/Url<. 1\0ralyOI uern 111~· ~vv ı. ~;; . ..ıvv-J, L
Unstable Angina Pe~toris Olgularında Kadın . .
Cinsiyetinin Klinik üzellikleri ve Prognostik Onemi
Doç. Dr. Seçkin
PEHLİVANOGLU, Dr. Ahmet YILDIZ, Uz. Dr. Alev ARAT-ÖZKAN, Uz. Dr. Sait DOGAN, Dr. Cennet
ERBAŞ,Prof. Dr. Rasim ENAR
İstanbul
Üniversitesi Kardioloji Enstitüsü,
İstanbulÖZET
Akut Miyokard
İnfarktiisiinde (Mİ)kadm
cinsiyelin(K) hastane içi komplikasyonlar ve mortalite
yönii1ıdengöre-
celi olarak yiiksek risk taşuliğıbilinmektedir. Buna
karşm wıstableangina pekt01·is (UAP) olgulannda k ad m cinsi-
yelin klinik özellikleri ve prognozlannm prospektif olarakdeğerlendirildiği çalışma sayısı sımrlidır.
Bu
çalışmadaiiçünciil bir kardiyoloji merkezinin acil ünitesine Aralık
1999 -Nisan 2000
tarilı/eri arasındaUA
P kliniğiile
başvuran 81
ardışıkhastamn demografik ve temel klinik özel- likleri ile hastane içi
ve 30 günliik prognozlarıprospektij olarak incelendi. Ölüm,
Mİ,tekrarlayan ve refrakter iske- mi
(İSK),revaskiilarizasyon
işlemleri (REV) (perkiitan ko-roner
girişimveya koroner-bypass cerrahisi operasyonu) kaydedildi. Klinik sonuçlar ve prognoz cinsiyet
açısmdan değerlendirildi. Hastaların %29.6'sı(24 hasta) kadm, her iki grupta ortalama
yaş58.2 idi.
Kadınlardaerkeklere (E)
kıyasla
daha az oranda sigara içimi
(K:%37.5 veE:%64.9;
p=0.03)ve
hiperkolesterolemi (K:%20.8ve E:%47.4; p=0.05)
vardı.Erkeklerde
kadınlara kıyaslada-
ha sık geçirilmiş REV (E:%43.9ve K:%12.5; p=0.009) hikayesi
vardı, geçirilmişMI benzerdi. Hastaneye
başvumda yapılan
risk
sımflaması sonrasıhastan
eye yatış oranlarıcinsiyet yönünden bemerdi (K:%75, E:%78.9).
Yatan hastalarda;
İSK sıklığı (K:%44.4,E:%31.7) anji- yograji" uygulama
oranları(K:%70.8, E:%86), çok damar
hastalığı
(K:%52.9, E:%55.1
) vehastane içi REV
(K:%27.8, E:%24.4) cinsiyet
yönündenfarklılıkgösterme- di. Non-Q MI
gelişimikadmlarda daha az
(K:%5.6,E:%15 .6) idi , ancak aradaki fark istatiksel olarak
anlamlı değildi,ölüm
gözlenmedi. 30 günlük hasta takip oranıiki
gruptada benzereli
(K:%70.9, E:%87.8). Otuz giinlük ta-kiple
İSK(K:%41.2,
E:%26) ve REV (K:%11.8, E:%8)cinsiyet yönünden
farklı değildi, Mİveya öliim gözlenme- di. Sonuç olarak,
çalışmamızda UAP'Iı kadmların erkekle-re
kıyaslasigara
kullanımı,hiperlipidemi
ve geçirilmişrevaski ilarizasyon oram daha
düşükbulundu. Hastane döneminde non-Q MI
gelişimi kadınlardadaha az idi.
Buçalışmanlll
sonuçlarma göre UAP'ta kadm cinsiyelin lite- ratürdeki Ml
çalışma/arma kıyaslakoroner morbitide yö- nünden görece/i
olarak daha selim bir prognoz gösterme-si,
UAP'taki farklıpatofizyolojik ve anatomik özellikler yanmda büyiik ölçiide bu
grubımdaha genç ve riskfaktör-
leri profilinin daha iyi olması ile ilişkili oldu,~unu diişiindürmektedir.
Anahtar kelim
eler: Unstable angina pektoris,
cinsiyet,prognoz
Alındığı tarih: 2 Ocak, revizyon 24 Nisan 2001
Yazışma adresi : Doç._ Dr. Seçkin Pehlivanoğlu, DB-B, No:20, 9.
Kısım Ataköy, 34750 Istanbul Tlf: (0212) 633 6242
506
Akut ınİyokard infarktüsi.inde (Mİ) kadın cinsiye-
tİn hastane içi komplikasyonlar ve mortalite yö- nünden görece! i olarak yüksek risk taşıdığı bil in-
ınektedir (1-5). Bu konu ile ilgili birçok çalışınada aslında genel anlamda koroner arter hastalığı ve
komplikasyonlarının tanı ve tedavisinde kadın has- talarda erkeklere kıyasla daha sınırlı bir girişim yapıldığını ortaya koymuştur (6-1 1). Bu sonuca kadın
hastalarda daha olumsuz demografik ve risk faktö- rü profili olmasının da katkısı olduğu bildirilmiştir (12-16).
