Ege Üiıiv~rsİtesi Edebiyat Fakültesi· Yayınları
TÜRK Dili ve EDEBiYATI ARASIIRMAlARI DERGiSi
YI
İZMİR, 1991
BATI ANADOLU'DA DOGUMDAN ÖLÜME BAZI İNANMALAR tiZERİNE
Prof.Dr. Fikret TÜRKMEN
1984 te, Ege Bölgesi'ni içine alan, "Ege Bölgesi Sözlü ve Yazılı
Kültür Ürünlerinin Derlenmesi"
.
adlı bir proje hazırladık Çalıştığuruz 'üniversitenin bir bölgede - İzmir'de bulunuşu coğrafi bakımdan önemli bir avantajdı. Ayrıca bu bölgenin araştırma sahası olarak seçilmesinde, bölgenin, turizm başta olmak üzere, dış kültüre açık olması ve basın yayın organlarının tesiri halk kültürünün sür'atle
değişmesi önemli rol oynadı.
Çalışma sırasında derlediğimiz halk kültürü arasında inanmaların zengin bir grup teşkil ettiğini gördük. Bunların arasından
özellikle dikkatimizi çeken bazılarını ayırdık. Bu çalışmanın esas malzemesini İzmir ve Manisa 1lleri çevresindeki bu inançlardan seçtiklerimiz meydana getirmektedir.
Bütün dünyada olduğu gibi Ege Bölgesi'nde de yan göçebe ve o
dağlık köylerde hayatın çeşitli safhaları ile ilgili bir takıİn irıanm~lar
toplumu yönlendirmektedir. Bu inançların. bir kısmında eski Anadolu Kültürlerinin, bir kısmında eski dinlerin bir kısmında da Orta Asya'dan gelen milli kültürün izleri gözükmektedir.· Biz bu inançlardan doğumdan başlayıp-ölüme kadar. resmi dinin dışında .kalan, örnekler üzerinde duracağız. Bu hususta daha önce yapılmış . çalışmalardan kısaca söz edeceğiz. Bunun için doğum öncesi ve
doğumla ilgili bu inançlardan başlamak gerekiyor. Bu konuda Orhan
·Acıpayamlı'nın "Türkiye'de D~ğumla İlgili Adet ve ~~nmaların
Etnolojik Etüdü, Erzurum, 1961; Sedat Veyis Örnek'in "Sivas ve Çevresindeki Hayatın Çeşitli Saflıalanyla İlgili Batü İnanışiann ve Büyüseı· İşiemierin Etnolojik Tetklki; Ankara 1961 ve ~ichele . Nicolas'ın "Croyances et Pratique Populaires Turques Concemant Les . 1 .
Naissances (Region de Bergama), PariS, 1972, önemli araştınnalardır . . İzmir ve Manisa köylerinde çocuğu olmayan veya çocuk isteyen kadının yaptığı pratiklerden bazılan şunlardır :
a) Çocuk isteyen kadın. gürbüz çocuklar doğurmuş kadının
avucundan su içer.
.
b) Yeni doğum yapmış bir kadının ısırdığı elmayı yer.
c) Gelin baba evinden tuz götürür.
d) Kadına gizlice kurt eti yeclirilir.
Görüldüğü gibi seçtiğimiz örneklerde dört ayn inanma dikkati
çelmıektedii. İlk inanınada doğum ·yapmak isteyen katın doğurganlık
majik kuvvetinin su vasıtasıyla kendisine geçeceğine inanmaktadır.
Su kültürünün Türklerde _ve Moğollarda ne kadar önemli olduğ':-1
bilinmektedir. (Aİnan, Türklerde Su Kültü İle İlgili Gelenekler, Fuat
~öprülü Armağanı, s. 249, 1953) Su'yun sembolik anlamlan hakkında
"Dictionnaire des Symbolles" de üç dominant tem sayılrnalrta ve şöyle
denmektedir :
"Les significations symboliques de l'eau peuvent so reduire
a
trois themes dominant :
Source de vie, moyen de purificatlon, centre de regenerescence ... (II.p.221)" Anadolu'daki ilk inauçta İslami tesir de düşünülebilir. Su,
İslami inanca göre yarat~ışın dört unsurundan biridir. 'bk. Arasır-ı
Erbaa)
(b) şıkkırıda verilen lkiJ?-Ci pratikte, Türk halk edebiyatında
çok sık kullanılan elma kültü karşımıza çılmıaktadır. Bütün halk hikayelertnde, çocuğu olmayan yaşlı padişah veya vezirler,. kutsal bir
deryişin verdiği elmayı yiyerek çocuk ~ahibi olurlar.
