İLETİŞİM VE BENLİK
İLETİŞİM VE BENLİK
Evrensel bir deneyim olan iletişimin, insan yaşamında yer almadığı bir an hemen hemen yok gibidir. İnsan yalnızken bile kendi
kendisiyle iletişim halindedir.
“Kendini ifade etme”, insanın önemli
gereksinimlerinden biridir. Bu yüzden insan, hangi koşulda olursa olsun kendini ifade
etmenin bir yolunu bulmuştur.
Eski çağlarda insanlar, birbirleriyle anlaşmak için işaretlerden oluşan bir dil kullanmışlardır. Giderek çevredeki objeleri basit sözcüklerle nitelemişler,
böylece konuşma dili gelişmiştir. Daha sonra ilk yazı
dili olan “hiyeroglif” ortaya çıkmıştır. Eski Yunanlılar ve Romalılar, haberleşmeyi sağlamak için gündüz ayna, gece meşale kullanmışlardır. Kızılderililer dumanla, Afrikalılar tam tam davullarıyla haberleşmeyi
sağlamışlardır.
İletişim, insanın kendini, duygu ve düşüncesini, gereksinmelerini
anlatma ve başkalarını anlama yoludur.
İnsan yaşamında iletişim, doğum öncesi evrede başlar.
Bu evrede anneyle bebek arasındaki etkileşim sırasında çeşitli duygular iletilmektedir. Örneğin, annenin yaşadığı duygu durumuna göre kandaki hormon düzeyleri değişmekte, bu durum doğrudan bebeği etkilemektedir.
Anne sakin ve mutlu ise bebeğin de sakin olduğu,
anne huzursuz ve sıkıntılı ise bebeğin davranışlarının da olumsuz etkilendiği bilinmektedir.
İletişim ve Benlik İletişim ve Benlik
İçinde yaşadığımız toplum, bize nerede nasıl
davranacağımızı, nasıl giyineceğimizi, nasıl
konuşacağımızı öğretir. Sosyalleşme süreci
içinde, kişi bir yandan benliğini (self, kendilik)
oluşturur bir yandan da ait olduğumuz kültürün
bir üyesi olur.
Sevilmeyen, gereksinimleri karşılanmayan çocukta,
“Ben değersiz biriyim” düşünceleri ile, “temel güvensizlik duygusu” gelişir.
Çocuğun gelecekte kendine ve dünyaya nasıl bakacağının temelleri, büyük ölçüde yaşamın ilk yılında yaşadığı bu tür etkileşimlerin kalitesiyle belirlenmektedir.
Çocuk ikinci yaş civarında kadın-erkek cinsiyetini ve rol farklılığını ayırt eder.
Çocuğunu duygu ve düşüncelerini ifade etmesi için cesaretlendiren, ifade ettiği duygulardan dolayı eleştirmeyen ana- babalar; kendine güven ve saygı duyan, girişken ve insan ilişkilerinde başarılı bireyler yetiştirirler.
Sevilen bir insan kendini olumlu değerlerle
algılayacağı için, olumlu bir benlik geliştirecektir.
Kişilerin geliştirdiği benlik değerleri, hem
kendileriyle hem başkalarıyla olan ilişkilerine ve iletişimlerine yansıyacaktır.
İletişim İletişim
İletişimin çeşitli tanımları vardır. Örnekler:
“İletişim, bir kişinin diğerlerini etkilediği tüm süreçleri kapsar”.
“İletişim, fikirlerin, duyguların, düşüncelerin, niyetlerin ve gereksinmelerin insanlar arasında karşılıklı olarak iletildiği bir süreçtir.”
Birey, karşısındaki kişi veya gruba anlatmak (iletmek) istediği mesaj (ileti) her neyse (bu bir duygu, bilgi,
niyet, düşünce vb. olabilir), bunu en iyi anlatacak söz ve hareketleri seçer. Mesaj, karşıdaki kişi tarafından istenen anlamda yorumlanmış ve anlaşılmışsa, bu kişiler arasında iletişim vardır.
İletişim Sürecinin Öğeleri İletişim Sürecinin Öğeleri
İletişim sürecinde mesajların alınmasında ve taşınmasında görme, işitme, tat, koklama, dokunma gibi duyusal algılar kullanılır.
İletişimin dört öğesi vardır:
Gönderen, mesajını oluşturur
Mesaj, gönderilirken kullanılan sözlü ve sözsüz yöntemler Alan, kişinin yorumu
Karşılaşılabilecek engeller
Geribildirim,gönderenin yorumlanmak üzere ilettiği sözlü veya sözsüz semboller.
İnsan, duygularını, düşüncelerini, gereksinimlerini sözlü (verbal) ve sözsüz (non-verbal) olmak üzere iki temel yolla iletmeye çalışır.
Sözlü iletişim, kişilerin yazdıkları ve konuştukları sözcüklerle olur.
Sözsüz iletişim ise, ses tonu, bedenin duruşu, yüz ifadesi, mimikler, ağlama, gülme, dans etme, şarkı söyleme, kişilerin giyim-kuşamı, kullandığı takılar, okuduğu gazete, oturduğu semt vb. özellikleri içerir.