Ancak unstable angina pektoris (UAP) olgularında kadın cinsiyetİn temel demografik ve klinik özellik- leri, tedavi yaklaşımı ve prognostik öneminin değer
lendirildiği prospektif çalışma sayısı kısıtlıdır (17-20).
Çalışmamızda UAP hasta popülasyonunda temel de- mografik ve klinik özellikler, girişimsel tedavi yak-
laşımı, erken dönemdeki klinik sonuçlar ve prognoz cinsiyet yönünden karşılaştırıldı.
GEREÇ ve YÖNTEM
Çalışmaya Aralık 1999 ile Nisan 2000 tarihleri arasında kliniğimiz acil polikliğine UAP kliniği ile başvuran 81 ar-
dışık hasta alındı. Tüm hastalara acil polikliniği başvuru
sunda, AHCPR (Agency for Heallh Care Policy and Rcse- arch)'nin UAP hastaları ile ilgili önerileri doğrultusunda
iki aşamalı bir değerlendirme yapıldı (21). Bu amaçla ilgili
yayındaki önerilerin pratik bir form haline getirildiği refe- rans bir değerlendirme tablosu kullanıldı. Değerlendirme
nin ilk aşamasında, "koroner arter hastalığı olasılığı" belir- lenerek UAP düşünülen olgular çalışmaya alındı. Unstable angina pektoris kliniği olarak iskemik tipte göğüs ağrısı ve
1
veya geliş EKG'sinde ST depresyonu veya dinamik T dalga değişikliği olması kabul edildi. İskemik tipte göğüs ağrısı, aşağıdaki özelliklerden herhangi birinin olması ola- rak kabul edilmiştir: 20 dakikadan uzun süren isıirahat gö-ğüs ağrısı veya son bir haftadır ortaya çıkan isıirahat göğüs ağrısı, son iki ay içinde başlayan Kanada Kardiyovasküler
Derneğinin (CCS) önerdiği angina sınıflamasına göre class lll-IV angina, daha önceki stable AP nin progresyon gös- termesi (CCSC III -IV).
Değerlendirmenin ikinci aşamasında ise "UAP'ta risk ana- lizi" yapıldı. Yüksek veya orta riskli hastalar büyük oranda
yatırılarak, düşük riskli hastaların ise genellikle ayaktan
S. Pelı/ivanoğlu ve ark.: Unsrable Angi na Pekroris Olgulamıda Kad111 Cinsiyerinin Klinik Özellikleri ve Prognosrik Önemi
takibi
yapıldı(48-72 saat sonra polikl
inik kontrolü). Başvuru
sırasında gelişEKG'sine göre akut ST-elevasyonlu MI kabul edilen
(~2deri vasyonda
~ImmST elevasyonu) veya non-anginal tipte
göğüs ağrısı düşünülenolgular ça-
lışma dışı bırakıldı.
Her hastada demografik
(yaş,cin siyet), temel klinik özel- likler (anamnezde hipertansiyon, diabetes mellitus, hiperli- pidemi (total kolesterol
~200mg/di) sigara içimi, geçiril-
miş Mİ, geçirilmişrevaskülarizasyon, aspirin ve beta-blo- ker ilaç tedavis i), hastane içi ve I
aylıktakipteki ölüm, MJ, maksimal medikal tedavi (aspirin, IV /SC hepari n, IV ni t- rogliserin, beta bloker ve/veya Ca-antagonisti)
altındatek- rarlayan veya refrakter iskemi ve revaskülarizasyo na (per- kütan koroner
girişim(PCI) veya koroner bypass operas- yonuna (ACBG) ) ait veriler standart olarak
basılanformla- ra kaydedildi. Tekrarlayan iskemi,
hastanınmedikal tedavi ile iskemik tipteki semptom ve
bulgularınkontrol
altına alınmasındansonra, tipik
göğüs ağrısının (~30dakika)
eşlik
ettiğiEKG'de iskemik tipte
değişiklik (~ImmST sap-
ması
veya dinamik T dalga
değişikliği)olarak
tanımlandı.Refrakter iskemi, maksimal med ika
l tedavi alıındailk 24 saat içinde
hastanın göğüs ağrısıve EKG'deki iskemik bul-
gularında
tam veya tama
yakıngerileme
olmanıasıolarak kabul edildi . Revaskülarizasyona giden olgulardan, tekrar- layan veya refrakter
iskenıisinedeniyle acil veya erken (i lk 24-48 saat içinde) revaskülarizasyon
yapılanlar ayrıca değerlendirildi. Çalışma sonuçlarıcinsiyet yönünden kar-
şılaştırıldı.
istatiksel yöntem: Sürekli (interval, continious)
değişkenlerde bağımsız
iki grubun
ortalamalarının kıyaslamasında ı-testi, sıklıkların karşılaştırılmasındaki-kare veya gerekti-
ğinde
Fisher exact test
kullanıldı.BULGULAR
Çalışmaya alınan
8 1 has tada n 24'ü (%29,6)
kadın(K), 57'si (% 70.4) erkekti (E). Her iki grupta da orta-
lama yaş58.2 idi (tablo 1).