· Aynca elma, bütün dünyada hayat c;ığacının sembolü olarak
bilinmektedir. Adem ile Havva'nın yasak meyvası da elmadır. (Dict.
des Symboles IV. 45) Bu meyva, gençlik, yenilenme ve tazelenrne sembolü olarak bütün Asya milletlerinde yaşamaktadır. Tevrat'taki
Raşel kıssasındakl Dudaim "Aşk Elmaları" bu motıfin en eski
~ynağını teşkil etmektedir. Diğer taraftan Stith Thompson'un "Motif index of Volksliteratur"unda (T. 51 1. 1) nurnarada bu motlfin dünya
edebiyatlarındaki durumu gösterilmektedir. Ege Bölgesi (Manisa) nd eki, daha önce doğum yapmış ve Çocuklan yaşayan kadının· ısırdığı
elmayı yemesi, tipik bir temas büyüsü inancını göstermektedir. Bu kuvvet yüklü bir maddenin yenmesi, bir vakitler birbirine bağlı olan
şeylerin, Dirinde olan değişikliğin ötekine de etkllemesini gerektiren sempatik bir bağlantı içinde· olmasıyla ilgilidir. Burada doğum yapan
kadındaki doğurganlık özelliği temas maj isi lle elmaya geçmekte ve
elmayı yiyen diğer bir kadın da bu güce sahip olmaktadır.
Manisa'da bir başka ininç tuz'la ilgilidir. Düğün sonunda gelin, baba evinden. çıkarken, yanında götüreceği eşyalar arasında,
demir bir kap içinde 'Tuz taşi" denilen kaya tuzu götürür. Bu tuz taşı
ölene kadar gelinin evinde kalmaktadır.
Aynca yeni doğan çocuğun vücudu tuzlanmakta veya tuzlu su ile yıkanmal:rtadır. Böylece çocuğun pişkin vücutlu olacağına ve terinin
kokmayacağına inanılmaktadır.
İlk prafikteki inanç tuzun kutsallığı ile ilgilidir. Bu gelenek
düğünlerde :
'Tuz taşını tuzsuz koyan
Anasını kızsız koyan
Kız. anasız gelin olmaz ... "
şeklinde gelin ağıatma denilen halk şarkısında da
yaşamaktadır.
İslami kaynaklara göre Tuzu. Halil İbrahim Peygamber
bulmuştur. O, Kabe'nin inşaatı bitince, Allah'ın rahmetini diledi.
Allah, "Fakirleri giydir, açlan doyur" dedi. Halil İbrahim bunu nasıl yapacağını sorunca Tanrı ''Kabe binasından artan topraklan dört .bir tarafa savurmasını" emretti. Halil İbrahim de öyle yaptı. Tann'run emri ile topraklar düştükleri yerlerde'--t~z oldular (Evliya Çelebi Seyahatnamesi, I.s. 537 (1314)
Tuzun İslam alemince kutsal sayılması ile ilgili daha pek çok inanç vardır. Ancak Anadolu'da Tuz-Elanek Hakkı" denen bir deyiİn halen yaşamaktadır. Bu tabir Türk tarihinde, ekmeğini yemek. iyiliği unutmamak arılamında çok kullanılmıştır. (bkz. Şükrü Elçin, Tuz-Ekmek Hakkı Deyimi Üzerinde. Reşit Rahmeti Arat için. Ankara.
1966 ss:ı)
Manisa Bölgesi'nde derlediğimiz 4. inanç kurt. eti 1edlrnıekle
ilgilidir. Çocuğu olmayan k~dına gizlice kurt eti yertdilmeşi, Türlerde kurdun mitolojik yönüyle ilgilic;lir. Kurt, Türk tarihinde ve destanlarda totem olarak karşımıza çıkmaktadır. Çeşitli Türk zümrelerinde, Kurt'un fonksiyonu değişmekte, Göktürklerde dişi kurt "Ulu ana"
Uygurlarda erkek kurt. "Ulu ata". oğuzlarda ise milli bir kılavuz olarak görünmektedir.
.
Aynca dişi kurt tarafından emzirilerek büyütülme motifi, · bütün dünyada yaygındır. Yunanlıların Ares ve Philonome'sf.
Romalıların Romulus ve Romus'u bunun tipik örnekleridir. Şamanlar
arasında. şaman dualarında kurt'a özel bir yer verilmektedir.
