinmemektedir (1).

Mabedin avlusu gayet geniştir, dikdörtken biçimin-dedir son cemaat yerindekilerle birlikte 22 kubbe, 18 sütuna binmiştir. Ortada bir şadırvanı vardır. Bu kub-beli revaklardan dışarıya açılan 20 adet pencerenin alın-lıklarında devrinin, renk ve desen itibarile, Ahmet paşa camiinin dolap üzerindeki panoları andıran çiniler bura-da biraz bura-daha büyücek görülür. Camiin istilâktitli şahe-ser kapısından içeri girmeden, kapı üzerindeki arapça kitabenin tercümesini okuyalım: «Haremeynin hâdimi, berreyn ve bahreynin maliki, Arap ve Acem sultanları-nın seyyid:, çok büyük ve kerim olan Sultan oğlu Sultan, Sultan Selim bin Sultan Beyazit Han bin Sultan Ebül-feth Mehmet Han bu camiin inşasını emretti. Allah mül-künü ve saltanatını muhalled etsün. Bu mübarek imaret 929 senesi muharreminin gurresinde tamamlandı.» (2). Bu kitabe, cami inşasının Yavuz Sultan Selim tarafından emredilerek (H. 929 - M. 1522) de ikmal edildiğini anlat-maktadır. Fakat asıl ikmal eden oğludur, babasını banisi gibi göstermiştir.

Mâbet dikdörtken biçimindedir. Üzerini tek bir kub-be örter, iki yanında birer şerefeli iki taş minaresi var-dır, içerde üç mahfel bulunur. Birincisi: Hünkâr mah-feli; mihrabın solundadır. Sekiz zarif sütuna binmiştir. Evkafın en son tamiri esnasında, Sultan İbrahimin yap-tırttığı süslü kafesleri kaldırılmış ve duvarın süsleri, sı-vaları devrine uygun olmadığı için kazınmıştır. Bugün biri yan duvarda, diğeri kıble istikametindeki pencere-ler n alınlıklarında ik; çini panodan başka süs yoktur. Yalnız; bu mahfelir. alt tavanını çok mükemmel altın yaldızlı çiçekli ve dallı bordürlerle süslenen ve teship esaslarına dayanan şaheser tavan örneklerinden birini, o devrin hiç bir eserinde göremeyiz. İkinci mahfel, sağda, duvarın tam ortasında müezzin mahfilidir. Altı mermer sütun üzerindedir. Sade süslü korkuluğu ile güzel bir gösterişi vardır. Üçüncü mahfel de, kıble kapısının üze-rinde, bilhassa mermer şebekelerinin güzelliği ile

yük-Şekil III

sek bir zevkin mahsulüdür. Bunlardan başka bir de ca-miin taş minberinin süs motifleri oyularak oya gibi iş-lenmiş, taş işçiliğimizin en güzel örneklerinden birini da-ha vermiştir. Minberin külahı ahşaptır, üzeri aynen ta-van tezyinatı gibi, altın yaldızlıdır.

Camiin mimarî ve tezyini hususiyetinden bahseder-ken ağaç oyma kapı ve pencere kapaklarındaki şaheser parçalarından bahsetmeden geçmek haksızlık olur, ben-zeri eserlerde de görüleceği veçhile her biri ayrı, ayrı etüt mevzularıdır.

Çini tezyinatı:

Gerek içeride ve gerekse dışarıda hepsi pencere ü-zerlerini süsleyen sivri kemer biçimli çini panolar ha-lindedir. Yalnız motifler ve aralarındaki boşluklar ayrı, ayrı devrinin renklerile sıralanmışlardır. Bunlardan baş-ka mihrabın sağındaki «Kullema dehale...» yazılı pano ile (Bordürü müstesna) Hünkâr mahfelindeki iki çini pa-nonun bordürleri diğerlerine benzemez.- Ben buradaki çalışmamı (Şekil 1) de görüleceği gibi kıble kapısının sağında, son cemaat yerindeki ilk pencere alınlığından nümune alarak çizdim. Bu pano umumiyetle devrinde, X V . inci yüzyılın ikinci yarısiyle, XVI. mcı yüzyılın ilk yarısında âdet olduğu veçhile plâk karelerden mürekkep sivri kemer karakterlidir. Genişliği 187 sm., yüksekliği 110,5 sm.dir. 20-22 kadar parçaların yan yana gelmesile yapılmıştır, her kare 26,5 X 26>5 sm.dir. Devrinin renk ve motif hususiyetlerini; daha evvel neşredilen, Ahmet paşa, Fatih camileri çinileri ile mukayese edelim. Fatih camiindeki yazılı panoların yazıları aralarını rumiler, çiçek ve yapraklarla dallar doldurduğu halde; XVI. mcı yüzyılın ilk yarısı eserleri olan Ahmet paşa, Sultan Se-lim camileri çinilerinde görüleceği gibi yazılar kalkarak yerlerini devrinin motif hususiyetleri doldurmaktadır. Eğer yazılı panolar yapılacaksa bile, Haseki darüşşifa-smda ve Sultan Selim camiinin içindeki yazılı panolarda görüleceği gibi, yazılar doğrudan doğruya yazılarak an-cak boşluklara bir, iki motif konmakla iktifa edilir. Bu camiin çinilerinde en çok görülen renk hususiyetleri:

Çini panoların zeminlerinde umumiyetle utrumer lâcivert, veya kabarık elma yeşili bordür, zeminlerinde v;; pano içindeki büyük rumî motiflerde turuncuya ya-kın tatlı sarı, iç ve aralarda firuze (türkuvaz), çiçek ve hatailerin ortalarında ve yapraklarında, siyaha yakın patlıcanî mor renkler görülür. Renk ve motiflerin etra-fını aynı kalınlıkta siyah çizgiler böler. Bu usule

(2)
(3)

«glu-Şekil. II

vazone» (Bölmeli usul) deriz. Dallar umumiyetle iki si-yah çizgi arasında beyaz olarak devam eder.

Dış cemaat yerinde, ve şadırvan avlusundaki çiniler (Şekil 2) içerdekilere nisbetle daha iç açıcı ve açık renk-lerin hâkim olduğu çinilerdir. Bunlar vaktile yirmi pen-cere üzerinde tam ve mükemmeldi bu gün bir tanesi ta-mamen yok olmuş. 3-4 tanesinin de b'rer, ikişer parça-ları düşmüş çirk:nleşmiştir. Desen ve renk itibarile aynı olmakla beraber, satıh doldurulması itibarile pek çeşitli ayrı, ayrı nüanslar arzederler. Camiin içindekiler, umu-miyetle birbirine benzemekle beraber, lâcivert ve koyu renklerin hâkim olması yüzünden daha karanlıkçadır. Bunlar camiin alt kat sekiz pencere üzerlerini süslerler, diğerlerile aynı evsaf ve değerdedir. Yalnız bunlardan mihrabın sağındaki yazılı panonun bordürü: iç ve dışa-rıdakilere benzemekle beraber, içerisi lâcivert zemin üzer:ne beyazla «Kale sübhanallah tebareke vete ala azze vecelle» alt satırda ise «Kullema dehale aleyha zekerri-yel mihrap» âyeti yazılmıştır. Yazıyı ikiye ayıran firu-ze kuşak panoyu da çerçeveler. Yazı aralarındaki boş-lukları yer, yer firuze rûmiler doldurur. Bu yazıların üst tepesinde «Ha» nm elifleri birbirine geçerek zarif bir şekilde düğümlenirler (Şekil 3).

Bunlardan başka Hünkür mahfellndeki iki çini pa-nonun da desenleri, örnekleri iç ve dışarıdakilere ben-zemekle beraber, bordür değişiklik arzeder. Devrinin ve sarı rengin hâkim olduğu renk ve desenlerle ayrı, ayrı kompoze edilmişlerdir.