Kadınlardaerkeklere
kıyas
la sigara kullanımı( %37.5 ve %64.9; p=0.03) ve a namnezde hiperkolesterolemi (%47.4 ve %20.3;
p=0.05)
oranlarıdaha
azdı. GeçirilmişM I
açısındangruplar
arasında farklılıkyoktu , ancak
kadınlardaer- keklere
kıyasladaha az revaskülari zasyon
işlemi uy-gulanmıştı
(%
12.5 ve %43.9; p=0.009).
Başvuruön-
cesi as pirin ve beta-bloker
kullanım oranlarıda cin- siyet
açısındanbenzerdi.
Has taneye
başvuruda yapılanrisk
sınıflaması(AHCPR)
sonrasıyüksek, orta ve
düşükris k grupla-
rındaki
hasta
oranlarıcinsiyet yönünden
istatikselolarak
anlamlı farklılıkgösterm edi (Tablo 2).
Kadınların
%83
.3 (20 hasta), e
rkeklerin%85,9'u (49 hasta) yüksek veya orta risk grubunda idi. Hastaneye
yatırılış oranı kadınlarda
%75 (18 has ta) , erkeklerde
dan
kadın hastaların %90'ıhas taneye
yatırılırken,bu oran erkeklerde % 91.8
idi. GelişEKG'sinde
~1mm ST depresyonu veya dinamik T
dalgası değişikliği hastaların yaklaşık yarısında vardıve gruplar
arasındaki fark
anlamlı değildi.Hasta neye
yatırılan olguların(63 hasta) klinik so-
nuçlarının değerlendirilmesinde
(T ablo 3)
maksiınalantiiskemik tedav
i altındakiolgularda tekrarlayan veya
refrakter iskemi gruplar
arasında anlamlı farklılık
göstermedi.
Hastalarınseri enzim takipleri sonu- cu non-Q MI
gelişimi kadınlardadaha az id
i(%5.6 ve % 15.6), ancak arad aki fark istati stiksel olarak an-
lamlı değildi.
Hiçbir olguda
Q-dalgalıMI
gelişınedive ölüm gözlenmedi.
Kadınhastalarda koroner anji- yografi uygulama
oranıdaha
düşükidi (%70.8 ve
%86), ancak aradaki fark istatistiksel olarak
anlamlı değildi.Erkek
hastaların %81.6'sı, kadınların%88.2's
indeciddi damar
hastalığı (~%70 darlık)ve her iki grupta
hastaların yaklaşık yarısındaçok da- mar
hastalığı(2 veya 3 da mar)
vardı.Has tane içi re- vaskülarizasyon
oranlarıgruplar
arası farklılıkgös- termedi. Erkeklerden ?'sine PCI (4'ü elektif), 4'üne ACBG (3'ü elektif);
kadınlardan3'üne PCI (2'si elektif), 2'sine ACBG (elektif)
uygulandı.Acil re- vaskülarizasyo n cin siyet
açısından farklılıkgöster- med
i (erkek:%8.9;
kadın:%5.6).Yatan ve ayaktan takip ed
ilen olgulardan
kadınlarda%70.9, erkeklerde %87.8'nin 1
aylıktakip
değerlendinnesi
yapılabildi(Tablo 4). Tekrarlayan iskemi
kadın
hastalarda daha yükse kti (%4 I .2 ve %26), an- cak aradaki fark istatistiksel o
larak anlamlıbulun-
madı.
Elektif r evaskülarizasyon
uygulaması, kadın(2 PCI) ve erkek (
1 PCI, 3 ACBG) hastalarda
farklılık
göstermedi. Bir
aylıkizlem döneminde yen i geli-
şen
MI veya ölüm gözlenmedi.
TARTIŞMA
Akut koroner sendromlarda
kadıncinsiyeti n prognoz üzerinde ki etkileri
çeşitli çalışmalarile
değerlendirilmiş
ve UAP' tan
Q-dalgalı Mİ'yekadar uzanan bu
spektruında farklı
sonuç
lar bildirilmiştir.Bizim ça-
lışmamızda
UAP
kliniğiile
başvuran olgularınpros- pektif analizinde hastane içi ve 1
aylıkprognoz ka-
dın
hastalarda literatürdeki MI
çalışınalarına kıyaslagöreceli olarak daha iy i id
i.,. ...... J .... - -··· ·-·::r -· · - . - ·. -
Tablo ı. Hastaların demografik ve temel klinik özellikleri
Erkek (n=57) Kadın (n=24) p
Yaş (ortalama) 58.2 58.2 AD
Hipertansiyon (%) 49.1 66.7 AD
Diyabetes Mellitus (%) 24.6 20.8 AD
Sigara(%) 64.9 37.5 0.028
Hiperkolesterolemi (%) 47.4 20.8 0.045
Geçirilmiş Mİ(%)* 26.3 20.8 AD
Geçirilmiş PCI 1 ACBG (%)** 43.9 12.5 0.009
Aspirin kullanımı(%) 70.2 66.7 AD
Beta-bloker kullanımı(%) 26.3 29.2 AD