(Başkırdistanlı Abdulkadir, Türk Rivayetlerinde Bozkurt, TM, İst. 1928 II s. -133)
Anadolu'da bugün kurt'la ilgili, yukanda sözünü ettiğimiz
irianç dışında, pek çok irlanç yaşamaktadır. Kurt gözü, kulağı, dişi ve kurt aşığı kötü nazara karşı çocukların omuzlarına takılmakta veya
peşiklere bağlanmakta ve .evlerin kapısına asılmak.tadır. Aynca Güney
Türlmıenlert arasında bir. efsaneye göre: Nizip'in batısında Kurt Bab~
Tepesi adı verilen bir tepe ve bu tepede kırk tane mağara bulunmakta ve her bir mağarada bir kurt yaşamakta imiş. Bu kurtların bir de babalan
varmış. Yılda bir koyun yermiş, hiç kimse ona kurşun abnaz, atan da
ölünnüş (A Rıza, Anadolu'da Bozkurt, HBH. İst. 1930, 2,14).
. .
Görüldüğü gibi eski Şaınanıst inançlar. Anadolu'nun sadece
batasında değil bütün bölgelerinde bazan islamize edilmiş, bazan o:rijinal haliyle yaşamaktadır. Kurtla ilgili sembolik anlarnlar hk . . (Dictioz:ınaire des Syrnboles) de daha genış bilgi bulunmaktadır. (bkz.
Loup maddesi).
Ege Bölgesi'nde zengin inanmalara konu olan hayvanlardan biri de "Yılan"dır·. Yılanla ilgili inançlardan baz~larını şöyle
sıralayab~iriz :
a) Bazı evlerde yuva yapan yılanlar, o evin uğuru ve koruyucusu
·sayılır.
b) Çocuksuz kadın yılan etf yerse hamile kalır.
c) Yılan:ıp omurlan bir ipe dizilip kolye olarak takılırsa göz
değmesi olmaz. Nazardan korur.
Bütün dünyada olduğu gibi Anadolu Halk kültürünün bütün tüFlerinde yılan· önemli bir yer tutmuştur. Masaldan inanca kadar her sahada halk düşüncesi, yılanda daima bir takım olağanüstü güçler görmÜş ·ve bu güçleri çeşttli pratiklerle kullanmak istemiştir. inanca göre, yılanda iki özellik ön plana çıkmıştır. Bunlardan ilkinde yılan.
gizli sırlara vakıf, tehlikeli ve ürkütücü yönüyle düşünülmüş.
ikincisinde ise insana yardım eden, hasta lığıni iyileştiren ve koruyan sembol olarak değerlendirilmiştir.
Ege Bölgesi'ndeki inançlarda her iki görüşe uygun olanlar mevcuttur. Bizim seçtiğimiz üç inançta tse ikinci düşünce hakimdir.
Dünyadaki folklorik yaratmalarda bulunan yılanla ilgili motiflertn tipolojisini Arıtti Aarne Stith Thompson'un 'The Types of the Folktale"
nde görmek mümkündür. ATdel? 155, 285 A. 300, 303, 305, 433, 612, 670, 671, 672, 675 A. 738 ve 934 numaralı tipler yılanlarla ilgilidir.
(Helsinki 1961, FFC, 184)
Bunlardan 285 A numaralı tip, bizim seçtiğimiz inançlardan birincisinin numarasıdır. Yani "Evin koruyucusu yılan" olarak isimlendirilen tiptir. Aynı şekilde 675 A numaralı. "Çocuksuz kraliçe
yılan eti yedikten sonra· hamile kalrr" şeklinde tarif edilen tip de (b) şıkkında verdiğimiz inancı göstermektedir. Bu motif e 100 ı gece masallannda da rastlanmıştır.
Yine eski Anadolu kültürlerinde yılanın ve ejderhanın
fonksiyon ve sembolik anlamlan ile Ege Bölgesi'nde inançlar arasında
da parale~likler mevcuttur. Hitit ilahı İlluionka hakkındaki inançla Mezopotamya'dak.i yılanbalığının eti yenince hayvanlarm dilinden anlama ve doğurganlık kazanma inancı ile Anadolu'daki inançlar hemen hemen aynıdır .
. Bütün dünyada yılaniann sembolik anlamlan "Dictionnaire des Symboles" de şöyle sıralanmaktadır :
- Aux sources de la vte - Serpent Cosmique
- Le Vteux - Dieu, Lancetre mytlque - Le Vtvificateur -İnspirateur
{Le serpent medecin et divin) - Le proces du Serpent
, - Vers un Symbole du Serpent rehabilite.