20 dışarıda, 8 içeride, iki de Hünkâr mahfelindeki-lerle beraber eksikleri nazarı dikkate alınmazsa 30 şahe-ser çini pano camii lıakkile süslemektedir. Bu güzel âbi-denin turistik önemi de göz önünde tutularak çürük bir diş gibi sırıtan eksik çinilerinin, hiç olmazsa bugünkü teknik ve imkânlarla tamamlanmasını gönül arzu ediyor. BİBLİYOGRAFYA:

1 _ (H. 964 - M. 1556) tarihli 35 sayfalık Sultan Selim vakfiyenamesi.

TASHİH :

Geçen sayıdaki Fatih camii çinileri yazısında açık kalan efratlar: Şekil 1 deki Besmele yazılı çini panonun cb'adı 217.5 X '30,5) sm.dir. Her kare çininin ebadı ise

(35X37,5) sm.dir. Şekil 2 deki çini panonun eb'adı (213 X127) sm.dir, kare çiniler de (36X36) sm. eb'adlarında-dırlar. Özür diler, tashih ederim.

BUNLARI BlLİYORMU İDİNİZ !.,,.

O Pakistan Hükümeti, kurucusu Mehmet Ali Cinnah'ın namına inşa ettireceği türbe ve cami projelerinin tanzimi için, islâm mimarîs'nde, mütehassıs 7 mima-ra mümima-racaat etmiştir. Bu yedi mimardan ikisinin Türk mimarlarından Vasfi Egeli ile Ali Saim Ülgen olduğunu;

O Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca 23 Eylül 1952 de ithalât rejiminde yeni alınan kararlardan sonra inşaat malzemesi fiyatlarının vasatı %20 arttığını,

O Türkiyenin nüfusuna göre çimento istihlâkinin 2.000.000 ton olması icap ettiği, 1951 senesinde istih-lâk edilen miktarın 1.200.000 tonu bulduğu yerli çi-mento istihsalinin ise ancak 450.000 tonu geçmedi-ğini;

O Karabük demir fabrikalarının istihsal ettiği inşaat demirinin memleket ihtiyacının ancak % 50 sine te-kabül etmesine rağmen, Karabükün imal ettiği çe-şitlerinin ithalin'n memnu olduğunu;

O Bir Devlet Şûrası karariyle, teknik okul mezunları-nın Y. Mühendis unvanı kullanmaya yetki kazandık-larını;

O Bir firmanın Almanyadan 35 M2 lik 100 adet evi, beheri 1200 liraya ithal ettiğini, bu hazır evlerin, her biri için 1400 lira gümrük ödediğini

Referanslar

Benzer Belgeler

Fabrikada vagona teslim dökme.. ( Portland) Tonu

Bilâhare merhum Ihtifalci Ziya Bey'de istanbul ve Boğaziçi dlı eserine sepetçiler köşkü ve kayıkhane ocağı kıs- mına evvelki her iki yazı ve resimlerden nakiller

Dini ve kamusal yapılarda en çok çini mozaik ve tek renk sırlı çiniler kullanılmış, saraylarda ise sıraltı, lüster ve minai teknikleri ön plana çıkmıştır.. Diğer

¾ Кыргыз тилинин жазуу эрежелеринде: “Мамлекеттик, мамлекеттик эмес мекеме жана мекемелердин курамындагы ички бөлүмдөрдүн аталыштары

Çiniler büyük parçalardan oluşabileceği gibi küçük parçalardan oluşan çini mozaik adını verdiğimiz çiniler , çini levhanın pişirilmeden önce küçük

Hurdeli dendanlı rumî formlarının içine hatayî, penç, goncagül, lale ve yaprak motiflerinin oluĢturduğu bir desen yerleĢtirilmiĢtir.uygulamada motiflerin çanak ve

Türk çini ve seramik sanatında önemli bir yere sahip olan Kütahya çiniciliğinin ürünleri XIV.. sonlarında kırmızı hamur yapısına

Bu çalışmada geleneksel çini tekniğinde kullanılan sıraltı dekor yönteminin geliştirilmeye ve farklı uygulamalara açık bir teknik olarak suluboya resim