AD: Anlamli değil; *Mi: Miyokard infarktiisii
**PC/: Perkiitan koroner girişim; ACBG: Aorta-koroner bypass operasyonu
grubunda idi. Benzer bir
şekilde yapılanbir kohort
çalışmasındaUAP
olgularındaAHCPR risk kategorisine göre erke klerin
%88'i,
kadınlarınise %87'si yüksek ve or- ta risk grubunda
bulunmuştur (22).AHCPR
kılavuzundayüksek ve orta riskli
olguların
koroner
yoğun bakımveya ara
yoğun bakım
(interm ediate) ünitelerinde
yatırılarak
takip ve tedavilerinin
yapılmaları
önerilmektedir. Bi zim
çalışmamızdada her iki cinsiyette yüksek ve orta ri sk grubunda olan
hastaların tamamına yakını yatırılarak izlenmiştir.Risk
sınıflamasında gelişEKG 'sinde iskemik
açıdan anlamlıST-T
değişiklikleri olmasıprognoz yö- nünden ek olarak olumsuz
değer taşımaktadır (23). Çalışmamızda
her iki c insiyetre de
hastaların yaklaşık yarısında gelişEKG'sinde iskemik özellikte
değişiklikler saptanmıştır."the Guara ntee Registry" ça-
lışmasında geliş
EKG'sinde ST-T
değişikliği
her iki cinsiyetre de
hastalarınyakla-
şık
%68 'inde
gözlenmiştir (19).Tablo 2. Hastaların risk sınıflaması ve geliş EKG bulguları
Erkek (n=57) Kadın (n=24) p AHCPR* risk sınıflaması (%)
Yüksek risk 33.3 37.5 AD
Orta risk 52.6 45.8 AD
Düşük risk 14.0 16.7 AD
ST-T değişikliği**(%) 50.9 58.3 AD
*
Ageneyfor Health Care Policy Researclt; AD: Anlamltdeğil**geliş EKG'sinde ?.1 mm Sf depresyonu ve/veya dinamik T dalgasi değişiklikleri
Tablo 3. Hastaneye yatırılan hastaların koroner anjiyografi ve hastane içi kli- nik sonuçları
Akut koroner sendromlar te mel klinik özellikleri, prezentasyonlan, klinik seyir ve
sonuçlarıyönünden
kadınve erkek cin- siye t
arasında farklılıklargöste rmektedir.
Birçok
çalışmada AMİgeçiren
kadınlarınerkeklere
kıyaslahastan e içi ve uzun dö- nem
prognozlarınındaha kötü
olduğubil-
dirilmiştir (t-5,24,25).
Bu
çalışmalarınbir
kısmında
ve
diğer bazı çalışmalarda. de- mografik ve temel klinik özellikler dikkate
alındığında kadın cinsiyetİn AMİ'deba-
ğımsız
bir risk faktörü
olmadığınıile ri
sürmüşlerdir (1-5,26-28).
Buna
karşınbirçok
çalışmalarda kadın
olgularda mortalite ris- kinin te mel klinik ve demografik karakter- lerden
·bağımsızolarak yüksek
olduğubil -
dirilmiştir (7,24,28,29).
Erkek (n=45) Kadın (n=l8)
Koroner anjiyografi (%) 86 70.8
Ciddi damar hastalığı %81.6 %88.2
Çok damar hastalığı %55.1 %52.9
Tekrarlayan iskemi(%) 31.7 44.4
Revaskülarizasyon* (%) 24.4 27.8
Acil PCI 1 ACBG (%) 8.9 5.6
Non-Q Mİ(%) 15.6 5.6
Ölüm(%)
o o
*
Elektifveya acil PC/ veya ACBGTablo 4. Hastaların 1 aylık izlem sonuçları
Erkek (n=SO) Kadın (n=l7)
Tekrarlayan iskemi(%) 26 41.2
Revaskülarizasyon* (%) 8 ı 1.8
Non-Q Mİ(%)
o o
Ölüm(%)
o o
*
Elektifveya acil PC/ veya ACBG; AD: Anlamltdeğildüzeyi erken dönemde prognozu belirleyen önemli bir faktördür
(21). Çalışmamızdae rkek
hastaların%85.9'u,
kadınların%83.3'ü yükse k veya orta risk 508
p AD AD AD AD AD AD AD AD
p AD AD AD AD
Akut miyokard infarktüsünde
kadınc insi-
yetİn
mortalite yönünden yüksek riskli bir grup
olduğuyönündeki güç lü bulgulara
rağmen
UAP
olgularındabu unsur yeterin-
ce
araştırılmamıştır.Bir
çalışmadaST -e levas yonu
olmayan
Mİve UAP
olgularındaprognozun her iki
c insiyetre benzer
olduğu bildirilmiştir (30).ST-ele-
S. Pelı/ivanoğlu ve ark.: Unstable A11gina Pektoris Olgularmda Kadın Cinsiyetinin Klinik Özellikleri ve Prognostik Önemi