'(IV, pp. 181-198)
Ölümle ilgili inançlara gelince. Anadolu Kül~iıde, ölümle ilgili olarak Sedat Veyts Örnek'in Anadolu Folklorunda ·Ölüm, Ank.
1971; adlı eserinde geniş bilgiler bulurunaktadır. Aynca bütün Altay kavimlertndeki ölümle ilgili inanma ve pratikleri, Jean-Paul Roux. "Le Mort Chez Les Peuples Altaiques Anclens et Medieva Paris, 1963 adlı
eserinde incelenmiştir.
Batı Anadolu 'da ölümle .ilgili inançlardan sadece ölüm
habercisi olarak bazı hayvanların sesler çıkarması inancından iki örnek sunacağız.
a) Köpek uluduğu zaman Azrail'i gördüğünü ev sahibine haber vermek ister.
b) Horoz gibi uzun uzun öten baykuş ölüm habercisidir.
İlk inanışta, evcil, s~dık ve sezme kabiliyeti çok gelişmiş olan
köpeğin, insanları bilhassa sahiplerini kötülüklerden koruduğuna işaret vardır.
İkinci· inanışta baykuş. sesinin ve yuzunun çirkinliği, yıkınttiarda ve viran yerlerde yuva yapması, antolajik olarak daima ölümle birleştırilmiştir. Baykuş, her zaman uğursuzluğa
yorumlanmaz. Bu kuşta "iki değerli" bir majik güç tasavvuru vardır.
Kuşun ötüş biçimi, bazan bir müjde belirtisi ola·rak
yorumlanmaktadır.
Sonuç olarak Ege Bölgesi'ndeki halk inançları. bütün Anadolu'daki inançlarla bir bütünlük göstermektedir. Hatta bu bütünlük bazı inançlarda Türk boylan arasında da görülmektedir.
inancın temel çekirdeği sabit kalmakta ve ancak pratiklerde bazı mahallileşmeler. görülmektedir. Belli bölge~erdeki mağaralarda olduğu
gibi. ..
İnançların kaynağına bakıldığında. üç kaynak Anadolu
ınançlannda daima karşunıza çıkmaktadır. Bunlar a) Orta Asya Kültürü
b) Eski Anadolu Kültürleri c) İslam Kültürü
Bu bakundan inançlar incelenirken mutlaka bu üç kültür göz önünde bulundurulmalı ve inancın çıkış naklası yani otaı.-ı.tık kaynak, bulunduktan sonra inancın adaptasyonu. yayılması ve son olarak
aldığı şekil incelenmelidir. Ancak o zaman kültürler arası ilişki ve
inancın yorumu sağlıklı olarak yapılabilir.
BİBLİYOGRAFYA
ı- Aarne, Anttl-Stith Thompson.: The Types of The Folktale, Helsinki 1961 (FFC. 184)
2- Acıpayamlı, Orha;n :Türkiye'de Doğumla İlgili Adet ve İnanmalann
Etnolojik Etüdü. Erzurum, 1961
3-A Rıza : Anadolu'da Bozkurt Halk Bilgisi Haberleri İstanbul, 1930, 2,s. 14
4- Başkırdistanlı Abdülkadir : Türk Rivayetlerinde Bozkurt, Turkiyat
Mecmuası, İst. 1928 II. CUt
5- Elçin, Şükrü : Tuz-Ekmek Hakkı Deyimi Üzerine, R.Rahmeti Arat
İçin, Ankara, 1966 (içinde) 6- Eviiye Çelebi: Seyahat-name İst. 1314, I. CUt
7- Gheerbrant, Alain-Jean Chevalıer : Dictionnaire des Symboles 4.T.
Pa~. 1973-4
\
8- Niçolas. Michele : Croyances et Pratıque Populaires Turques Corcernant Les Naissances. (Region de Bergama) Paris, 1972
~- Örnek, Sedat Veyıs : Sivas ve çevresindeki Hayatın Çeşitli
Safhalanyla İlgili Batıl İnançların ve Büyüsel
işlemlerin Etnolojik Tetkiki, Ankara, 1961 10- Örnek, Sedat Veyis: Anadolu Folklorunda Ölüm, Ankara, 1971 ll- Roux, Jean Paul : Le Mort Chez Les Peuples Altaique Anciens et
Medievaux. Paris, 1963.