vasyonlu ve ST-elevasyonsuz
Mİ,ve UAP
hastalarının alındığı
GUS TO II-b
çalışmasındaise,
başvuruEKG'sinde ST-elevasyo nu olan veya olmayan hasta- larda
kadıncinsiyette
AMİ gelişimriski daha
düşük bulunmuştur (31).Buna
karşın kadınlarınerkeklere
kıyasla
hastane içi ko roplikasyon ve 30 günlük mer- talitesi daha yüksek, ancak reinfarktüs
oranlarıben- zer
bulunmuştur.Bu
çalışmadaakut koroner sendro- mun tipi ve cinsiyet
arasındabelirgin bir
etkileşim saptanmıştır. Olgularınteme l klinik özelliklerinin et- kisi dengelendikten sonra
yapılananalizde
yanlızcaST elevasyonlu
AMİ olgularında kadınc ins iyetre ölüm veya reinfarktüs
oranlarında anlamlıo lmayan bir
artış saptanmıştır.Buna
karşınUAP
olgularında kadın cinsiyetİninf arktüs ve ölüm riskini
bağımsızolarak
azalttığı gözlenmiştir.Bu sonuçlar akut koro- ner sendrom
olgulannınprognozunda
kadınve erkek cins iyet
arasındaki farklılığın yalnızcatemel klinik özelliklerdeki
farklılıklardan değil,muhteme le n
farklı
patofizyoloj ik ve anatomik özelliklerden kay-
naklanabileceği
sonucuna
varılmıştır.Akut koroner sendromlu olgular ile
yapılan çalışmalarda
(16-18,24-30) kadınlarınerkek lere
kıyasladaha
yaşlı
ve daha yüksek oranda hipertansiyon, diyabet ve konjestif kalp
yetersizliği,buna
karşınsigara kul-
lanımı
ve
geçirilmişinfarktüs
oranlarınındaha
düşük olduğu gösterilmiştir.Ülkemizd e
yapılmışolan tek çok merkezli
AMİ çalışması("regis try") TÜMAR (Türk Miyokard
İnfarktüsü Araştırması)'dada
kadıngrubunda benzer sonuçlar
bildirilmiştir (32).Sadece UAP
olgularının alındığı çalışmamızdaise, her iki cinsiyet
arasında yaş farkı olmayıphipertansiyon ka-
dınlarda
daha fazla, sigara içimi ve hiperkolesterole- mi
anlamlıolarak daha
düşük bulunmuştur.Yine UAP olgulannda
yapılanbir kohort
çalışmasındaka-
dınların
erkeklere
kıyasla7
yaşdaha
yaşlı(ortalama
yaş
67) olup, ana mnezde hi pertansiyon ve hiperko- lesterolemi
oranlarıyüksek, sigara
kullanımı düşük bulunmuştur (22). Diğerbir kohort
çalışmasındaise
kadınlar
erkeklere
kıyasladaha
yaşlıolup (ortalama
yaş
65), diyabet ve hipertansiyon öyküsünün daha fazla ve sigara
kullanımınındaha
düşük olduğubil-
dirilmiştir (19).
Bizim
çalışmamızda kadıngrubunda ortalama
yaş58.2
yılolup,
diğerbüyük s erilere
kıyasla
yaklaşık7-10
yılfark bulunurken erkek gru- bunda ise bu fark
yanlızca2-4
yıldır.Genel
eğiliminaksine olan bu bulgu büyük
olasılıkla çalışmamızdabundaki
diğerseril ere
kıyasla düşükolan hiperl ipi- demi
oranıda bu grubun daha genç
olmasıve yine hasta
sayısının azlığıile
açıklanabilir.Akut koroner sendrom popülasyonunda ST-elevas- yonlu olg ularda
kadınhas ta
oranları anlamlıolarak
düşükken
(%18-25)
(26-28),ST-elevasyonsuz ol- gularda
kadınhasta
oranıgöreceli olarak daha yük- sek
bulunmuştur(TIMI-3
çalışmasında%34). Uns- table angina
olgularında yapılan çalışmalarda kadınhasta
oranları%39 ila %42 o larak
bildirilmiştir (19- 22).Biz im
çalışmamızdada
kadınhasta
oranı%29.6 idi.
Göğüs ağrısı
ile
başvuranakut koroner sendrom ol-
gularında
AMI
gelişimriski erkek olgularda
anlamlıolarak yüksek
bulunmuştur (2,33). YalnızcaST-ele- vasyonsuz
olguların alındığıTIMI-3
çalışmasındanon-Q M I popülasyonunda
erkek/kadınhasta
oranıUAP popülasyonuna
kıyasladaha yüksek
bulunmuştur
(30). Kadıncinsiyetre MI
gelişimriskinin daha
düşük olması
ile ilgili
çeşitlifak törler ileri
sürülmüştür.
Bazı çalışmalardabu
farklılığın yalnızcagenç
yaştaki
hasta la rda
anlamlı olduğu bildirilmiştir (15,34,35).Nispeten genç bir hasta popülasyonu ile
yapılan çalışmamızda
ise hastane içi no n-Q MI riski
kadın
hastalarda belirgin
düşükbulundu, ancak ara- daki fark istatistiksel olarak
anlamlı değildi.Akut koroner se ndromlarda cinsiyete
bağlı farklılı ğın diğernede nleri ise tromb otik ve fibr inolitik akti- vitedeki
farklılıklar (36,37)veya koroner arter
hastalığının yaygınlığı
ve ciddiyetinde veya kollateral kan
akımının varlığı
ile ilgili
farklılıklardan (30,38,39)kaynaklanabilir. Birçok
çalışmadaakut koroner sendromlarda, özellikle ST-elevasyonlu MI'de
kadınhastalara erkeklere
kıyasladaha seyrek olarak kalp kateterizasyonu ve revaskülari zasyon
uygulandığı bildirilmiştir (1 1,17,18,38-41).Unstable ang ina pectoris
olguları
il e
yapılan"Guarantee Regis try"s inde kalp kateterizasyo nu, koroner anj iyoplas ti ve bypass ope- rasyonunun daha seyrek
uygulandığı bildirilmiştir(sırasıyla
%4 4 ve %53, p=0.002; % 12 ve %18;
p=0.02, %7 ve % 10, p=O.OOl )
(19).Bu
çalışmaya kıyasla bizim
çalışmamızdaise koroner anjiyog rafi uygulama
oranlarıher iki cinsiyette de d aha yüksek ike n (erkek: %86,
kadın:%70.8),revaskülari zasyon
oranları
(erkek: %24.4,
kadın:%27.8)benzerdi. An-
cak her iki cins
arasındais tatistiksel olarak
anlamlıKadınlarda
daha az oranda
revaskülarizasyon uygu-lamasının
klinik önemi
tartışmalıdır.Çünkü UAP'ta
kadınlarda
daha az oranda pozitif egzersiz ve sinlig- rafik test
(42,43)ve korone r anjiyografide daha az c
iddikoroner arter
hastalığı (39,44) saptanmıştır.GUSTO II-b
çalışmasındaUAP
olgularındaciddi koro ne r arter
hastalığı sıklığı kadınolgularda %69,5 erkeklerde %86. 1 olarak
bildirilmiştir (31). Çalışmamızda
ise ciddi koroner arter
hastalığıher iki cin si- yette benzerdi
(kadınlarda %81.6, erkeklerde
%88.2). Sadece bir
çalışmada kliniğinc iddiyeti , ko- morb
idite veya anjiyografide koroner arter hastalığının yaygınlığı
g ibi faktörle r göz önüne
alındığındauygun endikasyon yönünden
(21,45)revaskülarizas- yon uygulam a
sıklığında farklılık bulunmuştur (40)."the Guarantee registry "
çalışınasında kadınlaradaha az oranda kalp kateterizasyonu, anjiyopl asti ve ACBG
uygulandığı gözlenmiştir,ancak çok
değişken
lianalizde uygun endikasyonla anjiyografi ve PCI
uygulaınalarında farklılık gösterileınemişken,daha az oranda ACBG
uygulandığı belirtilmiştir (19).D aha az rev askülarizasyon
uygulanınasıile ilgili di-
ğer
bir
olasılıkda kadınlarındaha yüksek oranda
işlemi reddetmelerinden kaynaklanabilecegi
bildirilmiştir
(3).Sonuç olarak,
çalışmamızda kadınhastalar erkeklere
kıyasla,
temel klinik özellikler yönünden daha
düşükbir risk faktörü profiline sahip olup, her iki c insiyet
arasındaki başlangıçtaki
klin ik risk düzeyi ve hasta- neye
yatırılına oranları farklılık göstermeıniştir.Has- taneye yatan o lg ularda koroner a rter
hastalığıyay-
gınlığı
veya inv azif
girişim oranlarındacinsiyet yö- nünd en bir
farklılık gözlenmemiştir.Unstable angina pektariste tedavi hedefleri refrakter veya tekrarlayan iskemi, MI
gelişimive ölümün
önlenınesidir.Bunun
yanında
hastada acil veya e rken revas külarizasyona gidilmesi de
taşıdığıyüksek riski nedeniyle olumsuz bir faktör olarak
değerlendirilmektedir. Çalışmamızda
kadınlardahastane içi dönemde tekrarlayan veya refrakter iskemi
anlamlıolmayan bir yükseklik gös- terirken, acil revaskülarizasyon
oranıdaha
düşükidi.
Kadın
hastalarda has tane içi non-Q
Mİ gelişimiista- tistiksel anlamda
farklılık gösterınesede beli rgin olara k
düşükbulunurken, her iki grupta da ölüm gözle nmedi.
Bu b
ulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde kısıtlı
hasta
sayısı ile yapılanbu
çalışma,prospektif bir
çalışına
olup
hastaların tanı,hastaneye
yatırılınaen-
510
dikasyonları açısından kadın
ve erkek cinsiye t grup-
larında
bir
farklılık göstermeınesi doğaldır.Ancak
çalışmamızda bazı diğer çalışınalardan farklı
olarak
kadın
hastalarda med
ikal veya invazif
girişimyakla-
şunları
da bir
farklılık gösterınemiştir. Çalışmamızda
kadın hastalarınhastane içi ve
kısadönemdeki ta- kipteki klinik
sonuçlarınınliteratürdek i MI popü
las-yonuna
kıyaslagöreceli o
larak daha iyi olmasıgenel olarak daha büyük serilerle
yapılanUAP
çalışmalarıile
uyuınludur.Bu sonuçta
diğerUAP serilerdekinin aksine bizim
çalışmagrubumuzdaki
kadın olgularınerkekle
re kıyasla yaş farkı gösterınemesive nispeten daha genç bir popülasyon
olmasınınve risk faktörle- ri profilinin daha iyi
olmasınında etkili
olduğunu düşündürmektedir.KAYNAKLAR
1.
Puletti M, Sunseri L, Curione M, Erba SM, Borgia C: Acute ınyocardial infarcıion: sex relaıed differences in prognosis. Am HeartJ
1 984; 108:63-62. Woodfield SL, Lundergan CF, Reiner JS et al: Gen- der and acute myocardial infaretion : ls there a different response to throınbolysis?
J
Am Coll Cardiol 1 997;29:35- 423. Maynard C, Litwin PE, Martin JS, Weaver WD:
Gender differcnces in the treatment and outcome of acute myocardial infarction: results from the Myocardial Triage and Intervention Registry, Are h Intern Med 1 992; 152:972- 6
4. Kostis JB, Wilson AC, O'Dowd K, et al: Sex differen- ces in the management and long terın outcoıne of acute
ınyocardial infarction: a statewide study. Circulation
ı 994;90: ı 7 ı 5-30
S. Dittrich H, Glipin E, Nicod P, Cali G, Henning H, Ross J Jr: Acute myocardial infaretion in women: influ- ence of gender on mortality and prognostic variables. Am
J
Cardiol 1998;62: ı -76. Lerner DJ, Kannel WB: Patterns of CHD morbidity and ınortality in the sexes: a 26-year follow-up of lhe Fra- ıningham population. Am Heart
J
1986; l ll :383-90 7. Ayanian JZ, Epstein AM: Differences in the use of procedures between women and men hospitilizcd for coro- nary artery disease. N Eng J Med 1991 ;325:221-58. Krumholtz HM, Dougles PS, Lauer MS, Pasternak RC: Selection of patients for coronary revascularization after MI: is there evidence foragender bias? Ann ıntern
Med 1992; 116;785-90
9. Steingart RM, Packer M, Harnın P, et al, for the Survival and Ventricular Enlargement lnvestigators.
Sex differences in the management of coronary artery di- sease. N Eng
J
Med 199 ı ;325:226-3010. Khan SS, Nessim S, Gray R ,Czer LS Chaux A, Matioff J: lncreased mortality of women in coronary ar-
s.
Pelı/ivanoğlu ve ark.: Unstable Angi na Pekt01'is Olgulamıda Kadın Cinsiyetinin Klinik Özellikleri ve Prognostik Önemitery bypass surgery: evielence of referral bias. Ann Intern Med 1990; 1 ı 2:561-7
11. Chiriboga DE, Yarzebski J, Goldberg RJ, et al: A community-wide perspective of gender differenees and temporal trends in the use of diagnostic and revasculariza- tion proeedures for acute myoeardial infarction. Am J Car- diol 1993;71:268-73
12. Giles WH, Anda RF, Casper ML, Escobedo LG, Taylor HA: Raee and sex differenees in rates of invasive eardiae proeedures in US hospitals. Ann Intern Med
1995; ı 55:318-24
13. Chandra NC, Zeigeistein RC, Rogers W J, Tiefenb- runn AJ, Go re JM, Frene h W J, Rubinson M, for the National Registry of Myocardial Infaretion (NRMI-1) Investigators. Observations of the treatment of women in the United States with myocarelial infaretion. Ann Intern Med 1998; 158:981-8
14. Robinson K, Conroy RM, Mulcahy R, Hickey N:
Risk faetors anel in-hospital course of fırst episode of myo- eardial infaretion or aeute eoronary insufficiency in wo- men. J Am Coll Careliol 1988; 1 ı :932-6
ıs. Dittrich H, Glipin E, Nicod P, Cali G, Henning H, Ross J Jr: Acute myoeardiaı infaretion in women: influ- ence of gender on mortality anel prognostic variables. Am J Cardiol 1988;62: ı -7
16. Weaver WD, White HD, Wilcox RG, et al: Compa- risions of characteristics and outcomes among women and men with aeute myocareliaı infaretion treateel with throm- boıytic therapy. JAMA 1996;275:777-782
17. Stone PH, Thompson B, Anderson HV, et al, for the TIMI-III Registry Study Group. lnfluence of race, sex and age on managemen ı of unstabıe angi na and non-Q wa- ve myoeardial infarction; the TIMI-III Registry. JAMA 1996;275:1 104-12
18. Hochınann JS, McCabe CH, Stone PH et al: Outco- me and profile of women and men preseniing with acute coronary syndromes: a report from TIMI Il!B investiga- tors. Thrombolysis in Myocardial İnfarction. J Am Coll Cardioı ı 997;30: 141-8
19. Scirica BM, Moliterno DJ, Every NR, and the GU- ARANTEE Investigators. Differenees between men and women in the management of unstable angina pectoris (The GUARANTEE Registry). Am J Cardiol 1999;84: ı 145-50
20. Chua TP, Saia F, Bhardwaj V et al: Are ılıere gen- der differenees in patients w ith unstable angina? Int J Car- diol 2000;72(3):281-6
21. Braunwald E, Mark D, Jones R, et al: Unstable an- gina: Diagnosis and Management: Clinical Praetice Guide-.
line, Number 10; Rockwile, Md: Ageney for Health Care Policy and Researeh: 1994.
22. Roger VL, Farkouh ME, Weston SA et al: Sex ?if- ferences in evaluation and outcome of unstable angına.
JAMA 2000;283 (5):646-52
23. Cannon CP, Thompson B, McCabe CH et al: Pre-
Thrombolysis in Myocardial ischemia (TIMI III) trials.
Am 1 Cardiol 1995:75:977-81
24. Kober L, Torp-Pederson C, Ottesen M, Rasmussen S, Lessing M, Skagen K: Influence of gender on short- and long-term mortality after myocardial infaretion. Am 1 Cardiol 1996;77: 1052-56
25. Puletti M, Sunseri L, Curione M, Erba SM, Borgia C: Acute myocardial infarction: sex related differences in prognosis. Am Heart J 1984; 108:63-6
26. Lincoff AM, Califf RM, Ellis SG, et al: Thromboly- tic therapy for women with myoeardial infarction: is therc ageneler gap? J Am Co ll Cardiol 1 993;22: 1780-7 27. White HD, Barbash Gl, Modan M, et al: After eor- recting for worse baseline eharacteristics, wom~n trea~ed with thrombolytic therapy for aeute myocardıal ınfarctıon have the same mortality and morbidity as men except for a higher ineidence of hemorragic stroke. Cireulation
ı 993;88:2097-3 103
28. lleeker RC, Terrin M, Ross R, et al: Comparision of elinical outeomes for women and men after myocarelial in- farction. Ann Intern Med 1994;88:2097-3103
29. Kudenchuk PJ, Maynard C, Martin JS, Wirkus M, Weaver WD: Comparisian of presentation, treatment, and outeome of acute myoeardial infaretion in men versus wo- men. Am 1 Cardiol 1996;78:9-14
30. Hochınan JS, McCabe CH, Stone PH, et al: Outco- me and profile of women and men preseniing with acute coronary syndromes: a report from TIMI III-B. J Am Coll Cardioll997;30:141-148
31. Hochman JS, Thamis JE, Thompson TD et al for The Global use of Strategies To Open Occluted Coro- nary Arteriesin Acute Coronary Syndromes. GUSTO- IIb Investigators. Sex, elinical prcsentaıion, and outcomc in patients with acute coronary syndromes. N Eng J Med 1999;226-32
32. TUMAR investigators. The effect of gendcr and in- hospital outcome of acute myocardial infarction: the Tur- kish Acute Myocarelial Infaretion Study. Eur Hcart 1 2000;21: (Suppl.) 181
33. Cunningham MA, Lee TH, Cook EF, et al: The ef- fect of gender on the prDbability of myocarelial infaretion among emergency department patients with acutc chest pain: areport from the Multicenter Chest Pain Study Gro- up. 1 Gen Intern Med 1 989;4:392-8
34. Greenland P, Reicher-Reiss H, Goldbourt U, Behar S: In-hospital and !-year mortality in 1524 women after myocardial infarction: comparisian w ith 4315 men. Circu- lation 1991 ;83:484-9 1
35. Demirovic J, Blackbum H, Mc Govern PG, Luep- ker R, Sprafka JM, Glibertson D: Sex differences in early mortality after myocardial infaretion (the Minnesota Heart Survey ). Am 1 Cardiol 1 995; I 096-1 1
O
136. Conian MG, Folsom AR, Finch A, et al: Associati- ons of factor VIII and von Willebrand factor with age, ra- ce, sex and risk factors for atherosclerosis: the Atheroscle-
J UIK 1\.UIUtyuı Ut;l" 1'11~ .G.VVJ 1 &.7. Jvv-Jı•
37. Cucuianu M, Lanezek M, Roman S: Plasminogen activator inhibitor (PAI) in obese men and obese women.
Rom
JIntem Med 1993;3 1:183-92
38. Krumholz HM, Doug1 as PS, Lauer MS, Pasternak RC: Selection of patients for coronary angiography and coronary revascularization early after myocardial infarcti- on: is there a evidence for a gender bias? Ann Intern Med
1992; ı ı6:785-90
39. Johansson S, Bergstrand R, Schlossman D, Selin K, Vedin A,
WılhelmsonC: Sex d ifferences in cardioangi- ographi c findings after myocardial infarction. Eur Heart J
ı
984;5:374-81
40. Giles WH, Anda RF, Casper ML, Escobedo LG, Taylor HA: Race and sex differences in rates of invasive cardiac procedures in US Hospital
s.Arch Intern Med 1995; 1 55:318-24
41. Ayanian JZ, Epstein AM: Differences in the use of procedures between women and men hospitalized for co- ronary heart disease. N Eng
JMed 1991;325:221-5
512
42. Shaw LJ, Miller DD, Romeis J C, Kargi D, Younis LT, Chaitman BR: Gender differences in the noninvasive evaluation and management of patients with suspected co- ronary artery disease. Ann In tern Med 1994; 120:559-66 43. Travin Ml, Duca MD, Kleine GM, Herman SD, Demus DD, Heller GV: Relation of gender to physcian use of test results and the prognostic value of stress tecne- tium-99m
sestamibi myocardialsingle-photon emission comput
ertom ography scintigraphy. Am Heart J
1997;134:73-82
44. Bernstein SJ, Hilborne LH, Leape LL, Park RE, Brook RH: The appropriatness of use of cardiovascular procedures in women and men. Arch lntern Med
1